Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

HSYK Üzerinde Yandaş Medya Baskısı


Öne çıkan mesajlar

Mesaj tarihi:
Loxias said:



http://www.habervaktim.com/haber/80579/yuksek_yargi_hangi_mezhepten.html


Atılan manşete bakın. Yuh


http://www.kurdenkirsehire.com/dosya/asaf/madimak_K.jpg

yuruyun
benzinleri kapip gelin bu aksam sicak olucak
Mesaj tarihi:
Yargılama esnasında hakim yada savcının değişmesi gayet normal bir olaydır, özellikle tayin söz konusu olunca.

Bu ergenekon davası içinde böyledir, icra davası içinde, boşanma davası içinde. Şahsen en fazla 3 seneden uzun süren bir davada aynı hakim bakmıştı bende. Yoksa 1-2 senede bir hakimi değişen onlarca davaya girdim.

Ha ama siz tabii hukuk sisteminin dışında olduğunuzdan bu durumu ilk kez keşfediyorsunuz ama yüzbinlerce davada hakim ve savcılar değişir her yıl.

Davaları bitene kadar bunlar kalsın derseniz hiç bir tayin
işlemi yapılamaz, çünkü her hakim-savcının binlerce dosyası var.

Ha hemen "ama bu özel bir dava" diye söylenmeyin. Bu hukuk'a aykırıdır. Sadece güvenlik (Apo davasında olduğu gibi) yada çok sayıda şüphelinin yargılandığı davalarda mahkeme yeri değiştirilebilir. Bu yer değişikliği dışında sadece bir davaya "bütün koşullarıyla özel mahkeme" yapılması hukuk'a aykırıdır.
Mesaj tarihi:
sg-1 said:

Emre efendiden kepaze bir yazı daha...


Savcının dediği mezhep hangisi?
Geçen akşam, 'S Haber'deki Rota programında, emekli Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet Gündel, yüksek yargıdaki krizle ilgili çok önemli ipuçları verdi.
Konuyu 'içeriden' bilen Gündel, yüksek yargının, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) tarafından uzun yıllardır sistemli biçimde siyasallaştırıldığını söyledi.
Gündel, Yavuz Baydar'a bazı kararların mezhepsel kaygılarla da alındığını belirtti.
Gerçekten de yüksek yargı kadroları belli bir mezhepten hukukçuların hâkimiyetinde mi?
Nüfusun yüzde 15'ini oluşturan bir mezhep üyelerinin, yüksek yargıdaki koltukların diyelim ki yüzde 50'sine oturmaları normal mi?
Hele hele, bu mezhepten vatandaşlar, istisnalar haricinde, kitlesel olarak CHP'yi destekliyorsa... Darbe amaçlı cumhuriyet mitinglerinde aktif olarak yer aldılarsa... Ergenekon'un hükümetin uydurması olduğu propagandasını yapıyorlarsa... Zihinler karışmaz mı?
Not: "Sol kesim niye Ergenekon davasına uzak duruyor" diye soranlar, olayı bu açıdan da düşündü mü?


http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/akoz/2009/07/23/savcinin_dedigi_mezhep_hangisi


HSYK'ya baskı kurmakla kalmıyor, insanların mezheplerini de sorgulamaya kadar götürüyor.
Artık bu kadarına da pes!

Adam resmen ayrımcılık ve faşistlik yapmış Alevilere karşı.Demokrasinin,liberalizmin adını ağzına almamalı bu adam.Bu yazıya büyük tepki gösterilmeli,saçmalamış gene deyip geçmek olmaz.
Mesaj tarihi:
sir said:
ammaaa, bu kadar önemli ve detaylı bir davada savcı ve hakimleri değiştirmek, bunun yanısıra jitem davasına bakan savcıyı da değiştirmek..üstelik bu değiştirme teklifini öne süren hsyk üyesinin geçmiş faaliyetleri..kadrolaşmaya bi de bu tarafından bakıverin.

binlerce sayfalık iddianameye sahip, gelmiş geçmiş en önemli davalardan birinde başından beri uğraşan savcıları başka yere atamak, davanın "daha iyi yürütülmesini sağlar" diyebiliyosanız ayrı tabi.
iyi de, rutin işler yapılmasın mı. ataması gereken insanlar var, ve atanıyor. hep böyle bu.

ayrıca; atamaların bu kadar gecikmesinin sebebi hsyk'nın kararı değil, adalet bakanlığının hsyk'nın önüne koyduğu bir liste olması, "bu atamalar yapılsın" demesi.
Mesaj tarihi:
kuyulardan hayvan tenekesi çıktığı ortaya çıktı.
sir said:

git güneydoğudaki kayıp yakınlarına sor bakalım o kemikleri ve elbiseleri, gözaltına alınıp yıllarca haber alınamayan, ...
Mesaj tarihi:
Aleviler Aköz'e dava açıyor

Dünkü yazısında Alevileri hedef göstermişti

Alevi Bektaşi Dernekleri Federasyonu Başkanı Ali Balkız, Aköz için “Günümüzün Muaviye zihniyetinin temsilcisi” dedi ve hakkında dava açacaklarını bildirdi. HSYK’da yaşanan son krizde Alevilerin parmağının olduğunu ima eden Aköz’e tepkiler şöyle:

Fevzi GÜMÜŞ (Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Başkanı)‘’İnsanlar belkemiksiz omurgasız ve yalak olunca, birilerine yaranmak için böyle gerçekle bağlantısı olmayan sözler sarf etmekten çekinmiyorlar. İktidar yalakalığı insanları nerelere savuruyor, açık olarak görüyoruz. HSYSK’daki insanların inanç durumunu bilmiyorum ama kararlarında ve tasarruflarında Alevilerin genel olarak devlet nazarında uğradıkları ayrımcı politikadan farklı davranamayacaklarını biliyorum. Türkiye’de her alanda Alevilere ayrımcılık var ve siyasi iktidar bunu devlet politikası yapıyor. Türkiye’de 81 vali var, bunların içinde bir tane bile Alevi yok. Ama köşe yazarı sayın Aköz bunu görmez. Neden, çünkü iktidar alanında, sürmekte olan pozisyon savaşında HSYK’daki insanların mezhebi ve inancı onun alanına da girer. Onun üzerinden Aleviler’e toplumsal önyargılar ifade edilebilir. Çok talihsiz ve ahlaksız bir açıklama olarak görüyorum. Aleviler, özgürlüklerin genişlemesi için bedel ödediler, bugün de ödemeye de devam ediyorlar. Irkçı, gerici saldırılarla gündemine alamayanlar bu tür saldırılar yapıyorlar. ‘’

Ali BALKIZ ( Alevi Birlikleri Federasyonu Başkanı)‘’Emre Aköz, hukuk fakültesine nasıl girilir, hakim ve savcı olmak için hangi süreçten geçilir? Hangi makama kim nasıl seçilir?” Bunları bilmiyor olabilir mi, hadi kendisi bilmiyor kaynak olarak gösterdiği Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet Gündel de mi bilmez. Aslında bal gibi bilirler. Amaç AKP’nin henüz YÖK’leştiremediği, RTÜK’leştiremediği HSYK olunca, konuyu bir mezhebe getirerek, bu mezhebi ve onun mensuplarını karalayarak, belki daha kolay olur düşüncesiyle bu yolu seçmişlerdir. Bu belden aşağı vurmanın ötesinde Muaviye zihniyetinin çağımızdaki görünümüdür. Emre Aköz ve benzerleri bilsinler ki bizler uzun tarihimiz boyunca bu tür hakaretleri aşağılamaları iftiraları çokça yaşadık. Ama artık bağışıklık kazandık. Yeni bir yol bulsunlar ki o denenmemiş olsun. Bu büyük bir ayrımcılıktır. Tam da ötekileştirme dediğimiz şeydir. Konu Adaletin yargının içinde olan bir iştir. Bu konuyu Aleviliğe getirip bağlamak, tam bir bütün olmamız gereken bir dönemde ağaca vurulmuş bir baltadır. Bir yazara, bir gazeteye yakışmaz. Aköz, Güner Ümit’i hatırlıyor mu acaba? Aköz hakkında yasal yollara başvuracağız.’’ (Gazeteport)

http://haber.gazetevatan.com/Aleviler_Akoze_dava_aciyor_/250417/1/Gundem
Mesaj tarihi:
sir said:

manipülasyon ve ertosun demişken:

"Can Dündar" said:

Evet! Oydu 23 Temmuz Perşembe 2009

İnsan izinli de olsa gazetelere göz atmadan duramıyor. Tatildeyken bir fotoğraf ilişti gözüme:
Şu ara dikkatleri üzerinde toplayan Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu�nun bir üyesi... bir Ergenekon sanığıyla birlikte...
Fotoğraf �Skandal� başlığıyla verilmiş.
Üyeyi tanır gibiyim.
Evet o!
Ali Suat Ertosun.
* * *
Hafızam 10 yıl önceye götürüyor beni...
1999 başı...
O zaman ATV�deyim. Sabah�ta yazıyorum.
Sabancı suikastıyla ilgili �içerden� bir bilgi geliyor:
�Bu iş karanlık... Duyar biliyor. Konuşmak istiyor.�
Gerçekten de cinayetin tetikçisi olarak bilinen Mustafa Duyar, bildiklerini anlatmak için �itirafçı� olmak istemiş; ama bu talebi, �geç kaldığı� gerekçesiyle reddedilmişti.
Acaba yargıya anlatamadığını bize anlatır mıydı?
Dönemin Adalet Bakanı Hasan Denizkurdu�nu aradım. �Duyar�ın söyleyeceklerinin yargıya yardımcı
olabileceğine� ikna oldu.
�Ama kendisinin de oluru gerekir� dedi.
Yazılı olarak başvurduk, Duyar olur verdi, bakanlıktan izin çıktı.
Kamerayı kapıp Afyon Cezaevi�ne gitmek üzereydik ki, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Ali Suat Ertosun�a takıldık. Bakan�ın iznine rağmen röportaja olur vermiyor, mevzuata aykırı olacağını söylüyordu.
Gidemedik.
* * *
Bizim yerimize başkaları gitti Duyar�ın �ziyaret�ine...
Bizi oyalayan bakanlık bürokrasisi, �Karagümrük çetesi�nin Afyon Cezaevi�ne nakline izin vermişti. Bu çete, 2 hafta sonra, Duyar�ı cezaevinde öldürüp susturdu.
Ardından susturulma sırası, Duyar�ı öldüren Karagümrük çetesinin liderlerine geldi. Ama onlar direndiler. Ve cezaevinde isyan çıkardılar.
O isyanda Karagümrük çetesinin lideri Nuri Ergin kameralara;
�Bu devlet bana Mustafa Duyar�ı öldürttü� diye haykırıyordu.
Bir başka pencereden kardeşi Vedat Ergin bağırıyordu:
�Veli Küçük�ü arayın; beni sorun. Başka da bir şey demiyorum.�
Nuri Ergin, isyanla ilgili davada ise şöyle demişti:
�Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz, Sabancı suikastıyla ilgili bir şeyler oraya çıkarmak istiyorsa Ali Suat Ertosun�un neden Mustafa Duyar�a yakınlık gösterdiğini sorgulasın.�
* * *
Oysa işler tam ters yönde gelişti.
Öz�ün kaderi Ertosun�un eline geçti.
Çünkü geçen 10 yılda başbakanlar, bakanlar değişti; ama Ertosun�un önlenemeyen yükselişi her devirde sürdü.
F tipi cezaevi dayatmasında ve 32 kişinin ölümüyle sonuçlanan �hayata dönüş operasyonu�nda da başrolü oynayan Ertosun, önce �Devlet Üstün Hizmet Madalyası� ile ödüllendirildi.
Sonra Yargıtay üyeliğine atandı.
Ardından da Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) üyeliğine getirildi.
Ve sonunda Ergenekon operasyonunu yürüten savcı ve hâkimlerin tayininde söz sahibi hale geldi.
Şimdi AKP bundan şikâyetçi...
Başbakan, HSYK�daki �istenmeyen gelişmeler�den bahsediyor.
Hükümet yanlısı basın, yıllar yılı hiç ilgilenmediği olayları gündeme getirerek Ertosun�u keşfediyor.
* * *
İyi de, bilin bakalım Ertosun�a �Devlet Üstün Hizmet Madalyası� verilmesini kim teklif etti?
Cemil Çiçek...
Madalyayı boynuna kim taktı?
Bülent Arınç...
Onu Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu�na kim tayin etti?
Abdullah Gül...
Şimdi hükümete �Kendim ettim, kendim buldum� türküsünü mü tavsiye etmeli?
Yoksa devletin, sanıldığından da derin olduğuna mı hükmetmeli?


not: kuddusi okkırın salıverilmesine savcılar karar veremezdi ki tenekeadam. mahkemeye başvuru yapılır, hastaneden rapor getirilir, hakim veya hakimler karar verir.


"hurriyet haberi" said:

Sabancı suikastı hükümlülerinden Mustafa Duyar’ın konuşmak istediği ancak dönemin Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Ali Sat Ertosun’un izin vermediği ve bundan kısa süre sonra da Afyon cezaevinde Ergin kardeşler tarafından öldürüldüğü öne sürülmüştü.

Ertosun, bu iddiaların gazeteci-yazar Can Dündar tarafından gündeme getirilmesi üzerine kendisi hakkında soruşturma açılması için başvurmuş ve sonuçta aklanmıştı.

Ertosun, hakkında iddialarda bulunan Can Dündar ve Toktamış Ateş hakkında tazminat davaları açtı. Ve davaları da kazandığı öğrenildi. Dündar’ın davayı kaybettiği konuyu yeniden gündeme getirmesi üzerine Ertosun da yeniden dava açağı ve bu konuda avukatına talimat verdiği öğrenildi. Ertosun’un Nuri Ergin’in Duyar’ın bulunduğu cezaevine gelmesiyle ilgili işlemlerde de imzasının bulunmadığı bildirildi.
Mesaj tarihi:
akpnin / zamanın / fethullah'ın dediği oldu savcının yeri değişmedi.



bu da emre abinin s.çtım sıvıyorum yazısı...


Alevilere rağmen Alevi haklarını savunmak! (1)
Olay bir hafta öncesine uzanıyor. Salı akşamı Samanyolu Haber'de yayınlanan, Yavuz Baydar'ın sunduğu 'Rota' programının iki konuğu vardı: Yargıtay'ın eski savcılarından Ahmet Gündel ve bendeniz.
Önce Ankara'ya bağlandık. Ahmet Gündel yüksek yargıdaki krizi yorumlamaya başladı. 20 dakika kadar konuştu.
Reklam arasında Baydar, "Biraz uzun oldu" deyince, "Devam et, Ahmet Bey çok önemli şeyler söylüyor" dedim.
Böylece Ankara bağlantısı sürdü. Programın dörtte üçünde Ahmet Bey konuştu.
Bu arada Ahmet Gündel, yüksek yargıdaki tarafgir karar alma biçimlerini sayarken, 'mezhepsel' kaygılardan da söz etti.
Bunun üzerine Yavuz Baydar, "Yani yüksek yargıda bir mezhebin üyeleri, genel nüfusa oranla daha mı fazla?" diye sordu.
Ahmet Gündel de bunu onayladı.
Ben de ertesi gün, "Savcının dediği mezhep hangisi" başlıklı bir yazı kaleme aldım. Perşembe günü burada yayımlandı.
Yazıda mezhep adı verilmeden Ahmet Gündel'in söyledikleri özetleniyor, ardından da bunun niye sorunlu olabileceğine ilişkin yorum yapılıyordu.
Ve ortalık birbirine girdi!
Mezhep adı verilmemesine rağmen Aleviler, "Bizden söz ediliyor" diye ayağa kalktılar. Neymiş, onlara hakaret ediyormuşum.
Bu işte bir tuhaflık vardı:
1) Yazı esas olarak Ahmet Gündel'in gözlemlerine dayanıyordu ama küfür edilen bendim.
2) O sözler, ekranlardan milyonlarca izleyiciye ulaşırken tepki uyandırmamıştı ama yüz binlere hitap eden bir gazetede çıkınca olay olmuştu.
3) Yazıda en küçük bir hakaret ve aşağılama olmamasına rağmen "Bize hakaret ettin" diyorlardı.
Tuhaf bir durumdu bu.
Saldırılan niye bendim?
(Alevi inancı ve kültürüyle bugüne dek hiçbir derdi olmayan ben!)


***

"Herhalde anlamadılar" diye düşünerek, cuma günü Aleviler karşısındaki duruşumu anlatan bir yazı yazdım:
Yazılarımdan örnekler vererek Alevi haklarını nasıl savunduğumu apaçık gösterdim.
Bir örnek... Aleviler, din derslerinin zorunlu olmasına karşılar ki bence yüzde yüz haklılar.
Devletin din dersi verme tekeline sahip olması bence laik karşıtı bir durumdur. Bu dersler, hiç olmazsa, seçmeli hale getirilmelidir. Hemen!
Alevi haklarını savunan yazılarımdan örnekler verdikten sonra bu kez de eleştirilerime geçtim.
Eleştirilerim elbette dinle, inançla, imanla ya da Alevi kültürüyle ilgili değildi.
Çoğu Alevinin çeşitli siyasi meselelerde aldığı tavrı eleştiriyorum ben:
CHP'yi koşulsuz desteklemek, cumhuriyet mitinglerinde bayrak sallamak, 'AKP'nin işine yarıyor' deyip Ergenekon davasına soğuk durmak gibi...


***

Bu arada şunu gördüm:
Bilhassa haklar konusunu duymazdan geliyor, sözlerimi anlamak istemiyorlardı.
Sadece ve sadece "Hakarete uğradık" diyerek, yani hayali bir gerekçe yaratarak, saldırma arzusundaydılar.
Kanaat önderlerinin ardına düşüp demediklerini bırakmadılar. Tehdit dahi ettiler.


***

Peki, bütün bunlar niye yapılıyordu?
Mesajlara ve kanaat önderlerinin açıklamalarına bakınca durum aydınlanmaya başladı:
Asıl konu olan, 'yüksek yargı erbabının inanç kompozisyonu' hakkında bir şey söylemiyor ya da olayın bu yönünü laf kalabalığına getiriyorlardı.
Belli ki amaç tam da buydu:
Yüksek yargının bu açıdan da konuşulmasını engelleyip, "Hakaret ettin" lafazanlığıyla olayı saptırmak.
Cumartesi öğle saatlerine kadar vaziyet böyleydi. Ondan sonra neler olduğuna yarın değiniriz.
Mesaj tarihi:
Lol aleviler bu ülkeyi yıllarca yönettikleri için mi yeşil sermaye ortaya çıkmış bak sen şu işe, %15'in ülkeyi yönetmesine rağmen halen din dersleri tamamen sünni mezhebi üzerine kurulu... Tam dayaklık bir adammış Emre Aköz, yine de bir alevi olarak sadece şu kısmına katılıyorum:

said:
Çoğu Alevinin çeşitli siyasi meselelerde aldığı tavrı eleştiriyorum ben:
CHP'yi koşulsuz desteklemek, cumhuriyet mitinglerinde bayrak sallamak, 'AKP'nin işine yarıyor' deyip Ergenekon davasına soğuk durmak gibi...
Mesaj tarihi:
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/12173863.asp?gid=229

hurriyet said:

Adalet Bakanlığı Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi hakkında teftiş başlattı.

Adalet Bakanlığı'nın görevlendirdiği müfettişlerin mahkeme dosyalarını incelediği belirtilerken araştırmanın kapsamı hakkında bilgi verilmedi.

Sincan Ağır Ceza mahkemesi Kayıp Trilyon davası ile ilgili olarak Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün yargılanabileceği yönünde karar vermişti.
Mesaj tarihi:
Bu arada büyük özgürlükçü emre aközüde görmüş olduk. Neymiş Aleviler CHP'ye oy veriyorlarmış. CHP Alevi Kemal Kılıçdaroğlu'nu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday gösterdi. Ne yapsaydım Kılıçdaroğlu dururken gidipte senin cemaatçi tosunlarına mı oy verseydim.
×
×
  • Yeni Oluştur...