Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

AİHM sinden nihai karar: Türban siyasi İslam'ın sembolü


paspatur

Öne çıkan mesajlar

yorum:avrupadan beklemediğim ilginç bir karar,hayırlısı olsn.

Haber:
Türban siyasi İslam'ın sembolü

Türban yüzünden tıp eğitimini tamamlayamayan Şahin'in itirazını reddeden mahkeme, türbanın 'toplumu böldüğü'ne vurgu yaptı....

Aralarında Türk hâkim Rıza Türmen'in de bulunduğu 17 yargıçtan oluşan AİHM Büyük Dairesi, türban davasının 55 sayfalık gerekçeli kararını açıkladı... AİHM'nin verdiği kararın, sadece Türkiye'nin özel şartları değil, genel olarak Avrupa'nın durumu da göz önünde bulundurularak alındığı ifade edildi. Türbanın siyasi sembol olduğu belirtildi... Toplumda, "bu giysiyi takmanın dini inancın bir gereği olduğunu düşünenler ve düşünmeyenler" olarak ayrım yarattığı belirtildi...

Karar oybirliğiyle alındı
AİHM Büyük Dairesi, "türbanın dinin kurallarından biri olduğu için takıldığı" savunmasına da şu karşılığı verdi: "Öncelik dinin değil devletin kurallarıdır..." Mahkemenin gerekçeli kararındaki beş maddeden üçü oybirliği, ikisi ise bire karşı 16 oyla kabul edildi. İşte, Büyük Daire'nin kararında yer alan ve gündemi değiştiren çarpıcı ifadeler:

1-Politik bir sorun
Avrupa'daki üniversitelerde de türban tartışılıyor. Ancak, Türkiye'de türban, kişisel özgürlükten çok politik anlamda sorun oluşturuyor. Toplumu geriyor...

2-Kıyafet kanunu
Herkes kıyafetini seçmekte özgürdür... Ancak, aslolan kıyafet kanunudur. Modern toplum yaratma, vatandaşları dinine göre ayırt etmemeyi öngörür.

3-Laikliğin bir gereği
Otoritelerin laikliği muhafaza etmesi için İslami başörtüsünün giyilmesini engellediği düzenlemeler, mahkeme tarafından anlaşılabilir bulunmuştur.

4-Toplumu bölüyor
Türbanlı öğrenciler toplumun diğer kesimlerinde kamplaşmalar yarattı. Özellikle "dinsizler ve inananlar" ayrımı yapılmaya başlandı. Bu çok tehlikeli...

5-Geleneksel değil
Kadınların saçlarını örtmek için kullandığı başörtüsü, saçın gözükmeyeceği şekilde boğazda bağlanan ise türbandır... Ve türban siyasi bir semboldür...

AİHM türban yasağını haklı buldu

"Türban, siyasi İslam'ın sembolü. Toplumu inananlar-inanmayanlar diye ikiye bölüyor" "Türkiye’deki aşırı siyasi hareketler, kendi dini kurallarına dayalı bir toplum için dayatıyor".

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Büyük Dairesi, başörtüsü nedeniyle İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'ndeki eğitimini tamamlayamayan Leyla Şahin'in açtığı davada son kararını verdi. Üniversite öğrencisi Leyla Şahin'in itirazını reddeden Büyük Daire, son ve kesin kararında, "türbanın dini bir sembol olduğuna, Türkiye'deki aşırı dinci kesimlerin kendi sembollerini dayattığına" hükmetti. Aralarında Türk hakim Rıza Türmen'in de bulunduğu 17 yargıçtan oluşan Büyük Daire kararını oybirliğiyle aldı. Ancak heyetteki 5 kadın yargıçtan Belçikalı Tulkens, bu yasağın din ve özgürlüğü ile öğrenim hakkı ilkelerine aykırı düştüğü görüşünü savundu.

TÜRBANIN TANIMI YAPILDI
AİHM kararı verirken, türbanın tanımını da yaptı. "Türban" ile "başörtüsü"nün birbirinden tamamen farklı iki kavram olduğuna işaret eden Büyük Daire, başörtüsünün Anadolu'da gelenekler gereği, sadece saçları örtmek takılan bir giysi olduğuna işaret etti. Türbanın ise, "sıkı ve saçın gözükmeyeceği şeklinde boğazda bağlanan İslami başörtüsü" olduğunu belirtti. AİHM, bu ayrımı yapmakla da yetinmedi ve "İslami başörtüsü, politik İslam'ın sembolü" ifadesini kayda geçirdi. "İslami başörtüsünün dinin kurallarından olduğu" savunmasına karşı, "bu görüşün, devlet eğitiminin tarafsızlığı ilkesi ile bağdaşmayacağını" belirten AİHM, türban yasağının laikliğin gereği olduğunu belirtti, "Otoritelerin laikliği muhafaza etmesi için İslami başörtüsünün giyilmesinin engellemesi anlaşılabilir bulunmuştur" dedi. Mahkeme, türban yasağının "özel yaşama saygısızlık" değil, aksine "diğerlerinin hak ve özgürlüklerine, özel yaşamına saygı" olduğunu da vurguladı.

TÜRKİYE'DE DAYATMA
"Bazı Avrupa ülkelerinde türbanla üniversiteye gidilebildiği" tezine karşılık da, Türkiye'nin özgün koşulları olduğunu belirten AİHM, "Avrupa'daki üniversitelerde de başörtüsü tartışılıyor. Ancak Türkiye, Azerbaycan ve Arnavutluk'ta başörtüsü, kişisel özgürlükten çok, politik anlamıyla sorun oluşturuyor" tesbiti yaptı. Kararda Türkiye'de aşırı siyasi hareketlerin kendi dini sembolleri ve dini kurallara dayalı bir toplum dayatma isteğinin göz ardı edilmemesi gerektiği vurgulanırken, laiklik ilkesinin, Türkiye'de demokratik sistemin korunması için gerekli olduğu belirtildi, ayrıca "üniversitelerdeki türban yasağı konusundaki müdahale için Türk yasalarının meşru temelleri olduğu" vurgulandı. Türkiye'deki Anayasa Mahkemesi'nin türbanın Anayasaya aykırı olduğu yolundaki kararına atıfta bulunan Büyük Daire, şöyle dedi: "Düşünce ve din ifadesi özgürlüğü ihlal edilmemiştir. Çünkü, Türkiye'deki Anayasa Mahkemesi'nde görülen davada, demokratik değerlerin garantörü olan laiklik, özgürlük ve eşitliğin birleşme noktasıdır. Bu prensip, devleti tek bir din ve inancı tercih manifestosundan alıkoymuştur. Aynı zamanda, devleti hakem rolünde yönl
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

valla ben okudum super bi karar almışlar bence,ama tabi bu kararı almalarının başlıca sebepi Turkiyedeki sorun deil kendi iclerindede bu sorunu yasıyorlar guzelcene cozum bulmuşlar işde:)[signature][hline]Kerem zerker rr5l5 excal/mid
Elturco warlock rr6l1 excal/mid
Arikan hero rr3 pryd/hib
Kokokoko rr3 friar/camlan
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

çok iyi abi bizim memleket bıraktı herşeyi kaç senesini şu türban konusuna verdi halada devam ediyor avrupalınında keyfi yerinde tabi türk gencini yine böldüler sağ sol diye ikiye ilerde işleri kolaylaştı ee tabi ilerde avrupa birliğine girmemiz geeken senelerde başta şuanki türk genci olucak ve hayal ettikleri bölünmüş sürekli birbiriyle kapışan bi hükümetin temellerini atıyolar şundan 20 sene önce abilerimizin ablalarımızın belki anne babamızın yaptığı gibi büyük bir oyunun küçük piyonları olmayın derim onların yaptığı hataları tekrarlamıyalım yoksa onların"türkiye türklere bırakılamayacak kadar değerli bir yerdir" sözünün arkasındaki planlara yardımcı olmuş oluruz
artık bırakalım şu ufak konuları vatan elden gidiyor bizim uğraştığımız şeylere bak alın işte dün atanın ölüm yıldönümüydü herkes dediki o bu günleri görseydi kahrolurdu,atam izindeyiz gibi sembolik şeyler söylendi ve bugün yine aynı saçmalıklara devam ediliyor yazıklar olsun bunları yapanlara ve bu oyuna göz yumanlara[signature][hline]We all shine like stars
Then we fade away

[Bu mesaj Gerab tarafından 11 Kasım 2005 11:30 tarihinde değiştirilmiştir]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

aihm de bile "bu benim inancım" diye savunmaya çalışıyorlar deli ediyorlar beni.
desen ya bu giyim kuşam özgürlüğüdür diye.. desen de ben de destek versem..
ama tabi kolay geliyor "dine saygısızlık! inanca saldırı! inancımı engelliyorlar!" diye popülistlik yapmak. ondan sonra uğraş dur cihada çıkan böğürgenlerle. peh..[signature][hline]Try Reality!
the invisibile and the non-existent look very much alike!


[Bu mesaj Rahan tarafından 11 Kasım 2005 11:56 tarihinde değiştirilmiştir]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
Eaglewingg, 11 Kasım 2005 11:42 tarihinde demiş ki:
takunyalı kesim hala kabullenmiyo işi geldiğinde ordunun gücünü azaltmak ve istediği gibi at koşturmak için avrupaya sığınan Atatürk ve Cumhuriyet düşmanı ümmetçiler e tokat gibi bir cevap olmustur umarım.

altına ımza atmak ıstedım.[signature][hline]Nietsche is dead...
God!!!
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

çok güzel bir karar olmuş
tebrik ediyorum aihm i

ayrıca aihm e taraflı karar verdi diyenede kafam girsin(davion sana diil diyene)
siyasi islamcılara kapak olsun bu karar[signature][hline]Turuncu Pati... Ne o öyle beyaz, mor, eflatun, çingene pembesi pati fln ya.
Msn:[/b][email protected]
Gmail:[/b][email protected]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Avrupa insan haklari mahkemesi Basli basina siyasi bir örgüttür..orda devletlerin cikarlarini ilgilendiren hic 1 konuda adil bir karar cikamaz,cikmazda..Bu karari adaletlice ve insan haklarina uygunlugunu benimseyerek cok hos olmus diyen arkadaslara sadece gülüorum..siz 1 kesimin icinde dert olmus bir olguyu milyon tanede mahkemeden karar alsaniz..gene o dert dert olmakdan cikmaz.. AVRUPA insan haklari mahkemesine bukadar güveniorsunuz..Buranin sadece siyasi bir aldatmaca oldugunu unutuorsunuz..Türkiye bu mahkemede cogunlugu haksiz olmakla beraber dogu sorununda yüzlerce binlerce kes tazminada mahkum edildi..peki buda adaletlimiydi..??yada yarin BURDA APO yargilansin dendiginde siz gönül rahatligiyla EVET yargilansin..adaletli bir mahkeme burasi diye biliorsaniz bende sizin 4x4 bir insan oldugunzdan adalet yönünde süphe etmicem..peki kaciniz buna "EVET" yaniti verebilir..Buna evt diyemiyorsaniz sizin bile güvenmeyecegi isinize gelmedigi konularda böle 1 karar almis mahkemenin aldigi karari neden ideal bir kisitlama digerek alkisliorsunuz merak ediorum..Eger siz isinize geldiginde evt AVRUP insan Haklari Mahkemesinin kararlari süper isinize gelmediginde de yok kötü derseniz bu olmaz..emin olun oraya ERMENi meselesi gidincede karar bizim lehimize cikacak,apo sorunu gidincede,azinlik sorununda da kararlar hep aleyhimize olcak..Bu ejnebi ülkeleri bu mahkemede sadece kendi cikarlari lehine karar alirlar biz öle istedik biz baski yaptik yada ideal olan budur diye degil..!
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Herşey çok kötü gidiyo ya...

Türban serbest olmalıydı -ki Erbakan ve tayfası sağolsun- siyasi araç olarak kullanılarak "Dinin gerekliliğini yerine getirme özgürlüğü" yok edildi. Şimdi gerçekten dini için türban takanlar da kuruyla birlikte yanıyor. Adamlar itiraz ettiklerinde (siyasi amaç için kullanmayanlar) "ayrımcılık yaratıyo" diye reddediliyolar.

Yazık...[signature][hline][b]Hayatım hayatın için
Hayatım ölümün için
Ölümüm hayatın için
Ölümüm ölümün için
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
bLackcha0s, 11 Kasım 2005 13:41 tarihinde demiş ki:
Eşitlik diyen arkadaşlarada cevap tokat gibi gelmiştir herhalde ?


Neden? Türbanın ve diğer siyasi / ideolojik sembollerin kamusal alanlarda yasaklanması zaten eşitliği pratikte de sağlamaya yöneliktir.

Yerinde tespit, doğru karar bence de.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
Asteroth, 11 Kasım 2005 14:40 tarihinde demiş ki:
Herşey çok kötü gidiyo ya...

Türban serbest olmalıydı -ki Erbakan ve tayfası sağolsun- siyasi araç olarak kullanılarak "Dinin gerekliliğini yerine getirme özgürlüğü" yok edildi. Şimdi gerçekten dini için türban takanlar da kuruyla birlikte yanıyor. Adamlar itiraz ettiklerinde (siyasi amaç için kullanmayanlar) "ayrımcılık yaratıyo" diye reddediliyolar.

Yazık...


Dinin gerekliliği sadece türban takarak yerine getirilmez, doğru karar tebrik ediyorum..[signature][hline]Lezzetsiz tosta yumruk atasım gelir.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Fransa'daki olaylar ışığında AİHM kararı

Ne demeli bilmiyorum ki… Strasbourg'daki hâkimler kendi şehirlerine de sıçrayan "Paris olayları" karşısında nasıl olup da bu derece kayıtsız kalabiliyorlar, gerçekten anlamak mümkün değil…

Tamam, "hukuk" tabii ki siyasal ve toplumsal olanın kuyruğundan gitmeyecek; haklı bir "özerkliği" tabii ki koruyacak.

Ancak bu "özerklik", AİMH Büyük Dairesi'nin Leyla Şahin davasında sergilediği tavırda olduğu gibi, siyasal ve toplumsal olandan bu derece "serbest" mi olmalıdır?

Hem de -hatırlayın- "Paris olayları" ile Leyla Şahin davası arasında adına "ayrımcılık" dediğimiz bir adaletsizlik ortak motif olarak ortada öylece dururken…

Bana sorarsanız, Leyla Şahin davası "Paris olayları"nın da önemli nedenlerinden birisini oluşturan "öğretimde ayrımcılık" faslında daha aşırı bir kerteye işaret etmektedir. Şöyle ki: Fransa'da "Paris olayları"nın önemli nedenlerinden birisi olan "öğretimde kültürel ayrımcılık" yalnızca ilk ve orta öğretimde kendisini gösterip yükseköğretim kurumlarında bu ayrımcılık "sosyal-sınıfsal" bir mahiyet kazanırken, "öğretimde kültürel ayrımcılık" Türkiye'de -Leyla Şahin davasına konu olan olayda karşımıza çıktığı gibi- üniversiteye de ulaşmış durumdadır.

"Paris olayları" göstermiştir ki, cumhuriyetin "kalbi-vatanı" kabul edilen "Okul", Fransa gibi vadesi dolmuş bir cumhuriyetçiğin pek çok alanda dolaşımda olduğu ülkelerde kendisinden beklenildiği gibi "cumhuriyete gönül vermiş yurttaşlar" değil, problemli banliyölerin okuldan başlayarak hayatın her alanında ayrımcılıkla karşılaşan ve hınçlarını otomobillerden çıkaran genç sakinlerini yaratmaktadır. Görmek isteyen için manzara apaçıktır…

Ama siz gelin de, "Okul"dan başlayan bu ayrımcılığın bir toplumu nerelere götürebileceğini AİHM Büyük Dairesi'ndeki hâkimlere anlatın, anlatabilirseniz…

Öyle bir "büyük daire" ki, tıp öğrenimini bitirmesine çok az kalmış bir kız öğrencinin başındaki başörtüsü yüzünden hayatının karartılmasını "düşünce ve vicdan özgürlüğü", "öğretim hakkı", "özel ve ailevi hayata saygı", "ifade özgürlüğü" ve "ayrımcılığın yasaklanması"nın ihlali olarak değerlendirmiyor.

Bir "daire" ancak bu kadar "büyük" olabilir herhalde…

(Söz! İki konuda olumsuz oy kullanan iki yargıcın gerekçelerini size aktaracağım!)

İyi ama bu durumda "Okul"un meziyetleri nereye gitti? "Cumhuriyet", insanlığı aydınlığa kavuşturacak en başta gelen kurum olarak "Okul"u işaret etmiyor muydu? Leyla Şahin'in (biliyorsunuz kendisi tıp öğrenimini Viyana'da tamamladı) başında başörtüsü evinde oturması "cumhuriyet"i, ihlal edilmediği söylenen özgürlükleri ve "büyük daire"yi daha mı memnun ederdi?

Madem konumuz yine Leyla Şahin davası, yeri gelmişken bir hususu bir kere daha hatırlatmayı görev bilirim:

Bu davanın AİHM'ye götürülmesi yanlıştı zaten. AİHM'deki hâkimlerin bu tür konulara şöyle ya da böyle yaklaştıklarından dolayı söylemiyorum bunu. Yanlıştı, çünkü bu konu "insan haklarını" ilgilendiren ve AİHM'nin kararıyla çözülecek bir konu değildi. Olacak iş mi Allah aşkına; Avrupa'nın bütün ülkelerinin üniversiteleri başörtüsüne -tabii ki- açıkken, Türkiye'nin AİHM'nin kapısını çalıp içtihat istemesi de nereden çıktı?

Sorun tabii ki "siyasal"dı ve çözüm de muhakkak ki siyasal olacaktı.
http://www.yenisafak.com.tr/arsiv/2005/kasim/11/kbumin.html

postmodern birşekilde kendi içdinamiklerimiz içinde çözülcek bir sorun olarak görüyorum.
2007-2008 sezonu öngörülerim arasında
bi kaç şey daha var aklımda yazcak ama bilg. ara verdim,pek süre alamıyorum irademden.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
HainPanda, 11 Kasım 2005 16:54 tarihinde demiş ki:Dinin gerekliliği sadece türban takarak yerine getirilmez, doğru karar tebrik ediyorum..


Kararın doğruluğuna ya da yanlışlığına yapılan bir yorum değildi benimkisi. Sadece insanların din özgürlüklerinin, kendileri kullanılarak ellerinden alınmasına yazık dedim.

"Dinin gerekliliği sadece türban takılarak yerine getirilir" anlamı çıkarılacak bir söz de söylemedim. Lakin dinin gereklerinden birisi, kadınların başını örtmesidir, doğru ya da yanlış.

Sonuç olarak benim mesajımdan alıntı yaparak attığın mesajının, benim mesajımla uzaktan yakından alakası yok.

Tekrar okumanı tavsiye ederim.[signature][hline][b]Hayatım hayatın için
Hayatım ölümün için
Ölümüm hayatın için
Ölümüm ölümün için
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...