Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Adını unuttuğum 4 film


Bone

Öne çıkan mesajlar

bu filmleri biliyorsanız, yardımcı olursanız sevinirim.
filmleri izlemediyseni spoiler olabilir tabii, film içinden sahneleri anlatıcam çünkü

-İlk filmimiz TV'de gösterilmiş bir film. Sanırım hatta Show TV'ydi.
Bir grup uzaylıyı anlatıyor. Çekirgeyi andıran garip birşeyler. İnsan kılığında dolaşıyor, dizleri önden değil arkadan kıvrılmış vaziyette, özellikle insan formundayken bu şekilde yükseğe sıçrayabiliyorlar. Bunları araştıran adamın karısını hipnotize ediyorlar, bu kadın adamı tanımıyor felan. Hatta aslında tüm insanlığı hipnotize ediyorlarmış. Bu adam gidiyor buluyor, uzaylıların amacı dünyayı daha da sıcak bir yer haline getirmekmiş. Bunlar sıcak ve çöl iklimi uzaylılarıymış, böylece koloni kurup tüm ırkdaşları bizim dünyamıza gelebilecekmiş felan. Bizim adam en sonunda makineyi yokediyor, film bitiyor.

-İkinci filmimiz de TV'de gösterilmişti. TRT 2'deydi sanırım. Hatta kısa film olması bile ihtimal dahilinde.
Uçakta giden bir grup yolcu var. Bunların yakıtı bitiyor, bir havaalanı bulup iniyorlar yakıt ikmali için. Ama bu havaalanı bomboş. Kimse yok, hiçbir canlı yok. Sadece nesneler var orda burda. "Terkedilmiş" diye düşünerek havaalanını gezmeye başlıyorlar. İlk başta "başka yere taşınmıştır" felan gibi şeyler konuşurlarken, bir süre sonra sinirlenmeye çıldırmaya başlıyorlar. Birisi tüfek buluyor bunları tehdit ediyor felan.
Bir tane kör bir çocuk var, bunun kulakları hassas. Uzaktan bir ses duyduğunu söylüyor. Çevresindeki insanlar önemsemiyor çocuğu. Ama daha sonra bunlar da aynı sesi duymaya başlıyor, sonra birisi "bu, ölümün sesi" felan diyor, sanki zamanda yırtılma gibi birşey,
sonra film bitiyor.

-Bu film çok eskiden sinemalarda gösterilmişti, hatta gitmiştim. Geçen sene felan TV'lerde gösterilmişti hatta.
Filmin konusunu oluşturan iki tane adam var. Bunlar hastanede yatan iki kişi. Birisi kanser idi yanlış hatırlamıyorsam. "Denizi görmeden ölmek istemiyorum" diyordu, diğeri de "annem pembe caddillac'ı çok sever, elvis gibi ben de ona bir tane almak istiyorum" diyor. Sonra hastaneden kaçıp bu son isteklerini yapmaya karar veriyorlar. Komedi/Dram gibi birşey bu film.
Polisler bu iki adamı arıyor her tarafta. İşin içine mafya da karışıyor.
Bu ikili bir bankadan para çalıyor, sonra mafya geliyor aynı bankaya para çalmak için, bunlar tutuklanıyor.
Hastalığı olan adamın sürekli ilaç alması gerekiyor. Bir ara bu adamın ilacı bitiyor, yol ortasında kriz geçiriyor. Diğer adam en yakın eczaneye girip, "arkadaşım kriz geçiriyor, lütfen hemen ilaç verin, parasını en kısa zamanda ödüycem, üstümde şu an para yok" felan diyor. Eczacı bunu iplemiyor. Adam kahroluyor, "ne yapsam" diye düşünürken silahını çekip tehdit ediyor, ilacı alıp arkadaşına veriyor.
Başka bir sahnede, bu çaldıkları parayla pembe cadillac alıyor, annesine hediye ediyor, o sırada polisler geliyor. Aynı adam gene orda kriz geçiriyor. Bunu ambulansa atıp götürüyorlar. meğersem numaraymış, iki adam kaçıp gidiyor böylece.
filmin en sonunda denize kavuşuyorlar, bunlar sahildeyken film bitiyor.

-son filmimiz ise sinemalarda daha gösterilmedi sanırım. Bilgisayar dergilerinden birinin içinde trailer olarak duruyordu (5-6 ay önce sanırım). Bilgisayara kaydetmiştim ama kaybolmuş. Belki bilen çıkar.
Japon filmi, anime gibi havası var. Bazı sahneler gösteriliyor anlatılan dünya hakkında.
Daha sonra kocaman bir robot ordusu dizilmiş duruyor öyle. Bizim kahramanımız çıkıyor, bunlara hayt huyt girişiyor, aduket gibi şeyler çekiyor, koca robot ordusuyla tek başına dalaşıyor.
Film biraz teknolojik, biraz fantastik bir dünyayı anlatıyor gibi. Çok fazla detay veremiycem, zaten trailer kısa birşeydi.

Neyse, anlatabildiğim kadar detaylı anlatmaya çalıştım, umarım bunları bilen birileri çıkar :)[signature][hline]Beş Hececiler
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ikinci filmin konusu stephen king'in bi romanındaki bi kısa hikayeye çok benziyor, umacılar'dı adı, gece yarısını 2 geçe adlı kitaptan. ama filmin o olup olmadığını bilemiyorum.

üçüncü filmi ise izlediğime eminim, çok da beğenmiştim ama adını hatırlamıyorum ya malesef.

aduket gibi şeyler :)[signature][hline]parce que moi je rêve, moi je ne le suis pas..
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

üçüncüsünü seyretmiştim ya, ismi gelmior bir türlü aklıma, beğenmiştim baya, neydi ya of...

diğelrerini bilmiorum hiç[signature][hline]I know someday you'll have a beautiful life, I know you'll be a star
In somebody else's sky, but why, why, why can't it be, why can't it be mine
DevArt
raistlinn i kalbimde yaşatıyorum
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Adini merak ettigim bi 5. filmi de ben sorayim, yillar once Starda cikmisti, buyuk ihtimalle TV filmiydi, cok komikti, neyse.. Konusuna gelince, ana karakter kucuk ve huzurlu bir kasabanin lisede edebiyat öğretmenidir. Shaekespeare vs. hastasidir, ve edebi dilde konusmayi sevdigi icin hafif yumusak tavirlari vardir ve kasabada ve okulda cogu kisi bunu top sanir. Ama kendi farkinda degildir, nisanlidir, 3 hafta sonra yine kasabadan bir kadinla evlenecektir. Bu kadin da, aslinda cok kiloluyken evde kalma korkusundan azimle 150 kilo verip tig gibi kalmistir, bu esnada beyinden de kilo vermis olabilir, sakat bi tipti :P.
Ayni zamanda, Hollywood'da bu kasabadan cikan cok unlu bir aktör de vardir, kasabalilar bu adamla da gurur duyarlar...Adamin filmlerinin bir kismini gösteriyorlardi, bu kadar igrenc bu kadar komik olamaz... Oskar törenlerininde 5 aday filmden hepsinde bu adam basrolde hehe.
Bu sirada dedikodu almis basini gitmis, en son bu edebiyat ögretmeninin de kulagina gelmis, kendi kendine ben öyle miyim diye süpheye düşüyor..
Neyse, düğüne sanirim bu aktörü de cagiriyorlar, bu gelecek diye bir de gazeteci adam geliyor kasabaya. Kendisi escinsel, edebiyat öğretmeninin escinsel oldugunu duyuyor ve her firsatta bu adama, kabul et sen öylesin diye baski yapiyor..
Düğün günü, papaz soruyor evlenmeyi istiyor musun die, bu adam, I am gay(Gayim ben) die cevap veriyo, annesi kalpten gidecek tabi, yani I am gay=happy demek istio felan dio ortaligi sakinlestirmek icin, yok dio bu ben öyleyim felan... düğün iptal, nisanlisi üzüntüden tekrar 150 kilo aliyor, sonra bu aktör kadina asik oluyor, adam gazeteciyle kaciyor felam :D uzun uzun anlatmisim :) çok gülmüştüm, bulsam bi yerlerden de indirsem tekrar[signature][hline]"Confess ten times and it becomes a habit, confess a hundred times and it becomes an obsession, confess forever and it becomes your destiny"
Ms. Bega
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
sir, 04 Ağustos 2005 09:44 tarihinde demiş ki:
oo çok güzeldi o film ya, kevin kline oynuyordu, in & out, buyrun burdan:

http://www.imdb.com/title/tt0119360/


weeeee buydu gerçekten sagol :)[signature][hline]"Confess ten times and it becomes a habit, confess a hundred times and it becomes an obsession, confess forever and it becomes your destiny"
Ms. Bega
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

çok komik filmdi hatta şöyle bi anımız var o filmle ilgili

gilmin başındaki oscar töreninde adamın oynadığı filmin sonundan bir parça gösteriyorlar ve film bitiyo, the end yazısı falan çıkıyor. Bizde tam o an filmi açıp film bitti sanmıştık:)[signature][hline]Aket Atum
Adını vermek istemeyeen bir pati, 06 Temmuz 2005 17:26 tarihinde aşağıdakini bir demiş pir demiş;
''Hiçbir dişi durduk yere şirinLik yapmaz''
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...