Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Yunanistan Niye Battı ?


Jeeztro

Öne çıkan mesajlar

Sargon said:

Yunanistan batmadi, sadece zor gunler geciriyor hukumet olarak, yoksa halkta para var. disari ciksaniz oturucak yer bulamazsiniz kafelerde, barlarda vs.. burda insanlar demokratik haklarini savunmayi sever, birsey oldumu koseye cekilip susmaz..

Tamam dis borc yuksek, gelen para zaten avrupa birliginden geliyo ama zaten problem avrupa birligi.. yunanistan para birimi olan drahmiyi euro ile degistirince problemler basladi. ekmegin fiyati 5-6 kat artti euro ile. ayni sey uretim icinde gecerli, istedikleri seyi uretemezler, urettikleri en kaliteli seyler yine disari gider, avrupa birligide fiyatini belirler.

Yunanlilar, turklerle ayni karakterde. buyuk cogunluk vergi kacirir, uyulmasi gereken kurallar varsa tam tersini yapmayi sever vs vs. Simdi biraz kemerler sikilincada herkes bagiriyor ama cogunun planlari hazir hafta sonu icin club yada bouzouki..


yunan olasım geldi şu posttan sonra.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

konunun uzmanı sevgili arkadaşım stelyo'ya sorunu ilettim. verdiği cevabı aşağıda bulabilirsin; ancak kısaca özetlemek gerekirse: "tatlı tatlı yemenin acı acı sıçması olur."

http://sabah.com.tr/Dunya/2011/06/17/agustos-bocegi-yunanlar-tatli-gunlerin-acisini-cekiyor

Yunanistan, düne kadar turistik, denizciliğin merkezi, ferah, Avrupa Birliği üyesi, demokrasinin beşiği, ehli keyif bir ülke olarak tanınırdı. Ülke 30 yıllık AB üyeliği döneminde belki de antik Yunan'daki Perikles'in "altın çağını" bir kez daha yaşamış oldu. AB ülkelerinin bütün değerlerine ve standartlarına ulaşabilmesi, teknik, ekonomik, alt yapı, yönetim gibi öğelerini benimsemesi için Yunanistan'a büyük krediler ayrıldı. Bir zamanların tarımcılık, balıkçılık, gemicilik ve turizmle geçinen "adalar ülkesi" fakir Yunanistan, aniden kalkınıverdi. İnsanları da zenginleşiverdi. Çünkü bankaların hemen tümü Yunan vatandaşlarına hiçbir ayrım yapmadan yeni konutlar, yazlık villalar, lüks oto ve yatlar, öğrencilerin yurt dışı eğitimleri, düğünler, hatta ailelerin tatilleri için bile bol keseden krediler vermeye başladı. Kredi kartları herkese leblebi gibi dağıtıldı. İnsanlar inanılmaz bir feraha kavuştu.

NÜFUSUN 10'DA BİRİ MEMUR
İstihdam sektöründe ise Yunanistan'da herkes, işten çıkarılamayacağını bildiği için "devlet memurluğuna" soyundu. İktidardaki partiler de Yunan halkının bu "zaafını" bildiği için oy toplama uğruna herkese "devlet memurluğu" vaadinde bulundu. Bu nedenledir ki, 10 milyonluk Yunanistan'da devlet memuru sayısı 1 milyonu geçti. Zaten yaşlanan nüfusu ve erken emeklilik imtiyazları tanınmasıyla emeklilerin sayısı da bir o kadar hızla büyüdü. Ancak 2008 küresel krizinden sonra Yunanistan'ın hiçbir şey üretmeyen, ihracat yerine sadece AB fonlarından yararlanan, kalkınma projeleri kâğıt üzerinde kalan ve en önemlisi sürekli borçlanma ile geçinen bir ülke olduğunun ortaya çıkması yalnız Yunan vatandaşları arasında değil, AB ülkelerinde de şok etkisi yarattı. 2002 ve 2007 seçimlerini kazanan muhafazakâr Yeni Demokrasi Partisi (YDP), AB'den gelen ilk tehlike çanlarını görmezlikten geldi. Yunan hükümetlerinin AB'ye verdiği istatistiklerin "sahte" olduğu anlaşıldı. Dönemin Kostas Karamanlis hükümetine "Acilen ekonomik önlemler alın" denildi. Ne var ki Karamanlis hükümetinin 6 yıllık iktidarı döneminde bu gerçekler, Yunan halkına anlatılmadı. Yunan ekonomisinin çökmesine ramak kala 2009 seçimlerini sosyalist PASOK kazandı. PASOK lideri Yorgos Papandreu büyük vaatlerle geldiği iktidarda işbaşı yaptığında devlet kasalarını boş bulduğu gibi, devleti yönetebilmek, memur ve emekli maaşlarını ödeyebilmek için borçlanmak zorunda olduğunun bilincine vardı. Papandreu ayrıca Yunanistan'ın dış borcunun tam 340 milyar euroya (775 milyar TL) ulaştığı şokunu da yaşadı. Papandreu, ülkenin iflas etmesini önlemek için son çare IMF ve Avrupa Merkez Bankası'ndan 110 milyar euroluk büyük bir mali yardım paketini almayı başardı. Ancak karşılığında refaha kavuşmuş olan Yunan halkının fedakârlığını istedi.. Karşılığında grev üstüne grevler ilan edilirken, Yunan devlet mekanizmasını didik didik eden IMF ve Avrupa Merkez bankası müfettişleri, Yunan hükümetinin uygulaması gereken bu sert ekonomik önlemleri "yeterince uygulamadığı" kanaatine vardı. Bu durumda, paketin 12 milyar euroya tekabül eden 5'inci diliminin verilemeyeceği uyarısı geldi. Yunanistan bu dilimi alamazsa ülkenin "iflas bayrağını" çekmesi gündeme gelecek. Ancak AB ülkelerinin Yunanistan'ın iflas etmesine izin vermeyeceklerinden söz ediliyor.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Huun, sanirim sevgili arkadasin PASOK partisinden olaylar tam tersi cunki..Nea Demokratia parti liderinin 2. kez secilmemesinin sebebi, acik acik ulkede para yok kasalar tam takir demesi.Ayni zamanda PASOK lideri Papandreu tarihe gecen sozunu soyledi "Lefta yparxoun"(para var) ve secimleri kazandi.
Papandreu`nun babasida basbakanlik yapti,ayni donemlerde gerceklesen yolsuzluklarin haddi hesabi yok, bugunlere gelinmesinin esas temelini onlar atti. Suanki yapilan protestolar tamamen Papandreu`ya karsi, yuzbinler her gun meclisin onunde toplanip nah isaretini ona cekiyorlar, saka degil binlerce kisi ayni anda hareket cekiyor durmadan binanin onunde.

Bu arada tamam tembel bir ulke, devlet daireleri saat 2`de kapanir, bankalarda 2-2:30, dukkanlarda ayni sekilde ama bu hep boyleydi.En son liman calisanlari gunluk verilen 1lt taze sut yeterli degil, yarim litre daha fazla verin diye kac gun calismadilar..sanirim daha sonra birde cikolatali sut istediler vs tam hatirlamiyorum o kismi. liman calisanlarinin yillik kazanci 70000 euro civari birsey bu arada.

Banka kredileri dogrudur ama o zamanlar insanlarin geri oduyecek gucu vardi, oyle sabah kalkip ahh ne yapim bugun
yapicak birsey yok bari gidip kredi alim vs diye bir sey yok.
Devlet daireleri gercekten berbat, burokrasi hayattan bezdirir
adami, Isini bilen adam sayisi azdir ve canlari istedigi zaman
yaparlar.

Bu kadar problem olmasina karsin, dedikleri sey " sarapimiz, ouzo`muz, sahillerimiz, muzigimiz ve yiyecek yemegimiz var "
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

goldbären said:

bide yunanı çıkarırsan birlikte bisürü ayrılıkçı ses çıkar


şu an hiç sanmam. ekonomisinde sorun olmayan cok bişey demez. balkanları geç zaten. bir hırvatistanda cıkar sorun o kadar. onlarda girmeye istekli değil ama 2013'de garanti adamlar.

bide bizimle aynı dönem başlamışlardı

2004'de başladık

Hırvatisan şu an 29'uncu chapterda
Türkiye şu an 2.ci chapterda.

LULS

bide okumak isteyene

http://dunya.milliyet.com.tr/yunan-trajedisi/dunya/dunyayazardetay/17.06.2011/1403446/default.htm

said:
Yunan trajedisi

Milyonlarca Yunanlı ülke çapında genel greve gitti. Ulaşımdan eğitime, ticaretten medyaya kadar tüm alanlarda hayat durdu...
Atina’nın meşhur Sintagma (Anayasa) meydanında toplanan on binlerce kişi hükümetin ve parlamentonun aleyhinde öfkesini ve gelecekle ilgili umutsuzluğunu dile getirdi...
Yunanistan’ın “Avrupa’nın hasta adamı” durumuna düştüğü ve ayağa kalkabilmesi için kendisine çok acı bir ilaç içirtilmek istendiği bir sırada, Yunan halkının böyle feveran etmesi doğal.
Yunanlılar bir yıldır kemerlerini sıkıyor, alışageldikleri rahat -ve keyifli- yaşam tarzlarından fedakârlıklar yapıyordu.
Şimdi önlerine uzatılan fatura çok daha ağır ve acımasız.
Şakası yok, devleti iflastan kurtaracak olan tedbirler son şans sayılıyor. Yunanistan’ın dış borçlarını ödeyebilmesi için IMF, AB ve Avrupa Merkez Bankası’ndan oluşan “troika”nın şartlarını yerine getirmekten başka çaresi yok.
Bu da, vergilerin daha da ağırlaştırılması gibi bir dizi can acıtan önlemlerin bir an önce hayata geçirilmesi ile mümkün.
Yunan halkı için bu geçen yıldan daha fazla sıkıntı, daha düşük hayat standartları ve daha karanlık bir gelecek demektir.

Kabahat kimde?
Protestocular bunun kabahatini hükümete ve genelde politikacılara yüklemekte haklıdır.
Son yıllarda siyasetçiler ülke ekonomisini gerçekten kötü yönettiler, vahim hatalar işlediler (Yunanistan’ı euro bölgesine sokmanın da büyük hata olduğu şimdi kabul ediliyor), yolsuzluklar, hesapsız harcamalar gibi ülkenin kronik hastalıklarına çare aramadılar...
Gerçi dış görünüşte Yunanistan’da son yıllarda hayat standardı yükseldi, devlet iddialı işlere girişti; ama bu gerçek bir kalkınma ve gelişme değildi. Yunanlılar gerektiği kadar üretmediler, kapasitelerinin üstünde tükettiler. Bol bol cepten yediler. Daha doğrusu borçlanarak keyifli bir yaşam sürmek istediler.
Halk şimdi yöneticileri yanlış politikalar uyguladıları için suçlamakta tabii ki haklı. Ama Yunanlıların çoğu da bu hayat tarzını benimsedi, rahat zamanlarında bir gün bu tatlı hayat tarzının son bulabileceğini tahmin etmedi.
Geçen yıldan beri hükümetin yürürlüğe koyduğu tedbirler, örneğin şişmiş devlet kadrolarının daraltılması, mevcut vergilerin arttırılması, bundan etkilenenleri öfkelendiriyor hatta umutsuzluğa sevk ediyor.
Ama artık bugün varılan noktada bu öfkenin kimseye faydası yok...

Başka çare var mı?
Yunan krizinin trajik yönü, ülkenin içine düştüğü açmazdan kurtulmak için fazla seçeneği bulunmamasıdır.
Halkın sokaklara dökülüp veya genel grev ilan edip hükümetin almak istediği tedbirleri protesto etmesi, duyulan kızgınlığı ve infiali duyurmak için bir fırsat; ama tabii ki krizi halledecek bir çare değil.
Tam aksine, bu tür tepkiler, mali ve ekonomik krizi daha da vahimleştirir. Üstelik olayı bir sosyal ve siyasal krize dönüştürür.
Şu anda böyle bir tehlike var.
Parlamento acil ekonomik tedbirler paketine ve bu konuda dış dünya ile yapılan anlaşmaya onayını vermezse veya hükümetin düşmesine sebep olunca, ne olur? Kargaşa, hatta anarşi olur. Bu ise, Yunan halkının yaşam şartlarının şimdikinden daha fazla kötüleşmesi demektir.
Yunanistan’ın bu noktada daha büyük fedakârlıklar gerektiren ve daha da can acıtacak olan ekonomik tedbir paketini hayata geçirmekten başka bir seçeneği yoktur. Yunan halkı için bu bir trajedi de olsa, gerçek budur.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

benim vurgulamak istediğim nokta biraz da, bakın 2004 de beraber başladık daha chapter kapatamıyoruz, ama bir taraftan da hükümet sanki 2013'de bizde gireceğiz gibi hareket ediyor demek istememdendi.

Egemen bağış cıkıp dedi abi 5 ay önce herşey tam takır cok yakında ab'deyiz diye. nere ab'desin. daha a da bile değilsin fransaya göre.

niye döt yalıyorsak zaten.. halkın yarısından fazlası ab'yi istemiyor.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...