Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Yavru kedi ve bana öğrettikleri...


Antimodes52

Öne çıkan mesajlar

Soğuk bir gece... Üç kafadar bir yandan hoş bir sohbet tutturmuşuz, kulaklarımızın ve burnumuzun kıpkırmızı kesildiği bu gecede yavaşça yürüyoruz... Muhabbet ediyoruz ya, hem acele nereye? Her 4-5 adımda bir duruyoruz dinlenir gibi koyu muhabbetimize devam ediyoruz. Gel gelelim arkadaşın evine yaklaştık, bir elimde içinde içki şişesi olan bir torba, kafam düşüncesiz, mutluyum yani bu gece. Bir otoparkın yanından geçiyorduk ki bir cip gördük geri geri yavaşça manevra yapıyordu, tam tekerleğin geçeceği yolun üstünde de bir kedi yavrusu, yatıyor, uyuyor. Arkadaşımı dürttüm, "baksana lan kedi yavrusu var..." dedim... Baktı "allah ezilicek lan kedi!!!" dedi ve eliyle cipe doğru işaretler yaptı... Cipteki adam fark etmedi bile... geri geri kedi yavrusunun üstüne doğru geliyordu... O an dondum... hareket edemedim. Kedi ezilecekti ben ise bu konuda hiç bir şey yapamıyordum, yanımdaki diğer arkadaş da hey hüop gibisinden bağırdı... ancak nafile, bu soğuk kış gecesinde camlarını kapamış ve müziğin sesini iyice açmış şöför geri geri gitmeye devam etti... Tekerlekler hayvana tam temas edecekken kedi tek gözünü açtı ve iki adım attı. Arabanın altına geçti... cip geri geri geldi ve kedi ezilmedi... Hepimiz derin bir nefes aldık. Cip direksiyonu çevirdi, birinci vitesi taktı ve bir anda cip hızla ileri fırladı. Bu kez hayvanın tekerleğe denk geldiğini fark bile etmemiştik. Ufak bir çatırtı sesi geldi, araba geçtikten hemen sonra kediden bir titreme geçti. Sanki ruhu o anda içinden çıkacaktı. Tabii ki 3'ümüz de aslında bunun kedinin ölmüş beyninin son gönderdiği refleksin tüm hayat fonksiyonları durmadan önce tekrarlanması olduğunu biliyorduk. Ölüm... o anda çok korkmuştum, az önce, rahatlamadan hemen önceki donma duygusu yeniden üstüme geldi, hareket edemiyordum, ancak bu sefer bir çaresizlik de onunla beraber gelmişti. Bir sokak lambasının ışığı cipin kanla bıraktığı lastik izlerini parlak parlak gösteriyordu. Ne kadar sürmüştü bu olay? Cipin geri geri gelmesini fark etmekle beraber beş saniye kadar mı? Hayvan ölürken hiç ses çıkarmamıştı. Ne acı bir feryat, ne acınası bir miyavlama sesi. Sadece o çatırtı, şimdi kulaklarımda, bilmiyordum ki o ses gece boyunca tekrar tekrar yankılanacak kulağımda... Aklımın ufak bir ucu "sadece bir kediydi!" diyor... Fazla hayvanlara önem vermiş biri değilim, kendi köpeğimi çok severim ama özellikle fazla olarak beslediğim bir sevgi yoktur hayvanlara, neydi peki beni bu kadar rahatsız eden? "Kedinin hayatında simgeledikleriydi" diye bir yanıt geldi. Ölümdü beni rahatsız eden, bu tatlı sohbetimizi bölen, kaskatı kesilmeme neden olan. Ölümün çabukluğuydu, ne kadar acımasız oluşuydu. Kedi yavrusu o kadar masumdu ki... Kadere inanan biri değilim, herkesin kendi geleceğini belirlediğine inanırım, ancak bu sefer bazı şeylerin elimizde olmadığını anladım. O kedinin yaşamasını hiç bir şey sağlayamazdı. Şimdi o kedi yavrusu otoparkın ortasında yatıyordu, tek bir hareket yoktu, artık ölüm gitmişti ama sessizliğini arkada bırakmıştı, çıt çıkmıyordu, hepimiz cesede doğru bakıyorduk sessizce. Aynı şeyleri mi düşünüyorduk? Olay olalı üç saniye kadar olmuştu ki beynime milyonlarca düşünce dolmuştu. Bir an şoktan kurtuldum, arkadaşlarıma baktım, bakışım onları da kendine getirmiş olmalı, bir saniye daha bu şekilde kaldıktan sonra üçümüz de aynı anda koşmaya başladık. Neden koşuyorduk? Henüz belli değildi buna birazdan kılıf uydurulacaktı. Şimdilik sadece kedi cesedinden, hayır kedi cesedi değil, ölümden kaçıyorduk, arkamıza bakmadan depar atıyorduk hem de. En yakın mağazaya yöneldim, mazeretimi de bulmuştum artık. İçeri girdiğim anda "kedi ezildi otoparkta, şurada..." dedim. Kedinin öldüğünü zaten biliyordum. Koşmuş olmamın herhangi mantıksal bir açıklaması yoktu.
Ölümümü her zaman bir geçiş olarak görmüştüm. Şimdi bakıyorum da, bu geçişte veda etme şansım olmayacak sanırım... Tanrım! Sevdiklerime bunu belirtemeden, sevmediklerimin hakkın&
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • 4 ay sonra ...
Yazıyı okumadım , okuyamıyacağımda

Nedenide bu kadar uzun bir yazı satır arası verilmeden yazılınca acaip karışık gözüküyor forumda ne yazık ki.

Keşke Satır başları olsa ve oralarda en az 2 satır bırakılmış olsa o zaman kesinlikle daha okunur olurdu.

Tabi bunda gecenin bir saati yatakdan kalkıp sigara içmek için geri yatmamış olmamında etkisi olabilir :=)
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Ben böyle şeyler okuyunca açıkcası yorum yapamıyorum. Ne yazı hakkında bir şey söyleyebiliyorum ne de konu hakkında. Sadece ezen adamı gidip dövesim geliyor açıkcası.

Başından geçen bir olayı anlatmışsın bu şekilde baktığımızda tamam hoş ama yine de tasvirleri ve duygusal yoğunlukları biraz daha detaylı anlatabilirsin. Kedinin masumluğuna, ani gelen ölümdeki sessizliğe biraz dahya önem verebilir ama ölümdeki iğrençliğe yerdeki kanın ve kedinin dehset veren görüntüsüne daha fazla önem verebilirsin. Çünkü bunları gözümde daha net canlanması, kediyi daha masum ama ölümü daha kötü görme ihtiyacaı duyuyorum açıkcası yazında. Bu arada ölüm bir arabadan gelse de esas yönlenmemiz gereken şey araba değil ölüm olmalı.

Ama en çok öenm vermen gereken ölümden sonra koşun sırasındaki ve dükkana girdiğindeki düşüncelerin ve sonraki ölüme bakış yazın ve bu geçiş. Bir hikayenin sonuna ölüm yorumundan çok Ölüme olan yorumunun başına bir hikaye eklemen daha hoş olacaktır bence.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ölüneceği bilindiği halde neden ölümden yine de korkuluyor söyleyeyim mi?çünkü ölümden sonra ne olduğu ve karşılaşılacak şey hakkında bir "emin olma" durumu yok.
eninde sonunda öleceğiz.zamanı geldiğinde de bunu bileceğiz.
fakat yaradana şükürler olsun ki bunun bilgisini bizden gizlemiş.yoksa insan öleceği zamanı bilse elinden ne fenalık gelse yapar?ölmesine yakında kendince kendini affettirecek bir hayat yaşardı.
yok!!! böylesi daha iyi...[signature][hline]*!Bugünün dünden farkını ancak yarın anlayabiliriz...*
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Valla okudum da film gib arkadaş her saniyeyi yazmaış maşallah satır satır ne diyeyim ilkginç bi olay ama olagan bişey odganın kanunu eldengelen bişi yok kedi gene dikkatsizlikten ölmüş yılda birsürü insan alıktan ölüyo onlaa ne demeli[signature][hline]:))) !!!
........................
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
Antimodes52, 19 Aralık 2003 22:22 tarihinde demiş ki:
Tabii ki 3'ümüz de aslında bunun kedinin ölmüş; beyninin son gönderdiği refleksin tüm hayat fonksiyonları durmadan önce tekrarlanması olduğunu biliyorduk

Anlamadığım şey bunu sarhoşken mi düşündünüz? Ya böyle bir detaya takıldım ama elimde olmadan oldu.[signature][hline]Every Living Creature Dies Alone
-Ben kendim-
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

tek ekimeyle bomba diyorum ben bu olaya..
ufacık bi kedinin ölmesinin seni bu şekilde etkilemesi ve bunları düşündürmesi gerçekten çok güzel bence
ya bu olay bana başımdan geçen başka bi olayı hatırlattı.dayımlarla denize gidioduk ve bi kedi çıktı önümüze aniden .dayım durdu kedinin geçmesini bekledi.kedi de durup bizim geçmemeizi bekledi.sonra biz gaza bastık kedi de o an karşıya geçmek için hamlede bulundu.biz gene ddrduk abartmıyorum bi on dakika bekledik kedi geçsin diye o da bizi bekledi..sonra biz tekrar gaza bastık ki neyazık kedi de o an karşıya geçmeye çalıştı..ve allah kahretsin ki onu ezmiştik...çok üzülmüştüm o gün ...bayağı ağladım hatta...[signature][hline]BSO
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
  • Yeni Oluştur...