Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Avrupa Futbolu ve Türkiye


eagle_dnz

Öne çıkan mesajlar

dünya üçüncüsü olduğumuz kupa da hiçbir avrupa takımıyla oynamadan bu basarıyı elde ettik ve ondan sonraki avrupa kupalarsına bile gidemedikve şimdi gene avrupa takımlarına karşı kötüyüz

avrupa futbolu mu ters bize acaba?[signature][hline]yalnızlık, hayatta yalnız kalmana yol acan hatalarından sana ders verir ve ilerde bu hataları yapmadan daha kısa süre yalnız kalmanı sağlar
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Aslında avrupa futbolu bize ters değil, gerek milli takım düzeyinde gerekse klüp takımları düzeyinde aldığımız başarısız sonuçların nedenleri farklı.

Dünya da olduğu gibi avrupa da da futbol oyun yapısı ve oyuncusu değişim içinde biz Türk takımları henüz bunu yakalayamamış durumdayız. Bu değişim 3ncü olduğumuz dünya kupasından sonra ciddi bir şekilde arttı.

Kişisel görüşlerimi bu doğrultuda özetleyecek olursam,

Futbol'un amacı kazanmaktır ve kazanmak için gol atmak gereklidir. Bu nedenle değişimi anlatmaya öncelikle forvet oyuncularından başlayarak devam edeceğim.

Son 5 yıldır gözle görülür biçim de forvet oyuncularının kimlikleri değişmiş durumda, eskisi gibi sadece son vuruşu yapabilen olmaları değil, mücadele eden gelip orta sahada top kapan, ileride pres yapabilen ve gerektiğinde fiziksel gücünü teknik özelliklerinden daha fazla kullanılması beklenen bir yapıda olmaları onlardan bekleniyor. Şöyle bir düşünelim, avrupanın köklü klüplerindeki forvet oyuncularının genel yapısı öncelikle güçlü oyunculardan kurulu olduğunu görüyorsunuz, pozisyonlarda sadece teknikleri ile değil aynı zaman da fiziksel güçleri ile de oyuna etki etiklerini görüyorsunuz. Bir Rooney, bir Drogba, bir Nistelrooy, bir Adriano, bir Shevchenko ve diğer saymadığım kalbur üstü forvetlerin hepsi zor devrilen, fizik güçleri ile teknik becerileri aynı derece gelişmiş oyuncular.

Forvetler'den başladık şimdide onları durdurmakla görevli savunma oyuncularını ele alalım. Herşeyden önce artık dünya futbolunda yavaş savunma oyuncusu bu hızlı forvetlerin önün de bir işe yaramadıklarını herkes görmüş durumda, eskiden savunmadan sadece atkaları kesmesi beklenirken artık bir ortasaha oyuncusu gibi takımı defansta kazandığı toplar ile atağa kaldırması dahi bekleniyor hatta kimi savunmacılardan forvete destek vermesi bile bekleniyor buda savunmanın çok yönlü bir oyunculuk olması sadece fiziksel güç değil bunun yanına hız ve teknik ekleme gerekliliği artmış durumda.

Gelelim ortada kalanlara, herzaman üzülerek izlediğim grup olan orta saha oyuncularına, üzülerek diyorum çünkü bu gruptan artık hem savunma hem de hücüm bekleniyor aynı ölçüde. Bir savunmacı hücum yapmasa da hala mübahken ya da bir forvet savunma yapmasa da hala mübahken ortasaha oyuncusunun böyle bir lüksü yok her iki yöndeki eğilimi de eksiksiz yerine getirmesi lazım. Hernekadar oyunun kaderi değiştiren gol ve onu atan forvetmiş gözümüze gözükse de, kimi zamanlar da olduğu gibi gördüklerimiz bizi yanıltabilir. Nitekim, dünyada oynanan futbol da orta saha hakimiyeti kavramı bu nedenle oluşmuştur. Eniyi savunma kalenizin önünden en uzakta yaptığınız savunmadı yada en iyi hücum rakip kalenin önünde ki pozisyon sayınızdır ve tüm bunları hazırlayan ortasaha oyuncularıdır. Daha fazla kondisyona sahip olmaları, daha isabetli pas yüzdesine sahip olmaları, daha fazla pres yapmaları, her iki yönde daha fazla koşmaları beklenmektedir bu oyunculardan.

Son olarak kalecilere gelelim, esneklik ve atletik yapılarının yanı sıra gerektiğinde defansı kurgulamaları ve yönlendirebilmeleri beklenmekte hatta penaltıyı oyuncu kaçırır kaleci kurtarmaz kavramını bile yıkmaları istenmektedir.

Oyuncuları değerlendirdiğimiz de gördüğüm değişimler bu şekilde, gelelim bir de sistemler üzerinde ki değişimlere.

Futbol kenar yönetimi eskisi gibi toplanır kampta bir taktik belirler sıralama yapar şu düzende oynayacağız der ve diğer gün sahaya çıkar o düzeni uygularsanız dönemi malesef geçti. Eskisi gibi rakibe göre futbol oynama dönemide geçti. Artık kendi sistem yada sistemlerini kurma dönemi. Arsenal'in başarıları altında yatan en önemli denelerden biri olarak gösterilen bu rakibe göre değil kendime göre oynamak kavramı futbolun değişmez bir parçası. Oyuncularını tanıyacaksın, ne yapabileceklerini iyi bileceksin, ama en önemlisi ne yapamayacaklarını çok iyi bileceksin.

Artık basketbol gibi kenar yönetimi de bir ekip olmak durumda gerektiğinde savunma danışmanı yada hücum danışmanı ayrı olmak durumdan bir baş koç olmak durumunda ama herşeyden önce oyuncularının teknik kapasitelrine göre değiştirebileceğin ve uyumu bozmayacak anlık alternatiflerin olmak durumda.

Son olarak kişisel görüşüme gelince, Dünya kupasından sonra genelde yaşanan bir düşüşün içindeyiz, toplumsal ve duygusal yapımız toparlanma sürecini malesef uzatıyor, bir isveç gibi kısa sürede toparlanamıyoruz. Yine de 60 yada 70 milyonluk bir ülke de büyük bir potansyiel var diye düşünüyorum. Hele bir de genç nüfusumuzun sayısındaki fazlalık bu potansiyeli daha da etkili olabilir ihtimalini etkin kılıyor.

Kurumsal şirketlerimiz de olduğu gibi heryerde performans yönetimi etkin olursa ki bence futbolda olmazsa olmazlardan biri bu , eğer bizde artık isme bağlı oyuncularla kurulmuş kadroları değil, bilimsel, matematiksel ve akılsal değerler üzerinden çalışmalar ile ortaya çıkarsak başarı arkasından gelecektir.

Saygılarımla
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

bu konu hakkında bişey demek istiyorum dünya 3. olmayla ilgili

bazı çekemeyen insanlar var şenol güneşi hatta Karadenizlilerin başarılarını çekemeyen tipler var gelip takım kendini gaza getirerek 3. oldu falan diyolar adamın asabını bozuyorlar

bu insanları şiddetle kınıyorum.Ama kendi takımlarının teknik direktörleri olsa işte atıyorum daum olmadan 3. olamazdık vb sözler söylerler hemen.Diyim bu tip insanlar futbolla alakası olmayan başka takımların altından yetişmiş yada Karadenizden çıkmış kimseleri hiç sevmezler.Arada bi tugay kerimoğlu felan var onuda nası sevdiyseler hayret...
Lafımın kime gittiğini cok iyi anlar onlar...[signature][hline](_::_____::_) <-> MetallordS Membır
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Fizban tek maçla genellemek yanlış olur bence.
O zaman Ekvatorun ligi dahamı kaliteli Brezilyadan ?

Sonuç olarak Lig gerçekten çok kalitesiz.
Nedeni belli. 4 büyükler ile Anadolu klupleri arasında inanılmaz uçurum olması.
Kaynakların hepsi 4 büyüklere çalışıyor.
Normal olanda bu aslında.Anadolu Kluplerin pek taraftarı yok.
Bu yüzden taraftarı ve reytingi çok olan aslan payını kapıyor.
Avrupa da da böyle aslında ama Kaynaklar eşit dağıtılıyor.Sadece klupler başarı primleriyle gelirlerini yükseltebiliyorlar.

İngilterede her klube eşit para veriiyor yayın hakkından.Eşit bir şekilde dağıtılıyor.
Bunun dışında Reytinglere göre klupler biraz daha para alıyor.Ve yanında başarı primi.

Türkişyede ise yaklaşık 30 milyon $ ı bir klup alıyor
Bu yüzden klupler Tesis yapamıyorlar.
Tesis yapamadıkça gelişemiyorlar.
Tesis olmayınca Türk Futbol u ilerliyemiyor.[signature][hline]tuana...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
fizban, 18 Kasım 2004 23:01 tarihinde demiş ki:
lig kalitesi denmiş de, ukrayna ligi midir bizden kaliteli olan danimarka ligi midir onu çözemedim.


Sevgili Fizban,

Kalitesiz diye düşündüğün Ukrayna liginin 2 takımı var şampiyonlar liginde mücadele eden. Danimarka ligi ne olursa olsun dışarıda oynayan oyuncuları ve bir ülke ekolleri var kendilerine has.

Kişisel görüşüm, 2004-05 sezonunda şu anda oynanmakta olan maçların hiçbirinde kalite görmüyorum. Dikkatimizi bırakın ilk 5 dışında kalan maçlara yönlendirmek oynanmış derbi maçlarına hangimiz gerçekten zevk aldık skorsal üstünlüğü saymazsak.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
cambaz_11, 18 Kasım 2004 17:56 tarihinde demiş ki:
bence bıze hıc bı futbol ters degıl....ne avrupa ne brezılya ne de almanya...nıtekım turkıyenın avrupa takımlarıyla da brazılya'yla da almanya'yla da basa bas gıden macları oldu...hatta galıbıyetı kıl payı kacırdıgı da olmustur....bence en buyuk sorun kadro da yanı ılk 11 de



bence ters avrupada futbol izlediysen şahsi yıldız yok pas verenide gol atanıda beğeniyorlar
bizde ise sırf gol atanı beğendikleri için şahsi yıldızlar çıkıyor
Şenel Güneşte bunu görmüştü ve takım oyunuyla dünya 3.sü olduk[signature][hline]dillere destan bir öykü:
Günün birinde çiftçi tarlaından kısırlık için ilaç olan havuçları topluyormuş adam kısır kalmış niye:???
havuç kısırlık içinmiş

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

dunya kupasında 3. oldugumuz sene ballı oldugumuz ıcın o noktaya kadar cıktık bence. oyuncularımızın bırbırı ıle uyum sorunu var. kımse bırbırı ıle anlasamıyor. bence kadroda saglam bır degısıklık yapılmalı. kımse Bülent ve Alpay ıkılısı kadar ıyı defans yapamıyor. bu yuzdende cok gol yıyoruz.[signature][hline]
-bunu kırıyım mı?
-hayır.
-bunu kırıyım mı?
-hayır.
-bunu kırıyım mı?
-hayır.
.......
-bunu kırıyım mı?
-kır allahın cezası kır.
-neden?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ligin kalitesi dusuk, neden dusuk?
yabanci sinirlamasi var, yani avrupa ulkelerindeki gibi ab oyuncularina sinirlama olayi yok
-ee ama bole olursa, buyuk takimlar arasindaki ucurum buyuyecek?
-hayir, buyumuecek. nedeni ise yabanci futbolcular hem bonservis olarak hemde maas olarak turk futbolculardan daha ucuz ve daha kaliteli. bunlara ornek olarak bi kac yabanci ardindan bir kac turk sayicam aldiklari paralari ve kalitelerini tartisalim.
defans : Tomas(GS), Song(GS) bu futbolcular turkiye liginin her takiminda banko oynayabilecek kapasitede hatta milli takim olarak bakarsak bunlar gibi kaliteli turk oyuncu yok. ama gel gelelim hem bonservis acisindan hem maas acisindan Servet ve İbrahim Toraman dan ucuzlar, ee bole olunca ne oluo zaten turk milleti olarak nankor bir milletiz, adam dioki ben zaten parami aliorum cok calissam nolur calismasam nolur, yabanci adam dio ki daha iyi calisiim daha cok para kazaniim paramin hakkini veriim, hem vizyonum artar hemde namuslu para kazanirim.
kanat : bi wederson var b.b.a da bana gore butun turk takimlarinda banko oynar ve ilac gibi de gelir sol bek icin. bu adamin bonservisi kac para? kac para maas alio acaba?
ali gunesin 10da biri felandir, peki orta yapmaktan pas vermekten aciz bir ali gunes bu kadar para alirsa, kalite nasi yukseliecek?
orta saha : selcuk(FB), volkan(GS) ile eski genclerli Thomas ve Aurelio yu bi karsilastirir misiniz aldiklari paralara bonservislerine ve oynadiklari oyuna gore.
forvet : bi nobre ile fatih tekke yi karsilastirir misiniz, maaslarini ve bonservislerini de karsilastirin, oynadiklari oyuna bakin..
bu ornekler cogalir.. anlatmak istedigim, sinirlama kalkarsa butun klupler bir tita, wederson, thomas, tomas, song, nobre... alabilir durum bole oluncada turk futbolcularin hem unleri hem havalari hem fiyatlari iner.. turk futbolcular neyin ne oldugunun farkina varir, daha cok calisir, hem kalite artar hem ekonomik durum duzelir.[signature][hline]dahi'ye gore bisi yok.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

patos dediklerine katiliyorum yabanci sinirlamasi hakkında bisiy solemicem ama tr de 3 büyüklerde oynayan futbolcular(türk olanlar)mesleklerine yabanci arkadaslari gibi veya avrupada oynayan futbolcularimiz gibi saygı gostermiyorlar bence.İşte bu yuzden emre yıldıray cok daha iyi oynuyor cunku cok calisiyorlar bizimkiler ise "maclar ertelensin 10 gun kamp yapalim oh kebap" hesabındalar.1 haftada 3 mac oynayan emre 10 gundur mac yapmayan adamlardan kac kat fazla kostu,cabaladi.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

yabancılar gerçektende haklarını fazlasıyla veriyor
biz Aurelio yu alırken Brezilya 2.liginden almışız herifi gördünüz
yattarada 100 bin mi 150 bin dolarmı öyle bir şey almıştık

Türklerde ise patosun dediği gibi para cepte daha bir şey yapmamıza gerek yok[signature][hline]dillere destan bir öykü:
Günün birinde çiftçi tarlaından kısırlık için ilaç olan havuçları topluyormuş adam kısır kalmış niye:???
havuç kısırlık içinmiş

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...