Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

bir karalamada karalanan dünya...


myraellen

Öne çıkan mesajlar

Ben,boşluklarından güneşin mor ışıklarının süzüldüğü turuncu bir bulutun kalbinden kopup düşen siyah bir yağmur damlasıyım. Ben siyahım; çünkü her düşüşümden sonra buharlaşıp geri dönerken dünyadan bir şeyler alıyorum yanıma. Onları ne olurlarsa olsunlar saklıyorum ve turuncu bulutuma döndüğümde o, onları geri götüürmem için beni atıyor aşağıya. Her seferinde yine ellerim dolu dönüyorum o saf,temiz yuvama. Soruyor bana: 'Neden?Neden alıyorsun onları yanına?Bak simsiyah oldun.O dünya seni kirletti,o insanlar sana acı verdi,onların sende bıraktığı tek şey büyük bir yara oluyor ve sen hala her gidişinde yanında bir şeyler getirmeye çalışıyorsun.Ben bunları istemiyorum.Geri götürecek misin?'. Ben cevap vermiyorum; tekrar düşüyorum dünyaya. Yavaşça olmuyor düşüşüm. Seçemiyorum ki düşmek istediğim yere düşeyim. Diğerleri gibi bir sevgilinin yanağına, bir çiçeğin yaprağına, bir bebeğin eline, bir mezara,bir toprak parçasına düşmüyorum. Ben ya bir savaş meydanına ya bir arabanın camına ya asfalt bir yola ya bir çatıya ya da o pis kokulu ,yosun ve çöp dolu sahillere düşerim. Bulutum beni attıktan sonra boşluktayken gördüğüm kuşlara seslenirim ama daha bu güne kadar beni kanadına almayı kabul eden olmadı.Sanırım rengimden dolayı...

Gidiyorum...Geliyorum...Gidiyorum...Geliyorum...Her seferinde bulutum soruyor bana.Bense her seferinde sessiz kalıyorum,geri dönüyorum ve daha da siyahlaşıyorum indiğim yerlerde.Böylece ben...

Ben,turuncu bulutumun her gün daha da siyahlaşan yağmur damlasıyım. Çünkü ben düştüğüm yerlerde yalnızım ve oralardayken bir asfaltın üstünde,altında kalan toprağın; bir çatının altında, içerideki insanların; bir deniz kenarında, ölüp kıyıya çarpmış bir balığın; bir ayakkabının altında, koşarak geçen günlerin; bir çöp kutusundan aç kalanların topladığı yiyeceklerin; bir otoyolda ölmüş bir köpeğin; ağaçsız bir sokakta beton bir kaldırımda loş bir lambanın altında geceleyin müşteri bekleyen fahişenin; bi savaş sırasında bir an bile duraksanmadan bir bıçakla kanırta kanırta kafası kesilen bir adamın; yanan ağaçların; sigara dumanlarının; çocuklarının bulamayan annelerin; boşa patlayan silahların; yatağında acı çeken hastaların; çiçekleri yolan ellerin; bir erkeğin,seviştikten sonra hemen sigarasını yakıp yanından kalkıp gittiği genç bir kızın; geri dönmeyecek olanları soğuk bir limanda bekleyenlerin; gözleriyle göremeyenlerin;kulaklarıyla duyamayanların;kelimeleriyle anlatamayanların;elleriyle dokunamayanların;delice isteyen ama yaşayamayanların;kendi canına kıyanların; canı çok acıyan ama söyleyemeyen dünyanın gözyaşlarıyım.

Gidiyorum bulutuma...Yine geri yolluyor beni.
Ve yine yolda beni istemeyen kuşlar, dünyada üzerine düşemediğim temiz hayatlar...
Artık ben de ağlıyorum.Çünkü daha fazla alabileceğim bir şey kalmadı.Simsiyah oldum.
Tekrar dönüyorum bulutuma.Tam içeri gireceğim an bir şey farkediyorum.
Benim turuncu bulutum...gri olmuş.[signature][hline]"too many stars but not enough skies..."

[Bu mesaj myraellen tarafından 22 Ağustos 2005 16:26 tarihinde değiştirilmiştir]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

işte bu! bu sitede okuduğum en başarılı, en içten, en sağlam yazılardan biri, ellerine, yüreğine sağlık. harika bir imgeden yola çıkmışsın ve sanki bana değinecek hiçbişey bırakmamışsın, mükemmel olmuş. dünyanın gözyaşlarıyım cümlesinde kendimden geçtim okurken, tebrik ederim.

üstelik kolay okunuyor, paragrafıları filan da var :)[signature][hline]Mnye etoh nadoh kahk zoobee v zadnetze.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Mükemmel gerçekten de, o yağmur damlaası tanımlanırken ki uğraş. Her örneğin önüne getirilen sıfatlar ve doyurucu bir tanım.

Yağmur damlası kavramı ve bunun vasıtasıyla işlenenler. O kadar güzel ki, o kadar hüzünlü ki.

Başlangıç ayrı vurucu, bitiş ayrı.

Teşekürler böyle bir eseri okuma fırsatını bizlere bahşettiğin için.[signature][hline]Follower Of Cyric,Prince Of Lies;Blog
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ben teşekkür ederim...anladıgın için..
ama buna eser demek abartılı olur sanırım.sadece bi yazı..hatta onu yazdıgım yere bakıorum da..gecen sene yarım saatte yazılmış bişe..
benim sevindigimse...birilerinin anlayabilmiş olması...[signature][hline]"too many stars but not enough skies..."
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Siyahla çok yakışıo ondan seviyorum sanırım..

...Ben,boşluklarından güneşin mor ışıklarının süzüldüğü turuncu bir bulutun kalbinden kopup düşen siyah bir yağmur damlasıyım. Ben siyahım....[signature][hline]Sanırım içmek,
ertesi sabah tekrar hayata dönülebilen ve her gün tekrarlanabilen bir intihar biçimidir.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Gerçekten tüylerim diken diken oldu okurken çok güzel . Sonunda çok güzel bağlanmış iyice mest oldum ellerine sağlık .[signature][hline]...rest your trigger on my finger , bang my head upon the faultline...
Alexi_Septimus, Türkiye-Yunanistan maçı sırasında Taksim'de demiş ki:
Pes.Maç oynanırken ezan okuyorlar . Az bi oyuna saygı ya.

Fotoçopladım Aşk'ı
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ben onun kötü bi renk olduğunu söylememiştim ki...
mesela ben de severim griyi..
hatta taptığım insan da çok sever..
bu yüzden grinin yeri ayrıdır..
-------------
ben de yazarken öyle hissetmiştim...tüylerim diken diken olmuştu...çok gerçekti çünkü...
----------------
gerçi griyi mutsuzluğa dönüşürken yaşayan renk gibi anlatmışım ama...
ya sanırım açıklamak zor...
içimden kopan oydu...

[signature][hline]"too many stars but not enough skies..."

[Bu mesaj myraellen tarafından 24 Ağustos 2005 01:55 tarihinde değiştirilmiştir]

[Bu mesaj myraellen tarafından 24 Ağustos 2005 02:04 tarihinde değiştirilmiştir]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...