Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

MGK dan Kürt açılımı(demokratik açılım) devlet projesi mesajı


Horizon

Öne çıkan mesajlar

Öncelikle başlııktaki parantez içinde yazmamın sebebini belirteyim. Hükümet ve genel kurmay tarafından projenin ismi hiçbir zaman "kürt açılımı" olarak adlandırılmadı tam tersine üzerine basarak "demokratik açılım" dendi. Buna rağmen belli medya kuruluşları kürt açılımı ismini dillerinden düşürmüyor ki şu haberin başlığına kürt açılımı koyuyor fakat genel kurmayın bildirinde bir kere bile kürt açılımı denmiyor , "demokratik açılım" deniyor. Buna dikkatinizi çekmek istedim.

milliyet said:

‘Demokratik açılım’ın gündem maddesi olduğu MGK’dan hükümete destek geldi. Açılıma önceki toplantılarda yapılan değerlendirmeler ışığında başlandığı belirtilen MGK bildirisinde, “çalışmanın devam etmesi” tavsiye edildi

Milli Güvenlik Kurulu (MGK) hükümete, Kürt sorununa ilişkin olarak İçişleri Bakanlığı koordinasyonunda başlatılan “demokratik açılım” çalışmalarının devam ettirilmesi yönünde tavsiyede bulundu. MGK ayrıca, çalışmaların kurulun önceki toplantılarında yapılan değerlendirmeler ışığında başlatılmış olduğunu duyurarak, “demokratik açılım” çalışmasının bir devlet projesi olduğu mesajını verdi.
MGK’nın ağustos toplantısı dün Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün başkanlığında Çankaya Köşkü’nde yapıldı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, toplantı öncesinde MGK üyesi bakanlarla Başbakanlık’ta toplantı yaptı. Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ da, kurul üyesi komutanlarla Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nda öğle yemeği yedi. İçişleri Bakanı Beşir Atalay, önceki gün Gül ile Başbuğ’u ziyaret ederek temaslarıyla ilgili olarak bilgi vermişti.

Açılım birinci madde
6 saat 40 dakika süren toplantının birinci gündem maddesini, hükümetin demokratik açılım çalışması oluşturdu.
Siyasi partiler, işveren örgütleri, sendikalar, meslek kuruluşları ve bazı derneklere yaptığı ziyaretlerle ilgili olarak kurulu bilgilendiren Atalay, farklı kesimlerle yaptığı görüşmelerden edindiği izlenimleri de kurula aktardı.
Kurulun asker üyelerinin bireysel-kültürel hak ve özgürlüklerle ilgili açılımları destekleyici yönde görüş ifade ettikleri, ancak bunun üniter devletin temel yapısını bozabilecek bir nitelikte olmaması gerektiğine dair hassasiyetlerini de dile getirdikleri öğrenildi.
Toplantıdan sonra yayımlanan bildiride de demokratik açılım konusunda şu ifadeler yer aldı:
“Toplantıda, Türkiye’nin güvenliğini yakından ilgilendiren önemli iç ve dış gelişmeler gözden geçirilmiştir. Bu bağlamda, kurulun önceki toplantılarında yapılan değerlendirmelerin de ışığında; devletimizin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü pekiştirmek, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak üzere İçişleri Bakanlığı eşgüdümünde yapılan çalışmalar hakkında kurula bilgi sunulmuş ve çalışmaların devamı tavsiye edilmiştir.”
Bildiride, açılım çalışmasının önceki MGK’da yapılan değerlendirmeler ışığında başlatılmış olduğu duyurularak, demokratik açılım çalışmasının bir devlet projesi olduğu mesajı verildi. Irak’taki durumun da değerlendirildiği kaydedilen bildiride şu ifadelere yer verildi: “Türkiye-Irak-ABD arasında oluşturulan üçlü mekanizma sürecindeki gelişmeler gözden geçirilmiş, Iraklı gruplarla yapılan temasların yararına işaret edilmiş, Türkiye- Irak Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi toplantısı hazırlıkları hakkında bilgi alınmıştır.”

Komutanların vedası
Afganistan’daki son durumun da değerlendirildiği MGK’ya 30 Ağustos’tan itibaren emekli olacak Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Metin Ataç ile Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Aydoğan Babaoğlu son kez katılarak kurul üyelerine veda etti.


kaynak

Asıl konuya dönersek , birçok kez bunun devletin projesi olduğunu çok insan dile getirdi. Burada tartışılırken de , medyada da. Görüyoruz ki bunu kimse kafasından sallamıyormuş. Ülkeyi bölmeye çalışıyorlar diyenler orduya da vatan hainleri ve bölücüler diyebilecekler mi , o noktaya kadar kendilerini aşabilecekler mi çok merak ediyorum.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Horizon rencide amaçlı değil de hakkaten bir fikrin var mı veya topic açıp desteklediğin şeyin ne olup olmadığını biliyor mu olduğunu merak ettiğimden sormadan edemeyeceğim. Demokratik açılım veya halk dilinde kürt açılımının içeriğini biliyor musun?

Yani nedir bu açılım? Kim nereye ne yollarla açılıyor?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
Kurulun asker üyelerinin bireysel-kültürel hak ve özgürlüklerle ilgili açılımları destekleyici yönde görüş ifade ettikleri, ancak bunun üniter devletin temel yapısını bozabilecek bir nitelikte olmaması gerektiğine dair hassasiyetlerini de dile getirdikleri öğrenildi.



bundan gayrı ne demelerini bekliyordunuz?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Turk-Kurt sorununun cozulmesimesini istemeyen fasistler elbette olacaktir fakat burada bu konuda yazan cogu kisinin derdi benimki ile ayniydi : "Bu sorun cozulurken arabulucu olan kisiler PKK'nin lideri sayilan bir kisi ( Ocalan ) ve PKK sempatizani bir parti mi olmali?"

Coluk cocuk demeden katletmis birine "sayin" ifadeleri kullanarak, sozu dinlenmeli diyerek "sorunu cozmeye geldik" diyerek gelenlere kucak acmak vatan hainligidir evet. Ulkene sehitlerine ihanettir, serefsizliktir.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Tayyip önce DTP PKK'yı kınasın sonra görüşürüm onlarla diyip milletin gözünde "vay be" moduna geldi ama şimdi "Sayın Öcalan çok önemli bir liderdir ve kilit pozisyondadır şartları düzeltilmelidir" diyen ve bu konuda yüzsüzlük derecesinde bir ısrar gösteren DTP ile Tayyip görüşmüştür. Tükürdüğünü yalamıştır. Başbakan olarak bizim de gururumuzu ayaklar altına almıştır ki şehit ailelerinden bahsetmiyorum bile.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
Kurulun asker üyelerinin bireysel-kültürel hak ve özgürlüklerle ilgili açılımları destekleyici yönde görüş ifade ettikleri, ancak bunun üniter devletin temel yapısını bozabilecek bir nitelikte olmaması gerektiğine dair hassasiyetlerini de dile getirdikleri öğrenildi.



Okuduğumuzu anlayalım.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

o haklar ne onu bilmek istiyoruz.

bilgilendirici mi sence bu açıklama? Hayır yani bu öyle devlet sırrı olacak bir operasyon falan değil ki böyle havada olan açıklamalar yapılması uygun görülsün.

Kültürel anlamda ne açılımı? Dil eğitimi dışında? O ki hangi kürtçe? 100 tane farklı kürtçe var.

bireysel olarak ne hakkı? Turgut Özal'ın cumhurbaşkanı olmasından sonra daha ne hakkı olabilir?

Nedir tuvaletlerde "Türk Tuvaleti" "Kürt Tuvaleti" diye fark mı var? Restoranlara mı alınmıyorlar?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Şimdi öncelikle şunu belirtmekte fayda var , bazı insanlar haberlerde ve gazetelerde bunu duymuş veya okumuş olasalar bile sanki hiç öyle bir söylem yokmuş gibi ortama saldırmaya devam ediyor;

Buradaki mgk açıklamasındaki kırmızı çizgiler her yetkili tarafından dile getirildi , başbakan olsun hükümetteki diğer görevliler olsun , cumhurbaşkanı olsun vs. Buna rağmen altında inatla birşeyler aranması kasıtlı bir hareket.

Demokratik açılım dediğimizde , benim anladığım sadece kürtlere veya başka kesimlere değil tüm türk vatandaşlarına yarayacak ve AB ye uyum içerisinde yapılması gereken şeyler olacak. Bunların yanında chp olsun , şimdiki hükümet olsun hepsi tarafından desteklenen kürt kültürü ve edebiyatı üzerine üniversitelerde bölümler açılması , seçmeli olarak kürtçe dil dersi olması vs. Kimse ana dil şeklinde kürtçe eğitim olacak demediği halde , inatla bunun yapılmaya çalışıldığını öne sürerek ortamı karıştırmak isteyenlere de diyecek hiçbir lafım yok.

Ayrıyetten , her kesimden insanlarla , sivil toplumla görüşülmesi yapılacak ve yapılmaması gereken , dikkat edilmesi gereken şeylerin netleşmesini sağlayacak ki amaç da bu. Bu sorun matematik problemi değil , bunu bazıları kafalarına sokamıyorlar , önlerine bir formül getirilmesini bekliyorlar. Bu şekilde düşünenlerin yorumları doğal olarak çok cahilce oluyor.

sg-1 anlamak istemeyene kafasının içine soksan gene anlamaz. Başbakan bizzat söyledi , chp ve mhp bizimle görüşmemeye devam eder ise , chp'nin çıkardığı rapor üzerinden gideriz diye. En azından neler yapılabileceği hakkında fikir verir size.

said:
CHP RAPORU
KÜRT SORUNU TERÖR SORUNU DEĞIL

Hazırlanan raporda, Kürt sorununun ?terör? sorunu olmayıp, halkların engtegre olamama sorunu olduğu belirtilerek, yaşanan olumsuzlukların ardından bazı topluluk ve örgütlerin bilinçli davranışları sonrasında Kürt sorununun ?terör sorunu? gibi algılanmasına yol açtığı belirtildi.

PKK'ye duyulan sempatinin, gerçeklerin çarpıtılması ve entegre olamamanın verdiği içgüdüsel tepkilerden kaynaklandığı öne sürülen raporda, 'Kürt halkının meşru taleplerini istismar edenlerin itibarları ve güçlerinin ellerinden alınması gerektiği, Kürtlerin eskiden olduğu gibi yeniden CHP'ye yöneleceği ve Cumhuriyet ilkeleri ışığında entegrasyona uyum sağlayacakları' kaydedildi.

TÜRKİYELİLİK VE TÜRKİYE VATANDAŞLIĞI

Raporda, ?Türkiyelilik? ve ?Türkiye vatandaşlığına? ağırlık verilmesi ve Türkiye vatandaşlığının öne çıkarılması gerektiği belirtilerek, Kürt kimliğinin tanınacağı ve bunun yasalarla korunacağının halka anlatılması isteniyor.

Kürt kimliğinin tanınmasının yanısıra, itirafçılığa zorlanmamak kaydı ile silah bırakanlar için kısmi af düşüncesinin CHP programına alınmasının halka anlatılması, 12 yıl yapılacak zorunlu eğitim sonrasında isteyenlerin okullarda açılacak seçmeli dersler yolu ile veya özel dershaneler ve kurslar ile Kürtçe'nin özgürce öğrenilebilmesi ve öğretilmesi talep ediliyor.

KÜRT DİLİ VE EDEBİYATI FAKÜLTELERİ KURULSUN

CHP Genel Merkezi'ne sunulan Kürt raporunda ayrıca, 'eğişik kültürel etkinliklerde bulunabilmeleri, kendi kültür ve folklörlerini öğrenme ve öğretebilmeleri' için başta bölge üniversiteleri olmak üzere üniversitelerde 'Kürt Dili ve Edebiyatı' fakültelerinin açılması, Kürt kültürünün geliştirilmesi ve yaşatılması için 'Kürt Kültürünü Geliştirme ve Araştırma Enstitüleri'nin kurulması, kurulacak Kürtçe televizyonların 24 saat yayın yapması, Kürtçe dergi ve gazete çıkarılması önündeki engellerin kaldırılması talep ediliyor.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Horizon said:

Şimdi öncelikle şunu belirtmekte fayda var , bazı insanlar haberlerde ve gazetelerde bunu duymuş veya okumuş olasalar bile sanki hiç öyle bir söylem yokmuş gibi ortama saldırmaya devam ediyor;

Buradaki mgk açıklamasındaki kırmızı çizgiler her yetkili tarafından dile getirildi , başbakan olsun hükümetteki diğer görevliler olsun , cumhurbaşkanı olsun vs. Buna rağmen altında inatla birşeyler aranması kasıtlı bir hareket.

Demokratik açılım dediğimizde , benim anladığım...


burdan sonrasını okumadım.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Saf misiiiin, salaga mi yatiyosuuun, anlamadim gitti bir turlu.

Turkiye de ne zaman genel toplum iyiligi icin bu bir calisma yapildi ? Hic.

En buyuk sorun kurt sorunu diyerekten bu noktaya yogunlasilmis durumda ve bu boyle gidecek belli. Ayni sekilde onceki cuk oturan mesajlarda oldugu gibi cok sinsice, cirkin amaclar mevcut ki hic biri gizli sakli birer sir degil. Alenen yapilmakta.

Kaldi ki diger azinliklarla yasanan pek bir sorun da yok. 150 azinlik varsa surekli gundemde olan 3 tanesi var.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Sayın über demokrasi neferi horizon.

Senin söylediğin o Türk Vatandaşı kavramı var ya

İşte ona karşı çıkıyorlar

Ona karşı açılım yapacaklar

Ayrıca

Toplumda yeterli desteği bulamayınca

Kürt açılımı oldu

Demokratik açılım

Hahahahahahahhahahahah

Bak ben buna Gülüyorum.

Çünkü cahilim.

Cahillik güzel şey.

Neşe katıyor hayatıma.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

elaidi said:

o haklar ne onu bilmek istiyoruz.

bilgilendirici mi sence bu açıklama? Hayır yani bu öyle devlet sırrı olacak bir operasyon falan değil ki böyle havada olan açıklamalar yapılması uygun görülsün.

Kültürel anlamda ne açılımı? Dil eğitimi dışında? O ki hangi kürtçe? 100 tane farklı kürtçe var.

bireysel olarak ne hakkı? Turgut Özal'ın cumhurbaşkanı olmasından sonra daha ne hakkı olabilir?

Nedir tuvaletlerde "Türk Tuvaleti" "Kürt Tuvaleti" diye fark mı var? Restoranlara mı alınmıyorlar?

bir sorun olduğunu kabul etmek ve çözüm aramak için nazi almanyası durumları mı yaşanması lazım illa ki?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Tenekeadam,

Türk vatandaşlığı değil , Türk milleti kavramı ile ilgili tartışma var , yanlış öğrenmişsin.

Yılmaz Özdil pek iyi etkilememiş seni.

Şu da kaynamasında buraya güncelleyeyim.


sg-1 anlamak istemeyene kafasının içine soksan gene anlamaz. Başbakan bizzat söyledi , chp ve mhp bizimle görüşmemeye devam eder ise , chp'nin çıkardığı rapor üzerinden gideriz diye. En azından neler yapılabileceği hakkında fikir verir size.

said:
CHP RAPORU
KÜRT SORUNU TERÖR SORUNU DEĞIL

Hazırlanan raporda, Kürt sorununun ?terör? sorunu olmayıp, halkların engtegre olamama sorunu olduğu belirtilerek, yaşanan olumsuzlukların ardından bazı topluluk ve örgütlerin bilinçli davranışları sonrasında Kürt sorununun ?terör sorunu? gibi algılanmasına yol açtığı belirtildi.

PKK'ye duyulan sempatinin, gerçeklerin çarpıtılması ve entegre olamamanın verdiği içgüdüsel tepkilerden kaynaklandığı öne sürülen raporda, 'Kürt halkının meşru taleplerini istismar edenlerin itibarları ve güçlerinin ellerinden alınması gerektiği, Kürtlerin eskiden olduğu gibi yeniden CHP'ye yöneleceği ve Cumhuriyet ilkeleri ışığında entegrasyona uyum sağlayacakları' kaydedildi.

TÜRKİYELİLİK VE TÜRKİYE VATANDAŞLIĞI

Raporda, ?Türkiyelilik? ve ?Türkiye vatandaşlığına? ağırlık verilmesi ve Türkiye vatandaşlığının öne çıkarılması gerektiği belirtilerek, Kürt kimliğinin tanınacağı ve bunun yasalarla korunacağının halka anlatılması isteniyor.

Kürt kimliğinin tanınmasının yanısıra, itirafçılığa zorlanmamak kaydı ile silah bırakanlar için kısmi af düşüncesinin CHP programına alınmasının halka anlatılması, 12 yıl yapılacak zorunlu eğitim sonrasında isteyenlerin okullarda açılacak seçmeli dersler yolu ile veya özel dershaneler ve kurslar ile Kürtçe'nin özgürce öğrenilebilmesi ve öğretilmesi talep ediliyor.

KÜRT DİLİ VE EDEBİYATI FAKÜLTELERİ KURULSUN

CHP Genel Merkezi'ne sunulan Kürt raporunda ayrıca, 'eğişik kültürel etkinliklerde bulunabilmeleri, kendi kültür ve folklörlerini öğrenme ve öğretebilmeleri' için başta bölge üniversiteleri olmak üzere üniversitelerde 'Kürt Dili ve Edebiyatı' fakültelerinin açılması, Kürt kültürünün geliştirilmesi ve yaşatılması için 'Kürt Kültürünü Geliştirme ve Araştırma Enstitüleri'nin kurulması, kurulacak Kürtçe televizyonların 24 saat yayın yapması, Kürtçe dergi ve gazete çıkarılması önündeki engellerin kaldırılması talep ediliyor.


Şimdi bir de ne olucak , genel kurmay destek veriyor sürece ? Halk olarak ayaklanıp orduyu da mı düşürsek ne yapsak ?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

horican, şunları resmi ağızdan tane tane duysak şahane olacak, bizim anlatmaya çalıştığımız bu.

ben kimseden "şöyle bişeyler olabilir, bu yazı bi fikir verebilir, şu şöyle düşünüyor, bunun bu konudaki fikirleri şöyle" şeklinde birşey duymak istemiyorum bu konuda.

önce destek arayıp (üstelik anabacıevlat edebiyatı yaparak)sonra paket açıklamak ne kadar mantıksız, bilmem farkında mısın?

heyecanla bekliyorum, başbakanın veya hükümet sözcüsünün çıkıp "şu şu şu konularda şöyle şöyle şöyle düzenlemeler yapacağız" demesini.

o zamana kadar hepsi gündem doldurma çabası olacaktır.

yılmaz özdilin de bahsi geçmişken...



27 senedir gazetecilik yapıyorum... Ve, çalışma hayatımın en enteresan "sansür" olaylarından biri geldi başıma... "Açılım"ı destekleyen arkadaşların, iyi okumasını öneririm.
*
Tatilden döndüm...
"Kürtçe" başlıklı
bir yazı yazdım.
Bugün çıkacaktı.
*
Şöyle başlıyordu:
"Kimimiz Türk, kimimiz Kürt, kimimiz Laz, kimimiz Çerkez... Yahudimiz, Rumumuz, Ermenimiz, Rus gelinlerimiz, Alman damatlarımız; uzatmayayım, 'mozaik' derler, değiliz aslında, 'ebru'yuz, koskoca bir aileyiz... Ve, ortak bir vatanımız, ortak bir resmi dilimiz var bizim; Türkçe... Bizi, biz yapan."
*
Şöyle devam ediyordu:
"Dünyaya entegreyiz; İngilizce de öğreniriz, Japonca da... Elbette, anadilini de, mesela Kürtçeyi de öğrenmek en doğal hakkıdır yurttaşların... Ama, bu doğal hakkı, 'açılım' adı altında, 'resmi dil' haline dönüştürmeye çalışmak, bizi biz olmaktan çıkarmaz mı? 'Bizi bize yabancı' hale getirmez mi? İki lisanlı toplum olursak eğer... Birlikte yaşamak isteyen, sorunlarını konuşa konuşa çözme iddiasında olan, ancak, birbirinin dilinden anlamayan bir toplumu, hangi tutkal bir arada tutabilir?"
*
Ve, şöyle bitiyordu:
"Silahla beceremeyen bölücülerin tuzağına düşmemeli Türkiye... Kanın durması için teröriste bile şefkat gösterilebilir; bakarsın, tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır... Fakat, farklı dil, kardeşi kardeşe yabancı haline getirir, ki, terörden tehlikelidir."
*
Yazı buydu.
Peki "sansür" nerede?
Şurada...
*
Yazıyı Kürtçe yazmak istedim!
*
Hayır...
Amacım, Türkiye'nin en etkin gazetesinde ilk Kürtçe makaleyi yazan kişi olmak değildi... Yukarıdaki satırları okuyacaktınız ve anlamayacaktınız.
Amacım işte buydu.
*
Araya "ikinci resmi lisan" girdiğinde... Farklı etnik gruplara mensup olan, ancak, Türkçe konuşarak, Türkçe yazarak, Türkçe okuyarak "anlaşan" bir toplumun, nasıl aniden birbirine yabancılaşacağını görecektik...
Kanıtı da, bu yazı olacaktı.
*
E hani sansür?
Buyrun...
*
Kürtçe bilmediğim için, Türkiye Çevirmenler Derneği'ne başvurdum, "Bu yazıyı Kürtçeye çevirmek istiyorum" dedim. "Hay hay" dediler, İstanbul'daki "yeminli tercüme bürosu"nun telefonlarını verdiler. Aradım... "Hay hay" dediler, Kürtçe tercüman bulmak için iki gün izin istediler ve çevirme ücretinin de 180 lira artı KDV olduğunu belirttiler... "Hay hay" dedim, fatura bilgilerimi gönderdim, yazımın Kürtçe tercümesini beklemeye başladım.
*
İki gün sonra... Türkiye Çevirmenler Derneği'nden aradılar... "Kürtçe tercüman bulduklarını, hatta 8 tane Kürtçe tercümana başvurduklarını, ancak 8 tercümanın da bu yazıyı Kürtçeye çevirmek istemediğini" söylediler...
*
Allah Allah!
Niye birader?
"Yazının içeriğini uygun bulmamışlar!"
*
(Bu arkadaşlar "yeminli" tercüman ama, yeminleri bi acayip... İçeriğini beğenirlerse, tercüme ediyorlar, beğenmiyorlarsa, etmiyorlar... Sanırsın, tercüman değil,
sansür kurulu!)
*
İşte böyle...
Terör, bizi bölemez.
Lisan, böler.
Cart diye.
*
Bizi bize yabancı eder.
Kanıtı da bu yazı.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

sg-1 said:

heyecanla bekliyorum, başbakanın veya hükümet sözcüsünün çıkıp "şu şu şu konularda şöyle şöyle şöyle düzenlemeler yapacağız" demesini.


Bunu ben de heyecanla bekliyorum , zaten göründüğü gibi bu bir süreç. Pat diye masanın üzerine çıkacak birşey değil. Görüşmeler ve tartışmalar boşuna yapılmıyor. Hani insanız ya , konuşa konuşa..

Yılmaz Özdil o yazısında ana fikrinde zırvalamış neden mi ? Kimsenin kürtçeyi anadil statüsüne koyma niyeti ve söylemi yok çünkü. Önceki mesajlarımda bundan da bahsetmiştim zaten , yetkili kişilerin böyle bir niyeti yokken , durum böyleymiş gibi göstermek kasıtlı harekettir, Yılmaz Özdilden beklediğim gibi.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

@horican,
Süreç böyle işlemez, bilinmeyen bir kara kutu için tartışma, görüşme, destek, köstek olunmaz.

ortaya taslağı sürersin, "ey ahali, işte bizim hükümet olarak yapmayı düşündüklerimiz bunlar, şimdi bu konunun muhattaplarıyla onların fikirlerini almak üzere görüşmeler yapacağız" dersin ve insanlar NEYİ TARTIŞTIKLARINI, NEYE DESTEK VERDİKLERİNİ, NEYİ REDDETTİKLERİNİ BİLEREK GÖRÜŞMEYE BAŞLARLAR.

Ben iyi kötü 95 seçimlerinden beri politikayı takip ederim, böyle muallak bir süreç gördüğümü hatırlamıyorum.

"biz böyle bişeye kalkışıyoruz bize destek ver" diyen bi başbakan.
"ee ne yapmayı planlıyorsunuz"
"ona daha karar vermedik, ama yapacaz bişeyler"
"???"


daha paketin içeriğini resmi olarak görmediğimiz için Yılmaz Özdil'in saçmalayıp saçmalamadığı konusunda da bi fikir ortaya süremiyorum maalesef.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...