Cons Mesaj tarihi: Haziran 7, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 7, 2010 toggie said: 1m ne kadar uzun? MADBOY said: Orcununki kadar diyorlardi en son, sonra noldu bilmiyorum. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Cuce Mesaj tarihi: Haziran 7, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 7, 2010 fede said: niye denmesin ki abi. sonuçta ışık sayesinde görüyomuyuz. renk de dalgalarda çeşitleniyo işte. gözün kan basıncı çok önemli olmaz bence. sinirlere aktarılan dalgaya ve sinirlerin onu yorumlamasıyla oluyodur, yok seyi diyoruz zaten su frekansla bufrekans arası kırmızıdır, ama herkez aynı görmüyo sonucta, cok fazla x-factor var görme isleminde, yanı su anda yesil gördüğünü katakuliyle mavi gösterebiliim sonucta sana. elbette bir takım kabuller standartlar var ama isin icine insan nasıl aglıyo girince yamuluyolar biraz. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
SeaGle Mesaj tarihi: Haziran 7, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 7, 2010 Ben şeyi merak ediyorum. Hani 1 metre, bilmemne ışığının bilmemkaç üzeri eksi bilmemne saniyede aldığı yol ya. Şimdi o bilmemne üzeri eksi bişey saniyeyi nerden bulmuşlar. Yani onun kısası ne. Bilmemne üzeri eksi 10 olsun diyelim. Niye eksi 11 değil. Neden 10. Daha önceden metre kavramı vardı da metrenin ne olduğunu tanımlamak için ışığı göndermişler, yoksa ışığı gönderip metreyi bulmamışlar gibi. Belkide zaten öyle yapmışlardır. Hani dünyada tüm metreler bi anda kaybolursa neyin metre olduğunu bilelim diye deyü. Bilemedim. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Cuce Mesaj tarihi: Haziran 7, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 7, 2010 yok önce metreyi tanımlıyolar diyolarki evet 1 metre bu olsun iyi bi uzunluk bu. sonra bi noktada bütün refaranslar bozulucak napıcaz o zaman diyolar, gidip asla bozulmıycak bi referans arıyorlar. ısık hızı vakudma sabit olduğu icin diyolarki, abi vakumda ısık 1 metreyi su akdar sürede alıyomus ok o zaman 1 metre budur! metre yine iyi yanı. aydınlatma birimi varya lux hani, o mesela 1 kg balına yağından yapılan mumun 1 dkda boyunca verdiğpi ısık miktarımı ne öle sacma sapan bisi Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
BonePART Mesaj tarihi: Haziran 7, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 7, 2010 daha ocne bi metre kavrami wardi hatta mesela imeryal birimler direk inch bi parmak feet bi ayak yard bi adim diye gdiyo metrede iste bisi belirlemisler zamaninda su bi metre demisler sora onu standart ve sabitlemek icin bisiler uyduruyolar iste mesela fenciysen mol kavramini bilirsin 6.02*10^23 1 gram karbon atmomuydu neydi ole yane once biri bi uzunuk belirlemis bu bi metre demis sonra adamlar bi cubuk yapmis abi bak bu bi metredir demis simdi onu dahada basit ve tekrarlanabilir hale getirmeye calisiyolar SI birimlerin olayi o zaten duzgun kolay donusturulebilen seyler yane bi litrenin 1 dm^3 olmasi sans deil ole belirlenmis Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
SeaGle Mesaj tarihi: Haziran 7, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 7, 2010 Lux olayı evet la balina yağından sdgfhfdgsdfs Tahmin ettiğim gibiymiş metre olayı da, good. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
dasaaa Mesaj tarihi: Haziran 7, 2010 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 7, 2010 SI düzeninin verdiği rahatlık bilardoda bile yok mirim.. o değil de takıntılarım var bu konuda ben kPa görünce bile ıyyhh oluyorum.. hep MPa olacak o.. hep MPa.. saksı değil MPa.. en çok MPa Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Suark Mesaj tarihi: Haziran 8, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 8, 2010 hacı nie bu kadar zorluolar ki bi manava sorsunlar adam direk yanıtlar yani :) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
senko Mesaj tarihi: Haziran 8, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 8, 2010 lan oturun derslerinize çalışın başta. stephen hawking gibi olunca düşünürsünüz 1metre kaç metre diye. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Ardeth Mesaj tarihi: Haziran 8, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 8, 2010 Chemical said: bunlar fuzzy denilen şeyler işte, yığın nedir, sıcak nedir soğuk nedir hangi noktadan sonra birşeyin ismi değişir, 2 obje birbirinden hangi noktadan ayrılır (atomik olarak bakarsan aralarında boşluk yok) neden renkler bize renk olarak gözükme ihtiyacı duyuyor, benim sormak istediğim bundan da derin bir şey. sıcaklık renk vs gibi kavramların "fuzzy"liklerini geçtim. bir kere renk bence acıdan, sıcaklıktan vs çok daha farklı ve karmaşık bir kavram. acıyı kessinlikle bir kimyasal tepkime olarak açıklayabilirsin. hoşuna gitmeyen bir şey oluyor ve sen bir çeşit etkilenen varlık olarak ordan uzaklaşıyorsun. yani artının eksiyi itmesi ya da tek hücreli canlılarda gözüken kemotaksis vs gibi zararlı etkenleri fark edip ondan kaçmaya programlanmak gibi sebep sonuç ilişkisi ve hayatta kalma döngüsü ile açıklanabilir. yani acı, zevk vs dediğin herşey bir çeşit insan-çevre tepkimesi. renk daha değişik bir şey rengi tat,his,duyma üçlüsünden ayıran bir şeyler var ama tarig edemiyorum. sanki tat,his,duyma birer varlık değil fakat renk bir varlık gibi geliyor bilemiyorum. yani sanki bizim gözlemlediğimiz dünyada direk olarak bulunmayan, değişik bir ortamda var olan, fakat beynimizin çalışması yoluyla indirekt olarak oraya çağrışım yapılan çeşitli varlıklar gibi. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Cuce Mesaj tarihi: Haziran 8, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 8, 2010 e acı da öyle değilmi? yanı 23423 ceist acı var. sen aralarındaki farkı resöptör, kimyasal tepki falan diye ayırdında, renkler arasındaki farkıda öyle ayırıyoruz zaten. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Ardeth Mesaj tarihi: Haziran 8, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 8, 2010 deyil Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Cuce Mesaj tarihi: Haziran 8, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 8, 2010 sensin deyil, nasıl deyil. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
fede Mesaj tarihi: Haziran 8, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 8, 2010 öyle öyle Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Farinal Mesaj tarihi: Haziran 8, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 8, 2010 ShadowFury said: belirli dalga boyunda gelen ışıklar çeşitli reseptörleri aktive ediyor falan filan... yalnız gözlerimiz gerçekten de aynı şekilde mi görüyo onu düşünüyorum ben hep. yani mesela benim kırmızı diye gördüğüm rengi bir başkası turuncu görüyo olabilir ama hayatı boyunca benim turuncu diye tanımladığım rengi kırmızı diye tanımlamış olduğundan bu farklılığı asla anlayamayabiliriz. tamam sustum. ben renkleri aynı gördüğümüzü düşünüyorum çünkü renk uyumu, moda, boya badana vs. vs. bir sürü alan var elbet bir farklılık olsa bir şekilde anlaşılırdı. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Cuce Mesaj tarihi: Haziran 8, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 8, 2010 e kültürel bir durumdur, cocukluktan beri eğitimle ilgilidir. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Ardeth Mesaj tarihi: Haziran 8, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 8, 2010 Farinal said: ben renkleri aynı gördüğümüzü düşünüyorum çünkü renk uyumu, moda, boya badana vs. vs. bir sürü alan var elbet bir farklılık olsa bir şekilde anlaşılırdı. sen daha yeterince düşünmemişin bence o zaman. bir şeye mavi demen o bireysel olarak gördüğün şeyi karşı tarafa aktarmana yetmiyor. Ancak belki bazı kontroller yapılabilir renklerin sağladıkları çeşitli özellikler karşılaştırılabilir. kırmızı ile sallıyorum sarıyı karıştırınca herkes aynı rengi verdiğini söylüyor mu vs gibi. ama renkler arasında bütün test edilebilir özellikleri koruyacak bir permutasyon* olup olmadığını bilemeyiz. hatta renk tekerini al her renk bir sonrakine gelecek şekilde isimleri döndür muhtemelen aynı test edilebilir özelliklere sahip olacaklardır. *: renklerin isimlerini öyle bir değiştireceksin (değiştirmek derken mesela maviye sarı, kırmızıya mavi demek vs gibi) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Chemical Mesaj tarihi: Haziran 8, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 8, 2010 ardeth şimdi senin soruya cevap verebilmek için bilincin nereden başladığını anlamamız lazım, yani seni sen yapan bu bilinci oluşturan nedir onu şu anda bilmiyoruz ama renk kavramını, beyne gelene kadar izole edersen, daha önceden verdiğim radiolab'daki test gibi bir şey uygulaman lazım ve tahmin ediyorum ki benzer sonuçlar alıcaksın (yani renkler farklı kişiler için benzer pulse'lar yaratıcak sinirlerde) beyne girdikten sonra maviyi mavi ne yapıyor, takip etmesi çok zor o yüzden bilemiyoruz. ama şunu diyim, acı kavramı (bide ne acısı, basınç var sıcaklık var) ile renk kavramı gayet aynı, ama ışık bulunduğumuz ortamda çevreyi anlamak için o kadar başarılı ki biz bu etkene çok duyarlıyız, ama diyelim ki bir mağarada yaşıyorduk, belki çok ileri derecede basınç algımız olacaktı, farklı seviyelerde basınçları renkler kadar iyi ayırt edebilecektik, böylece acı kavramı yüksek basınç olmaktan daha karışık bir şey olacaktı. (basınç derken sürekli bi basınçtan sözediyom böyle dokunmatiklerle dürtgenlerle dürtüceğimiz yoksa kulak oluyor bu organ) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Farinal Mesaj tarihi: Haziran 8, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 8, 2010 Ardeth said: Farinal said: ben renkleri aynı gördüğümüzü düşünüyorum çünkü renk uyumu, moda, boya badana vs. vs. bir sürü alan var elbet bir farklılık olsa bir şekilde anlaşılırdı. sen daha yeterince düşünmemişin bence o zaman. bir şeye mavi demen o bireysel olarak gördüğün şeyi karşı tarafa aktarmana yetmiyor. Ancak belki bazı kontroller yapılabilir renklerin sağladıkları çeşitli özellikler karşılaştırılabilir. kırmızı ile sallıyorum sarıyı karıştırınca herkes aynı rengi verdiğini söylüyor mu vs gibi. ama renkler arasında bütün test edilebilir özellikleri koruyacak bir permutasyon* olup olmadığını bilemeyiz. hatta renk tekerini al her renk bir sonrakine gelecek şekilde isimleri döndür muhtemelen aynı test edilebilir özelliklere sahip olacaklardır. *: renklerin isimlerini öyle bir değiştireceksin (değiştirmek derken mesela maviye sarı, kırmızıya mavi demek vs gibi) renk karıştırmaktan bahsediyorum bende zaten. 2 rengi karıştırıp bir başka renk edinmek. tek tek herkesin algısı farklıysa bu imkansız olur ama atıyorum 5-6 grup vardır maviyi "mavi" gören, yeşil gören, sarı gören vs. şeklinde (kendi algıma göre söylüyorum renkleri şuan hani farklıysa eğer algılarımız açıklık kazandırayım) bu gruplar renkleri farklı algılar ama öyle bir sistem şeklindedir ki iki rengi a ve b diye algılayıp karıştırdıklarında ortaya çıkan renk c, diğer bir grubunda farklı iki rengi d,e, karıştırdıklarında ortaya çıkan renk ,f. burda a+b = c, d+e = f şeklinde ve tüm harflerin birbirinden farklı renkler olduğunu düşün. ama iki grupta A ve D renklerine aynı ismi, b ve e renklerine aynı ismi ve c ile f renklerine aynı ismi veriyor. bu şekilde olabilir ama bu yüzlerce binlerce milyonlarcayı geçtim onlarca bile farklı grup olursa çoook zora girecek bir şey. (tabii renk algısının tamamen farklı olması durumunda yani azıcık koyu/açık görme şeklinde konuşmuyorum o zaman daha fazla grup sayısı artabilir tabii) yani eğer farklı algılanıyorsa da bu herkes birbirinden farklı şeklinde değil üç beş grup farklı algı şeklinde olabilir diye düşünüyorum. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Ardeth Mesaj tarihi: Haziran 8, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 8, 2010 işte ben de diyorum ki mesela renk tekerini çiz. sonra isimleri sola doğru döndür. bu dönüşüm altında söylediğin şey değişmez kalakcak a+b karışınca yine c'yi verecek. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
SeaGle Mesaj tarihi: Haziran 8, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 8, 2010 Beyler kırmızıyı yeşil görüyorsanız renk körüsünüz. Renklerde sorun yok. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
reyou Mesaj tarihi: Haziran 9, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 9, 2010 1 kilogram onu tasiyabilecegin kadar agirdir. mesela 5 yasindaki bi cocuk icin cok agir 20 yasindaki adama gore cok hafif. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
fede Mesaj tarihi: Haziran 9, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 9, 2010 1 kg şuan baya ağır ya. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Farinal Mesaj tarihi: Haziran 9, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 9, 2010 Ardeth said: işte ben de diyorum ki mesela renk tekerini çiz. sonra isimleri sola doğru döndür. bu dönüşüm altında söylediğin şey değişmez kalakcak a+b karışınca yine c'yi verecek. mantıken olabilir farklı algılama ama bence herkes aynı görüyor Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Venator Mesaj tarihi: Haziran 10, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 10, 2010 Ardeth said: işte ben de diyorum ki mesela renk tekerini çiz. sonra isimleri sola doğru döndür. bu dönüşüm altında söylediğin şey değişmez kalakcak a+b karışınca yine c'yi verecek. Senin dedigin sey sadece ismini degistirmek ama. Kırmızı hala 480 THz olacak. Benzer şekilde artık kedilere artık köpek, köpeklere de kedi diye hitap etmemiz birinin digerinden genelde daha buyuk oldugu gercegini degistirmeyecek. Bir elektronikci bakıs acısından acısından soyluyorum, renk dedigin seyler farklı frekanslardaki sinyallerdir o kadar. Birisi 480 THz olur digeri 490 THz, biraz 480 biraz 490 varsa iki rengin karışımını görürsünüz falan o kadar. Birisi sizi kandırıp da göz yanılsaması yaparsa 480 ile 490'daki sinyal modüle olup da size 470'de baska bir "renk" cıkarabilir ve bunu "aa bak bu turuncu oldu" diye görebilirsiniz. Çok fazla kafayı sıyırmaya gerek yok. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar