Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

10-15 liraya makale yazacak öğrenci aranıyor


Joker

Öne çıkan mesajlar

SpiderS_DangeR said:

evet çok boş zamanım var

Bölüm 1
Saf Güzellik

Herşey 3 sene önce başladı. Sıradan bir Eylül sabahıydı. 7. kez ertelediğim alarm deli gibi çalarken, kendi kendime okula gitmemek için bahaneler uydurmaya çalışıyor, Engineering Ethics dersinin o kadar da önemli bir ders olmadığına kendimi ikna ediyordum. Artık refleks haline gelmiş bu alışkanlık devamsızlık nedeniyle kalıp alttan aldığım derslere her geçen dönem yenilerini ekliyordu. Bu sabah son olacaktı, yarından itibaren bu alışkanlığı bırakıp bütün derslerime girmeye başlayacaktım. Bu alışkanlık yüzünden okulum uzamıştı ve uzayan her dönem aileme binlerce dolara mal oluyordu. Artık buna bir son vermenin zamanı gelmişti. Kendimi kandırıyordum. Yarın yine alarmı 10 kere erteledikten sonra o sabahki dersin önemli olmadığına kendimi ikna edip alarmı kapatacak ve hayatta en iyi yaptığım şeyi yapmaya devam edecektim. O an çalmaya başlatan telefon, alarmın o iğrenç sesine eklenince daha fazla yatakta kalamadım. Arayan Jeff’ti.

- Efendim?
- Nerdesin oğlum?
- Evdeyim abi noldu?
- Lan vize var ne evi!
- Hassiktir bugün müydü o?
- Çabuk gel.

Jeff okulda kendime en yakın hissettiğim insanlardan biriydi. Daha 10 yaşındayken babasını bir trafik kazasında kaybetmiş, annesinin sonradan evlendiği o işe yaramaz herife yumruk attığı için annesi onu evden atmıştı. O zamandan beri teyzesinde kalıyordu.

- Tamam geliyorum.

Kafamı hızlıca soğuk suyun altına soktuktan sonra biraz kendime gelebilmiştim. 5 dakika sonra vize başlayacaktı ve vizeye girebilmek için en geç 25 dakika içinde okulda olmam gerekiyordu. Hızlıca giyindikten motorsikletime atlayıp okula doğru yola çıktım.
Motorsikletimi çok seviyordum. 4 yaz boyunca Subway’de çalışarak kazandığım parayla almıştım. Ailemin maddi durumu iyi olmasına rağmen bana motorsiklet almayı reddetmişlerdi. Üstünde kendimi öldüreceğimden korkuyorlardı. Haklıydılar.
Vize bittikten sonra kapının önünde Jeff’i beni beklerken buldum:

- Nasıl geçti?
- Bok gibi, senin?
- Aynen. Bize gidelim mi, kafa dağıtırız.
- Olur.

Jeff’in teyzesinin mütevazi bir evi vardı. Küçük bir salon, salonun uzak köşesinde bir mutfak, küçük bir tuvalet, 1 yatak odası ve Jeff’in odası. Fakat ev ilginç bir şekilde insana huzur veriyordu. Buraya her geldiğimde bütün dertlerimi unutuyordum.

Jeff odasının kapısı açarken bana doğru döndü:
- Sana bir sürprizim var, seni birisiyle tanıştırmak istiyorum.
- Kim?
- Yeni arkadaşım Jenna.
Ve kapıyı açtı.

İlk başta ne gördüğüme anlam veremedim, hayatımda ilk defa bu kadar güzel birşey görüyordum. Saf güzellik. Odanın tam ortasında bir güneş gibi duruyor, sanki evin dışını, hatta geri kalan bütün dünyayı o aydınlatıyordu. Gözlerimi ondan ayıramıyordum. İnsanların hep bahsettiği o meşhur kelebekler sanki dışarı çıkmak için can atıyormuş gibi karnımda ordan oraya çılgınca uçuşuyorlardı. Sadece orada durarak, ilk görüşte aşka inanmayan birisi olan bana, insanların bazen ne kadar yanlış düşünebileceğini öğretiyordu.

- Selam, Jenna.

Bölüm 2:
Kaçınılmaz Son


Sabahın 3’ünde Jenna ile eve doğru yürüyorduk, daha doğrusu yürümeye çalışıyorduk. İçkiyi biraz fazla kaçırmıştık. İdrar torbamdaki basınç dayanılmaz bir seviyeye gelmişti.

- Hayatım kusura bakma ama bunu yapmak zorundayım.
- İğğğğreeeeeeeenç!

Olağanüstü bir rahatlama.
Paçalarıma sıçratmamak için olabildiğince uzağa işemeye çalışıyordum. Jenna beni beklerken yolun ortasında bir şarkı söylemeye çalışıyordu. Aslında benden az içmişti ama benden daha sarhoştu. Kadınlar.
Bir anda uzaktan gelen bir korna sesi duydum. Arkamı döndüğümde kornanın aslında sandığım kadar uzak olmadığını anladım. Kocaman bir tır Jenna’nın üstüne doğru gereğinden hızlı bir şekilde ilerliyordu. Jenna, tırın farları bütün vücudunu aydınlatırken kaskatı kesilmişti. Acı bir fren sesi. Çaresizlik.

Uyandım.
Jenna yatağın karşısındaki sandalyede oturmuş bana bakıyordu. O an yaşadığım rahatlamayı kelimelerle anlatmamın imkanı yok. Bugün itibariyle tam 3 aydır Jenna ile birlikte yaşıyorduk ve neredeyse son 2 aydır bu rüyayı görüyordum. Jenna’dan ayrı yaşamak zorunda kalmaktan o kadar çok korkuyordum ki, onu gördüğüm andan bu yana hiç yanından ayrılmamıştım. O günden beri evden hiç çıkmamıştım, onu dışarıdaki tehlikeli dünyayla 5 dakikalığına bile olsa paylaşmak istemiyordum.
Birbirimizi çok seviyorduk. Beni daha önce hiç kimsenin hissettirmediği şekilde hissettiriyor, her geçen gün vazgeçilmez kelimesini tekrar tanımlıyordu. Bunca yıldır onsuz nasıl yaşamış olduğumu anlamıyordum. Onsuz yaşadığım zamana yaşamak demeye bile dilim varmıyordu.
Telefonum çalmaya başladı. Arayan Jeff’ti:

- Evet?
- Abi şu borç aldığım adamları hatırlıyor musun?
- Şu kendilerini mafya sanan adamlar mı?
- Evet onlar. Şu an kapımın önündeler ve onlara hemen 5 bin dolar ödemezsem beni öldüreceklerini söylüyorlar.
- Benden ne yapmamı istiyorsun?
- Abi sende para olduğunu biliyorum, 15 dakikanı ayırıp buraya gelebilirsen hayatımı kurtaracaksın.

Para sorun değildi, sorun Jenna’sız geçecek 15 dakikaydı. Onu yanımda da götüremezdim, hele ki bir mafyanın yanına asla.

- Abi Jenna’yı evde tek başına bırakamam, biliyorsun.
- Abi öldürecekler diyorum!
- Kusura bakma Jeff, kendine dikkat et.

Telefonu kapattım ve uyumaya devam ettim.
2 saat sonra kapı çaldı. Zar zor yataktan kalktıktan sonra kapıyı açtım. Gelen Jeff’in teyzesiydi. Jeff ölmüştü. Kadının ağlamaktan şişmiş gözleri, beni adeta delip geçiyordu. Ne yaptığımı, Jeff’e yardım etmediğimi biliyordu. Jeff ölmüştü, en yakın arkadaşım ölmüştü. Olayın ciddiyetini yeni yeni kavramaya başlamıştım. Kadın birden göğsümü yumruklamaya başladı.

- Jeff senin yüzünden öldü, lanet olsun! Lanet, lanet, lanet!

Hiç birşey yapmadım. Kadın ağlıyordu. Ben de. Nasıl bu kadar aptal olabilirdim? En yakın arkadaşımı ben öldürmüştüm. Beni Jenna ile tanıştıran adamı, hayatımı değiştiren adamı öldürmüştüm. Dizlerimin bağları çözülüyordu. Yere oturdum ve daha önce hiç ağlamadığım şekilde ağlamaya başladım. Benim sorunum neydi? 3 aydır evden dışarı çıkmamıştım, insanlarla sadece evime gelirlerse görüşüyordum. Okulu bırakmıştım. Jenna gözümü kör etmişti. Adeta bir ilüzyon gibiydi, geçen 3 ayda ne kadar mutlu olduğumu düşündüysem, aslında o kadar mutsuzdum. Onunla birlikte olmaya devam edersem başta kendim olmak üzere kim bilir daha kaç kişi zarar görecekti. Aptal! Jenna’yla ilişkimi kesmeye karar verdim. Jeff’in teyzesinin yumruklarından kurtulup koşa koşa yatak odasına gittim. Bir elimle Jenna’yı tutup diğer elimle camı açtım, doğru şeyi yapıyordum, gözlerimi kapatıp onu dışarı fırlatıp camı arkasından kapattım. Artık Jenna yoktu, artık Tenga 3D - Spiral yoktu...



dafuq
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

SpiderS_DangeR said:

evet çok boş zamanım var

Bölüm 1
Saf Güzellik

Herşey 3 sene önce başladı. Sıradan bir Eylül sabahıydı. 7. kez ertelediğim alarm deli gibi çalarken, kendi kendime okula gitmemek için bahaneler uydurmaya çalışıyor, Engineering Ethics dersinin o kadar da önemli bir ders olmadığına kendimi ikna ediyordum. Artık refleks haline gelmiş bu alışkanlık devamsızlık nedeniyle kalıp alttan aldığım derslere her geçen dönem yenilerini ekliyordu. Bu sabah son olacaktı, yarından itibaren bu alışkanlığı bırakıp bütün derslerime girmeye başlayacaktım. Bu alışkanlık yüzünden okulum uzamıştı ve uzayan her dönem aileme binlerce dolara mal oluyordu. Artık buna bir son vermenin zamanı gelmişti. Kendimi kandırıyordum. Yarın yine alarmı 10 kere erteledikten sonra o sabahki dersin önemli olmadığına kendimi ikna edip alarmı kapatacak ve hayatta en iyi yaptığım şeyi yapmaya devam edecektim. O an çalmaya başlatan telefon, alarmın o iğrenç sesine eklenince daha fazla yatakta kalamadım. Arayan Jeff’ti.

- Efendim?
- Nerdesin oğlum?
- Evdeyim abi noldu?
- Lan vize var ne evi!
- Hassiktir bugün müydü o?
- Çabuk gel.

Jeff okulda kendime en yakın hissettiğim insanlardan biriydi. Daha 10 yaşındayken babasını bir trafik kazasında kaybetmiş, annesinin sonradan evlendiği o işe yaramaz herife yumruk attığı için annesi onu evden atmıştı. O zamandan beri teyzesinde kalıyordu.

- Tamam geliyorum.

Kafamı hızlıca soğuk suyun altına soktuktan sonra biraz kendime gelebilmiştim. 5 dakika sonra vize başlayacaktı ve vizeye girebilmek için en geç 25 dakika içinde okulda olmam gerekiyordu. Hızlıca giyindikten motorsikletime atlayıp okula doğru yola çıktım.
Motorsikletimi çok seviyordum. 4 yaz boyunca Subway’de çalışarak kazandığım parayla almıştım. Ailemin maddi durumu iyi olmasına rağmen bana motorsiklet almayı reddetmişlerdi. Üstünde kendimi öldüreceğimden korkuyorlardı. Haklıydılar.
Vize bittikten sonra kapının önünde Jeff’i beni beklerken buldum:

- Nasıl geçti?
- Bok gibi, senin?
- Aynen. Bize gidelim mi, kafa dağıtırız.
- Olur.

Jeff’in teyzesinin mütevazi bir evi vardı. Küçük bir salon, salonun uzak köşesinde bir mutfak, küçük bir tuvalet, 1 yatak odası ve Jeff’in odası. Fakat ev ilginç bir şekilde insana huzur veriyordu. Buraya her geldiğimde bütün dertlerimi unutuyordum.

Jeff odasının kapısı açarken bana doğru döndü:
- Sana bir sürprizim var, seni birisiyle tanıştırmak istiyorum.
- Kim?
- Yeni arkadaşım Jenna.
Ve kapıyı açtı.

İlk başta ne gördüğüme anlam veremedim, hayatımda ilk defa bu kadar güzel birşey görüyordum. Saf güzellik. Odanın tam ortasında bir güneş gibi duruyor, sanki evin dışını, hatta geri kalan bütün dünyayı o aydınlatıyordu. Gözlerimi ondan ayıramıyordum. İnsanların hep bahsettiği o meşhur kelebekler sanki dışarı çıkmak için can atıyormuş gibi karnımda ordan oraya çılgınca uçuşuyorlardı. Sadece orada durarak, ilk görüşte aşka inanmayan birisi olan bana, insanların bazen ne kadar yanlış düşünebileceğini öğretiyordu.

- Selam, Jenna.

Bölüm 2:
Kaçınılmaz Son


Sabahın 3’ünde Jenna ile eve doğru yürüyorduk, daha doğrusu yürümeye çalışıyorduk. İçkiyi biraz fazla kaçırmıştık. İdrar torbamdaki basınç dayanılmaz bir seviyeye gelmişti.

- Hayatım kusura bakma ama bunu yapmak zorundayım.
- İğğğğreeeeeeeenç!

Olağanüstü bir rahatlama.
Paçalarıma sıçratmamak için olabildiğince uzağa işemeye çalışıyordum. Jenna beni beklerken yolun ortasında bir şarkı söylemeye çalışıyordu. Aslında benden az içmişti ama benden daha sarhoştu. Kadınlar.
Bir anda uzaktan gelen bir korna sesi duydum. Arkamı döndüğümde kornanın aslında sandığım kadar uzak olmadığını anladım. Kocaman bir tır Jenna’nın üstüne doğru gereğinden hızlı bir şekilde ilerliyordu. Jenna, tırın farları bütün vücudunu aydınlatırken kaskatı kesilmişti. Acı bir fren sesi. Çaresizlik.

Uyandım.
Jenna yatağın karşısındaki sandalyede oturmuş bana bakıyordu. O an yaşadığım rahatlamayı kelimelerle anlatmamın imkanı yok. Bugün itibariyle tam 3 aydır Jenna ile birlikte yaşıyorduk ve neredeyse son 2 aydır bu rüyayı görüyordum. Jenna’dan ayrı yaşamak zorunda kalmaktan o kadar çok korkuyordum ki, onu gördüğüm andan bu yana hiç yanından ayrılmamıştım. O günden beri evden hiç çıkmamıştım, onu dışarıdaki tehlikeli dünyayla 5 dakikalığına bile olsa paylaşmak istemiyordum.
Birbirimizi çok seviyorduk. Beni daha önce hiç kimsenin hissettirmediği şekilde hissettiriyor, her geçen gün vazgeçilmez kelimesini tekrar tanımlıyordu. Bunca yıldır onsuz nasıl yaşamış olduğumu anlamıyordum. Onsuz yaşadığım zamana yaşamak demeye bile dilim varmıyordu.
Telefonum çalmaya başladı. Arayan Jeff’ti:

- Evet?
- Abi şu borç aldığım adamları hatırlıyor musun?
- Şu kendilerini mafya sanan adamlar mı?
- Evet onlar. Şu an kapımın önündeler ve onlara hemen 5 bin dolar ödemezsem beni öldüreceklerini söylüyorlar.
- Benden ne yapmamı istiyorsun?
- Abi sende para olduğunu biliyorum, 15 dakikanı ayırıp buraya gelebilirsen hayatımı kurtaracaksın.

Para sorun değildi, sorun Jenna’sız geçecek 15 dakikaydı. Onu yanımda da götüremezdim, hele ki bir mafyanın yanına asla.

- Abi Jenna’yı evde tek başına bırakamam, biliyorsun.
- Abi öldürecekler diyorum!
- Kusura bakma Jeff, kendine dikkat et.

Telefonu kapattım ve uyumaya devam ettim.
2 saat sonra kapı çaldı. Zar zor yataktan kalktıktan sonra kapıyı açtım. Gelen Jeff’in teyzesiydi. Jeff ölmüştü. Kadının ağlamaktan şişmiş gözleri, beni adeta delip geçiyordu. Ne yaptığımı, Jeff’e yardım etmediğimi biliyordu. Jeff ölmüştü, en yakın arkadaşım ölmüştü. Olayın ciddiyetini yeni yeni kavramaya başlamıştım. Kadın birden göğsümü yumruklamaya başladı.

- Jeff senin yüzünden öldü, lanet olsun! Lanet, lanet, lanet!

Hiç birşey yapmadım. Kadın ağlıyordu. Ben de. Nasıl bu kadar aptal olabilirdim? En yakın arkadaşımı ben öldürmüştüm. Beni Jenna ile tanıştıran adamı, hayatımı değiştiren adamı öldürmüştüm. Dizlerimin bağları çözülüyordu. Yere oturdum ve daha önce hiç ağlamadığım şekilde ağlamaya başladım. Benim sorunum neydi? 3 aydır evden dışarı çıkmamıştım, insanlarla sadece evime gelirlerse görüşüyordum. Okulu bırakmıştım. Jenna gözümü kör etmişti. Adeta bir ilüzyon gibiydi, geçen 3 ayda ne kadar mutlu olduğumu düşündüysem, aslında o kadar mutsuzdum. Onunla birlikte olmaya devam edersem başta kendim olmak üzere kim bilir daha kaç kişi zarar görecekti. Aptal! Jenna’yla ilişkimi kesmeye karar verdim. Jeff’in teyzesinin yumruklarından kurtulup koşa koşa yatak odasına gittim. Bir elimle Jenna’yı tutup diğer elimle camı açtım, doğru şeyi yapıyordum, gözlerimi kapatıp onu dışarı fırlatıp camı arkasından kapattım. Artık Jenna yoktu, artık Tenga 3D - Spiral yoktu...



helal team
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
7. kez ertelediğim alarm deli gibi çalarken, kendi kendime okula gitmemek için bahaneler uydurmaya çalışıyor, Engineering Ethics dersinin o kadar da önemli bir ders olmadığına kendimi ikna ediyordum



said:
- Evet?
- Abi şu borç aldığım adamları hatırlıyor musun?
- Şu kendilerini mafya sanan adamlar mı?
- Evet onlar. Şu an kapımın önündeler ve onlara hemen 5 bin dolar ödemezsem beni öldüreceklerini söylüyorlar.
- Benden ne yapmamı istiyorsun?
- Abi sende para olduğunu biliyorum, 15 dakikanı ayırıp buraya gelebilirsen hayatımı kurtaracaksın.

Para sorun değildi, sorun Jenna’sız geçecek 15 dakikaydı. Onu yanımda da götüremezdim, hele ki bir mafyanın yanına asla.

- Abi Jenna’yı evde tek başına bırakamam, biliyorsun.
- Abi öldürecekler diyorum!
- Kusura bakma Jeff, kendine dikkat et.


Mühendisten arkadaş olmaz aga..


---

said:
Kafamı hızlıca soğuk suyun altına soktuktan sonra biraz kendime gelebilmiştim. 5 dakika sonra vize başlayacaktı ve vizeye girebilmek için en geç 25 dakika içinde okulda olmam gerekiyordu. Hızlıca giyindikten motorsikletime atlayıp okula doğru yola çıktım.


gg sinüzit..
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...