Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Algiers' e gidiyorum


KuddusiMavra

Öne çıkan mesajlar

Arkadaşlar.
Dün sabah geldim ve şimdi ancak zaman buluyorum yazmak için.
Nereden başlayayım?

Peki.
Öncelikle Şükrü'nün yukarıda dediği gibi Algiers aslında hem Türkçe'de ve hem de Cezayirlilerin söyleyişi ile Cezayir. Cezayir'in başkentinin adı da Cezayir. Nüfusu 4.5 milyon. Deniz kenarında, neredeyse her yanında ama özellikle sahil kesiminde Fransız izlerini fazlası ile taşıyan bir şehir. Sahil kesimi adeta küçük bir Paris gibiydi. Binaların görünüşü,mimarisi,sokaklar...Hep Paris'e benziyordu.

Cezayir bu ülke için bizdeki İstanbul ne ise o.Ülkenin ekonomik başkenti konumunda ayrıca.

Bizdeki İstanbul,Ankara,İzmir üçlemesi Cezayir'de Cezayir,Oran ve Sousse şeklinde sıralanıyor.Ülkenin 3 büyük kentleri bunlar.

Ülke nüfusu 36 milyon söylediklerine göre.
En ilginç olanı da burada konuştuğum insanların çoğu Arap olmadıklarını, Berberi olduklarını söylüyorlar. Kendilerinin ayrı bir halk olduklarını, konuştukları dilin Berberice olduğunu ve hatta (acentamın anlattığına göre)babasının yanında asla Arapça konuşmadıklarını; ya Berberice ya da Fransızca konuştuklarını; Cezayirce konuşmanın ise ayıp sayıldığını(evet,bizim burada veya vikipedyada falan yazılanın aksine Cezayirce diyorlar, Arapça+Fransızca'nın eşit ağırlık teşkil ettiği bir dil)söyledi.
Nüfusu bir kaç farklı etnik gruptan oluşuyor.
Açıkçası seyahatim 3 günlük ve inanılmaz yoğun olduğu için hiç iş harici gezme ve araştırma yapma şansım olmadı. Fakat kısa aralıklarla sık sık gidip ülkenin 4 bir yanını gezeceğim.İnanın şimdi okuduklarınızdan çok daha kesin bilgileri diğer seyahatlerimde yazacağım.
Ancak şimdilik bana aktarılan bilgileri yazayım.
Her şeyden önce çoğumuzun bildiğinin aksine yukarıda da yazdığım gibi Cezayir'de nüfusun çoğunluğunu Berberiler oluşturuyor.Bunlar kendi aralarında bir çok farklı kabileye bölünmüşler(aşiret)ve bu aşiretlerin dilleri bazen lehçe ve bazen de dil olarak birbirlerinden farklılıklar gösteriyor.
Daha sonra Araplar geliyor.
Üçüncü grup ise Türk kökenliler. Bunların Türk askerler ile Cezayirli kadınların soyundan olduğu söyleniyor.Burada bunlara verilen isim Kologhlu(ki ben Kuloğlu demek istediklerini düşünüyorum). Sayılarının birkaç milyon olduğu düşünülüyor.
Daha sonra Hristiyanlar(Arap,Berberi,çeşitli Avrupa kökenliler9 ve birkaç yüz Musevi geliyor.

Ülkenin yüz ölçümü 2 milyon 400 bin kmkare.Afrika'nın en büyük ülkesi.

ülkenin benim gittiğim kuzeyinde hava aynen İstanbul'daki gibiydi.Yani önceden "lan işte Afrika, sıcaktır her zaman" ön yargısı kesinlikle yanlış.Geceleri 5-6 dereceydi hava sıcaklığı.Gündüz de 14-15 derece gibiydi.Son gün ise 24 derece oldu.
Ve ülkenin daha batısında ise bazı yerlerde kar yüzünden yolların kapandığını anlatıyorlar.

Ancak ülkenin ortasından aşağısı güneye doğru hep sıcak iklime sahip olurmuş.

Para birimi Cezayir Dinarı. 1 Dolar havaalanında 98 Dinar'dan satılıyor. Alırken de 88 Dinar'dan alıyorlar.
Oysa resmi kur ise 95 Dinar alış, 103 Dinar satış. Fakat gelin görün ki döviz büfesi yok.Bankadan yabancıların döviz almasına ise izin vermiyorlar. Ancak yasa dışı şekilde kuyumcuların döviz alıp sattığını söylüyorlar.oğal gaz yatakları, petrol yatakları açısından çok zengin bir ülke Cezayir. Avrupa'nın şu an da en büyük doğal gaz tedarikçilerinden birisi durumunda Cezayir. Petrol ihracatından da ciddi gelir elde ediyorlar.
BMW ile gezdik 3 gün boyunca ve 1 depo BMW fotoğraftan da göreceğiniz gibi yaklaşık 8 Dolar'a doluyor.




Cezayir'e ulaşım THY ile mümkün.
Hem de 3 ayrı şehrine.
Cezayir, Oran ve Sousse şehirlerinin 3üne birden Türkiye'den düzenli olarak karşılıklı uçuş var. Türkiye'den 1 saat geride Cezayir.İstanbul Atatürk Havalimanı'ndan bindikten sonra 3-3.5 saat uçuş süresi ile Cezayir'e ulaşıyorsunuz.

Yalnız girerken ve dönerken pasaport kontrolünde Arapça ve Fransızca bir form veriyorlar.Ben anladığım kısımlarını doldurdum.Anlamadıklarımı da pasaport polisine doldurttum.Dönerken 18 senelik yurtdışı seyahatlerimde ilk kez polisin cüzdanımı aradığına şahit oldum.Salak ya. "Dinar var mı?"dedi. "Yok"dedim. "Ne var?" dedi. "Dolar." dedim. "Kaç Dolar?" dedi. Nedense olandan daha az rakam söyledim. "500 Dolar"dedim. "Aç bakacağım" dedi. Açtım gösterirken "Tamam tamam,geçebilirsin" dedi. İyi pokerciyim tabi B)-

Ben 3 gün boyunca dubleks bir evde kaldım.
Ancak otelde de ortalama 60-70 Dolar'a oda+kahvaltı dahil konaklamanın mümkün olduğunu öğrendim. Taksi ücretleri konusunda bir bilgim yok çünkü bu seyahatte hiç taksiye binmedim.

İçki süpermarketlerde, bakkallarda satılmıyor.
Ancak lüks restaurantlarda ve özel bazı dükkanlarda satılıyor. Yalnız pahalı. 33lük Heineken 6lı birayı 1200 Dinar(yaklaşık 12 Dolar)'a alıyorsunuz.

En lüks balıkçılardan birisi olan aşağıdaki restaurantta 2 kişilik yemeğe yaklaşık 8000 Dinar (yani 90 Dolar civarı)verdik. Ben 5 tane 33lük Heineken içtim. Adam da gazoz içti.






Cezayir'de 90lı yıllarda iç savaş olmuş ve bu savaşta 100 bine yakın Cezayirli hayatını kaybetmiş.Savaş şeriat yanlıları ile cumhuriyetçiler arasında olmuş.

Sonuç olarak yapılan barış anlaşması ve arkasından yapılan seçimlerle başa geçen adam(Butefrika yanılmıyorsam)ülkeyi yönetmeye başlamış.Seçim gibi görünen bir diktatörlük söz konusu.Şu an da da bu adam alzaymırmış,kafa gelip gidiyormuş ama ülkenin yönetimi etrafındaki 4-5 kişilik ekipteymiş.
Şeriatçılara aman vermiyorlarmış.
Şehir içinde neredeyse her birkaç kmde bir polis ve/veya jandarma kontrolü var.Arabaları sürekli durdurmuyorlar ama kesinlikle hızınızı iyice düşürüp polis ve/veya jandarmanın geç işaretini alıncaya kadar rölanti hızla gidiyorsunuz.

Buranın Etiler'i denilebilecek yer HYDRA ismi verilen yer.
Diğer lüks semtler de Residence Shabani, Cheraga isimli semtler. Benim kaldığım Dely Brahim(Deli İbrahim), Bir Mourad Reis, Barbaros, Salih Bey'de (hepsi Türk isimleri)diğer lüks semtler.

Bu arada önünden geçtiğim Istanbul Restaurant Cheraga'da, görmediğim ama bana anlattıkları Bosphor Restaurant Residence Shabani'de(ki çok hem de çok kaliteli bir restaurant olduğu anlatılıyor),Hydra'da da adını bana anlatan adamın hatırlamadığı bir Türk restaurantı varmış.

Aktaracaklarım bunlar arkadaşlar.
Şimdi bazı fotoğrafları paylaşıyorum. Çok özelliği olan fotoğraflar yok.İdare edin.


yolu bir süreliğine trafiğe kapatan atlardan biri


yolu bir süreliğine trafiğe kapatan atlardan biri


Buranın semtlerinden Bir Murat Reis'in tabelası


bayağı uzaktan şehitler anıtı


Yeşil bir yer bu Cezayir şehri


Şu da benim kaldığım semt, Deli İbrahim


Kaldığım evin az aşağısında Deli İbrahim İdman Yurdu :D


Kendine has mimarisi ile cami-1


Kendine has mimarisi ile cami-2


Kendine has mimarisi ile cami-3


Pazar yeri


Sheraton'un girişi


Sheraton'un restaurantı


Kuskus adını verdikleri çiğ köftelik bulgur+mercimekten yapılan pilav...Üzerine de yeşil fasulye+havuçtan oluşan domates soslu karışım dökülerek yeniliyor. Çok lezzetliydi.Arka tarafta da klasik kebap görüntüsü.

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Arkadaşlar.
Dün sabah geldim ve şimdi ancak zaman buluyorum yazmak için.
Nereden başlayayım?

Peki.
Öncelikle Şükrü'nün yukarıda dediği gibi Algiers aslında hem Türkçe'de ve hem de Cezayirlilerin söyleyişi ile Cezayir. Cezayir'in başkentinin adı da Cezayir. Nüfusu 4.5 milyon. Deniz kenarında, neredeyse her yanında ama özellikle sahil kesiminde Fransız izlerini fazlası ile taşıyan bir şehir. Sahil kesimi adeta küçük bir Paris gibiydi. Binaların görünüşü,mimarisi,sokaklar...Hep Paris'e benziyordu.

Cezayir bu ülke için bizdeki İstanbul ne ise o.Ülkenin ekonomik başkenti konumunda ayrıca.

Bizdeki İstanbul,Ankara,İzmir üçlemesi Cezayir'de Cezayir,Oran ve Sousse şeklinde sıralanıyor.Ülkenin 3 büyük kentleri bunlar.

Ülke nüfusu 36 milyon söylediklerine göre.
En ilginç olanı da burada konuştuğum insanların çoğu Arap olmadıklarını, Berberi olduklarını söylüyorlar. Kendilerinin ayrı bir halk olduklarını, konuştukları dilin Berberice olduğunu ve hatta (acentamın anlattığına göre)babasının yanında asla Arapça konuşmadıklarını; ya Berberice ya da Fransızca konuştuklarını; Cezayirce konuşmanın ise ayıp sayıldığını(evet,bizim burada veya vikipedyada falan yazılanın aksine Cezayirce diyorlar, Arapça+Fransızca'nın eşit ağırlık teşkil ettiği bir dil)söyledi.
Nüfusu bir kaç farklı etnik gruptan oluşuyor.
Açıkçası seyahatim 3 günlük ve inanılmaz yoğun olduğu için hiç iş harici gezme ve araştırma yapma şansım olmadı. Fakat kısa aralıklarla sık sık gidip ülkenin 4 bir yanını gezeceğim.İnanın şimdi okuduklarınızdan çok daha kesin bilgileri diğer seyahatlerimde yazacağım.
Ancak şimdilik bana aktarılan bilgileri yazayım.
Her şeyden önce çoğumuzun bildiğinin aksine yukarıda da yazdığım gibi Cezayir'de nüfusun çoğunluğunu Berberiler oluşturuyor.Bunlar kendi aralarında bir çok farklı kabileye bölünmüşler(aşiret)ve bu aşiretlerin dilleri bazen lehçe ve bazen de dil olarak birbirlerinden farklılıklar gösteriyor.
Daha sonra Araplar geliyor.
Üçüncü grup ise Türk kökenliler. Bunların Türk askerler ile Cezayirli kadınların soyundan olduğu söyleniyor.Burada bunlara verilen isim Kologhlu(ki ben Kuloğlu demek istediklerini düşünüyorum). Sayılarının birkaç milyon olduğu düşünülüyor.
Daha sonra Hristiyanlar(Arap,Berberi,çeşitli Avrupa kökenliler9 ve birkaç yüz Musevi geliyor.

Ülkenin yüz ölçümü 2 milyon 400 bin kmkare.Afrika'nın en büyük ülkesi.

ülkenin benim gittiğim kuzeyinde hava aynen İstanbul'daki gibiydi.Yani önceden "lan işte Afrika, sıcaktır her zaman" ön yargısı kesinlikle yanlış.Geceleri 5-6 dereceydi hava sıcaklığı.Gündüz de 14-15 derece gibiydi.Son gün ise 24 derece oldu.
Ve ülkenin daha batısında ise bazı yerlerde kar yüzünden yolların kapandığını anlatıyorlar.

Ancak ülkenin ortasından aşağısı güneye doğru hep sıcak iklime sahip olurmuş.

Para birimi Cezayir Dinarı. 1 Dolar havaalanında 98 Dinar'dan satılıyor. Alırken de 88 Dinar'dan alıyorlar.
Oysa resmi kur ise 95 Dinar alış, 103 Dinar satış. Fakat gelin görün ki döviz büfesi yok.Bankadan yabancıların döviz almasına ise izin vermiyorlar. Ancak yasa dışı şekilde kuyumcuların döviz alıp sattığını söylüyorlar.oğal gaz yatakları, petrol yatakları açısından çok zengin bir ülke Cezayir. Avrupa'nın şu an da en büyük doğal gaz tedarikçilerinden birisi durumunda Cezayir. Petrol ihracatından da ciddi gelir elde ediyorlar.
BMW ile gezdik 3 gün boyunca ve 1 depo BMW fotoğraftan da göreceğiniz gibi yaklaşık 8 Dolar'a doluyor.




Cezayir'e ulaşım THY ile mümkün.
Hem de 3 ayrı şehrine.
Cezayir, Oran ve Sousse şehirlerinin 3üne birden Türkiye'den düzenli olarak karşılıklı uçuş var. Türkiye'den 1 saat geride Cezayir.İstanbul Atatürk Havalimanı'ndan bindikten sonra 3-3.5 saat uçuş süresi ile Cezayir'e ulaşıyorsunuz.

Yalnız girerken ve dönerken pasaport kontrolünde Arapça ve Fransızca bir form veriyorlar.Ben anladığım kısımlarını doldurdum.Anlamadıklarımı da pasaport polisine doldurttum.Dönerken 18 senelik yurtdışı seyahatlerimde ilk kez polisin cüzdanımı aradığına şahit oldum.Salak ya. "Dinar var mı?"dedi. "Yok"dedim. "Ne var?" dedi. "Dolar." dedim. "Kaç Dolar?" dedi. Nedense olandan daha az rakam söyledim. "500 Dolar"dedim. "Aç bakacağım" dedi. Açtım gösterirken "Tamam tamam,geçebilirsin" dedi. İyi pokerciyim tabi B)-

Ben 3 gün boyunca dubleks bir evde kaldım.
Ancak otelde de ortalama 60-70 Dolar'a oda+kahvaltı dahil konaklamanın mümkün olduğunu öğrendim. Taksi ücretleri konusunda bir bilgim yok çünkü bu seyahatte hiç taksiye binmedim.

İçki süpermarketlerde, bakkallarda satılmıyor.
Ancak lüks restaurantlarda ve özel bazı dükkanlarda satılıyor. Yalnız pahalı. 33lük Heineken 6lı birayı 1200 Dinar(yaklaşık 12 Dolar)'a alıyorsunuz.

En lüks balıkçılardan birisi olan aşağıdaki restaurantta 2 kişilik yemeğe yaklaşık 8000 Dinar (yani 90 Dolar civarı)verdik. Ben 5 tane 33lük Heineken içtim. Adam da gazoz içti.






Cezayir'de 90lı yıllarda iç savaş olmuş ve bu savaşta 100 bine yakın Cezayirli hayatını kaybetmiş.Savaş şeriat yanlıları ile cumhuriyetçiler arasında olmuş.

Sonuç olarak yapılan barış anlaşması ve arkasından yapılan seçimlerle başa geçen adam(Butefrika yanılmıyorsam)ülkeyi yönetmeye başlamış.Seçim gibi görünen bir diktatörlük söz konusu.Şu an da da bu adam alzaymırmış,kafa gelip gidiyormuş ama ülkenin yönetimi etrafındaki 4-5 kişilik ekipteymiş.
Şeriatçılara aman vermiyorlarmış.
Şehir içinde neredeyse her birkaç kmde bir polis ve/veya jandarma kontrolü var.Arabaları sürekli durdurmuyorlar ama kesinlikle hızınızı iyice düşürüp polis ve/veya jandarmanın geç işaretini alıncaya kadar rölanti hızla gidiyorsunuz.

Buranın Etiler'i denilebilecek yer HYDRA ismi verilen yer.
Diğer lüks semtler de Residence Shabani, Cheraga isimli semtler. Benim kaldığım Dely Brahim(Deli İbrahim), Bir Mourad Reis, Barbaros, Salih Bey'de (hepsi Türk isimleri)diğer lüks semtler.

Bu arada önünden geçtiğim Istanbul Restaurant Cheraga'da, görmediğim ama bana anlattıkları Bosphor Restaurant Residence Shabani'de(ki çok hem de çok kaliteli bir restaurant olduğu anlatılıyor),Hydra'da da adını bana anlatan adamın hatırlamadığı bir Türk restaurantı varmış.

Aktaracaklarım bunlar arkadaşlar.
Şimdi bazı fotoğrafları paylaşıyorum. Çok özelliği olan fotoğraflar yok.İdare edin.


yolu bir süreliğine trafiğe kapatan atlardan biri


yolu bir süreliğine trafiğe kapatan atlardan biri


Buranın semtlerinden Bir Murat Reis'in tabelası


bayağı uzaktan şehitler anıtı


Yeşil bir yer bu Cezayir şehri


Şu da benim kaldığım semt, Deli İbrahim


Kaldığım evin az aşağısında Deli İbrahim İdman Yurdu :D


Kendine has mimarisi ile cami-1


Kendine has mimarisi ile cami-2


Kendine has mimarisi ile cami-3


Pazar yeri


Sheraton'un girişi


Sheraton'un restaurantı


Kuskus adını verdikleri çiğ köftelik bulgur+mercimekten yapılan pilav...Üzerine de yeşil fasulye+havuçtan oluşan domates soslu karışım dökülerek yeniliyor. Çok lezzetliydi.Arka tarafta da klasik kebap görüntüsü.

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...