Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

12 Eylul referandumu


di

Öne çıkan mesajlar

ilk seferinde nasıl aldılar bilmem ama ikinci seferinde nasıl aldılar biliyorum onlardan once saglık konusu cok sancılıydı adamlar herkese saglık hızmetı dediler 15 milyon yesil kart cıkardılar millet cebinden bes kurus vermeden saglık hizmeti aldı 15 milyon ne demek farkında mısınız 40 milyon secmen var zaten adam kararsızları direk topladı ha sonra ne oldu saglık sektörü patladı devlet o kadar ilacın parasını karsılayamamaya basladı calısanların ustune vergi bindi orayı burayı sat eczacılarla kavga et ama sonuc hala orta da bir sürü insan hala sunu sölüyor "ben doktora gidemiyordum simdi rahat rahat gidiyorum allah razı olsun devletime" gidise paun verilimez sonuca verilir bu iş bu kadar basit
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Sufi said:

GEd said:

Siz halk cahil diyorsunuz demiyorum, o sizin varolan sisteme karşı bir savunma mekanizmanız zaten. Rejim sahipleri halkı cahil görüyor vesaire, demokrasi gelecek vesaire gibi.

Ancak öyle bir kategori oluşturmuşsunuz ki bu savunmanız ile gerçek halk, rejim sahipleri tarafından 'cahil' değerlendirilen kişiler olmuş, böyle bir algı oluşturuyorsunuz.

Bunun dışında kalanları halktan saymak istemiyorsunuz bu argümanınızla.


bak hemen 1 üstteki mesaj:

Ceday said:

abi işin ideali şöle böle olmalıyı gecin.
biz türkiyede yasıyoruz, bunu daha idrak edemediniz mi?

...

avrupanın hangi ülkesinde halk bu kadar cahil ve önündeki gercekleri idrak edemeyecek kadar aptal ki, biz herseyi avrupada böle bizde de böle olsun die ordan feyz almaya calısıyoruz.



herhangi bir savunma mekanizması oluşturulduğu falan yok. böyle bir ezber var malesef kendisini aydın ve bilgili zanneden kesimde.

o cahil sandığınız halk var ya, aslında öyle bir uyanık ve herşeyin farkında ki... kendisine tepeden bakanların beli doğrulamadı 3/4 yüzyıldır.


referandumun nie yapıldıgını dahi bilmeyen %30 luk kesimin oldugu ülkeden bahsediyoruz deil mi??
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

sipeyskeyk said:

sg-1 said:

halk o kadar uyanık o kadar herşeyin farkında olduğu için mi hep adı değişen ama kendi aynı muhafazakar sağ partilere oy veriyor fiks 60 yıldır.


acaba halk adların değişmesine, partilerin kapanmasına rağmen bu insanlara oy veriyorsa halkın iradesi bu yönde olduğundan olmasın?

sg-1 said:
zaten sol ne zaman kazanmışsa şu 60 yılda anca milliyetçi / ümmetçi bir atraksiyon yapmışsa kazanmış.


Malesef türk solunun aslında sol olmadığını, ne bok olduğu belli olmadığı için sol seçmenin bile merkez sağa kaydığını sen de onaylamış oluyorsun.

sg-1 said:
muhafazakar sağ çok demokratik olduğundan mı, vatana millete büyük katkılar sağladığından mı oy alıyor, hayır, bu milletin taaaa osmanlıdan kalma milliyetçilik ve din güdülerini en güzel onlar gıdıklarından alıyor oyları.


Bu milletin osmanlıdan kalma (yani kökeninden, soyundan.) milliyetçilik ve din güdüleri bu milletin önem verdiği şeyler ve bu güdülere saldıranlar bu yüzden kaybediyor olabilir mi?
CHP bile bunu farkedip son yıllarda söylemlerine din iman vatan millet katarken, Sosyalist Enternasyonel bile CHP'yi eleştirirken, esas türk solu CHP'den nefret ederken CHP'nin inatla sağa kaymasının sebebi bu "güdüler" olmasın?


anlatmaya çalıştığımı anlamamakta diretmişsin, olsun, bi daha anlatayım. halk ısrarla milliyetçiliğe ve dine vurgu yapanlara prim verdikçe esas beklenen, istenen, özlenen ilerleme sağlanamaz. Bunları gıdıklamak iktidara gelmek için yeterliyse daha başka bişey yapmasına gerek yok ki adamların. Kaldı ki 60 yıllık tarihimiz bunun en güzel kanıtı.

DP'den bu yana tek başına iktidar olan iki parti ANAP ve AKP de(tipik muhafazakar sağ) ellerindeki gücü herşeyiyle kendilerine yontmakta da abes görmediler, hala daha görmüyorlar.

Bak ANAP sonrası, doksanlarda memleket belini doğrultamadı bir türlü.

AKP sonrası ne zaman olur bilmem ama, biz yine belimizi doğrultamayacağız, bu açık ve net.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

kaynak istiosan da burada iste.



A&G Araştırma Şirketi'nin sahibi Gür şöyle dedi; 'Son araştırma ve önceki 6 araştırmanın sonuçlarında baktığımızda hep aynı olduğunu görüyoruz. Tüm çalışmalara rağmen oranlarda değişim olmuyor. Bunun temel nedeni siyasi kutuplaşma. Seçmenlerin % 28'i niçin referanduma gidildiğini dahi bilmiyor. Hangi anayasa değişikliklerinin yapılmasının planlandığını değil, referandumun hangi konuyla ilgili olduğunu dahi bilmiyorlar.

http://www.milliyet.com.tr/sandigin-kilidini-kadinlar-acacak-/siyaset/sondakikaarsiv/02.09.2010/1283616/default.htm
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

sg-1 said:

sipeyskeyk said:

sg-1 said:

halk o kadar uyanık o kadar herşeyin farkında olduğu için mi hep adı değişen ama kendi aynı muhafazakar sağ partilere oy veriyor fiks 60 yıldır.


acaba halk adların değişmesine, partilerin kapanmasına rağmen bu insanlara oy veriyorsa halkın iradesi bu yönde olduğundan olmasın?

sg-1 said:
zaten sol ne zaman kazanmışsa şu 60 yılda anca milliyetçi / ümmetçi bir atraksiyon yapmışsa kazanmış.


Malesef türk solunun aslında sol olmadığını, ne bok olduğu belli olmadığı için sol seçmenin bile merkez sağa kaydığını sen de onaylamış oluyorsun.

sg-1 said:
muhafazakar sağ çok demokratik olduğundan mı, vatana millete büyük katkılar sağladığından mı oy alıyor, hayır, bu milletin taaaa osmanlıdan kalma milliyetçilik ve din güdülerini en güzel onlar gıdıklarından alıyor oyları.


Bu milletin osmanlıdan kalma (yani kökeninden, soyundan.) milliyetçilik ve din güdüleri bu milletin önem verdiği şeyler ve bu güdülere saldıranlar bu yüzden kaybediyor olabilir mi?
CHP bile bunu farkedip son yıllarda söylemlerine din iman vatan millet katarken, Sosyalist Enternasyonel bile CHP'yi eleştirirken, esas türk solu CHP'den nefret ederken CHP'nin inatla sağa kaymasının sebebi bu "güdüler" olmasın?


anlatmaya çalıştığımı anlamamakta diretmişsin, olsun, bi daha anlatayım. halk ısrarla milliyetçiliğe ve dine vurgu yapanlara prim verdikçe esas beklenen, istenen, özlenen ilerleme sağlanamaz. Bunları gıdıklamak iktidara gelmek için yeterliyse daha başka bişey yapmasına gerek yok ki adamların. Kaldı ki 60 yıllık tarihimiz bunun en güzel kanıtı.

DP'den bu yana tek başına iktidar olan iki parti ANAP ve AKP de(tipik muhafazakar sağ) ellerindeki gücü herşeyiyle kendilerine yontmakta da abes görmediler, hala daha görmüyorlar.

Bak ANAP sonrası, doksanlarda memleket belini doğrultamadı bir türlü.

AKP sonrası ne zaman olur bilmem ama, biz yine belimizi doğrultamayacağız, bu açık ve net.
Toplumu bir arada tutmak suni bir bağ yaratmak lazım.Bunun da revaçta olanı milliyetçilik ve dindir.İktitadarların bu konuda halka selam vermesi gayet normal
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

mesele iktidarların kullanması değil, mesele halkın buna prim vermesi, bunu pek bi sevmesi, birilerini iktidara taşımak için bunu yeterli görmesi.

bu şeye benziyor biraz da, sen ekmek yemeyi yeterli görüyorsan ekmek vermeyi vaat edeni tercih edersin, halbuki bir başkası sana ekmek vermiyordur veya daha az veriyordur, ama yanında et süt yumurta da veriyordur. sen ısrarla gider ekmek vereni tercih edersen sonunda kimse sana et süt yumurta vermez, herkes ekmek vermeye başlar.

türkiye'deki durum bu, halk ekmeğe prim verdiği için ekmekle oyalanıyor yıllar boyunca, çiçek mi olsun somun mu olsun, kepekli mi olsun çavdarlı mı olsun vs.

ama hiçbir şekilde bu kuru ekmek kavgasının arkasındaki büyük kandırmacayı, birilerinin esas götürdüklerini, netçede neler alabilecekken kuru ekmeğe talim etmeyi kabullendiğini görmüyor.

sonunda birileri çıkıp halka cahil deyince o adam tu kaka adam oluyor.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

sosyolojik analizlerde hala bir adım dahi ilerlenmemiş.

arkadaşlar tanıma diyoruz, anlama diyoruz, hitap etme diyoruz. adı değişen ama zihniyeti aynı olan partilere halkın teveccüh göstermesinin nedeni bu işte. halkın içinden, halk gibi düşünen adamlar iktidar olabiliyo, doğrusu da bu. ama ülkeyi de tam manasıyla yönettikleri söylenemez.

bu ülkede milliyetçilik ittihat terakkiyle başlar, devletin derinliklerine de nüfuz etmiştir. halkın esas tercihi, dini hassasiyet taşıyan siyasi hareketler olmuştur. kaldı ki bugün "kürt" kelimesini dahi kullanamayan kılıçdaroğlu tayyipten daha mı "evrenselci" sizce?

ama bugünün akpsiyle dünün ap'si, anap'ı, dp'si bir değil. çünkü türkiye de eski türkiye değil, halk da eski halk değil. akp tabanı 90'lı yılların ortalarından beri büyük bir değişim içinde. sizin görmekte zorlandığınız, bu muhafazakar kesimin sekülerleşmesidir. bütün alerjileriniz bu yüzden.

bu sekülerleşme bi anda olmuyor, bi anda demokrasi yıldızı haline gelemez hiçbir kitle. ama bi göz atın lütfen chpye, mhpye ve hatta bdpye, onlar değişim adına napıyorlar? eski söylemlerindan farklı bişey söylüyolar mı? hayır. tabanlarında böyle bir talep oluşuyo mu? yine hayır.

peki durup dururken mi oldu bu sekülerleşme? hayır. türkiyenin yavaş yavaş dış dünyaya açılmasıyla, yabancı sermayeyle tanışılmasıyla, ithalat-ihracatın artmasıyla, anadolu sermayesinin gelişmesiyle oldu elbette.

bu süreçler yaşanmadan, muhafazakar kesim kendi sekülerleşmesini yaşamadan bu ülkede herhangi bişeyi değiştirmek imkansız. ister sosyalizme kayacak ol, ister neoliberalizme, türkiyenin bu süreçleri yaşaması gerekiyor: teoride de pratikte de böyledir bu. bu büyük resmi görmeden referandumu da anlamlandırmak imkansızdır.

bu süreci "tehlikeli" bulanlar, eski rejimin taraftarlarıdır bir bakıma. yargının herşeyin üstünde durmasını isteyen, halkın her daim denetlenmesi-gözetlenmesi gerektiğini savunan insanlardır. halkın cahil olduğunu bu yüzden demokrasinin bize "fazla" olduğunu düşünen insanlardır. esas onlara fazladır demokrasi, çünkü ötekinin özgürlüğünü, kimliğini, kısacası ötekiliğini hazmedememektir.

ben akpnin iktidardan bir an evvel gitmesini hepinizden fazla istiyorum aslında. hatta bi bakıma referandumdan hayır çıkmasının da ülkeye farklı bi yarar sağlayacağını düşünüyorum. çünkü o zaman bütün bu modernist, ilerici, aydın maskeler düşecek, o zaman bütün bu sığ muhalefetin hiçbir dayanağı, söyleyecek hiçbir sözü olmadığı anlaşılacak. o zaman görücez bakalım türkiyede herhangi bişey değişiyor mu, herhangi bir parti bir değişim iradesi, bir demokratikleşme iradesi gösterebiliyor mu..o zaman görücez türkiyenin kronikleşmiş sorunlarını çözmek adına bir irade oluşabiliyo mu..
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

sir said:

sosyolojik analizlerde hala bir adım dahi ilerlenmemiş.

arkadaşlar tanıma diyoruz, anlama diyoruz, hitap etme diyoruz. adı değişen ama zihniyeti aynı olan partilere halkın teveccüh göstermesinin nedeni bu işte. halkın içinden, halk gibi düşünen adamlar iktidar olabiliyo, doğrusu da bu. ama ülkeyi de tam manasıyla yönettikleri söylenemez.

bu ülkede milliyetçilik ittihat terakkiyle başlar, devletin derinliklerine de nüfuz etmiştir. halkın esas tercihi, dini hassasiyet taşıyan siyasi hareketler olmuştur. kaldı ki bugün "kürt" kelimesini dahi kullanamayan kılıçdaroğlu tayyipten daha mı "evrenselci" sizce?

ama bugünün akpsiyle dünün ap'si, anap'ı, dp'si bir değil. çünkü türkiye de eski türkiye değil, halk da eski halk değil. akp tabanı 90'lı yılların ortalarından beri büyük bir değişim içinde. sizin görmekte zorlandığınız, bu muhafazakar kesimin sekülerleşmesidir. bütün alerjileriniz bu yüzden.

bu sekülerleşme bi anda olmuyor, bi anda demokrasi yıldızı haline gelemez hiçbir kitle. ama bi göz atın lütfen chpye, mhpye ve hatta bdpye, onlar değişim adına napıyorlar? eski söylemlerindan farklı bişey söylüyolar mı? hayır. tabanlarında böyle bir talep oluşuyo mu? yine hayır.

peki durup dururken mi oldu bu sekülerleşme? hayır. türkiyenin yavaş yavaş dış dünyaya açılmasıyla, yabancı sermayeyle tanışılmasıyla, ithalat-ihracatın artmasıyla, anadolu sermayesinin gelişmesiyle oldu elbette.

bu süreçler yaşanmadan, muhafazakar kesim kendi sekülerleşmesini yaşamadan bu ülkede herhangi bişeyi değiştirmek imkansız. ister sosyalizme kayacak ol, ister neoliberalizme, türkiyenin bu süreçleri yaşaması gerekiyor: teoride de pratikte de böyledir bu. bu büyük resmi görmeden referandumu da anlamlandırmak imkansızdır.

bu süreci "tehlikeli" bulanlar, eski rejimin taraftarlarıdır bir bakıma. yargının herşeyin üstünde durmasını isteyen, halkın her daim denetlenmesi-gözetlenmesi gerektiğini savunan insanlardır. halkın cahil olduğunu bu yüzden demokrasinin bize "fazla" olduğunu düşünen insanlardır. esas onlara fazladır demokrasi, çünkü ötekinin özgürlüğünü, kimliğini, kısacası ötekiliğini hazmedememektir.

ben akpnin iktidardan bir an evvel gitmesini hepinizden fazla istiyorum aslında. hatta bi bakıma referandumdan hayır çıkmasının da ülkeye farklı bi yarar sağlayacağını düşünüyorum. çünkü o zaman bütün bu modernist, ilerici, aydın maskeler düşecek, o zaman bütün bu sığ muhalefetin hiçbir dayanağı, söyleyecek hiçbir sözü olmadığı anlaşılacak. o zaman görücez bakalım türkiyede herhangi bişey değişiyor mu, herhangi bir parti bir değişim iradesi, bir demokratikleşme iradesi gösterebiliyor mu..o zaman görücez türkiyenin kronikleşmiş sorunlarını çözmek adına bir irade oluşabiliyo mu..


hala aynı şeyleri dönüp dolaşıp söylüyorsun chp,mhp,bdp üçgeninde bakma hayata onun dışında kimse halk denetlensin demiyor siyasi kişiler denetlenmesi gereken kişilerdir.yargı meclisi denetlemesse halkın egemenliği değil reklamını iyi yapan hırsızın egemenliği olur bu doğan medyası kılıçdaroğlu'nu poh pohladı sonra niye bu pohpohlama birden sustu sir bunu hiç düşündün mü mesela ? hani muhalefetin sesi niye aniden kesilir mesela ? bunları ciddi anlamda düşünmediğin kanaatindeyim.

evet kılıçdaroğlu mesela alevi bir kürttür ama bunu açıklasa adam oy alamaz o yüzden viki sayfasında bile horosanlı yazmışlar hele ki alevi kürt kimliğini açıklasa ooo fethullah hoca bindirir vakit gazetesi bindirir zaman gazetesi bindirir yeni şafak bindirir işte chp nin başında bir kafir diye
ki vakit gazetesi direk kılıçdaroğlu sünnetsiz diye manşet attı bumu sekülerleşme ciddi anlamda sekülerin anlamanı bilmediğin kaanatindeyim mesela zaman gazetesi haldır haldır adamların yaftalamaları ateist agnostik sözcükleri ile belirleniyor cemil çicek sünnetsiz olmaları herşeyi açıklıyor diyor bumu sekülerleşme peh
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

olitere said:

camiden , evlerinden çıkıp aktif hayata , siyasete daha çok atılan , sınıf atlıyan bir kesim eskiye göre daha sekülerdir


Bireysel katılımı önemli gören, dinin devletten ayrı ve özerk olmasını savunan öğreti diye geçiyor tanımı

şuan din devletten daha mı ayrılıyor yoksa daha mı yaklaşıyor
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

sir said:

arkadaşlar tanıma diyoruz, anlama diyoruz, hitap etme diyoruz. adı değişen ama zihniyeti aynı olan partilere halkın teveccüh göstermesinin nedeni bu işte. halkın içinden, halk gibi düşünen adamlar iktidar olabiliyo, doğrusu da bu. ama ülkeyi de tam manasıyla yönettikleri söylenemez.


burada ayrılıyoruz işte, daha dakka bir gol bir, halkın içinden çıkan halkı tanıyan adamlar tanımını yeterli görüyorsun, bense bunun sonuna halkın zaaflarını değerlendiren, kendine yontan, bundan nemalanan adamlar ekliyorum.

sir said:

bu ülkede milliyetçilik ittihat terakkiyle başlar, devletin derinliklerine de nüfuz etmiştir. halkın esas tercihi, dini hassasiyet taşıyan siyasi hareketler olmuştur. kaldı ki bugün "kürt" kelimesini dahi kullanamayan kılıçdaroğlu tayyipten daha mı "evrenselci" sizce?


bu ülkede milliyetçilik kimle başlamış olursa olsun, mühim olan halkın biraz milliyet ve din bakışlı atraksiyona prim vermesidir. partinin adı da mühim değil, kılıçdaroğlu da ekmeğe talim edene ekmek vermekle yetinen bir başkası işte, unu farklı sadece.

sir said:

ama bugünün akpsiyle dünün ap'si, anap'ı, dp'si bir değil. çünkü türkiye de eski türkiye değil, halk da eski halk değil. akp tabanı 90'lı yılların ortalarından beri büyük bir değişim içinde. sizin görmekte zorlandığınız, bu muhafazakar kesimin sekülerleşmesidir. bütün alerjileriniz bu yüzden.

bu sekülerleşme bi anda olmuyor, bi anda demokrasi yıldızı haline gelemez hiçbir kitle. ama bi göz atın lütfen chpye, mhpye ve hatta bdpye, onlar değişim adına napıyorlar? eski söylemlerindan farklı bişey söylüyolar mı? hayır. tabanlarında böyle bir talep oluşuyo mu? yine hayır.

peki durup dururken mi oldu bu sekülerleşme? hayır. türkiyenin yavaş yavaş dış dünyaya açılmasıyla, yabancı sermayeyle tanışılmasıyla, ithalat-ihracatın artmasıyla, anadolu sermayesinin gelişmesiyle oldu elbette.


türkiyenin pazarlaşması gerekiyordu, ciddi anlamda bunu yapan özal oldu. e halkın büyük çoğunluğu muhafazakar kökenli olunca nokya, ayfon ve cifors satılacak olanlar da onlardı, haliyle en büyük tüketici kesim de onlar oldu.
elinde ayfonu ile gezen türbanlı bir kızı veya badem bıyıklı bir cip sahibini gördüğümüzde muhafazakarlar sekülerleşiyor diyeceksek işimiz var. ancak muhafazakarların kesesi doluyor diyebiliriz. iki kere iki dört ne de olsa.

sir said:

bu süreci "tehlikeli" bulanlar, eski rejimin taraftarlarıdır bir bakıma. yargının herşeyin üstünde durmasını isteyen, halkın her daim denetlenmesi-gözetlenmesi gerektiğini savunan insanlardır. halkın cahil olduğunu bu yüzden demokrasinin bize "fazla" olduğunu düşünen insanlardır. esas onlara fazladır demokrasi, çünkü ötekinin özgürlüğünü, kimliğini, kısacası ötekiliğini hazmedememektir.


şahsen kendi adıma böyle bir sekülerleşme olduğuna bile inanmıyorum, açıp stv ve kanal 7'ye bakmak bile yeterli bunun için.
yargı elbette herşeyin üzerinde olacak, aksini iddia edebildiğine inanamıyorum. siyasilerin elinde bir yargı yapılanmasında hakların nasıl korunacak, belediyeyle ters düşsen mesela, nasıl ayakta kalabileceksin gücü elinde tutanın her türlü zorbalığına karşı?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

paparnoz said:

olitere said:

Seküler dünyacılık demek , dünyevi olanı ve nesnel halinin göz önünde tutulması gerektiğini anlatır.Maddi hayatta daha aktif olmak bu tanıma uyuyor


iyide bu siyasi olan anlamı değil bireysel olan anlamı sir'in bahsettiği siyasal sekülerleşme
Tamam siyasi sekürleşmede dünyevi , siyasi alanın dinden ayrılması.Şeriat istiyenlere göre hala daha seküler geliyor bana
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Sparkcaster said:

sorulara cevap yok hala popülizm hala aynı boş muhabbetler, nato mermer nato kafa diyince de kızıyorsun ama nefr, şu saçma salak konuşan adamlara niye cevap verme gereği duyuyorsunuz,


duymuyoruz gordugun gibi?

yani aslinda duyuyoruz da, bir defa veriyoruz iki defa veriyoruz, sonra adam hala kalkip bana israrla akp diyorsa cevap veresi de kalmiyor insanin

e ama o zaman da bir tanesi kalkip soruma cevab veremedi spamliyor, oburu adimi verip alinti yaparak sozlerimi carpittiktan sonra verdigim cevaba ad hominem diyor falan, oyle yuvarlanip gidiyor tartisma yerlerde

arada bir makul bir sekilde bir gorus ifade eden olursa katiliyor ya da katilmiyoruz iste, katilmiyorsak da acikliyoruz neden katilmadigimizi

bu arada bella, bak bugun gezinirken bunu buldum, belki ilgini ceker;

http://www.marksist.org/dosyalar/1682-eski-bir-disk-yoneticisi-hayir-demek-iscilerin-cikarina-olamaz

senin kadar olmasin, bu arkadaslar da emekci haklarini koruyorlar kendilerince diye dusunuyorum. onun soyledigi dogru seninki yanlis mealinde soylemiyorum bunu, bu konu en cok senin ilgini cekecegini dusundugum icin sana hitaben yazdim

nihai amac ayni ya da benzer olsa da, secilen yollarda fikir ayriligi yasayabilir insanlar, her hodo diyen kesin olarak hede olmak zorunda degil demek istiyorum
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Nefr said:

oburu adimi verip alinti yaparak sozlerimi carpittiktan sonra verdigim cevaba ad hominem diyor falan, oyle yuvarlanip gidiyor tartisma yerlerde


zeytinyağı şişesi daha uygun olurmuş sana, yanlış resim koymuşsun.

hangi sözünü çarpıtmışım, orada söylediklerimin nesi yanlış?

ne baraj var anayasa değişikliğinde, ne dokunulmazlık var.

Bunlardan bahsedemeyen bir parti yargıya halk iradesi kamuflajı altında el atıyorsa bi durup düşünmek gerekmez mi?

edit: tabi sen şimdi buna cevap veremeyince görmezden gelmeyi tercih ediyorsun ki en akıllıcası bu olur zaten.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

gerçekten fikrim olduğu için konuşuyorum,kaç tane sol parti veya fraksiyon bu oluşumu destekliyor bir tek dsip.

şimdi bir çok sol parti fikirsel anlamda birbirinden ayrılır

ödp,emep,tkp,sdp vs gibi örnekler çoğaltılablir ama genel anlamda yanyana dururlar bunun nedeni ideoloji de yatar ancak marksist org ve dsip genelde solun apolitik yönü dediğimiz gruplar ile kanka olması olayın özünü açıklamaya yeter ancak daha detaylı analiz istersen bir çok eleştiri yazısı mevcut
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

paparnoz said:

abi marksist.org demeyin adamların bahsettiği marks&spencer da ki marks bildiğimiz karl marx olmadığı kesin


ahah guzelmis

aksi bir iddiam yok, o kadar iyi taniyor ve surekli takip ediyor degilim kendilerini. dedigim gibi gozume carptigi icin okudum, aklima bella geldi

konuyu dagitmis olmayayim simdi, linki nefrist.orgdan verilmis varsayin =P
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

paparnoz said:

gerçekten fikrim olduğu için konuşuyorum,kaç tane sol parti veya fraksiyon bu oluşumu destekliyor bir tek dsip.

şimdi bir çok sol parti fikirsel anlamda birbirinden ayrılır

ödp,emep,tkp,sdp vs gibi örnekler çoğaltılablir ama genel anlamda yanyana dururlar bunun nedeni ideoloji de yatar ancak marksist org ve dsip genelde solun apolitik yönü dediğimiz gruplar ile kanka olması olayın özünü açıklamaya yeter ancak daha detaylı analiz istersen bir çok eleştiri yazısı mevcut
Anlaşıldı sende dsip liberal diyenlerdensin peki.ÖDP,emep,tkp,sdp ..vs bunların hepsi birbirinden farklı fraksiyonlardır.Dsip troçkisttir , tkp stanilist , ödp devyolcuydu şimdi ne olduğu belli değil . Adamların arasında gayet büyük gelenek farkları var öyle yanyana durulucak gibi değil
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Misafir
Bu konu yeni mesajlara artık kapalıdır.
×
×
  • Yeni Oluştur...