Giovanni Mesaj tarihi: Aralık 21, 2015 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 21, 2015 Bir türlü karar veremedim arkadaşlar. Ne dersiniz? Sizin bakış açınızdan nasıl? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
senko Mesaj tarihi: Aralık 21, 2015 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 21, 2015 genel olarak yarrak gibi. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
yumy Mesaj tarihi: Aralık 21, 2015 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 21, 2015 -para +aile ilişkileri -arkadaş ilişkileri -+seks -manevi doyum (her türlü hobi sanat vs.) ++++bladder asdf zor bence, daha doğrusu biz çok zorlaştırıyoruz. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Fin Mesaj tarihi: Aralık 21, 2015 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 21, 2015 aptalsan kolay. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
bingildak Mesaj tarihi: Aralık 21, 2015 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 21, 2015 https://s-media-cache-ak0.pinimg.com/736x/4c/67/fb/4c67fb0c5df97f504c85b0a946cc088f.jpg reality farkındalığında, expectation'ı orantılarsan hayal kırıklığı azalır, mutluluk artar, hayat kolaylaşır. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
yumy Mesaj tarihi: Aralık 21, 2015 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 21, 2015 Ben de şu yukardakini hiç anlamam. İnsanın kendinden ve hayatından beklentileri biraz da iç güdüsel değil mi? Kendin oturup "hm bunları bunları beklemeliyim hayattan" diye düşünmüyorsun ki, biraz farkında olmadan gelişiyor bu istekler. Yani oturup gerçeklikle orantılı beklentilerini düşürürsen ve bu beklentileri elde edersen, bu ne derece dürüst bir mutluluk olur? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
RamsesII Mesaj tarihi: Aralık 21, 2015 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 21, 2015 senko said: genel olarak yarrak gibi. seni şikayet ederim, o bebek yüzüne bu kelimeler yakışmıo Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
elesso Mesaj tarihi: Aralık 21, 2015 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 21, 2015 olması gerektiği gibi Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Curunir Mesaj tarihi: Aralık 21, 2015 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 21, 2015 Herseyin farkindaysan degil Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
BabacumMostors Mesaj tarihi: Aralık 21, 2015 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 21, 2015 BİS HEP YEQ ATIYOZ QARDAAASSSHHHHHH! Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Frostbite Mesaj tarihi: Aralık 21, 2015 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 21, 2015 senko said: genel olarak yarrak gibi. Dis (tu) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Marty Mesaj tarihi: Aralık 21, 2015 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 21, 2015 http://1.bp.blogspot.com/-R8rJ0AVbi6w/Th3zujEQINI/AAAAAAAAAE8/DitZlt1VnTA/s1600/serdar+orta%25C3%25A7+karikat%25C3%25BCr.jpg Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
bingildak Mesaj tarihi: Aralık 21, 2015 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 21, 2015 yumy said: Ben de şu yukardakini hiç anlamam. İnsanın kendinden ve hayatından beklentileri biraz da iç güdüsel değil mi? Kendin oturup "hm bunları bunları beklemeliyim hayattan" diye düşünmüyorsun ki, biraz farkında olmadan gelişiyor bu istekler. Yani oturup gerçeklikle orantılı beklentilerini düşürürsen ve bu beklentileri elde edersen, bu ne derece dürüst bir mutluluk olur? hepsi ego, insan yapımı. alterationa açık. toplumun yarattığı algıdan uzaklaşırsan, biçim değiştirtebilirsin. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
yumy Mesaj tarihi: Aralık 21, 2015 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 21, 2015 Benim bir beklentim yok aslında kendimden genel olarak söyledim. Toplumdan uzaklaşmak da lüks ki şu anki düzende. Hem fiziksel hem zihinsel olarak toplumdan uzaklaşmak imkansız gibi birşey. Gerçek islam bu değile geliyor muhabbet afdad Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
yumy Mesaj tarihi: Aralık 21, 2015 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 21, 2015 Sahte geliyor abi bana bu tarz söylemler. Adamlar boşuna ancak rahip olunca ermiyor bu söylediklerine. İnsan yapısı gereği sosyal canlı. Beni de koy dağa tapınağın içine brain wash tarzı takılırım bu felsefeye bağlı, mühim olan günlük yaşantıya indirgemek. Sosyal ortamını da çok zengin değilsen zank diye seçip değiştiremiyosun. Man of steel olmak lazım yani bu derece etrafından etkilenmemek için. Etkilenmediğini kendine telkin etmek de ne derece dürüst diyorum işte... Ben mutsuz bir insan değilim mesela, hiçbir şeyim de yok aslında düşününce asdf Ama her hangi bir anda "lan şöyle böyle olsa ne rahat ederdim be" diyorsam demek ki, var bir zorluğu bu hayatın. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Black-ice Mesaj tarihi: Aralık 21, 2015 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 21, 2015 ben baya mutluyum ya. insanı ne mutlu ne mutsuz ediyor sebebini bilmiyorum sormayın. derdim yok heralde ondan. maaşım desen az, eve çıkmak istiyorum çıkamıyorum. da bunlar problem değil lan. yani hayatını etkilemiyorsa değil. her an bi dert çıkıp hayatım mahvolabilir. bunun bilincindeyim baya. bu da bi boost. bi kız arkadaşım vardı 2009da. kızdan ayrıldığımdan beri baya mutluyum mesela. 6 sene olmuş düşün. galba o olaydan sonra hiyit hirşiyi riğmin gizil felsefesi ruhuma işledi. sonra da mesela 2012'de başka bi kız arkadaşımdan ayrıldım biraz kötüleşti ondan sonra. tamam buldum yazarken sebebini. kızlarmış. kapatın topiği. herkes tinder kursun. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Marty Mesaj tarihi: Aralık 21, 2015 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 21, 2015 hangisinin sebebi kizlar? mutlu olmanin mi mutsuz olmanin mi? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
bingildak Mesaj tarihi: Aralık 21, 2015 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 21, 2015 yumy said: olayı gereksiz yüceltiyorsun ya. ne asosyal olman gerekiyor, ne de tapınağa çıkman gerekiyor kafa yapını ve beklentilerini şekillendirmek için. günlük yaşama indirgenebilir ve indirgeniyor da. dış etkenlerden gelen şeyleri tabii ki de yönetemiyorsun ama durumu yönetebiliyorsun. olay etkilenmemek değil yani, etkinin tepkisini yönetmek. etkilenmiyorum diyen yalan söylüyordur, şov yapıyordur. etkilenmenin kat sayısını ve outcome'ını sen belirliyorsun. nasıl yön verirsen o şekilde process edersin. bununla ilgili özlü bir söz vardı da şimdi şey edemedim. hayat çok şiddetli akan bir su gibidir. sabit bir taş gibi, akıntıya karşı durmak yerine kendini bırakıp akıntıyla seyir etmek olağan olanı. gidişat kapsamında düşüşler çıkışlar yolun fıtratında var. bunlara karşı direnmek yerine, etkisini kabul edip tepkiyi yönetmek gerekiyor gibi bir şeyler. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
kayserili Mesaj tarihi: Aralık 21, 2015 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 21, 2015 Hayatın zorluğunu kolaylığını yada mutluluğu materyale bağlıyorsan hayat çok zor aga. Ne zengin adamlar var çocukları uyuşturucu-alkol tedavisi gören, bu sebeblerle ölen. Ama çok paran olmadan da mutlu olabilmeyi çözdüysen hayat çok kolay ya. Sadece sabahları biraz erken kalkman lazım İstanbulda yaşıyosan. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Black-ice Mesaj tarihi: Aralık 21, 2015 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 21, 2015 asas grafik çizmiştim kötü çıktı Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Madcat Mesaj tarihi: Aralık 21, 2015 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 21, 2015 topik müthiş yalnız, çok sevdim. bıngıldağa katılıyorum expectation/reality oranı çok önemli, birisi çıkmış şey demiş abi napalım oturup düşünmüyoruz beklentilerimizi diye. abi toplum seni buna zorluyor sen anlamıyorsun, senin aslında tek yapmak istediğin işten eve gelince, düzenli bir ev hayatı ve kendine ayırabileceğin zaman, ama bir bakıyorsun hayat seni sağa sola fırlatıyor, şuna gitmek zorunda kalıyorsun, bunu yapmak zorunda kalıyorsun, toplum sana araba al diye bağırıyor, ya da arabanı değiştir diye bağırıyor, sen steam indirimlerinden 2 oyun almak istiyorsun, kendi mutluluğun için ama gerçek hayat maaşın % bilmem kaçını ev kirasına, kalanı kredi borcuna yönlendiriyor. öyle dağın başında kafasının rahat olması bir bakımdan toplumun onu yönlendirmediği, yönlendirenin kendisi olmasından expectation'ı düşük tutup happiness'ı o oranda arttırmasına sebep oluyor. basit denklem yani. ha bunu gerçek hayata nasıl entegre edeceksin, çok zor yani, şunla görüşmiyim diyosun adam kırılıyor falan, kendi çevreni değiştirmek istiyorsun bunu yapamıyorsun, zaman kavramı bizim gibi köle sisteminde çalışanlar için bulunmaz nimet, dolayısıyla onu da gideyim iyi arkadaşlar bulayım güzel çevre edineyim diye harcamıyorsun, var olan mutluluklarına harcıyorsun falan. hayat işi bilene kolay sdfsdg. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
bingildak Mesaj tarihi: Aralık 21, 2015 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 21, 2015 kolay olsa değerli olmazdı abi öyle düşünün. nedret kanunu hükmediyor hayatın her aspectine. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
DRaGoN_SLaYeR Mesaj tarihi: Aralık 21, 2015 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 21, 2015 Hayatın zorluğu/kolaylığı kişiye göre değişiyor direk. Şu an benim için baya zor mesela. Bazı arkadaşlarım için de zor. Sonra başka arkadaşlarım için de baya kolay. İmkanlar/sorumluluklar ekseninde gidip geliyor zorluk galiba. Topic zorluktan mutluluğa kaymış, hayatı çok zor geçen ama mutlu olan insan da var, çok kolay bi hayat yaşayan ama mutsuz olan insan da var fdsfs ben mutluyum mesela hala. mutluluk insan psikolojisiyle baya alakalı, kimi insan mutlu olmamaya endekslenmiş gibi geliyor bana. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
bingildak Mesaj tarihi: Aralık 21, 2015 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 21, 2015 evet mesela star wars filmini izleyip, beğenmeyenler. o insanlar asla mutlu olamaz asdasd. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
yumy Mesaj tarihi: Aralık 21, 2015 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 21, 2015 Madcat said: ha bunu gerçek hayata nasıl entegre edeceksin, çok zor yani, şunla görüşmiyim diyosun adam kırılıyor falan, kendi çevreni değiştirmek istiyorsun bunu yapamıyorsun, zaman kavramı bizim gibi köle sisteminde çalışanlar için bulunmaz nimet, dolayısıyla onu da gideyim iyi arkadaşlar bulayım güzel çevre edineyim diye harcamıyorsun, var olan mutluluklarına harcıyorsun falan. Benim anlatmak istediğim kısım da şu daha çok aslında. Yani hayatı kolaylaştırmak için siniri stresi kontrol etmek, bıngıldağın örneklediği gibi zorluklara kabullenmiş bir stabilite ile yaklaşmak vs.vs. ister istemez hepimizin uyguladığı şeyler. Dediğim gibi kendimi kesinlikle "mutsuz" bir insan olarak değerlendirmiyorum çünkü kendimi tanıyorum, beni ne mutlu ediyor biliyorum, onları yapmaya çalışıyorum. Ama sürekli sorgulama hali de mevcut yani, "acaba kendimi mi kandırıyorum?" "Bu daha ne kadar böyle devam eder?""Beni şu an mutlu eden şeyler aslında ne derece gerçekten kendime ait değerler?""Şunu bunu denesem mutlu olur muyum"? vs.vs. Ama mutlu olmak =/= hayat kolaydır veya mutsuzum çünkü hayat zor eşleşen şeyler değil gibi. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar