Pirvan Mesaj tarihi: Mayıs 1, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 1, 2012 ahahahah Güzelmiş zaytung heberi Şöyle birşey okudum güzel ifade etmiş yazar: http://www.birgun.net/actuels_index.php?news_code=1335893829&year=2012&month=05&day=01 Onun dışında, Hiçbi akla sürülecek tarafı olmamasına rağmen belki islami tabanı böler diyerek kızmıyorum bu arkadaşlara. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Vidar Mesaj tarihi: Mayıs 1, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 1, 2012 inşallah maşallah Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Laurelin Mesaj tarihi: Mayıs 1, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 1, 2012 Ardeth said: eskiden insanlar matematiğini de yapıyomuş, rakamlara da dua ediyormuş bakın said: A prayer of the Pythagoreans shows the importance of the Tetractys (sometimes called the "Mystic Tetrad"), as the prayer was addressed to it. "Bless us, divine number, thou who generated gods and men! O holy, holy Tetractys, thou that containest the root and source of the eternally flowing creation! For the divine number begins with the profound, pure unity until it comes to the holy four; then it begets the mother of all, the all-comprising, all-bounding, the first-born, the never-swerving, the never-tiring holy ten, the keyholder of all".[2] As a portion of the secret religion, initiates were required to swear a secret oath by the Tetractys. They then served as novices for a period of silence lasting three years.[citation needed] The Pythagorean oath also mentioned the Tetractys: "By that pure, holy, four lettered name on high, nature's eternal fountain and supply, the parent of all souls that living be, by him, with faith find oath, I swear to thee." pisagor okulu kendisinden oncekilerden aldigi ogretiyi aynen tasimistir, bosuna ucgen ile kafayi bozmamislar http://27.media.tumblr.com/tumblr_m1r3faOpcg1qa9armo1_500.jpg uc sayisi tanrinin uc farkli yonunu sembolize ettiginden kutsaldir ki bu uclemeler gerek cokdinli toplumlarda gerek semavi dinlerdede bir sekilde yerini bulmustur tek kaynaktan cikma olduklari icin dunyadaki asagi yukari butun dinlerin kokeni aynidir, pek inanilasi gelmiyor basta ki uzun sure bende reddettim ancak cok detayli arastirmalar ile resmen kafama kakildi bu gercek. semavi dinlere inancimi yitirmemin bir numarali faktorude bu bilgi olmustur zaten isin daha enteresani saygi duydugum aydinlanma ustadlarinin cogununda dini inancini arastirdigimda ezoterik ogretiey gittim ki carl jungin cok buyuk tesiri olmsutur bunda, bilimin koyu materyalizme kaymasi cok yeni bir olay zaten newton gibi insanlik tarihinin en zeki adamalrindan birinin bile bilimle ilgili yaptigi kendi calismalarina zerre onem vermeyip kafayi simya ile bozmasina bend ebasta sasirmisim, newtonin simya notlarini arastirdigimda bunun son sahibinin keynes olmasida ayri bir dumur etmisti tarih cok onemli, birseylerin ucunu cekistirince gidilen kaynak bugunu anlamada cok yardimci oluyor Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Ardeth Mesaj tarihi: Mayıs 1, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 1, 2012 ben şahsen memnunum bilimin materyalist halinden. o ne lan öyle lordlu kılıçlı bilim mi olur Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
emanet Mesaj tarihi: Mayıs 1, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 1, 2012 o bilim değişmedikçe tıkanmaya mahkum ama işte sorun orda. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Ardeth Mesaj tarihi: Mayıs 1, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 1, 2012 hangi bilim? materyalist bilim mi? bence şuan gayet iyi gidiyo, şahsen evrende açılanabilecek materyel olayların da sonunu görür mü insanlık onu da bilmiyorum heheh bilim yer yer öyle ilerler (her zaman demek istemesem de), sahip olduğun bakış açısının uygulanabilirlik kümesini mümkün olduğunca genişletirsin. genişletemediğin bölgeler ortaya çıkınca bu bulduklarını tamam bunlar güzel, bu bölgelerde çalışmak için kalsınlar bi kenarda şimdi yeni bir bakış açısı ile bu yeni alanlara gireyim diye girerler. o yüzden sorun yok bence şu çağ için materyalist bilime. modern fiziğin matematik ile beraber gelişmesiyle materyalist olarak açılanabilecek şeylerin sayısı acayip sayıda arttı. newtondan önce ve newton döneminde materyalist takılsan baya sıkılırdın zaten o yüzden egzentirik olmak normal hehe. hele antik yunan huu. her şeyin yapı taşı atom denen maddedir diye materyalist güzel güzel başlasan bile elinde hiç bir veri olmadığı için bir süre sonra egzentirikleşmen gerekiyor zaten yapacak bişey yok. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Ardeth Mesaj tarihi: Mayıs 1, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 1, 2012 ya da adam rakamın kökünü alamayınca başlıyor ayin yapmaya doğal olarak sdf buarada egzentirik bilim de aslında dünyanın gelişimini baya yavaşlatmıştır bkz: senelerce aristo mekaniğine inanan dünya halkı. newton falan içinde bulunduğu çağ yüzünden egzentirik olmuş olabilir ama materyalist bir bilim adamı olsaydı daha mı iyi olurdu daha mı kötü onu bilemeyiz. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Saykoleo Mesaj tarihi: Mayıs 1, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 1, 2012 Nesi tıkanmış bilimin anlamadım ki. Matematikten rapor vermek gerekirse, vallahi matematikte elini sallasan kanıtlanmamış(doğruluğu da, yanlışlığı da) teoreme çarpıyorsun, neredeyse. Modern matematiğin çok soğuk ve inanılmaz/rezil derecede soyut bir hal aldığı kesin bazı dallarda, ama tıkandığı yok daha. Çözüm bekleyen bir sürü problem var. Ve insanlar bunlar üzerinde çalışıyorlar ve çözüyorlar. Ha, o teoremlerin %99'u insanların işine yaramaz şu an muhtemelen, ama kime ne? Zamanının en işe yaramaz dalı "Cebirsel Sayı Kuramı" kriptografinin kalbini oluşturduktan sonra, "İnsan işine yaramayan bilim gereksiz ve çok saçma." lafının modası geçti. İşinize yarasın veya yaramasın bilim ilerliyor, tıkandığını söyleyemem. Ha, tabi Galois'nın, Grothendieck'in, Poincaré'nin, Hilbert'in veya Gauss'un yaptırdığı gibi inanılmaz bir atılım var mı bilmiyorum herhangi bir dalda. Ama her dal ilerlemeye devam ediyor, bir şekilde. Diğer bilimleri bilemeyeceğim. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Laurelin Mesaj tarihi: Mayıs 1, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 1, 2012 bilimin tikanikligi kitlelere inememe ve cok elitist durma konusunda zaten, neil tyson abimizin bu konuda cok guzel bir konusmasi vardi, bilimin itici gucunun egzantrik seylerde olsa hayalgucunden kaynaklandigini soyliyordu bilimin kitlelere daha cok nufuz etmesi lazim, salt rasyonel materyalizme sarilarak olucak is degil buda, cikip soytarilik yapsinlar demiyorum ancak bilim adamlarinin kendilerini bu kadar ciddi almalari ve bunun sonucunda bilimsel dogmalar yaratmalarindan cikan bir tikaniklik var bilimadamlari dini dogmalastirarak en buyuk zarari veriyorlar aslinda egzantrik isleri gecelim, ezoterizmin bilimle uyumlu olmasinin tek sebebi var, oda tanri inancini kisiye indirgemesi, kendini yaymak istememesi ve en onemlisi bilimsel methodu benimsemesidir cok basite indirgersek tanri insanin anliyamiyacagi bir varliktir, yaritilan her sekilde yaraticinin parcasidir, onemli olan sey iyi insan olmaktir aydinlanma caginin ruhuda budur zaten, ataturkunde ezoterik ogretiyi benimsemis biri oldugunu biliyoruz misal "ben dogma birakmiyorum, rehberiniz ilim ve bilim olsun" lafi ile "akla mantiga uygun hersey dinede uygundur" gibi cok kilit yorumlari var ole komplocularin dusundugu gibi seytan filan cagirmiyorlar, buyu yapmiyorlar yani ki simya modern bilimin kokenidir zaten asdf bilimde cok fazla sorun var, en basiti herseyi aciklamak icin kullanilan matematik sorunlarla dolu, paradoxlar ile sifir sayisi bastan zaten bitiriyor orayi, bir catlagi siviyorlar obur taraftan patliyor Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Ardeth Mesaj tarihi: Mayıs 1, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 1, 2012 Matematik sorunlarla mı dolu? neden konuştuğunuzdan emin misiniz :p gödel'in incompleteness theoremini alıp matematik sorunlarla dolu diye yorumlamak için baya iyi bir matematikçi olmanızı beklerim çünkü bugün bir fizikçinin kullanabileceği seviye ve derinlikte matematik yeterince tutarlı ve işe yarar. Matematiğin temelinde genelde mantık yasaları yatar. Bu mantık yasalarından memnun olmayıp yeni şeyler yaratanlar var mesela "law of excluded middle" konseptini çıkarıp analiz gibi alanları tekrar yorumlayan insanlar oldu. Ama matematik sorunlarla dolu demek her baba yiğidin harcı değil heh. Bir de teknoloji ile bilimi karıştırmayın. Modern fiziğin artık çalıştığı alanlar insanın kafa yapısı, doğası ve düşünme biçiminden çok uzak fenomenler. Matematik insan kafasının doğal bir biçimde alamadığı bu konseptleri tutarlı bir biçimde ifade etmek için yeterli. Öyle Jules Verne olmasaydı uzay mekiği yapılmazdı falan gibi durumlar kuantum alan teorisi gibi insan mantığı ve düşünce biçiminden uzak alanlarda geçerli değil. Simya ise modern kimyanın doğuşu, herhangi bir bilimsel alanın doğuşusunda olduğu gibi egzantirikliğe açık olabilir çok sorun değil. Newton atom nedir, elektron nedir bilmeden simyayı egzantrik yapmayacaktı da nasıl yapacaktı allasen? Elimizde fizikte kimyada egzantirik olmamızı gerektirmeyecek kadar çok alet edavat var artık, egzantrikliğe dönüş bir downgrade olur insanlık için heh. Ha isteyen egzantrik bir halde bilimin yapsın ama rasyonal bilimin hızına yetişmesi biraz zor. Teorik fizikte zorlaşan bir şey varsa o da problem çözüldükçe bir sonraki problemin daha zor matematik gerektirmesi. Newton döneminde olan şeyler bu dönemde de yaşanıyor. Mesela dünya "sonsuz boyutlu calculus"u en başarılı bir şekilde formüle edecek ya da quantum gravity gibi alanlarda kullanılabilecek başarılı bir "discrete calculus"u (calculus dediğim aslında diferansiyel geometri de neyse) bekliyor. Nasıl ki newton zamanında, zamanın matematiği ile bazı fiziksel sorulara cevap vermek çok kafa karıştırıcıydıysa ve newton bunları daha kolay bir şekilde cevaplayacak bir formalizm ile geldiyse, aynısının bu çağda da olması bekleniyor çeşitli alanlar için. Ek not olarak, öyle gödel's incompleteness theoreme bakıp da matematik tutarsız o yüzden matematikle bilim yapılmaz falan derseniz Quantum Aşkı kitabından farkınız kalmaz aman ciddi ortamlarda yapmayın bunu sdf. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Ardeth Mesaj tarihi: Mayıs 1, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 1, 2012 Ek olarak deneyci adamın egzantrikliği savunması doğal heheh teorik bir bilimi egzantrik yapmaya çalışırsan aristo'nun mekaniği çıkar anca. Ama teorik bilimin sınırlarının bittiği noktada deneyci insanın hayal gücü ve yaratıcılıkla yeni fenomenler bulabilecek yönlere doğru bakması lazım. Ama bu artık halk tipi yaratıcılıkla olmaz eskisine nazaran problemler hem çok daha zor hem de problemleri anlamak için gereken birikim çok fazla. bu gereken birikim ne kadar fazla olursa, o problemi "communicate" etmek o kadar zor olur. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
emanet Mesaj tarihi: Mayıs 1, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 1, 2012 abi esoteric öğretiler de diyor ki evren materyal bakış açısıyla sınırlandırabileceğin birşey değil, hiçbir zaman tam resmi göremezsin bir gözün kapalı. olay bundan ibaret tamamen. ortada downgrade falan yok, merge var. evreni anlamaya çalışırken daha çok faculty'ni kullanacaksın yani. materyalist bakış açısını absolute kabul etmek (her ne kadar şimdi sana ters gelecek olsa da) aslında bir dogma. dogmaların olduğu yerde progression bir yerde tıkanmaya mecburdur. diye düşünüyorum. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Redeagle Mesaj tarihi: Mayıs 1, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 1, 2012 Paradoks dediğin şey bilime özgü değil ki? Felsefe akımlarında da üzerinde çalışılan şeyler. Bunların bilimi kitlediğini düşünmüyorum şahsen. İnsanlar her problem üzerlerinde çalışıyordur sonuçta. Birde bence çok soyut gitme durumu teknolojiyle alakalı biraz. İlk zamanlarda bilim adamları aynı zamanda felsefeci/din adamı vs.ydi. Ortada üzerinde çalışılacak pek bir veri olmayınca haliyle işin felsefesine girip mantık yürütme metodunu uyguluyorlardı ehehe. Teorik fizik konuları ağır matematik isteyen konular evet. Ama bunların bilim için herhangi bir sorun teşkil ettiğini düşünmüyorum. Çok ağır matematikle çalışılmayan pratik dalları da var bilimin. Benim hastanede çalıştığım bölümde uygulanan tedavi metodları 5 senede bir güncelleniyor. Aletler sürekli güncellenen teknolojiyi kullanıyor. Yani tamam kimse çıkıp yer çekimi icat etmiyor olabilir fakat bu tip metod ve teknoloji geliştirme çabası sürekli olarak bilim adamlarının, mühendislerin çabasıyla elde ettiğimiz şeyler. Gelişen teknolojiyle bizde fizikçiler olarak daha çok kişiye daha kapsamlı hizmet verebiliyoruz. Bunu yaparken de ciddi bir veri akışı işlememiz gerekiyor. Yani bu işlerde cidden devrimsel atılımlar yapmadan gelişim sağlayabiliyoruz demek istiyorum. Biri çıksa ve bizim tedavi için kullandığımız sistemleri çöpe atacak kadar iyi ve devrimsel bir görüş öne sürse iyi olur tabi fakat bu olayın olmaması bizim gelişme sağladığımız gerçeğini değiştirmiyor. Bilim sorunsuz çalışıyor bu alanda. Bunun yanında gerçekten soyut davranmayan bilimi felsefi görüşleriyle ileri götürmeye çalışan insanlar da yok değil yani. Bugün sicim tarzı teoriler konuşuluyor, karbon tabanlı olmayan canlı bulunmasının olası sonuçları tartışılıyor. Mühendisliğe kaymayan alanlarda ciddi olarak kafa patlatılabilecek felsefi ve sosyal sonuçlara ulaşmak mümkün. Çok klasik bir örnek olarak parçacık/dalga ikilemi vs. gibi sorunlar ciddi anlamda bilimsel çalışma ürünü olduğu kadar üzerinde çok ağır kafa patlatılması gerekecek felsefi sonuçlarda doğuran konularımız var. Hani bilimi tek bir şey gibi düşünmek yanlış. Çok kapsamlı bir konu ve tek bir akımla açıklanamayacak kadar çok teoriği ve uygulaması var. Ben açıkçası bilimin ve matematiğin bir sıkıntıya girdiğini düşünmüyorum. edit: Bunların yanında bilim adamlarının "kalp gözümüzle düşünelim beyler" diyerek şu andan daha iyi bir konuma geleceklerine hiç ihtimal vermiyorum. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Ardeth Mesaj tarihi: Mayıs 1, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 1, 2012 Tam olarak komünike edemdim kendimi sdf Materyalist bakış açısını yapılacak her tür araştırma ve her araştırma alanı için mutlak görmek gibi bir durum söz konusu değil. Mesela benim de renklerin aslında nasıl varlıklar olduğuna dair yaptığım tartışmalara bakarsanız orda gayet egzantirik takılıyorum. Çünkü bugüne kadar oluşturulan fizik ve matematik yapıları onu açıklamaya uygun değil. Sadece rengin aklımızda canlanması için gerekenleri açıklayabilir, molekülüne kadar. Ama gördüğümüz o şeyin ne olduğunu açıklamaz. Bunu açıklamaya çalışan ben de gayet insan mantığının algılayamadığı başka bir dünya olma olasılığını düşünür ve renklerin oralara kurulan köprüler olup olamayacağını düşünürüm falan. Gayet egzentiriktir bu. Ama modern bilimin incelediği şeyler bunlar değil. Modern bilimin şuanki çalışma alanı rasyonel bir biçimde açıklanabilecek doğa olaylarının tutarlılık ile açıklanmasıdır. Burda egzantrik fikirleri ne kadar tutarlı yapmaya çalışırsan çalış, metodolojik bilim ve matematik kadar tutarlı olması mümkün değil. Ben matematiksel fizik çalışıyorsam mesela açıklayamadığım veya çözemediğim bir problem varsa, hiç bir iyi nedenim yokken birden tutup işin içine egzantrik fikirler sokup tutarlı bir sonuç elde etmem baya zor. Örnek olarak mekaniği alabilirsiniz. Newtondan önce büyük ölçüde egzantrik öğretiler geçerlirdi mekanik için. Newton çıkıp da bunu matematiksel olarak formüle ettiği zaman egzantrik öğretilerin lafı edilmez oldu. Ondan sonra istatistiksel mekanik gibi çok daha karmaşık sistemlerin mekaniği sorunuyla yüzleşti insanlar. Boltzmann burda çıkıp baya sağlam hayal gücü ile atom vari şeylerin (daha ozamanlar kesin olmayan bir konsept) ortalama hızları gibi konseptlerle hesap yapma fikrini ortaya attı. Bu fikir bugün sadece fizik değil bir çok matematiksel dalın atası. Ama bu noktadan sonra istatistiksel fiziğin gelişimi tamamen rasyonel ve metodolojik. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Ardeth Mesaj tarihi: Mayıs 1, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 1, 2012 Ha bence bilimin daha önemli bir sorunu çok fazla birikim olduğu için insanlar bir teorinin nerden çıktığını ve nasıl fikirlerle ortaya çıktığını bilmiyor. Önlerine koyulan teori acayip rafine edilmiş bir biçimde geliyor. Bu durumda bu teoriyi kabul etmekten başka bir şansı kalmıyor ve bir sorunla karşılaştığı zaman bunun teorinin temellerinde yatan bişey olup olmadığını anlaması daha zor oluyor. Yutulması gereken o kadar fazla lokma var ki, hepsini çiğnemen mümkün değil o yüzden büyük bir kısmı önüne çiğnenmiş olarak geliyor, önüne gelen lokma da büyük bir karmaşa heheh onu oluşturan parçaları algılaman çok zor. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
emanet Mesaj tarihi: Mayıs 1, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 1, 2012 evet her alanda yeterli değil ama o alanları da öğrenmemiz lazım. lineer olarak bakmak pek doğru değil gelişime bence. önce materyal kısmı bitirelim sonra diğer alanlara kayarız gibi bi bakış açısı pek mantıklı gelmiyor bana, sonuçta herşey bağlı birbirine ve bir unified teoriye ulaşmak isteniyor. bilim adamlarının ıslak fantazisi bu değil miydi? aynen conventional anlamda kanıtlamak deney yapmak çoğu zaman mümkün değil iş diğer tarafa kaydığı zaman. genellikle hard proof yok çünkü, tecrübe subjektif olduğu için de olamaz. bir şekilde birleştirilebilir ama, bunu becerebilen de tarihte hall of fame'e tepeden girer zaten. ben cern'den ümitliyim ama. http://images.iop.org/objects/ccr/cern/44/6/20/cernpeo9_7-04.jpg adamlar shiva heykeli koymuşlar, aka destroyer of worlds. mitolojide eski dünyayı(çağ) yıkıp yenisini kuruyor cycle halinde. mevcut anlayışı tamamen değiştireceklerini iddia ediyor adamlar. yeni matematik sisteminin gerekeceğinden falan bahsediyorlardı pek takip edemedim sen daha iyi bilirsin. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Ardeth Mesaj tarihi: Mayıs 1, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 1, 2012 unified teori şuan var olan materyalist bir takım teorilerin birleştirilmesi. bu da büyük olaslıkla eğer mümkünse, bazı matematiksel teorilerin geliştirilmesine bakıyor (quantum gravity vs yapmak için en doğru matematiksel sistem mesela). olay yer çekimi ile ruhlar, duygular ve renkler dünyasını açıklayalım gibi bişey değil yani heh var olan ve gayet rasyonel temelleri olan bazı fiziksel teorileri birleştirip tek teori haline getirmek. ıslak fantazi bu. yeni matematik sistemi kurmak oldukça rasyonel bir davranış buarada, hatta matematik yapmaktan farkı yok. tahminen bugün ki matematiksel teorilerin dayandığı mantıksal bazı temellerin değiştirilmesi yani. CERNdeki amcalar da rasyonal bilimin getirdiği bütün imkanları kullanarak yapıyor bu deneyleri yani. Rasyonel bilimin öncüleri onlar. Rasyonellik ancak modern fiziğin açıklayamayacağı birşey buldukları an çökebilir. Ama bunu bulmak için rasyonel bilimin sunduğu olanakları kullanıyor olmaları yeterli açıklamayı yapıyor sanırım hehe. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
emanet Mesaj tarihi: Mayıs 1, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 1, 2012 Ardeth said: Ha bence bilimin daha önemli bir sorunu çok fazla birikim olduğu için insanlar bir teorinin nerden çıktığını ve çıkış fikirlerini bilmiyorum. Önlerine koyulan teori acayip rafine edilmiş bir biçimde geliyor. Bu durumda bu teoriyi kabul etmekten başka bir şansı kalmıyor ve bir sorunla karşılaştığı zaman bunun teorinin temellerinde yatan bişey olup olmadığını anlaması daha zor oluyor. Yutulması gereken o kadar fazla lokma var ki, hepsini çiğnemen mümkün değil o yüzden büyük bir kısmı önüne çiğnenmiş olarak geliyor, önüne gelen lokma da büyük bir karmaşa heheh onu oluşturan parçaları algılaman çok zor. sen çılgın saçlı psikopat bilim adamı olup herşeye sıfırdan başlasana :) bildiğin öğrendiğin herşeyi sil beyninden, en basit şeyi bile kendin onaylamadan (deneysel/matematiksel olarak) kabul etme. sıfırdan sistem yarat birikimle paralel ilerleyerek. veya ne bileyim einstein gibi zihinsel özelliklerini kullan, zihninde deney yap falan. bilim adamlığıyla norm dışı yöntemleri başarılı bir şekilde birleştirebilirsen çok acaip olur valla Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Saykoleo Mesaj tarihi: Mayıs 1, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 1, 2012 Tutarsız falan dediğim yok ula matematiğe. Matematik yapan insanların çoğu da tutarsız olduğuna inanmaz matematiğin, yoksa matematik yapmazlar. Gödel'in 2 ana teoreminden biri der ki, elementer aritmetik içeren aksiyom sistemlerinin tutarlı olduğu kanıtlanamaz. Yani tutarsız demez, tutarsız olma ihtimali vardır der. Kimse Gödel'in teoremlerinden çıkıp matematiğe tutarsız diyemez yani, dahasına ihtiyacı var :). Benim dediğim şey, oldukça fazla açık problem olduğu. Yani birçok şeyi daha bilmediğimizi, çalışacak çok alan olduğunu ve insanların buralarda çalışıp ilerleme kaydettiğini söylüyordum orada. Hiç kötü birşey değil. Sadece sorulan çok fazla soru var demek bu, ve cevabı aranan. Tutarsız olmakla yakından uzaktan alakası yok. Kısacası matematik tutarsız demiyorum. Yapacak çok şey var diyorum. Diğer yandan halkın işine yaraması gerektiğini düşünmüyorum ben. Tamamen merak yüzünden yapılmalı bence. Ayrıca sen istemesen de insanların işine yarar bazen bilim. Hilbert'in bir problemini çözmeye çalışan Alan Turing bilgisayarın atası olan Turing makinasını(imperative programming bunun devamından çıkar), yine aynı problemi çözmeye çalışan Alonso Church'se lambda calculus'ü(functional programming bundan) bulmuşlardır mesela. Ki imperative ve functional programlama şu an da kullanılan 2 ana dal gibidir diyeyim ben size. Imperative programlama = C, functional programlama = LISP işte. Öh, çok şey yazmışsınız araya lan. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Ardeth Mesaj tarihi: Mayıs 1, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 1, 2012 yılların testine dayanmış teorileri baştan yazmaya çalışmanın pek manası yok. ama çoğu teorinin tıkandığı yerler oluyor. orda sorunu anlayabilmek için teorinin temellerini iyi bilmek yeterli. Ama bugün bir termodinamik dersinde öğrencilerin önüne fırlatıyorlar garip garip manasız yasaları (aynınen quantumda olduğu gibi) öğrenciler de ancak o yasaları ezberleyip var olan durumlara nasıl uygulayacaklarını anlıyorlar. O yasaların gerdiği uzayın dışına çıkmaları daha zor oluyor. Bence bilimde asıl yaratıcılığı baltalayan bu, egzentirikliğin gitmesi değil sdf Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Ardeth Mesaj tarihi: Mayıs 1, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 1, 2012 sana demedim onu viktora dedim Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
emanet Mesaj tarihi: Mayıs 1, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 1, 2012 Ardeth said: olay yer çekimi ile ruhlar, duygular ve renkler dünyasını açıklayalım gibi bişey değil yani heh var olan ve gayet rasyonel temelleri olan bazı fiziksel teorileri birleştirip tek teori haline getirmek. ıslak fantazi bu. onu biliyorum da unified theory limitli açıdan unified olur materyal kısmında kalırsa bence. ultimate unified theory olmaz yani :) said: yeni matematik sistemi kurmak oldukça rasyonel bir davranış buarada, hatta matematik yapmaktan farkı yok. tahminen bugün ki matematiksel teorilerin dayandığı mantıksal bazı temellerin değiştirilmesi yani. CERNdeki amcalar da rasyonal bilimin getirdiği bütün imkanları kullanarak yapıyor bu deneyleri yani. Rasyonel bilimin öncüleri onlar. Rasyonellik ancak modern fiziğin açıklayamayacağı birşey buldukları an çökebilir. Ama bunu bulmak için rasyonel bilimin sunduğu olanakları kullanıyor olmaları yeterli açıklamayı yapıyor sanırım hehe. olsun değişikliğe doğru atılan bi adım olur en azından. rasyonelliğin modern fiziğin açıklayamayacağı birşey bulduklarında çökeceğini zannetmiyorum açıkçası, modern fiziğin daha çok geliştirilmesi gerektiğini düşünürler haksız mıyım? quantum düzeyindeki subatomic particle'ların observer'a göre behaviour değiştirmesi bilimsel yöntemle kısmen de olsa çakışmıyor mu mesela? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Ardeth Mesaj tarihi: Mayıs 1, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 1, 2012 rasyonellik çöker dediğim, rasyonel bilimin bugüne kadar geliştirdiği teoriler yetersiz kalır manasında söyledim. quantumla ilgili felsefi sorunlar var, en büyük sebebi de tahminimce bugünki formalizminin insan mantığı ile pek örtüşmemesi. Ama şuanki model ve modeli açıklamak için kullanılan matematiksel model ve üstüne eklenen kuantum alan teorisi pek çok şeyi başarılı bir şekilde açıklamak için kullanılabiliyor (sorunlar var yok değil). Dolayısıyla teorik açıdan bir engel teşkil etmiyor. Deneysel açıdan bir sorun olup olmadığını soruyorsan, senin düşündüğün açıdan bir sorun yok. Sistem bir quantum sistemi olsa bile dediğin duruma rağmen, bu sistemin pek çok ortalama özelliği ölçülebiliyor. Bu durumda deneycilerin bazı kabuller yapması gerekiyor tabi. Bir parçacığın hızını ölçmekten ziyade ortalama hızını ölçmek gibi kavramlar daha mantıklı bir hale geliyor ve yine soruları çözmeye yetiyor. Bu teorilerin güzel yanı da bu, insan mantığına aykırı gelse bile oluşturduğu sistem kendi yarattığı soruları çözmeye yetiyor ilginç bir noktada. Ama daha sonra çok farklı sorunlarla karşılaşılabiliyor bunlardan bağımsız olarak. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
emanet Mesaj tarihi: Mayıs 1, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 1, 2012 said: quantum düzeyindeki subatomic particle'ların observer'a göre behaviour değiştirmesi bilimsel yöntemle kısmen de olsa çakışmıyor mu mesela? buna ne diyorsun peki? objektif olması gereken bilimsel yöntem burda istemeden subjektif olmuyor mu? scientific view'ın temel taşlarından biriyle çelişmiyor mu bu durum? kafam karışık bu konuda. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Ardeth Mesaj tarihi: Mayıs 1, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 1, 2012 yazdım yukarda Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar