Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Kredi kartı ile taksitli ürün alanlar dikkat


Dworgian

Öne çıkan mesajlar

Öffff. anlatmaya çalıştığım noktaları yazıp gidiyorum bu zengin elit kesimin arasından.


1) evet bilinçsiz harcayan bir toplumuz. kart olayını kafamız basmadı. bir anda böyle bir harcama gücünü bulunca insanlar hep istediği ama ulaşamadığı şeyleri fütursuzca almaya başladı

2) ama sistem içinde taksit olayını düzgün kullananlar da var.

3) taksit sistemini zorunlu kılan ücret/fiyat eşitsizliği. yurt dışındaki gibi olsa emeğin karşılığı, taksit sistemine gerek kalmazdı zaten. çünkü insanlar istediklerini halihazırda kazandıkları ile alabiliyor olurdu
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Zengin olduğumu nereden çıkardın bilmiyorum. Belki sekoyla falan mı karıştırdın? Yada esh'le?

Üç kişilik bir aileyiz.

Ben maaşlı olarak çalışıyorum.

Eşim beş yıldır işsizdi. Bir ay önce emekli oldu.

Zengin değilim.

Ama mütevazi bir evim ve arabam var.

İlk akıllı telefonumu 6 ay önce aldım. (ayfon değil)

Hayatım boyunca hep abartısız yaşadım. Kendimi hiç olduğumdan daha zengin biri gibi göstermedim.

Karnım doyuyor. Her sene tatile gidebiliyorum. Artık haftada bir sinemaya gidebiliyorum. Falan filan.

Evet kendimce çok rahat bir hayatım var ama zengin değilim.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Exodous said:

Zengin olduğumu nereden çıkardın bilmiyorum. Belki sekoyla falan mı karıştırdın? Yada esh'le?
.


3 yıl sadece yeme içmeden kısarak ve krediye girmeden ev alıyorsan zenginsin abi. basit. çevremde iyi gelirli olduğunu düşündüğüm insanlar bile mortgage diye ağlarken şu lafı ediyorsan sağlam kazanıyorsun demektir
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

abi taksit olayı hiçbir şekilde düzgün bir şey değil kusura bakma.

ben cebimde param varsa alıyorum yoksa almıyorum.

illa "kıçında donu yok elinde iphone" örneği vermemize de gerek yok.

misal, ipad alabilirim, işime de yarayabilir. ama gerek duymadım. acil ihtiyacım değil dedim. ya da paramı başka şeye harcayayım diye karar verdim. Taksit'e alışmış insanlar ise, (ödeyebilse bile)gidip böyle alışverişler yapıyor.

biraz kişilikle de alakalı. ben mesela sevmediğimden asla diyorum ama nice adamlar biliyorum(ödeme gücü de var) ya dur taksit yapayım diye takılıyor, gereksiz gereksiz şeyler alıyor.

gereksiz alışveriş dediğimi de şöyle özetliyim. tabiki kendimiz şımartacak şeyler alalım ama işin boku çıkıyor.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

"roket adam" said:

Türkiye'de yaşamıyorsunuz sanırım. Arkadaş bu ülkede herkes 50000 dolar maaş alsa, bu sefer lamborghini almak için takside girer bu insanlar. Tanımıyosunuz sanki :)


öyle bir türkiye'de taksit sistemi hiç oluşmazdı. taksit sistemini destekleyen şey zaten alım gücü yetersizliği oldu
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Ekşide şöyle çok güzel açıklamışlar bak:

elektronik/telekominaksyon kısmındaki belirsizliği dışarıda bırakırsak oldukça mantıklı bir uygulamadır.

şu aşamada devlet benim neye nasıl para harcayacağıma da mı karışacak yaklaşımı oldukça yanlıştır. sonuçta devletin kişinin kendisine zarar verebilecek hareketlerden koruma gibi bir sorumluluğu da mevcuttur. işte bu nedenledir ki devlet kamu spotu adı altında vatandaşları çeşitli konularda bilgilendirerek, kendisi hakkında doğru kararlar almaya yönlendirebilir. bu aşamada anti-demokratik bir uygulamadan bahedilemez.

diğer yandan bddk nın yayınladığı verilerde türkiye'de "sihirli plastik" kullanımının ne boyutlara geldiği ve bu kullanım sonunda ödeme zorluğu çeken kullanıcı sayısının ne kadar arttığı malumdur. bilinçsiz kredi kartı kullanımı bu boyutlara gelmişken devletin bu konuda yeni düzenlemelere gitmesi, sadece var olan bir problemin çözümü için bir çözüm denemesi olarak görülmelidir.

bu konuda kredi kartının ne kadar bilinçli veya bilinçsiz kullanıldığının ölçülmesi tek tek değerlendirme sonucunda gerçekleşemeyeceği için, harcama kalemlerinin niteliği doğrultusunda bilinçsiz harcamaların yoğunlaştığı kalemlerde kısıtlamalara gidilmiştir.

kredi kartı dahilinde yapılan taksitlendirmedeki asıl amaç, alınan ürün veya hizmetin katma değerinin uzun vadede devam ettiği harcama kalemlerinin taksitlendirilerek, katma değer ile taksitli ödeme arasında doğrusal bir ilişki oluşturabilmektir. örnek olarak bir saç kesim hizmetinin taksitli olarak ödenmesi, satın alan tüketicinin sahip olduğu değerin anlık olması nedeniyle saçmadır. başka bir örnekte alınan benzinin tüketimi ortalama bir ayda gerçekleşirken, bu benzinin ödemesinin 6 ayda gerçekleşmesi, değer yaratımı-ödeme çizgisinin net bir şekilde bozulmasına işarettir.

ancak örnek alarak bir ayakkabı alındığında, üründen alınan değer ayakkabının kullanım süresi ile eşittir. ortalama olarak bir ayakkabının iki sene giyildiği düşünülürse, bu tip bir harcamanın taksitlendirilmesi yukarıda bahsedilen mantık dahilinde doğrudur.

kısaca alınan hizmet veya ürünün kullanım ömrünün taksitlendirmeye izin konusunda belirleyici bir faktör olması kendi başına oldukça mantıklıdır. keza yurt dışındaki örnek uygulamalara bakıldığında, kredi kartına taksitlendirme konusunda olanakların oldukça kısıtlı olduğu görülür. bu anlamda bu uygulama ülkemizdeki kredi kartı kullanım şeklinin yurt dışındaki sisteme yakınsaması olarak değerlendirilebilir.

diğer yandan böyle bir uygulamanın tüketimi daraltacağı konusunda görüşler de olabilir. bu görüşlerin belli oranda doğru olduğu kabul edilse bile, aradaki ilişkinin çok kuvvetli olmayacağı öngörülebilir. çünkü taksitlendirmesi sınırlandırmaya gidilen ürün grupları tüketim hassasiyetinin gelir, taksitlendirme, fiyat gibi parametlere az duyarlı kalemlerdedir. bu şekilde ekonomide elastikiyet olarak adlandırılan bir ürünün tüketiminin tüketici veya ürün ile ilgili parametlere ne kadar duyarlı olduğu bu konunun tüketimi nasıl etkiyeceğini belirleyecektir. bu anlamda gıda, benzin gibi kalemlerde tüketimin daralacağı öngörüsü çok da sağlıklı değildir.

altın konusunda ise, bu uygulamanın talebi biraz daraltacağı öngörülebilir. her ne kadar altını yatırım olarak alan yatırımcıyı etkileyecek bir uygulama olmasa da, altını tüketim (hediye) olarak satın alan kullanıcılarda tüketim daralması, senet üzerinden taksitlendirmeyle ufak da olsa da azalacağı tahmin edilebilir.

bütünüyle değerlendirme yapıldığında bu uygulamanın dış ticaret açığı ile ilişkilendirmenin doğru olmadığı da öngörülebilir. yukarıda tüketimi az da olsa daralması beklenen kalemlerin ne kadar ithal olduğu önemlidir. bu kalemlerde benzin konusunu dışarıda bırakırsak ithalat ağırlıklı değildir. diğer yandan tüketimi daraltma ihtimali olan bir değişikliğin, yatırım düzeyi ve büyüme beklentisinin yüksek olduğu bir dönemde gerçekleşmesi de oldukça düşük bir ihtimaldir. makro düzeyde atılan adımlarda en azından kısa vadede, ekonomik büyümenin, dış ticaret açığından daha önde değerlendirildiği görülmektedir. (bu stratejinin doğruluğu yanlışlığı tartışılabilir.)
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

barbu said:

abi taksit olayı hiçbir şekilde düzgün bir şey değil kusura bakma.

ben cebimde param varsa alıyorum yoksa almıyorum.

illa "kıçında donu yok elinde iphone" örneği vermemize de gerek yok.

misal, ipad alabilirim, işime de yarayabilir. ama gerek duymadım. acil ihtiyacım değil dedim. ya da paramı başka şeye harcayayım diye karar verdim. Taksit'e alışmış insanlar ise, (ödeyebilse bile)gidip böyle alışverişler yapıyor.

biraz kişilikle de alakalı. ben mesela sevmediğimden asla diyorum ama nice adamlar biliyorum(ödeme gücü de var) ya dur taksit yapayım diye takılıyor, gereksiz gereksiz şeyler alıyor.

gereksiz alışveriş dediğimi de şöyle özetliyim. tabiki kendimiz şımartacak şeyler alalım ama işin boku çıkıyor.


ya komik açıklama cidden. 1 1 örnek vererek açıklamak saçma ama mesela;

yılbaşı hediyeleri. insan yılbaşında ailesine hediye almak istiyor. gittiği arkadaşlarına ufak bir şeyler almak istiyor. ne bileyim eve giderken bir şişe içkisini götürmek istiyor vs. hediyeleri taksitle almasam herkese hediye bile alamıyordum mesela.

oldu mu şimdi anlatabildim mi?


ps: hediyeler ipad fln değil
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Dworgian said:

Exodous said:

Zengin olduğumu nereden çıkardın bilmiyorum. Belki sekoyla falan mı karıştırdın? Yada esh'le?
.


3 yıl sadece yeme içmeden kısarak ve krediye girmeden ev alıyorsan zenginsin abi. basit. çevremde iyi gelirli olduğunu düşündüğüm insanlar bile mortgage diye ağlarken şu lafı ediyorsan sağlam kazanıyorsun demektir


Sana sözettiğim olay 20 yıl önceydi. Eşim de ben de özel sektörde çalışıyorduk. Bir de o söylediklerim örnekti. Doğul olarak Prada'nın kaşmir paltosunu giymiyordum tabii ki, onu kısarak bir ev alabileyim. Ama onu şunun için söyledim. Pek çok şeyden fedakarlık ettik. Tatile gitmedik mesela o yıllarda.

Ulan sadece palto ve ayakkabıdan kısarak ev alabilecek kadar param olsaydı, zaten onlardan da kısmaz dört yılda alırdım o evi.

Bunu da anlamış olamazsın Dworgian.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Dworgian said:

barbu said:

abi taksit olayı hiçbir şekilde düzgün bir şey değil kusura bakma.

ben cebimde param varsa alıyorum yoksa almıyorum.

illa "kıçında donu yok elinde iphone" örneği vermemize de gerek yok.

misal, ipad alabilirim, işime de yarayabilir. ama gerek duymadım. acil ihtiyacım değil dedim. ya da paramı başka şeye harcayayım diye karar verdim. Taksit'e alışmış insanlar ise, (ödeyebilse bile)gidip böyle alışverişler yapıyor.

biraz kişilikle de alakalı. ben mesela sevmediğimden asla diyorum ama nice adamlar biliyorum(ödeme gücü de var) ya dur taksit yapayım diye takılıyor, gereksiz gereksiz şeyler alıyor.

gereksiz alışveriş dediğimi de şöyle özetliyim. tabiki kendimiz şımartacak şeyler alalım ama işin boku çıkıyor.


ya komik açıklama cidden. 1 1 örnek vererek açıklamak saçma ama mesela;

yılbaşı hediyeleri. insan yılbaşında ailesine hediye almak istiyor. gittiği arkadaşlarına ufak bir şeyler almak istiyor. ne bileyim eve giderken bir şişe içkisini götürmek istiyor vs. hediyeleri taksitle almasam herkese hediye bile alamıyordum mesela.

oldu mu şimdi anlatabildim mi?


ps: hediyeler ipad fln değil


alma abi işte. dediğim bu. alma zorunluluğun yok. paran yoksa almayacaksın. ben öyle yapıyorum.

paran olmadığı için, hediye alamadıysan kendin yaparsın. yapacak zamanın yoksa da güzel bir söz ile kutlarsın. budur yani olayı. senin bu dediğin tamamen bilinçsiz tüketim çılgınlığı. alınma gücenme olmasın. Ama bu konuda katılmıyorum sana.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

taksit işini tetikleyen bankaların sömürü aşkı oldu. sik sok bir sürü masraf ve daha bir sürü uygulamaları nasıl ki başka ülkelerde yoksa, bu taksit işi de aynen öyle.

yemin ediyorum bizim bankacılar yahudizmin 21. yy'daki medarı iftiharı. veletlerin iphonelarını ödemekten sanayiciye kredi verecek adam kalmadı memlekette.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Valla 1994 yılında, çoğunuz hatırlamazsınız belki ama Türkiye yine krizdeydi. Bankacılık sektörü tamamen çökmüş, devalüasyon olmuştu. Öyle güllük gülistanlık değildi yani ortam

Ya neyse Dworgian. Sanırım seninle anlaşamayacağız.

Abi demem o ki. Şartlar bu kardeş. eğer şemsiyenin boyunu ayarlama yeteneğin yoksa, o şemsiyeyi açmaya çalışmayacaksın.

Ne diyeyim başka ya. Adam hala ben az kazanıyorum diyor.

Az kazanıyorsan az harca kardeşim. 1k kazanıp, 3k kazanıyormuş gibi harcama.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Exodous said:

Dworgian said:

Exodous said:

Abi kusura bakma ama sen teknoloji üretmeden teknoloji kullanan bir ülkeysen, her türlü ezilmeye mahkumsun. Biz bir üçüncü dünya ülkesiyiz ama kendimizi Norveç'li sanıyoruz. Mesele burada.


sana çok açık ve basit soru;

"Sence Türkiye'de alınan maaşlar adil ve yeterli, vergi politikası düzgün, ve ürün fiyatları olması gerektiği gibi mi?"


valla burada bana sürekli söylüyorlar ya, ya sev ya terk et diye, bir gün bunu birine söyleyeceğim aklıma gelmemişti.

O konu ayrı Dworgian. Böyle bir ülkede yaşıyorsan, o ülkenin gerektirdiği gibi yaşayacaksın. yani ben az maaş alıyorum, vergiyi çok veriyorum, çekerim emaneti sikerim adaleti diyemezsin. O şartlar düzelene kadar o şartlara uyum sağlarsın.


Şuradaki soruya bile çevirerek cevap verince zaten diyalog olmuyor.

Hepinize iyi harcamalar
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

barbu said:

mutsuz filan olmazsın. ülkede herkeste iphone var diye ergenlerin yarısı iphone alıyor. %0.5inde iphone olunca. kimse sallamaz.

herkes burbery mi giyoyor mesela. ya da herkesin çanta lois vuitton mu? hayır..o zaman bu da aynı mantık.


ABİ ALLAH BELASINI VERSİN IPHONE UN BE.

takılmışsınız iphone da iphone. Kendinize gelin bi. Taksit olayı sadece telefona mı kullanılıyor sadece lüks e mi gidiyor arkadaş.


neyse ya. bir ben fakirim ve gidip tek taş fln alamıyorum diye ağlıyorum burada sanırım.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...