Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Gerçekleri görmeyi ne zaman öğrenicez...


Öne çıkan mesajlar

Mesaj tarihi:
Restoranda bizden başka çocuklu aile yoktu. Erici çocuklar için özel olarak yapılmış yüksek sandalyeye oturturken restoranın ne kadar sessiz olduğunu fark ettim. Herkes sessizce yemeğini yiyordu. Eric birden tombik bebek ellerini havaya kaldırarak ellerini sallamaya başladı ve yüzünde gülücüklerle bağırdı:
Meyhabaaa,
Yüzünde gülücüklerle, mutluluk içinde el sallıyor ve sesinin çıktığı kadar bağırıyordu: Meyhabaaaaa.Onu bu kadar mutlu eden, el salladığı kişiyi görmek için arkamı döndüm. Kapının yakınında oturan, üstünde eski, yırtık, kirli bir palto, ayak parmakları yırtık ayakkabılarından dışarı fırlamış, saçları günlerdir taranmamış ve yıkanmamış, yaşlı bir adamdı Erikin el salladığı kişi. Kokusunu duyamayacak kadar ondan uzakta oturuyorduk ama çok pis koktuğundan da emindim...
Adam Erice el sallarken restoranda başka kimse yokmuşçasına seslendi Erice: Merhabaaa bebek, merhaba koca oğlan, evet, seni görüyorumEşimle birbirimize baktık. Ne yapabiliriz? Eric el sallamaya devam ederek adama seslendi Meyhabaaa...
Restorandaki herkes bize ve yaşlı adama baktı. Yaşlı serseri bizim güzel bebeğimizle uzaktan konuşmaya, ona el sallamaya devam ediyordu.
Nihayet yemeğimiz geldi ve aceleyle yemeğe başladık. Adam uzaktan Eric;e ;Heyy, yemeğini beğendin mi bebek? diye bağırıyordu. Diğer müşterilerin bakışlarından adamın hareketlerini şirin bulduklarını sanmıyordum. Büyük olasılıkla sarhoşun tekiydi ve kendince eğleniyordu.
Sessizce yemeğimizi bitirdikten sonra eşim Sen arabaya git, ben hesabı ödedikten sonra gelirim dedi. Kapıya doğru yürürken içimden dua ediyordum. Tanrım, ne olur şimdi kalkıp bize bir şey söylemesin bu pis serseri;...
Tam adamın yanından geçerken adam ayağa kalktı ve Eric ona kollarını açarak ;beni kucağına al dercesine uzandı. Durdurmaya vakit bulamadan kollarımdan adamın kollarına atladığını gördüm. Birden yaşlı, pis kokan adamla, benim tertemiz, güzel bebeğim birbirlerine sarılıp bir sevgi yumağı oluşturdular. Eric adamın kollarında çok mutluydu ve kendini güvende hissettiğini gösterircesine sevgiyle başını adamın omzuna yasladı. Adam gözlerini kapatarak, iri, nasırlaşmış elleriyle incitmemeye özen göstererek, Ericin başını okşadı. O anda gözlerinden aşağı süzülen gözyaşlarını fark ettim.
Restorandaki herkes sessizce bizi izliyordu. Sonra Erici kucağıma uzatırken Lütfen, bu bebeğe çok iyi bakın bayan dedi. Farkında olmadan bakarım sözcüğü çıktı ağzımdan. Sonra ellerini uzatarak: Tanrı sizinle olsun bayan, çok teşekkür ederim, bana şu ana kadar aldığım en güzel Noel hediyesini verdiniz dedi. İçtenlikle sıktım adamın elini ve Ben teşekkür ederim dedim...
Arabaya doğru giderken hem ağlıyor, hem de Tanrım, beni bağışla lütfen diyordum. Ben adamın yalnızca giysilerini ve dış görünümünü görürken benim üç yaşındaki bebeğim adamın sevgi dolu ruhunu görebilmişti

CP.[signature][hline]W.M.

[Bu mesaj Morgana tarafından 15 Ağustos 2004 15:45 tarihinde değiştirilmiştir]
Mesaj tarihi:
Morganacım(sana böyle hitap etmeme kızmıyorsundur umarım),bu tür olayları görmek için hikaye okumaya gerek yokki.Sokağa çıksan görürsün.TÜrkiye bu konuda çok iyi bir ülke...[signature][hline]Yükseldikçe uçma bilmeyenlere daha küçük görünmemiz kaçınılmazdır.
Aramıza sizde katılın!
Mesaj tarihi:
valla "bu adamın ruhu çok iyidir, ben gerçeği görcem, evet evet" diyerek bir tinercinin yanına yaklaşırsan olacak olaylardan pek mutlu olacağını sanmam..[signature][hline]Chemical, 13 Ağustos 2004 22:00 tarihinde demiş ki:
Ben çok terbiyesiz, yaramaz ve şımarık bir çocuğum. Şimdiye kadar yaptıklarımdan dolayı bütün patilerden özür diler, büyüklerimin ellerimden öperim.
Mesaj tarihi:
gayet hoş bi yazı hüzünlendim durduk yere :),
yalnız en başta alıntı falan deseydin keşke," bu ne ya çocuun adı niye eric allalla bu morgana evlimiymiş" falan demekten alamadım kendimi :)[signature][hline]Never underestimate the power of human stupidity
Mesaj tarihi:
:))) yaw dur ne evliliği daha ya :) altında yazıyo cp diye :)
bu arada her tinercinin sevgi dolu olduğunu söylemedim zaten... bu yazı sadece dış görünüşe bakarak karar vermemeyi öğütlüyor temkinli olmamayı değil...[signature][hline]W.M.
Mesaj tarihi:
ben üstünde lacoste'dan aşağısı olan adamla konuşmam bile.[signature][hline]Özgürlüğün değerini ancak onu kaybedince anlarsınız. En zavallı insan ise esaret altındayken kendisini özgür zannedendir.

bi fransız gastesi de şey demiş:
"ırak üç parçaya ayrılıcak.
1-normal
2-süper
3-kurşunsuz"
Mesaj tarihi:
Gerçekleri göreceğim diye kendini budala gibi tehlikenin ortasına atıp herkese karşı kalkanını indirirsen kellen yuvarlanır. Bence bu yazı daha çok bazı durumlarda ön yargılardan kurtulabilmeyi becermemiz gerektiğini söylüyor. Eğer o adam çocuğa sarılıp geri verdikten sonrada kadın ona hala pis serseri gözüyle baksaydı hata olurdu önyargıları yüzünden ama o adam gayette çocuğu alıp kaçabilirdi....[signature][hline][b]''Nindyn vel'uss malar xuil phindaren zhal'la lor ulu uk uktan 'udtila naut doera natha phindar. Ka dos l'inya verve wund l' rendan l' rendan mziln l'inyan wund dos.''

[Bu mesaj Ardeth tarafından 15 Ağustos 2004 16:39 tarihinde değiştirilmiştir]
Mesaj tarihi:
bu yazının gerçekleri görmekle alakası yok.
dış görünüş önemlidir evet.
sen istersen einstein ol, yırtık pırtık ve atılmış kıyafetleri çöplükten alıp giyip sonra da sabancının ofisine girip "bana iş ver lan" diyemessin.
düzgün takım elbise giymen, ve neler yapabildiğini anlatıp sabancıya "bana iş verir misiniz?" demek gerekli.
bu sadece bir örnek, sonuçta dış görünüş, karşıdakini etkilemek için çok önemlidir.

Dış görünüşüne verdiğin önem, kendi iç karakterine verdiğin önemi yansıtır.

Burda ailenin yaptığı bence doğru birşey.
Sonuçta bebeklerini korumaları lazım.
Sonuçta "meraba ben çok iyi birisiyim" tarzında takılan, ama bebeği kapıp kaçabilecek bir sürü insan var.
Tinercilerin ve serserilerin neler yapabileceğini düşünürseniz, tabii orda aile serseriye iyimser yaklaşmış bir de..

Yani bu hikaye şuna benziyor.
"Drowlar kötüdür" diye önyargıya sahibiz.
Hayatımızda ilk kez bir drowla tanışıyoruz, aa o da Drizzt çıktı.
O zaman "gerçekleri görmeyi ne zaman öğrenicez, insanları dış görünüşünden yargılamayın" tarzından şeyler mi diycez?
Yoo, drowlar hala kötü.
(Tamam uç bir örnek oldu biraz ama olsun napalım)

Ya da bir kız kimi tercih eder? Zayıf yakışıklı, etrafıyla bol bol muhhabeti olan, club tarzı müzik dinlediğinden diskolara barlara giden iyi danseden, şık giyinimli birisini mi?
Yoksa Metalciyim diye dolaşan, kısa boylu, göbekli, dişlek, hatta gözlüklü, diskoya gidince "yok ben dansetmeyi bilmem" diyen ve 3 haftada bir banyo yapan birisini mi?
Peki clubber olanın pek zeki olmadığını, güncel olayları takip etmediğini, geçmişiyle ilgilenmediğini; ama metalci dediğimiz kişinin hem geçmişle hem bugünle hem gelecekle ilgilendiğini, bebekleri, köpekleri, doğayı çok sevdiğini, sık sık zeka problemleri ve bulmacaları çözen, bilim dergilerini takip ederek zekasını geliştirmeye çalışıyor desek?

yine de önyargı önemlidir. Sadece içindeki özelliklerinle bir kızı, veya bir işadamını veya hikayedeki aileyi etkileyemessin.
içindekileri dışına yansıttığın sürece iç güzelliğin önemlidir..

uzun uzun birşeyler yazdım, kesin olmadık yerlere çekilebilecek şeyler de yazmışımdır, kurcalamaya vaktim yok ama :([signature][hline]Chemical, 13 Ağustos 2004 22:00 tarihinde demiş ki:
Ben çok terbiyesiz, yaramaz ve şımarık bir çocuğum. Şimdiye kadar yaptıklarımdan dolayı bütün patilerden özür diler, büyüklerimin ellerimden öperim.
Mesaj tarihi:
bu tavuk suyuna hikayeler yalan, onyargili olmadan nasil temkinli olmayi dusunuyoruz ki tanimadigimiz insanlara karsi? on yargi (abartmamak kosuluyla) cok gerekli ve de yararli bir koruyucudur.[signature][hline]Opinions are like assholes. Everybody has got one.
Mesaj tarihi:
Ardeth +1

zaten bu tarafından bakılması lazım bu arada çocuk adamın dibine giripde bunları demiyor sevgiyle yaklaşıyor..

ve ailesi karşı çıkımıo


izlenim sürdürüyor ve anlayışlı bir aile olduğu anlaşılıyor[signature][hline]Mavi D'uinlorie
Mesaj tarihi:
said:
Ardeth, 15 Ağustos 2004 16:38 tarihinde demiş ki:
Gerçekleri göreceğim diye kendini budala gibi tehlikenin ortasına atıp herkese karşı kalkanını indirirsen kellen yuvarlanır. Bence bu yazı daha çok bazı durumlarda ön yargılardan kurtulabilmeyi becermemiz gerektiğini söylüyor. Eğer o adam çocuğa sarılıp geri verdikten sonrada kadın ona hala pis serseri gözüyle baksaydı hata olurdu önyargıları yüzünden ama o adam gayette çocuğu alıp kaçabilirdi....

güzel özetlemiş..

said:
edi, 15 Ağustos 2004 16:59 tarihinde demiş ki:
bu tavuk suyuna hikayeler yalan, onyargili olmadan nasil temkinli olmayi dusunuyoruz ki tanimadigimiz insanlara karsi? on yargi (abartmamak kosuluyla) cok gerekli ve de yararli bir koruyucudur.

+1[signature][hline]Chemical, 13 Ağustos 2004 22:00 tarihinde demiş ki:
Ben çok terbiyesiz, yaramaz ve şımarık bir çocuğum. Şimdiye kadar yaptıklarımdan dolayı bütün patilerden özür diler, büyüklerimin ellerimden öperim.


[Bu mesaj Bonecrusher tarafından 15 Ağustos 2004 17:04 tarihinde değiştirilmiştir]
Mesaj tarihi:
Merhaba dünya
Monitörümün arkasından
Huzurlu yaşamımdan
Sıcak ve güvenli yuvamdan
Merhaba sana

Sevgi nedir bilirim
Monitörün ardından
Yaşanan acıları tanırım
google aramalarından
Acıyı tadarım
Chat diyaloglarından

Merhaba dünya
Bireysel ve güvenli dünyamdan
Merhaba dünya
Lacoste yaşamımdan
Merhaba dünya
Tertemiz ellerimle
Merhaba dünya
Çamursuz ayaklarımla
Merhaba[signature][hline]Özgürlüğün değerini ancak onu kaybedince anlarsınız. En zavallı insan ise esaret altındayken kendisini özgür zannedendir.

bi fransız gastesi de şey demiş:
"ırak üç parçaya ayrılıcak.
1-normal
2-süper
3-kurşunsuz"
Mesaj tarihi:
bazı şeyleri yaşamak için sadece hissedebilmek yeterlidir....[signature][hline][b]''Nindyn vel'uss malar xuil phindaren zhal'la lor ulu uk uktan 'udtila naut doera natha phindar. Ka dos l'inya verve wund l' rendan l' rendan mziln l'inyan wund dos.''
Mesaj tarihi:
Bazı şeyleri yaşamadan sadece okuyarak veya dinleyerek öğrenebilirsin. Bunların başında matematiksel formüller gelir. Sosyal olguları ve duyguları ise yaşamadan sadece öğrendiğini zannedersin ama yaşayınca gerçekte öğrenmemiş olduğunu farkedersin.

Ölümü hepimiz bir yere kadar tanıyoruz.

Peki kaçınız bir kişinin ölümü sırasında yanındaydı, kaçınız bir ölüye dokundu...

Aşkı hepimiz bir şekilde tanımlarız ama kaçımız birisine cidden aşık oldu ve onun için hayatını hiç tereddüt etmeden riske attı. Kaçınız hiç bir şey beklemeden sadece verdi, gerçekten de aşık oldu.

Bu liste çok daha fazla uzatılabilinir ama bunların hiçbirisini monitörlerinizin ardından öğrenemezsiniz.

Ben kimlere neyi anlatmak istiyorum sorusuna gelirsekte, kendimi yol arkadaşları arıyorum o sebepten bunları anlattığım binlerce kişiden bir ikisi beni dinlese ve bir durup düşünse benim için kardır. Biliyorum 999 tanesi sadece okuyup sonra yine monitörün arkasından acıları hissetme veya aşık olma oyunlarına geri dönecekler sanal yaşamlarında mutlu olacaklar. Olsun varsın...[signature][hline]Özgürlüğün değerini ancak onu kaybedince anlarsınız. En zavallı insan ise esaret altındayken kendisini özgür zannedendir.

bi fransız gastesi de şey demiş:
"ırak üç parçaya ayrılıcak.
1-normal
2-süper
3-kurşunsuz"
Mesaj tarihi:
eh senin yaptığında pek farklı değil monitörünün arkasından insanlara etiket takıyorsun....[signature][hline][b]''Nindyn vel'uss malar xuil phindaren zhal'la lor ulu uk uktan 'udtila naut doera natha phindar. Ka dos l'inya verve wund l' rendan l' rendan mziln l'inyan wund dos.''
Mesaj tarihi:
monitörün arkasından bugün yağan yağmurdan dolayı kurtulamadığım için. Yoksa dün ne güzel arkadaşla vurmuştuk kendimizi yollara :) Önce Silivriye gidip Garden'da çok güzel bir öğlen yemeği yedik, sonra Sinekli üzerinden Saray'a geçip oradan da Kıyıköy'e gittik, cidden çok güzel yer. Orada bir süre dinlendikten sonra da Saray - Subaşı - Arnavutköy( İstanbul sahileki değil :) ) güzergahından eve döndük :) Sabah 10:30 da başlayan gezimiz 20:30'da bitti, geriye anılarımız ve kaybettiğim gözlüğüm kaldı :( Olsun onun son fotoğrafını arkadaşım çekmişti, pazatesi yollayınca zaten bir yol raporu şeklinde sunarım :) Şu an harita önümde bir sonraki yolculuğu planlıyorum zaten :)[signature][hline]Özgürlüğün değerini ancak onu kaybedince anlarsınız. En zavallı insan ise esaret altındayken kendisini özgür zannedendir.

bi fransız gastesi de şey demiş:
"ırak üç parçaya ayrılıcak.
1-normal
2-süper
3-kurşunsuz"
Mesaj tarihi:
benim bahsettiğim noktayı ya kaçırdın yada sanırım salladın :)
Açıkçası ben senin bilgisayar başında oturmana değil bilgisayar arkasından sadece yazılarını okuduğun insaların hayatları hakkında kesine yakın yargılara varmana şaşıyorum bence ''monitör arkasından'' sözüne daha çok dikkat etmeliyiz[signature][hline][b]''Nindyn vel'uss malar xuil phindaren zhal'la lor ulu uk uktan 'udtila naut doera natha phindar. Ka dos l'inya verve wund l' rendan l' rendan mziln l'inyan wund dos.''
Mesaj tarihi:
yani şimdi bana ben bilgisayarı senden daha az kullanıyorum ben dışardada geziyorum senden daha sosyalim vs.... tartışması yapmak gerçekten çok saçma geliyor :)[signature][hline][b]''Nindyn vel'uss malar xuil phindaren zhal'la lor ulu uk uktan 'udtila naut doera natha phindar. Ka dos l'inya verve wund l' rendan l' rendan mziln l'inyan wund dos.''
Mesaj tarihi:
Öncelikle ben bire bir sen şöylesin şu böyle demiyorum ki, sadece genellemelerde bulunuyorum, olay burada. Birde yaptığım genellemelerde mantık hatası var mı önemli olan o.

Gezi olayına gelirsekte en çok kim gezdi meselsi değil ki bu, yazından sende bütün gün kıçını devirip evde oturuyor ve monitörünün arkasından tatlı su entelliği yapıyorsun anlamını çıkarttığım için bunu yazdım, birde anısı taze ve tadı hala damağımda olduğundan :)

Bilgisayarı kaç saat kullandığınızın veya televizyonu kaç saat izlediğinizin de bence hiç bir önemi yok. Yeterki onun tutsağı haline gelmeyin, yaşamınızı çalmasın.[signature][hline]Özgürlüğün değerini ancak onu kaybedince anlarsınız. En zavallı insan ise esaret altındayken kendisini özgür zannedendir.

bi fransız gastesi de şey demiş:
"ırak üç parçaya ayrılıcak.
1-normal
2-süper
3-kurşunsuz"
×
  • Yeni Oluştur...