Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Pınar Selek'e Ağırlaştırılmış Müebbet


Spidee

Öne çıkan mesajlar

Radikal haberi

said:
Pınar Selek’in yeniden yargılandığı davada mahkeme Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun kararına uyarak müebbet hapis cezası verdi. Davanın öğleden önceki bölümünde avukatlar, ‘direnme kararından vazgeçilmesi kararının geri alınması’ yönünde talepte bulundu. Yaklaşık 1 saatlik ara veren mahkeme, avukatların “direnmeden vazgeçilmesi" kararından dönülmesi talebini reddettiklerini açıkladı. Aranın ardından açıklanan kararda, Selek ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı.

SELEK’İN AVUKATI: SON SÖZ ZATEN SÖYLENMİŞTİ

Karar öncesinde duruşmada, ‘son söz’ tartışması yaşandı. Mahkeme sanık avukatlarına davanın esasına ilişkin savunma yapmaları için söz verdi. Selek’in avukatı Bahri Belen, “Bize göre müvekkilimiz yönünden mahkeme daha önce verilen direnme kararıyla birlikte sonuçlanmıştır. Savunma yapmamızı gerektirecek usuli bir süreç ve yargılama aşaması bulunmamaktadır. Bu nedenle esasa ilişkin bir savunma yapmamız söz konusu değildir. Direnme kararından sonra mahkeme işten el çekmiş durumdadır" dedi.
Başka suçtan tutuklu sanık Maşallah Yağan ise savunmasını Kürtçe yapmak istediğini belirterek “Ben sizi anlamıyorum, siz beni anlamıyorsunuz. Kürtçe savunma yapmama izin verirseniz savunmamı yapabilirim diye konuştu. Mahkeme, Kürtçe savunma talebini reddederek salonda bulunanlara son sözlerini sordu.

Avukat Bahri Belen, son sözünde, “Biz son sözümüzü söylemiştik. Aslında mahkeme de söylemişti. Bu aşamada ayrıca son söz söylemek için usuli bir imkan yoktur” dedi. Maşallah Yağan da, savunmasını Kürtçe yapmak istediğini yineledi.



YAKALAMA KARARI ÇIKARILDI


Mahkeme, kısa bir ara vererek bu talebi de reddetti ve sanık avukatların son sözlerinin sorulmasını talep etti. Sanık Maşallah Yağan ve diğer sanıkların avukatlarının son sözlerini söylemelerinin ardından mahkeme heyeti duruşmaya nihai kararını açıklamak üzere ara verdi. Verilen aranın ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, Pınar Selek'in ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla cezalandırılması yönünde hükme vardı. Mahkeme Başkanı Pınar Selek hakkında verilen "ağırlaştırılmış müebbet kararına" muhalefet etti. Karar oy çokluğuyla alındı.


Ayrıca Selek hakkında yakalama kararı çıkarıldı.


YARGITAY BOZDU MAHKEME ÖNCE KARARDA DİRENDİ, SONRA VAZGEÇTİ

Mısır Çarşısı’nda meydana gelen patlama ile ilgili davada İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi ’nde yargılanan Pınar Selek, patlamaya bombanın mı yoksa LPG’nin mi neden olduğunun kesin tespiti yapılamadığı gerekçesiyle beraat etmişti. Yargıtay 9. Ceza Dairesi bu kararı bozmuş ve mahkemenin hüküm kurmasını istemişti. Bunun üzerine yapılan yargılamada yine patlamanın nedeninin belirlenemediği görüşünü tekrarlayan mahkeme, Selek’in yine beraatına karar vermişti. Dosyanın ikinci kez gittiği Yargıtay, Selek için "ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yeniden yargılansın" demişti. Pınar Selek’in avukatlarının talebi üzerine Yargıtay Başsavcılığı bu karara itiraz etmişti. Bu itiraz üzerine dosya Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından incelenmiş ve Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin kararı onaylanmıştı.Bunun üzerine dosyanın yeniden geldiği İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi, 9 Şubat 2011’de görülen duruşmada, Pınar Selek ve Abdülmecit Öztürk hakkında daha önce 2 kez verilen beraat yönündeki kararında direnilmesine hükmetmişti. Ancak mahkeme 22 Kasım’da görülen duruşmada söz konusu direnme kararının "usüle aykırı" olduğu gerekçesiyle direnmekten vazgeçti. Savcı ise, Selek ve Özktürk’ün ağırlaştırılmış müebbet hapsini istedi. (DHA)


3 kez beraat etmiş bir insan bugün ağırlaştırılmış müebbet cezasına çarptırıldı. Hukuk devletiyiz elhamdülillah.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ahmedinejad said:

orada bomba olduğuna dair bir tane bilirkişi raporu var o da sevil atasoy'un hazırladığı rapor. diğerleri bomba tespit etmemişti. 3 defa beraat etti hep yargıtay geri yolladı, sonunda bu çıktı.


benim bildiğim tek bi rapor adli tıpın. o da "bomba olabilir sonuçta büyük patlama olmuş"

yani varsayım üzerine.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

iyi bari tr'de değilmiş, zaten orada iyi bir mevkiideyse vatandaşlığı varsa adamların bi tarafında takıp iade edeceğini sanmam

yerinde ben olsam penisimin fotoğrafını çekip twitterdan paylaşırdım, malum kişileri tagleyerek.

kimdir nedir tanımıyorum bu arada ismini ilk kez duydum
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ahmedinejad said:

orada bomba olduğuna dair bir tane bilirkişi raporu var o da sevil atasoy'un hazırladığı rapor. diğerleri bomba tespit etmemişti. 3 defa beraat etti hep yargıtay geri yolladı, sonunda bu çıktı.


Ki Sevil Atasoy Adli Tıp Kurumu'nda çalışmamış, Adli Tıp ile ilgili sadece üniversitede eğitim görüp eğitim vermiş, asla Adli Tıp ile ilgili resmi şekilde rapor verebilecek birisi değil. Ama sanki 30 sene Adli Tıp'ta bilfiil iş yapmış gibi her yerde, kocası sağolsun..

Kimyasal Tahliller bölümünde çalışmış Adli Tıp'ta pardon, bu tür konularda rapor verebilecek yeterliliği yok ayrı konu :).
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
Pınar Selek transseksüeller, sokak çocukları ve seks işçileri gibi ayrımcılığa uğrayan gruplar hakkında yaptığı araştırma ve çalışmalarıyla tanındı. 1998 yılında PKK üzerine yürüttüğü araştırması nedeniyle terör suçu şüphesi altına alındı.


yalnız bu tarz konularda çalışmak isteyen sosyologlara baskı uykulanması bu ülkede yeni ve son değil. yurtdışından bir arkadaşım da türkiye'de bir üniversiteye benzer bir konuda çalışmak üzere doktora başvurusu yaptı ve kabul aldı. sonra vize başvurusu yaptığında adama karşı saçma sapan suç iddialarında bulunmuşlar vize vermemek için sonra bunların hepsini çürütünce başka sebepler çıkarmışlar falan. sonuçta vazgeçti başka yerlere başvuruyor.

zaten mit müsteşarı ile ilgili olan olaylardan, apar topar yasa çıkarılmasından falan bu işin içinde pis şeylerin döndüğü tahmin etmek zor değil. insanların burnunu sokmasını istemiyorlar bu işe herhalde pandoranın kutusu gibi.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Akrep gibisin kardeşim,
korkak bir karanlık içindesin akrep gibi.
Serçe gibisin kardeşim,
serçenin telaşı içindesin.
Midye gibisin kardeşim,
midye gibi kapalı, rahat.
Ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi korkunçsun, kardeşim.
Bir değil,
beş değil,
yüz milyonlarlasın maalesef.
Koyun gibisin kardeşim,
gocuklu celep kaldırınca sopasını
sürüye katılıverirsin hemen
ve âdeta mağrur, koşarsın salhaneye.
Dünyanın en tuhaf mahlukusun yani,
hani şu derya içre olup
deryayı bilmiyen balıktan da tuhaf.
Ve bu dünyada, bu zulüm
senin sayende.
Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer
ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak
kabahat senin,
- demeğe de dilim varmıyor ama -
kabahatın çoğu senin, canım kardeşim!
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

yekeyeke said:

ahmedinejad said:

orada bomba olduğuna dair bir tane bilirkişi raporu var o da sevil atasoy'un hazırladığı rapor. diğerleri bomba tespit etmemişti. 3 defa beraat etti hep yargıtay geri yolladı, sonunda bu çıktı.


Ki Sevil Atasoy Adli Tıp Kurumu'nda çalışmamış, Adli Tıp ile ilgili sadece üniversitede eğitim görüp eğitim vermiş, asla Adli Tıp ile ilgili resmi şekilde rapor verebilecek birisi değil. Ama sanki 30 sene Adli Tıp'ta bilfiil iş yapmış gibi her yerde, kocası sağolsun..

Kimyasal Tahliller bölümünde çalışmış Adli Tıp'ta pardon, bu tür konularda rapor verebilecek yeterliliği yok ayrı konu :).


hangi konularda yok rapor verebilecek ?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

15 senenin parça parça iki tane özeti.

http://www.agos.com.tr/haber.php?seo=pinar-selek-neden-hedef-secildi-selek-kimdir&haberid=4128
http://www.solukbeniz.com/yeni-baslayanlar-icin-pinar-selek-davasi

tamam, adaletle ilgili bi çok konu iç açıcı değil. ama bunun hiç açıklanır yanı yok.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

yekeyeke said:

Bilirkişi olabilme konusunda. Adli Tıp Enstitüsü'nde çalışmakla Adli Tıp Kurumu'nda çalışmak çok ayrı şeyler.


şimdi savcılık , iddia makamı veya savunma makamı benden rapor istese veririm. Mahkemeye sunulur. Mahkeme bu raporu ipler veya iplemez. Kısacası rapor verebilecek kapasiteye sahiptir. kendisine sorulmadan kafasına göre gidip rapor hazırlayıp sunmuyor kurumlar sonuçta.

Sevil Atasoy zaten hiçbir zaman ben adli tıp kurumunun sahibiyim, ben tek başıma rapor veririm diyen bir insan değil çıktığı her programda inatla kendisinin adli tıp kurumuna başkanlık etmediğini sadece İÜ Adli Tıp Enstitüsünde müdürlük yaptığını ve Adalet bakanlığı Adli Tıp kurumu Kimyasal tahliller ihtisas dairesine başkanlık yaptığını söylemiştir.

Bu dava ile ilgilide kendisinin Pınar Selek ile uzaktan yakından alakası yok. Kendisinin altında imzası bulunan rapor yüzünden Pınar Selek yargılanıyor demek son derece aptalca. Kendisi savcı değil. Ayrıca kendisinin imzasının bulunduğu bu raporda olayın bomba yüzünden olduğuna dair kesin bir iddia bulunmuyor ve raporun içeriği bambaşka. Savcı kafasına göre , bambaşka nedenlerle birilerini bu olayla ilgili suçluyorsa bunun hazırlanan raporla ilgisi ne.

http://tvarsivi.com/player.php?y=4&z=2012-07-26%2021:00:00
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

mani said:

yekeyeke said:

Bilirkişi olabilme konusunda. Adli Tıp Enstitüsü'nde çalışmakla Adli Tıp Kurumu'nda çalışmak çok ayrı şeyler.


şimdi savcılık , iddia makamı veya savunma makamı benden rapor istese veririm. Mahkemeye sunulur. Mahkeme bu raporu ipler veya iplemez. Kısacası rapor verebilecek kapasiteye sahiptir. kendisine sorulmadan kafasına göre gidip rapor hazırlayıp sunmuyor kurumlar sonuçta.

Sevil Atasoy zaten hiçbir zaman ben adli tıp kurumunun sahibiyim, ben tek başıma rapor veririm diyen bir insan değil çıktığı her programda inatla kendisinin adli tıp kurumuna başkanlık etmediğini sadece İÜ Adli Tıp Enstitüsünde müdürlük yaptığını ve Adalet bakanlığı Adli Tıp kurumu Kimyasal tahliller ihtisas dairesine başkanlık yaptığını söylemiştir.

Bu dava ile ilgilide kendisinin Pınar Selek ile uzaktan yakından alakası yok. Kendisinin altında imzası bulunan rapor yüzünden Pınar Selek yargılanıyor demek son derece aptalca. Kendisi savcı değil. Ayrıca kendisinin imzasının bulunduğu bu raporda olayın bomba yüzünden olduğuna dair kesin bir iddia bulunmuyor ve raporun içeriği bambaşka. Savcı kafasına göre , bambaşka nedenlerle birilerini bu olayla ilgili suçluyorsa bunun hazırlanan raporla ilgisi ne.

http://tvarsivi.com/player.php?y=4&z=2012-07-26%2021:00:00



Pınar Selek'in bombacı olduğuna dair tek bilirkişi (olamayacak olmasına rağmen) raporu Sevil Atasoy'a ait. Avukatının yaptığı açıklama;

Avukat Bahri Bayram Belen, dönemin İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü başkanı Prof. Dr. Sevil Atasoy ve "yetkin olmayan üç kişinin" verdiği bilirkişi raporuyla, Mısır Çarşısı'nda yaşanan patlamadan müvekkili olan sosyolog Pınar Selek'in "bombacı" olarak suçlanmaya başladığını doğruladı.

"Bianet'e süreci özetleyen Belen, Prof. Dr. Atasoy, bir itfaiye görevlisi ve konuyla ilgili uzmanlığı olmayan iki kişinin 2 Kasım 1998'de hazırladığı "patlama bombadan" tespitinin yer aldığı raporun bu aşamada devreye girdiğini düşünüyor.
"Bu raporun hazırlanmasında birincil rol oynayanlardan birisi Sevil Atasoy'du. Böyle bir rapor var tabi. Polis tespitinin dışında, bu rapordan sonra da birçok bilirkişi incelemesinde bunun bomba olamayacağına dair başka raporlar verildi. Şimdi ben anlıyorum ki, daha sonradan, savcılının kıymadığı ve mahkeme istemediği halde, 'bombadır' şeklinde yazı ve resimleri devlet ve millet için uğraşan Sevil Hanım yapmış olabilir. Bilim insanlığını bırakmış, istihbarat elemanı gibi çalışıyor belli ki."
Belen, Atasoy'un o dönem Adli Tıp Enstitüsü'nün başında bulunduğunu, diğer yandan ise Adli Tıp Kurumu Morg Dairesi'nin ölü ve yararlılar üzerinde yaptığı incelemede, ölüm veya yaralanmaların bomba patlamasında olamayacağına dair rapor verdiklerini ifade etti."

Link



Bu arada savcılık, kendi seçtiği kişilerden oluşturulan Bilirkişi Heyeti'nden patlamayla ilgili bilimsel rapor istiyor. İ.Ü. Adli Tıp Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Sevil Atasoy başkanlığındaki bilirkişi heyeti 02.11.1998 tarihli raporunda patlamanın 'nitroselüloz' içerir patlayıcı maddenin infilakının yolaçtığını açıklıyor. Raporda, "Olay yerinden toplanan malzemelerden, kumaş parçası, tahta ve cam parçacıkları üzerinde aynı kapalı formül ve molekül ağırlığına sahip, azotlu iki adet bileşiğin yer aldığı, bu kimyasal bileşiklerin bilinen ve denetlenen patlayıcı maddeler arasında bulunmamakla birlikte, her üç malzeme üzerinde tekrarlanmasının dikkat çekici olduğu" vurgulanıyor. Ancak 16.07.1998 tarihli ön rapordan, bu sonuca 'konunun uzmanları' ile yapılan (Bundeskriminalamt, Wiesbaden, Almanya) görüşmeler sonucunda varıldığı anlaşılıyor. Bilirkişi heyetinin konuyu bir başka bilene sorması dikkat çekici bir durum. Normalde eğer uzman yoksa bunun açıkça belirtilmesi gerekiyor. Adli Tıp Kurumu yeterli imkanlara sahip olmadığını açıkça belirtmişti.

Link


Adli Tıp Kurumu, konuyla ilgili tek resmi bilirkişi kuruluşudur. Buradan çıkmayan herhangi bir rapora bilirkişi raporu diyemez, bunu mahkemelerde savunamazsınız. Çünkü devlet bu yetkiyi vermez. Ama mahkeme bir bilirkişi tayin edebilir, ki konuyla ilgili 7 kere bilirkişi raporu isteniyor, sadece Sevil Hanım'ın raporu bomba olduğu yönünde.

Konuyla ilgili mahkeme yeni bilirkişi istiyor, yukardaki linkte de okuyabilirsin;

"Mahkeme kendi oluşturduğu bilirkişi heyetinden bu sefer patlamanın teknik olarak sebebinin belirlenmesini ister. Prof. Dr. Neşet Kadırgan, Prof. Dr. Ali Şaşmaz ve Porf. Dr. Nursen İpekoğlu'ndan oluşan bilirkişi heyeti ise patlamanın kesin olarak tüpgazdan kaynaklandığını belirledi."


“9 Temmuz 1998’de Mısır Çarşısı’ndaki patlamanın ardından 6 değişik bilirkişi raporu hazırlandı. Ortak nokta, bomba bulgusuna rastlanmadığıydı."

bu da milliyetten


Velhasıl kelam, 7 bilirkişi raporundan sadece 1'i Sevil Atasoy'un başkanlığını yaptığı ama Adli Tıp Uzmanı dahi olmayan, Kimya mezunu bir kişinin liderliğini yaptığı ekip tarafından verilen rapor ile 10 senedir Pınar Selek suçlanmaya çalışılıyor. Devletin resmi bilirkişi kurumu dahi bunun için yeterli teknoloji yok demesine rağmen, Adli Tıp Enstitüsü'nde görev yapan bir hanımın verdiği raporla iş görülüyor. Gerçi burası Türkiye, şaşırmamak lazım :).
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Sevil Atasoy'un imzasının bulunduğu raporda da bomba diye bir tespit yok zaten. bak linki vermişim yukarıda. kendisi de açıklıyor raporun içeriğini. Raporda patlamaya sebep olan kimyasal madde belirtiliyor. Daha sonra izlenmesi gereken prosedür açıklanıyor. Yani ortada bu patlama bombadan olmuştur diye bir sonuç yok ayrıca zaten raporun içeriğinde Pınar Selek hiç yok. Savcı kafasına göre, hangi delillerden, hangi sorgulamalardan, kimin ifadelerinden ortaya çıkarıyorsa Pınar Selek'i ilişkilendiriyor patlamayla.

Senelerdir inatla hüküm verdirmeye çalışan bir savcı var aksi yönde mahkeme kararı olmasına rağmen. Onun dışında bu mahkeme kararını hüküm giydirmek yönünde değiştirmiye yönelik mahkeme heyetine yapılan baskılar var ve sonuç olarak zaten inatla Pınar Selek'in suçsuz olduğunu belirten hakimin ayağını kaydırdılar. İnatla basın raporda rapor diyor halbuki alakası yok raporun olayla. Raporun içeriğini kasıtlı olarak yanlış yorumlayan ve kendi menfaati için manipüle eden bir yargı süreci var.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...