Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

AKP Hakiki Darbecilere Yargı Yolunu Açacak Mı?


sg-1

Öne çıkan mesajlar

eheh sincanda tankları yürütmek de "endişeleri dile getirmek"miş meğer. boşu boşuna korkmuş o zaman hükumet, keşke dağılmasaymış..e-muhtıra da öyle görüş bildirmek için canım, haşa ne bi gözdağı var, ne bi tehdit. bu ülkede zaten askerler sadece görüş bildirmiştir, hiç o görüşlerin arkasından eylemler gelmemiştir, şu hükumetler de boşu boşuna endişeleniyolar darbe olucak diye..burada bir edit yapayım da, askerlerin siyasi beyanatlar vermelerinin suç olduğunu ekleyivereyim. öyle bi madde olmasına rağmen, bizde nerdeyse bi zorunluluktur askerin siyasi demeç vermesi. ama yok efendim, ne vesayet rejimi..

apis, yine ısrarla gözden kaçırdığın, görmezden geldiğin, ya da bilerek değinmediğin nokta bu ülkedeki anayasa mahkemesinin şu anda meclis iradesinin üzerinde olmasıdır. mahkemenin (ya da aslında chpnin) beğenmediği herhangi bir madde, yasalaşamaz. anayasa mahkemesi, kararları içerik olarak denetleme yetkisi bulunmadığı halde, bu yetkisini aşmış ve meclis çoğunluğuyla kabul edilen türbanla ilgili kararı iptal etmiştir. daha sonra bu değişiklik müthiş bir hukuki katakulliyle akpyi kapatma davasında delil olarak kullanılmıştır. halbuki o değişikliğe imza atanlar arasında mhp ve dtp de var. ama onlar laiklik karşıtı odak değiller tabi.

chp bugüne kadar her türlü anayasa değişikliğine bi şekilde karşı çıktı, demokratik yollarla iktidara gelmiş bir partinin yeni anayasa yapmasını (diğer partilerin onayına sunmasına rağmen) istemedi. birçok defa da anayasa mahkemesine itiraz etti. anayasa komisyonlarına temsilci yollamaya davet edilmelerine rağmen "yeni anayasa gerginlik yaratır" gerekçesiyle göndermediler. sonra "akp kendi başına buyruk anayasa hazırlıyo" oluverdi. bugünse "gelin değiştirelim" diyolar. siz burda bi tutarsızlık görmüyosanız, eh daha diyecek bişeyim yok. chp "ilerici" bir parti olsaydı, ortak komisyonla anayasa hazırlanmasına karşı çıkmaz, 12 eylül statükosunun bir gün dahi devam etmesine razı olmazdı. darbecileri yargılamakla 12 eylül lekesi temizlenmiş olmaz. esas 12 eylülün günümüzde herkesi etkisi altına alan, antidemokratik anayasasını değiştirmek için mücadele etmek önemli.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Cuce said:

suvras said:

Babam tıp fakültesini kazanır. Dedemle birlikte yola düşerler. Kayseriye gelirler. Kayıt yaptırmak için üniversiteye giderler, kapıdan "siyasi bilmemne kişilerinden onayları" olmadığı için beli silahlı kişilerin ölüm tehditi ile geri dönmek zorunda kalırlar. Güvenlik filan yoktur.

Babam aynı gün dönmek ister, dedem ise o gün orada kalmalarını ister, kalırlar da.

Ertesi gün kalktıklarında takvimler 12 eylül 1980'i göstermektedir. Tekrar kayıt için giderler, kapıda bekleyen 5-6 beli silahlı adamdan eser yoktur, muhtemelen hepsi temiz dayaklar yemektedir. Kaydı yaptırır geri dönerler.

Darbeciler yargılansın ama ülkenin içine sıçıp da darbecilere yol verenler de yargılansın.


ahaha babanla deden fecı yemıs senı, 12 eylul sabahı sokağa cıkmayasağı vardı cunku.


13 eylül olacaktı o.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

sir said:

eheh sincanda tankları yürütmek de "endişeleri dile getirmek"miş meğer. boşu boşuna korkmuş o zaman hükumet, keşke dağılmasaymış..e-muhtıra da öyle görüş bildirmek için canım, haşa ne bi gözdağı var, ne bi tehdit. bu ülkede zaten askerler sadece görüş bildirmiştir, hiç o görüşlerin arkasından eylemler gelmemiştir, şu hükumetler de boşu boşuna endişeleniyolar darbe olucak diye..burada bir edit yapayım da, askerlerin siyasi beyanatlar vermelerinin suç olduğunu ekleyivereyim. öyle bi madde olmasına rağmen, bizde nerdeyse bi zorunluluktur askerin siyasi demeç vermesi. ama yok efendim, ne vesayet rejimi..


Önce de söyledim, yine söyleyeceğim, istediğine inanmakta özgürsün. bunlara tehdit-gözdağı diyorsan öyle olsun. ama tehdit-gözdağına karışanları yargılamak istiyorsan bir iddianameyle gelmen lazım, "ben bunun tehdit-gözdağı olduğuna inanıyorum"la yargılama yapamazsın. Kur bağlantıyı, "hükümet istifa etmeseydi darbe olacaktı"yı gösteren ilişkileri bul, açalım yargı yolunu.
Yoksa, ortada resmi bir darbe olmadığına göre, tank yürüttü diye olsa olsa ordu malını gereksiz kullanmaktan ceza verebilirsin.

e-muhtıra konusu da benzer şekilde. bahsettiğin siyaset konuşma yasağı bireyleri kapsar, kurumsal olarak "TSK siyaset konuşamaz" diye bir kanun yok. TSK'nın konuşması, fikrinin alınması gereken siyasi konular olmuyor mu, en güzel örneği taze taze tartıştığımız mayın yasası değil mi?

evet, bir hükümet gerekirse bu tip beyanlara direnebilir, e-muhtıra sonrası akp'nin duruşu buna örnektir. istese Gül konusunda geri adım atabilirdi, ama atmadı. demek ki istenirse bu tehditlere(!) direnilebilir (hatta direnmek bile denmez aslında, görmezden gelmek denmeli) ve galip çıkılabilir.
beceremezse refahyol gibi dökülüp gidebilinir.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Delil bulunması için birilerinin harekete geçmesi gerekli. Birilerinin harekete geçmesi için böylesi bir konuda , cesaret ve arkalarında sağlam destekler gerekli.

Biz de neyi konuşuyoruz burada ? O desteğin verilmesi gerektiğini. Darbeye karşı genel olarak. Ona şuna , şu darbeye şeklinde değil.

Sonuç ? Sen hala gelmiş , iddianame ile geleceksin , delil getireceksin diyorsun. Kim bunlarsız olacağını söylüyor ki ? İnceleme başlayacakki bu dediklerinin olup olmadığı ortaya çıkacak. En azından bizim gördüğümüz birsürü tanık var , yaşayan var , muhtıra bize verildi , muhtıra o hükümete verildi diyenler var.

Kısaca destek gelirse , bu işinde resmiyetinin olup olmadığı ortaya çıkar. Varsa delil teşkil edecek şeyler , güzel güzel yargılanır sorumlular. Öyle peşinen sanki delil mi var da yargılanacaklar demek , işi yokuşa sürmekten başka birşey değil. İlla anti fikir savunucam diye kasılma bukadar. Konun başından sonuna aynı şeyler söyleniyor.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

tenekeadam aç bak bakalım "kuvvetler ayrılığı" ne demekmiş, yargının, yasamaya müdahale etme yetkisi var mıymış yok muymuş.

sg-1 söylediğin şeyin komikliğinin farkına varman için napabilirim? oyun olsun diye mi yürütüldü o tanklar sence? istediğine inan diyosun da, sen galiba toz pembe hayallere inanmışsın =) bi de "resmi darbe" ne demek? gayriresmi olanı nası oluyo? böyle darbeye özel evrak falan mı hazırlanıyo, ilgili makamlara başvuruda mı bulunuyosun "ben darbe yapıcam" diye?

mayın yasası siyasi bi mesele değil, güvenlik meselesi. güvenlik konularında elbette tsk'ya danışılacaktır, sonuçta o mayınları yerleştiren tsk =) ancak tsk üyelerinin siyasi meselelerde (mesela laiklik-kürtçe açılımlar-ulusdevlet ve postmodernizm) görüş bildirmesi yasak-buna rağmen maşallah her hafta bu konular konuşuluyo, herhangi bir yaptırım da uygulanmıyo, acabağ neden?

bugüne kadar darbecileri yargılamaya, iddianame yazmaya kalkanlara noldu, bi de ona bak istersen "iddianameyle gelin" demeden evvel..
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

tanklarin yurume hikayesini ya bilmiyorsun yada kasten atliyorsun

garnizon komutani genelkurmaya hicbirsey sormadan kendi kafasindan yapiyor genelkurmayda sahip cikiyor

gidin tanklari yurutun ayar olsun diye emir gitmiyro tepeden, belli bir planlama organizasyon yok

darbe denilen seyi bir asker yapmaz 32423 farkli darbe vardir

60 ihtilali genelkurmay baskani fosur fosur uyurken dusuk rutbeli subaylar tarafindan pat diye yapildi, meclis basildi oldu bitti darbeciler istese genelkurmay baskanini bile indirebiliceginden karsilikli antlasmaya vardilar darbe olduktan sonra tepeden sahiplenildi

71 muhturasi "DEMOKRASIYE MUDEHALE FEFESE" degil aksine ordunun kendi icinde yaptigi bir mudehaledir, 50 bi ndefa yazildi cizildi tarihi ogrenin biraz, 71 mudehalesinde ordunun subay akdrosunun neredeyse 1/3 meslekten uzaklastirildi pek cogu tutuklandi, milli demokratik devrim diye arastirin ogrenin ne neymis

80 ihtilali ise orduda emir komuta zinciri icinde tepeden topyekun bir organizasyonla yapildi senelerce planlandi

28 subat gene emir komuta zinciri disinda gerceklesmis ama sonradan sahiplenilmis bir mudehale


bunlarin hicbiri birbirine uzaktan yakindan benzemez her biri ayri olaylardir dersinize calisip gelin
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Anayasa Mahkemesi’nin temel görevi, yasama organının kimi işlemlerinin Anayasa’ya uygunluğunu denetlemektir. 1982 Anayasası’nın 148. maddesine göre, “Anayasa Mahkemesi, kanunların, kanun hükmünde kararnamelerin ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Anayasaya şekil ve esas bakımlarından uygunluğunu denetler... (Madde 148 ve 149).


sir said:

tenekeadam aç bak bakalım "kuvvetler ayrılığı" ne demekmiş, yargının, yasamaya müdahale etme yetkisi var mıymış yok muymuş.


Aslında sana cevap vermenin bir anlamı yok.Tek yaptığın olayları çarpıtarak savunmaya çalıştığın fikirlerine dayanak sağlamak.

Sana demokrasi, diktatörlük, temsil adeleti, siyasi iradenin denetimi gibi konular hakkında uzun uzun yazılar yazmaya niyetim yok.
Çünkü;
Ne yazsak boş süper liberal, inanilmaz demokrat, muhteşem ilerlemeci düşünce yapın değişime kapalı.


Ayrıca
Bence geceleri uzun uzun yazılar yazıyorsun.Ardından wall of text yazmaya karar verince bir paragraf birinden iki paragraf başka birinden kopyala yapıştır yapıyorsun.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ehah maddenin devamını niye yazmıyosun zeki arkadaşım?

Anayasa Mahkemesi, kanunların, kanun hükmünde kararnamelerin ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü`nün Anayasa`ya şekil ve esas bakımlarından uygunluğunu denetler. Anayasa değişikliklerini ise sadece şekil bakımından inceler ve denetler.`

sonra bana yok çarpıtma yok bilmemne diyosunuz, utanın az biraz.

edit: dolayısıyla, bugün meclisin anayasayı değiştirme yetkisini, anayasa mahkemesi iptal etmiştir o kararıyla.

viktor sen de öyle bi anlatmışsın ki nerdeyse "münferit" diyeceksin. tamam her birinde ayrı mekanizmalar işledi de, niye her biri "yaşandı"? neden darbeler bu kurum kültürünün bir parçası? tabi bunda yargılamayıp biat eden sivil siyasetin de sorumluluğu büyük de..darbelerin niteliklerinin farklı olması, bu kurumun darbelerle anılmaması gerektiği anlamına gelmez. eğer emir-komuta zinciri dışında yaşandıysa bişey, yine komutanların ve genelkurmayın zaafıdır bu.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Yemin ediyorum sir cevap verilecek adam değilsin.Anayasa değişikliğinden bahsetmiyoruz.Yasamanın denetlenmesinden bahsediyoruz.





sir said:

ehah maddenin devamını niye yazmıyosun zeki arkadaşım?

Anayasa Mahkemesi, kanunların, kanun hükmünde kararnamelerin ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü`nün Anayasa`ya şekil ve esas bakımlarından uygunluğunu denetler. Anayasa değişikliklerini ise sadece şekil bakımından inceler ve denetler.`

sonra bana yok çarpıtma yok bilmemne diyosunuz, utanın az biraz.







sir said:

tenekeadam aç bak bakalım "kuvvetler ayrılığı" ne demekmiş, yargının, yasamaya müdahale etme yetkisi var mıymış yok muymuş.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

tamam yanlış ifade ettim ben de, ama anlatmaya çalıştığım şey "anayasayı değiştirmek", burada bahsettiğimiz mesele de bu. kanunları değil, anayasayı tartışıyoruz. burada değiştirilmesi teklif edilen şey anayasanın 15. maddesi. türban olayında da yine anayasa maddeleri değiştirilmek istenmişti, kanun çıkarmak değil.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

sir said:

sg-1 söylediğin şeyin komikliğinin farkına varman için napabilirim? oyun olsun diye mi yürütüldü o tanklar sence? istediğine inan diyosun da, sen galiba toz pembe hayallere inanmışsın =) bi de "resmi darbe" ne demek? gayriresmi olanı nası oluyo? böyle darbeye özel evrak falan mı hazırlanıyo, ilgili makamlara başvuruda mı bulunuyosun "ben darbe yapıcam" diye?

mayın yasası siyasi bi mesele değil, güvenlik meselesi. güvenlik konularında elbette tsk'ya danışılacaktır, sonuçta o mayınları yerleştiren tsk =) ancak tsk üyelerinin siyasi meselelerde (mesela laiklik-kürtçe açılımlar-ulusdevlet ve postmodernizm) görüş bildirmesi yasak-buna rağmen maşallah her hafta bu konular konuşuluyo, herhangi bir yaptırım da uygulanmıyo, acabağ neden?

bugüne kadar darbecileri yargılamaya, iddianame yazmaya kalkanlara noldu, bi de ona bak istersen "iddianameyle gelin" demeden evvel..


sir, senin söylediğinin desteksiz/mesnetsiz olduğunu anlaman için ben ne yapabilirim? Tanklar dolaştı, eyvallah, sen diyorsun ki bu tanklar gözdağı için dolaştı, öyle olduğuna inandığın için öyle diyorsun, eyvallah, yoksa elinde "hükümete gözdağı vermek için sincan'da tanklar dolaştırılacak" şeklinde bir belge var mı? olmadığını ikimiz de biliyoruz.

sonuç olarak sen öyle olduğuna inandın diye tank yürütmeyi darbe diye adlandırabilir miyiz?

resmi darbe "ben yönetime el koydum" açıklamasıdır, 82 darbesidir. var mı 28 şubatta veya e-muhtırada böyle bir olay?
e olmadığına göre o dönem yaşananları darbe olarak adlandırabilmek için çok ciddi kasman lazım, sonuçta 28 şubatta kılıfına uymayan, yasalara aykırı hiçbir şey yok, koalisyonun bir ortağı çekiliyor ve hükümet düşüyor. Çekilmesinler, yola devam etsinler, elinde meclis gücü var. e-muhtıradan sonra yıkıldı mı hükümet?

bak 12 eylül olayları için gayet iddianame hazırlanmış, yasa değişikliğini bekliyor. çıksın 28 şubat için de e-muhtıra için de bir savcı iddianame hazırlasın, elini kolunu tutan yok, aihm'e kadar yolu var (ben bu lafları bi yerden hatırlıyorum ama, neyse). Yasal dayanakları olduğu sürece her türlü iddianame ve yargılanmanın yolu açık.
Ama ne diyorum bak, yasal dayanak diyorum. o senin dediğin askeri siyaset yasağı bireysel bir yasaktır, kurum adına yapılan açıklamaları bağlamaz.
Veya misal senin açtığın yoldan gidelim, asker güvenlik hakkında konuşabilir diyorsun, o zaman şöyle diyebilir miyiz, "asker 28 şubatta da e-muhtırada da ülkenin güvenliğini tehlikede gördüğü için görüşlerini dile getirmiştir. kürtçe açılımlarını da ülkenin güvenliği açısından eleştirmiştir veya destek vermiştir", nasıl oldu?
nereye çekersen çek lastik gibi geliyor, "o siyasi değil, orada konuşabilir" dediğin zaman.

Yasal dayanaklarla (misal, çıksın ortaya bir ses kasedi dönemin bir komutanı erbakan'ı "çekilin, yoksa darbe yaparız" derken) gelmediğiniz sürece 28 şubat ve e-muhtıranın yargılanması yapılamaz.
ne sesnin dediğin gibi "böyle olduğuna inandığımız için böyle" diye bir yargılama yapılabilir, ne de horican'ın "hele bi yargılamaya başlayalım da yolda buluruz kanıtları tanıkları" mantığıyla.

o yüzden zaten ergenekon şahane bir intikam aracı.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

gerçekten tekrar tekrar okuyorum, bu kadar manasız bişey olabilir mi bilemiyorum. hangi ülkede yaşıyoruz? bu ülkede askerler kaç kez ülkenin gidişatına çeşitli şekillerde müdahale etti? bu müdahale için yetkisi var mı? böyle bir "güvenlik" anlayışı var mı? bir siyasi iklim düşün ki askeriye muhtıra veriyo, mgk'dan çok sert uyarılar çıkıyo, gazeteciler-stk'lar-sendikalar, herkes ve herşey fişleniyor, sayfa sayfa andıçlar çıkıyor, medyada sürekli irtica tehlikesine vurgu yapan haberler yayınlanıyo aynı kareler tekrar tekrar gösteriliyo (hani şu 28 şubatın hemen ertesinde ortadan kayboluveren aczmendiler ve fadime şahin olayı) eh üzerine bi de tanklar yürüyo. daha napsınlar "eyooo darbe" diye bağrınsınlar mı?

kürtçe açılım nasıl bir "güvenlik" meselesi olur? veya türban açılımında güvenlik unsuru nedir? "hayali" veya "soyut" düşmanlarla uğraşmak değil TSK'nın işi. güvenlik, somut, belli başlı tehlikeleri ilgilendirir. mesela terör örgütüyle mücadele konusunda elbette tsknın görüşü alınır. veya bir komşu ülkeyle gerginlik, veya bir yere asker yollamak..askeriyede insanlar "siyaset yapmak" için bulunmuyolar, askerlik yapmak için bulunuyolar. ve askerliğin görev tanımında "siyasi meselelerde görüş bildirmek" yasak. kurum söyleyince farklı olması da hukuken bir başka saçmalık, sanki tsk çalışanlarının üzerinde anonim ve hepsini kapsayan bir tsk varmış gibi.

hani somutluk istiyosun ya, nerde o zaman darbeye "uğrayan" partilerin rejimi yıktığına dair kanıt? "rejimi yıkıyoruz" şeklinde ifadeleri mi var? sadece kişisel beyanatlara bakarak "aha şeriat geliyo" demeyi iyi biliyosunuz. sonra "oha tanklar yürümüş" dediğimizde "ee bu darbe mi ki" diyosunuz. ortası yok mu şunun?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

hala komplo teorileri üzerinden gidiyorsun sir. daha önce müdahaleler olması mıdır 28 şubatın darbe olduğuna kanıtın, medyanın irtica üzerine haberler yapması mıdır? "aczmendiler 28 şubattan sonra kayboldular" konusuna hiç girmiyorum bile.
Bi resim çekmişsin kafanda, parça parça görüntüler var, birleşiyorlar bir noktada, ama aralarındaki ilişkiyi kanıtlayamıyorsun, yine de inancına göre resme isim koyuyorsun, sonra da "benim inandığım en doğru, siz kafirsiniz" diyen fanatik yobazlar gibi konuşuyorsun.
Diyorum ki, bi savcı çıksın bu resmi hayalgücüyle değil, kanıtlarıyla birleştirsin, hep beraber mahkemeyi izleyelim.

kürtçe açılım veya türban nasıl güvenlik meselesi olur, onu da otur sen düşün, yani isterse fenerbahçe-galatasaray maçını da ülke güvenliği diye sayıp maç hakkında yorum yapabilir tsk, yeter ki istesin, bağlantı kurulur, zor değil. Sonuçta sen bi kere eline bi açık verdin tsk'nın, "güvenlikle ilgili konuşabilir" dedin.

Askerin siyasi meselelerde görüş bildirmesinin yasak edildiği maddeyi biliyor musun, ezbere konuşuyorsun, duymuşsun bir yerden sadece.
bu madde ASKERİ CEZA kanununda var, 148. maddenin c ve e maddeleri. yani o senin yasak yasak dediğin şey, aslında, baştan beri söylediğim üzere, tsk'nın iç yasağıdır ve sadece askeri personeli kapsar, kurum adına bir sınırlama getirmez.
Anaysanın veya TCK'nın herhangi bir yerinde "TSK siyasi konularda konuşamaz" diye bir yasak varsa, ki ben bilmiyorum, o zaman haklısın. Ama TSK kendi kendini siyasetten men edip sonra da kendi yasağını çiğneyecek değil herhalde.


"ortası yok mu" diye soruyorsun da, hem laik hem müslüman olunmaz"a, "cumhuriyetin sonu geldi"ye, "ulemaya soralım"a "şeryat geliyor lulz" deyip iki tank görünce "aha darbe" diyen sen mi soruyorsun bu soruyu?


ha bi de "kanlı mı olacak kansız mı olacak" diyorum, noktayı koyuyorum.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Komplo teorileri diyenlere bakın , yıllardır şeriat gelecek , laiklik elden gidecek , cumhuriyet yıkılacak adı altında ülkeyi karıştırmaya çalışan , taraf olup arkalarına insan alıp güç kazanmaya çalışanlar kim acaba ?

Tek söz yeter aslında , başkalarına laf atmadan önce bir kendine bak.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

sg-1 said:

12 Eylül'e yargı yolu tartışması sürüyor. 12 Eylül hakkında hazırladığı iddianame yürürlüğe konmayan Savcı Sacit Kayasu'ya göre "Siyasi irade olursa yargılanabilir; iddianame hala geçerli." NTV konuyu taraflara sordu:

http://www.ntvmsnbc.com/id/24978060/


İş çok ilginç bir boyuta geldi yalnız.

"Eğer 12 Eylül'ü başlatan Kenan Evren yargılanacaksa, o dönem iş yapan herkesin yargılanması lazım" diyorlar açık açık.
İşi yokuşa sürüyorlar 1,
Kenan Evren'in yargılanmasından ÖNCE diğer insanların yargılanmasını istiyorlar 2.

Bu yüzden "darbeciler" felan yargılanmaz bunu unutun.
Ancak Vakit ve Taraf gibi gazetelerin "işaretlediği" kişiler yargılanır "12 Eylül'ü yargılıyoruz" adı altında.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Horizon said:

Komplo teorileri diyenlere bakın , yıllardır şeriat gelecek , laiklik elden gidecek , cumhuriyet yıkılacak adı altında ülkeyi karıştırmaya çalışan , taraf olup arkalarına insan alıp güç kazanmaya çalışanlar kim acaba ?

Tek söz yeter aslında , başkalarına laf atmadan önce bir kendine bak.


ehehe bizim komplo teorilerimiz mahkemede 1'e karşı 10 oyla kabul edildi.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

sg-1 said:

Horizon said:

Komplo teorileri diyenlere bakın , yıllardır şeriat gelecek , laiklik elden gidecek , cumhuriyet yıkılacak adı altında ülkeyi karıştırmaya çalışan , taraf olup arkalarına insan alıp güç kazanmaya çalışanlar kim acaba ?

Tek söz yeter aslında , başkalarına laf atmadan önce bir kendine bak.


ehehe bizim komplo teorilerimiz mahkemede 1'e karşı 10 oyla kabul edildi.


Bu dediklerimin olduğu mu tescil edilmiş ? Bak sen , komplo teorisi ürettin hadi geçtik , göz göre göre yalan söylemek ayıp birşey.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...