Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Özgürlüğün Hikayesini Yazacak Olsaydınız?


Lucina

Öne çıkan mesajlar

Jim_E_Rustler said:

Dedi para için başka şehre sürülen burak.

MERSİNDE HAVALAR NASIL


Para için değil işin niteliği için geldim mersine, ki istanbulda alacağımdan daha az alıyorum. Yeaaa istanbul dışında yaşanır mı yeaaa şeklinde bi tasmam da olmadığından rahatlıkla geldim, hani konu ÖZGÜRLÜK ya.

Fakat mersinde havalar sıcak. Evimin önünde havuz olmasa, bide klima icad edilmemiş olsa benim için zorlu bir süreç olurdu.


Sonuç olarak askerde ya da hapiste falan olmadığınız sürece özgürsünüz arkadaşlar. Fight club izleyip ben marla singer olucam diyen karılar gibi tribe girmeye gerek yok.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

çocukken özgürdük sanırım.
el üstünde tutulduğumuz ve herşeyin mubah olduğu zamanlar...
ama onun da en özgür zamanlarını hatırlamıyoruz.
bebekliğimizi yani.
öğrendikçe ya da eğitimimiz bittikçe daha yasaklara ve kurallara boğulduk sanki.


belki de böylesi iyi, hatırlarsak şimdiki tutsaklığımızla (!) nasıl başa çıkardık di mi 8-)
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ya amına koyim sanki tarım toplumuyken yada dah geriye gidelim tarih öncesi toplayıcılık döneminde daha özgürdük, ulan o zamanda "ağaçtan bir şey düşsede akşam açıp sikimizi yemek zorunda kalmasak" diye tırım tırım yiyecvek bir şeyler arıyorduk, sonra bir şekilde nasıl akıl edildiyse alet edevatla hayvan avlamağa başladık "bi mamut vursak da akşama kendi sikimizi değil onun sikini yesek ma-aile doyarız" demeye başladık

akıllının biri çıktı (avcılığı bulandan daha akıllı değil) ekin ekmeyi çözdü bitkileri izledi fln tarım toplumu olduk da ne oldu peki? bu sefer de yaz kış bağa bahçeye bakmaya başladık ki "şu buğday baş verse, hıyar olgunlaşsa da eve gidince akşam kendi sikimizi kaynatıp yemesek" demeye başladık

e peki yarram binlerce yılda ne oldu da köle satıcılarına düşmediğimiz halde köle olduk? karnını doyuracak kadar yemeğin, başını sokacak bir sığınağın varsa o kadar özgürsün, evsiz adam da özgür, sende özgürsün tek fark sen daha iyi şartlar sağlamak için doğal oalrak daha çok emek veriyorsun.

lan toplayıcı olsan bile eğlenmeye vakit ayıracsk kadar "zaman" kaynağı biriktirebilmek (tasarruf etmek) için bir dönem daha fazla "yiyecek" lkaynağı biiktirmek zorundasın

sermaye birikim mekanizmasını bir profesör robinson üzerinden anlatmış.

bu robinson denizcisi günlerden bir gün (hikaye ya hani, hah işte konuyu alayabilek için yiyeceğiz bunu enlemesine menlemesine artık onu sen düşün, devam) bir ısız adaya düşmüş, adada havyan var bitki var dağ var kum var elizabet var ama bir allağın kulu yok. robinson önce sığınacak bir yer buluyor kendine sonra bakıyor ki sikini o akşam yese ertesi gün götünü kesmesi gerekecek diyor ki "en iyisi gideyim ben bi balık tutayım da karnımı doyurayım

bu iniyor sahile, çıplak elleriyle sabahtan akşama kadar uğraşıp bir balık yakalıyor onu yiyor ama bu uzun süre böyle gidiyor, aynı gün iki balık birden yakalayamıyor her ne hikmetse tuttuğu her balığn da boyu aynı, hiç büyük balık yok hepsi tek boy ama buna karşılık siki yerinde duruyor, ne uzuyor ne kısalıyor. en sonunda diyor ki "bu böyle olmayacak, en iyisi yarın ben balığın yarısını yiyeyim kalan yarısını da ertesi gün yerim bu sırada arta kalan zamanla bir olta yaparım.

ne yapmış oluyor robinson? sermaye birikimi, ne ,ç,n? olta yapmak i,çin yeterli süreyi biriktirip üretim etkinliğini artırmak için pek ine fed ediyor? tam doymuş bir mide, yarım marım idare edecek işte.

biriktirdiği (daha doğsrusu aktardığı) kaynağı olta yapımına kullanan robi (robi olsun bu artık hani o kadar muhabbetimiz var) 2 günlük yarı aç yarı tok gezmenin ardından oltasıyla artık 2 balık yakalamaya başlar. iyi güzel hoş daha çok doyuyor ama yine bütün günü balıkta geçiyor, diyor ki "ya ben eskiden tek balıkla idare ediyordum, varsın bir süre tek balıkla takılayım bu sırada bir ağ öreyim" diyor. yakaladığı iki balığı iki gün yiyen adam iki günde bir de balık ağı örüyor artık günde 4-5 balık yakalamaya başlıyor. artık balıkla karnı doymaya başladığından balık yakalamaya harcadığı zamanı diğer gıdalara erişmeye harcamaya başlıyor, drken zamanla gıda ihtiyacını yeteri kadar biriktireildiği için kendine ufak bir kulübe yapacak zamanı buluyor, sığınacak düzgün bir kulübe, eşyaları taşımak için el arabası vs derken öyle bir zaman geliyor ki elde ettiği sermaye birikimi sayesinde artık daha fazla "boş zaman"ı olaya başlıyor ve kendini sanata veriyor.

gel gelelim bu da kola ydeğil, cickelerden pigment toplaması, karıştırması, ilkel yollardan kumaş üretip o kumaşı tuvale çevirmesi derken ortada yine bir emek gerekiyor ama başarıyor.

maslow prensiplerine göre temel ihtiyaçları olan güvenlik ve fizyolojik ihtiyaçları karşılanmış olan robi en sonunda resim yapabilecek kadar boş zaman kaynağını sağladığında çizdiği resimlere de bakıp bakıp 31 çekerek son temel ihtiyaç olan sevgi ihtiyacını da gideriyor, gliştirme ihtiyaçlarını da artık cuma mı gelir, atkinson mu gelir kim gelirse onunla giderecek ama sikini kesip yemeyecek

http://www.acikbilim.com/wp-content/uploads/2013/05/2415_02_sek_2_1.gif

tl; dr: sistem içinde özgürüz annem biz sadece çalışmayı sevmiyoruz, ha "e ama yarram gece 10 dan sonra bira alamayacak" derseniz de bkz: devletlerin oluşumu (aktarılan serbestiyet) ki bu başka bir hikayenin konusu
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

çatışam şu işte;

nekkaa ekmek okkaa köfte

ha tabii bunu "finansal özgürlük" için kullanıyorum. hoş yeteri kadar para olursa diğer özgürlükleri de satın alabiliyorsun artık "özgürlük" o birey için ne ifade ediyorsa

önce elde etmek istediğin "özgürlük"ün bedelini ödeyebiliyor olmak gerkeiyor, ödediğin sürece özgürsün. neyle ödediğine göre değişir
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

BabacumMostors said:

kardeş sen ne istiyorsun bi anlatsana? kız mı lazım? nedir derdin? ne istiyorsun?


"abi" derdimi net cümlelerle anlatmaya çalışıyordum ama beceremiyormuşum.

dedim ki bir gün toplaşıp biz de bir hikaye yazalım, teması da özgürlük olsun. kimseye zorla "bi şe" yazdırmak istemedim "vala abi"

kız mız "lazımlığı" haşa! :)
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...