Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

kazıklı voyvoda


Dragonmax

Öne çıkan mesajlar

bizim tarihçi genç bi öğretmen ve biraz küfürbazdır..ama bu adamla ilgili süper bi laf söylemişti...
''Kazıklı Voyvoda özellikle Türkleri kazığa oturtmuştur...bunun üzerine dönemin padişahı(unuttum şimdi) bi elçi yollamış bu hareketini kesmesini söylemiştir(özetliyorum)..ama kazıklı bu elçileride kazığa oturtmuştur....bunun üzerin padişah üzerine sefere çıkmış kazıklıyı kucağına oturtmuştur....''aynen böyle bi açıklama yapıp olayı bitirmişti eleman....[signature][hline]_iReM_, 09 Ocak 2005 22:16 tarihinde demiş ki:
ne bu ya kız diyince öyle altın günü gibi boş işler gelio hemen aklınıza.bitek çay servisine yaramıoruz yane.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • 6 ay sonra ...
Dracul tam olarak şeytanın oğlu demek değildir .Gerçek anlamı ejderin oğludur . O dönemlerde ejderler de şeytanın birer mensubu olarak görüldüğü için şeytanın oğlu denmiştir . Voyvodanın en çok korktuğu padişah'ın kim olduğunu unuttum şimdi ama ben de tek elimde 150 kiloluk gürzü yoyo gibi sallasam benden de korkardı eminim . Voyvoda Tepeş'in mezarının yeri hala da bilinmemekte . Voyvoda öldükten/kaybolduktan sonra kazığa oturtma olayı Osmanlı tarafından daha da acı verici bir hale gelerek ''yağlı kazığa oturtmaya'' dönmüştür . Voyvoda kadınların cinsel organlarından , erkeklerin anüslerinden kazığa oturtup ağzından çıkmasını zevkle seyredip yemek masasında karşısında yemek yiyen bir mahlukattı . Osmanlılarda ise yağlı kazık olayı , voyvoda gibi bikaç saniye acı çekip sonra öldürmek gibi değildi . Kuyruk sokumunun ordaki deriden yağlı kazık sokuluyordu ve ense kısmından çıkarılıyordu böylece işkenceye uğrayan kişi acı içinde 2 gün hayatta kalıp sonra ölüyordu .

Aslında Osmanlı işkencelerine bakarsanız insanı çok daha fazla ürperten yaratıcı şeyler . Mesela işkenceye masur kalan kişinin kafasına bir koyunun derisini yüzüp çözülemeyecek şekilde bağlayıp çöle salmak . Sıcağın etkisiyle koyunun derisi kurur ve bi noktadan sonra küçülmeye başlar . Bu küçülme normal şartlar altında deri bir top yumağı olana kadar devam ettiğinden , bi de adamın kafasına bağlı olduğundan adamın beyninin ne hale geldiğini siz düşünün hehe[signature][hline]WoW : Xaenin-Night Elf Priestess
Alexi_Septimus, Türkiye-Yunanistan maçı sırasında Taksim'de demiş ki:
Pes.Maç oynanırken ezan okuyorlar . Az bi oyuna saygı ya.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Herkes birseyler yazmis cizmis ama bilinen bircok sey sadece hurafe. Adam deli, psikopat ve manyagin biri ama ne kahraman ne de Osmanli ile asik atacak birisi. Fatih'in baslarda ciddiye almadigi ve kucumsedigi bir hasarat sadece...

Yillarca Eflak uzerine yapilan Osmanli seferlerinin basarisizliga ugramasinin ve Tepes'in yakalanamamasinin tek nedeni, birden cok kalesinin bulunmasi ve butun bu kaleler altinda birbirine bagli tuneller olmasi. Osmanli her kusatma duzenlediginde, bu Tepes denen ezik kahramanimiz kacarak surekli Macaristan ve Sirp Kralliklarina siginmis ve ne zaman Fatih orduyu Istanbul'a cekmis bu delikanli yigit vampirimiz memleketine donup kendi halki dahil herkese turlu turlu vahsi iskencelerde bulunmus. Bu kedi fare oyunu Fatih'in sinirlarini zorlayana kadar surmus ve sonunda da Osmanli'nin gazabina ugramis...

Arkadaslardan biri Transilvanya satosunun turist cekmek icin yapildigini yazmis ve bu sacma sapan bilgiyi nerden bulmus bilmiyorum!!!

Ayrica biriside mezarina tukurmek istedigini yazmisti sanirim. Su anda Romanya'dayim, hafta sonu Transilvanya'ya ugriycam dileklerinizi sizin adiniza seve seve yerine getiririm;)...[signature][hline]Gyokuche neden sen?

Hatalıysam 0536 213 03 23
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Bi de bu adamın esas ismi Bela Lugosci miydi öyle bişeydi sanırım . Ya da babası da olabilir tam hatırlayamadım.[signature][hline]WoW : Xaenin-Night Elf Priestess
Alexi_Septimus, Türkiye-Yunanistan maçı sırasında Taksim'de demiş ki:
Pes.Maç oynanırken ezan okuyorlar . Az bi oyuna saygı ya.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
Seraxis, 18 Temmuz 2003 22:01 tarihinde demiş ki:
vlad dracul'un kazık olaynın nedeni çocukluğuna , babasının(draco) savaşda yenik düşmesi yüzünden osmanlı ya esir düşmesi ve 18 yıl ya zindanda işkence görmesi ya da saraya iç oğlanlık yapmasından kaynaklanıyor.


Nerenizden uyduruyonuz bunları anlamıyorum ki.. Bikere o 18 yıl işkence ettikleri bi insanı niye kendi halkının başına gönderip de yönetici yapsınlar? Madem yönetici yapacaklar niye 18 yıl boyunca işkence etsinler? Hangi akl-ı selim insan işkence ettiği birini Romanya gibi kritik bir yere gönderip de ona voyvoda ünvanını verir? İddia sahiplerinden bu soruların cevabını beklemekle beraber şahsen daha mantıklı olduğunu düşündüğüm çocukluğuyla ilgili bir takım bilgileri sunmak istiyorum :
Osmanlıların fetih politikasında, kazanılan yeni topraklara, merkezden o yöreye yabancı yöneticiler atamak pek sıklıkla başvurulan bir yöntem değildi. Devlet, bunun yerine daha akıllıca bir yola başvuruyor ve ele geçirdiği her yeni diyara yine o bölgelerde doğup büyümüş sadık yerel liderler tayin etmeyi tercih ediyordu. Bu doğrultuda Wallachia'nın (daha sonra Vlad Tepei'in yüneteceği toprakların adı) sözü geçen soylularının geniş bir istihbaratını yaptıran Sultan Murat Han, onlar arasından Vlad Dracul'un adının ön plana çıktığını görecekti. Bunun üzerine şovalyenin küçük oğlu ile kızı, bizzat babalarının rızasıyla, yetiştirilmek üzere başkent Edirne'ye getirildi. Ablası sarayda "prenses" statüsünde ağırlanırken, gelecekte Eflak ve Boğdan Voyvodası (Osmanlı'da geniş yetkilerle donatılmış, bir çeşit genel valilik rütbesi) olması planlanan küçük kardeş Vlad da seçkin çocuklara verilen özel bir eğitim programına alınıyordu.
Küçük Vlad, Edirne'yi ve Osmanlı saray hayatını kısa sürede benimser. Murat Han da sarayının koridorlarında ablasıyla birlikte koşturup duran bu küçük konuğun üzerine titremektedir. Gelecekte Osmanlı'nın Balkanlardaki uçsuz bucaksız topraklarını kendisi adına sadâkatle yönetecek olan bu zeki Romen çocuğunun her açıdan kusursuz bir eğitim almasını arzulamaktadır Sultan. Türkleri sevmesi için çok geçmeden onun yanına bir de arkadaş verir. Bu kişi, sonradan "cihan fatihi" olarak anılacak olan sevgili oğlu Mehmet'tir.

Şehzade Mehmet, kendisinden yalnızca bir yaş küçük olan Romen arkadaşıyla yıllar boyunca omuz omuza çok sıkı bir eğitimden geçer. Birlikte en seçkin hocalardan yabancı dil dersleri alır, kılıç kullanmayı, ata binmeyi ve devlet yönetiminin türlü inceliklerini öğrenirler. Zamanla arkadaşlıkları iyice derinleşecektir iki çocuğun. Büyüdüklerinde birbirlerini hiç unutmayacakları ve kanlarının son damlasına kadar destek olacaklarına dair karşılıklı yeminleşir, ardından da kesik parmaklarını birleştirerek "kan kardeşi" olurlar.

Yıllar geçecek ve yedikleri içtikleri ayrı gitmeyen bu iki arkadaşın yolları zorunlu olarak ayrılacaktır. Vlad seçkin bir yönetici adayı olarak anavatanına geri gönderilir. Babasının 1451 yılındaki ölümü üzerine genç yaşında tahta geçen Sultan Mehmet ise 1453 yılında, İslâm aleminin öteden beri en büyük hayâli olan İstanbul'un fethini gerçekleştirerek yüce peygamberimizin hadis-i şerifindeki övgülere mazhar olur.

Onun bu büyük askerî başarısını, yıllar sonra geri döndüğü ülkesinden hayranlıkla izleyen Vlad da yeni başkent İstanbul'a siyasî bağlılığını bildirir. Genç lider bunun üzerine 1456'da Sultan Mehmet Han tarafından Eflak ve Boğdan'a resmen "Voyvoda" olarak atanacaktır.

Başlangıçta herşey yolunda gitmektedir. Bölgeyi büyük bir başarıyla yöneten Vlad, Osmanlı'nın çıkarlarını içtenlikle korumakta ve devletin vergi gelirlerini düzenli olarak tahsil edip merkeze yollamaktadır. Bunun karşılığında saray da ona her Voyvoda'ya tanınmayan düzeyde çok geniş bir özerklik alanı sunmuştur.



E peki ne oldu da bu adam birden bire Türk düşmanı kesildi derseniz şöyle anlatır tarihçiler:

Macar kralı Vladislav'ın seçkin birliklerinde yer alan babası Vlad Dracul cengâverliği ve acımasızlığıyla ünlenmiş bir şovalyeydi. Soyadı olarak kullandığı lâkâbı "Dracul"un Romencede "şeytan" anlamına gelmesi de ona yönelik kitlesel korkunun somut bir ifadesiydi aslında.

Romen soyluları arasında esen miliyetçilik rüzgârları, İstanbul'a bağlılığı kuşku götürmeyen onu da adım adım etkilemeye başlamıştır. Bölge bağımsızlık hareketleriyle için için kaynarken, herkes Voyvoda'dan bu yeni dalgaya önderlik etmesini beklemektedir. Bu noktada babasının efsanevî savaşçılık kariyeri de sık sık önüne konulur ve aklını başına toplaması istenir. Bir tarafta gönülden bağlı olduğu Fatih, öte tarafta ise bağımsız Wallachia'ya kral olma hayâli...

Vlad giderek öylesine büyük bir açmaz içinde kalacaktır ki bu durum onu kısa sürede alkole düşkün biri haline getirir. Günden güne ruh sağlığı bozulan bu eski sadık voyvoda artık tanınmaz hale gelmiştir.
Sabah akşam içmekte ve emirlerine uymayanlara akıl almaz işkenceler yapmaktadır. Bu arada Voyvoda babasının bölgede efsaneleşmiş olan soyadı "Dracul"u da "Draculea"
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Bildiğim kadarıyla Kazıklı Voyvoda'nın babası katıldığı bir tarikat nedeniyle Draco diye anılmaya başlandı. daha sonra oğluna da Dracula denildi. Eflak'a atandıktan sonra ilk yıllarda vergilerini ödemekte tereddüt etmedi ancak gerekli gücü sağladığını düşünerek vergisini ödemedi. osmanlı'dan gelen elçilerin kavuklarını kafalarına çaktırıp, osmanlı'ya bir mektup göndererek bağımsızlığını ilan etti. Fatih karadenizde hakimiyeti sağlamaya çalışırken Kazıklı Voyvoda Bulgarlara ve türklere eşi görülmemiş zulümler yapmaya başladı. 24000 türk ve bulgarı kazıklara oturttu. en büyük zevki kazığa oturtulmuş insanların ortasında yemek yemekti.
kadınlara karşı çok acımasızdı daha evlenmeden bekaretini bozanları, dul iken evlenmeden ilişkiye girenleri kazığa oturtuyordu evliyken başkasıyla ilişkiye girenleri ise göğüslerini kesip çocuklarının kafalarını annelerinin göğüslerine çaktırtıyordu. öyle ki eflak'ta suç oranı iyice azalmış neredeyse hiç suç işlenmemeye başlamıştı. kazıklı voyvoda'nın en hafif cezası göğüs uçlarını kesmekti.Kazıklı voyvoda'nın böyle olmasının nedeni olarak osmanlı sarayında her an ölüm korkusuyla büyümüş olması veya kendini içkiye verdikten sonra ne yaptığını bilemez hale gelmiş olması gösterilir. Yeniçerililerin kurduğu tuzak ile yakalanıp kellesi kesilerek öldürülen Dracula'nın cesedi eflakta bırakılmıştır. Kellesi ise istanbula götürülmüştür. Kellesi kesilerek öldürülmesi ise hakkındaki vampir söylentilerini desteklemektedir. mezarı bir süre sonra açıldığında boş olduğu söylentileri de vampir olduu iddialarını desteklemektedir.[signature][hline]İçimdeki şeytanın ensesindeyim!

[Bu mesaj desirous tarafından 16 Ağustos 2005 21:35 tarihinde değiştirilmiştir]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

kendisi osmanli sarayinda yetisme bir devsirmedir .

sonradan neden ve ne sekilde boyle sapitmistir belli degildir .[signature][hline]Fiery angels fell . Deep thunder roared around their shores... Burning with the fires of Orc.

[Bu mesaj huun tarafından 16 Ağustos 2005 22:00 tarihinde değiştirilmiştir]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
Seraxis, 18 Temmuz 2003 22:11 tarihinde demiş ki:
isimde hata yapmışım, vald dracul diil

vlad tepes kazıklı voyvodanın gerçek ismi, dracul da draco nun oğlu anlamına gelen takma adı.[hline]divine sarcasm

Draculya asıl ısmı draculanın oglu demek babasının adıda voyvoda dracula.
Bırde son zamanlarda baya populer bır roman var TARIHCI dıye okumunazı tavsıye ederım.[signature][hline]every step that i take is another mistake to you. i've become so numb i can't feel you there.i want to be more like me and be less like you but i know you where just like me and it's so dissapointing.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
huun, 16 Ağustos 2005 21:59 tarihinde demiş ki:
kendisi osmanli sarayinda yetisme bir devsirmedir .

sonradan neden ve ne sekilde boyle sapitmistir belli degildir .

Hayır devsırme deyıldır.Babası tarafından osmanlıya saldırmıyacagının temınatı olarak ESIR verılmıstır ve uzun zaman hapisde kalmıs ve bu zaman surecınde oldukca cok ıskence seklı ogrenmıstır.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...