Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Turgut Özal 1927 - 1993


DiabloTyrael

Öne çıkan mesajlar

ben gene bir zamanki gibi siyasal bir bunalım yaşıyorum galiba sosyal demokrat olma yolundayım ama tabiri caizse ne olduğumu bilemiyorum galiba .. ayrıca etnik kökenden dolayı sempati duyduğum belki söylenebilir cunku sempati duymuyorum ama kötü bişeylerde düşünmüyorum yani adamı tanımıyorum bile doğru dürüst ...[signature][hline]Güç kiminse,o benimdir
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ben özalı doğru dürüst tanımıyorum bile .. cok az hakkında bildiklerim ama benim soydaşım bi adam pek bölücülük yaptığıda yok cok kötü işler yapmamış olsa gerek.. yapmışta olabilir valla herşey olabilir ben çorba oldum kapatmam lazım kendimi galiba :)[signature][hline]Güç kiminse,o benimdir
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

PKK guclensın dıye TSK yı zamanında devreye sokmadı ıster ınanın ıster ınanmayın TSK goreve cagrıldıgında zaten PKK almış başını gıtmıştı
TC nın cumhurbaşkanının
kolumu kessenız kurt kanı akar
demesı boluculuge gırmezde neye gırer kendısı tum mılletı temsılen orda oturuyordu oysakı[signature][hline]God's In His Heaven, All's Right With The World.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Her şeyi geri kazanılabilinir ama kaybedilen onur asla. Özal'da insanlara onurunu kaybettirdi. Para kazanmak için her yolun mübah olduğunu belirtip yolsuzluk yapanları kolladı (bkz: Benim memurum işini bilir). Ne kadar kıro, hanzo varsa el üstünde tutulup ülke Kurtlar Vadisine çevrildi. Kültürlü olmak out, dolandırıcı olmak in oldu. Getirdikleri tartışılır ama götürdükleri ne yazık ki tartışılamayacak boyutta[signature][hline]Özgürlüğün değerini ancak onu kaybedince anlarsınız. En zavallı insan ise esaret altındayken kendisini özgür zannedendir.

bi fransız gastesi de şey demiş:
"ırak üç parçaya ayrılıcak.
1-normal
2-süper
3-kurşunsuz"
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
Natural, 07 Ağustos 2005 01:00 tarihinde demiş ki:
amerikaya en fazla giden başbakandır kendileri...

kalp hastasıydı ondan gıdıodu sanırım

bende aynen, öyle bilmiyordum bu adamı , PKK meselesini,de TSK yı geri çekti BordoBerelileri 2 katına cıkarıp onlarla savastıracaktı engelledıler dıye bılıom.

[Bu mesaj Cafein tarafından 08 Ağustos 2005 12:07 tarihinde değiştirilmiştir]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Özal'ın aklında PKK'yı siyasi koz olarak kullanmak vardı, o yüzden TSKyı geri çekti. Amcamın Irakla ilgili biraz uçuk fikirleri olduğu da söylenir (hayhuya getirip biraz da PKK bahane edip petrol bölgelerine yürümek gibi). Amerika'ya çok gitmesi de kalp hastalığından değil, "ikili ilişkileri yürütmek" içindir.[signature][hline]Bir fincan kahveden daha güzel olan tek şey, ikinci fincandır." CAFEIN
Tüm Metalciler bir gün Led Zeppelini tadacaktır.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
Viktor, 08 Ağustos 2005 02:23 tarihinde demiş ki:...PKK guclensın dıye TSK yı zamanında devreye sokmadı...


Evet zaten aynı şeyi söylüyoruz. 10 yıl devreye sokmamış tabii. Özal sıkıyönetimi kaldırıp OHAL tebirlerini uyguladı. Halbuki, sıkıyönetim varken orada Silahlı Kuvvetler'i kullanarak çok etkin tedbirleri almak varken, PKK'yı önleme olanağı varken başı küçükken ezilebilecekken.. Bunların hibçir tanesi yapmadı. Birçok asker, yani Ordu OHAL uygulamasına karşıydı.

Düşünün, yani neden siz, sıkıyönetim var, sıkıyönetim ilan etmenize gerek yok, zaten 12 Eylülden itibaren var o böglede sıkıyönetim ve PKK da çıkmış. PKK çıkmadan önce sıkıyönetimi kaldırsa birşey söylemeyeceğim.

PKK çıktıktan sonra sıkıyönetimi üç yıl sonra kaldırıyor, OHAL yasaları getiriyor, hafifletilmiş tedbirler oluyor. Sonra ne oluyor ?

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne diyor ki, "Siz beni yargılayabilirsiniz" diyor, "Şikayetleri kabul edin" diyor. Şimdi terör köyü basıyor, köyde bir sürü insana zarar veriyor, o insanlar Türk ordusunu gidip şikayet ediyorlar ve teröristlerin de yardımıyla Avrupa'da açılan bürolarda..

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde İngiliz ve Rum'ların ortak hareketiyle bu dilekçeler olumlu yanıt buluyor, makhemelerde Türkiye Cumhuriyeti tazminata mahkum ediliyor.

Şimdi bunlar o dönemin Hukumeti'nin yaptığı bence çok ağır gafletler, bir bölümü de ihanet.
Tekrar ediyorum: siz normal bir durumda değilsiniz, sıkıyönetimi kaldırıyorsanız, yani "PKK büyüsün" anlamına geliyor bu biraz.

Ondan sonra da diyorsunuz ki Avrupa'ya, "Ben Avrupa İnsan Hakları Mahkemesin'ne müracaat edilmesini, yargılanmayı istiyorum", bir yıl sonra da..

1989'da da Strasburg'a gidyorsunuz ki, "Ben tanzimat ödemeyi de kabul ediyorum." Dünada hiçbir ülke bunu yapmaz.

Sonra çok acı birşeyi daha söyleyeyim. PKK dış destekli bir iç tehdit, dış destekli Abdullah Öcalan ifadesinde, 11 ülkenin kendisine yardım ettiğini açıkladı. Bu ifadeleri Öztürk kitabında yazdı. Şimdi 10 tane ülkenin destediği bir PKK var. 1989'larda da bu ortaya çıkmıştı. Suriye'deki toplantılar, Yunanistan'ın 1974'te, "Benim düşmanımın düşmanı olan herkes dostumdur" demesi, Atina yakınlarında Lavrion kampını açması, PKK'lıları orada tedavi etmesi; ben Lavrion kampında gördüm Atina'da

Yani şunu söylemek istiyorum: Siz o döneme kadar da Silahlı Kuvvetler'i devreye sokuyorsunuz. Bilmiyorum, hiç düşündünüz mü, belki farkında olmamış olabilirsiniz.

Bir avuç çapulcu denildiği dönem yani kısa şortlarda şey yapıyorsunuz. Ve PKK ile ilgili konular açıldığı zaman "üç buçuk eşkıya", yani dört de değil, üç buçuk eşkıya deniyordu. Ve Silahlı Kuvvetler 1993'e kadar devreye girmedi, 9 yıl, 10 yıl devreye girmedi. Bu Silahlı Kuvvetler'in istemediğinden değil, siyasi iktidarın olayı küçümsemesinden veya başka kötü niyetleri de olabilir.

Böyle birşeyi düşünmek bile istemez insan.. Sıkıyönetim varken bitireyim işini demiyorsunuz. Sıkıyönetimi kaldırıyorsunuz, OHAL yasası getiriyorsunuz. OHAL yasası hafifletilmiş tedbirler. Ondan sonra da Avrupa'ya diyorsunuz, "Beni şikayet edenlerin şikayetlerini kabul et." Şikayet edenler, PKK'nın zararları; PKK'ya ödetilmiyor ki tazminat, ben ödüyorum tazminatları, devletim ödüyor..

Sonra, Silahlı Kuvvetler'i sokmuyorsunuz işte. Ama ben şunu söylüyorum Türk hükümetleri Silahlı Kuvvetleri göreve sokmadı olsaydı o kadar yorumlazdık, bu iş bu kadar uzamadı.

Ve Silahlı Kuvvetler sayesinde bitti. Eğer Silahlı Kuvvetler PKK ile mücadeleye girmeseydi, Kara Kuvvetleri ve Hava Kuvvetleri'nin uçakları, kesinlikle jandarma ve polis bunu önleyemezdi. Çünkü gücümüzü aşan bir kolaydı. Ve biz tamamen bunu Kara Kuvvetleri'ne ve Türk Silahlı Kuvvetleri'ne borçluyuz, bunu açıkça söyleyebilirim.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Özal mı ?

[li]PKK yı büyüttü. şimdi binlerce şehit onun yüzünden ölüyor[/li]
[li]"Anayasayı birkere delmekle bişey olmaz" dedi Şimdi anayasa delik deşik[/li]
[li]Yabancılara toprak satmaya ilişkin maddeyi Anayasaya koydurttu.Türkiye nin %40 ı satıldı.Boğazlar zengin araplarda , Doğu anadolu zengin ermenilerde Güneydoğu ve çevresi İsrail,
Ege ve Trakya Rumların.Bugun hepsinin elinde tapu var.İsterlerse oraya devlet kurarlar.[/li]

işte özal...

oğlu mu karısı mı ...

Türkiyenin başına gelmiş en kötü ailelerden biri...[signature][hline]Kreese, 27 Haziran 2005 00:50 tarihinde demiş ki:
blachkaos ilk geldiğimden beri acaba fake mi diye düşünmeye başladım hakkında

[b][b]Böyle yazmak çok zevkli şimdilik burda böyle bi yazı var.Under cons hesabı güzel bir özlü söz bulup kondurucam buraya...[/b][/b]
bLogger oLdum ben!
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Turgut Özal ın ölümüne ilişkin ;

Turgut Özal PKK ya müdahale etmeyince tüm askeri okullarda ve askeri camiada çok büyük tepkiler doğdu.Kuleli askeri Lisesi öğrencileri ayaklandı.Okul darmadağın edildi.Birçok askeri Lise de ayaklanma çıktı.Özal ın kararları üzerine.Hatta Kuleli Askeri Lisesinde öğrenciler örgüt oluşturup Özal a suikast girişiminde bulunmak için okuldan kaçtıkları bile söyleniyor.
Özal medyaya yansıtılanın aksine rahatsızlık sonucu değil.Askeriyenin zehirlemesi sonucu öldürülmüştür.Bütün bulgular bu yöndedir.Öyle ki ölümünden sonra herhangi bir otopsi yapılmamış direk gömülmüştür.Otopsi isteyen bir kısım ise daha sonra susturulmuştur.[signature][hline]Kreese, 27 Haziran 2005 00:50 tarihinde demiş ki:
blachkaos ilk geldiğimden beri acaba fake mi diye düşünmeye başladım hakkında

[b][b]Böyle yazmak çok zevkli şimdilik burda böyle bi yazı var.Under cons hesabı güzel bir özlü söz bulup kondurucam buraya...[/b][/b]
bLogger oLdum ben!
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

bu arada Özal ın Kısa vadeli ekonomi programı yüzünden bugun İMF ye bağlı yaşıyoruz.Borç alıp Türkiyeyi modernleştirmeye çalıştı.
Türkiye hala Özal dönemi borçlarını öder.
Sanayide pek çok kişiye ayrıcalık tanıyarak birçok kişiyi kısa yoldan zengın etmiştir.[signature][hline]Kreese, 27 Haziran 2005 00:50 tarihinde demiş ki:
blachkaos ilk geldiğimden beri acaba fake mi diye düşünmeye başladım hakkında

[b][b]Böyle yazmak çok zevkli şimdilik burda böyle bi yazı var.Under cons hesabı güzel bir özlü söz bulup kondurucam buraya...[/b][/b]
bLogger oLdum ben!
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
bLackcha0s, 08 Ağustos 2005 16:17 tarihinde demiş ki:
Turgut Özal ın ölümüne ilişkin ;

Turgut Özal PKK ya müdahale etmeyince tüm askeri okullarda ve askeri camiada çok büyük tepkiler doğdu.Kuleli askeri Lisesi öğrencileri ayaklandı.Okul darmadağın edildi.Birçok askeri Lise de ayaklanma çıktı.Özal ın kararları üzerine.Hatta Kuleli Askeri Lisesinde öğrenciler örgüt oluşturup Özal a suikast girişiminde bulunmak için okuldan kaçtıkları bile söyleniyor.
Özal medyaya yansıtılanın aksine rahatsızlık sonucu değil.Askeriyenin zehirlemesi sonucu öldürülmüştür.Bütün bulgular bu yöndedir.Öyle ki ölümünden sonra herhangi bir otopsi yapılmamış direk gömülmüştür.Otopsi isteyen bir kısım ise daha sonra susturulmuştur.


Askeriye'nin zehirlemesine ilişkin kesin bir kanıt veya kaynak var ise rica edeyim, yoksa tarih bölümü için biraz sert bir itham demek istiyorum.

Saygılarımla,[signature][hline]Bir fincan kahveden daha güzel olan tek şey, ikinci fincandır." CAFEIN
Tüm Metalciler bir gün Led Zeppelini tadacaktır.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ne kadar guzel değil mi adamlar sınırlarını bile cizdi su anki durumda devlet karalı ve Ataturk e sagdık kalmazsa [spo1=.]AB yuzunden[/spo] sonunda olacağı budur. Komplo teorisi falan değil googleda yada picsearch te aratın neler var daha bunun gibi. Hala bu adamın arkasındaki pislikleri temizlemekle ugrasıyoruz daha otesi var mı?[signature][hline]I'm sure of your ability
To become my perfect enemy
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Böyle bir kaynak bulmak tabiki imkansız.Ama o dönemde Askeri Liselerinin turgut özal hakkında ayaklandığını biliyorum.
Hatta buda gönderilen 120 askerin birgünde şehit düşmesinden kaynaklanıyordu.
Ben Askeri Lise yönünü biliyordum sadece.Ama birçok tarihçi ki aralarında birde prof. var.
Bu konu hakkında görüştüğümde bana söyledikleri ortak nokta buydu.
Kuleli Askeri Lisesi mezunu daha sonra burayı bırakarak İstanbul Üni Tarih bölümünden mezun Tarih hocam bana bunu anlattı.Kendiside Kuleli Askeri Lisesi ayaklanan öğrencileri arasındadır.Birkaç fotoğraf ve yazı göstermişti.[signature][hline]Kreese, 27 Haziran 2005 00:50 tarihinde demiş ki:
blachkaos ilk geldiğimden beri acaba fake mi diye düşünmeye başladım hakkında

[b][b]Böyle yazmak çok zevkli şimdilik burda böyle bi yazı var.Under cons hesabı güzel bir özlü söz bulup kondurucam buraya...[/b][/b]
bLogger oLdum ben!
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

@Fallen herkesin bir ütopyası vardır.Kürtlerinde bu.Bizim yokmuydu zamanında ?
Aynı Şekilde avrupada ABD de böyle ütopyalar var.
Tek farkı bizim daha fazla korkmamız.Kürtler eğer israil desteğini tam olarak alırlarsa İsrail ile birlikte Türkiye de rahat bir devlet kurarlar.
Ama
TSK asla buna izin vermeyeceği gibi orası yıllarca cehenneme döner.
Bunlar sadece ütopya olmaktan ileriye gitmez.[signature][hline]Kreese, 27 Haziran 2005 00:50 tarihinde demiş ki:
blachkaos ilk geldiğimden beri acaba fake mi diye düşünmeye başladım hakkında

[b][b]Böyle yazmak çok zevkli şimdilik burda böyle bi yazı var.Under cons hesabı güzel bir özlü söz bulup kondurucam buraya...[/b][/b]
bLogger oLdum ben!
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Blackchaos insallah senin dediğin gibi utopya olur yoksa bole bişi olursa 1 yasındaki bebeklerine bile goz kırpmadan yakarım kurşunu bu devlet ole kolay kolay kurulmadı ve kolay kolay yıkılamasda

[spo1=dipnot]milliyetçi değilim farklı yerlere suruklenmesin olay[/spo][signature][hline]I'm sure of your ability
To become my perfect enemy
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasındaki aylık görüşmelerden biri de Nisan 1992'nin ilk haftasında, Çankaya Köşkü'nde yapıldı.

Rutin görüşmelerin dışında, Özal birdenbir şok öneride bulundu.
Demirel'e döndü:
"TRT televizyonun GAP kanalından Kürtçe yayın yapalım."
Demirel, neye uğradığını şaşırdı. Gözbebekleri büyüdü.
O cevap vermeden Özal devam etti:
"GAP TV'sini Kürtçe yayın yapan bölgesel bir televizyon kanalı haline getirelim. Bu kanaldan hem konuşmalar yapılsın, hem de şarkı-türü gibi hafif eğlendirici yayınlar yapılsın."

Demirel, ilk şoku üzerinden attıktan sonra biraz toparlandı ve büyük bir ürkeklik içinde, "Yapamayız.. Yapamam.. Yapamam.." dedi.

Başbakan Demirel'in itirazına karşı Özal, "Korkmayın bundan. Şu sırada biz üstün gelirken bunu yapmak daha doğrudur. Yarın bir şey olur da, tersi bir hareket olursa, onlar yaptırdı olur. PKK'nın zoruyla oldu, derler. Şimdi biz üstünüz. Şimdi yapmak lazım" karşıllığını verdi.


Özal devam etti:

"Bu zaten bizim AGİK'te verdiğimiz kültürel kimlikler maddesine de uygundur. Bunu yapmamız lazımdır."

Turgut Özal, bu öneriyi yaparken, daha önce başından geçen buna benzer uygulamaları hatırlamıştı.

Demirel kendisine gelmeden önce de beyin jimnastigi yapmış ve iyi hazırlamıştı. Örneğin, başbakanlığı döneminde 2932 sayılı Kürtçe konuşmayı yasaklayan kanunu kaldırma çalışmalarına kadar geriye gitmişti.

Özal'a göre, o tarihlerde Kürtçe konuşma yasağı kaldırılırken, olaya karşı çıkanlar, "Kürtçe konuşma ve Kürtçe yayın gerçekleştirse, Kürtçe eğitim istekleri de ortaya atılır" diye düşünüyordu. Nitekim öyle de oldu.

Demirel'i şoka sokan öneri, Özal'ın aklına ayaküstü geliveren bir fikir değildi. Çok önceye dayanıyordu.

2932 Sayılı yasayı çıkarttığı tarihten bu yana gerçekleştirmek istiyordu.

Özal, önce Kürtçe konuşmayı yasaklayan yasayı kaldıracak, ardından da televizyonda Kürtçe yayın gerçekleştirecekti. Ama, başbakanlıktan vazgeçip Cumhurbaşkanlığına geçip, icraat gücünü yitirince, bu düşüncenin ortaya çıkması uzun zaman, Özal'ın bol kıvrımlı beyninin bekleme odasında kaldı.

Aslında bu radikal önerinin asıl temellerini, dönemin Devlet Bakanı Cemil Çiçek atmıştı.

Çiçek, Özal'ın başkanlık ettiği 17 Eylül 1989 tarihli Bakanlar Kurulu toplantısına bu konudaki görüşlerini "yazılı" olarak sunmuştu.

Çiçek, Başbakan Özal ve Bakanlar Kurulu üyelerine şu önerileri götürdü (özelte):

"-Bölgede halkın temel saiklerini iyi anladığımızı sanmıyorum. Devlet görüntüsü verilmemeli, mesela üniversitelerle anlaşarak ve bu heyetlerin içinde çok iyi Kürtçe bilen bölge kökenli, ama ilmi objektiflere sahip bilim adamlarının da bulunacağı heyetler, "kamuoyu araştırması" türünde araştırmalar yaparak, bu saikleri (onları motive eden duyguları) ortaya çıkarmalıdır. TV'de beğendikleri ve beğenmedikleri yayınlar, öldürülmüş PKK'lıların cesetleri gösterildiğinde ne hissediyorlar, en çok sevdikleri sanatçılar, şu kadar parası olsa önce ne sahibi olmak isteyeceği gibi dolaylı ama şuurlu hazırlanmış anket formlarıyla ve yüz yüze görüşmelerle bölge halkının psikolojisi öğrenilmeli. Buna göre güvenlik timleri eğitilmeli. Bu ve benzeri konulardan elde edilecek sonuçlara göre, bir üslup işbirliği sağlanmalıdır.


-Bölge halkı mutlaka sık sık televizyona çıkarılmalıdır.
-TRT'nin GAP yayınları uyduruk, tekrar ve baştan savme niteliğinden arındırılmalıdır.
-Doğulu sayılan bilim ve fikir adamları, sanatçılar, sermayedarlar, din adamları, TRT programlarında birer vesile icad edilerek konu hakkında zaman zaman veya sık sık konuşturulmalıdır.
-Bu zümrelerden oluşturulacak önemli nasihat grupları sık sık bölgeye gönderilmeli, problem karşısında ciddi tavırlara davet edilmelidir.
-GAP TV'si Yeşilçam filmleriyle şu durumda günü geçiştirmekte ve bölgeye faydalı bir yayın oluşturmamaktadır.
-Avrupa'daki ve ABD'deki Kürt kuruluşları muhtemeldir ki, geçmişte aynen "Bizim Radyo" uygulamarında olduğu gibi, dünyanın herhangi bir yerinden Irak, İran ve Türkiye'ye dönük Kürtçe TV yayını başlatabilirler.
-Devlet ne yapacak? (...) Türkçe'nin çeşitli lehçelerini inceleyen ve bu konuda uzmanlar yetiştiren ve devletin politikasına bütünüyle sadık Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü mutlaka Zazaca, Kırmanca gibi Kürt lehçeleri üzerinde çalışmaya, uzman, konuşmacı, yazabilecek adam yetiştirmeye başlamalıdır.
-Yarın Kürtçe yayınlar başlayınca, bu alan PKK'nın adamlarına veya Avrupa'daki Kürdoloji Enstitülerine kalacaktır.
-Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Kürtçe'den başka, Türk tarih ve folklorunu incelemeli, Türkiye'de ve Kırgızistan'da mevcut folklorlarla ortak noktaları, töreleri, değerleri sistematik halde ortaya çıkarmalıdır. Bunlar ileride hem Kürtçe ve Türkçe ilmi eserler olarak yayınlanabilir, hem de daha önemlisi yarın dergi ve gazete türünde Kürtçe yayınların yönlendirilmesi için malzeme hazırlanmış olur. TV dizileri yapılarak, bu malzeme 'Kürtler de Türk'tür' tezinin dayanakları
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Bizi sevmeyen, parçalamak isteyen ve bizimle olmak istemeyen Kürtlere şu cevabı vermemiz lazım

"YA SEV YA SEVR"


Kürtler açısından Sevr bir umuttu, Lozan ise İflas!

SHPli milletvekiller bile Bağımsız bir Kürt Devleti Kuracağız! demiş. Neyse Bugünkü Kürtler'in en büyük istekler, 1991 Ruhu'nun canlanması'dır.





Harbiye Marşı'ndan

"Kanla, irfanla kurduk biz bu Cumhuriyet'i..
Cehennemler kudursa, ölmez nigahdarıyız(bekçisiyiz)"

[Bu mesaj DiabloTyrael tarafından 08 Ağustos 2005 16:54 tarihinde değiştirilmiştir]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...