Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

MV Ulla ile Uluslararasi Hukuk da Batti


fedaykin

Öne çıkan mesajlar

7 Eylul 2004, Iskenderun, Madrid - Dort yillik bir gecmisi olan toksik atik skandali, en sonunda bir cevre felaketiyle sonlandi. Iskenderun'da demirlemis olan MV Ulla adli gemi, sorumsuzluk ve devletin ilgisizligi nedeniyle batti. Gemi, su an hepsi deniz altinda olan 2000 tondan fazla toksik atik tasiyordu.

Greenpeace gemi Isdemir Limani'na demirledikten sonra, 2000 yilinin Haziran ayinda yaptigi bir eylemle kamuoyunu geminin zararli yukunden haberdar etmisti. MV Ulla daha sonra Cevre Bakanligi tarafindan yasadisi toksik yukunden dolayi muhurlendi. ODTU tarafindan yapilan analiz, atigin Turk yasalarina gore ulkeye girmesi yasak olan Kromiyum VI tasidigini gosterdi. Bu da Bakanligin gemiyi yukuyle beraber muhurlemesine ve ulkeyi terk etmesini onlemesine yol acti.*

Yapilan arastirmalar ve belgeler, toksik atigin Ispanya kokenli oldugunu ortaya cikardi. Turkiye'nin de taraf oldugu Basel Anlasmasi'na gore atiklar Ispanya'ya ait.

Greenpeace Ispanya Yoneticisi Juantxo Lopez de Uralde, "Bu talihsiz olay, hukumetlerin gercek onlemler almadiginda, uluslararasi anlasmalarin ve hukukun nasil cignendiginin bir ornegidir. MV Ulla'daki toksik atiklar, Akdeniz'e tehdit olusturmadan Ispanya'ya geri gonderilmeliydi" dedi.

Cezayir kabul etmedi, Turkiye'ye geldi

Greenpeace, atiklarin Ispanya'nin uc termik santralinden ihrac edildigini ortaya cikarmisti. Toksik atiklar Cezayir'deki S.A. P/C De Dragados adli Ispanyol Sirketine gonderiliyordu. Bu kuller Cezayir'deki baraj yapiminda kullanilacak sanilmis ve Asland Catalunya Y.del Mediterraneo adli cimento sirketi kulleri Dragados'a satmak uzere aracilik yapmisti. Fakat gemi Cezayir'de kabul edilmeyince gizemli bir sekilde 2000 Mayis ayinda Turkiye'ye geldi.

Greenpeace ve yerel sivil orgutlerin baskisi sonucu iki ulke arasinda diplomatik duzeyde muzakereler baslatildi. Ispanya'nin atiklarin geri gonderilmesini kabul etmesi iki yil surdu. Olay hâlâ bitmis degil cunku Turkiye'deki Mavi Deniz acentasi icin yargi yolu acik.

'Mavi Deniz'e Dokunan Yok

Ilginc bir olay da, geminin Turk karasularina girmesinden sorumlu olan Mavi Deniz adli acentanin hukumeti tarafindan hâlâ sorgulanmamis olmasi. Mahkemenin atigin gemiden alinabilecegi kararina karsi, Cevre Bakanligi hâlâ Ispanya'dan zararin odenip odenmeyecegine dair haber bekliyor.

Greenpeace Akdeniz Toksik Maddeler Kampanya Sorumlusu Banu Dokmecibasi, konu hakkinda sunlari soyledi:

"Tum bu surec yuzunden gemi, limanda terkedilmis halde ve cok kotu kosullarda, iki hukumet tarafindan da somut bir adim atilmasini bekledi. Iki hukumet de bircok defa uzmanlar tarafindan geminin her an batabilecegi ve bir cevre felaketine yol acabilecegi konusunda uyarildi; ama onlar geminin batmasini beklemeyi tercih ettiler. Cevre Bakanligi'ndan su andan itibaren cok hizli hareket etmesini ve Akdeniz'de yayilmayi onlemek icin tum guvenlik onlemlerini almasini istiyoruz."

MV Ulla, Turkiye'deki ilk yasadisi toksik atik ticareti degil; yetkililer bu konuyu ciddiye almadigi ve kontrol mekanizmalari calismadigi surece son gibi de gorunmuyor. Turkiye, Karadeniz kiyilarindaki Italyan toksik atiklari dolu yuzlerce varil ve Aliaga'ya gonderilen yuzlerce asbestli gemi yuzunden de dunyanin coplugu olma yolunda ilerliyor. Bu tip olaylar hukumetler onlem almadigi surece dogayi ve insan yasamini tehdit etmeye devam edecek.

Su an Iskenderun'da su altindaki atiklar icin yapilmasi gereken, atiklarin limana sizmadan ve sualti yasamini tehdit etmeye baslamadan once nasil temizlenecegi konusunda uzmanlara danismaktir.Greenpeace acil olarak Ispanyol ve Turk hukumetlerini sorumluluk almaya ve bu utanci temizlemeye davet ediyor.

Ayrintili Bilgi icin:

Banu Dokmecibasi
Greenpeace Akdeniz
Toksik Maddeler Kampanya Sorumlusu
GSM: (532) 263 11 14
[email protected]

Ertan Keskinsoy
Greenpeace Akdeniz
Basin ve Iletisim Sorumlusu
GSM: (532) 324 32 04
[email protected]

Juantxo Lopez de Uralde
Greenpeace Ispanya Yoneticisi
Telefon: 34 (91)444 1400
[email protected]


Not:
* Uluslararasi Basel Anlasmasi, tehlikeli atiklarin OECD ulkelerinden OECD uyesi olmayan ulkelere tasinmasini yasakliyor. Bu Anlasma'nin uygulanmasini denetlemek amaciyla kurulan Basel Sekretaryasi ise toksik atik ticaretinin engellenmesi ve varolan ticarete cozum bulunmasi icin calisiyor.[signature][hline]Özgürlüğün değerini ancak onu kaybedince anlarsınız. En zavallı insan ise esaret altındayken kendisini özgür zannedendir.

bi fransız gastesi de şey demiş:
"ırak üç parçaya ayrılıcak.
1-normal
2-süper
3-kurşunsuz"
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

BASINA VE KAMUOYUNA - 08.09.2004

İspanya kaynaklı zehirli atık taşıyan M/V ULLA adlı tankerin önceki gün İskenderun'da batarak bir çevre felaketine neden olma tehlikesinin ortaya çıkması üzerine Türkiye ve İspanya Yeşilleri birer açıklama yaptılar. İki açıklamayı da aşağıda bulabilirsiniz.

TÜRKİYE YEŞİLLERİ'NİN AÇIKLAMASI

Batan AKP Hükümeti Olsaydı Hiç Üzülmezdik!

Her fırsatta çevrecilere görevini hatırlatmaya çalışan AKP hükümeti ve çevrecilere kaç ağaç diktiniz diye böbürlenerek soran hükümetin başı, çevreciliğin sadece serbest piyasada ağaç dikmekle ilgili olmadığını herhalde İskenderun Körfezi'nde batan gemiyle anlamışlardır.

Akdenizli çevrecilerin günlerdir yaptıkları uyarıları dikkate almayan hükümet, bu rezalet karşısında Çevre ve Orman Bakanı'nı derhal görevden almalıdır.

Konuyu Avrupa'ya taşımak isteyen Biz Yeşiller,AB'nin ve diğer ilgili ülkelerin dikkatini çekeceğiz.

Yeşiller-Türkiye


İSPANYA YEŞİLLERİ'NİN AÇIKLAMASI

İspanyol Termik Santral Toksik Atıklarını Taşıyan Tankerin Batışı İçin Ciddi Uyarı

Toksik atıklar, üçüncü bir ülkeye taşınmak ve depolanmak zorunda değildir. Bu uygulamayı kınıyoruz.

Ciddi bir sorunla karşı karşıyayız: sadece çevre kirlenmesi ve sağlığın bozulması gerçeği değil, üçüncü bir ülkenin kıyılarında bir nakliye gemisini 4 yıl boyunca bekleten politik sorumsuzluk. Bu durum, Aznar hükümetinin bir mirası. Şüpheye gerek yok ki şu anki İspanya hükümeti bu yeni felaketin giderlerini üstlenecek, ancak 4 yıldır sessiz kalıp bu tür bir durumu ihmal eden önceki hükümete de hesap soracaktır.

Bizler, bundan sonra tehlikeli atıkların yönetimi konusunda maksimum şeffaflık istiyoruz.

Bizim Akdenizimiz saatli bir bomba olamaz.

Yeşiller-İspanya

[Bu mesaj fedaykin tarafından 08 Eylül 2004 13:21 tarihinde değiştirilmiştir]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ZEHİR DOLU GEMİ BATTI

Zehirli toz kömür yükü nedeniyle Cezayir'e alınmayıp, dört buçuk yıldır Hatay'ın İskenderun Limanı'nda bekletilen İspanyol bayraklı MV Ulla, gövdesindeki çürüme sonucu battı.
Yıllardır, geminin batması halinde denize büyük zarar vereceğini söyleyen çevreciler, dün de tepkilerini dile getirip, içerdiği zehirin, balıklar yoluyla insanlara geçebileceği uyarısında bulundu.

İspanya'nın Aviles Limanı'ndan, Dragados firması adına termik santral baca kurumlarının oluşturduğu 2 bin 200 ton toz kömürü alarak Cezayir'e götüren MV Ulla gemisi bu ülkeye kabul edilmeyince, 25 Şubat 2000'de İskenderun Demir Çelik Fabrikası Limanı'na geldi.

Greenpeace'in eylemiyle Türkiye'nin gündemine oturan gemide ODTÜ Çevre Mühendisliği uzmanları inceleme yaptı ve yükün kansere neden olabilen toksik (zehir) maddeler içerdiği ortaya çıktı. Bunun üzerine açılan davada Dörtyol Asliye Ceza Mahkemesi, geminin uluslararası nakliye sözleşmesinin (BASEL) 9'uncu maddesi 2'nci bendine göre, tehlikeli atıklarını sınır dışına götürmesi kararlaştırdı. Mahkemenin, 2000/112 sayılı kararında, geminin yüküyle birlikte İspanya veya ilgili firma tarafından geri alınmak zorunda olduğu bildirildi. Ancak İspanya ve firma yükü kabul etmedi.

Dört buçuk yıldır limanın açıklarında bekletilen ve büyük bölümü çürüyen gemi, üç gün önce sağ tarafından su almaya başladı ve dün saat 15.00 sıralarında yan yattı. Gemi yaklaşık yarım saat sonra tamamen battı. Geminin güvertesinde bulunan tehlikeli atık dolu variller, olay yerine giden römorkörler yardımıyla toplanarak kıyıya getirildi. İskenderun Kaymakamı Ünal Erdoğan, dün sabah saatlerinde geminin durumunun kendisine bildirildiğini belirterek şöyle devam etti:
"Bunun üzerine geminin batmaması için valilik aracılığıyla Ankara'ya faks çekildi. Bu arada İspanya'nın da yükü aldırmak üzere üç gün önce bir gemiyi yola çıkardığını öğrendik. Ancak gemi, kısa sürede sulara gömüldü. Şu anda körfezin 25 metre derinliğinde bulunuyor."

Erdoğan, zehirli atıkların çevreye zararının tespiti için Çevre ve Orman Bakanlığı'ndan yardım istediklerini bildirdi.
Greenpeace Akdeniz Ofisi Toksik Maddeler Kampanyası Sorumlusu Banu Dökmecibaşı, zehir yüklü geminin Türkiye serüvenini şöyle özetledi:

"2003'te hazırlanan bilirkişi raporunda, geminin her an batma tehlikesi olduğu yazılmıştı. Gemi 2000'de geldiğinde, bizim yaptığımız eylemin hemen ardından Çevre Bakanlığı'nca mühürlendi. 2002'de İspanya gemiyi almayı kabul etti. Ancak geminin Türk acentesi Mavi Deniz, geminin limanda beklediği üç yılın masrafı nedeniyle mahkemeye başvurarak gemiye haciz koydurdu. Ondan sonra kimse gemiye dokunamadı. Gemide krom-6 içeren 2bin 200 ton baca tozu vardı. Toz gemiden çıkartılan varillerin içinde değil, bir konteynırın içindeydi."


Radikal
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • 2 ay sonra ...
İskenderun Çevre Koruma Derneği Basın Açıklaması

İskenderun halkının sabrı kalmamıştır. Bürokratik süreç hızlandırılarak M/V Ulla taşıdığı tehlikeli atıkla birlikte bir an önce bulunduğu yerden çıkartılarak ait olduğu ülkeye gönderilmelidir.

Bilindiği gibi MV Ulla'nın batışının hemen sonrasında açmış olduğumuz tespit davası bilirkişi raporlarının tamamlanmasıyla sonuçlanmış bulunmaktadır. Batıştan 8 gün sonra 14 Eylül 2004 günü alınan örneklerin analiz sonuçları da değerlendirilerek hazırlanan Bilirkişi Raporları ve analiz sonuçları ekli olarak bilgilerinize sunulmuştur.

Bilirkişi Raporlarında özetle şu tespitler yer almaktadır:

Mustafa Kemal Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi
Yrd. Doç. Dr. Ayşe Bahar YILMAZ;
Her ne kadar belirlenen krom +6 değerleri limit değerlerin üzerinde değilse de uzun süreçte deniz suyundaki hareketler sonucu atığın deniz suyunda çözünebileceği ve besin zinciri yoluyla krom +6 nın canlı yaşamı etkileyebileceği, bu nedenle de geminin ve yükünün bulunduğu yerden çıkartılması gerektiğini,

Çankaya Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi
Çevre Mühendisi Yard. Doç. Dr. Sibel Uludağ Demirer;
M/V Ulla’ da bulunan atığın deniz suyu kalitesini sürekli olarak bozması, küllerin deniz tabanına yayılması ve tabanı kaplayarak deniz altı yaşamını olumsuz etkilemesine ek olarak geminin kendisinin (yani gemi yapımında kullanılan malzemelerin) ve geminin yakıt deposundaki durumun (olası petrol kirliliği) deniz altı ekolojisini olumsuz etkileyebileceği kesindir demekte, ayrıca bazı metallerin deniz canlılarında birikebileceğini bunun da sürekli kontrol edilmesi gerektiğini ifade etmektedir. Ayrıca M/V Ulla gemisinin ve yükünün uzun dönemde deniz hayatını olumsuz etkileyeceğini ve deniz sularının sağlıklı bir ortam olarak korunması için geminin yükü ile birlikte körfezden çıkarılması ve gerekiyorsa sediman taşınımı yapılmasını da önermektedir.

Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Ümit ŞAHİN ise;
İskenderun Körfezinde batan M/V Ulla gemisinde bulunan termik santral uçucu külünden oluşan toksik atık deniz suyuyla temasta bulunmakta ve tehlikeli miktarda Krom (+6) içermektedir. Krom (+6) insan sağlığına zararlı, çevre ekosistemler için de tehlike oluşturan toksik bir ağır metaldir. İnsanlara bulaşma deniz suyuyla temas yoluyla ve balık ve diğer su ürünlerinin tüketilmesi sırasında cilt ve sindirim kanalı yoluyla olabilir. Balık ve diğer su ürünlerinde Krom (+6) birikimi diğer bazı ağır metaller kadar fazla olmasa da mümkündür. Bu nedenle balık ve diğer su ürünlerinin tüketilmesi insanlara sindirim yoluyla ağır metal bulaşmasına neden olabilir. Termik santral uçucu külü radyoaktif elementler ve bunların bozunma ürünlerini de taşıyabilir ve dolayısıyla radyasyon içerebilir. Atıkta radyasyon analizi yapılmamıştır. Bu nedenle atığın radyasyon yayabileceği ihtimali göz önünde tutulmalıdır. Radyasyon bulunması sudaki canlı yaşamı uzun vadede de olumsuz yönde etkileyebilecek bir durumdur. Koruyucu önlem olarak atık deniz dibinde bulunduğu sürece, batık yakınında denize girilmemesi, körfez içinde balık tutuluyorsa, buradan yakalanan balık ve su ürünlerinden alınan örneklerde düzenli olarak Krom (+6) ve diğer ağır metal analizi yapılması, ancak yeterli sayıda örneğin temiz çıkması durumunda tüketilmesine izin verilmesi önerilir. Tüm bu nedenlerle toksik atık deniz dibinde bulunduğu sürece, İskenderun Körfezi’nde deniz suyunun Krom (+6) ile ve teorik olarak radyasyonla da kirlenme ihtimalinin mevcut olduğu, bu nedenle toksik atığın en kısa zamanda suya karışmasına neden olmayacak bir yöntemle deniz dibinden çıkartılması gerekmektedir.

Görüldüğü üzere her üç bilirkişinin de birleştiği nokta batığın denizdeki canlı yaşamı olumsuz olarak etkileyeceği, en kısa zamanda geminin ve yükünün bulunduğu yerden çıkartılması yönündedir.

Tehlikeli atığın sahibi Lafarge Grubu’nun yaptığı basın açıklamasında Türkiye ve İspanya yetkilileri arasında Basel Konvansiyonu çerçevesinde varılan anlaşmanın geçerliliği konusunda Lafarge Gurubu net olarak bilgilendirildiğinde 1.5 milyon dolar parasal katkı sağlayacakları da ifade edilmektedir.

İskenderun halkının sabrı kalmamıştır. Bürokratik süreç hızlandırılarak M/V Ulla taşıdığı tehlikeli atıkla birlikte bir an önce bulunduğu yerden çıkartılarak ait olduğu ülkeye gönderilmelidir.

Yetkililerden sürecin takipçisi olmalarını ve gelişmelerle ilgili olarak kamuoyunu bilgilendirmelerini bekliyoruz.



Aylin Canpolat Ödemiş
İskenderun Çevre Koruma Derneği
Yönetim Kurulu Başkanı


24 Kasım 2004[signature][hline]Özgürlüğün değerini ancak onu kaybedince anlarsınız. En zavallı insan ise esaret altındayken kendisini özgür zannedendir.

bi fransız gastesi de şey demiş:
"ırak üç parçaya ayrılıcak.
1-normal
2-süper
3-kurşunsuz"
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...