Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Orhan Pamuk Hakkında Hapis İstemi.


AthleT

Öne çıkan mesajlar

o propagandaya inananların zavallılığı.

Yine de belge olduğu anlamına gelmez bu bir. İkincisi de adamlar atatürk'ü karalamak için uluslararası platform'da bu kadar çaba gösterirken, ata'nın resminin devlet dairelerinden kaldırılmasını falan düşünen hükümetler var. E onlar saldırıyo da, e biz de savunalım?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

elaidi konu Atatürk resimleri değil. kaldırtmayız o ayrı. tarihi belgeleri yok ermenilerin hatta bunun asparagas duygu sömürüsü olduğunu kanıtlayacak belgeler var. o yüzden orhan pambık adlı kişinin söylediklerine inanmayın. pulitzer için ülke feda ediyor.[signature][hline]G3NK-Ster paradayzo!
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ya neyse alla aşkına bırakın. Yatıyorum teşekkürler tartıştığınız için. son msjına bişey demiyorum geffen. muhallebiye yazdım msjımı. Teşekkürler herkese.
en son şunu dicem. Bence onların atatürk karşıtı bunca çabasına karşı bizde atatürkü bu derece savunmak amacı hep var ama lafta.

[Bu mesaj elaidizm tarafından 22 Aralık 2005 01:44 tarihinde değiştirilmiştir]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

okuyamadim, tartismaya da pek girmeyeyim uyumam ve o.c. izlemem lazim,

zorunlu göc bilinen bir gercek ve zorunlu olarak yapilan bir durum, güvenlik sebebiyle yapilmasi gerekliligi su götürmez. Zorunlu göc haricindaki diger can kayiplari iki taraftan da oluyor zaten, yerel catismalar vs sebebiyle, bunlar ufak seyler göz önünde bulundurulamaz ve iki tarafta da var zaten. Mesele zorunlu göc.

Silah alip birini vuran, veya kursuna dizen vs yok tabi, ama günümüz sartlarinda bile ne derece imkansiz olacagini düsününce anlayabileceginiz birsey bu. 1,5 milyon insanin, o günün sartlarinda dogu- ic anadoludan suriyeye, hicbir ulasim imkani olmadan, devletin otoritesinin bittigi yani eskiyalarin kol gezdigi topraklardan gecirilerek gönderilmesidir. Büyük bir cogunlugun yolda telef olacagi kesin bir gercek, ki olmus da. Birkac yüz bin kisi varabilmis sadece o topraklara.

Neden illa hakli secmek zorundayiz ki? Bence ortada ne bir soykirim var -buna soykirim demek dogru olmaz-, ne de bir taraf hakli. Osmanli'nin cikardigi bu zorunlu göc durumu acik bir sekilde 1 milyondan fazla ermeninin canina sebep olmustur ama icinde oldugu sartlar da bu karari gerektirmistir.

Amerika'nin atom bombalari, 3. Reich'in toplama kamplari, Mussolini'nin fasist rejimi gibi gercek birer soykirim olan, üstelik daha da yakin tarihte olmus olaylar varken, böyle bir olayin ortaya atilmasi bile gülünc ne yazikki.[signature][hline]WoW EU - Magtheridon / Pain Train
Penthesilea, Level 60 Night Elf Priestess
Emilo, Level 60 Gnome Warrior
Elandra, Level 60 Night Elf Huntress


[Bu mesaj Penthesilea tarafından 22 Aralık 2005 01:50 tarihinde değiştirilmiştir]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
Muhallebi, 22 Aralık 2005 01:44 tarihinde demiş ki:
İşin özü; kabul etmiyoruz kardeşim dağılın. /shoo

Ne güzel arkadaşım. Kimse de sizi kabul etmeye zorlamak istemiyor. Ancak bunun karşılığında siz de kimseyi reddetmeye zorlayamazsınız. Ne demek bunu kabul ediyor diye hapse adam tıkmak? Kimin hakkı var buna? Sizi kabul etmiyorsunuz diye içeri alsalar nasıl olur?
Kabul etmiyorum, o kadar, diyorsanız, karşınızda da, reddetmiyorum, o kadar diyen biri olduğunda o kişiyi çoğunluk olmanın verdiği gazla yargılamaya kalkmayın sakın.[signature][hline]L'enfer c'est l'Autre.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Yuh yahu.
Size ilkokuldadamı öğretmediler "Türkiye'nin jeopolitik önemi,etrafımızdaki düşmanlar" diye.

Okyanusta bi ada olsak tamam eyvallah.Herkes özgür olsun.
Yamyam Orhan bamık çıksın "Biz 150 yıl önce ermosok kabilesini yemiştik" desin. Bişi olmaz.
Ama tüm şartları göze alarak savunun bazı şeyleri yahu.

50 yıl sonrada "Kürt soykırımı" diye çıkacak.Ben o zaman 74 yaşında olucam.
Ama Türkiye diye bir yer olacakmı bilmiyorum.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Söyle bir gercek var ki, -ki ben komplo teorilerinden nefret ederim-, eger bu uluslararasi alanda kabul görürse, bu sebep gösterilip bize yapilacak bir isgal yasallastirilabilir[signature][hline]WoW EU - Magtheridon / Pain Train
Penthesilea, Level 60 Night Elf Priestess
Emilo, Level 60 Gnome Warrior
Elandra, Level 60 Night Elf Huntress
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ben bu konunun buralara geliceini tahmin etmemiştim. Gerçi gelmezdi de ama "muhalefet olayım" zihniyeti getirmiş işte gene.
Sözde ermeni soykırmının var olduğunu idda edenler: bugün upladığım bi topicde(bu topic) genel kurmay başkanlığının bu konuda yayınladığı yazının bi linkini vermiştim. Şimdi siz onu okumadan gene burda abuk sabuk konuşup ortamı germeye çalışırsınız diye buraya tamamını c/p edicem. En azından gözünüze çarpan bir iki cümle belki aklınızı başınıza getirir.

[spo1=Genel Kurmay'ın yazısı] Ermeni Sorunu

1960'lı yılların ikinci yarısından itibaren, çeşitli ülkelerde yerleşik olan Ermeni grupların, Türkiye aleyhine başlattıkları karalama kampanyaları ile varlığını hissettiren sözde Ermeni sorunu, 1973'den sonra "Kanlı Ermeni Terörizmi"ne dönüşmüştür.

Bu tarihten itibaren Türkiye'ye yönelik Ermeni faaliyetleri, "Dört T" planı çerçevesinde uygulamaya konulmuştur. bu plan, sözde Ermeni sorununun tüm dünyada tanıtılması (terörizm ile), tanınması (soykırımın kabulü aşaması), tazminat alınması (Türkiye'den) ve toprak elde edilmesi (Türkiye'den) aşamalarını içermektedir.

Bugün, maksatlı olarak gündemde tutulmaya çalışılan sözde Ermeni sorununun ne derece mesnetsiz olduğunu ve ne tür çıkar kaygıları ile ortaya atıldığını daha iyi anlayabilmek için tarihsel gelişiminin incelenmesinde fayda görülmektedir.

1. ERMENİ KİMLİĞİ VE TARİHTE TÜRK-ERMENİ İLİŞKİLERİ :

Tarihte, "Ermenistan neresidir? nerede başlar? ve nerede biter?" sorularına cevap vermek çok güçtür. ansiklopedik kaynaklarda; Erivan, Gökçegöl, Nahçıvan, Rumiye gölü kuzeyi ve Mako bölgesine, yukarı memleket anlamına gelen Armenia, bu yörelerde yaşayan halka ise Ermeni denildiği yer almaktadır.

Ermeni tarihçilerin bir kısmı, M.Ö. altıncı yüzyılda kuzey Suriye ve Kilikya Bölgesi'nde yaşayan Hititlerden olduklarını, bir diğer kısmı ise Nuh'un oğullarından Hayk'a dayandıklarını iddia etmektedir. Bunun yanında, Ermenistan denilen coğrafyada yerleşen ve bugün Ermeni diye adlandırılan toplumun, bölgenin kesin olarak neresinde yaşadıkları, sayıları ve aynı yörede ikamet eden diğer unsurlara kıyasla nüfus oranları bilinmemektedir.

Görülüyor ki, Ermeni tarihçileri bile kökenleri konusunda fikir birliği içinde değildir. O halde tarih boyunca millet ve bağımsız bir devlet olma vasfını yakalayamayan bu toplumun, herhangi bir bölgeye "vatanımızdır" demeleri mümkün görülmemektedir. "Büyük Ermenistan" hayalinin de, tamamen yayılmacı bir düşüncenin ürünü olduğu değerlendirilmektedir.

Tarihsel olarak bakıldığında, Ermenilerin sırasıyla, Pers, Makedon, Selefkit, Roma, Part, Sasani, Bizans, Arap ve Türkler'in hakimiyeti altında yaşadıkları görülür. Ermeni derebeyliklerinin bir çoğu, bölgeye hakim olan ve/veya Ermenileri kendi saflarına çekerek kullanmak isteyen devletler tarafından kurdurulmuştur.

1071'de Türk hakimiyetine giren Ermeniler'i, Bizans'ın zulüm idaresinden kurtaran ve onlara insanca yaşama hakkını bahşeden, Selçuklu Türkleri olmuştur. Fatih döneminde ise, Ermenilere din ve vicdan hürriyeti verilmiş, Ermeni cemaati için dini ve sosyal faaliyetlerini yönetmek üzere Ermeni patrikliği kurulmuştur.

Ermeni patriği, kendi yetkisiyle ruhani reisleri azlediyor, dini ayinleri yasaklıyor, kendi adamlarından haraç toplayabiliyor, nikah işlerini yürütebiliyor ve hapis cezaları verebiliyordu.

Ermeniler, 19 uncu yüzyılın sonlarına kadar Osmanlı idaresinde, Türk insanının hoşgörüsünden de yararlanarak, adeta altın çağlarını yaşamışlardır. Askerlikten muaf tutulan ve kısmen vergi muafiyeti tanınan Ermeniler, ticaret, zanaat ve tarım ile idari mekanizmalarda önemli görevlere yükselme fırsatını elde etmişlerdir. Rum isyanından sonra boşalan Osmanlı hariciyesine yerleştirilen Ermeniler'e Osmanlı Devleti'ne hizmetlerinden dolayı "milleti sadıka" adı verilmiştir.

Bu nedenle 19 ncu yüzyılın son çeyreğine kadar Osmanlılar'ın bir Ermeni sorunu olmadığı gibi, Ermeni tebaa'nın da Türk yöneticileriyle halledemedikleri bir mesele mevcut değildir.

2. ERMENİ SORUNU NEDİR ?

Osmanlı devleti zayıflamaya başlayıp, hemen her konuda Avrupa'nın müdahalesine maruz kalınca, Türk - Ermeni ilişkilerinde de bir bozulma devri başlamıştır. Batılı ülkeler Osmanlı Devleti'ni bölerek bölgesel çıkarlarına ulaşabilmek için Ermeniler'i Türk toplumundan koparmayı hedeflemişlerdir.

Özellikle Avrupa'nın bazı büyük devletleri ıslahat" adı altında bir yandan Osmanlı Devleti'nin iç işlerine karışırken, bir yandan da Ermeniler'i, Osmanlı Yönetimi'ne karşı teşkilatlandırmışlardır.

Böylece ülke içinde ve dışında teşkilatlanan ve silahlanan Ermeni komiteleri ile Ermeni kiliseleri'nin kışkırtıcı faaliyetleri sonucunda, Ermeni toplumu yavaş yavaş Türkler'den uzaklaşmaya başlamıştır.

Türkler'in iyi tutumuna karşın, yabancı devletlerle ittifak etmek suretiyle Türkler'le mücadeleye başlayan Ermeniler, Batı'n
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
sir, 22 Aralık 2005 01:14 tarihinde demiş ki:
2) öncelikle dikkat etmemiz gereken şey, bu soykırım iddiası kimlerin işine yarıyor?neden bu konu sürekli kaşınıp duruyor?kim bu konudan nasıl bir çıkar sağlama peşinde?"tarihsel gerçekler" kimlerin umrunda?şu yazıyı bi okumanızı öneririm.
http://forum.paticik.com/view.php?id=149232

yukardaki topicte verdiim link sir'in topiciymiş. dikkatsizliğimden dolayı özürdilerim 2 kere verilmiş oldu. Gerçi bi yandan da iyi oldu pekişsin işte.

Orhan Pamuk olayına dönersek adam zaten yırtıyomuş hertürlü
Yeni TCK - madde 301.
1- türklüğü, cumhuriyeti veya türkiye büyük millet meclisini alenen aşağılayan kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
2- türkiye cumhuriyeti hükdevletin yargı organlarını, askeri veya emniyet teşkilatını alenen aşağılayan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
3- türklüğü aşağılamanın yabancı bir ülkede bir türk vatandaşı tarafından işlenmesi hâlinde, verilecek ceza üçte bir oranında artırılır.
4- eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz.
[signature][hline]you are the all singing all dancing crap of the world
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Londra yakınlarındaki Churt'ta bulunan sayfiye evinin geniş bahçesinde, Lloyd George ile Lord Curzon da ağır ağır yürüyerek konuşuyorlardı. Lloyd George bu vesileden yararlanarak sevgili köpeği Tasso'yu da gezdiriyordu.

Lord Curzon kalın bastonuna yaslanarak durdu:

"...Bunun üzerine Washington elçiliğimize talimat vererek, Amerikan hükümetinin elinde, Türklerin Ermeni kıyımı yaptığına dair belge olup olmadığını öğrenmesini istedim. Amerikalılar, ellerindeki bütün dosyaları incelememize açtılar."

"Güzel."

"Ama Büyükelçiden gelen cevap beni hayal kırıklığına uğrattı. 'Dosyalarda, Türkler aleyhinde kanıt olarak kullanılabilecek hiçbir belge olmadığını' bildiriyor."

"Şu halde, Malta'da bulunan (sürgün) hiçbir Türkü yargılamamız mümkün değil."

"Evet. Başsavcılık da bu kanıda."

"Öyleyse tümünü serbest bırakmamız gerekecek."

"Hukuk açısından, evet. Ama prestijimiz bakımından bunun doğru olmadığını düşünüyorum."

Lloyd George, bir şey söylemeden yürümeye başladı. Lord Curzon haklıydı. Bir çıkış yolu bulmak zorundaydılar. Birden durup Lord Curzon'u bekledi:

"Kanıt bulamadığımızı açıklamadan, bu olayı dünya kamuoyuna şöyle takdim edemez miyiz: Ankara, İngiliz esirlerini serbest bırakmadı, biz de haklı olarak, geri kalan Türklerin serbest bırakılmsını erteledik. Ne dersiniz?"

Kuşkuyla baktı. Curzon memnunlukla Başbakanı destekledi:

"O zaman olay, hukuki olmaktan çıkar, siyasi nitelik kazanır."

Lloyd George'un yüzü gevşedi:

"Böylece biz de oyunu, kendi alanımızda ve kendi kurallarımızla oynarız."

Olayı sürüncemede bırakmayı kararlaştırdılar.

Bu yaklaşım , Ermeni kıyımından sorumlu tutulan 51 sürgünle birlikte, her an serbest bırakılmayı bekleyen 27 sürgünün de daha uzun süre Malta'da kalmasına yol açacak, İngiliz baskısına boyun eğmeyen Ankara da belli başlı İngiliz esirlerini elinde tutmayı sürdürecektir.

Yola çıkmaya hazırlanan 27'ler, erteleme kararını öğrenince bir kez daha yıkıldılar:

"Ama bu zulüm!"

Bu karar sürgünleri ikiye böldü. Ankara'nın ilkeli davranarak "ya hep ya hiç' demesini doğru bulanlar, "işte hükümet böyle olur!" diye Ankara'yı alkışlıyor, bir kısmı ise Malta'da kalacakları için İngiltere'yle birlikte Ankara'ya da ateş püskürüyordu. Bunlar için kişisel esenlik, bağımsızlıktan ve devlet onurundan daha önemliydi. Osmanlı Devleti'ni kemirip çürüten etkenlerden biri de bu anlayıştı.


Kaynak: Şu Çılgın Türkler, Sf. 93, 94 (Malta Sürgünleri, Bilâl N. Şimşir)

---------------------------------------------------------

Belge, kanıt olarak insanların söylediklerini dikkate alacaksak alın size insanların söyledikleri. Yetmezse o zaman bölgede yaşayan Türk halkının söylediklerini de üstüne koyun bir zahmet. Öyle ya madem halk hikayelerinden söylentilerden yola çıkarak tartışacağız bu meseleyi, o zaman bırakalım arşivdeki belgeleri (bu belgeleri çürümeye niye bırakıyorsak hâlâ?), insanların yaşadıklarını (bizim insanlarımızın da, halkın da, ASALA'nın katlettiği devlet adamlarımızı, insanlarımızı da) ve bu şekilde söylentilerle tartışalım.

Böylece bu iddiayı ortaya atanların da dediği gibi iş başka boyuta çekilsin ki elimiz zayıflar değil mi?

said:

"O zaman olay, hukuki olmaktan çıkar, siyasi nitelik kazanır."

Lloyd George'un yüzü gevşedi:

"Böylece biz de oyunu, kendi alanımızda ve kendi kurallarımızla oynarız."
[signature][hline]Halatsız A3

.:. He who fights with monsters should look to himself does not become a monster...When you gaze long into the abyss, the abyss also gazes into you .:.
- Friedrich Nietzsche
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

"şerrefsizler" dicem ama adamların yaptıkları da çok normal. kazanmak için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar. bence şuan türkiyenin tutumu çok da kötü değil, yani bir çok yönden bu tezleri çürüttük tabi kaskafa olunca karşındaki, nato mermer nato kafa olunca bişi olmuo. ama görüyoruz ki, bi orhan pamuğa kaldılar, artık o kadar çok bastırcak tezleri yoh. tabi ab ye girmek isteyince işler karışıyor farklı değişkenler işin içine girio ordan baskı yapıolar tabi.

o köpeüe de o lordlarada kafam girsin, salaklar kurtuluş filminde de köpek dolaştırırken 50 defa türkleri şöle yencez böle yencez diolar havalarını alıolar. inşallah bunu da atlatcaz. türkiye de özgürlükler olduğunu biliolar halbuki. dün genç bakışı izleyen varsa güzel bi örnek görürlerdi.
ayrıca bkz:
link1
link 2
dünya bilio bunun yalan olduğunu, bakalım bu katakulli nasıl biticek, aslında ben sevinçliyim, türkler için kazanılacak bir zafer var. bu zaferi elde edince hem onların prestiji düşücek hem bizimki çıkıcak. bakalım hayrola.[signature][hline]EU-Frostwhisper; No Skill Just Luckers (guild)
lvl60 Human Mage (31arcane/20fire !)
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

yazının tamamını okumaya ömrünüz yettiği zaman konular hakkındaki fikirleriniz de gerçek tartışma platformuna oturacaktır, yoksa hepsi boş gelir bu haliyle

not: imzanın anlamı, "zengin ol veya bu yolda/buna ulaşmayı denerken öl" (birinci satır), "ermeni olmaktan gurur/onur duyuyorum" (ikinci satır)[signature][hline]Halatsız A3

.:. He who fights with monsters should look to himself does not become a monster...When you gaze long into the abyss, the abyss also gazes into you .:.
- Friedrich Nietzsche
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...