sg-1 Mesaj tarihi: Haziran 16, 2009 Mesaj tarihi: Haziran 16, 2009 Eveeeett, işte yine bir tahlil yazımızla karşınızdayız. Genel olarak bu tip tahlil yazıları pek sevgili yazarımız Emre Aköz'ün kaleminden çıkardı, bayraktan ergenekon tahlili, İzmirlilikten ergenekon tahlili vs. Ancak bugünkü yazımız pek sevgili yazarımızın pek sevgili zevcesinden, Nur Çintay Aköz'den geliyor. Kalemi aynı eşinin kalemi gibi akmış gitmiş. O diil de, bi saattir kalem diyorum hiçbiriniz de uyanmıyorsunuz, kalem mi kaldı paticik lümpenleri, artık klavyeyle bilgisayarla yazıyoruz bu yazıları. (engin ardıç tipi yazı yazma denemesi vol.2) İşte karşınızda orduevinde oturanların yüz ifadesinden darbe ve darbeci tahlili: said: Geçen pazar günü öğleden sonra saatlerinde, arkadaşlarımızla kahvaltı etmiş, arabayla Boğaz’da ilerliyorduk. Kalender Orduevi’nin orada trafik, dakikalarca kımıldatmayacak biçimde kilitlendi. Ben de fırsat bu fırsat, dakikalarca (gibi gelen saniyelerce tabii aslında) Kalender Orduevi’nin bahçesindeki masalara oturmuş yemek yiyen insanları izledim. İfadelerini. Çok tuhaftı. Bana mı öyle geldi bilmiyorum, tesadüf deyip geçilebilir mi onu da bilmiyorum, güneşli bir tatil gününde eş-dostla keyif yapmak için oturmuş Orduevi ‘misafirlerinin’ hepsinin de yüzünde sert, snob, her an had bildirmeye, hizaya sokmaya hazır bir ifade vardı. Eğlenmiyorlardı, mutlu ya da huzurlu da görünmüyorlardı. Sanki vazife başındaydılar, hazıroldaydılar ve de şimdi geliyordu fırça: Sen, ağzını kapamadan esneyen, çek sağa! Tamam, kaldırımın hemen karşısından ciyaklayarak denize atlayan çoluk çocuğunki gibi hararetli bir coşku beklemeyelim. Ama o gün Boğaz hattındaki onca kafe, lokanta, çay bahçesi, hatta araba koltuğunda yüzlerce insan seyrettik. Hava bunaltıcıydı, etraf kalabalıktı, servisler kesin aksıyordu, trafik eziyet halini almıştı, gene de insanlar yazın nihayet tüm cilveleriyle geldiği bu tatil gününde kendini iyi hissediyordu. Orduevi sakinlerinin yüzlerine hâkim olan o tarifi zor ifadeye, hiçbir çay bahçesi ya da balıkçı müşterisinde denk gelmedim. Ben mi böyle bir mana yüklüyorum acaba onlara, önyargı birikintilerinden süzüp diye düşünmedim değil, ama sanki o bir örnek maskelerden takmışlardı ve de kaş kavisleri, dudak çizgileri, memnuniyetsizliklerinden başka bir de hep o üstten, ayrıcalıklı, kıymeti, kudreti, kerameti kendinden menkul hali vurguluyordu. Birbirleriyle itişe kakışa, hemen diplerinden denize atlayan gençlerden de, kaldırımda sevgilisiyle el ele yürüyen pardösülü kızdan da tiksiniyorlardı herhalde. Olsa bir sopa ellerinde, hepsini nasıl da hizaya sokarlardı. O ifadeler öylesine değil. Masum değil. Orduevi ‘misafirleri’ yani ordunun o aman da pek ayrıcalıklı evlerinde eğlenmeye/sıkılmaya hasbelkader aksesi, akrabası bulunanlar bile yukarıda görüyor kendini bizden ha? Vay be! O ifadeler aslında pek çok şeyi anlatıyor. Taraf’ta yayımlanan son korkunç programları bile. http://www.turkmedya.com/V1/Pg/ColumnDetail/ColID/23394 Bu da Yılmaz Özdil'in bugünkü yazısı:
aquila Mesaj tarihi: Haziran 16, 2009 Mesaj tarihi: Haziran 16, 2009 ilahi yilmaz gene copye pastele doldurmussun kotayi. esas konuya donersek, kadinlar kose yazari olmasin.
suvras Mesaj tarihi: Haziran 16, 2009 Mesaj tarihi: Haziran 16, 2009 orduevine gelen insanlardan sanki akpye oy çıkmıyor mu hiç?
Apis Mesaj tarihi: Haziran 16, 2009 Mesaj tarihi: Haziran 16, 2009 Oha... Bu Aköz kimse iyice uçmuş. Tamam asker düşmanısında, arabadan orduevinde çay içenlere bakıp münasip sayılamayacak bir tarafından karakter tahlili yapacak kadar mı uçtun? Hadi uçtun, bu kadar salakça birşeyi direkt gazeteye köşe yazısı olarak basacak kadar mı gözü dönmüş koca gazetenin? Bu kadar "bağnaz" insanlar kendilerini nasıl aydın fln diye tanımlar daha sonra?
7thBreath Mesaj tarihi: Haziran 16, 2009 Mesaj tarihi: Haziran 16, 2009 eh insanlar görmek istediklerini görür.
Kirve Mesaj tarihi: Haziran 16, 2009 Mesaj tarihi: Haziran 16, 2009 Yılmaz Özdil kırk yılın başında doğru bir noktaya parmak basmış. Maalesef en büyük problemimiz irtica, darbecilik, ulusalcılık vs. olmaktan çoktan çıktı, taraflar arasındaki tahammülsüzlük ve nefret oldu. Ve maalesef tüm taraflar bu nefreti büyütmeye, bu işten azıcık nemalanma fırsatı olanlar da körüklemeye devam ediyorlar. Yakında kardeş kardeşi sen irticacısın sen darbecisin (buraya daha bir çok örnek konulabilir, şu an konu o olduğundan bunu koydum) diye boğazlarsa, nerede hata yaptık diye çok düşünmemek lazım. Ve biz kendimize bu kadar düşmanken, dışarda düşman aramamak lazım. Bakalım nereye kadar?
Nefr Mesaj tarihi: Haziran 16, 2009 Mesaj tarihi: Haziran 16, 2009 gecenlerde bir yerlerde bir spor magazasinin turkiye genelinde senede 3000 civarinda beyzbol sopasi sattigini okudum ne alaka demistim, simdi lazim oldu bak bir tanesi. hatta cift olarak da olur
Nefr Mesaj tarihi: Haziran 16, 2009 Mesaj tarihi: Haziran 16, 2009 yok canim, gerildim yaziyi okuyunca. hani gerginligi alir spor, o bakimdan.
Laurelin Mesaj tarihi: Haziran 16, 2009 Mesaj tarihi: Haziran 16, 2009 orduevine gelenler emekli subaylardir subaylarin %90i kendi istekleri ile degil kadrosuzluktan emekli edilirler hele pasa olmayi beklerken kadrosuzluktan emekli edilen albaylar vardir onlar hayattan sogur orduevinde masalar rutbeye gore ayrilir, firfirli masa ortusu gumus catal bicak takimli masa onunde dikilidir ama pasa cok olmadigindan restoranda igne aticak yer olmasa bile pasa alti oturamaz bos kalir kadrosuzluktan emekli edilenlerde o masaya bakip bakip sinir olur, ankara emrkez orduevinde pasalarin asansoru bile ayridir kenarda oturup beklersin ama binemessin filan cogu subay bu ise sinir olur ama bir o kadarida bunu kaldiricak olgunluktadir ancak askeriyede subay karisi demek subaydan bir rutbe yukarda demektir, kadinlar gunumsu bisey yaptiklarinda mutlaka kocalarinin rutbesine gore oturma duzeni yapilir, en yuksek rutbelinin karisi kocasinin rutbeyi kullanmaya cok alisik oldugundan gorgusuzluk yapar mileltin sozunu keser bulusmadan donen subay karisi ilk olarak "bak demiroglunun karisi nesrin hanim gene butun gorgusuzlugunu yapti, bir calisip terfi edemedin elin gorgusuzleri karsisinda kucuk dusuruyorsun beni! ah pasa olsaydin ben o kadini ne hale getirirdim bik bik bik" diye basladigindan mutlaka tadini kacirir emekli askerin, antalyada kampta karisini birakip tek basina sehre kacip 3 gun kaybolan sonra antalya orduevinde bulunan bir tanidik vardi misal ehueheu neyse geyik bir yani askeri tesis orasi, askeri tesisler emeklilerin yaslilarin dinlenme mekani oldugundan eglenceye hos gozle bakilmaz, kurallar zaten eglenmene izin vermez bide emekli olmus, cocuk yastan 65-70 yasina kadar ordu disiplininde kalmis bir adam olunca sivil hayata alisamiyor o yasdan sonra yani amcadan gobek atmasini beklemek absurt birsey o saatten sonra askerlerde var boyle bir sorun, yipratici zor bir meslek gunde bir sayfa yazi yazip gezip tozup "cok sivilim ben heyooo" demeye benzemez birde su ana kadar hep ortaokuldan askeriyeye girmsi subaylarin cogu, cocuklugunu yasamadan o disiplinle 70 yasina gelmis adamdan siritmasini beklemek komik ben bile bazen askerler komutanim diye hitap edince gaza gelip EHEM EHEM diye kasilip gerinebiliyorum gazi alip eheueheuehu
Snefru Mesaj tarihi: Haziran 16, 2009 Mesaj tarihi: Haziran 16, 2009 İnsanları kutuplaştırmaya ve çatıştırmaya yönelik yazılan basit yazılardan sadece bir tanesi.
Reogmar Mesaj tarihi: Haziran 16, 2009 Mesaj tarihi: Haziran 16, 2009 faşit yazısı, mantık beklemeyin.
Aket-Atum Mesaj tarihi: Haziran 16, 2009 Mesaj tarihi: Haziran 16, 2009 bunlar karı koca talaşa gelseler keşke :D
Sparkcaster Mesaj tarihi: Haziran 16, 2009 Mesaj tarihi: Haziran 16, 2009 mehmet canan barlas çifti bunları döver liboşlukta, dünkü çömez bunlar
DoruK Mesaj tarihi: Haziran 16, 2009 Mesaj tarihi: Haziran 16, 2009 türkün türkten başka rakibi yoktur
aquatik Mesaj tarihi: Haziran 16, 2009 Mesaj tarihi: Haziran 16, 2009 Be kadın, böyle bir hisse kapılmış olabilirsin, büyük olasılıkla doğrudur yüzlerde gördüğün mutsuzluk ifadesi. Ama bundan kendi beynince çıkarımlar yapıp, bir de köşende yazman ne aymazlık, ne düşmanlık, ne kin, nefret, hırstır? Üstte de yazıldığı gibi her kesim birbirine karşı nefretle dolduruluyor. Laisist, dindar, asker, sivil, ulusalcı, liberal, sünni, alevi, türk, kürt, ermeni, v.s... Kimin, kimlerin çıkarı var bu bölünmelerden? Sonuçta yazının sahibi gibi bu dolduruşa gelen,getirilen ve doğal olarak getiren sevgisiz, nefret dolu küçük insanlar, oyuna pek güzel geliyor, ve üstlerine düşen alet olma görevini hakkıyla yerine getiriyorlar.
-007- Mesaj tarihi: Haziran 16, 2009 Mesaj tarihi: Haziran 16, 2009 Sevgili Nur Çintay Aköz (isme bak) hanım korusun vatanı. O daha iyi becerir. Pis ordu kaka ordu demek kolay tabi.
Estel_Anorien Mesaj tarihi: Haziran 16, 2009 Mesaj tarihi: Haziran 16, 2009 Ordu'ların en kısa zamanda ilk hedefinin aközler olmasını temenni edip ileri! demek istiyorum ki bu aköz çiftini denize döksünler.
cungu Mesaj tarihi: Haziran 17, 2009 Mesaj tarihi: Haziran 17, 2009 Eskiden Lombak' ın arka sayfalarında vesikalıktan karakter tahlili diye bir köşe vardı onun gibi olmuş. Daha komik lan .
fizban Mesaj tarihi: Haziran 17, 2009 Mesaj tarihi: Haziran 17, 2009 bu adam talaş'a gelsin, suratına darbeci darbeci tüküriyim, darbeci darbeci ergenekon bayrağı taşiyim istiyorum.
toggie Mesaj tarihi: Haziran 17, 2009 Mesaj tarihi: Haziran 17, 2009 aynı kadın aynı yazının altına soyle bisey de yazmıs, linke basınca gordum. said: Orgazmik davul gösterisi Bu akşam ve yarın akşam Harbiye Açıkhava’da ilginç bir gösteri var. Adı Japonca’da hem ‘kalp atışı’ hem de ‘davulun çocukları’ demekmiş: Kodo. 10 yıl önce gelmişler ama bana uğramamışlardı, yine İKSV aracı oluyor, bu defa merak içindeyim. ‘Geleneksel Japon davullarını kullanarak Japon gösteri sanatlarına getirdikleri yeni yorum’ filan diye basın bülteninden arak tariflere girmeyelim, bir arkadaşım onları sahnede izleyen birinin tecrübeyi şöyle anlattığından bahsetti: ‘Seyrederken orgazm oldum!’
Alexi_Septimus Mesaj tarihi: Haziran 17, 2009 Mesaj tarihi: Haziran 17, 2009 toggie said: said: �Seyrederken orgazm oldum!� Biz de sizi okurken orgazm oluyoruz! haha.
sg-1 Mesaj tarihi: Temmuz 3, 2009 Konuyu açan Mesaj tarihi: Temmuz 3, 2009 Mehmey Y. Yılmaz'ın bugünkü yazısı
SenariouS Mesaj tarihi: Temmuz 3, 2009 Mesaj tarihi: Temmuz 3, 2009 snob kelimesini gördüğüm gibi midem bulandı yalnız...
riglous Mesaj tarihi: Temmuz 3, 2009 Mesaj tarihi: Temmuz 3, 2009 Abi tanidigim insanlar tek tek hapse giriyor. Yarin, bir kagit parcasi magduru olmam, o olmazsa da Ergenekon'un bir sonraki dalgasinda iceriye alinmam gayet muhtemel. Bu ahval ve serait icinde dahi vazifem gulumsemek degil de baska bir sey yapmak ama eminim Okuz'ler bundan hic memnun olmazlar.
Öne çıkan mesajlar