fizban Mesaj tarihi: Temmuz 9, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 9, 2011 ha bu arada delillendirilmiş şikeli maçlarda fenerbahçe teşvik vermiş olamaz; keza bursa ve gençlerbirliği trabzon'dna puan alamadılar. 1-0 bitti iki maç da yanılmıyorsam. bu durumda trabzon şike vermiş olur. delillendirilmiş çünkü. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
nileppezdel Mesaj tarihi: Temmuz 9, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 9, 2011 teşebbüs de delillendirilmiş olabilir ve o da suç. Ha teşebbüsü şike yapıldı diye anlatıyorsa emniyet, o onların yetoluğu olur dsfsdf Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
aquila Mesaj tarihi: Temmuz 9, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 9, 2011 nalaka lan, adamlar paryi almis ama isi becerememis. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
benjani Mesaj tarihi: Temmuz 9, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 9, 2011 uzun ama gayet güzel bir yazı.tribündergi den alıntı said: Öncelikle bende şike vardır yoktu kısmını tartışmak istemiyorum, zaten 900 sayfa başlık var. Sadece Mehmet Yıldız ve Emenike'nin serbest bırakılması nedeniyle şimdilik beni olduğuna ikna edecek somut bir olgu yok. Korcan'ın tutuklanması mevcut durumda en çok canımı sıkan. Politizede Ergenekon savsatadır, adamları suçsuz yere yatırıyorlar yazan 10 larca kişi zaten suçsuz olsa başkanları tutuklanmazdı yazmış. Yok yere milletin içinde onları ifşa etmenin lüzumu yok, adalet kendimize lazım olmadıkça umrumuzda değil. Bu olayın başından sonuna kadar siyasi bir hesaplaşmadır. Zaten operasyonun başlangıç kısmı Olgun Peker'den gidiyor. Çevresindeki birçok insan Ergenekon soruşturmasından dolayı uzun süredir içeride yatıyor. Aziz Yıldırım her zaman Genelkurmay'a yakın bir isim olmuştur, Fenerbahçe'de genel anlamda yönetimsel olarak ve taraftar olarak Ulusalcı-Atatürkçü bir ideolojiye sahip. Olaya taraftar grupları değilde asıl kitleyi oluşturan, Kadıköy çevresinde oturan kişiler üzerinden bakınca tabi ki. Erdoğan gibi bir insanın 2 ay önce makamında ağırladığı adamı, onun bilgisi ve izni olmadan Pazar sabah 7 de 'emniyet'' aracılığıyla evinden alamazsın. Yakın zamanda yüzümde gülücükle izlediğim Mehmet Baransu, Rasim Ozan Kütahyalı gibi isimleri görünce şimdi ana avrt küfür ediyorum. Sızmaların ne tarafa yapıldığı, savunan kişilerin kim olduğuna bakınca bile birşeylerin anlaşılması gerek. Aziz Yıldırım'ın Fenerbahçe dergisindeki son yazısı aslında gözden kaçırılan önemli bir detay. İlginç bir şekilde son kale Fenerbahçe vurgusu var yazıda. Muhtemelen kendisi de birşeylerin olacağını biliyordu. Yakın zamanda girdiği bir ihalede cemaate yakın bir işadamını saf dışı bırakıp ihaleyi kazandığı belirli çevrelerde zaten konuşuluyordu. Mehmet Baransu'nun kesin yargı içeren ifadeleri operasyonun hükümet ve cemaat tarafından yürütüldüğünün açık göstergesidir. Dava sürecini önceden duyuran, savcılıktaki içeriği açıklayan Ekrem Açıkel'in abisi.. http://www.youtube.com/watch?v=ktI5mFd8lDk Mesela bu da ilginç bir detay gözden kaçan. Fenerbahçeliler neden yürüyüş yapıyor, neden şike yapan adamı destekliyor diyorlar. Herkes bu hesaplaşmanın farkında, birilerinin çıkarlarının çatıştığını ve bedelinin koskoca bir camiaya ödetildiğinin farkında. Ne bugün adliyeye gidenler ne de Pazar caddeye giden insanlar Aziz Yıldırım meraklısı değil. Aziz Yıldırım'ın 3-4 gündür gittiği emniyete-savcılıpa onun yüzünden neredeyse 10 larca kez giden insanlar bugün adliye önünde dua ediyordu. Oy verdiğim Tayyip Erdoğan nefret ettiğim Aziz Yıldırım'ın yanında böcek kadar değere sahip değildir. Fenerbahçenin başına bir anda Murat Ülker veya Cihan Kamer gelebilir. Onların başkanlığında takım ligde eksi puanla tutulur ve ele geçirme operasyonu başlar. Hükümet sayesinde ligde kaldık algısı yaratılır. Birileri hesaplaşıyor olan bizlere oluyor. Aziz Yıldırım senelerce hapiste kalabilir, örgüt üyeliğinden hüküm yiyebilir. Ya da herkesin unuttuğu bir dönemde sessiz sakin yıllar sonra bırakılabilir. Birileri bizim üzerimizden hesap görüyor. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Grast Mesaj tarihi: Temmuz 9, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 9, 2011 nileppezdel said: Grast said: Bakın çeşitli sebeplerden ötürü verilen cezalar hafifletilebilir ki bu denli büyük hasarları olacak cezalarda neredeyse hafifletilmemesi görülmemiştir. ceza hafifletme şöyle oluyor, mevcut disiplin talimatına göre fazla ağır ceza verildiyse hafifletiliyor. Şöyle açıklayayım: Adam kırmızı kart görür, 3 maç ceza yer. Tahkime gidilir, ceza fazla ağır görülür, 1 maça iner. bu normal Adam kırmızı görür, 1 maç normal olarak en hafif cezayı yer. Tahkime gider, cezası kaldırılır. Bu ancak ve ancak kırmızı kart haksız yere verilmişse olur. Kırmızı kart haklıysa en hafif cezası 1 maç olduğundan daha fazla indirilmez. Yani şike cezasını tahkimin kaldırmasının tek yolu şike yapılmadığına karar vermesi olur. Tartışılacak bir durum varsa da zaten düşürme cezası çıkmayacağından bu hayal gibi bir şey Bak anlatamıyorum sanırım Juventus - Milan olayında olay artık itirafa dahi gelmişti fakat tahkim ceza hafifletmeye gitti. 3. yazışım bu bu arada. Ha şunuda belirtiyim italyan futbol yasasında kurallar cok daha katı çünkü türkiye gibi değiller ülkeyi Mafya yönetir durumda ve sürekli dönen bişey var hani ceza ibrette olmuo italyada ki cezaların maddi kısmıda oldukça üst durumda. Tekrar diyorum Fenerbahçenin 2011-2012 sezonuna bank asya 2. ligde başlama olasılığı kati suretle yoktur. Bu konuda dilediğiniz iddialaşmayada varım Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Masquerade Mesaj tarihi: Temmuz 9, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 9, 2011 fizban, sike, tesvik diyince siz ailecek kiz istemeye gider gibi mac istemeye mi gidiliyor saniyorsunuz? :p sike yapmak icin 2 futbolcu ayarlarsin, o 2 adam her turlu sabote etmeye calisir, defans ise geri geri kacar, forvet ise sahada eli belinde gezer ama 9 kisi canini disine takar seni yener sen yine sike yapmis olursun ama basarisiz bir sike olmus olur. yunanistanda da sike skandali var bak. adamlar faillamis ama bu sucu masum kilmiyor. Marinakis: Maçı gördün mü? Çuvalladık. Beos: Kabahat sizde. Oysa her şey ayarlanmıştı. Ama kardeşim seninkiler doğru dürüst bir şut bile çekemedi. Ne istiyordunuz yani, hakem topu alıp PAOK'un kalesine gol mü atacaktı... Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
benjani Mesaj tarihi: Temmuz 9, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 9, 2011 benjani said: uzun ama gayet güzel bir yazı.tribündergi den alıntı said: Öncelikle bende şike vardır yoktu kısmını tartışmak istemiyorum, zaten 900 sayfa başlık var. Sadece Mehmet Yıldız ve Emenike'nin serbest bırakılması nedeniyle şimdilik beni olduğuna ikna edecek somut bir olgu yok. Korcan'ın tutuklanması mevcut durumda en çok canımı sıkan. Politizede Ergenekon savsatadır, adamları suçsuz yere yatırıyorlar yazan 10 larca kişi zaten suçsuz olsa başkanları tutuklanmazdı yazmış. Yok yere milletin içinde onları ifşa etmenin lüzumu yok, adalet kendimize lazım olmadıkça umrumuzda değil. Bu olayın başından sonuna kadar siyasi bir hesaplaşmadır. Zaten operasyonun başlangıç kısmı Olgun Peker'den gidiyor. Çevresindeki birçok insan Ergenekon soruşturmasından dolayı uzun süredir içeride yatıyor. Aziz Yıldırım her zaman Genelkurmay'a yakın bir isim olmuştur, Fenerbahçe'de genel anlamda yönetimsel olarak ve taraftar olarak Ulusalcı-Atatürkçü bir ideolojiye sahip. Olaya taraftar grupları değilde asıl kitleyi oluşturan, Kadıköy çevresinde oturan kişiler üzerinden bakınca tabi ki. Erdoğan gibi bir insanın 2 ay önce makamında ağırladığı adamı, onun bilgisi ve izni olmadan Pazar sabah 7 de 'emniyet'' aracılığıyla evinden alamazsın. Yakın zamanda yüzümde gülücükle izlediğim Mehmet Baransu, Rasim Ozan Kütahyalı gibi isimleri görünce şimdi ana avrt küfür ediyorum. Sızmaların ne tarafa yapıldığı, savunan kişilerin kim olduğuna bakınca bile birşeylerin anlaşılması gerek. Aziz Yıldırım'ın Fenerbahçe dergisindeki son yazısı aslında gözden kaçırılan önemli bir detay. İlginç bir şekilde son kale Fenerbahçe vurgusu var yazıda. Muhtemelen kendisi de birşeylerin olacağını biliyordu. Yakın zamanda girdiği bir ihalede cemaate yakın bir işadamını saf dışı bırakıp ihaleyi kazandığı belirli çevrelerde zaten konuşuluyordu. Mehmet Baransu'nun kesin yargı içeren ifadeleri operasyonun hükümet ve cemaat tarafından yürütüldüğünün açık göstergesidir. Dava sürecini önceden duyuran, savcılıktaki içeriği açıklayan Ekrem Açıkel'in abisi.. http://www.youtube.com/watch?v=ktI5mFd8lDk Mesela bu da ilginç bir detay gözden kaçan. Fenerbahçeliler neden yürüyüş yapıyor, neden şike yapan adamı destekliyor diyorlar. Herkes bu hesaplaşmanın farkında, birilerinin çıkarlarının çatıştığını ve bedelinin koskoca bir camiaya ödetildiğinin farkında. Ne bugün adliyeye gidenler ne de Pazar caddeye giden insanlar Aziz Yıldırım meraklısı değil. Aziz Yıldırım'ın 3-4 gündür gittiği emniyete-savcılıpa onun yüzünden neredeyse 10 larca kez giden insanlar bugün adliye önünde dua ediyordu. Oy verdiğim Tayyip Erdoğan nefret ettiğim Aziz Yıldırım'ın yanında böcek kadar değere sahip değildir. Fenerbahçenin başına bir anda Murat Ülker veya Cihan Kamer gelebilir. Onların başkanlığında takım ligde eksi puanla tutulur ve ele geçirme operasyonu başlar. Hükümet sayesinde ligde kaldık algısı yaratılır. Birileri hesaplaşıyor olan bizlere oluyor. Aziz Yıldırım senelerce hapiste kalabilir, örgüt üyeliğinden hüküm yiyebilir. Ya da herkesin unuttuğu bir dönemde sessiz sakin yıllar sonra bırakılabilir. Birileri bizim üzerimizden hesap görüyor. ayrıca aziz yıldırım'ın avukatı gayet açıkladı olayı:"öyle belli bir kitap değil, herhangi bir siyasi kitap" Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Masquerade Mesaj tarihi: Temmuz 9, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 9, 2011 Osman Acikel`in kardesi olan Ekrem Acikel bu davada hayvan gibi delilleri servis eden isim olmasi bu operasyonda... TASLAR YERINE OTURDU! Yine abisi gibi Ekrem de 23 Haziran`da buyuk olaylara gebe Turkiye hazir olun diye bir tweet atmisti. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
nileppezdel Mesaj tarihi: Temmuz 9, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 9, 2011 yahu tahkim disiplin yönetmeliğine aykırı davranamaz diyorum daha hala... sdfsdf laf anlatamıyoruz neyse takılın siz muz cumhuriyetinizde Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
fizban Mesaj tarihi: Temmuz 9, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 9, 2011 masq; o zaman da fenerbahçe'nin teşvik primi verdiği oyuncuların bir an önce çıkartılması gerekiyor, federasyon'un da işlem yapması gerkeiyor. sonuçta artık polisin bir işi kalmadı, yan gelip yatıyor polis. savcıda artık olay, hepsi mahkemeye çıkarıldı şüphelilerin. ve adli tatil beklenirse, futbolcular tff'den ceza almadan 2 ay oynayacaklar. neyse anlattım ben derdimi. bu arada açıkel biraderler iyiymiş; vaperonla beraber bir göz odada yaşarlar inşallah. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
aquila Mesaj tarihi: Temmuz 9, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 9, 2011 Grast said: Tekrar diyorum Fenerbahçenin 2011-2012 sezonuna bank asya 2. ligde başlama olasılığı kati suretle yoktur. Bu konuda dilediğiniz iddialaşmayada varım olasiligi var, dusurmeye yetemezler ayri bi mesele. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Buddha Mesaj tarihi: Temmuz 9, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 9, 2011 benjani said: uzun ama gayet güzel bir yazı.tribündergi den alıntı said: Öncelikle bende şike vardır yoktu kısmını tartışmak istemiyorum, zaten 900 sayfa başlık var. Sadece Mehmet Yıldız ve Emenike'nin serbest bırakılması nedeniyle şimdilik beni olduğuna ikna edecek somut bir olgu yok. Korcan'ın tutuklanması mevcut durumda en çok canımı sıkan. Politizede Ergenekon savsatadır, adamları suçsuz yere yatırıyorlar yazan 10 larca kişi zaten suçsuz olsa başkanları tutuklanmazdı yazmış. Yok yere milletin içinde onları ifşa etmenin lüzumu yok, adalet kendimize lazım olmadıkça umrumuzda değil. Bu olayın başından sonuna kadar siyasi bir hesaplaşmadır. Zaten operasyonun başlangıç kısmı Olgun Peker'den gidiyor. Çevresindeki birçok insan Ergenekon soruşturmasından dolayı uzun süredir içeride yatıyor. Aziz Yıldırım her zaman Genelkurmay'a yakın bir isim olmuştur, Fenerbahçe'de genel anlamda yönetimsel olarak ve taraftar olarak Ulusalcı-Atatürkçü bir ideolojiye sahip. Olaya taraftar grupları değilde asıl kitleyi oluşturan, Kadıköy çevresinde oturan kişiler üzerinden bakınca tabi ki. Erdoğan gibi bir insanın 2 ay önce makamında ağırladığı adamı, onun bilgisi ve izni olmadan Pazar sabah 7 de 'emniyet'' aracılığıyla evinden alamazsın. Yakın zamanda yüzümde gülücükle izlediğim Mehmet Baransu, Rasim Ozan Kütahyalı gibi isimleri görünce şimdi ana avrt küfür ediyorum. Sızmaların ne tarafa yapıldığı, savunan kişilerin kim olduğuna bakınca bile birşeylerin anlaşılması gerek. Aziz Yıldırım'ın Fenerbahçe dergisindeki son yazısı aslında gözden kaçırılan önemli bir detay. İlginç bir şekilde son kale Fenerbahçe vurgusu var yazıda. Muhtemelen kendisi de birşeylerin olacağını biliyordu. Yakın zamanda girdiği bir ihalede cemaate yakın bir işadamını saf dışı bırakıp ihaleyi kazandığı belirli çevrelerde zaten konuşuluyordu. Mehmet Baransu'nun kesin yargı içeren ifadeleri operasyonun hükümet ve cemaat tarafından yürütüldüğünün açık göstergesidir. Dava sürecini önceden duyuran, savcılıktaki içeriği açıklayan Ekrem Açıkel'in abisi.. http://www.youtube.com/watch?v=ktI5mFd8lDk Mesela bu da ilginç bir detay gözden kaçan. Fenerbahçeliler neden yürüyüş yapıyor, neden şike yapan adamı destekliyor diyorlar. Herkes bu hesaplaşmanın farkında, birilerinin çıkarlarının çatıştığını ve bedelinin koskoca bir camiaya ödetildiğinin farkında. Ne bugün adliyeye gidenler ne de Pazar caddeye giden insanlar Aziz Yıldırım meraklısı değil. Aziz Yıldırım'ın 3-4 gündür gittiği emniyete-savcılıpa onun yüzünden neredeyse 10 larca kez giden insanlar bugün adliye önünde dua ediyordu. Oy verdiğim Tayyip Erdoğan nefret ettiğim Aziz Yıldırım'ın yanında böcek kadar değere sahip değildir. Fenerbahçenin başına bir anda Murat Ülker veya Cihan Kamer gelebilir. Onların başkanlığında takım ligde eksi puanla tutulur ve ele geçirme operasyonu başlar. Hükümet sayesinde ligde kaldık algısı yaratılır. Birileri hesaplaşıyor olan bizlere oluyor. Aziz Yıldırım senelerce hapiste kalabilir, örgüt üyeliğinden hüküm yiyebilir. Ya da herkesin unuttuğu bir dönemde sessiz sakin yıllar sonra bırakılabilir. Birileri bizim üzerimizden hesap görüyor. Video şok etkisi yarattı açıkçası. Yazıda gayet güzel yazı. Şu video çok şey anlatıyor. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Buddha Mesaj tarihi: Temmuz 9, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 9, 2011 -2 çocuğu olan adamın çocuklarına yazık olacak. (Aziz Yıldırım) -Büyüklerimden izin aldım. -Artık herşey değişti. Bildiğin AKP bildiğin cemaatçiler. Tehdit savurmalar büyüklerimden izin aldımlar zaman değişti hepinizi bilmem ne yapıcazlar. Kaldı ki bakanları açıklarken Tayyip'e bu davayı sordular o cevaptan anlaşılmalıydı. Direk ergenekoncular balyozcuları temizledik kalanlarıda temizliyoruz temizleycez cinsinden bir cevap. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
nileppezdel Mesaj tarihi: Temmuz 9, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 9, 2011 tahkim said: TFF Statüsü ve ilgili talimatlarda belirtilen nitelikteki uyuşmazlıklar ile ilgili nihai karar merciidir. buradan ben TFF statüsü dışında karar veremediğini anlıyorum ama yanlış mı anlıyorum? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Grast Mesaj tarihi: Temmuz 9, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 9, 2011 nileppezdel said: yahu tahkim disiplin yönetmeliğine aykırı davranamaz diyorum daha hala... sdfsdf laf anlatamıyoruz neyse takılın siz muz cumhuriyetinizdeBak tekrar diyorum buraya çıksın 2-3 hukukçu yazsında detaylı belki anlarsın. Türkiye Cumhuriyeti hukuğunda yer alan birşey olmakla beraber aynı zamanda tüm dünya hukuğunda geçerli olan birşey vardır. Verilmiş cezalarda indirime gidilebilmekle beraber Af bile söz konusu olabilir. Genel çıkar adına itiraz sonrası Hukuk kitabında yazan kanuna göre farklı bir karar çıkabilir. Ki bu tür olaylar gibi olaya karışan karışmayan herkesin zarar göreceği bir ortamda. Tahkim sonrası cezanın bu şekilde kalması İmkansıza yakındır kaç hukukçu tanıdığım varsa kaç gündür insanlara telefondan mesaj fln spamlıyorum. Aynı şekilde dedem savcı ona defalarca soruyorum. Hepsinden aldığım cevap tek bir cevap : Fenerbahçe küme düşmez Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Larva Mesaj tarihi: Temmuz 9, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 9, 2011 Bence bu sene avrupaya hic bir takimi gondermiyoruz once bir heryeri temizleyelim, ondan sonra devam ederiz diyelim. GSli Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
nileppezdel Mesaj tarihi: Temmuz 9, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 9, 2011 Grast said: nileppezdel said: yahu tahkim disiplin yönetmeliğine aykırı davranamaz diyorum daha hala... sdfsdf laf anlatamıyoruz neyse takılın siz muz cumhuriyetinizdeBak tekrar diyorum buraya çıksın 2-3 hukukçu yazsında detaylı belki anlarsın. Türkiye Cumhuriyeti hukuğunda yer alan birşey olmakla beraber aynı zamanda tüm dünya hukuğunda geçerli olan birşey vardır. Verilmiş cezalarda indirime gidilebilmekle beraber Af bile söz konusu olabilir. Genel çıkar adına itiraz sonrası Hukuk kitabında yazan kanuna göre farklı bir karar çıkabilir. Ki bu tür olaylar gibi olaya karışan karışmayan herkesin zarar göreceği bir ortamda. Tahkim sonrası cezanın bu şekilde kalması İmkansıza yakındır kaç hukukçu tanıdığım varsa kaç gündür insanlara telefondan mesaj fln spamlıyorum. Aynı şekilde dedem savcı ona defalarca soruyorum. Hepsinden aldığım cevap tek bir cevap : Fenerbahçe küme düşmez o zaman dünya hukuğu da bitmiş arkadaş. Genel çıkar için kanunda bulunmayan işlem yapmak ne demek? Ne anlamı kaldı o zaman o kanunu koymanın? Her duruma göre ayrı kanun sıkalım kafamıza göre karar verelim? Tamam izlemeyelim futbol daha iyi yani şu saatten sonra Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Grast Mesaj tarihi: Temmuz 9, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 9, 2011 Larva said: Bence bu sene avrupaya hic bir takimi gondermiyoruz once bir heryeri temizleyelim, ondan sonra devam ederiz diyelim. GSli Senin tuzun kuru tabi. Hadi fenerbahçeyi geçtimde Trabzon - Bursa - Antep - Beşiktaşlı biri buraya gelse sana vereceği bir cevabı hayal et bakalım =) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
adamınbiri Mesaj tarihi: Temmuz 9, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 9, 2011 aquila said: Grast said: Tekrar diyorum Fenerbahçenin 2011-2012 sezonuna bank asya 2. ligde başlama olasılığı kati suretle yoktur. Bu konuda dilediğiniz iddialaşmayada varım nesine? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği… Masquerade Mesaj tarihi: Temmuz 9, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 9, 2011 said: Bülent Uygun'u yakan görüntüler TAMER OSKAY 09.07.2011 Ali Kıratlı Eskişehirspor-Fenerbahçe maçı öncesi Bülent Uygun'la bir restoranda buluştu. Kıratlı sonra parayla ilgili şifreli bilgi verdi http://i.sabah.com.tr/sbh/2011/07/09...3921645257.jpgSporToto Süper Lig'in 28. haftasında 9 Nisan 2011 günü oynanan Eskişehirspor- Fenerbahçe müsabakasından önce, Aziz Yıldırım'ın talimatı üzerine Ali Kıratlı Eskişehir'e gitti. 7 Nisan günü Eskişehir'e gelen Ali Kıratlı ve Mustafa Anlı, Bursa yolu üzerindeki Anemon Otel'e yerleşti. Ali Kıratlı bu yolculukta 24 UGZ 79 plakalı siyah renkli BMW aracını kullandı. O akşam saat 21.43'te Ümit Karan'ı arayan Ali Kıratlı "Donanımlı geldim" dedi. Aynı gün Ali Kıratlı, Mustafa Anlı, Muhammed Şenyüz ve Bülent Uygun otelin karşısındaki Neo Plus adlı AVM'de buluşarak Şeff Restoran'a geçti. Restoranda sevgili rolünde oturan iki polis bu buluşmayı gizli kamera ile görüntüledi. ŞİKE PARASI TFF'DEN... Yapılan teknik takipte Aziz Yıldırım'ın şike parası için TFF'den faydalandığı belirlendi. 5 Nisan 2011 günü TFF yöneticisi Mehmet Levent Kızıl ile konu hakkında görüştükleri ve Levent Kızıl'ın söz konusu paranın ertesi gün Fenerbahçe Kulübü'ne verileceğini söylediği, bunun üzerine Aziz Yıldırım'ın kulübün mali işlerine bakan Tamer Yelkovan'ı aradığı ve "1.5 trilyonu takip et sen. Oradan 200'ü ayır şeye... Yalnız İlhan..." diyerek talimat verdiği belirlendi. Eskişehirspor karşılaşması öncesi yapılacak şike anlaşması karşılığında ödenecek olan şike parası hakkında "250 gram" (polis bu şifreyi 250 bin dolar olduğunu değerlendiriyor) şeklinde şifreli sözler kullandıkları ortaya çıktı. Ekşioğlu'nun ödenecek olan para konusunda herhangi bir sorun olmayacağını "Hiç gecikme, bilmem ne, olmayacak. Anında... İkisine de aynı anda söyle" şeklinde Ali Kıratlı'ya ilettiği dinlemeye takıldı. Dinlemelere takılan konuşmalara göre, Ali Kıratlı'nın Ümit Karan'ın diğer oyuncularla görüştüğünü kast ederek "Yani çokuz diyor... Herkes de bekliyor diyor... Aşırı şekilde diyor... İkincisi 300 gram alırız... Mühim olan birincisi... Biraz yükselttim sana sormadan... 50'şer 50'şer zam yaptım" diyerek Ekşioğlu'na bilgi verdi. http://i.sabah.com.tr/sbh/2011/07/09...5606187288.jpg"BENİM İÇİN OYNAYIN" Bu bilgiler ışığında organize polisi Bülent Uygun'a "Ali Kıratlı ne zaman ve nerede görüştün? Şike parası olarak sana kaç para teklif edildi?" diye sorunca Uygun "Hiçbir ortamda şike konuşmadım. Hatta futbolcularımla yaptığım toplantıda Fenerbahçe maçının çok hassas bir maç olduğunu, bu nedenle birbirleri ile yaptıkları görüşmelere bile dikkat etmelerini, bu maçı benim için kazanmalarını, her zamankinden iki kat daha iyi oynamalarını rica ettim. Ali Kıratlı'yı maçın oynandığı sabah gördüm" dedi. "ALLAH RAZI OLSUN ONDAN" 9 Nisan günü oynanan maç Fenerbahçe'nin 1-3'lük galibiyeti ile sona erdi. Sezer Öztürk maçın ilk yarısında Ümit Karan ikinci yarısında oynadı. Maçın hemen ardından Ekşioğlu Ali Kıratlı'yı arayarak şunları söyledi: "Aliciğim tebrikler... Pazartesi sabah ofiste buluşana kadar bir şey bırakma orada... Allah razı olsun Bülent'ten... Teknik direktör... Evet gerekeni yaptı o..." dedi. Maçtan iki gün sonra 11 Nisan günü Ekşioğlu, Ali Kıratlı'yı aradı ve Bülent Uygun'un yanına getirmesini istedi. Buluşma gece geç saatlerde Ekşioğlu'nun evinde olacaktı. İlhan Ekşioğlu, Fenerbahçe'nin mali işler sorumlusu olan Tamer Yelkovan'ı aradı. Yelkovan bu görüşmede "Olmazsa ben dövizciden bir 100 bin buldurtayım. Evet o 100 bini verelim... Biz haftaya 200-300 veririz" dedi. 'GÖRÜŞMEDİM' DEDİ AMA... Bugörüşmelerin ardından Bülent Uygun ve Ali Kıratlı, Mecnun Otyakmaz'ın ofisinde buluştu. Ardından hep birlikte İlhan Ekşioğlu'nun evine gidildi. Uygun, polise verdiği ifadede İstanbul'a gittiğini, Ali Kıratlı ile buluştuğunu doğruladı ama İlhan Ekşioğlu'nun evine gittiğini kabul etmedi. Ancak bu ziyaret polis tutanağında şu satırlarla yer aldı: "... Mecnun Otyakmaz'ın ofisinden ayrıldıktan sonra Ali Kıratlı ile beraber Fenerbahçe Spor Kulübü yöneticilerinden İlhan Ekşioğlu isimli şahsın Kandilli Mahallesi İdman Sokak'ta ikamet ettiği Demirevler Sema Villalları'na 22.30 sıralarında giriş yaptığı. Siteye girerken Bülent Uygun'un Ali Kıratlı'ya ait 34 UGZ 79 plakalı aracın sağ ön koltuğunda oturduğu, aracın 00.42'de çıktığı, daha sonra Sahrayıcedit Mahallesi Halk Sokak'ta park halinde bulunan Bülent Uygun'a ait 34 BLT 77 plakalı beyaz Land Rover marka aracın yanında durduğu, Bülent Uygun'un araçtan inerek bu araca bindiği görülmüştür." Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği… Grast Mesaj tarihi: Temmuz 9, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 9, 2011 nileppezdel said: Grast said: nileppezdel said: yahu tahkim disiplin yönetmeliğine aykırı davranamaz diyorum daha hala... sdfsdf laf anlatamıyoruz neyse takılın siz muz cumhuriyetinizdeBak tekrar diyorum buraya çıksın 2-3 hukukçu yazsında detaylı belki anlarsın. Türkiye Cumhuriyeti hukuğunda yer alan birşey olmakla beraber aynı zamanda tüm dünya hukuğunda geçerli olan birşey vardır. Verilmiş cezalarda indirime gidilebilmekle beraber Af bile söz konusu olabilir. Genel çıkar adına itiraz sonrası Hukuk kitabında yazan kanuna göre farklı bir karar çıkabilir. Ki bu tür olaylar gibi olaya karışan karışmayan herkesin zarar göreceği bir ortamda. Tahkim sonrası cezanın bu şekilde kalması İmkansıza yakındır kaç hukukçu tanıdığım varsa kaç gündür insanlara telefondan mesaj fln spamlıyorum. Aynı şekilde dedem savcı ona defalarca soruyorum. Hepsinden aldığım cevap tek bir cevap : Fenerbahçe küme düşmez o zaman dünya hukuğu da bitmiş arkadaş. Genel çıkar için kanunda bulunmayan işlem yapmak ne demek? Ne anlamı kaldı o zaman o kanunu koymanın? Her duruma göre ayrı kanun sıkalım kafamıza göre karar verelim? Tamam izlemeyelim futbol daha iyi yani şu saatten sonraBak =) (yarabbim bana sabır ver) Arkadaşım hukuğa ayrı birşey söz konusu değildir. Hukuk kitabı içinde. Herkesin verilen karara itiraz hakkı vardır. İtiraz doğrultusunda adamlar gidip haa itiraz ettiler hadi şu cezayı biraz hafifletelim diye karar vermiyor günlerce zaten haklı bir kısım arıyorlar zaten hukuk bazında kendini tahkime taşıyacak bir mecra elbet eline çeşitle belgeler alıp gidecektir. Haklı bir gerekçe bile hatta durumu muhallak hale getirebilecek (şikenin yapılmamasından bahsetmiyorum) bir kararın değişimini etkileyebilir. Kaldı ki tekrar hukuğun el verdiği birşeyde itiraf halinde iyi hal'den bile ceza inmekte. Yani Fenerbahçe'nin burda iyi düşünmesi gerekiyor ki zaten hukuk konusunda burda senden benden herkesten daha tecrübeli ve theory craftı yüksek olan insanlar olacaktır. Fenerbahçe itiraf eder davada iyi niyetlilikten faydalanmaya çalışıp ligdeki yerini koruyabilir yada Olayın daha tricky kısmı olan tüm iddiaların TAM ANLAMIYLA kanıtlanamamasını sağlayarak süründürür. bu iki koşuldada ceza hafifletmesi mümkündür. ve burda hukuğa aykırı hiç birşey yoktur. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği… benjani Mesaj tarihi: Temmuz 9, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 9, 2011 Masquerade said: said: Bülent Uygun'u yakan görüntüler TAMER OSKAY 09.07.2011 Ali Kıratlı Eskişehirspor-Fenerbahçe maçı öncesi Bülent Uygun'la bir restoranda buluştu. Kıratlı sonra parayla ilgili şifreli bilgi verdi http://i.sabah.com.tr/sbh/2011/07/09...3921645257.jpgSporToto Süper Lig'in 28. haftasında 9 Nisan 2011 günü oynanan Eskişehirspor- Fenerbahçe müsabakasından önce, Aziz Yıldırım'ın talimatı üzerine Ali Kıratlı Eskişehir'e gitti. 7 Nisan günü Eskişehir'e gelen Ali Kıratlı ve Mustafa Anlı, Bursa yolu üzerindeki Anemon Otel'e yerleşti. Ali Kıratlı bu yolculukta 24 UGZ 79 plakalı siyah renkli BMW aracını kullandı. O akşam saat 21.43'te Ümit Karan'ı arayan Ali Kıratlı "Donanımlı geldim" dedi. Aynı gün Ali Kıratlı, Mustafa Anlı, Muhammed Şenyüz ve Bülent Uygun otelin karşısındaki Neo Plus adlı AVM'de buluşarak Şeff Restoran'a geçti. Restoranda sevgili rolünde oturan iki polis bu buluşmayı gizli kamera ile görüntüledi. ŞİKE PARASI TFF'DEN... Yapılan teknik takipte Aziz Yıldırım'ın şike parası için TFF'den faydalandığı belirlendi. 5 Nisan 2011 günü TFF yöneticisi Mehmet Levent Kızıl ile konu hakkında görüştükleri ve Levent Kızıl'ın söz konusu paranın ertesi gün Fenerbahçe Kulübü'ne verileceğini söylediği, bunun üzerine Aziz Yıldırım'ın kulübün mali işlerine bakan Tamer Yelkovan'ı aradığı ve "1.5 trilyonu takip et sen. Oradan 200'ü ayır şeye... Yalnız İlhan..." diyerek talimat verdiği belirlendi. Eskişehirspor karşılaşması öncesi yapılacak şike anlaşması karşılığında ödenecek olan şike parası hakkında "250 gram" (polis bu şifreyi 250 bin dolar olduğunu değerlendiriyor) şeklinde şifreli sözler kullandıkları ortaya çıktı. Ekşioğlu'nun ödenecek olan para konusunda herhangi bir sorun olmayacağını "Hiç gecikme, bilmem ne, olmayacak. Anında... İkisine de aynı anda söyle" şeklinde Ali Kıratlı'ya ilettiği dinlemeye takıldı. Dinlemelere takılan konuşmalara göre, Ali Kıratlı'nın Ümit Karan'ın diğer oyuncularla görüştüğünü kast ederek "Yani çokuz diyor... Herkes de bekliyor diyor... Aşırı şekilde diyor... İkincisi 300 gram alırız... Mühim olan birincisi... Biraz yükselttim sana sormadan... 50'şer 50'şer zam yaptım" diyerek Ekşioğlu'na bilgi verdi. http://i.sabah.com.tr/sbh/2011/07/09...5606187288.jpg"BENİM İÇİN OYNAYIN" Bu bilgiler ışığında organize polisi Bülent Uygun'a "Ali Kıratlı ne zaman ve nerede görüştün? Şike parası olarak sana kaç para teklif edildi?" diye sorunca Uygun "Hiçbir ortamda şike konuşmadım. Hatta futbolcularımla yaptığım toplantıda Fenerbahçe maçının çok hassas bir maç olduğunu, bu nedenle birbirleri ile yaptıkları görüşmelere bile dikkat etmelerini, bu maçı benim için kazanmalarını, her zamankinden iki kat daha iyi oynamalarını rica ettim. Ali Kıratlı'yı maçın oynandığı sabah gördüm" dedi. "ALLAH RAZI OLSUN ONDAN" 9 Nisan günü oynanan maç Fenerbahçe'nin 1-3'lük galibiyeti ile sona erdi. Sezer Öztürk maçın ilk yarısında Ümit Karan ikinci yarısında oynadı. Maçın hemen ardından Ekşioğlu Ali Kıratlı'yı arayarak şunları söyledi: "Aliciğim tebrikler... Pazartesi sabah ofiste buluşana kadar bir şey bırakma orada... Allah razı olsun Bülent'ten... Teknik direktör... Evet gerekeni yaptı o..." dedi. Maçtan iki gün sonra 11 Nisan günü Ekşioğlu, Ali Kıratlı'yı aradı ve Bülent Uygun'un yanına getirmesini istedi. Buluşma gece geç saatlerde Ekşioğlu'nun evinde olacaktı. İlhan Ekşioğlu, Fenerbahçe'nin mali işler sorumlusu olan Tamer Yelkovan'ı aradı. Yelkovan bu görüşmede "Olmazsa ben dövizciden bir 100 bin buldurtayım. Evet o 100 bini verelim... Biz haftaya 200-300 veririz" dedi. 'GÖRÜŞMEDİM' DEDİ AMA... Bugörüşmelerin ardından Bülent Uygun ve Ali Kıratlı, Mecnun Otyakmaz'ın ofisinde buluştu. Ardından hep birlikte İlhan Ekşioğlu'nun evine gidildi. Uygun, polise verdiği ifadede İstanbul'a gittiğini, Ali Kıratlı ile buluştuğunu doğruladı ama İlhan Ekşioğlu'nun evine gittiğini kabul etmedi. Ancak bu ziyaret polis tutanağında şu satırlarla yer aldı: "... Mecnun Otyakmaz'ın ofisinden ayrıldıktan sonra Ali Kıratlı ile beraber Fenerbahçe Spor Kulübü yöneticilerinden İlhan Ekşioğlu isimli şahsın Kandilli Mahallesi İdman Sokak'ta ikamet ettiği Demirevler Sema Villalları'na 22.30 sıralarında giriş yaptığı. Siteye girerken Bülent Uygun'un Ali Kıratlı'ya ait 34 UGZ 79 plakalı aracın sağ ön koltuğunda oturduğu, aracın 00.42'de çıktığı, daha sonra Sahrayıcedit Mahallesi Halk Sokak'ta park halinde bulunan Bülent Uygun'a ait 34 BLT 77 plakalı beyaz Land Rover marka aracın yanında durduğu, Bülent Uygun'un araçtan inerek bu araca bindiği görülmüştür." bülent e o kadar para verdiysek yazık valla. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği… nileppezdel Mesaj tarihi: Temmuz 9, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 9, 2011 Bak kanıt yoksa düşürülmemelidir ona katılıyorum, ama itiraf halinde "en hafif" cezadan daha azı verilememeli. Ceza indirimi en hafif cezadan daha azına kadar gider mi? Gider. Bu etik midir? Bence bu hukuğun kara lekesidir. Fenerbahçeyle ilgili değil, genel söylüyorum. Sen bir kanun yazdıysan ve bunda x suçu için en hafif ve giderek ağırlaşan maddeler varsa, bundan daha hafif ceza vermen "bence" tamamen etik dışıdır. Şimdi kanıtlar tamamen gerçekse, itiraf gelse bile küme düşme cezası verilmelidir ve değiştirmemelidir. Cezaların caydırıcılığının bittiği yerde, adalet biter çünkü edit: itiraf konusunda da, şimdi adam hiç olaydan polisin haberi yokken itiraf ederse, eyvallah bir iyi hal durumu vardır. Ama adamı sabah evinden alıp, kanıtları yüzüne yüzüne vurduktan sonra "evet yaptım" diyorsa bu zaten daha fazla inkarın anlamı olmadığı noktada suçu kabullenmektir, itiraf ve iyi hal durumunda kabul edilmemelidir. Bu konuda haksız mıyım? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği… Grast Mesaj tarihi: Temmuz 9, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 9, 2011 nileppezdel said: Bak kanıt yoksa düşürülmemelidir ona katılıyorum, ama itiraf halinde "en hafif" cezadan daha azı verilememeli. Ceza indirimi en hafif cezadan daha azına kadar gider mi? Gider. Bu etik midir? Bence bu hukuğun kara lekesidir. Fenerbahçeyle ilgili değil, genel söylüyorum. Sen bir kanun yazdıysan ve bunda x suçu için en hafif ve giderek ağırlaşan maddeler varsa, bundan daha hafif ceza vermen "bence" tamamen etik dışıdır. Şimdi kanıtlar tamamen gerçekse, itiraf gelse bile küme düşme cezası verilmelidir ve değiştirmemelidir. Cezaların caydırıcılığının bittiği yerde, adalet biter çünkü edit: itiraf konusunda da, şimdi adam hiç olaydan polisin haberi yokken itiraf ederse, eyvallah bir iyi hal durumu vardır. Ama adamı sabah evinden alıp, kanıtları yüzüne yüzüne vurduktan sonra "evet yaptım" diyorsa bu zaten daha fazla inkarın anlamı olmadığı noktada suçu kabullenmektir, itiraf ve iyi hal durumunda kabul edilmemelidir. Bu konuda haksız mıyım?Yani ceza daha nekadar caydırıcı olabilir ? 1 senelik emeği 1-2 maçla veriosun. Şampiyonluğun elinden alınıyor avrupa kupalarına katılım hakkın (belki) elinden alınıyor ve bir sonraki sene -9 fln bir puanla başlıyorsun bu yeterince caydırıcı bir cezadır. Herşeyden öte bu işe karışan kişilerin alacağı cezalarda oldukça caydırıcı. sonuç olarak aziz yıldırım şu an aman ben ömrümü çürütiyimde fenerbahçe camiası kurtulsun görüşünde değildir bizzat kendi bulunduğu durumdan daha rahatsız olacaktır elbette ki buda yeterince caydırıcıdır. Ayrıca biraz düşünsen anlayacaksın. Dünyanın büyümesiyle (lafta yada değil) Hukuğun globalleştiği bir ortamda bu denli davalar ve sürekli bir işler dönerken. hani ülke hangi krizlerle uğraşacak ? Çünkü hukuğun en önemli kaidesi belki 1000. kez yazılıyor burda ama "Hiçkimsenin suçu tam anlamıyla kanıtlanmadan herkes masumdur" bu kaideye dayanarak bir çok olayda tam anlamıyla ceza vermen mümkün değil. Aslında suçunu itiraf etmesi adına zanlı'ya bir rüşvet verilir hapis cezasını yada bir cezayı hafifletmeye giderek. O tricky dediğim durum halinde bırak Fenerbahçe'nin küme düşmesi şampiyonluğunun geri alınması bile zora girebilir kısa vadede. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği… nileppezdel Mesaj tarihi: Temmuz 9, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 9, 2011 dediğim gibi ortada kanıt yoksa zaten düşürmesinler, çok yanlış ve anlamsız olur. Anlatmak istediğim nokta şu ki, şimdi ikimiz de futbolu biliyoruz, zaten kanıtlanması en zor suçlardan biri şikeyken, sen sadece 1 seneyi kaybetme cezası verirsen, adam zaten 30 senedir şike döndürüyorsa bu ligde, ki bu konuda hemfikir sanırım herkes, devam eder buna aman zaten yakalamaları çok zor, yakalarlarsa da 1 sene gider, ben de anlaşır cezamda indirime giderim zaten güçlü adamım der. Ama sen küme düşürürsen, 5 sene toparlanamayacak. Bu gerçekten caydırıcı bir ceza olur. Bak Galatasaray'lıyım, diyorum ki biz yaptıysak LÜTFEN düşürsünler ,10 sene toparlanamayalım ama Türk futbolu caydırıcı ceza görsün, adam olsun, temiz olsun. Analtabildim mi derdimi? :) Kaldı ki hala belli bir ceza kanunu varsa, oradaki en hafif cezadan daha hafifinin verilmesini etik de bulmuyorum mantıklı da bulmuyorum. Hukuk istediği kadar küreselleşsin, sonuçta bir cceza kanunu varsa ona uyulmak zorunda. Ve yasalar sabit olmalı, duruma göre esnetilememeli. Gerekirse değiştirilir yasa, sonraki nesiller etkilenmesin diye. Ama o andaki yasayı harfiyen uygulamazsan, bu hukuğun temel mantığına aykırı değil midir zaten? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği… Önceki 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 Sonraki 269.sayfa (Toplam 315 sayfa) Bu konu yeni mesajlara artık kapalıdır. Paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği… Takipçiler 0
Masquerade Mesaj tarihi: Temmuz 9, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 9, 2011 said: Bülent Uygun'u yakan görüntüler TAMER OSKAY 09.07.2011 Ali Kıratlı Eskişehirspor-Fenerbahçe maçı öncesi Bülent Uygun'la bir restoranda buluştu. Kıratlı sonra parayla ilgili şifreli bilgi verdi http://i.sabah.com.tr/sbh/2011/07/09...3921645257.jpgSporToto Süper Lig'in 28. haftasında 9 Nisan 2011 günü oynanan Eskişehirspor- Fenerbahçe müsabakasından önce, Aziz Yıldırım'ın talimatı üzerine Ali Kıratlı Eskişehir'e gitti. 7 Nisan günü Eskişehir'e gelen Ali Kıratlı ve Mustafa Anlı, Bursa yolu üzerindeki Anemon Otel'e yerleşti. Ali Kıratlı bu yolculukta 24 UGZ 79 plakalı siyah renkli BMW aracını kullandı. O akşam saat 21.43'te Ümit Karan'ı arayan Ali Kıratlı "Donanımlı geldim" dedi. Aynı gün Ali Kıratlı, Mustafa Anlı, Muhammed Şenyüz ve Bülent Uygun otelin karşısındaki Neo Plus adlı AVM'de buluşarak Şeff Restoran'a geçti. Restoranda sevgili rolünde oturan iki polis bu buluşmayı gizli kamera ile görüntüledi. ŞİKE PARASI TFF'DEN... Yapılan teknik takipte Aziz Yıldırım'ın şike parası için TFF'den faydalandığı belirlendi. 5 Nisan 2011 günü TFF yöneticisi Mehmet Levent Kızıl ile konu hakkında görüştükleri ve Levent Kızıl'ın söz konusu paranın ertesi gün Fenerbahçe Kulübü'ne verileceğini söylediği, bunun üzerine Aziz Yıldırım'ın kulübün mali işlerine bakan Tamer Yelkovan'ı aradığı ve "1.5 trilyonu takip et sen. Oradan 200'ü ayır şeye... Yalnız İlhan..." diyerek talimat verdiği belirlendi. Eskişehirspor karşılaşması öncesi yapılacak şike anlaşması karşılığında ödenecek olan şike parası hakkında "250 gram" (polis bu şifreyi 250 bin dolar olduğunu değerlendiriyor) şeklinde şifreli sözler kullandıkları ortaya çıktı. Ekşioğlu'nun ödenecek olan para konusunda herhangi bir sorun olmayacağını "Hiç gecikme, bilmem ne, olmayacak. Anında... İkisine de aynı anda söyle" şeklinde Ali Kıratlı'ya ilettiği dinlemeye takıldı. Dinlemelere takılan konuşmalara göre, Ali Kıratlı'nın Ümit Karan'ın diğer oyuncularla görüştüğünü kast ederek "Yani çokuz diyor... Herkes de bekliyor diyor... Aşırı şekilde diyor... İkincisi 300 gram alırız... Mühim olan birincisi... Biraz yükselttim sana sormadan... 50'şer 50'şer zam yaptım" diyerek Ekşioğlu'na bilgi verdi. http://i.sabah.com.tr/sbh/2011/07/09...5606187288.jpg"BENİM İÇİN OYNAYIN" Bu bilgiler ışığında organize polisi Bülent Uygun'a "Ali Kıratlı ne zaman ve nerede görüştün? Şike parası olarak sana kaç para teklif edildi?" diye sorunca Uygun "Hiçbir ortamda şike konuşmadım. Hatta futbolcularımla yaptığım toplantıda Fenerbahçe maçının çok hassas bir maç olduğunu, bu nedenle birbirleri ile yaptıkları görüşmelere bile dikkat etmelerini, bu maçı benim için kazanmalarını, her zamankinden iki kat daha iyi oynamalarını rica ettim. Ali Kıratlı'yı maçın oynandığı sabah gördüm" dedi. "ALLAH RAZI OLSUN ONDAN" 9 Nisan günü oynanan maç Fenerbahçe'nin 1-3'lük galibiyeti ile sona erdi. Sezer Öztürk maçın ilk yarısında Ümit Karan ikinci yarısında oynadı. Maçın hemen ardından Ekşioğlu Ali Kıratlı'yı arayarak şunları söyledi: "Aliciğim tebrikler... Pazartesi sabah ofiste buluşana kadar bir şey bırakma orada... Allah razı olsun Bülent'ten... Teknik direktör... Evet gerekeni yaptı o..." dedi. Maçtan iki gün sonra 11 Nisan günü Ekşioğlu, Ali Kıratlı'yı aradı ve Bülent Uygun'un yanına getirmesini istedi. Buluşma gece geç saatlerde Ekşioğlu'nun evinde olacaktı. İlhan Ekşioğlu, Fenerbahçe'nin mali işler sorumlusu olan Tamer Yelkovan'ı aradı. Yelkovan bu görüşmede "Olmazsa ben dövizciden bir 100 bin buldurtayım. Evet o 100 bini verelim... Biz haftaya 200-300 veririz" dedi. 'GÖRÜŞMEDİM' DEDİ AMA... Bugörüşmelerin ardından Bülent Uygun ve Ali Kıratlı, Mecnun Otyakmaz'ın ofisinde buluştu. Ardından hep birlikte İlhan Ekşioğlu'nun evine gidildi. Uygun, polise verdiği ifadede İstanbul'a gittiğini, Ali Kıratlı ile buluştuğunu doğruladı ama İlhan Ekşioğlu'nun evine gittiğini kabul etmedi. Ancak bu ziyaret polis tutanağında şu satırlarla yer aldı: "... Mecnun Otyakmaz'ın ofisinden ayrıldıktan sonra Ali Kıratlı ile beraber Fenerbahçe Spor Kulübü yöneticilerinden İlhan Ekşioğlu isimli şahsın Kandilli Mahallesi İdman Sokak'ta ikamet ettiği Demirevler Sema Villalları'na 22.30 sıralarında giriş yaptığı. Siteye girerken Bülent Uygun'un Ali Kıratlı'ya ait 34 UGZ 79 plakalı aracın sağ ön koltuğunda oturduğu, aracın 00.42'de çıktığı, daha sonra Sahrayıcedit Mahallesi Halk Sokak'ta park halinde bulunan Bülent Uygun'a ait 34 BLT 77 plakalı beyaz Land Rover marka aracın yanında durduğu, Bülent Uygun'un araçtan inerek bu araca bindiği görülmüştür." Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Grast Mesaj tarihi: Temmuz 9, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 9, 2011 nileppezdel said: Grast said: nileppezdel said: yahu tahkim disiplin yönetmeliğine aykırı davranamaz diyorum daha hala... sdfsdf laf anlatamıyoruz neyse takılın siz muz cumhuriyetinizdeBak tekrar diyorum buraya çıksın 2-3 hukukçu yazsında detaylı belki anlarsın. Türkiye Cumhuriyeti hukuğunda yer alan birşey olmakla beraber aynı zamanda tüm dünya hukuğunda geçerli olan birşey vardır. Verilmiş cezalarda indirime gidilebilmekle beraber Af bile söz konusu olabilir. Genel çıkar adına itiraz sonrası Hukuk kitabında yazan kanuna göre farklı bir karar çıkabilir. Ki bu tür olaylar gibi olaya karışan karışmayan herkesin zarar göreceği bir ortamda. Tahkim sonrası cezanın bu şekilde kalması İmkansıza yakındır kaç hukukçu tanıdığım varsa kaç gündür insanlara telefondan mesaj fln spamlıyorum. Aynı şekilde dedem savcı ona defalarca soruyorum. Hepsinden aldığım cevap tek bir cevap : Fenerbahçe küme düşmez o zaman dünya hukuğu da bitmiş arkadaş. Genel çıkar için kanunda bulunmayan işlem yapmak ne demek? Ne anlamı kaldı o zaman o kanunu koymanın? Her duruma göre ayrı kanun sıkalım kafamıza göre karar verelim? Tamam izlemeyelim futbol daha iyi yani şu saatten sonraBak =) (yarabbim bana sabır ver) Arkadaşım hukuğa ayrı birşey söz konusu değildir. Hukuk kitabı içinde. Herkesin verilen karara itiraz hakkı vardır. İtiraz doğrultusunda adamlar gidip haa itiraz ettiler hadi şu cezayı biraz hafifletelim diye karar vermiyor günlerce zaten haklı bir kısım arıyorlar zaten hukuk bazında kendini tahkime taşıyacak bir mecra elbet eline çeşitle belgeler alıp gidecektir. Haklı bir gerekçe bile hatta durumu muhallak hale getirebilecek (şikenin yapılmamasından bahsetmiyorum) bir kararın değişimini etkileyebilir. Kaldı ki tekrar hukuğun el verdiği birşeyde itiraf halinde iyi hal'den bile ceza inmekte. Yani Fenerbahçe'nin burda iyi düşünmesi gerekiyor ki zaten hukuk konusunda burda senden benden herkesten daha tecrübeli ve theory craftı yüksek olan insanlar olacaktır. Fenerbahçe itiraf eder davada iyi niyetlilikten faydalanmaya çalışıp ligdeki yerini koruyabilir yada Olayın daha tricky kısmı olan tüm iddiaların TAM ANLAMIYLA kanıtlanamamasını sağlayarak süründürür. bu iki koşuldada ceza hafifletmesi mümkündür. ve burda hukuğa aykırı hiç birşey yoktur. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
benjani Mesaj tarihi: Temmuz 9, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 9, 2011 Masquerade said: said: Bülent Uygun'u yakan görüntüler TAMER OSKAY 09.07.2011 Ali Kıratlı Eskişehirspor-Fenerbahçe maçı öncesi Bülent Uygun'la bir restoranda buluştu. Kıratlı sonra parayla ilgili şifreli bilgi verdi http://i.sabah.com.tr/sbh/2011/07/09...3921645257.jpgSporToto Süper Lig'in 28. haftasında 9 Nisan 2011 günü oynanan Eskişehirspor- Fenerbahçe müsabakasından önce, Aziz Yıldırım'ın talimatı üzerine Ali Kıratlı Eskişehir'e gitti. 7 Nisan günü Eskişehir'e gelen Ali Kıratlı ve Mustafa Anlı, Bursa yolu üzerindeki Anemon Otel'e yerleşti. Ali Kıratlı bu yolculukta 24 UGZ 79 plakalı siyah renkli BMW aracını kullandı. O akşam saat 21.43'te Ümit Karan'ı arayan Ali Kıratlı "Donanımlı geldim" dedi. Aynı gün Ali Kıratlı, Mustafa Anlı, Muhammed Şenyüz ve Bülent Uygun otelin karşısındaki Neo Plus adlı AVM'de buluşarak Şeff Restoran'a geçti. Restoranda sevgili rolünde oturan iki polis bu buluşmayı gizli kamera ile görüntüledi. ŞİKE PARASI TFF'DEN... Yapılan teknik takipte Aziz Yıldırım'ın şike parası için TFF'den faydalandığı belirlendi. 5 Nisan 2011 günü TFF yöneticisi Mehmet Levent Kızıl ile konu hakkında görüştükleri ve Levent Kızıl'ın söz konusu paranın ertesi gün Fenerbahçe Kulübü'ne verileceğini söylediği, bunun üzerine Aziz Yıldırım'ın kulübün mali işlerine bakan Tamer Yelkovan'ı aradığı ve "1.5 trilyonu takip et sen. Oradan 200'ü ayır şeye... Yalnız İlhan..." diyerek talimat verdiği belirlendi. Eskişehirspor karşılaşması öncesi yapılacak şike anlaşması karşılığında ödenecek olan şike parası hakkında "250 gram" (polis bu şifreyi 250 bin dolar olduğunu değerlendiriyor) şeklinde şifreli sözler kullandıkları ortaya çıktı. Ekşioğlu'nun ödenecek olan para konusunda herhangi bir sorun olmayacağını "Hiç gecikme, bilmem ne, olmayacak. Anında... İkisine de aynı anda söyle" şeklinde Ali Kıratlı'ya ilettiği dinlemeye takıldı. Dinlemelere takılan konuşmalara göre, Ali Kıratlı'nın Ümit Karan'ın diğer oyuncularla görüştüğünü kast ederek "Yani çokuz diyor... Herkes de bekliyor diyor... Aşırı şekilde diyor... İkincisi 300 gram alırız... Mühim olan birincisi... Biraz yükselttim sana sormadan... 50'şer 50'şer zam yaptım" diyerek Ekşioğlu'na bilgi verdi. http://i.sabah.com.tr/sbh/2011/07/09...5606187288.jpg"BENİM İÇİN OYNAYIN" Bu bilgiler ışığında organize polisi Bülent Uygun'a "Ali Kıratlı ne zaman ve nerede görüştün? Şike parası olarak sana kaç para teklif edildi?" diye sorunca Uygun "Hiçbir ortamda şike konuşmadım. Hatta futbolcularımla yaptığım toplantıda Fenerbahçe maçının çok hassas bir maç olduğunu, bu nedenle birbirleri ile yaptıkları görüşmelere bile dikkat etmelerini, bu maçı benim için kazanmalarını, her zamankinden iki kat daha iyi oynamalarını rica ettim. Ali Kıratlı'yı maçın oynandığı sabah gördüm" dedi. "ALLAH RAZI OLSUN ONDAN" 9 Nisan günü oynanan maç Fenerbahçe'nin 1-3'lük galibiyeti ile sona erdi. Sezer Öztürk maçın ilk yarısında Ümit Karan ikinci yarısında oynadı. Maçın hemen ardından Ekşioğlu Ali Kıratlı'yı arayarak şunları söyledi: "Aliciğim tebrikler... Pazartesi sabah ofiste buluşana kadar bir şey bırakma orada... Allah razı olsun Bülent'ten... Teknik direktör... Evet gerekeni yaptı o..." dedi. Maçtan iki gün sonra 11 Nisan günü Ekşioğlu, Ali Kıratlı'yı aradı ve Bülent Uygun'un yanına getirmesini istedi. Buluşma gece geç saatlerde Ekşioğlu'nun evinde olacaktı. İlhan Ekşioğlu, Fenerbahçe'nin mali işler sorumlusu olan Tamer Yelkovan'ı aradı. Yelkovan bu görüşmede "Olmazsa ben dövizciden bir 100 bin buldurtayım. Evet o 100 bini verelim... Biz haftaya 200-300 veririz" dedi. 'GÖRÜŞMEDİM' DEDİ AMA... Bugörüşmelerin ardından Bülent Uygun ve Ali Kıratlı, Mecnun Otyakmaz'ın ofisinde buluştu. Ardından hep birlikte İlhan Ekşioğlu'nun evine gidildi. Uygun, polise verdiği ifadede İstanbul'a gittiğini, Ali Kıratlı ile buluştuğunu doğruladı ama İlhan Ekşioğlu'nun evine gittiğini kabul etmedi. Ancak bu ziyaret polis tutanağında şu satırlarla yer aldı: "... Mecnun Otyakmaz'ın ofisinden ayrıldıktan sonra Ali Kıratlı ile beraber Fenerbahçe Spor Kulübü yöneticilerinden İlhan Ekşioğlu isimli şahsın Kandilli Mahallesi İdman Sokak'ta ikamet ettiği Demirevler Sema Villalları'na 22.30 sıralarında giriş yaptığı. Siteye girerken Bülent Uygun'un Ali Kıratlı'ya ait 34 UGZ 79 plakalı aracın sağ ön koltuğunda oturduğu, aracın 00.42'de çıktığı, daha sonra Sahrayıcedit Mahallesi Halk Sokak'ta park halinde bulunan Bülent Uygun'a ait 34 BLT 77 plakalı beyaz Land Rover marka aracın yanında durduğu, Bülent Uygun'un araçtan inerek bu araca bindiği görülmüştür." bülent e o kadar para verdiysek yazık valla. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
nileppezdel Mesaj tarihi: Temmuz 9, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 9, 2011 Bak kanıt yoksa düşürülmemelidir ona katılıyorum, ama itiraf halinde "en hafif" cezadan daha azı verilememeli. Ceza indirimi en hafif cezadan daha azına kadar gider mi? Gider. Bu etik midir? Bence bu hukuğun kara lekesidir. Fenerbahçeyle ilgili değil, genel söylüyorum. Sen bir kanun yazdıysan ve bunda x suçu için en hafif ve giderek ağırlaşan maddeler varsa, bundan daha hafif ceza vermen "bence" tamamen etik dışıdır. Şimdi kanıtlar tamamen gerçekse, itiraf gelse bile küme düşme cezası verilmelidir ve değiştirmemelidir. Cezaların caydırıcılığının bittiği yerde, adalet biter çünkü edit: itiraf konusunda da, şimdi adam hiç olaydan polisin haberi yokken itiraf ederse, eyvallah bir iyi hal durumu vardır. Ama adamı sabah evinden alıp, kanıtları yüzüne yüzüne vurduktan sonra "evet yaptım" diyorsa bu zaten daha fazla inkarın anlamı olmadığı noktada suçu kabullenmektir, itiraf ve iyi hal durumunda kabul edilmemelidir. Bu konuda haksız mıyım? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Grast Mesaj tarihi: Temmuz 9, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 9, 2011 nileppezdel said: Bak kanıt yoksa düşürülmemelidir ona katılıyorum, ama itiraf halinde "en hafif" cezadan daha azı verilememeli. Ceza indirimi en hafif cezadan daha azına kadar gider mi? Gider. Bu etik midir? Bence bu hukuğun kara lekesidir. Fenerbahçeyle ilgili değil, genel söylüyorum. Sen bir kanun yazdıysan ve bunda x suçu için en hafif ve giderek ağırlaşan maddeler varsa, bundan daha hafif ceza vermen "bence" tamamen etik dışıdır. Şimdi kanıtlar tamamen gerçekse, itiraf gelse bile küme düşme cezası verilmelidir ve değiştirmemelidir. Cezaların caydırıcılığının bittiği yerde, adalet biter çünkü edit: itiraf konusunda da, şimdi adam hiç olaydan polisin haberi yokken itiraf ederse, eyvallah bir iyi hal durumu vardır. Ama adamı sabah evinden alıp, kanıtları yüzüne yüzüne vurduktan sonra "evet yaptım" diyorsa bu zaten daha fazla inkarın anlamı olmadığı noktada suçu kabullenmektir, itiraf ve iyi hal durumunda kabul edilmemelidir. Bu konuda haksız mıyım?Yani ceza daha nekadar caydırıcı olabilir ? 1 senelik emeği 1-2 maçla veriosun. Şampiyonluğun elinden alınıyor avrupa kupalarına katılım hakkın (belki) elinden alınıyor ve bir sonraki sene -9 fln bir puanla başlıyorsun bu yeterince caydırıcı bir cezadır. Herşeyden öte bu işe karışan kişilerin alacağı cezalarda oldukça caydırıcı. sonuç olarak aziz yıldırım şu an aman ben ömrümü çürütiyimde fenerbahçe camiası kurtulsun görüşünde değildir bizzat kendi bulunduğu durumdan daha rahatsız olacaktır elbette ki buda yeterince caydırıcıdır. Ayrıca biraz düşünsen anlayacaksın. Dünyanın büyümesiyle (lafta yada değil) Hukuğun globalleştiği bir ortamda bu denli davalar ve sürekli bir işler dönerken. hani ülke hangi krizlerle uğraşacak ? Çünkü hukuğun en önemli kaidesi belki 1000. kez yazılıyor burda ama "Hiçkimsenin suçu tam anlamıyla kanıtlanmadan herkes masumdur" bu kaideye dayanarak bir çok olayda tam anlamıyla ceza vermen mümkün değil. Aslında suçunu itiraf etmesi adına zanlı'ya bir rüşvet verilir hapis cezasını yada bir cezayı hafifletmeye giderek. O tricky dediğim durum halinde bırak Fenerbahçe'nin küme düşmesi şampiyonluğunun geri alınması bile zora girebilir kısa vadede. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
nileppezdel Mesaj tarihi: Temmuz 9, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 9, 2011 dediğim gibi ortada kanıt yoksa zaten düşürmesinler, çok yanlış ve anlamsız olur. Anlatmak istediğim nokta şu ki, şimdi ikimiz de futbolu biliyoruz, zaten kanıtlanması en zor suçlardan biri şikeyken, sen sadece 1 seneyi kaybetme cezası verirsen, adam zaten 30 senedir şike döndürüyorsa bu ligde, ki bu konuda hemfikir sanırım herkes, devam eder buna aman zaten yakalamaları çok zor, yakalarlarsa da 1 sene gider, ben de anlaşır cezamda indirime giderim zaten güçlü adamım der. Ama sen küme düşürürsen, 5 sene toparlanamayacak. Bu gerçekten caydırıcı bir ceza olur. Bak Galatasaray'lıyım, diyorum ki biz yaptıysak LÜTFEN düşürsünler ,10 sene toparlanamayalım ama Türk futbolu caydırıcı ceza görsün, adam olsun, temiz olsun. Analtabildim mi derdimi? :) Kaldı ki hala belli bir ceza kanunu varsa, oradaki en hafif cezadan daha hafifinin verilmesini etik de bulmuyorum mantıklı da bulmuyorum. Hukuk istediği kadar küreselleşsin, sonuçta bir cceza kanunu varsa ona uyulmak zorunda. Ve yasalar sabit olmalı, duruma göre esnetilememeli. Gerekirse değiştirilir yasa, sonraki nesiller etkilenmesin diye. Ama o andaki yasayı harfiyen uygulamazsan, bu hukuğun temel mantığına aykırı değil midir zaten? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar