Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

İleri demokrasi sevda tanımaz


cetintas

Öne çıkan mesajlar

Bone said:

yani mustafa balbay ne kadar derin devlet ise, hüseyin üzmez de o kadar terörist, derin devlet ve darbeci.
ikisi de gazetelerde kendi fikirlerini yazıyorlar çünkü.



yok,kusura bakma.
birisi tescilli sapık.ama iktidar-miktidar,serbest şimdi.
öbürü aile babası,efendi,namuslu,Atatürkçü bir insan.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

EricCantona said:

Ya iyide bunlar blog, resmi açıklanmış bişeyler falan yok mu? Yani alelade bir adamın yazdığı istediği gibi editleyebilmiş olabileceği 1000 lerce sayfa yazıyı okumak istemiyorum :)



ahahahahaha...yahu sen aylardır "fenerbahçe hede, fenerbahçe hödö, şike yaptılar, onu yaptılar, bunu yaptılar" derken nereden okuyordun resmi belgeleri daha ortada iddianame bile yokken?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Ya iyide okuma kararı verdim zaten aluriel, şuan tatildeyim geri döndüğümde bi kaynak seçip atarım ebook readera okurum.
Neyin kavgası veriliyor anlamıyorum ki.

Şu da dursun çiçek'in imza muhabbeti, 3 satır okuyuverirsiniz öyle uzun değil.

http://www.kanalturk.com.tr/haber-detay/22498-islak-imza-albay-cicek-in-haberi.aspx
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

cetintas said:

ne yapacaz olm,sen baydın asıl,senin gibi adamlar baydınız asıl.
harbiden umrunda ise tuncay özkan veya orda pisi pisine yılları giden adamlar git bak orada günlerdir insanlar eylem yapıyorlar.ben kendi adıma defalarca eylemlere katıldım,gittim orada silivride mahkeme önünde eyleme katıldım.dediğin gibi milletin umrunda değil ya da umrunda olanlar da ya korkak ya da senin gibi hem bir şey yapmayıp,hem de böyle forum köşelerinde dahi olsa isyanımıza dahi tahammül edemiyorsunuz.Nasıl adamlarsınız olm siz?Hem bi b.k yapmayıp,hem de herkesi kendiniz gibi mi sanıyorsunuz?


meheheheheh forumumuzun ulusalcı abisi liseli bozkurtlardan beter maşallah <3

tahamül edemiyorum evet, gereksiz konulara. boş konuşan adamada tahamül edemiyorum mesela.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Aluriel said:

şu da dursun o zaman. 3 satır bu da.

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticleID=1036521&Date=14.01.2011&CategoryID=77


bu yazdığın postun konuyla ne alakası var? Mürekkep yaşı tespit edilemiyor diye yazının kime ait olduğu tespit edilemez diye bişey mi var?
Bak Tübitak raporu var yukarda diyor ki belgeye sonradan ekleme yapıldığına dair bir bulgu bulunamadı diye.
Jandarma kriminal diyor ki evet bu imza çiçek'in imzası sen hala ne anlatıyosun?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

EricCantona said:

Ya iyide okuma kararı verdim zaten aluriel, şuan tatildeyim geri döndüğümde bi kaynak seçip atarım ebook readera okurum.
Neyin kavgası veriliyor anlamıyorum ki.

Şu da dursun çiçek'in imza muhabbeti, 3 satır okuyuverirsiniz öyle uzun değil.

http://www.kanalturk.com.tr/haber-detay/22498-islak-imza-albay-cicek-in-haberi.aspx


bunun sonunda soyle bir sey var yalniz tamamini okuyanlar icin.

said:
TÜBİTAK "dokümanın fotokopi olması nedeniyle belge üzerindeki imza ve parafların Albay Çiçek'in eli ürünü olup olmadığı konusunda bir çalışma yapılamadığını" aktarmış ancak, "belgenin orijinalinde bulunmayan unsurların belgeye sonradan eklendiğine ilişkin olağan dışı bir görüntüye rastlanmadığını" rapor etmişti.



bu arada uzun zamandir girmiyodum patiye ama hicbisey degismemis. ozellikle konu disinda.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Bişey alıntılıyorsanız tam alıntılayın kesip biçmeyin son paragraf.
Askerî savcının talebi üzerine belgeyi inceleyen TÜBİTAK Ulusal Elektronik ve Kriptoloji Enstitüsü(UEKAE), "belgenin orijinalinde bulunmayan unsurların belgeye sonradan eklendiğine ilişkin olağan dışı bir görüntüye rastlanmadığını" açıklamıştı. Çiçek, savcılık sorgusunda söz konusu belgedeki imzanın kendisine ait olduğunu kabul etmiş ancak imzasını 3 yıl önce değiştirdiğini ileri sürmüştü. "Bu fotokopiyle eklenmiş" diyen Çiçek'i TÜBİTAK yalanladı. Askeri savcılık, belgeyle ilgili yürüttüğü soruşturma kapsamında Emniyet, Adli Tıp Kurumu, Jandarma ve TÜBİTAK'tan kriminal inceleme talep etmişti. TÜBİTAK "dokümanın fotokopi olması nedeniyle belge üzerindeki imza ve parafların Albay Çiçek'in eli ürünü olup olmadığı konusunda bir çalışma yapılamadığını" aktarmış ancak, "belgenin orijinalinde bulunmayan unsurların belgeye sonradan eklendiğine ilişkin olağan dışı bir görüntüye rastlanmadığını" rapor etmişti. Rapora göre, Dursun Çiçek'in iddia ettiği gibi imza belgeye sonradan eklenmemişti.


Neyse konunun bunlarla hiç bi alakası yok, ben bi postta yazılan şeyler için kaynak istedim bi arkadaştan okumak için gereksiz uzadı ve başka yerlere gitti kendi adıma burda kesmek istiyorum, mesajlarım alıntılanmadığı sürece de cevap yazmamayı tercih edicem bu bölüme.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

kesip bicip farkli anlama gelicek bi sekilde koymadim.

uzun uzun gereksiz yerleri de koyarsan sadece benim koydugum tubitakin soyledigi yeri de koyarsan ayni anlama geliyo.

kisaca diyo ki tubitak, imzanin albay cicegin elinden cikip cikmadigi konusunda bi calisma yapilmamis. ama zaten fotokopi olan belgeye sonradan bisi eklenmemis gorunuyor.

ben de tartisma niyetinde degilim burda hicbiseyi sadece IMZA CICEGE AIT diye baslik atip 1 sayfa yazinin sonunda bu yazilmis. dikkatli okuyun biraz.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
Jandarma Kriminal Dairesi (1): Askeri Savcılık tarafından ıslak imzalı belgenin gönderildiği iddiaları üzerine yeniden açılan soruşturma kapsamında yandaş savcılardan istenen belge 4 ay sonra askeri savcılara ulaştırıldı ve Jandarma Kriminal’de incelendi. İnceleme sadece imzanın Dursun Çiçek’e ait olup olmadığı üzerine yapıldı ve bu incelemede belgedeki imza ile Dursun Çiçek’e ait 90 adet imza karşılaştırıldı. Belgedeki imza parçalanarak imzanın değişik kısımlarının Dursun Çiçek’in birbirinden farklı özellikler gösteren imzalara benzediği belirtildi. Dursun Çiçek’in 90 imza örneğinin hiçbiri tüm özellikleri bakımından belgedeki imzaya benzemese de, belgedeki imzanın değişik kısımlarının Dursun Çiçek’in birbirinden farklı özellikler gösteren farklı imzalarına benzediği belirtildi. Raporun detaylı inceleme kısmındaki tüm sonuçlar “benzerlik göstermektedir” seviyesinde olsa da raporun sonunda her nasılsa “eli ürünüdür” sonucuna varıldı.


yine verdiğim kaynağı beğenmeyeceksin büyük ihtimalle ve ben yine aynı şeyi söyleyeceğim sana. git orjinalini bul ve karşılaştır inanmıyorsan.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

EricCantona said:

Neyse konunun bunlarla hiç bi alakası yok, ben bi postta yazılan şeyler için kaynak istedim bi arkadaştan okumak için gereksiz uzadı ve başka yerlere gitti kendi adıma burda kesmek istiyorum, mesajlarım alıntılanmadığı sürece de cevap yazmamayı tercih edicem bu bölüme.


bunu da gözden kaçırmaman için alıntılıyorum. cevap yaz diye değil bu arada.


said:
16 Ekim 2009 tarihinde, TSK’nın bir mensubu olduğunu iddia eden biri, PTT’ye güvenerek isimsiz, imzasız bir ihbar mektubuyla birlikte İrtica ile Mücadele Eylem Planı’nın islak imzalı orjinali olduğu iddia edilen belgeyi Ergenekon savcılarına gönderdi. Bu gelişme üzerine söz konusu belge yine bir dizi incelemeden geçti.
Adli Tıp (1): Islak imzalı belgenin incelemesinin ardından Adli Tıp şaibeli bir “eli ürünüdür” kararı verdi. Aksam gazetesinin yaptığı haberle ortaya çıkan ve Adli Tıp Kurumu yetkililerince yalanlanmayan habere göre belgeyi inceleyen heyetin oluşturulmasında rutin uygulamaların dışına çıkıldı. Hazırlanan raporda Fizik İhtisas Dairesi Başkanı Prof. Dr. Bülent Üner, uzman doktorlar Hacı Mehmet Akın ve Lokman Başer’in imzası bulunuyor. Bu isimlerden ikisi Adli Tıp Kurumu’nda belge gelmeden bir hafta önce görevlendirilmiş. Belgeyi inceleyen uzmanların isimlerinin de teamül olan kura yöntemi yerine görevlendirmeyle belirlendiği iddialari da Adli Tıp Kurumu tarafından yalanlanmadı. (Haberin tamamı için buraya tıklayın.) İnternetten yapılan basit bir arama Bülent Üner’in uzmanlık alanının “ateşli silahlar”, Lokman Başer’in uzmanlık alanının “zehirlenme (toxicology)” olduğunu ve Hacı Mehmet Akın’ın ise Mart 2010′da cinsel taciz vakalarının incelendiği 6. İhtisas Kurulu’na terfi edilerek atandığını gösteriyor. Bu kişilerin belgenin Adli Tıp’a gelmesinden birkaç gün önce ilgili daireye atandığına dair haberleri bir kenara bıraksak bile belge inceleme uzmanı olmayan bu kişilerin verdikleri “eli ürünüdür” raporunun güvenilirliği ve geçerliliğinin ne kadar tartışmalı olduğu açıktır.
Emniyet Kriminal Dairesi: Emniyet Kriminal 12.11.2009 tarihinde aldığı evrakı 13.11.2009 tarihinde teslim edebilmiştir, yani sadece bir gün içerisinde, bu derece ihtimam arzeden, titizlik gösterilmesi gereken bir belge hakkında toplam 68 mukayese imzayla ıslak imzalı İrticayla Mücadele Eylem Planı üzerinde yer alan imza bir günde mukayese edilebilmiştir. Ülke gündemini meşgul eden bu derece önemli bir konuda, yüksek ihtimam ve özen gösterilmesi gereken bir inceleme söz konusuyken, toplam yedi sayfalık bir raporun (ekler hariç), 68 ayrı imzanın İrticayla Mücadele Eylem Planı üzerindeki mukayese imzayla karşılaştırılmasının sadece bir gün içerisinde tamamlanabilmesi ve 13.11.2009 tarihli bu raporu tanzim edenlerin, 20.06.2009 tarihinde fotokopi belge üzerinde ıslak imza incelemesi yapılmış gibi “eli ürünüdür” şeklinde kanaat veren kişilerle aynı olması, bu raporun varılan “eli ürünüdür” sonucunun hiçbir şekilde dikkate alınmaması gerektiğinin göstergesidir.
Adli Tıp (2): Yapılan itirazlar sonunda belgenin ikinci kez Adli Tıp kurumuna gönderilmesi üzerine 11 kişilik Adli Tıp Genel Kurulu belgeyi inceledi. Bu 11 kişinin 7′si “eli ürünüdür” yönünde oy kullanırken, 4′ü “tespit edilemez” görüşü bildirdi. Şimdi bu 11 kişiyi yakından inceleyelim: “Eli ürünüdür” yönünde oy kullanan 7 kişinin 3′ü zaten raporu ilk inceleyen kişilerdi ve ilk belgenin incelemesindeki “atanma” şekilleriyle güvenilirliklerini kaybetmişlerdi. Fizik İhtisas Dairesi’nde daha önce 3 yıl başkanlık yapan Dr. Ömer Kurtaş’ın verdiği bilgiye göre geriye kalan 4 doktordan Gürel Berber, Eyüp Kandemir ve Bülent Özata 15 Ekim’deki belgeyle ilgili hazırlanan ilk raporun ardından Adli Belge İnceleme Birimi’nde görevlendirildi ve bu üç isim bir haftalık kursla “Adlî Belge Uzmanlığı” sertifikası aldı. Diğer taraftan yaptığımız araştırma bu 11 isimden “tespit edilemez” yönünde oy kullanan Dr. Uğur Günaydın’ın “Basit tersimli 50 imzanın adli belge incelemesi açısından değerlendirilmesi” (Adli Tıp Dergisi, Yıl 2010, Cilt 7) adlı makalesi ile Dursun Çiçek’in basit tersimli imzasinin incelenmesinde en yetkili ve bilgili uzman olduğunu söyleyebiliriz. Kaldı ki 7′ye karşı 4 uzmanın “tespit edilemez” oyunun evrensel hukuk ilkesi olan “şüphenin şüpheli lehinde yorumlanması” kapsamında değerlendirilerek Adli Tıp Kurumu’nun “tespit edilemez” yönünde bir rapor vermesi gerekirken daha önce de birbirinden tartışmalı raporlara imza atan kurum yeni bir şaibeli rapora daha imza attı ve “imza Dursun Çiçek’in eli ürünüdür” sonuçlu bir rapor verdi.
Jandarma Kriminal Dairesi (1): Askeri Savcılık tarafından ıslak imzalı belgenin gönderildiği iddiaları üzerine yeniden açılan soruşturma kapsamında yandaş savcılardan istenen belge 4 ay sonra askeri savcılara ulaştırıldı ve Jandarma Kriminal’de incelendi. İnceleme sadece imzanın Dursun Çiçek’e ait olup olmadığı üzerine yapıldı ve bu incelemede belgedeki imza ile Dursun Çiçek’e ait 90 adet imza karşılaştırıldı. Belgedeki imza parçalanarak imzanın değişik kısımlarının Dursun Çiçek’in birbirinden farklı özellikler gösteren imzalara benzediği belirtildi. Dursun Çiçek’in 90 imza örneğinin hiçbiri tüm özellikleri bakımından belgedeki imzaya benzemese de, belgedeki imzanın değişik kısımlarının Dursun Çiçek’in birbirinden farklı özellikler gösteren farklı imzalarına benzediği belirtildi. Raporun detaylı inceleme kısmındaki tüm sonuçlar “benzerlik göstermektedir” seviyesinde olsa da raporun sonunda her nasılsa “eli ürünüdür” sonucuna varıldı.



özellikle adli tıpın verdiği kararla ilgili olan bold kısmı okumanı rica ediyorum.

jandarma kriminal raporu da yine aynı şekilde çarpıtılarak anlatılmış kanaltürkhaber sayfasında
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

sabaha kadar yazabilirim yani şununla ilgili. hayır bana diyordun ya o blogun yalan olmayacağı nerden belli, güvenmem hayatta diye. asıl yalan/çarpıtma bilgileri yandaş medya veriyor malesef. raporların, iddianamelerin, duruşma tutanaklarının orijinalleriyle karşılaştırabilirsin istersen.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • 3 hafta sonra ...
  • 5 ay sonra ...
teee nerelerden buldum çıkardım.

ortalık civcivlenmiş gene. tweetler atılıyormuş şu an canlı yayın şeklinde. bilirkişi gelmiş , adalet bakanlığı'na kayıtlı yeminli bilirkişi. 20 yıldır bilgisayar ile,10 yıldır bilgi güvenliği ile uğraşıyormuş.

copy pasta mail:

Bilirkişi'den ifadesinden sözler:

* cd ler suc tarihinden sonra çıkan OFFICE 2007 sürümü ile yazılmıştır

* PowerPoint dosyaları hicbirsekilde 2007 den önce yazılmış olamaz
* birçok dosyada farklı kaynaklardan kopyala yapıştır yapılmış ve bunlar 2007 ögelerini taşıyor
* kullanılan callibri fontu lansmanı Türkiye'de 2007 de yapıldı. Times'a New roman yerine varsayilan yazı tipi
* bu CD'ler hiçbir sekilde guncellenemez
* Sistemin uzaktan kontrolunu sağlayan 2 virüs tespit ettim. BULASTİRMA TARİHİ: 11.05.2008
* sisteme yerleştirilmiş olan virüs backdoor yani sisteme erişim sağlayan bir virustur.
* Cdler uzerinde guncelleme yapilmasi mumkun değil. Biz bu Cdlerin tek oturumda yazildigini tespit ettik.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Ergenekon davasında daha neler neler oldu milletin telefonuna asker numaraları yerleştirildiği anlaşıldı da ne değişti. Son MIT olayında olanlardan sonra gördük zaten, isterse RTE'nin vidyosu çıksın ergenekonu ben yarattım diyen yine kurtarırlar paçayı bi şekilde. Insanların %60ı da umursamaz zaten çünkü onlar için ülkenin "ahlak"ının artması daha önemli heh. Adaletin düştüğü yerde halkın tepki göstermesi lazım, aktif olarak değilse bile seçim sandığında. Ama insanlar padişahtan gelme adalete yatkın bir zihne sahip olduğu için bu ülkede bu olan olayları garipsemiyorlar muhtemelen.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

evet 10 sayfalık zırvayı okuyalım maransudan.
okuruz, okuyoruz da sıkıntılı bi nokta şu;

olay bi darbe planının olup olmaması yada böle bişeyin hayata geçirilmesi falan değil,
delillerin sahte olması.

Şimdi bu seni rahatsız etmiyor olabilir "aman n'lcak" diyo olabilirsin,
ama bir gün biriyle ters düştüğünde yargı sana karşı bu şekilde işlerse
işte o zaman, maransu gibi adamların yazdıkları sana "zırva" gelir.

deliller sahte kardeşim ve bugün mahkeme bunu kabul edicek. Birileri onları oraya koymuş, bunu göremiyorsanız diyecek bir şey yok zaten.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...