Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Abdüllatif Şener - Oradaydım Belgeseli


Uzun

Öne çıkan mesajlar

http://www.youtube.com/watch?v=pi4jfxLhiN8
http://www.youtube.com/watch?v=P3OTETi4W0k&feature=related

Şöyle bi belgesel izledim az önce. Adam gayet iyi anlatmış özelliştirmelerin iç yüzünü.

PS: Daha önce açıldımı bilmiyorum. Araştırdım bulamadım.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

O.o
başlığı okuyunca bir an Somali'ye gidip yaşadıklarını anlattığını falan sandım nasıl bir önyargı oluşturmuşsam asdasd

izleyelim bakalım.


Zaten bu tip bir kafayla o taraflardan çıkan bir adamın güçlenmesi oyları alması gerekiyor sağ ve merkez'de yoksa chp'nin bir halt yapacağı yok akp'nin gücünü kırmak adına.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

özelleştirmeler konusunda çok doğru konuşmuş.
özelllikle mevcut politikaların küresel ekonomiye hizmet ettiği bir gerçek. ama öte yandan dünyanın geldiği nokta öyle pislik ve lanet bir düzene işaret ediyor ki küresel ekonomiye hizmet etmeyen bir devletin ekonomik olarak ayakta durması mümkün değil.

küresel ekonominin en temel öğretilerinden biri, paranın, hangi ülke olduğu gözetilmeden üretimin en verimli olduğu yere gitmesi, gittiği yere de katma değer sağlaması idi. daha basit bir anlatımla her ülkenin kaynaklarına en uygun ürünleri üreterek verimliliği tavan yaptırması amacıyla paranın serbest dolaşımı öngörülmüştü. nitekin 70lerden itibaren, golden era of capitalism denilen, üretimde abd tekelinin olduğu dönemin sona ermesiyle imf ve world bank politikaları bu minvalde şekillendi.
artık küresel ekonominin greenfield ve brownfield fdi'lar(doğrudan direk yatırım) ile yürütülmesinin doğru yol olduğu kabul edildi. m&a'ler, ucuz işçilik aramalar havada uçuşmaya başladı. bunu toplumlara justify ettirecek olan düşünce de şuydu: "kapital sahibi gelir ülkenize size istihdam sağlar, siz halk olarak kendi aranızda rekabet edin, daha başarılı olanlar daha üst kariyer basamaklarına ulaşır, daha yüksek ücret alırlar." yani kapital sahibiyle yarışma, sen eğitimini al, kendini geliştir, beyaz yakalı ol, daha çok para kazan.

eh, düşününce kapital sahipleriyle yarışamayacağını düşünen bi insan için ideal bi anlaşmaya benziyor. nitekim şahsen ben de bu furyanın eseri bir beyaz yakalıyım, kapital sahipleri ile aşık atamyacağımı düşünüp, ulan benim için en iyi yol okumak diyip, daha çok para kazanabileceğim bi işe nası girerim diyip üniversite hayatını buna göre şekillendirmiş bi kişiyim (ki hedefime ulaşmama rağmen ne kadar doğru bi iş yaptım tartışılır)

fakat öyle bir değişken girdi ki bu denklemlerin içine, bütün sistem alt üst olmak üzere: Bilişim. Özünde FDI sonucu yatırılan para hakikaten o ülkede kaldığı için, yani bi şekilde makine, bina, üretim aracı vs. bişeye dönüştüğü için, dengesizliklere karşı daha dayanıklı bir yapısı olan küresel ekonomi, bilişimdeki ilerleme sonucunda ekonomi tamamen bilgisayarlar üzerinden dünya üzerinde gezen, dijital para üzerinden dönmeye başladı.
kapital sahipleri para kazanmak için gidip yeni yatırım yapmak yerine finansal enstrümanları kullanmayı tercih ediyor, çünkü çok daha flexible ve karlı bi sistem. ve son 3-4 yıldır bu öyle bir ivme kazandı ki bu işin nereye varabileceği artık tahayyül edilemiyor. hisse senedinden emtiaya, oradan swaplara futurelara oradan tavillere falan derken, kapital sahipleri havadan para kazanıyor. işin komik olan tarafı, az önce bahsettiğim öğretide, beyaz yakalı olanlar kendi ülkelerindeki mavi yakalılara göre daha iyi paralar kazandığı ve aradaki fark gitgide açıldığı için mutlu olurken kapital sahipleri ile beyaz yakalılar arasındaki fark çok daha fazla açılıyor.

artık katma değer sağlamayan, üretimi ikinci plana iten bu ekonomik düzen nereye kadar devam eder bilemiyorum. şimdilik toplumların görece az sayıdaki kesimleri isyan ediyor. üstelik isyanları ve başkaldırıları engelleyecek kurumun aynı zamanda ekonomiyi de yöneten devlet olması sebebiyle bu isyanlara polisle hukukla müdahale ediliyor. (gün gelir de senin emniyet müdürün, hakimin, savcın, üst subayların da aç kalmaya başlarsa o zaman türkiyedeki küresel ekonomi anlayışı yarrayering şaraplarının tadına bakar)

topiğe dönecek olursak, akpnin özelleştirme politikası gereken bişeydi, dünyanın aksi yönde bişey yapmadılar. yani sorun akpde değil, çok daha geniş, dünyada bi sorun var. bizim buradaki avntajımız dünyaya iyice entegre olduğumuz için sistem toparlandığında ya da yeni bir döneme girdiğinde çok kolay adapte oluruz. bu süreçte de halkın bir kısmı fakirleşmeye devam eder. kapitalizm böyle lanet bişey işte.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

başka bir topikte tayipe başarısız derken de, haklıydım zaten. yaptıkları şeyler kendi kafasından düşündüğü ve işte halkı nasıl kendi elime alırım diye tasarladığı şeyler değil. üçüncü dünya ülkelerinin hepsine uygulanan neoliberal politikalar hemen hemen aynı.

http://tr.wikipedia.org/wiki/Adalet_ve_Kalk%C4%B1nma_Partisi_(Fas)

hani şu bile tıpatıp aynı

ha, tayip kapitalizme hizmet etme olayını biraz abartmıştır, burada başarılıdır evet
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Ginaly haksız şöyle ki özelleştirme dönemin koşulları ama ölüsü bile kar eden devlet şirketlerinin 3-4 yıllık karlarına satılması
olayın yolsuzluk boyutu.Zaten genelde insanların tepkisi bu yönde oluyor.

Onun dışında hakim,savcı vs mevzularına gelirsek zaten Kapitalizm'in ileride ki boyutlarında ben ciddi bir orduya ihtiyaç olmayacağı kanaatindeyim yani subay sayısı vs azalacaktır.Onun dışında Amerika'da hapishanelerin özelleştirildiği düşünülürse yakında gelecekte hakim ve savcıların adeta orta düzey bir şirket yöneticisi kıvamında olacakları barizdir yani.Bu model dünya'da da yavaş yavaş kabul göreceği kesin.

Farkedilemeyen nokta ise yavaş yavaş tam mutlak otorite'ye doğru gidişimiz. Rothschild ve Rockefeller adlarını çokca duyduğumuz hanedan aileler ve bunlar gibi bir kaç hanedan diyebileceğimiz aile de var.Serbest piyasa ekonomisi,serbest piyasa ekonomisi deniyor ancak ciddi anlamda bir serbestlik yok oligopol ve monopol piyasa dışında da görebildiğim bir piyasa yok.Her sektörde ciddi bir tekelleşme var,tekelleşme olmayanlar ise oligopol.

Tarih tekerrür ediyor bazı noktalarda mesela Roma örneği çok ilginçtir.Nasıl ki Avrupa'da iktidar toprak sahipliği ve aristokrasi'den burjuvazi'ye geçti,Roma'da da bu durumlar yaşandı,Patriciler(aristokratlar) ile Plebler(zanaatçiler,çiftçiler ve tüccarlar gibi geniş bir kesimi kapsıyordu ama bu statü sınıfını yönlendiren grup içlerinde ki zengin tüccar sınıfıydı) arasındaki mücadeleyi plebler kazanıyorlar daha sonra da fakir düşen patricilerin statülerine yer yer evliliklerle ve himayelerle sahip oluyorlar sonra Roma'da nobiles denilen seçkinler sınıfı ortaya çıkıyor,sonra da senatör olmak vs için gelir ön koşul oluyor,aynı bugün gibi hatta en zengin aileler yani bunlara hanedan ailelerde diyebiliriz,sadece bunlardan imparator çıkıyor (tabii daha sonra Roma'nın barbar dediği topluluklar tüm ekonomik yapıyı altüst edince bu düzen yerini feodal beyliklere bırakıyor)

World-systems theory'de tam bu nokta da devreye giriyor.Artık Kapitalizm tüm ülkelere nüfuz etmiş durumda.K.Kore,İran,Küba vs gibi ülkeler dışında da global piyasa'ya bağımlı olmayan ülke kalmadı gibi.

zamanın puck karikatürleri de aslında günümüzün koşullarını en iyi anlatan karikatürler;





Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

paparnoz said:

Ginaly haksız şöyle ki özelleştirme dönemin koşulları ama ölüsü bile kar eden devlet şirketlerinin 3-4 yıllık karlarına satılması


ginaly haklı şöyle ki,

özelleştirme öyle bir sarmala sokuyor ki devletleri mecburen beklenildiğinden çok daha düşük fiyatlara gidiyor. gelip bizden nasıl ucuza alıyorsa adamlar bizden giden şirketler de doğu avrupada ve türki cumhuriyetlerde öyle beleşe devlet kurumu kapatıyorlar. arz talep meselesi. dönemin koşulları kavramının içine bu ucuza gitmeler de giriyor. gelişmekte olan bi ülkenin "ben sosyal devletim lan, kritik yerlerimi yok pahasına satmam" deme lüksü yok, derse adam almaz, "banane lan gider brezilyadan alırım, arjantinden alırım" der. yapılanları doğru olarak nitelendirmiyorum, malesef olan bu diyorum.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

70 milyon'luk bir ülkede tek telekom şirketi var,başka var mı böyle ? Yani Arjantin'den alırım Brezilya'dan alırım olayı değil.
Hali ile yatırımcı ben başka yerden alırım diyemez bir yolsuzluk sarmalı gerçeği ile yüz yüze kalıyoruz,

Senin dediğin olay eğer piyasa da 3 - 4 tane türk telekom gibi şirket olsaydı o zaman doğru olurdu ama tekel bir şirketten ve onca yolsuzluk,torpile rağmen zarar etmeyen bir kurumdan bahsediyoruz.Çukurova Holding'in cirosunun çoğunu oluşturan Digitürk ve Turkcell'in Türk Telekom yüzünden nasıl değer kaybettiğini hepimiz az çok biliyoruz.Şimdi altyapı vs ile türk telekom'a rakip olmaya çalışıyorlar ama türk telekom çoktan tivibu ve sim kart olayıyla direk adamların piyasasının üstüne çöreklendi,tek çıkış yolu da enerji sektörü kaldı büyük ihtimal de bir 10 yıl'a Mehmet Emin Karamehmet Enerji dağıtım tekeli olacak,Telekom'da tam anlamı ile iletişim tekeli konumuna gelecek,böylece bu rekabette ortadan kalkmış olacak.

Yani tekel şirketlerin özelleştirilmeleri mevzularında genelde olayda bir yolsuzluk ve rüşvet döngüsü işliyor yoksa özelleştirmenin sarmalı değil,Türki Cumhuriyetlerde de yolsuzluğun had safha da olduğunu unutmamak gerek.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Birbirleri ile kel alaka sektörleri bünyesinde toplayan şirketler genelde bakkal şirketi oluyor,daha sonra da ellerinde bulunan bu farklı sektörlere ait şirketlerini satışa çıkarıyorlar.Türkiye'de Koç ve Sabancı buna en iyi örnek herhalde.Devlet eli ile yaratıldıkları için ciddi bir uzmanlaşmaya kaymıyorlar.

Yani uzun lafın kısası farklı sektörlere yatırım yapan şirketler var ama global ölçekte o kadar büyük değiller.Yani TT gibi şirketleri alabilecek ölçekte değiller.

Şöyle örnek vereyim Tek başına Türk Telekom 2010 net dönem karı 2,5 milyar lira
Sabancı Holding 2010 net dönem karı 1 milyar 663 milyon lira
Koç Holding 2010 net dönem karı 1.7 Milyar lira
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

paparnoz said:

Bakkal şirket mi bu ? Hem tekstil'e kayıyım bir taraftan iletişim ile ilgileneyim öbür taraftan demir yolları ihalelerine gireyim desin.


adam tekstilde parayı bulur, gider parayı demir yoluna basar. dünyada söz sahibi hemen bütün büyük sanayi şirketleri birden çok sektörde faaliyet gösteriyor zaten.

çok talihsiz bir açıklama olmuş oluyor seninki.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

huun said:

paparnoz said:

Bakkal şirket mi bu ? Hem tekstil'e kayıyım bir taraftan iletişim ile ilgileneyim öbür taraftan demir yolları ihalelerine gireyim desin.


adam tekstilde parayı bulur, gider parayı demir yoluna basar. dünyada söz sahibi hemen bütün büyük sanayi şirketleri birden çok sektörde faaliyet gösteriyor zaten.

çok talihsiz bir açıklama olmuş oluyor seninki.


paparnoz said:

Birbirleri ile kel alaka sektörleri bünyesinde toplayan şirketler genelde bakkal şirketi oluyor


O birden çok sektör birbiri ile bağlantılı sektörler yalnız petrol den parayı vuruyor lojistik masraflarını azaltmak için demiryolu ihalelerine girer,ulaşım masraflarını azaltır vs.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

tabii şimdi bir siemens, bosch, ge, hyundai vs vs vs vs bunlar hep bir bakkal dükkanıdır.

hayır bir de savın temelden hatalı. holding diyorsun, uzmanlaşma diyorsun. adı üstünde işte holding, sermaye yönetimi konusunda uzmanlaşmış zaten uzmanlaşacağı kadar. birbiriyle en alakasız 2 sektör bile tabii ki bu adamların ilgi alanına giriyor. holdingi alakasız sektörlere girdiği için bakkal dükkanı olarak nitelendirmek komik.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

huun said:

tabii şimdi bir siemens, bosch, ge, hyundai vs vs vs vs bunlar hep bir bakkal dükkanıdır.

hayır bir de savın temelden hatalı. holding diyorsun, uzmanlaşma diyorsun. adı üstünde işte holding, sermaye yönetimi konusunda uzmanlaşmış zaten uzmanlaşacağı kadar. birbiriyle en alakasız 2 sektör bile tabii ki bu adamların ilgi alanına giriyor. holdingi alakasız sektörlere girdiği için bakkal dükkanı olarak nitelendirmek komik.


Siemens,Bosch,GE adları üstünde Teknoloji Holdingleri gıda sektöründe de mi varlar ? Yok
Hyundai de Sanayi Holding'i. İletişim sektöründe Bilişimde varlar mı yok.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ginaly derslerine iyi çalışmışın aferim

ama yemezlerrr. böyle "kapitlizm bence de çok kötü ama yapcak bişey yok abi napalım" deyip bizim tarafımızda gözüküp aynı zamanda kapitlizme karşı kendin üzerinden bir sempati yaratmaya çalışıyorsun değil miii

çakal seni
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Dediklerimi en başından yanlış anlıyorsunuz.

Konuya nereden başladık;Telekom ve özelleştirmesinde ki yanlışlık.

ginaly dedi kapitalizm zorluyor,o fiyatın üstüne çıksalar almaz adam başka şirket alır dedi.

Ben dedim ki telekom bu tekel global bir şirket illa almak ister yüksek fiyata da alır ama yolsuzluk var,yerel yöneticiler suçlu.

ginaly dedi ki adam gider o zaman tekstil'e girer.

ben dedim ki bakkal şirket mi bu telekomdan tekstil'e atlasın.

Seagle dedi ki büyük şirketler başka sektörlere de kayar.

bende bakkal şirket tanımımı yineledim,kel alaka sektörlerde birbirleri ile alakasız dallara atlasın.Örnek olarak Sabancı ile Koçu verdim çünkü adamlar Gıda'dan teknoloji'ye Sanayi'ye hizmet'e,Bilişim'e her sektörde varlar.Bir nevi büyük global şirketler'in Türkiye'de ki pazara girmesi için aracı rolünü üstleniyorlar,bir nevi orta kademe şirketleri.Ben bunları bakkal şirket olarak tanımladım,skalaları geniş.

Onun dışında Röntgen cihazı üretmek medical teknoloji'ye giriyor.Teknoloji holdingi de var technology conglomerate nedir ?

Yok temel yanlış deyince kızmıyorum ama eleştirilere de cevap vermeden duramıyorum tabii.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...