Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

ne güzel yazı...


tunch

Öne çıkan mesajlar

biz burda "rahat alır" muhabbeti yapmaya devam edelim.. gerçek bu yazıda...

http://www.e-kolay.net/fanatik/FutbolHaber.asp?PID=249&HID=8&HaberID=330933

[spo1=acı tablo]Bir Avrupa Kupası haftasını daha geride bıraktık. Hüzünle... Türkiye’yi Avrupa Kupaları’nda temsil eden tüm takımlardan sürekli zaferler bekliyor, Galatasaray’ın her maç sonrası mucize olduğunu bir kez daha anladığımız başarısının tekrarını hayal ediyoruz. Ancak sahada oynanan futbol, sporcu davranışları, alınan sonuçlar, yüzümüze, kendimize gelip çağdaşlaşmayı sağlayacak adımlar atmamız için sanki bir tokat gibi patlıyor. Bu sonuçlar bize hep söylüyor ki, Türkiye futbolda geri bir ülkedir. Ya da biz söyleyelim;
Futbolumuz geri kalmış bir ülkenin futbolu.

Sayfamızda UEFA’nın resmi web sitesinden alınmış, ülkelerin Avrupa Kupaları’nda yaptıkları maçlar sonrası yerlerini gösterir bir grafik görüyorsunuz. Grafiğe dikkatli bakan gözler İspanya, İtalya, İngiltere, Fransa, Almanya gibi gelenekleri yüksek, ekonomileri sağlam, spor kültürüne ilişkin donanımları tam ülkelerin ilk beşteki yerlerini senelerdir değiştirmediklerini gösteriyor. Türkiye birbiri ardına mucizeleri sığdırdığı üç yılın sonunda milli takımın Güney Kore’de Dünya 3.’sü olmasının ardından ulusal takımlar sıralamasında yedinciliğe kadar yükselse de, kulüpler bazında 2001 yılında yedinciliği yakalasa da son beş senedir sürekli aşağı doğru inen kulüp performansları ile bu sene 13, önümüzdeki sene de ancak 14. sırada yer bulabilecek.
Türkiye liglerinin kalitesi gelen yabancı teknik adamlar tarafından hep yüksek görülse de(!) saha sonuçları gerçeği gözler önüne rahatlıkla serebilecek kadar net. 2000 yılının UEFA Kupası Şampiyonu Galatasaray, yaklaşık 40 milyon dolarlık bütçesiyle UEFA sıralamasında kendisine 180. sırada yer bulabilen Norveç ekibi Tromso’ya eleniyor. Hadi bu rastlantı. Türkiye’nin son iki sezon lig ikinciliğini kazanmış, son üç Türkiye Kupası’nın ikisini kazanıp, birini finalde kaybetmiş en iyi takımı Trabzonspor, Kıbrıs Rum Kesimi’nin listede 214. sırada bulunan Amorthosis Famagusta takımına elendi. Bu arada en gözde kulüplerimizden Trabzonspor’un UEFA listesinde 167. sırada -Trabzonspor’u küçüksemek değil, gerçeği gözler önüne sermek için- olduğunu da belirtmek durumundayız.
Küçük küçük anektodlar aslında futbol kültürü ve bilimsel çalışmadan ne kadar uzak kaldığımız gerçeğini belgeler nitelikte.
Jean Tigana, Ailton ve Kleberson gibi Dünya markası iki futbolcunun oynadığı takımın mağlubiyet gerekçesini açıklarken, “60. dakikadan sonra bazı futbolcularımın bacaklarına kramp girdi!” demedi mi? Bu yine Avrupa’daki pek çok kulüpten dahi yüksek bütçeli Beşiktaş’ın, çağdaş, bilimsel antrenman metodlarıyla çalışmadığının Tigana’nın ağzından kanıtı değil mi?

Antrenörlerimiz yetersiz
Kimisi üç büyüklerde futbol oynamanın verdiği avantaj, kimisi lobi gücü, kimisi sosyal çevresinin etkinliği ile kolaylıkla iş bulabilen teknik adamlarımızın, teknik olarak yeterli, felsefi olarak mükemmel olduğunu kim ileri sürebilir, kaç kişi ileri sürebilir! Futbol Federasyonu Başkanı yapılan Levent Bıçakcı medyadan pek çok kişiyi farklı departmanlarda istihdam ederken, gazetemize yaptığı bir ziyaret sırasında en zayıf yerlerinin antrenör eğitimi olduğunu söylemiş, hatta bizim ona “Medyadan futbol eğitiminin başına geçirecek bir tane adam bulamadınız” dediğimizde, masumca, “Varsa önereceğiniz bir adam değerlendiririz” de demişti. 40’a yakın ülkenin teknik direktörleri pro-lisans uygulamasına tabiyken, bizim teknik direktörlerimizin böyle bir şansı yok. Bilime inanmayan, bilgiden korkmayan, bilimsel bilgiyi yük ve lüks olarak gören teknik adamlarla, bütçe ne olursa olsun beklenen sıçramayı yapabilir miyiz! Kulüplere lisans uygulaması hala hayata geçirilememiş bir ülkede, bilimsel bilgiyi kullanarak miniğinden profesyoneline, çalıştırılmayan sporcularla ancak mucize bekleyebiliriz.

Yönetimlerimiz yetersiz
Yüzde 100 objektif bir değerlendirme yapalım. Türkiye’de 10. hafta itibariyle 18 takımın 10’u hoca değiştirdi, değişen yönetim sayısı sıfır! Futbol kültürü olmayan, milyon dolarlık bütçeleri sahip oldukları herhangi bir sportif birikime göre değil, o anki duygularına göre yöneten, hatalarıyla sevaplarıyla bütün harcamaları ibra edilen yönetimlerle kulüplerin bir futbol geleneği, kültürü oluşturması söz konusu olabilir mi! Kulüplere lisans uygulaması, kulüplerin, taraftarın, sporcunun, teknik adamın lehinedir diye düşünmeyen, kendisine bir dayatma gelmeden, kalıcı hiçbir çözüm üretmeyen yönetimler, Türk futbol kültürüne bir şey kazandırabilir mi? Kulüplerin özellikle 2. Lig ve sonrasında bütçesinin yüzde 90’ını müşterek bahis organizasyonundan sağlayan başka bir ülke var mı? Milletvekili hakem tokatlayan ve cezasız kalan başka bir ülke var mı? ‘Teşvik primi normaldir’ diyen kulüp başkanlarının bulunduğ
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

hepsini okudum ve katılıyorum.
malesef futbolumuz hem milli takım hemde klupler bazında buyuk bi ivmeyle dususte.
toparlanabilmek icin bircok cozum yolu uretliyor fakat bu yollardan herhangi birinde uzlasılamadıgı icin futbolumuz kaostan bir turlu kurtulamıyor.
ve biz malesef hala 6-0,pancu,uefa kupası,dunya 3.culugu gibi seyleri tartısarak veya ovunerek futbolumuzu dahada asagıya surukluyoruz.[signature][hline]-DoruK-, 21 Ağustos 2005 21:17 tarihinde demiş ki:
gayet penatıydı o be. görmedim etmedim ama penaltı olduğundan eminim

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

en çok katıldığım noktalardan biri de futbolcularımızın alt yapı ve teknik yetersizliği buna en büyük örnek gs li sabridir bi insan kaç senedir kendini 1 adım bile ilerletmez mi beyefendi tersine gün geçtikçe daha da geriye gidiyor ayrıca bi havalar artislikler falan türk futbolcusunda çok az bi kesim hariç işe saygı iş ahlakı koca bir 0...[signature][hline]GALATASARAY
__________________________
www.metinoktay.com
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

benim en hasta oldugum sey Turk sporsever insaninin klasik profili. Takimi onemli degil, hangi takimi tutarsa tutsun her zaman bahane hazir...

"hakemler gs/fb/ts/bjk yi tuttu o yuzden sampiyon oldular"

bunu gs 4 sene ust uste sampiyon oldugunda duyduk.
bunu bjk 100. yilinda sampiyon oldugunda duyduk.
bunu su anda fb 2 yildir sampiyon oldugunda duyuyoruz.

evet temiz bir MHK miz olmasada allah askina sirf hakemlermi sampiyon yapiyor bir takimi? birakalim bu isleri ve eksiklerimizi giderelim.

60 milyon kisilik nufus nasil olurda 2 -3 milyon kisilik ulkelere boyun egiyor anlamakta zorluk cekiyorum :/

Gelecek vaad ediyor deidgimiz altin genclerin yarisi avrupada yetistirilmis futbolcu... dunyanin en ovulen genclerinden olan Nuri Sahin alman ekolunde yetismis. Birakalim bu isleri kendi onumuze bakalim, baska takimlara bok atmak anca kendi takimin mukemmel olduguna inanmaktir ki bu yanlis.

Futbol takimlari birer imparatorluk gibidir, yukselisleride vardir, cokusleride. Her takim icin gecerlidir bu. (bkz son 15 yilda man utd, milan, real madrid ve simdiki durumlari, ozellikle man utd)[signature][hline]Azmod3lli L33trano, Leetranos.com acildi... site update edildi, ilk comic bile eklendi!
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
Azmodai, 06 Kasım 2005 06:20 tarihinde demiş ki:


Futbol takimlari birer imparatorluk gibidir, yukselisleride vardir, cokusleride. Her takim icin gecerlidir bu. (bkz son 15 yilda man utd, milan, real madrid ve simdiki durumlari, ozellikle man utd)



ülkemizde en büyük örnek hiç şüphesiz galatasaray fakat her inişin bi çıkışı vardır tıpkı her çıkışın bi inişi olduğu gibi...[signature][hline]www.metinoktay.com
http://www.footballderbies.com/results/match_details.php?id=42&match_id=55
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Makalede doğruluk payı var fakat yermek dünyanın en kolay işi,aksine bu yayın organları çözüm üretse,taraftarı bilinçlendirse biraz da pesimist olsa..Bence Türk futbolu'nun en eleştirilcek bölümü spor basınıdır,berbat bir basın var futbol konusunda...[signature][hline]D'akmor
so 80's
İnanmıyorum Mike!Gerçekten karın kaslarını mı çalıştırıyor?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
Mephisto_, 06 Kasım 2005 07:09 tarihinde demiş ki:
en buyuk galatasaray, nukem de totostur


abi bu adamla atışmayı özledim.Gelen gideni aratırmış =)[signature][hline]Eskiden yeterdim kendime
Artardım bile
Şimdi ne yapsam nafile!...
Ve Kim demiş "can eskimez" diye
Bu can tedirgin bu tende
Can da eskimiş
ben de

/Bedri Rahmi Eyüboğlu
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
BulletRide, 06 Kasım 2005 12:58 tarihinde demiş ki:
Makalede doğruluk payı var fakat yermek dünyanın en kolay işi,aksine bu yayın organları çözüm üretse,taraftarı bilinçlendirse biraz da pesimist olsa..Bence Türk futbolu'nun en eleştirilcek bölümü spor basınıdır,berbat bir basın var futbol konusunda...


+1

en ufak başarıyı abartan oyuncuları rehavete sokan ve ortalığı karıştırmaktan başka bi halta yaramayan bi spor basını maalesef...[signature][hline]www.metinoktay.com
http://www.footballderbies.com/results/match_details.php?id=42&match_id=55
inanmayanlara belgesi...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
tony_montana, 06 Kasım 2005 12:50 tarihinde demiş ki:
ülkemizde en büyük örnek hiç şüphesiz galatasaray fakat her inişin bi çıkışı vardır tıpkı her çıkışın bi inişi olduğu gibi...

Her çıkışın bir inişi vardır ne kadar doğru bir laf ise her inişin bir çıkışı vardır da o kadar yanlış.[signature][hline]rtc
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
Smoke, 07 Kasım 2005 09:56 tarihinde demiş ki:
said:
tony_montana, 06 Kasım 2005 12:50 tarihinde demiş ki:
ülkemizde en büyük örnek hiç şüphesiz galatasaray fakat her inişin bi çıkışı vardır tıpkı her çıkışın bi inişi olduğu gibi...

Her çıkışın bir inişi vardır ne kadar doğru bir laf ise her inişin bir çıkışı vardır da o kadar yanlış.


15 yılı aşkın süredir inişte olan Liverpool'un geçen sene CL+Super kupa alması çıkış değil mi?
Geçen seneye kadar Real ve Valencia'nın gölgesinde olan Barcelona'nın şu an avrupanın en güçlü kulübü olarak görülmesi bir çıkış değil mi?
Geçen seneye kadar küme düşme mücadelesi veren ,zamanında Şampiyon kulüpler şampiyonu olmuş Hamburg'un bu sene Bundesliga'da Bayern'i yenen tek takım olarak üst sıralarda yer alması çıkış değil mi?Ki geçen seneye kadar küme düşme mücadelesi veriyorlardı...
Mali sıkıntılar yüzünden Fransa 1. ligine veda etmiş olan Monaco'nun akabinde CL'de final oynaması çıkış değil mi?
Batması yüzünden amatör kümeye kadar düşen , sonra her sene bir üst lige çıkarak şu an İtalya'nın en güçlü 5 takımından biri olarak görülen Fiorentina bir çıkış değil mi?
Ülkemizden örnek vereyim olmadı..4-5 sene önceye kadar 6. 7. sıraya iyi gözüyle bakan Trabzonspor son 2 sezonun lig 2.si ve son 3 sezonun türkiye kupası finalisti..Bu bir çıkış değil midir?
Nasıl futbolda inişlerin çıkışı olmaz,bunlar güncel örnekler..Daha niceleri var..[signature][hline]D'akmor
so 80's
İnanmıyorum Mike!Gerçekten karın kaslarını mı çalıştırıyor?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Her inişin bir çıkışı olmaz... Verdiğin örnekler ilk saptamadaki "her" kelimesini doğruluyor.

Verdiğin örnekler performans gösterip çıkış yakalayan takımlar, ama burada berdiğin her bir örneğe 10 tane aynı performansı gösteremeyen takım sayabilirim.

Her çıkan takım mutlaka iniş yaşayacaktır ama her inen takım çıkacak diye bir kural olamaz.[signature][hline]rtc
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Bu senin çıkış-iniş kavramınla ilgili o zaman..10 maç kaybedip 11. maçını kazananan bir takım çıkış yapıyor diyemeyiz bence...Aynı şekilde 10 maçını kazanıp 11. maçını kaybeden bir takıma da iniş diyemeyiz...Böyle mikro bir örnekle her inişe bir çıkış,her çıkışa bir iniş bulabiliriz pekala...
Kastettiğin büyük iniş çıkışlarsa...Her inişin bir çıkışıda olmaz...GS avrupa'da çıkıştaydı 80'li senelerde Şampiyon kulüpler kupasında yarı final oynadı ama çıkışını sürdüremedi inişe geçti...Ama 2000'de tekrar çıkışa geçti ve tepeye yerleşti..Şu an tekrar inişte ama çıkışa geçecektir elbet...Bunu biz bilemeyiz takımların,futbolcuların performansları bu çıkış-iniş olaylarını belirliyor ben sadece birkaç örnek sundum...Yanlış anlaşılmasın[signature][hline]D'akmor
so 80's
İnanmıyorum Mike!Gerçekten karın kaslarını mı çalıştırıyor?

[Bu mesaj BulletRide tarafından 07 Kasım 2005 14:28 tarihinde değiştirilmiştir]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Tabi ki büyük başarılara çıkış ve büyük başarılardan sonra tekrarı gelmeyen başarılara iniş diyoruz.

Galatasaray 80'lerde Avrupada çıkış yaşadı, haliyle devamı gelmedi iniş yaşadı, 90ların sonunda tekrar çıkış yaşadı hatta bir önceki sefer geldiği tepe noktayı daha ileri taşıdı, ama kimse bir daha bu çıkışı yaşayacağını garanti edemez. Çünkü her inişin bir çıkışı vardır gibi bir kaide koyamazsın... diyorum kısacası :)

Fenerbahçe de son iki senedir çıkış içince, başarı noktasını her geçen gün yükseltiyor ama iniş başladığında bir daha bu başarıyı yakalayıp yakalayamayacağını kimse garanti edemez ... gibi...[signature][hline]rtc
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

yazı bence 100% doğru. Türkiye de spordan zerre kadar anlamayan adamlar bu işleri yönlendiriyor.

türkiye ligi ve türk futbolcuları ile ilgili kısım mesela. Siz şu ana kadar kaç tane teknik (kafası ve ayağı bir çalışan) türkiye de yetişmiş futbolcu gördünüz? ibrahim üzülmez, ümit özat gibi adamlar 3 büyüklerde top oynuyorlar. tamam canla başla mücadele ediyorlar ama tipik türk futbolcusu adamlar. Kendilerini geliştiremiyorlar, ne doğru dürüst çalım atmayı ne de topa vurmayı biliyorlar. tek yaptıkları doksan dakka boyu koşuşturmak.
anadolu takımları da öle tek bildikler koşuşturmak.

şöle bir örnek vereyim. herhangi bir türk takımıyla yabancı bir takımın maçını seyrederken tarafsız bir şekilde sahya bakın. Türk takımıyla yabancı takımın sahaya nassıl yayıldıklarını, nasıl atağa kalktıklarını veya nasıl defans yaptıklarını gözlemlemeye çalışın.
türk takımlarının hiç bir zaman hızlı atağa çıkabildikleri görülmemiştir. DEfansa ta da doğru dürüst pozisyon aldıkları tek bildikleri kapanmak. O da yarısahanın iyice gerisinde defans yapmak.

her sene onlarca teknik adam değiştiriliyor ama klüp başkanları hep aynı. transferlerin çoğunu klüp başkanları yapıyor. parayı da menejerler yiyor. teknik direktörlere kendi takımlarını yaratma şansı vermiyorlr önlerini kendi kafalarındaki takımlarını sunuyorlar. Teknik direktörde yönetimin kafasındaki takımı oynatmaya çalışıyor. sonrası da 8-10 hafta sonra istifa...

Bence bu gidişle türk futbolunun düzelceği yok. Gene almanyada yetişmiş türk futbolcularla milli takımı kurtarırız. klüplerde de 3 büyükler şampiyonlukları kapar. yayınlar da hep para 3 büyüklere gider. anadolu takımları da aynı vizyonsuz futbollarına devam ederler...[signature][hline]NO PAIN NO GAIN ® ©
Sandrue
human paladin (Magtheridon)
oxxx[==============>

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
Smoke, 07 Kasım 2005 09:56 tarihinde demiş ki:
said:
tony_montana, 06 Kasım 2005 12:50 tarihinde demiş ki:
ülkemizde en büyük örnek hiç şüphesiz galatasaray fakat her inişin bi çıkışı vardır tıpkı her çıkışın bi inişi olduğu gibi...

Her çıkışın bir inişi vardır ne kadar doğru bir laf ise her inişin bir çıkışı vardır da o kadar yanlış.




çıkışın inişi varsa inişin de çıkışı mutlaka vardır yeter ki düzgün ve doğru hamleler yapılsın ve yeter ki o takımda potansiyel olsun[signature][hline]www.metinoktay.com
http://www.footballderbies.com/results/match_details.php?id=42&match_id=55
inanmayanlara belgesi...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...