Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Al sana demokratik "yahudi" acilimi


BonePART

Öne çıkan mesajlar

BonePART said:

bursa spor baskani biz turklerin takimiyiz diyince kiyamet koptu diyarbakir spor kurtlerin takimi mi o zaman diye


EPIC FAIL!

Bununla birlikte diğer yazdıklarına katılıyorum. O bahsettiği yahudi dinine mensup vatandaşların Türkiye Cumhuriyeti kimliği varsa, onlar bizdendir.

Bizler ve Yahudiler
Bizler ve Hristiyanlar
gibi bir şeyi başbakan diyemez. Siz kimsiniz? Bir dinin temsilcisi misiniz?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

dasaaa said:

BonePART said:

sir senin benim tarafini tutman ironikde olsa beni huzursuz ediyo biliyosun

azhauhua

yalnız yahudiler birbirini tutar olayı komik lan.. x şehirli de hemşerisini bulunca sevinir mesela. bizim türkler yurtdışında bile destek olmak yerine birbirini kazıklamaya kasıyorsa o bizim mallığımızdır.

öte yandan kaç yahudi tanıdıysam bayağı faydasını gördüm. du bakıyım.. yok lan yahudi de değilim yahu! e adamın çıkarı falan da yok benimle.

o değilde neden yargılıyor millet hâlâ bu adamları be? yok zararları olsa ok diyicem ama yararı var adamın zararı yok..


nereye baktın aga?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

dasaaa said:

yalnız yahudiler birbirini tutar olayı komik lan..


şu açıdan doğru. yahudi bir tüccar iflas ettiği zaman, diğerleri bir araya geliyor adamın borcunu harcını ödüyor. ikinci kere batarsa aynı adam, bir daha ticaret yaptırmıyorlar adama.

başka bir millette zor böyle bir şey görmek. büyüklerimiz anlatır hala, özellikle istanbul'da ticaret yaptığı yahudide param kaldı diyen hiç duymadım.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Birbirlerini tutma geyiği dinlerinden gelen bir durum değil direk azınlık psikolojisi,bizde olmayan bir mevzu. Ayrıca bunu sen söylersin horizon söyler sokaktaki adam söyler ama bir ülkenin meşru başbakanı değil ! ama politika belli böl ve yönet...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

arkadaşlar çok acı ama bişey söylemek istiyorum
hiçbirimizin genlerinde %30dan fazla türklük yoktur.
oranı %20nin üstünde tutabilenler genelde ülkücü oluyo zaten
150 sene öncesine kadar nüfus sayımı yoktu. insalar da yerleşik hayat yaşamıyodu, dağ bayır geziyodu. tek eşlilik de yoktu. atıyorum aydınlısınız. bundan 300 400 sene evvel aydın yöresinde yaşayan (manisa sancağına bağlı oluyor) insanlardan kendilerine türkmen, yörük diyenlerin 3 4 tane köyü olur, sene içinde değiştire değiştire yerleşirlerdi. yerleşik olanlar da rumlardı ki bu rumların da kültürel olarak yunanlarla çok az alakası vardır fakat gen akrabalığı yüksektir. bu yörükler zaman zaman bu rumlarla evlenirlerdi, ya da kaçırırlardı. zaten malazgirtten girdiğiniz zaman anadoluda türk nüfusu %1 bile değildi. girdikten sonra da yerleşik halkı, rumi dediğimiz halkı, katletmek gibi bi durum söz konusu değil. türk değilsiniz yani. türkiyenin batısındaki şehirleri memleketi bilen hemen herkeste rum akrabalığı var

nihal atsız tadındaki bu postumu okuduğunuz için teşekkür ederim
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

fede, yazdıkların bilinmeyen şeyler değil. Kurcalasak kökenimizde kimbilir kimler çıkar. Ama mesele o değil.

Kendi adıma konuşayım, Türkiye Cumhuriyeti devletine vatandaşlık bağıyla bağlıyım,
yani Türk'üm.


bi de şu yazı var:

İtalyanların Corriere Della Sera gazetesi ülkelerin dünyadaki imajını anlamak için Google'a girip araştırma yapmış. Bundan esinlenen Vatan gazetesi muhabirleri de bu arama motoruna 'Türk kadını' ve 'Türk erkeği' yazmışlar...
Ve aldıkları sonuçlardan hiç memnun kalmamışlar!
Çünkü 'Türk erkeği' diye yazıldığında ilk olarak 'orta yaşlı, esmer ve bıyıklı, kavruk' bir adamın fotoğrafı gelmiş. 'Türk kadını' yazıldığında ise 'türbanlı bir kadın'ın fotoğrafı çıkmış.
Vatan'ın habere iç sayfada attığı başlık şöyle: 'Kendimizi tanıtamıyoruz'. Yani, biz aslında böyle değiliz ama bizi öyle görüyorlar demek istiyorlar.
Acaba? Gerçekten öyle değil miyiz? İkincisi, öyle değilsek nasılız?
İnsanın başkaları tarafından nasıl görüldüğünü merak etmesi genellikle yeniyetmelik (adolesans) yaşlarına özgü bir durumdur. Ancak, bizim aydınlarımızdaki kökleri Tanzimat'a kadar gider. Türklerin tarihte pek örneği görülmemiş ölçekte bir medeniyet değiştirme sürecine girmeleriyle ilgilidir.
Estetik ameliyat olduysanız yeni yüzünüzü merak etmenizden doğal bir şey olamaz. Aynaya fırlatılan bakışlarda bir kendini beğenmeme duygusunun izleri bulunsa da...
Tamamen istatistiksel düzeyde konuşulursa, Google'da çıkan ortalamaların 'hakikat'ten çok uzak düştükleri söylenemez.
Yapılan araştırmalar Türk kadınlarının yüzde 60'tan fazlasının bir çeşit başörtüsü kullandığını gösteriyor.
Ama itiraz bir noktada haklıdır: TESEV'in araştırmasına göre 'sıkmabaş' denen türden başörtüsü örtenlerin oranı yüzde 10'dan biraz fazla imiş.
Yani sıkmabaş ya da türban denen başörtüsü ortalama Türk kadınını temsil etmiyor.
Esmer, bıyıklı, kavruk erkeklere gelince...
Bir zamanlar onlar gerçekten çoğunluktaydı.
Kara kuru, avurtları çökük, proteinsizlik yüzünden gözlerinin feri sönmüş Anadolu köylüsü çok yaygın bir tipti. Mahmut Makal'lar, Fakir Baykurt'lar onların öykülerini yazdılar. Almanya'ya işçi giden ilk kuşakta çoktu bu garibanlardan...
Ama artık pek rastlanmıyor böylelerine.
Beslenme ve kılık kıyafet açısından köy ile kent arasındaki uçurum daraldı. Bıyık bile azaldı.
Taşrada, Özcan Deniz tipi yaygınlaştı.
Bu değişimden kentli Türkler de payını aldı. İyi beslenme, vitamin ve spor sayesinde fiziki görünüm düzeldi, boylar uzadı, popolar yerden uzaklaştı.
Günümüzde, örneğin Ege Üniversitesi'nden bir öğrenci grubunu İtalyan ya da İspanyol akranlarından kolay kolay ayırt edemezsiniz.
Kaldı ki, biz Türkler dünyanın en melez milletlerinden biriyiz. Orta Asyalı dostlarımızın 'Çekik gözlü gittiniz, badem gözlü döndünüz, bu ne haldir!' diye çıkışmaları bundandır. Asırlar boyu hiç komplekssiz kız alıp kız vermiş, karışmışızdır.
Kara gözlüyüz, ama bizim Bursa'nın gençlerinin çoğu çakır gözlüdür, çünkü Balkan kökenlidir. Karadeniz'de mavi, Güneydoğu'da yeşil göz bölgeleri çıkar karşınıza. Bazı yörelerde elanın yaygınlığını bir sentez olarak görebiliriz.
Batılıların ve özellikle Avrupalıların tersine, 'ırksal kimlik' bilincimiz hemen hiç yoktur.
Eskiden daha da azdı.
Bundan 40 yıl kadar önce Amerika'nın Indiana eyaletinin bir kasabasında medeni ahvalimde değişiklik yapmak için bir form doldurmam gerekti. Sorulardan birisi mensup olduğum ırk ('race') ile ilgiliydi.
Memureye 'Türk' olduğumu söyledim, "O sizin milliyetiniz, ırkınız değil" dedi.
Irk olarak verilen seçeneklere baktım:
1) Caucasian (Kafkasyalı),
2) American Indian (Kızılderili),
3) Negro (Zenci),
4) Oriental (Çekik gözlü Asyalı),
5) Hispanik (Latin Amerika yerlisi) yazıyordu.
Allah Allah, acaba ben bunlardan hangisine giriyordum?
Eleme usulüyle gittim, Kızılderili, zenci, Latin seçeneklerini attım, geriye iki şık kaldı: 'Kafkasyalı beyaz ırk' anlamına gelen Caucasian ve Oriental, yani Asyalı. Acaba Orta Asya'dan yola çıktığımıza ve atalarımın bir kolu Kırım'dan geldiğine göre bu sonuncu ırktan mıydım ben?
Duraksadığımı gören memure öteki seçeneği işaretledi: Kafkasyalı!
Daha önce böyle bir soruyla hiç karşılaşmadığımı söylediğimde çok garipsedi. Öyle ya, ırk onların kimliğinin en başta gelen öğesiydi.
Kısacası, kategorize etmesi zor bir milletiz.
Üstelik hızla değişiyoruz. Ve en önemlisi, kendimizi başkalarıyla karşılaştırırken kullandığımız kavramlar birbirini tutmuyor.
O yüzden, Google'da çıkan imaja hiç kafayı takmayın! İnternet siteleri gibi biz de 'yapım' halindeyiz!

Haluk Şahin
http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=208429
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

sg-1 said:

Kendi adıma konuşayım, Türkiye Cumhuriyeti devletine vatandaşlık bağıyla bağlıyım,
yani Türk'üm.



değilsin. sadece türkiye cumhuriyeti devletine vatandaşlık bağıyla bağlısın. türkiye cumhuriyeti devletine vatandaşlık bağıyla bağlı olan biri alman da olabilir, fransız da, yahudi de, türk de.
zamanında yunanlar, bulgarlar, araplar da osmanlı imparatorluğuna vatandaşlık bağıyla bağlıydı. milliyetçi akım başladı(son derece de gereksiz bi akım, tam bir gaz furyası)güle güle dediler.

şimdi başımızda olan kürt sorunu da budur. kaç senedir şurda tartışıyosunuz, şu problemin ne olduğunu tanımlayamadınız daha, tartışmalar iki adım ileri gitmiyo. hadi devletin yüksek kademelerindeki salakları geçtim, şurda bile çözemiyoruz sorunu.

konuyla ilgili olarak da şunu söyliyim. tayyibin yahudiler ıvır zıvır demesinin hiç bi kötü yanı yoktur. yahudiler zenginliğiyle ün yapmış bir "toplum"dur. bu şekilde herhangi bir özelliğiyle ün yapmışsa bir toplum onların kendilerine verdikleri ismi rahatlıkla kullanabilirsiniz. latinlerin götü güzel demek gibi, afyonlular sucuktan anlıyor demek gibi bişey bu. götü güzel olmayan latin yok mu? var. ama bu genellemeyi değiştirmiyo. meşhur olmuş çünkü
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

sg-1 said:

fede, yazdıkların bilinmeyen şeyler değil. Kurcalasak kökenimizde kimbilir kimler çıkar. Ama mesele o değil.

Kendi adıma konuşayım, Türkiye Cumhuriyeti devletine vatandaşlık bağıyla bağlıyım,
yani Türk'üm.




Etnik kökeni politika aracı olarak kullanıp "türkiyeliyiz" diyenler, oy olsun, reyting olsun, taraf olsun diye her kesimden bu bölücülüğe şakşakçılık edenler utansın.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

fede said:

sg-1 said:

Kendi adıma konuşayım, Türkiye Cumhuriyeti devletine vatandaşlık bağıyla bağlıyım,
yani Türk'üm.



değilsin. sadece türkiye cumhuriyeti devletine vatandaşlık bağıyla bağlısın. türkiye cumhuriyeti devletine vatandaşlık bağıyla bağlı olan biri alman da olabilir, fransız da, yahudi de, türk de.
zamanında yunanlar, bulgarlar, araplar da osmanlı imparatorluğuna vatandaşlık bağıyla bağlıydı. milliyetçi akım başladı(son derece de gereksiz bi akım, tam bir gaz furyası)güle güle dediler.

şimdi başımızda olan kürt sorunu da budur. kaç senedir şurda tartışıyosunuz, şu problemin ne olduğunu tanımlayamadınız daha, tartışmalar iki adım ileri gitmiyo. hadi devletin yüksek kademelerindeki salakları geçtim, şurda bile çözemiyoruz sorunu.


yahudi de olsa, alman da olsa farketmez, bu ülkenin pasaportunu taşıyan herkes uluslararası hukukta Türk'tür.

"Bu ülkede bu kadar azınlık veya farklı kökenli müslüman yaşarken ve hepsi bunu bir şekilde benimserken (Turkish-Armenian journalist diye geçiyordu her haberde Hrant Dink) neden Kürtler bu duruma direndi/direndirildi" diye sormak lazım esasında.
Sorun arayacaksan Türklük vs kavramlarda değil, icraatlarda aramalı. Çünkü kavramlar o kadar da rahatsız edici değil belli ki.
Türk halkı ve Kürt halkı olsak şu ülkede hadi diyeyim bi derece, ama öyle bişey yok, halk olarak çerkezi var, tatarı var, b.ku var püsürü var, sen de saymışsın zaten.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Türk kelimesini kullanırken artık yanına parantez içinde belirtmek gerekiyor ne anlamda dediğini sanırım. O hale geldi yani.

İstediğin yerde "ırk , köken" olarak istediğin yerde "Türkiye cumhuriyeti vatandaşı" olarak kullanabiliyorsun. Birçok afedersiniz "amelelikler" de bu durumdan çıkıyor.

Şunları neden kullanamıyoruz adam gibi ?

Türkiye Vatandaşıyım , Türkiyeliyim , Türküm vs.

Türkiyede yaşayıp vatandaşı olmanın birçok kelime ile ifade edilebilme durumu varken , "ben Türküm" diyen kişinin köken ve ırksal olarak Türk olduğunu anlarım. İlk akla gelen bu olur doğal olarak.

Mesela bir alman türkiyeye gelip vatandaşı olduktan sonra bence ben Türküm demez. Ya da bir türk almanyaya gidip vatandaşı olduğunda ben almanım demez.

Anlam kargaşasına hiç gerek yok.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Şu yazı arkada kalmasın, kavram kargaşasından bahsedenlerin kavram kargaşası var.

sg-1 said:

İtalyanların Corriere Della Sera gazetesi ülkelerin dünyadaki imajını anlamak için Google'a girip araştırma yapmış. Bundan esinlenen Vatan gazetesi muhabirleri de bu arama motoruna 'Türk kadını' ve 'Türk erkeği' yazmışlar...
Ve aldıkları sonuçlardan hiç memnun kalmamışlar!
Çünkü 'Türk erkeği' diye yazıldığında ilk olarak 'orta yaşlı, esmer ve bıyıklı, kavruk' bir adamın fotoğrafı gelmiş. 'Türk kadını' yazıldığında ise 'türbanlı bir kadın'ın fotoğrafı çıkmış.
Vatan'ın habere iç sayfada attığı başlık şöyle: 'Kendimizi tanıtamıyoruz'. Yani, biz aslında böyle değiliz ama bizi öyle görüyorlar demek istiyorlar.
Acaba? Gerçekten öyle değil miyiz? İkincisi, öyle değilsek nasılız?
İnsanın başkaları tarafından nasıl görüldüğünü merak etmesi genellikle yeniyetmelik (adolesans) yaşlarına özgü bir durumdur. Ancak, bizim aydınlarımızdaki kökleri Tanzimat'a kadar gider. Türklerin tarihte pek örneği görülmemiş ölçekte bir medeniyet değiştirme sürecine girmeleriyle ilgilidir.
Estetik ameliyat olduysanız yeni yüzünüzü merak etmenizden doğal bir şey olamaz. Aynaya fırlatılan bakışlarda bir kendini beğenmeme duygusunun izleri bulunsa da...
Tamamen istatistiksel düzeyde konuşulursa, Google'da çıkan ortalamaların 'hakikat'ten çok uzak düştükleri söylenemez.
Yapılan araştırmalar Türk kadınlarının yüzde 60'tan fazlasının bir çeşit başörtüsü kullandığını gösteriyor.
Ama itiraz bir noktada haklıdır: TESEV'in araştırmasına göre 'sıkmabaş' denen türden başörtüsü örtenlerin oranı yüzde 10'dan biraz fazla imiş.
Yani sıkmabaş ya da türban denen başörtüsü ortalama Türk kadınını temsil etmiyor.
Esmer, bıyıklı, kavruk erkeklere gelince...
Bir zamanlar onlar gerçekten çoğunluktaydı.
Kara kuru, avurtları çökük, proteinsizlik yüzünden gözlerinin feri sönmüş Anadolu köylüsü çok yaygın bir tipti. Mahmut Makal'lar, Fakir Baykurt'lar onların öykülerini yazdılar. Almanya'ya işçi giden ilk kuşakta çoktu bu garibanlardan...
Ama artık pek rastlanmıyor böylelerine.
Beslenme ve kılık kıyafet açısından köy ile kent arasındaki uçurum daraldı. Bıyık bile azaldı.
Taşrada, Özcan Deniz tipi yaygınlaştı.
Bu değişimden kentli Türkler de payını aldı. İyi beslenme, vitamin ve spor sayesinde fiziki görünüm düzeldi, boylar uzadı, popolar yerden uzaklaştı.
Günümüzde, örneğin Ege Üniversitesi'nden bir öğrenci grubunu İtalyan ya da İspanyol akranlarından kolay kolay ayırt edemezsiniz.
Kaldı ki, biz Türkler dünyanın en melez milletlerinden biriyiz. Orta Asyalı dostlarımızın 'Çekik gözlü gittiniz, badem gözlü döndünüz, bu ne haldir!' diye çıkışmaları bundandır. Asırlar boyu hiç komplekssiz kız alıp kız vermiş, karışmışızdır.
Kara gözlüyüz, ama bizim Bursa'nın gençlerinin çoğu çakır gözlüdür, çünkü Balkan kökenlidir. Karadeniz'de mavi, Güneydoğu'da yeşil göz bölgeleri çıkar karşınıza. Bazı yörelerde elanın yaygınlığını bir sentez olarak görebiliriz.
Batılıların ve özellikle Avrupalıların tersine, 'ırksal kimlik' bilincimiz hemen hiç yoktur.
Eskiden daha da azdı.
Bundan 40 yıl kadar önce Amerika'nın Indiana eyaletinin bir kasabasında medeni ahvalimde değişiklik yapmak için bir form doldurmam gerekti. Sorulardan birisi mensup olduğum ırk ('race') ile ilgiliydi.
Memureye 'Türk' olduğumu söyledim, "O sizin milliyetiniz, ırkınız değil" dedi.
Irk olarak verilen seçeneklere baktım:
1) Caucasian (Kafkasyalı),
2) American Indian (Kızılderili),
3) Negro (Zenci),
4) Oriental (Çekik gözlü Asyalı),
5) Hispanik (Latin Amerika yerlisi) yazıyordu.
Allah Allah, acaba ben bunlardan hangisine giriyordum?
Eleme usulüyle gittim, Kızılderili, zenci, Latin seçeneklerini attım, geriye iki şık kaldı: 'Kafkasyalı beyaz ırk' anlamına gelen Caucasian ve Oriental, yani Asyalı. Acaba Orta Asya'dan yola çıktığımıza ve atalarımın bir kolu Kırım'dan geldiğine göre bu sonuncu ırktan mıydım ben?
Duraksadığımı gören memure öteki seçeneği işaretledi: Kafkasyalı!
Daha önce böyle bir soruyla hiç karşılaşmadığımı söylediğimde çok garipsedi. Öyle ya, ırk onların kimliğinin en başta gelen öğesiydi.
Kısacası, kategorize etmesi zor bir milletiz.
Üstelik hızla değişiyoruz. Ve en önemlisi, kendimizi başkalarıyla karşılaştırırken kullandığımız kavramlar birbirini tutmuyor.
O yüzden, Google'da çıkan imaja hiç kafayı takmayın! İnternet siteleri gibi biz de 'yapım' halindeyiz!

Haluk Şahin
http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=208429
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

hiçbirimiz kafatası olarak türk olmayabiliriz, ama bu ülkenin vatandaşı olduğumuz için hukuksal olarak türk'üz, kaçarı yok.
(kaldı ki ben orta anadoluluyum, malazgirtten sonra ilk göçen türkmenlerin çoğunlukla yerleştiği bölge)

o yüzden kürt sorununu türklük'e getirip bağlamak yanlış,
ben bunu dile getirmeye çalıştım.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

alla alla abi ben safkan değiliz, o yüzden türkiye cumhuriyeti olamaz mı dedim. devletin üniter yapısı ve kendisini başka bi ırktan olduğunu söyleyerek ayrılma sinyalleri veren topluluklarla ilgili görüşlerimiz aynı. hatta türkiye cumhuriyeti vatandaşları da türktür, ona da tamam diyorum. tartışma ırklarla ilgili olduğu için safkanlıktan bahsettim, uluslararası literatürdeki türk anlamının ben de farkındayım yani.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...