Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Beşiktaş JK 2014 -2015 Sezonu Genel Tartışma - 2


Llama

Öne çıkan mesajlar

said:
Günün en dikkat çekici yazısı Güntekin Onay'dan geldi. Onay, Beşiktaş Teknik Direktörü Slaven Bilic'in şampiyon yapacak bir teknik adam vasfının olmadığını yazarken; Hırvat teknik adam için şu ifadeleri kullandı:

"Bilic şampiyon olacak bir teknik adam değil, bu vasfı yok. Çalıştırdığı ekipler sahada hep iyi bir takım görüntüsü verir ama kupalar, şampiyonluklar kazanamaz. Biliç’in takımları hep az gol atar ve bu böyle devam eder. Dün Beşiktaş bir kez daha bu gerçek ile yüzleşti."

Slaven Bilic’in rotasyon işgüzarlığı Beşiktaş’a pahalıya mal oldu. Üzerine Demba Ba’nın sakatlığı ve Cenk’in hatası ile yenen gol de gelince işler iyice güçleşti.

Hep yazıyorum, söylüyorum. Beşiktaş kapanan takımları çok zor açar. Çünkü futbolda hücumün en önemli prensiplerinden biri rakip ceza alanına kalabalık gitmektir. Beşiktaş bunu yapamıyor. Sivas deplasmanında G.Saray’ın attığı ilk 2 golde de top kanattan geldiği zaman sarı-kırmızılı ekip rakip ceza alanında 5 kişiydi. Siz eğer o bölgeye ekstra adam sokamazsanız rakip savunma adam ve alan paylaşımında sorun yaşamaz.

Beşiktaşlı oyunculardan sadece Olcay gol bölgesine giriyor. Hepsi ceza alanı çevresi oyuncusu. Top hep Beşiktaş’ın ayağında ancak üretkenlik az. Mustafa Pektemek, kaleyi düşünen ve şut atan bir oyuncu değil. Durum böyle olunca da bu tip kapalı savunmalar karşısında duvara çarpıp geri dönüyorsunuz.

Bu tip kilitlenen oyunlarda duran toplar daha da büyük önem kazanır. Beşiktaş’ın en son bir kornerden veya duran toptan ceza alanına ortayla ne zaman gol attığını hatırlayan var mı?

Bilic ikinci yarıda risk aldı, 3’lü savunmaya döndü. Bu kadar dağınık bir savunmaya Eskişehirspor’un daha fazla gol bulmaması ise adeta imkansızdı. Açık alanda büyük hatalar yapan Beşiktaş savunması duran toplarda da rakibine önemli fırsatlar verdi.

Sahi Sivok nerede? Pedro neden rotasyonda? Bir stoper ne kadar yorulup yıpranabilir ki?

Bilic bu sezon Arsenal ve Tottenham maçlarında İngiltere’de iyi piyasa yaptı. Hâlâ da kendi imajını kovalıyor. Liverpool rövanşını düşünerek Gökhan Töre ve Atiba’yı yedek bıraktı. Bir bakıma Eskişehir maçını feda etti. Liverpool yarı finale kalma maçı değil. Dün kaybedilen 3 puanın ise telafisi çok zor.

Bilic şampiyon olacak bir teknik adam değil, bu vasfı yok. Çalıştırdığı ekipler sahada hep iyi bir takım görüntüsü verir ama kupalar, şampiyonluklar kazanamaz. Biliç’in takımları hep az gol atar ve bu böyle devam eder. Dün Beşiktaş bir kez daha bu gerçek ile yüzleşti.


Günto gerçi maç kaybedince yazdığı için iyi gün dostu gibi gözüküyor da benzerlerini 1 aydır söyleyince günlük taraftar oluyoruz asdfsd

Herkes görmeye başladı adamın vasıfsızlığını, açık açık belirtiyorlar. Seri yakalaması önemli değil, önemli olan kırılma noktalarındaki maçları kazanması oluyor. Beşiktaş ne zaman kırılma noktasındaki maçları kaybetse oradan sonrası gelmiyor. Yine gelmeyecek.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

"Güntekin Onay" said:

Bilic bu sezon Arsenal ve Tottenham maçlarında İngiltere’de iyi piyasa yaptı. Hâlâ da kendi imajını kovalıyor. Liverpool rövanşını düşünerek Gökhan Töre ve Atiba’yı yedek bıraktı. Bir bakıma Eskişehir maçını feda etti. Liverpool yarı finale kalma maçı değil. Dün kaybedilen 3 puanın ise telafisi çok zor.


Abi çok talihsiz bir paragraf. Liverpool maçını düşünmemeli bir TD bence evet. Gökhan'nın yedek kalma nedenini doktor açıkladı bugun zaten. Güntekin Onay baya sığ bir yorumcuymuş.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

DarKRideR said:

said:
Günün en dikkat çekici yazısı Güntekin Onay'dan geldi. Onay, Beşiktaş Teknik Direktörü Slaven Bilic'in şampiyon yapacak bir teknik adam vasfının olmadığını yazarken; Hırvat teknik adam için şu ifadeleri kullandı:

"Bilic şampiyon olacak bir teknik adam değil, bu vasfı yok. Çalıştırdığı ekipler sahada hep iyi bir takım görüntüsü verir ama kupalar, şampiyonluklar kazanamaz. Biliç’in takımları hep az gol atar ve bu böyle devam eder. Dün Beşiktaş bir kez daha bu gerçek ile yüzleşti."

Slaven Bilic’in rotasyon işgüzarlığı Beşiktaş’a pahalıya mal oldu. Üzerine Demba Ba’nın sakatlığı ve Cenk’in hatası ile yenen gol de gelince işler iyice güçleşti.

Hep yazıyorum, söylüyorum. Beşiktaş kapanan takımları çok zor açar. Çünkü futbolda hücumün en önemli prensiplerinden biri rakip ceza alanına kalabalık gitmektir. Beşiktaş bunu yapamıyor. Sivas deplasmanında G.Saray’ın attığı ilk 2 golde de top kanattan geldiği zaman sarı-kırmızılı ekip rakip ceza alanında 5 kişiydi. Siz eğer o bölgeye ekstra adam sokamazsanız rakip savunma adam ve alan paylaşımında sorun yaşamaz.

Beşiktaşlı oyunculardan sadece Olcay gol bölgesine giriyor. Hepsi ceza alanı çevresi oyuncusu. Top hep Beşiktaş’ın ayağında ancak üretkenlik az. Mustafa Pektemek, kaleyi düşünen ve şut atan bir oyuncu değil. Durum böyle olunca da bu tip kapalı savunmalar karşısında duvara çarpıp geri dönüyorsunuz.

Bu tip kilitlenen oyunlarda duran toplar daha da büyük önem kazanır. Beşiktaş’ın en son bir kornerden veya duran toptan ceza alanına ortayla ne zaman gol attığını hatırlayan var mı?

Bilic ikinci yarıda risk aldı, 3’lü savunmaya döndü. Bu kadar dağınık bir savunmaya Eskişehirspor’un daha fazla gol bulmaması ise adeta imkansızdı. Açık alanda büyük hatalar yapan Beşiktaş savunması duran toplarda da rakibine önemli fırsatlar verdi.

Sahi Sivok nerede? Pedro neden rotasyonda? Bir stoper ne kadar yorulup yıpranabilir ki?

Bilic bu sezon Arsenal ve Tottenham maçlarında İngiltere’de iyi piyasa yaptı. Hâlâ da kendi imajını kovalıyor. Liverpool rövanşını düşünerek Gökhan Töre ve Atiba’yı yedek bıraktı. Bir bakıma Eskişehir maçını feda etti. Liverpool yarı finale kalma maçı değil. Dün kaybedilen 3 puanın ise telafisi çok zor.

Bilic şampiyon olacak bir teknik adam değil, bu vasfı yok. Çalıştırdığı ekipler sahada hep iyi bir takım görüntüsü verir ama kupalar, şampiyonluklar kazanamaz. Biliç’in takımları hep az gol atar ve bu böyle devam eder. Dün Beşiktaş bir kez daha bu gerçek ile yüzleşti.


Günto gerçi maç kaybedince yazdığı için iyi gün dostu gibi gözüküyor da benzerlerini 1 aydır söyleyince günlük taraftar oluyoruz asdfsd

Herkes görmeye başladı adamın vasıfsızlığını, açık açık belirtiyorlar. Seri yakalaması önemli değil, önemli olan kırılma noktalarındaki maçları kazanması oluyor. Beşiktaş ne zaman kırılma noktasındaki maçları kaybetse oradan sonrası gelmiyor. Yine gelmeyecek.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

reampage said:

"Güntekin Onay" said:

Bilic bu sezon Arsenal ve Tottenham maçlarında İngiltere’de iyi piyasa yaptı. Hâlâ da kendi imajını kovalıyor. Liverpool rövanşını düşünerek Gökhan Töre ve Atiba’yı yedek bıraktı. Bir bakıma Eskişehir maçını feda etti. Liverpool yarı finale kalma maçı değil. Dün kaybedilen 3 puanın ise telafisi çok zor.


Abi çok talihsiz bir paragraf. Liverpool maçını düşünmemeli bir TD bence evet. Gökhan'nın yedek kalma nedenini doktor açıkladı bugun zaten. Güntekin Onay baya sığ bir yorumcuymuş.


Abi şimdi bir şeyi unutuyoruz. Güntekin, Liverpool maçı hakkında tam olarak katılmasam da haklı.

Beşiktaş'ın üstünde ölü toprağı var mı? Var. Bunun yolu Avrupa Ligi'nde çeyrek final, yarı final görmek değil şampiyon olmak.

Mesela TR Kupası'na çok karşı olmama rağmen normal şartlarda sonuna kadar gidilmesini savunan bir adamım. Ama Beşiktaş normal şartlar altında değil.

Lig şampiyonunu elde edemeden bu takımın üstündeki ölü toprağından kurtulamayacağız. Eskişehir deplasmanı da zor bir dönemdeki kritik bir kırılma noktasıydı.

Ha buradan çok eleştirmemek gerek nitekim daha yol uzun, rakipler elbet bir yerde puan bırakacak ve deplasmana gidecek olsakta iki rakibimizle de birer maçımız var. Oralardan her şekilde en az bir galibiyet çıkarmak gerekiyor ki bir de yetmez.

Liverpool'u elediğimizde ise 10 yıl sürecek bir goygoy ve AL ÇEYREK FİNALİSTİ dışında elimizde pek bir şey olmayacak. Ha şöyle bir güzelliği olacak, çeyrek finaldeki rakip hemen hemen her şekilde Liverpool'a kıyasla daha güçsüz bir takım olacak. Onun motivasyonuyla bir tur daha görürsün ama gerisi gelmez.

Liverpool maçının vitrin ve mental açıdan destek maçı olması dışında hiçbir etkisi yok. Ama ligdeki kayıplarının yeri dolmayacak. Yani düşünün geçen yıl lig ne kadar rezildi ve o ligde ikinci bile olsak bugün 3 değil, 10 adım ileri atacaktık. Demba ayarında bir topçu daha alabilecektik belki, ikna edemediğimiz onca oyuncuya ŞL gruplarının vaadini verip getirtebilecek ve bugün ligde daha güçlü bir kadro ile oynuyor olabilecektik.

Ha benim için Liverpool maçı halen önemli çünkü sen büyükler ligine tekrar geri dönmek istiyorsan hazırlık maçı bile olsa onlara koyacaksın, onları saf dışı bırakacaksın. Beşiktaş için mental destek dediğim bu, kadro istikrarını da yakalamışken onlara pozitif aşı yapacaksın vs... vs...

Neyse gider de gider. Bilic çok yakışıklı ama beresi de güzel. Ayrıca adam gibi adam.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Abi ligde yenilmen bence kaçınılmazdı bu hafta, eğer takım kondisyon sakatlık vs limit olarak dolduysa ve bir maç feda edilmesi gerekiyorsa kusura bakma ama bütün biletleri satılmış taraftarın intikam olarak gördüğü Liverpool maçı (ülke puanı seneye tek takım CL gitme filan olaylarına filan bakmıyorum bile. )

Böyle bir durumda deplasmanda zaten tam kadro oynasan bile kapalı defansını açamadığın bir Eskişehir. Gökhanı riske hiç etmicekti bence sakatsa ya adam gibi ilk yarı alıcaktı onu yapamamış, madem öyle ikinci yarıda alma iyice feda et maçı adam zaten varlık gösteremedi pek bilicin hatası arada kalmak oldu.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Sezon genelinde coşkulu oynayıp, 34 haftanın çoğunda rakibi ezerek şampiyon olan takım azdır. Bu tarz maçlar da oynayacak ve rölantide kazanacak takım; bunu yapmaya başlamıştı BJK , son 2 haftada kusura bakmayın ama penaltılar yardımcı oldu tabloda; penaltılar haksız demiyorum sadece kötü oyunu gölgeledi.

Bilic'in çok fazla bir opsiyonu yok oyun anlamında. Demba Ba ile nasıl oynuyorsa takım Pektemek ile de öyle oynatıyor, Atiba yoksa Ozzy de o rolde oynuyor falan. Ba ve Sosa ile yaptığı nokta atışlarını önlibero ve bekler için de yapabilse farklıydı ama malzeme de bu malesef
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Yan top abi Güntekin bahsetmiş her maç çok bariz göze çarpan eksiklik, madem takım kapanıyor bu işin dünyada en net ilacı ölü toplar yan toplar. Liverpool maçında kaç korner kullandık, bir velinin kafası var takımın en kısa adamı kafa vurdu ve az daha giriyordu. Yan top işte karambol bu iş böyle.

Sivok iyi çıkıyodu yan toplarda harbiden nerde sivok bu arada ?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Top dolastirmaktan baska bir halt yapmiyo takim suanda, demba ba bile cok az topla bulusuyo bizim maclarda, ceza sahasi ve cevresini cok az adamla dolduruyoruz biz, sikinti burda zaten, sosa ve pguzhandan verim dusunce zaten bizim anadolu takimindan farkimiz kalmiyo, yani macta topla oynama %65 fakat hep orta saha da... Buna cozum bulmasi lazim yoksa ne yaparsak yapalim fos.. Stoperler zaten canli bomba, sag bek sag bek dedik sol bek pimi cekilmis el bombasi.. Ben ciddi olarak ozellikle gokhan torenin olmadigi maclarda cift forvetin tercih edilmesinden yanayim. Sisirme toplari deneyebiliriz, yoksa hikaye . Fener 5-6 adamla ceza sahasina giriyo modern futbol bu hele ki gerideyken risk boyle alinir, sen 3 stopere donup orta sahayi 7 adamla tutsan nolucak, kalabalik olmadiktan sonra surekli ortadan delmeye calismakla olmuyo bu is.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Sergen mesela geçen yıl Antep'te Cenk'li güzel bir sistem oluşturmuştu. İkili forvet oynattıyordu ama Cenk'i kanada atıyordu. En uçta Traore ya da Muhammet oluyordu. Cenk'te yıpratıcı ve destekleyici olarak kanattan kat ederek geliyordu. Sergen'den sonra zaten Cenk tekrar parlamıştı ve dikkat çekmeye başlamıştı. Hem main golcüye yol açıyor hem de onun üstündeki baskıyı alıyordu. Ha keza maçtan maça tam tersi de olabiliyordu. Bazen pozisyon içinde bile değişiyordu.

Bu sistemin en iyi işlediği maç geçen yıl ki Trabzonspor maçıydı. 3-2 yendiklerinde iki gol Cenk, bir gol Traore atmıştı. Forvet performans şöleniydi o maç resmen asdfsd

Bilic ama onu yapmaz. İleri diker, tek başına orada top bekle falan der. Fark bu işte, Sergen BJK'ye gelsin demiyorum kesinlikle ama Sergen'in bile yapabildiği şeyleri Bilic gibi adamın yapamıyor/yapmıyor oluşu beni feci derecede sinirlendirmeye başladı.

Edit: Emin değildim ama kesin olsun diye şimdi baktım. Antep maçına kadar TS savunması 13 maçta sadece 11 gol yemiş. Sezon başında deplasmanda Akhisar'dan 3 gol yediğini de saymazsan 12 maçta 8 gol diyelim. Bu takıma karşı Sergen, görev başladığının üstüne 3 maç geçmişken sistemini adapte edip galibiyet aldı. Boru veya tesadüfte değildi yani.

Edit2: Hatta şöyle yapalım, geliştirelim. 11 maçta 11 gol atmış takım, Sergen'den sonra sırasıyla Elazığ, Gençlerbirliği, Trabzon ve Erciyes'e 4 maçta 11 gol atmış.

Bu maçlara kadar 11 maçta 3 gol atabilen Cenk, Sergen'den sonra yeni rolüyle 4 maçta 4 gol 3 asist yapıyor.

Ondan sonra malum ödenmeyen paralar, krizler vs. derken olaylar falan düşmüştü takımın performansta.


Neyse Sergen övme topiği değil bu, maksat iyi hocanın gerektiği yerde elindeki malzemeyi farklı şekilde kullanarak nasıl verim alınırın örneğini vermekti.

Beşiktaş'ta esasen sanılanın aksine boktan bir kadroya sahip değil, aksine lig şartlarında fazlasıyla yeterli ve iyi bir kadrosu var. O da bahane değil.

Ön libero olayına katılıyorum ama, Veli'nin çabası ve katkısı takdiri hak eder ama çok kaliteli yama olmaktan ileriye hiçbir zaman gidemez. Oraya direkt birinci sınıf orjinal bir parça gerek. Melo ve Mehmet Topal'ın orada tek başına yaptıkları şeyi bizde iki adam yapıyor. Daha ne...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

abi bilic'i eleştiriyorsun haklı olarak da, sergen'in yolunu sen yapma bari sdffd. sergen ya bu.

http://www.haberler.com/haber-resimleri/162/sergen-yalcin-ve-dilara-gonder-dizide-bulusacak-6379162_6061_o.jpg

sergen abi. bu adam kupa kaldırsa bile yolunu yapmayın lütfen, teşekkürler dfgdfg.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

On liberoda veli-atibayi her bozdugumuz mac sikinti bizim icin, ilk ikisi yazilir bana kalirsa kadroya, bu adamlarin yeri degisemez, direncleri cok fazla.. Kanatlarda ozellikle liverpoola karsi kerimle baslasa daha iyi, sakatligi gecerse diger tarafta töre, ben olsam sosa yerine suanki oguzhani tercih ederim, yani kafayi yedim sosanin top kayiplarindan eskisehir macinda. Yahu bir oyun kurucu pozisyonundaki adamin asla bukadar top kaybi yapmaya hakki yok. Fark yaratmasini bekliyoruz adamdan adam takimi geri dusurup durmaktan baska is yapmiyo

Not: tore yerine olcaz yazmisim.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Yok la Sergen'in yolunu kim yapıyor. Ben karşıyım zaten onun gelmesine ne olursa olsun. Sergen iyi tamam, potansiyelini gösterdi vs. ama daha fazlasını vaat etmiyor. Takımı iyi oynatmaktan ve verim almaktan vs. tamam cv'si iyi ama Bilic'ten zerre farkı yok.

Bilic berbat, kötü bir TD'de demiyorum. Bazen sinirlenince yardırıyor olabilirim de Bilic vasat bir adam diyorum. Yoksa takımı iyi oynatmaksa, birlik beraberlikti vs. konularında zaten Bilic 10 numara adam. Sorun işte ondan sonrası, ondan sonrası da yoksa şampiyon olamıyorsun.

Hani tamam yönetim kanadı berbat, Bilic'in istediği oyuncular kolay kolay alınmıyor hatta hiç alınmıyor. Bunlar dezavantaj tabii ama bunları +'ya çevirecek hamlelerini biz biliyoruz, herkes biliyor. Yapmıyor vs. vs...

Neyse daha gitmesin. Ben takımı sırtlayacak ve fark yaratacak bir TD görmek istiyorum. Hani şuan TRde aktif görev alanlar arasında bu profile uygun tek isimde Şenol Güneş. Başka yok, Hamza'nın tarzı hoşuma gidiyor gerçi ama o da çok erken geldi GS'ye. Sergen'in mesela BJK'ye gelmesi Bilic dönemiyle bir değişiklik yaratmayacağı gibi Hamza'dan da bir farkı olmayacak. O yüzden Sergen gelecekse Bilic kalsın. Boşuna malca bir değişiklik yapmamış oluruz.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Şimdi okudum ben de, düşüncelere direkt tercüman olmuş.

http://www.fourfourtwo.com.tr/2015/02/23/plansiz-ve-umutsuz/

Şu kısım aslında direkt özeti, yani komple okumaya üşenenler için güzel olacak.

said:
Beşiktaş’a geldiğinden bu yana bir hayli muhafazakâr bir teknik direktör görünümü veren Bilic, belki de ilk defa dün akşamki kadar oyuna “radikal” müdahalelerde bulundu. Ama Raymond Williams’ın dediği gibi, “Gerçek radikallik, umutsuzluğu ikna edici bir şekilde açıklamakla değil, umudu mümkün kılmakla olur.” Beşiktaş’ın dün umudu mümkün kılacak bir planı yoktu. Belki Eskişehirspor savunmasındaki üç kule arasında çaresiz kalacağına ve Survivor’dan Pascal Nouma ile Ahmet Dursun’u da getiremeyeceğine göre, kulübeden Atınç’ı alıp santrfora koysa, sağ kanada Kerim’i ya da Olcay’ı, sol kanada da Gökhan’ı alıp, 40 dakika boyunca Atınç’a top atışı başlatıp etrafında kalabalıklaşmayı denese, yine radikal ama daha işe yarayabilecek bir müdahale olabilirdi. Olmadı.


Atınç olayını futbol anlayışı top şişirmek olan babam bile düşünüp, kaybedecek neyin var ki lan diye isyan ederek söylüyorsa zaten bu adamın vasatlığının artık tartışılmaması gerekiyor.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • 2 ay sonra ...
×
×
  • Yeni Oluştur...