Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Tavşan Donu Projesi


KireiMerodii

Öne çıkan mesajlar

Size kardeşimin ortaokulda hayalini kurduğu bir projeden bahsetmek istiyorum. Bir arkadaşıyla beraber tavşan yetiştirip, tüylerinden don yapacaklardı... Bu fikir balkonumuzda bir arkadaşıyla beraber tavşanımızı mıncıklarlarken, tüylerinin ne yumuşak olduğunu farkettiklerinde akıllarına gelmişti.. Bazen bugün bile birkaç tavşanla işe başlanabileceğinden, hızlı ürediklerinden hızlı üretim yapılabileceğinden, yumuşacık don fikrinin ise mükemmel olduğundan bahseder, ne kadar zekiymişim be çocukken diye hava atar, ben de yerlere yatar gülerim... Daha bu gün yine böyle birşey oldu.. Ekonomist dergisi almış, gebere otu yetiştirip yurt dışına ithal edecekmiş.. Yahu nasıl gülmem? Üni sınavına hazırlanacağına böyle işler peşinde koşuyor, biz de ailecek zavallıya gülüyoruz.. Bu sefer o da işi iyice dalgaya döküyor. Eski projelerini gündeme getiriyor. Başlıyor geyik... :) Tavşan donları için

-Böyle sıcacık, yumuşak, bir yuva gibi...

diye coşunca kardeşim, buraya yazmadan edemedim.. :)
Yaw şimdi bürsürü şey geldi aklıma onun projeleriyle ilgili... :D Bir ara sazan yetiştirecekti... Gölden yavrularını yakalayıp minik bir akvaryuma doldurmuştu onları.. Hayvancağızların suyunu bile değiştirmiyordu, yem vermeyi unutuyordu, hep annemle biz bakmıştık. Bizimki staja gitti 6 aylığına başka bir şehre, balıklarıma iyi bakın diye bir güzel tembihledi bize sanki kendi çok güzel bakıyormuş gibi. Her hafta da arayıp, balıklarım nasıl, yemini veriyor musunuz, diye soruşturup durdu... 6 ay sonra bir sabah erkenden döndüğünde ilk yaptığı şey bize sarılmak yerine, sevgili balıklarına bakmak oldu... Balıkları semirmiş, üremişlerdi... (e tabi süper bakmıştık) Biz sırtararak övgü beklerken, aniden bağırmaya başladı...

-Neden hep aynı odada tuttunuuuuz? Neden balkona çıkarmadınıııız? Güneş görsün hayvanlarıııım!

Birbirimizi yedikten sonra ninemleri ziyarete gittik... Öğleden sonra eve döndük.. Kardeşim balkona çıktı, çıktı ve bir daha içeri girmedi... Meraklanıp pencereden dışarıya baktım ve kardeşimin akvaryumunun başında böhüüüğ diye salya sümük götürdüğünü gördüm... (Yazdığım gibi değil tabii, masum masum, sessiz sessiz ağlıyordu, sümükleri felan da akmıyordu :D) Bir de akvaryumun içine içine düşüyordu gözyaşları... Balkona çıktım.. Bir hışımla akvaryumunu kaptığı gibi odasına gitti... Sabahleyin ne oldu diye babama sordum ve acı olay:

Balıkları balkonda öğle güneşinin altında bırakmış, su kaynamış, bir güzel balıklar haşlanmış... Yani geldiği ilk gün balıkların canına okumayı başarmıştı...

Başka bir anı daha yazayım elim deymişken :D Kardeşim ortaokulda bir kız arkadaşıyla ilk randevusuna çıkmıştı... Sinemaya gitmişler, gezmişler, eğlenmişler ve alış-veriş yapmışlar bütün gün, akşamleyin de evlere... Dönüşte otobüs kalabalık olduğu için bir yer boşaldığında kız arkadaşını oturtmuş, elindeki paketleri de kıza vermiş... İneceği zaman da paketleri kızdan almaya her ne sebepten bilinmez utanmış ve öylece inmiş... Eve geldiğinde yine iki gözü iki çeşme, bir sinri bir sinir, kıpkırmızı surat ağladı durdu... Meyerse kıza verdiği poşetin içinde akşam eve gelince yeme hayalini kurduğu cipsleri varmış... :)

Ya kardeşim Napoleon gibi adamdı yaw.. Dayak yer ağlamaz, düşer, dudağı patlar, kafası kırılır ağlamaz ama parası gitti mi ağlardı... İlkokulda harçlıklarını harcamaz dolara yatırırdı ve kumbarasında saklardı... Bir gün arkadaşlarına hava atmak için çıkarmış olacak ki, o gün kaybetti 20 dolarcığını ve hüngür hüngür yaygarayı basmıştı yine... :))

Çocukken tatil zamanları bakkala inmeye üşenirdim, kardeşimi gönderirdim hep... Benden rüşvet alırdı...

Komşu kızının küçük kız kardeşini kandırırdık ortaklaşa elimizdeki bozuk paralarla bazen.

-Bak Sevgi, bu elindeki 1 para (1 milyon diyelim), hem de kağıt... Ama biz sana 5 para veriyoruz (5 tane yüzbin diyelim), hem de demir, sağlam, yırtılmaz, parlak.. :D Küçüktük tabi...[signature][hline]-Bang!
Cowboy Bebop...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

balıkları güneste haslamak:)


cidden de bomba bir kardeşin varmış, eğlence olmuştur onunla yaşamak, sırtı da yere gelmez onun, gerçi bir şekilde hep zararlı çıkıor ama olsun elbet vurur zokayı bir yerlerden:)[signature][hline]Notwist fi tarihinde demis ki:
Trouble that we've come to know will stay with us

bad religion xxx tarihinde demis ki:
A smile on the lips and a hole in the head
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Ha aklıma geldi de bizim böyle bi akrabamız vardı adamın dini imanı paraydı, tapıyordu resmen adam paraya..

Neyse merhum çalışmaya 9 yaşında başlamış ve sonuna kadar çalışmış aşırı cimri bir adamdı.. Yaşı baya ilerledi ve ölüme yaklaştı.. Ölüme yaklaştıkça oğulları adamı sıkıştırmaya başladı ve sürekli kavgalar başladı.. Artık hepsi ölsün diye bekliyordu.. En sonunda öldü ve paralar paylaşıldı.. Yaklaşık 2 trilyon, üç oğula..

Cenaze evi(?)'inde herkes gülüyordu, espiriler kahkahalar falan.. Hatta en büyük oğul "Artık patron benim NIHAHA" falan dedi..

Bunu niye anlattım dersen, kardeşin paraya bu kadar düşkün olmasın çünkü bir süre sonra hastalık haline geliyor bu.. Hayatını yaşayamıyor insan,parasını yemeye kıyamıyor.. Kefenin cebi olmaz demişler.. Hayatın tadını çıkarmak lazım.. Kardeşim kendini pek kaptırmasın böyle şeylere yani :)[signature][hline]Touch of death is never gentle...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Yok yaw Slat, artık eskisi gibi değil... Çocukken öyleydi... Şimdi haftalığını ilk iki günde tüketip dımdızlak kalıveriyor... Pekçok fikri var da action yok... :) Genelde bize komik geliyor anlattıkları...

Geçende bir fırsat geçmiş eline.. Koşa koşa, çabuk mail adresime gir, çabuk çabuk, diye odama daldı... Bir yere mail atacakmış, araba kazanacakmış, kesinmiş... Sordum adres ne diye... Durdu durdu... Birşeyler zırvaladı... Hadi lem! diye dışarı attım çocuu.. :) Mail adresini bilmiyor, gelmiş bana, araba kazanacakmış... Ya Chemical gibi bişi işte biraz... Gereksiz icatları, ve deli maceraları var kardeşimin... Yaw anlatsam bitmez :D Annemi sokaklarda polisler durdururmuş, çocuklarına hakim ol hanım diye :) Bu cümle durumu özetledi sanırım. Way be! Kedi ve köpeklerin arkasından çöp kutularına az mı atladık kardeşimle...[signature][hline]-Bang!
Cowboy Bebop...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
KireiMerodii, 07 Şubat 2005 22:43 tarihinde demiş ki:
Size kardeşimin ortaokulda hayalini kurduğu bir projeden bahsetmek istiyorum. Bir arkadaşıyla beraber tavşan yetiştirip, tüylerinden don yapacaklardı... Bu fikir balkonumuzda bir arkadaşıyla beraber tavşanımızı mıncıklarlarken, tüylerinin ne yumuşak olduğunu farkettiklerinde akıllarına gelmişti.. Bazen bugün bile birkaç tavşanla işe başlanabileceğinden, hızlı ürediklerinden hızlı üretim yapılabileceğinden, yumuşacık don fikrinin ise mükemmel olduğundan bahseder, ne kadar zekiymişim be çocukken diye hava atar, ben de yerlere yatar gülerim... Daha bu gün yine böyle birşey oldu.. Ekonomist dergisi almış, gebere otu yetiştirip yurt dışına ithal edecekmiş.. Yahu nasıl gülmem? Üni sınavına hazırlanacağına böyle işler peşinde koşuyor, biz de ailecek zavallıya gülüyoruz.. Bu sefer o da işi iyice dalgaya döküyor. Eski projelerini gündeme getiriyor. Başlıyor geyik... :) Tavşan donları için

-Böyle sıcacık, yumuşak, bir yuva gibi...

diye coşunca kardeşim, buraya yazmadan edemedim.. :)
Yaw şimdi bürsürü şey geldi aklıma onun projeleriyle ilgili... :D Bir ara sazan yetiştirecekti... Gölden yavrularını yakalayıp minik bir akvaryuma doldurmuştu onları.. Hayvancağızların suyunu bile değiştirmiyordu, yem vermeyi unutuyordu, hep annemle biz bakmıştık. Bizimki staja gitti 6 aylığına başka bir şehre, balıklarıma iyi bakın diye bir güzel tembihledi bize sanki kendi çok güzel bakıyormuş gibi. Her hafta da arayıp, balıklarım nasıl, yemini veriyor musunuz, diye soruşturup durdu... 6 ay sonra bir sabah erkenden döndüğünde ilk yaptığı şey bize sarılmak yerine, sevgili balıklarına bakmak oldu... Balıkları semirmiş, üremişlerdi... (e tabi süper bakmıştık) Biz sırtararak övgü beklerken, aniden bağırmaya başladı...

-Neden hep aynı odada tuttunuuuuz? Neden balkona çıkarmadınıııız? Güneş görsün hayvanlarıııım!

Birbirimizi yedikten sonra ninemleri ziyarete gittik... Öğleden sonra eve döndük.. Kardeşim balkona çıktı, çıktı ve bir daha içeri girmedi... Meraklanıp pencereden dışarıya baktım ve kardeşimin akvaryumunun başında böhüüüğ diye salya sümük götürdüğünü gördüm... (Yazdığım gibi değil tabii, masum masum, sessiz sessiz ağlıyordu, sümükleri felan da akmıyordu :D) Bir de akvaryumun içine içine düşüyordu gözyaşları... Balkona çıktım.. Bir hışımla akvaryumunu kaptığı gibi odasına gitti... Sabahleyin ne oldu diye babama sordum ve acı olay:

Balıkları balkonda öğle güneşinin altında bırakmış, su kaynamış, bir güzel balıklar haşlanmış... Yani geldiği ilk gün balıkların canına okumayı başarmıştı...

Başka bir anı daha yazayım elim deymişken :D Kardeşim ortaokulda bir kız arkadaşıyla ilk randevusuna çıkmıştı... Sinemaya gitmişler, gezmişler, eğlenmişler ve alış-veriş yapmışlar bütün gün, akşamleyin de evlere... Dönüşte otobüs kalabalık olduğu için bir yer boşaldığında kız arkadaşını oturtmuş, elindeki paketleri de kıza vermiş... İneceği zaman da paketleri kızdan almaya her ne sebepten bilinmez utanmış ve öylece inmiş... Eve geldiğinde yine iki gözü iki çeşme, bir sinri bir sinir, kıpkırmızı surat ağladı durdu... Meyerse kıza verdiği poşetin içinde akşam eve gelince yeme hayalini kurduğu cipsleri varmış... :)

Ya kardeşim Napoleon gibi adamdı yaw.. Dayak yer ağlamaz, düşer, dudağı patlar, kafası kırılır ağlamaz ama parası gitti mi ağlardı... İlkokulda harçlıklarını harcamaz dolara yatırırdı ve kumbarasında saklardı... Bir gün arkadaşlarına hava atmak için çıkarmış olacak ki, o gün kaybetti 20 dolarcığını ve hüngür hüngür yaygarayı basmıştı yine... :))

Çocukken tatil zamanları bakkala inmeye üşenirdim, kardeşimi gönderirdim hep... Benden rüşvet alırdı...

Komşu kızının küçük kız kardeşini kandırırdık ortaklaşa elimizdeki bozuk paralarla bazen.

-Bak Sevgi, bu elindeki 1 para (1 milyon diyelim), hem de kağıt... Ama biz sana 5 para veriyoruz (5 tane yüzbin diyelim), hem de demir, sağlam, yırtılmaz, parlak.. :D Küçüktük tabi...

Herhalde şu projelerden banada 5 kez oldu.İlk olarak ekonomist dergisinde yazıyordu angora tavşanlarının yünün kilosu 100 dolar die arkadaşla bu olayı uzun uzun konuştuk projeyi kararlaştırdık.tavşanları aldık ve hızlı üremeleri nedeniyle 5 tane tavşan aldık sonra 2 yıl sonra bu tavşanların sayısı 200 fln oldu.Herneyse bunların yünleri toplamış arkadaş ancak satamamışlar niemi çünkü Çin daha ucuza satıomuş bu yüzdende bütün tekstil firmaları çinden yün ihraç ediomuş arkadaşda 200 tavşan var zarar 2 bin dolar civarı:D
Birde pokemonlar çıktığı zmn kartları satılıyordu ve bu kartlarda rare yani değerli ve nadir olan kartlar çıkma şansı vardı ve bu kartları uygun fiyata satabiliyordun charizard hiç unutmam bu karta 100 dolar veriliyordu hatta çocuk bana 100 dolar veririm demişti.Ben haşlığımı biriktirdim her hafta 7 tanesi 4 milyondan bir sürü kart alıodum ve arkadaşlardan bozuk para toplıyarak fln haftada 20 milyon biriktiriyor hepsiylede kart alıyordum.Sonra bu charizard denen kart çıkmadı bana sonra işte yaklaşık 3 ay
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
KireiMerodii, 07 Şubat 2005 22:43 tarihinde demiş ki:
Meraklanıp pencereden dışarıya baktım ve kardeşimin akvaryumunun başında böhüüüğ diye salya sümük götürdüğünü gördüm... (Yazdığım gibi değil tabii, masum masum, sessiz sessiz ağlıyordu, sümükleri felan da akmıyordu :D)


ahah
alakasiz ama bu kisimda gülmekten öldüm (-:[signature][hline]Volfied, 04 May 2003 08:18 tarihinde demiş ki:
A mug of ale, and a fine tale!
Gimli yönetti
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

garip bi şekide böyle şeyleri hiç başlayıpta bitirmedim ben:P
mesela araba yapmaya başlıcaktım bi ara
motoru falan da buluyordum hani
sora hiç başlamadım üşendim
ama başlasam bitiririmde:)[signature][hline]MAY EXPLODE IF DAMAGED OR DISPOSED OF IN FIRE.
DO NOT SHORT-CIRCUIT.
KEEP UNDER -30°C
Karakedi bi ara demişki: sagda solda gateler acılıyor, içinden lol diyerek insanlar çıkıyor.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
  • Yeni Oluştur...