bajazet Mesaj tarihi: Mart 16, 2016 Paylaş Mesaj tarihi: Mart 16, 2016 aslında bu elbet tartışılacak bir şey değil. zevk meselesi, isteği falan ama: şimdi bu çok garip bir eğri, geçmişimde 3'ten fazla linux kurdum (belki 4 belki 5 hatırlamıyorumsdf) ve sie ya dedim sildim. hatta birisinde elementary os'ti galiba gaza gelip masaüstünde dosya oluşturamadığımı görünce iki tıklayıp öeh isterseniz donanımı da ben yapaydım diyerek sildim. tembeldim yani. hemen kurduğum şeyi iki günde anlayamayacağımı anladığım anda sildim hep. ama kan mı çekiyor toprak mı çekiyor nedir sürekli bir bakayım, tıklama ile ömrümüz geçiyor, balık tutamasam da en azından bir oltayı göreyim bari gibi isteklerim var. bu sefer yok abi bu senin hobin galiba bildiğin istiyorsun sen bunu dedim. uçmadan ubuntu kurdum. kurarken hatta windows partitionladım. windows içinde defrag yaptım ve disk management ile küçülmedi hayvan. ubuntu ile kırbaçladım onu. yarı diskine çekildi şimdi duruyor. neyse diyeceğim bu sefer kıç devirip kolaylığa kaçmadım. ardımı kıstırıp hemen pencerelere dönmedim. bu da yetmezmiş gibi terminalde girdiğim komutları anlamaya çalışıyorum tamam yani apt-get de bu ney abi? gibi. şimdi bu benim gibi bir; en fazla mp3 tag'lemiş, iki html dürtüp wordpress yanında geviş getirerek wiki kurmuş hırbo için büyük olay. çünkü komutlarda $user görünce aaa $muhtittin yazacağız diye atlayıp bash komutu falan zar zor öğrenmem gerekti. ee sorun ne işte gidiyormuşsun yavaş yavaş diyeceksiniz. abi kendimi salak gibi hissediyorum. yanımda üç beş gün önceki tasasız hâlimi düşünüyorum. affedersiniz tar.gz ile boğuşmama kavisli etiyle gülüyor. ben dependency neymiş lan derken o exe'ye çif tıklayıp dirseğine dilini falan değdirmeye çalışıyor. hâl böyle olunca kendimi kuyuya saatlerce bakan deli gibi hissediyorum. elalem kovayı atıyor suyu çekiyor bir de üstüne it just works diyip gülüyor gibi geliyor. bana da şöyle olmuştu dersiniz rahatlarım belki diye konu açtım. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Anhora Mesaj tarihi: Mart 16, 2016 Paylaş Mesaj tarihi: Mart 16, 2016 Ben de Arch Linux kurmaya çalıştığımda kendimi öyle hissetmiştim sdf Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Genel Yönetici GERGE Mesaj tarihi: Mart 16, 2016 Genel Yönetici Paylaş Mesaj tarihi: Mart 16, 2016 Bana oyle olmadi. Ilk ciddi olarak kullandigim OS (oyun oynamanin disinda iste) Linux'du zaten. OS X en iyisi ama. Linux'un ozgurlugunu rahatlikla birlestiriyor. Arch Linux iyidir ama, yillarca onu kullandim. OS X'e gecmesem hala da onu kullaniyor olurdum. Openbox'u ozluyorum hala bazen =) Linux ogrenmek istiyorsan Arch Linux yukle, Ubuntu ile bir halt ogrenemezsin. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
senko Mesaj tarihi: Mart 16, 2016 Paylaş Mesaj tarihi: Mart 16, 2016 gerge ne alakasi var allah askina ha ubuntu ha arch bilmemne system call'lar farkli sanki ogrenilir hepsi ile. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Genel Yönetici GERGE Mesaj tarihi: Mart 16, 2016 Genel Yönetici Paylaş Mesaj tarihi: Mart 16, 2016 Ubuntu'yu ayni Windows gibi under-the-hood gerekmeden kullanabiliyorsun, Arch'de hood yok. Arch ogrenmeye zorluyor, kullanirken ogreniyorsun kendiliginden. Ubuntu ile de ogrenirsin ama ogrenmek zorunda degilsin. Bunun etkisi oldugunu gordum ben hep cevremde. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Tuor_annare Mesaj tarihi: Mart 16, 2016 Paylaş Mesaj tarihi: Mart 16, 2016 bir server kur window manager vs.siz. öğrenemezsin desktop editionlarda. şaka yaa. ne öğrenceksin ona bağlı. pencereler işini görüyorsa tamam işte. keyif için öğrencem diyorsan zaten yardır istediğine. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
bajazet Mesaj tarihi: Mart 16, 2016 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Mart 16, 2016 topikte dikleşen bir şeyler var gibi hissettim. abi bilemiyorum öyle relative bilgiler kıyaslamalar var ki. yani mac alıp linux kuran mı dersin. swap gerekli bir şey ona 2x ram kadar yer ver diyen mi dersin. bunları kıyaslayacak bilgim de yok açıkçası. şu seviyemle arch kurarsam laptop'ı elime alır direksiyon yapar gezerim herhalde fsfşds ayrıca buraya atacağın postu ben buldum çıkardım. edie: ben arch stalklarken mesajlar yürümüş. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Genel Yönetici GERGE Mesaj tarihi: Mart 16, 2016 Genel Yönetici Paylaş Mesaj tarihi: Mart 16, 2016 Arch Linux alemin en iyi Linux wiki'yine sahip. OS X'de bile kullaniyorum. Ondan ogrenmek icin en iyi arac. En iyi dokuman onda, acik ara. Cok acik ara. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
bajazet Mesaj tarihi: Mart 18, 2016 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Mart 18, 2016 benim çok noob sorum olacak, biliyorum kendim araştırıp öğrenebilirim bu soruyu ama yine de sormak istiyorum önden. hem geyik olur belki yanlış öğrenmişimdir. okuyorum zevkle unix wars falan epikmiş at&t'ın da elinde patlamış unix ahahah vs ama, şimdi bu posix denen meret ne kadar standartlaştırıyor bu ortamı? said: For example, Linux and OpenBSD each have over 300 different calls,[2][3] NetBSD has close to 500,[4] FreeBSD has over 500,[5] similarly Windows 7 has close to 700, while Plan 9 has 51.[6] diyor Wikipedia system call olarak ama şu an teknik hiçbir zıkkım bilmediğimden unix-like sistemlerin shell komutlarını falan kıyaslayamıyorum şurada kıyaslamış fakat manyak gibi bir o linke tıklıyorum bir bu linke. taa Apple'ın Darwin'ine kadar gittim yani. csh, tcsh bir dolu shell var. ben mesela arch'a karar verdim diyelim. üç ay sonra freebsd'ye atlamak istersem almanca-mandarin kadar elimde patlamasın? neden windows standartlaşamadığından sümsük ve geleceği yok gibi duruyor? abi posix için %50 aynı işte ahsen yerine şükran yazıyorsun durumundaki yüzdeyi bilebiliyor muyuz? şu kısımda o bilgiye şeyedemedim. bir de bu kadar dallanmış bir standartta neden sümüklü şoparlarınki gibi environment var. neden birisinin package .deb de ötekinin .rpm yani. hiç aklım ermedi benim bu standart olayına. benim kişisel bilgisayarımda kendi yazdığım programı on kişi kullanabilecekse ne anladım özgür yazılımdan. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
-Bonesoul- Mesaj tarihi: Mart 18, 2016 Paylaş Mesaj tarihi: Mart 18, 2016 abi posix system api call'lardır, user level'ın, kernel level ile iletişimi için arabirimdir. posix uyumlu sistemlerde, kernel seviyesinde veya device driver yazmaya filan kalkmadığın sürece, buyuk oranlarda bu sıstemler birbirleri ile uyumludur. yazdıgın bi kod parcasını alırsın diger posix sisteme rahatca tasıyabilirsin. posix'i, shell'lerle ve komutlarıyla karıştırma, sheller ap ayrı bir dunya. sheller temelde user level'da yasayan, kullanıcı ile işletim sisteminin bütünün etkileşme girmesini sağlayan arayüzlerdir. ki kod seviyesinde onlarda işlerini bu posix call'larla görürler. sorunun ikinci kısmına gelirsek bahsettigin deb'tir, rpm'tir bunlar paketleme sistemleridir. neden bunlara ihtiyac vardırdan baslayalım oncelikle sonra cevabını verelim. sımdı hello world tadına yazdıgın kodları alıp herhangı bır posix destekli isletim sisteminde, gerekli derleyici vasıtasıyla gayet basitce derleyebilirsin, hatta bunu tar.gz ile sıkıstırıp tek dosya paketı olarak dagıtabilirsin. diger butun posix sistemlerde de derlemen mümkündür bu tarz basit programları. sıkıntı su, bir program yazarken, cogunlukla o programın butun kodunu oturup kendımız elle yazmayız, kutuphaneler kullanırız. yani daha onceden yazılmıs, yaygın kullanılan denemis kod parcaları dıye dusun. tersi bir durum mumkun degil, niş konular var, eğer bunları kendin yazmaya kalkarsan, programın asıl yapmaya calıstıgı ıs hakkında hic bir kod yazmamıs bulabilirsin kendini. ornek vermek gerekirse işte stdlib (standart c kutuphanesi), iste socket ve network programlama kutuphaneleri vs vs diye gider bunlar. simdi ilk verdigimiz tar.gz orneginde dıyelımki yazdıgım bu program bu kutuphanelerin bircogunu kullanıyor ve biz birden fazla posix platformu uzerınde calısmasını ıstıyoruz programın. ornegin socket programlamada oldugu gibi bu kutuphanelerin her platforma ozel kod parcacıkları ve sürümleri olabilir. bu durumda işte bütün bu sürümleri tar.gz'mizde taşımamız gerekecek. taşımak yetmeyecek, scripting ile üzerinde koştuğumuz platformu tanımamız, uygun sürümü derlemeye flagler üzerinden dahil etmemiz gerekecek. hatta derleyiciye bile platforma göre farklı flagler vermemiz gerekecek. ha burada illa derleme olmasına gerek yok, yani packaging systemların tek görevi derleme değil, dosya kopyalama, config dosyalarını hazırlama, dependency'leri (yani kutuphane ve programların birbirine bağımlılık / ihtiyaçlarını) takip etme vs diye gider bu liste. aynı zamanda updateler, bir kütüphanenin sistemde mümkün mertebe sadece özellikle gereken sürümlerinin ve hatta mümkünse son sürümünü yer almasını sağlama vs hep bu sistemlerin görevi. yani basite indirmek gerekirse bu package libraryler, bildigimiz zip, gz tarzı sıkıstırma formatlarının uzerine, scripting destegi ekledigimiz halini dusun. boyle ilgili packaging system, paketin metadatasını okuyup, platformun gerektirdigi islemleri yapabilir. simdi asıl soruya cevap verebiliriz? neden standart değiller, çünkü packing olayı kernel'ın yani core işletim sisteminin görevi değil, tamamen user space bir olay. işletim sistemi (yani kernel) oturup bilmez yani paket neymiş ne değilmiş, o sadece örneğimizde dosyadan haberdar, harddiskten haberdar. yani özetlemek gerekirse paket sistemleri, kullanım kolaylığı için varolan - dolayısıyla da user level sistemler. posix'in tanımın dışında kalırlar ve bir standartasyon yok. ha ama mesela bazı paket sistemleri birden fazla distro tarafından kullanılır mesela deb, ubuntuda da kullanılmakta. rpm ise redhat ve ondan forklanma distorların alayında kullanılmakta yine. birde sheller ve os'lar arasında geçişten bahsetmişsin, öyle bişey olmaz abi, sen eğer standart bir shell kullanırsan örneğin bash gibi, hangi posix temelli os'a geçersen geç, aşağı yukarı işini aynı bash'le görebilirsin. wot oldu ama açıklayıcı olabilimiştir umarım. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
bajazet Mesaj tarihi: Mart 19, 2016 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Mart 19, 2016 çok harika oldu ya. teşekkürler. hatta orta bölümlerde uzun süre imgeleyerek anlamaya çalıştım teorisi bile yarım yamalak olduğundan. ben daha basit düşünüyordum. (dahası biraz daha bakınca abi diye bir olayla karşılaştım sdf) (direkt mala gidiyor?) yazılan programların sadece sistem tarafından derlendiğini düşünüp ismi sadece distroların bizi kullanın demeye çalışmasına yoruyordum. açıkçasını bunu ndiswrapper gibi şeylerle karşılaşınca düşünmeye başlamıştım. package çeviren de görmüştüm galiba ama baktım maintain etmiyormuş adam artık. çok okumak gerek sanırım. shell ve os kısmı da şöyleydi aslında: bilgisayarıma başka bir os kurduğumda terminal nasıl değişecek, hiç anlayamayabilir miyim?'di. tabii ben bu command olayını shell'e bağlı olarak değişiyor zannediyordum. değilmiş : ( Os X'de mesela bash kullanılıyormuş ama package manager yokmuş. neden bilmem, Homebrew varmış kuruluyor, brew install oluyormuş vs. https://www.freebsd.org/doc/en/articles/linux-users/article.html#commands şurdan baktığım kadarıyla syntax aynı isimler değişiyor bir tek galiba. şu an kendimi ev bakmaya gidip server odası kiralamış gibi hissediyorum. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
pulkas Mesaj tarihi: Mart 19, 2016 Paylaş Mesaj tarihi: Mart 19, 2016 But then again, I have been sitting here in my living room—still wearing my coat—for over an hour now, reading the manuscript. One and one-half hours. What a strange book. But appealing. Two hours. OK, I give up: I like it. It’s a perverse book, but it has an equally perverse appeal. Who would have thought it: Unix, the hacker’s pornography. The UNIX HATERS Handbook Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
pulkas Mesaj tarihi: Mart 19, 2016 Paylaş Mesaj tarihi: Mart 19, 2016 https://en.wikipedia.org/wiki/Shebang_(Unix) https://bash.cyberciti.biz/guide/Shebang http://unix.stackexchange.com/questions/1373/how-do-i-switch-from-an-unknown-shell-to-bash Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Genel Yönetici GERGE Mesaj tarihi: Mart 19, 2016 Genel Yönetici Paylaş Mesaj tarihi: Mart 19, 2016 Paket sistemleri dedigin sey temel olarak dependency takip etmeye yariyor. Bazi dagitimlar, Debian gibi, yamalama da yapiyorlar agir; ama bazi dagitimlar da, Arch gibi, paketleri oldugu kadar orijinal haliyle kullanmaya calisiyor. Istersen hic paket yoneticisi kullanmayip her seyi kaynagindan kendin yukleyerek de Linux kullanabilirsin ama program sayisi binleri asacagindan bir yerden sonra neredeyse kullanilamaz bir hale gelir. Eger Ubuntu kullaniyorsan ve aradigin paketi bulamazsan kaynagindan /usr/local'a yukle gec. Paket olayi oyle her dagitim icin farkli programlar degil, dagitimin bagimlilik takip sitemi temel olarak. Debian gibi sistemler paketlere agir yamalama da yapiyor ama, tasvip etmiyorum ben bunu =) Arch Linux bu iste de ilerde ama. AUR denen sistemi sayesinde bir kere ogrendikten sonra 5-10 dakikada istedigin programin paketini yaratabilirsin rahat yukleme ve takip icin. Arch Linux'de tum kullanicilari icin AUR'la yaratilmis paketleri merkezi bir yerde tutuyor. AUR programin kaynak kodunu indirip, derleyip, paket halinde yukleyen bir sistem. Icine sadece bagimliliklarini ve derleme komutlarini yaziyorsun iste. Aradigin paket buyuk ihtimalle zaten vardir ama, AUR'u da katarsan en cok paket Arch Linux'da. rpm ya da deb yaratmak daha bir karisik. Arch'dan OS X'e gectigimde tum bash scriptlerimi de yanimda tasidim bu arada, gereken tum Linux tool'lari da Homebrew ile yukledim, eger yoksa kendi Homebrew paketlerimi yapip (bu da AUR kadar kolay) yukledim. Zaten GNU Core Utilities OS X'de de mevcut. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
bajazet Mesaj tarihi: Mart 20, 2016 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Mart 20, 2016 handbook muhteşemmiş ayrıca teşekkür ederim onun için. bu linux'e atılalı 4. günüm ilk defa bu kadar uzun geldim. dün openbox'a bir yeltendim. benim için rezalet bitti sonu çünkü sistemi tanımıyorum ve bunu ilk kez bu kadar net gördüm. çok acele ettim ve aldığım zevk yılgınlığa dönüştü. hiçbir dock menünün olmadığı bir ortama balıklama daldım öğrenirim zamanla diye ama conf editleme ve bunu öğrenme bir görev gibi geldi o an. sanki bir yere koşturuyormuş gibi hissettim. biraz kurcalayıp iyice kırdıktan sonra canım istediğim gibi davranmak cazip geldi. metacity'e döndüm, lubuntu kurdum. daha da yavaşlamak istedim sonra. tekrar ubuntu'ya geçtim. işin garip tarafı bu yılgınlıktan sonra windows'a dönemedim. windows'un bulunduğu partitionda duruyor isolar, flash'a atarken bildiğin canım sıkıldı. on sene tren vagonunda oturup bir çemberde dönmüş hiçbir yere gitmemiş gibi hissettim. gerçekten bir süre geçirince garip bir hate-love ilişkisi oluyormuş. UNIX-HATERS said: Date: Thu, 1 Oct 87 13:13:41 EDT From: Michael Travers To: UNIX-HATERS Subject: Welcome to UNIX-HATERS In the tradition of TWENEX-HATERS, a mailing list for surly folk who have difficulty accepting the latest in operating system technol- ogy. If you are not in fact a Unix hater, let me know and I’ll remove you. Please add other people you think need emotional outlets for their frustration. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Genel Yönetici GERGE Mesaj tarihi: Mart 20, 2016 Genel Yönetici Paylaş Mesaj tarihi: Mart 20, 2016 Xfce favorilerimden benim. Tam orta yolu veriyor. Openbox cok guzel ama daha bir usabiliy ariyorsan Xfce var. Takildiginda su yontemi izle: http://bash.org/?152037 Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
bajazet Mesaj tarihi: Mart 22, 2016 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Mart 22, 2016 Xfce gerçekten muhteşemmiş. https://sites.google.com/site/easylinuxtipsproject boş post atmadan şunu bırakayım bari benim gibi nooblar varsa. eheh. pencereleri komple sildim. recovery partition'ı bile sildim. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar