Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Sayın Evren prostat ameliyatı olmadan önce canınız kalkan istedi mi?


deady

Öne çıkan mesajlar

Hahahaha koptum adam büyük troll İ.melih gökçek kadar olmasada baya başarılı


said:
O, her politikacının ve ünlü ismin korktuğu/ çekindiği bir isim. Nedeni ise sorduğu sorular.

Örneğin; Fethullah Gülen'e sorduğu soru ve aldığı yanıt şöyle:

- Sayın Gülen dünyanın dertlerine mi ağlıyorsunuz bu kadar?

F. G: "Göz nezlesiyim ben Musa bey."

Veya Kenan Evren'e sorduğu şu soru:

"Pardon efendim? Size kim koydu?"

"Ne kadar koydular?"

"Şu kadar koydular"

O bir gerçek gazeteci.

Musa Ağarcık'tan bahsediyoruz... Yılların gazetecisi Musa Ağarcık, Yeni Harman dergisinden Mesud Ata'nın sorularını yanıtladı. Ve ortaya enfes bir söyleşi çıktı.

O söyleşiden bir bölümünü aktarıyoruz:

Kimleri dinledi sizin teypler?

Son 30 yılda iktidar olan, iktidara yamanan bütün siyasi liderleri dinledi o teypler. Türkeş'i dinledi mesela... Türkeş'e giderken beni bir titreme tutmuştu. Çocukluğumdan beri "eli kanlı katil" bir simge olarak yer etmiş aklımda... Uğur Mumcu katledilmişti o sıra. Giderken taksici, "Musa abi, başına bir şey gelirse senin cenazen Uğur abinin cenazesinden daha büyük olur" dedi. Güldüm, kendime geldim biraz...

80 öncesi ölen insanları, gençleri; o olaylarda onun sorumluluğunu sordum ona. "Sayın Ağacık bir genel başkana bu tür sorular sorulmaz" dedi. İnanın konuştuğum insanlar arasından Türkeş kadar mimiklerini belli etmeden konuşana hiç rastlamadım. Türkeş yüzünüze baka baka yüz tane yalan söyler ama hiçbir şey olmamış gibi davranırdı...

"Siz güldüğünüzde insanlar neden korkuyor." diye sormuştum. Türkeş işte o zaman sinirlendi; "bir genel başkan'a böyle sorular sorulmaz" dedi ve kalkıp makam odasından kapıya kadar uğurladı. Ertesi gün röportaj Milliyet'te yayınlandı ve 100- 150 kadar ülkücü gazetenin önünde protesto ediyorlar "Başbuğ'a uzanan diller kesilecek" diye.

Gazetedekiler bana ulaşıp o gün gazeteye gelmememi söyleyecekler ama o zaman cep telefonu yok... Geldim gazeteye, gittim yanlarına, "Merhaba arkadaşlar ne oluyor" dedim. "Sen kimsin", dediler. Ben Musa Ağacık... "Ulan puşt! İbne!" diye bağırdılar. "Bi saniye" dedim "başbuğunuzla nerede görüştüm? Genel merkezinizde... E o beni kapıya kadar da uğurladı. Başbuğ sorduğu sorulara cevap vermediği için mi sizi gönderdi..."

Sonra ne oldu?

"İsterseniz beni dövebilirsiniz, bir sürü adamsınız ama bu size yakışmaz" dedim. Kendi aralarında konuştular. Sövüp sayanlar oldu filan ama bana ilişmeden ayrıldılar.

Ertesi gün Ecevit'le yaptığım röportaj yayınlandı. O röportajda Ecevit, Baykal'ı yerin dibine batırıyor Türkeş'i övüyordu. "Sayın Ecevit bu durumda sizin için komando kamplarını kuran Türkeş sosyal demokrat gelenekten gelen Baykal'dan daha mı iyi" diye sordum. Kızdı, "konuşma bitmiştir" dedi, genel merkezi terk etti.

Bu yayınlanınca Milliyet'e, ülkücülerden bir faks geldi gazeteye; Musa Ağacık'a tehdidimizi geri alıyoruz çünkü herkese aynı şekilde sorular soruyor, diye...(...)

Kenan Evren'le neler yaşadınız?

(...) Devlet başkanıyken de emekli olduktan son da çok dalga geçtim Kenan Evren'le... Prostat ameliyatı için gittiği Amerika'dan dönmüştü Kenan Evren. Bir orduevinin üst katına çıktık gazeteci olarak. Oval bir masada oturuyoruz. Onun yanında bir yere oturdum. Rütbeliler de arkada dizili... Ast-üst ilişkisi olduğu için sorularıma müdahale edemiyorlar tabii diğer paşalar...

"Sayın Evren, Atatürkçü bir darbeci olarak, Atatürk 'Beni Türk hekimlerine emanet edin' dediği halde kendinizi niçin Amerikan hekimlerine emanet ettiniz?" diye sordum.

Ne cevap verdi?

"Çocuğum Atatürk zamanında tren vardı. Trenle de Amerika'ya gidilmezdi" dedi...

Komikmiş... Kızarak mı söyledi bunu?

Kenan Evren de İhsan Doğramacı da sinirleri alınmış gibiydiler. Ne söylersen söyle sinirlenmiyorlar.

Ama korumalardan çok dayak yediniz galiba?

Çok yedim... Ardından "Sayın Evren prostat ameliyatı olmadan önce canınız kalkan istedi mi?" diye sordum. Kalkan?

Prostat ameliyatı oluyor ya. Kalkan balığı... Anla işte... "Çocuğum canınız pek çok şey istiyor ama yiyemiyorsunuz" dedi. "Bu arada sayın Evren prostat ameliyatı olurken acı hissettiniz mi?" dedim. "Çocuğum bana koydular" dedi. "Pardon efendim? Size kim koydu?" dedim. "Bilmiyorum ki, görmedim onlar koydu" dedi. "Onlar, dediğiniz kim efendim, 12 Eylül'de yurttaşlıktan çıkardığınız adamlar mıydı?" dedim. "Doktorlar koydu çocuğum..." dedi. "Ne kadar koydular?" diyorum, "Şu kadar koydular" diyor. "Nerenize koydular?" diye soruyorum "Arkama koydular?"diye cevaplıyor. Ulan bunda bir terslik var... Sormaya devam ediyorum, Kenan Evren durumun tuhaflığının farkında değil ama ben sordukça basın toplantısındaki generaller anlıyor durumu, homurdanıyor...

Koruması Mehmet dirsek atıyor, omuz atıyor, dişlerini sıkarak "ulan ibne" filan diyorlar. "Sayın Evren korumanız müdahale ediyor" diyorum. Evren "bırakın çocuğu" diyor... Doktorlar, ameliyat esnasında ağrıyı hissetmesin diye akupunktur iğnesi yapmışlar, onu tarif ediyor. O bunu gayet doğal tarif ediyor, ben de gayet doğal soruyorum.

Sordukça iş tuhaflaşıyor tabi...

Evet. Bir seferinde yine sorduğum sorulardan sonra korumalardan sille tokat dayak yedim. O sırada kaburgalarım kırıldı. Kaburga kırığının kol, kafa, bacak kırığı gibi sarılamadığını o zaman öğrendim...

Evren'in basın danışmanı Ali Baransel beni 9 kez Evren'in daha sonra Özal'ın korumalarından kur-tardı. Korumalar basın toplantılarında koltuk altındaki Uzi marka silahlarını sert bir şekilde geri çekip vuruyorlardı.

Öteki gazetecilerde durum nasıldı?

Benim gibi pek çok gazeteci o dönemde acayip dayak yedi. Evren'e soru soran kim varsa nasibini alıyordu. Tabii en çok soru soran da bendim... O zamanlar gazeteci namusu, onuru, meslek ahlakı vardı. Şimdikilerin yüzde doksanında gazeteci meslek ahlakı, yoktu.

Odatv.com


Oda Tv
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

""Bu arada sayın Evren prostat ameliyatı olurken acı hissettiniz mi?" dedim. "Çocuğum bana koydular" dedi. "Pardon efendim? Size kim koydu?" dedim. "Bilmiyorum ki, görmedim onlar koydu" dedi. "Onlar, dediğiniz kim efendim, 12 Eylül'de yurttaşlıktan çıkardığınız adamlar mıydı?" dedim. "Doktorlar koydu çocuğum..." dedi. "Ne kadar koydular?" diyorum, "Şu kadar koydular" diyor. "Nerenize koydular?" diye soruyorum "Arkama koydular?"" said:




Burda sanki rüyasında konuşturuyor adamı ahahha.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

BonePART said:

Bide abi faks normal iletişim için cok sacma bi metod lan. Elle kağıda yazıp mı yolluyolar?


Bu röportajların yapıldığı sene muhtemelen 1985 ten sonra ne cep telefonu var ne internet faksla iletişim bile daha yeni o zamanlar.

throine said:

bu imaj da geldiğine göre ceto feyki kesin gerçi 2005 üyesi naptın hackledin mi


Yo hack filan anlamam ben :D aslında hesabım daha eski bir ara paticikte database göçmüştü ilk hesabım silinmişti.Ben paticiğe üye olduğumda sanane UO serverları açıktı sen hatırlamazsın o zamanları :D
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

deady said:

BonePART said:

Bide abi faks normal iletişim için cok sacma bi metod lan. Elle kağıda yazıp mı yolluyolar?


Bu röportajların yapıldığı sene muhtemelen 1985 ten sonra ne cep telefonu var ne internet faksla iletişim bile daha yeni o zamanlar.



abi saçma mısın faks alabiliyosa adam ofistedir
telefon edip solesene
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...