Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Bu hale gelmemizde laiklerin suçu


bucurukunannesi

Öne çıkan mesajlar

Sufi said:

bucurukunannesi said:

Sufi said:

bucurukunannesi said:

Sufi said:

allah diyen aslan varken atatürk diyen kediye kim bakar...




Zaten biz de Atatürk'e tanrı niyetine tapıyorduk! Tövbe tövbe.....bir türlü ikisini ayıramıyorsunuz ne olacak haliniz?


benim mesajım allah'ı lider niyetine takip edenlereydi. atatürk'e tanrı niyetine tapanlara değil.



Atatürk'e kimse tapmıyor. İnsanlara tapılmaz. Atatürk sevilir, saygı duyulur, liderimizdir evet takip de ederiz tabii ki edeceğiz. Nankör olmayın vatanınızı kurtaranlara karşı...


atatürk'ü takip etmemek niye nankörlük oluyor? fatih sultan mehmet'i takip etmemek de nankörlük mü mesela? osman gazi'yi?

afedersin, ölmüş büyük insanları takip edemiycem. öldüler çünkü. bu devri görmediler, bilmiyorlar. ne kadar iyi tahminlerde bulunmuş olurlarsa olsunlar, ne kadar öngörülü olurlarsa olsunlar onlar yaşadıkları dönemlerin büyük insanları. benim bugün yaşadığım dünya için romantik bir anlamdan başka bir anlam taşımıyorlar.


Burdakı en büyük sorun Atatürk'ün bir şahıs olarak alınması. Kişi olan Mustafa Kemal, Atatürk bundan çok daha kapsamlı bir ideal. Şu an hepimizin insan gibi yaşayabilmesinin temellerini atan bir fikirler bütünü. İlkeleri de Viktor'un mesajında özetlenmiş.

Bu ideallere inanmayan şeriat / iktidar aşığı yobazlar tabii ki bunu da anlatmaktan yoksunlar. (Genel konuşuyorum, kişisel bir kavgam yok)
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Norak said:

dil dinamiktir öyle devletin yayınladığı 2 kitapla 1000 sene sabit kalmaz, bunu anlamıyorsanız zaten baya geridesiniz,

kullananlar tarafından sürekli geliştirilir kelimeler eklenir çıkarılır günlük ihtiyaca göre, benim ihtiyacım rusca kelimeyse ruscada eklerim latincede, x yada z dilinden olması farketmez, beğenmiyorsanızda yapabileceğiniz hiçbişi yok, sorry :p



Dil yaşayan bir şeydir evet. Sürekli geliştirilir evet. Yeni kelimeler eklenir evet. Ama bu yeni kelimeleri eklerken iki yol vardır önümüzde: 1)Tembellikten X dilindeki sözcüğü aynen almak 2)Tembellik etmeyip X dilindeki sözcüğü anadilimizde uygun bir karşılık bulmak.


Mesela yıllar önce (yaşı küçükler hatırlamayacak ve belki bana inanmayacaklar) kompüter ve elektronik beyin çok sık kullanılırdı. Sonra tembel olmayan birisi (ismini de biliyordum şu an unuttum) "bilgisayar" sözcüğünü buldu ve dilimize yerleşti, 'oturgaçlıgötürgeç' gibi dışlanmadı. (e tabii dışlanır öyle abuksabuk bir sözcük) şimdi HİÇ KİMSE 'kompüter' ya da 'elektronik beyin' i kullanmıyor.

Tembellik ederseniz Türkçe zamanla Pidgin gibi bir lisana dönüşür. (yoksa Kreloe miydi tam hatırlamıyorum yıllar oldu okul ders kitaplarımı attım tam aklımda değil ama şöyle bir şey olur:

"Ben school gitmek tomorrow"

Tembellik konusuna gelince, J.R.Tolkien, romanını yazarken üşenmeyip Hobbit'ler için dil yazmış. Demek istenirse oluyor.Format yerine yenileme denilebilir, tembellik etmeyip düşünürseniz daha 10 farklı sözcük de bulunur. Hatta yepyeni bir sözcük de bulabilirsiniz. Mesela benim yeğenim çocukken sarışın karşılığı 'karaşın' demişti hiç unutmuyorum. Aslında gayet güzel bir mantık.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

neyin tutulacağına hiçbir merci karar veremez. "ben school gitmek tomorrow" kitleler tarafından benimsenirse benimsenmiş olur. fit'i insanlar kullanmaya başlamışsa kelime dile girmiş demektir. kanka babs kullanılıyorsa türkçe olmuş demektir. kimsenin haddi değil toplulukların seçeceği kelimelere karar vermek.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Sufi said:

neyin tutulacağına hiçbir merci karar veremez. "ben school gitmek tomorrow" kitleler tarafından benimsenirse benimsenmiş olur. fit'i insanlar kullanmaya başlamışsa kelime dile girmiş demektir. kanka babs kullanılıyorsa türkçe olmuş demektir. kimsenin haddi değil toplulukların seçeceği kelimelere karar vermek.



O zaman dilin içine etmiş olursun kusura bakma.
Dilin içine edince de edebiyatın da içine edilmiş olur.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

buna sen karar vermiyorsun, kullananlar veriyor. ben gtfo yada lol yazmak istiyorum yazıyorum, kimsede karışamaz. (ingilizce sözlüklere girdi bunlar çoktan)

format kelimesi benim işime türkçe yaramıyor, türkçe dili kullandığım nerdeyse tek yer paticik benim hayatımda.

gereksiz o yüzden sdfs
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

"alıntı"
"atatürk'ü takip etmemek niye nankörlük oluyor? fatih sultan mehmet'i takip etmemek de nankörlük mü mesela? osman gazi'yi?

afedersin, ölmüş büyük insanları takip edemiycem. öldüler çünkü. bu devri görmediler, bilmiyorlar. ne kadar iyi tahminlerde bulunmuş olurlarsa olsunlar, ne kadar öngörülü olurlarsa olsunlar onlar yaşadıkları dönemlerin büyük insanları. benim bugün yaşadığım dünya için romantik bir anlamdan başka bir anlam taşımıyorlar."
"alıntı"


Ölmüş büyük insanlar öldüler ama fikirleri yaşıyor.
Einstein da öldü ama takip ediyoruz, onu takip ede ede zamanda yolculuk bile mümkün olacak ya da evrenin tüm sırlarını öğreneceğiz, Marx da öldü ama fikirleri hala yaşıyor, Beethoven de öldü ama besteleri hala dinleniyor. Hem ben romantiğim ve de kadınım, Osmanlı'nın benden esirgediği tüm haklarımı bana geri veren adama 76 yıl önce ölmüş olsa da seveceğim.:) bu hakları bana Atatürk değil de senin dedenin dedesi vermiş olsaydı onu da çok severdim:)
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Norak said:

buna sen karar vermiyorsun, kullananlar veriyor. ben gtfo yada lol yazmak istiyorum yazıyorum, kimsede karışamaz. (ingilizce sözlüklere girdi bunlar çoktan)

format kelimesi benim işime türkçe yaramıyor, türkçe dili kullandığım nerdeyse tek yer paticik benim hayatımda.

gereksiz o yüzden sdfs



Anlamadım? Siz günlük hayatınızda, anne, babanızla İngilizce ya da Fransızca ya da Çince mi konuşuyorsunuz? (hani olabilir Çin kökenlisinizdir, Çin'lisinizdir anlarım)

Ayrıca Paticik'te Türkçe'den çok Pidgin/kroele lisanına dönmüş.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

bucurukunannesi said:

Norak said:

buna sen karar vermiyorsun, kullananlar veriyor. ben gtfo yada lol yazmak istiyorum yazıyorum, kimsede karışamaz. (ingilizce sözlüklere girdi bunlar çoktan)

format kelimesi benim işime türkçe yaramıyor, türkçe dili kullandığım nerdeyse tek yer paticik benim hayatımda.

gereksiz o yüzden sdfs



Anlamadım? Siz günlük hayatınızda, anne, babanızla İngilizce ya da Fransızca ya da Çince mi konuşuyorsunuz? (hani olabilir Çin kökenlisinizdir, Çin'lisinizdir anlarım)

Ayrıca Paticik'te Türkçe'den çok Pidgin/kroele lisanına dönmüş.



"bir kelime kanıksanırsa Türkçe olur"

dedikten sonra, günümüzde kanıksanan kelimelere "KANIKSAMAYIN BUNLARI" demek ne kadar saçma

senin savunduğun o kelimeleri kanıksadığımız tarihlerde iletişim bu kadar güçlü olmuş olsa sen çoktan kutu yerine "baks" diyor olabilirdin.

niye dilin içine edilsin ki. dil dinamik bir şey.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

atatürk kendi demiş zaten "bilim ve aklı takip edin" diye, başka birşeyi takip etmeye gerek yok. aksi takdirde modern amish'lik gibi birşey olur sonuç.

ayrıca einstein, marx, beethoven, hepsinin önüne geçildi çoktan, çok şükür modern dünyada bizim gibi kişilik kültü mantığına saplanıp kalmıyor insanlar.

osmanlı da dünyanın en büyük medeniyetlerinden biri zirve noktasında, ama bu demek değil ki 2013'te onları takip edelim. en zayıf, en köhne hallerini temel alarak bugünün standartlarıyla yargılamak da yanlış. tarihin değerlendirilmesine aykırı bir yaklaşım.

cumhuriyet kuruldu, iyi de oldu. bunun nedeni de demokrasiye varılması. atatürk'ün amacı da oydu zaten. yoksa cumhuriyetin kendisi de tek başına bir değer ifade etmiyor. tonla cumhuriyet var krallıktan beter. biz aklın ve bilimin ışığında, gerçek anlamda demokratik bir ülke haline gelebilirsek, işte o zaman atatürk'ün gayelerine riayet etmiş oluruz. aksi takdirde işte böyle geçmişiyle kavga edip, bilim, sanat, kültür üretmeden, geleceğe miras bırakacak birşey yaratmadan, başkasının izini takip etmeyi marifet sanan, kendini yolunu bulmaktan aciz olduğu halde kendini birşey sanan, silik bir memleket olarak kalırız.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Çok ilginç.
Buraya kadar -istisna arkadaşlar hariç onları tenzih ederim- çoğu üye "dil bozulsun, kutu yerine box densin, 'bişicikler olmaz" türküsünü çalıyorlar.


KÖKLER dizisini izleyen ya da kitabını okuyan varsa bilir.
Orada bir KUNTA KİNTE vardı. 14 yaşında bir çocuk. Buna efendileri TOBİ diye ad taktılar ama reddetti. Onlar da çocuğu ağaca bağladılar, adını soruyorlar, çocuk Kunta derse kırbaç iniyor sırtına! Kırbaçla Allah kırbaçla. Epey direndi Kunta dedi sonunda dayanamadı ve adın ne diye sorulunca bu sefer Tobi! dedi.

Bir halkı köle yapmak için efendinin dilini kullanmak şartlardan birisidir.



Dil bozulunca, edebiyat da bozulur, edebiyat bozulunca kültür bozulur, sanat bozulur, şarkılar bozulur, 'hey corc versene borç olmaz maykıl' ı da geçer, o ülkenin dili bir gün gelir tamamen özenilen ülkenin diline geçiş yapar, o zaman da o dili konuşan insanlar, o ülke yok olacaktır. Dili olmayanın ülkesi de olmaz. Kürtler o yüzden dillerine bu kadar sahip çıkıyorlar. Hadi neredeymiş sizin edebiyatınız? Şiiriniz? Gösterin bize Kürtçe bilimsel eserler" denince bir şeyler gösterecekler ki, uluslararası alanda iyice destek bulsunlar özerklik için.

KUNTA GİBİ 300 yıl sonra kutuya box, simide simith diye diye Türkçe diye bir dil ortada kalmazsa, Türk de kalmaz, Türkiye de. Zira o dili konuşan, yazan, çizen savunan kimse kalmaz. Kısaca Türkçe'nin de Türk'ün de, Türkiye'nin de ruhuna El Faaaatihaaa olursunuz.

Amerikalılar Afrika'dan siyahları gemilere bindirip köle olarak getirdiklerinde onların kendi dillerini kullanmaları o yüzden yasaktı.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

bucurukunannesi said:

Bir halkı köle yapmak için efendinin dilini kullanmak şartlardan birisidir.


bu yüzden mi bütün yer isimlerinin kürtçeden türkçeye çevirdik, rojdayı yasakladık? yoksa biz iyi çocuklar olduğumuz için bunu onların iyiliği için mi yaptık?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

bucurukunannesi said:


Çok ilginç.
Buraya kadar -istisna arkadaşlar hariç onları tenzih ederim- çoğu üye "dil bozulsun, kutu yerine box densin, 'bişicikler olmaz" türküsünü çalıyorlar.


KÖKLER dizisini izleyen ya da kitabını okuyan varsa bilir.
Orada bir KUNTA KİNTE vardı. 14 yaşında bir çocuk. Buna efendileri TOBİ diye ad taktılar ama reddetti. Onlar da çocuğu ağaca bağladılar, adını soruyorlar, çocuk Kunta derse kırbaç iniyor sırtına! Kırbaçla Allah kırbaçla. Epey direndi Kunta dedi sonunda dayanamadı ve adın ne diye sorulunca bu sefer Tobi! dedi.

Bir halkı köle yapmak için efendinin dilini kullanmak şartlardan birisidir.



Dil bozulunca, edebiyat da bozulur, edebiyat bozulunca kültür bozulur, sanat bozulur, şarkılar bozulur, 'hey corc versene borç olmaz maykıl' ı da geçer, o ülkenin dili bir gün gelir tamamen özenilen ülkenin diline geçiş yapar, o zaman da o dili konuşan insanlar, o ülke yok olacaktır. Dili olmayanın ülkesi de olmaz. Kürtler o yüzden dillerine bu kadar sahip çıkıyorlar. Hadi neredeymiş sizin edebiyatınız? Şiiriniz? Gösterin bize Kürtçe bilimsel eserler" denince bir şeyler gösterecekler ki, uluslararası alanda iyice destek bulsunlar özerklik için.

KUNTA GİBİ 300 yıl sonra kutuya box, simide simith diye diye Türkçe diye bir dil ortada kalmazsa, Türk de kalmaz, Türkiye de. Zira o dili konuşan, yazan, çizen savunan kimse kalmaz. Kısaca Türkçe'nin de Türk'ün de, Türkiye'nin de ruhuna El Faaaatihaaa olursunuz.

Amerikalılar Afrika'dan siyahları gemilere bindirip köle olarak getirdiklerinde onların kendi dillerini kullanmaları o yüzden yasaktı


.


Yahu günümüz türkçesinde kaç kelime öztürkçe acaba? Hiç mi etkilenmemiştik elin fransızından, ingilizinden, arabından, iranlısından fln? Bugüne kadar dokunulmamış bir dildi ama bundan sonra mı tamamen yok olacak seni öngörüne göre?

Dilin dinamizmini niye iplemiyorsun? Nasıl bu kadar eminsin yok olup gideceğinden? Kunta kinte dedin ya. Örneğe bak.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Çeşitli kelime kökenleri (alıntıdır yanlış varsa fix plz)

Günler:
1-Pazar: Farsça”daki “bazar””dan (yiyecek, öteberi satılan yer, pazar) geliyor. Büyük olasılıkla “pazar yerinin kurulduğu gün” anlamında adını almış.

2- Pazartesi: Herkesin bildiği gibi, “pazar-ertesi”, yani pazarın kurulduğu günden sonraki gün…

3- Salı: Farsça”daki “salis”ten (üçüncü demek) geliyor, yani “haftanın 3. günü”…

4- Çarşamba: Farsça”daki “çehar” (dört) ve “şenbe”den (gün) geliyor (4. gün).

5- Perşembe: Yine Farsça: “penç” (beş) ve “şenbe”den (5. gün)…

6- Cuma: Arapça”daki “cem” (toplanma) kökünden “cum”a”… (cem, cami,cuma, cumhur, cumhuriyet, cemaat, cemiyet, vb. hep aynı kökten türemiştir) Müslüman toplumlarda toplanma günü, cuma…

7- Cumartesi: “Cuma-ertesi”, yani toplanma gününden sonra gelen gün…

Aylar:
1-Ocak: “Ocak” (ateş yakılan yer, ev yuva) sözcüğüyle doğrudan bağlantısı olsa gerek; yani “ocakların yakıldığı, veya günlerin dışarıda çalışarak-avlanarak değil ocaklarda (evlerde) geçirildiği soğuk ay”…

2- Şubat: Süryanice”de, yeni takvimin ikinci ayına verilen isim (şabat/şobat)… Türkçe”de anlamını korumuş.

3- Mart: Latince”de “Mars” (savaş tanrısı) isminden… ( Özellikle batı toplumları, çoktanrılı din döneminde ay ve günlere tanrıların veya kimi
imparatorların vb. ismini vermişlerdir. Tektanrılı din döneminde birçok dilde bu isimler büyük çoğunlukla değiştirilmiş ama kimi dillerde bir
bölümü yine kalmıştır ) Birçok dilde bu ayın adı benzer isimler alır: Maerz (Almanca), mars (Fransızca), maris (Arapça),marzo (İspanyolca),marzo (İtalyanca),march (İngilzce), vb…

4- Nisan: Süryanice”den (nisanna) ay ismi… Aslında bu isim Süryani, Sümer, Akad ve İbrani dillerinde ortak (“nisannus, nasanus, nasanna, nusanus,
nusanna” gibi şekilleri var)…

5- Mayıs: Latince”de ay adı (maius)… en büyük anlamındaki “maior”dan geliyor. Büyük olasılıkla bir tanrının (en büyük tanrı?..) adıydı. Bu ay da birçok dilde benzer isimlerle anılıyor: Mai (Almanca),mai (Fransızca),mayo (İspanyolca),maggio (İtalyanca),may (İngilizce), vb…

6-Haziran: Süryanice”de “hazıran” sözcüğü “sıcak” anlamına geliyor. Aynı dilde, bu aya, – “sıcakların başladığı ay” anlamıyla olsa gerek – “hazaran/hazuran” ismi verilmiş.

7- Temmuz: Sümer ve İbrani dillerinde “bey, efendi” anlamındaki “dummuzi” (Sümerce) ve “tammuz” (İbranice) sözcüklerinden geliyor, ancak ismi alış nedeni açık değil.

8- Ağustos: Latince “Augustus”tan (Roma imparatoru”nun adı)… Bir söylentiye göre, Augustus”un dogdugu aya bu isim verilmis. Augustus”un
adı da “augus: kutsal” sözcüğünden geliyor.

9- Eylül: Süryanice”de “aylul” (üzüm), yani “üzüm ayı”… Mezopotamya dillerinde hep ortak isim olarak bu kullanılır (Şubat, nisan ve haziran”da olduğu
gibi).

10- Ekim: Türkçe “ekme” eyleminden… Tarlaların sürülüp ekildiği ay…

11-Kasım: Bana göre bu isim “titreme, titreşme” anlamlarını taşıyan (Eski Türkçe) “kas, kasma, kasnama” sözcükleriyle ilgilidir. Yani “rüzgarların
başlayıp ağaçları, yaprakları titrettiği ay” anlamında…. Yine Türkçe olan “kasırga””da da bu anlamın çok güçlü olarak bulunması bu fikri oldukça destekler görünüyor. Yine de tartışmaya açık…

12- Aralık: Türkçe”deki “aralık” sözünden geliyor olsa gerek ancak taşıdığı anlam tam açık değil. 10 aylık takvimden 12 aylık takvime geçişte araya
konan bir ay olarak mı bu ismi almış acaba? Tartışılır.

Renkler:
1- siyah: Farsça “siya”dan (kara)…

2- kahverengi: Anlamı açık!.. Japonlar da aynı renge “chairo” (cha: çay, iro:renk) demeleri…

3- gri: Fransızca”da “gris” “duman” anlamını taşıyor.

4- kurşuni: Kurşun madeninin renginde… (kurşun-i)

5- kırmızı: Arapça”da “kırmıs” “al” anlamını taşıyor. Ancak bana göre Türkçe”deki “kırmız-ı” kullanımı, “kırmız” diye bir nesnenin rengini
işaret ediyor. “Kırmız”, bir böcekten (kırmızböceği) elde edilen ve Osmanlı Dönemi”nde romatizma hastalıklarında kullanımı yaygın olan koyu
kırmızı renkte bir ilacın adı… Yani bu rengin bizim dilimize bu biçimde yerleşmesi o yaygın ilacın adından türemiş olması olasılığını
güçlendiriyor. Yine de, “kırmız” sözcüğü Arapça “kırmıs”tan gelmiş olabilir. Öte yandan, eski Türkçe”de ateş”e “kormiz” dendiği biliniyor
(günümüzdeki “kor” sözcüğü o dönemden taşınmış olsa gerek). Yani “kızıl, ateş rengi” anlamında düşünürsek, sözcüğün kökeni Türkçe sayılabilir.

6- bordo: Bu renk, koyu kırmızı renkteki “Bordeaux” şaraplarının adından geliyor (Bordeaux: Fransa”da bir şehir).

7- turuncu: Turunç meyvesinin renginden; turunc-u…

8-pembe: Farsça”da pamuğa ve pamuk çiçeğine “penbe” denir. Pamuk çiçeklerinin başlangıçta aldıkları açık kızıl renkten dolayı… Burada
da ilginç bir nokta, “pamuk”, “pembe”, “penbe” ve İngilizce”deki “pink” (pembe) sözcüklerinin benzemesidir. Anglo-Saxon”ların Mezopotamya”da
yaşamış olmalarının bunda büyük etkisi olsa gerek… Farsça”daki bazı temel sözcüklerin İngilizce”de de bulunması bunu destekliyor. (Örneğin,
sitare-star, peder-father, birader-brother, nev-new, vb. )

9-yeşil: Türkçe”deki “yaş” (diri) sözcüğünden geliyor. Anlam genişlemesiyle, “diri, yeşil bitki”den benzetilerek renk ismi yapılmış. Yeşermek, yeşil, yeşim (taş), yaş (ömür) hep “yaş” kökünden gelmektedir.

10- turkuaz: “Turkuaz” (firuze) taşının rengi…

11- mavi: Arapça “ma”dan (su) “ma-i”; yani “su rengi”…

12-lacivert: Farsça”da “lajvard”, yüzük yapımında kullanılan koyu mavi renkli bir çeşit taşa ve o taşın bulunduğu yüzüğe denir.

13- yavruağzı: Özellikle kuş yavrularının gaga kenarlarındaki pembe-sarı karışımı açık renkli et parçalarından adını alıyordur.

14- menekşe: Farsça adı “benefşe” olan “menekşe çiçeği”nin renginden…

15- mor: Arapça”daki “mur” (demir pası) sözcüğünden geldiği söylense de ben pek ilgi kuramıyorum. Fransızca”daki “morte” (ölü) sözcüğü bile bu
rengi daha iyi anlatır. Şaka bir yana, belki de gerçek kökü odur.

16- leylak: Yine bir çiçek (leylak) rengi…

17- bej: Fransızca”dan geliyor (beige) ve “koyun yünü”nün rengine işaret ediyor.

18-kara: Bu sözcüğün hem Türkçe”de hem de diğer dillerde o kadar çok anlamı ve olası kökü var ki, en iyisi bu kargaşaya hiç bulaşmamak…

19- haki: Arapça”da “hak”, “toprak” anlamına geliyor. Buna göre, haki: toprak rengi…

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Sufi said:

bucurukunannesi said:

Bir halkı köle yapmak için efendinin dilini kullanmak şartlardan birisidir.



bu yüzden mi bütün yer isimlerinin kürtçeden türkçeye çevirdik, rojdayı yasakladık? yoksa biz iyi çocuklar olduğumuz için bunu onların iyiliği için mi yaptık?



Biz de zaten Kürtleri mısır tarlalarında kırbaçlaya kırbaçlaya çalıştırdık!Ayrı plajda yüzsünler, ayrı otobüslere binsinler dedik!
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

.


Yahu günümüz türkçesinde kaç kelime öztürkçe acaba? Hiç mi etkilenmemiştik elin fransızından, ingilizinden, arabından, iranlısından fln? Bugüne kadar dokunulmamış bir dildi ama bundan sonra mı tamamen yok olacak seni öngörüne göre?

Dilin dinamizmini niye iplemiyorsun? Nasıl bu kadar eminsin yok olup gideceğinden? Kunta kinte dedin ya. Örneğe bak.



Fransa niye dilini İngilizce kelimelerden temizlemek için bu kadar yırtınıyor? Bir düşün bakalım. Tamamen yok olmayabilir de sahip çıkanlar oldukça direnecektir mümkün olduğunca. 300 yıl sonrasını, 3000 yıl sonrasını bilemezsin.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

bucurukunannesi said:

Sufi said:

bucurukunannesi said:

Bir halkı köle yapmak için efendinin dilini kullanmak şartlardan birisidir.



bu yüzden mi bütün yer isimlerinin kürtçeden türkçeye çevirdik, rojdayı yasakladık? yoksa biz iyi çocuklar olduğumuz için bunu onların iyiliği için mi yaptık?



Biz de zaten Kürtleri mısır tarlalarında kırbaçlaya kırbaçlaya çalıştırdık!Ayrı plajda yüzsünler, ayrı otobüslere binsinler dedik!



"çizgi filmlere inanmıyorsan ne diye seyrediyorsun çocuum?"
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

bucurukunannesi said:

Fransa niye dilini İngilizce kelimelerden temizlemek için bu kadar yırtınıyor? Bir düşün bakalım. Tamamen yok olmayabilir de sahip çıkanlar oldukça direnecektir mümkün olduğunca. 300 yıl sonrasını, 3000 yıl sonrasını bilemezsin.


Bilemem. Ama sen demin gayet net biliyordun öngöründe?

bkz;

bucurukunannesi said:

KUNTA GİBİ 300 yıl sonra kutuya box, simide simith diye diye Türkçe diye bir dil ortada kalmazsa, Türk de kalmaz, Türkiye de. Zira o dili konuşan, yazan, çizen savunan kimse kalmaz. Kısaca Türkçe'nin de Türk'ün de, Türkiye'nin de ruhuna El Faaaatihaaa olursunuz.


eminsin yani
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...