huun Mesaj tarihi: Mayıs 10, 2009 Mesaj tarihi: Mayıs 10, 2009 kuş said: osmanlı napolyonu değil bir fransız birliğini yendi doğru bakın bu. napolyon zaten 2,5 boyuyla ve kıçından saçtığı yıldırımlarla düşmanı yok eden adeta bir william wallace tarzı halk kahramanıdır. kalenin önüne tek başına gidip, "çıkın lan burdan, oğlum almanya'dan gelecek" dedi mi işi bitiren birisidir kendisi ama allahtan o gün kendisi şahsen orda yoktu.
sg-1 Mesaj tarihi: Mayıs 10, 2009 Mesaj tarihi: Mayıs 10, 2009 sir said: yahu öyle geçinenlerin ideolojisi bu zaten, devlete hakim olan zihniyet bu, sorunların kaynağı bu.. ha fikir olarak Atatürk ilkeleriyle ilgili düşüncelerimi daha önce de yazdım da, bu sorun çok daha öncelikli bence, onları tartışmaya geçmeden evvel şu "geçinenler" meselesini ve devletin bu şekilde örgütlenmiş olduğu gerçeğini çözmek gerek. bi insana kalkıp sen şöylesin böylesin diye düşmanca tavır takınırsan o insan ya kabuğuna çekilir ya da öfkelenir, durum daha beter olur. amacın kemalistlerle uzlaşıp gerçek atatürkçülüğü bu ülkede tekrar işlevli hale getirmekse bunu sürekli onları kötüleyerek yapamazsın. hep eleştirip hiç uzlaşı sunamaz bi hale gelirsin, kimseye kendini dinletemezsin. İnandıkları değerlerin çarpıtılmış olduğunu düşünüyorsan kendince doğrusunu sunacaksın, ki karşındakini hakaretlerle kızdırmak yerine özeleştiriye davet edesin. Bu da Atatürkçülük'ün bugüne göre yeniden yorumlanması demek. Ha amacın kemalistleri sindirmek, gücünü zayıflatmak, söz sahibi olmamalarını sağlamak, doğru veya yanlış Atatürk'ü savunan tek güruhu desteksiz bırakmak, bu bahaneyle Atatürkçülük'ü komple ortadan kaldırmaksa sürekli eleştirip hakaret edersin, aynen şimdi yaptığın gibi, bugün Atatürk'e değil de kemalistlere karşı olduğunu iddia eden çoğu aydınımsının yaptığı gibi.
kuþ Mesaj tarihi: Mayıs 10, 2009 Mesaj tarihi: Mayıs 10, 2009 huun said: kuş said: osmanlı napolyonu değil bir fransız birliğini yendi doğru bakın bu. napolyon zaten 2,5 boyuyla ve kıçından saçtığı yıldırımlarla düşmanı yok eden adeta bir william wallace tarzı halk kahramanıdır. kalenin önüne tek başına gidip, "çıkın lan burdan, oğlum almanya'dan gelecek" dedi mi işi bitiren birisidir kendisi ama allahtan o gün kendisi şahsen orda yoktu. şimdi şöyle ki osmanlının yendiği askeri birliğin kumandanı napolyon değildi, o birliği napolyon yönetseydi farklı bir savaş olacağı için "osmanlı napolyonu" yenmiştir diyemeyiz
huun Mesaj tarihi: Mayıs 10, 2009 Mesaj tarihi: Mayıs 10, 2009 fransa olsun. osmanlı fransa'yı yendi.
sir Mesaj tarihi: Mayıs 10, 2009 Mesaj tarihi: Mayıs 10, 2009 yahu tarihin gördüğü en otoriter liderlerdir leninle castro. hele stalinden bahsetmeye bile gerek yok, despotluk konusunda hitlerle yarıştı zamanında. onlar komünist oldukları için otoriter olamazlar diye mi düşünüyosunuz nedir? elbette kurulu düzeni yıkmak, şiddet gerektirir, insanların itaat etmesini gerektirir. benim tarihte idolleştirdiğim, eleştirilemez şeklinde baktığım "uff über bi rejim yapmış bea" dediğm bir lider yok. şu anda kendime en yakın bulduğum siyasi oluşum, bütün hatalarıyla ve eksiklikleriyle de olsa AB'dir. sg-1, çatışmacılık konusunda haklısın. ancak kemalistlerin de "uzlaşma" kelimesini duydukları anda takındıkları tavır ortada; "işbirlikçi, hain, gerici" vesaire..bak bugün devrimci bile oldum, ne mutlu bana. ben de bi yere kadar liberal olabiliyorum, bi yerden sonra bu kadar "ideolojik kör" insanlarla nerede uzlaşacağımı bilemiyorum. ve ben herşeyden önce, ortadaki eşitsizliğin ve apaçık devlet elitizminin kalkması için uğraşırım, ifade özgürlüğünün alabildiğine genişletilmesini savunuru ve buna vurgu yaparım. o yüzden can dündara şu film yüzünden dava açılmış olması, youtube'un Atatürk'e hakaret gerekçesiyle kapatılması bana dokunur. ideolojilerin tartışılması, sağlıklı bir diyalog ve siyaset ortamının yaratılması ancak bu körlükten kurtulmakla mümkün. ve kemalistlerin, ulusalcıların benim gibi düşünenlere karşı ettiği lafları düşününce, açıkçası kendimi epey seviyeli buluyorum. edit: biraz daha açık yazayım, bugün kemalistlerin elinde "fazla" güç olduğunu düşünüyorum, dolayısıyla bu güçte bi azalmanın olması elbette iyi olur. Atatürkçülüğün katılmadığım noktaları var, ama insanların Atatürkçü olmasına karşı olmak haddime düşmez, ve herkesin eşit söz sahibi olduğu bi ülkede yaşamak istiyorsam, elbette onların da söz sahibi olmalarını beklerim. onlar beni susturacaklarsa da, elbette karşı olurum, elbette savaşırım bunda garipsenecek bişey yok.
Asteroth Mesaj tarihi: Mayıs 10, 2009 Mesaj tarihi: Mayıs 10, 2009 sir said: komünist oldukları için otoriter olamazlar diye mi düşünüyosunuz nedir? Saçmalama sir http://www.rockpapershotgun.com/images/09/mar/stalin2.jpg
Ardeth Mesaj tarihi: Mayıs 10, 2009 Mesaj tarihi: Mayıs 10, 2009 şimdi orda felsefi bir sorun var. komünist olduğunu sanmakla komünist olmak arasında fark var. öte yandan en uç noktada ise her politik sistemin dikte ettiği bazı koşullar da var. bir halkın %100ünün onayının alınacağı bir toplum uzlaşması da zor. otoriterliği iyi tanımlamak lazım o yüzden.
Snefru Mesaj tarihi: Mayıs 11, 2009 Mesaj tarihi: Mayıs 11, 2009 Faşizan bir tutum sergileyen lider meclisde konuşma yaparken kafasına odun yer mi? veya faşizan bir lider kendisini eleştiren adamı öldüren korumasını idam eder mi yoksa ödüllendirir mi? faşizan bir lider tüm otoritenin halkta olduğunu her fırsatta söylermi?Atatürke faşizan şöyle böyle demenizin tek dayanağı başkomutanlık yasasıdır onuda adam keyfine çıkartsaydı süreyi istediği şekilde uzatırdı fakat bunu yapmamıştır. Atatürkün kurduğu organizasyon baskıcıymış şöyleymiş böyleymiş bunlar hep abnin oluşturduğu ve yediği çanağa pisleyenler aracılığı ile bize pazarlanan dil.Dikkat edin batının canını her yakan adam direk faşist olur direk barbar olur fakat kendileri başkalarının canlarını yakmaya başladığında bu bir doğa kanunu ve büyük balığın küçük balığı yutması olarak karşılanır. Atatürkün kurduğu sisteme baskıcı dayatmacı diyenlerin soyu padişah yönetiminde yaşamadımı? Birde yazarken noktalama işaretlerini pek iyi kullanamam ama bu da yazdığımız 2-3 şeyi kaldır at anlamına gelmez herhalde :)
sir Mesaj tarihi: Mayıs 11, 2009 Mesaj tarihi: Mayıs 11, 2009 istiklal mahkemeleri, takrir-i sükun kanunu, bütün eski harfleri yasaklama, bütün eski kıyafetleri yasaklama..ama yok bunlar hiç de baskıcı bir rejimin tezahürleri değil canım, hep ab öğretiyo bunları. ab faşistleri iyi bilir, en büyük faşistler zaten avrupadan çıkmıştır. ama buna rağmen onlar o dönemde kalmayıp ilerleyebildiler. peki ya biz?
elm Mesaj tarihi: Mayıs 11, 2009 Mesaj tarihi: Mayıs 11, 2009 Snefru said: veya faşizan bir lider kendisini eleştiren adamı öldüren korumasını idam eder mi yoksa ödüllendirir mi? :) Buna inanıyor musun cidden ? Yani Atatürk'ten habersiz bir şekilde bütün bunlar oldu mu diyorsun.Atatürk'ün bunun gibi benzer olayları da olmuştur.Ancak bunların bir anlamı olmadığına inanıyorum.Sonuçta bütün ulus devletlerin kuruluşu bu şekilde olmuştur.Rusya'nın modernleşmesi de bu şekilde olmuştur , adama deli petro diyorlar ama Rusya bu sayede bugün avrupa devletleri arasındadır.Aynı şekilde eğer biz yaşanan trajedileri göz önüne alıcaksak fransız devrimi'de lanet , kazanımları görmezden gelincek birşey olur.Ancak tabiki böyle değil Atatürk sebep olduğu bir çok olaya rağmen Türkiye'yi modernleştiren hakkı verilmesi gereken bir liderdir.Bu haliyle de bu filmde yer almıştır.
sg-1 Mesaj tarihi: Mayıs 11, 2009 Mesaj tarihi: Mayıs 11, 2009 sir said: istiklal mahkemeleri, takrir-i sükun kanunu, bütün eski harfleri yasaklama, bütün eski kıyafetleri yasaklama..ama yok bunlar hiç de baskıcı bir rejimin tezahürleri değil canım, hep ab öğretiyo bunları. ab faşistleri iyi bilir, en büyük faşistler zaten avrupadan çıkmıştır. ama buna rağmen onlar o dönemde kalmayıp ilerleyebildiler. peki ya biz? ah bu atatürk yok mu, bunları yapmasaydı, millet aya giderken biz marsa varmıştık kesin. ne güzel okuyoduk arap alfabesini, ne güzel isyan ediyordu insanlar yeni kurulmuş cumhuriyete "biz hilafet isteriz, toprak isteriz, sizi istemeyiz" diye. Vermemiş toprağı, arapçayı, hilafeti kaldırmış, ayıp etmiş, bak ne kadar geri kaldık şimdi.
kuþ Mesaj tarihi: Mayıs 11, 2009 Mesaj tarihi: Mayıs 11, 2009 iyi de arap harflerinin takke ve fesin kaldırılması iyi bişey siz de lol yani ne diyeceğinizi şaşırdınız
Dennis Mesaj tarihi: Mayıs 11, 2009 Mesaj tarihi: Mayıs 11, 2009 Sir'ün orada anlatmak istediği, o zaman bu baskının gerekli olduğu ve çok iyi sonuçlar getirdiği ancak şu ortamda bu anlayışı devam ettirmenin gereksiz olduğu sanıyorum.
cogitoz Mesaj tarihi: Mayıs 11, 2009 Mesaj tarihi: Mayıs 11, 2009 Hayır Sir'in orada anlatmak istediği zamanın CHP'sinin anti-demokratik bir parti olduğu. Şimdi bir kişinin dilini, kıyafetini yine o kişi belirler. CHP dil ve kıyafet yasağı yaparak bireyselliğe büyük zarar veriyor. Yeni bir dil oluşturursun, okullarını açarsın; şapkayı giydirirsin mahalle baskılarını yok edersin ama eskiyi yasaklamak halkta büyük tepkilere yol açmış. Ya karışık işler bunlar kaş yaparken göz çıkarmamak elde değil. Ayrıca orada Takrir-i Sükun kanunu da dikkatinizi çekmeli. Ben de şimdi öğrendim, bilmemek değil öğrenmemek ayıp. Mevcut sistemi bozacak her türlü cemiyet ve yayını yasaklamaya yönelik çıkmış bu kanun. Çoğu tarihçiye göre Kürt sorununu bahane ederek tüm muhalif faaliyetlere son verme amacı taşıyormuş bu kanun. Hiç yabancı gelmedi bu bana. Ayrıca şu saçmasapan yazının başlığında Atatürkçülüğü konuşmasak iyi olur.
LathspeLL Mesaj tarihi: Mayıs 12, 2009 Mesaj tarihi: Mayıs 12, 2009 cumhuriyet bassavciligi aciklamasi filmi izlemememden 2 gun sonra taze taze geldi. Oncelikle filmde tek bir yer haricinde hicbir yanlis sey gormedim. Savciligin beyanatinda "bahsetmemis" ibareleri gereksiz. Herseyden bahsedecek degil ki. Benim tek yanlis buldugum nokta surasi: Filmde Ataturk'un liderligi sirasinda "tek el" olmasini anlattigi kisimda muzik birden "kotu atmosfer" muzigine donuyor. Burda imayi muzikle veriyor. Yani orda ki muzik hatadir benim icin. Sonucta Ataturk'un yapacagi degisiklikleri yapana kadar lider kalmasi cok onemli. Ki bunu kalici olmak icin degil sadece degisiklikleri yapabilmek icin yapmistir. Filmde verdigi "kotu biseymis" olayi bence tamamiyle yanlistir ve hatta yoruma bile kapalidir. Yani problem orada calan muziktir, soyledigi kelimelerde yanlis degil bence. Oteki konularda da hicbirsey "kotu bir ozellik" olarak kabul edilemez, insanlar niye tartismis bu film uzerinde bu kadar anlamadim.
nedanko Mesaj tarihi: Mayıs 12, 2009 Mesaj tarihi: Mayıs 12, 2009 Bilirkişi Hep merak ederdim; Türkiye niye yıllar boyu, bu kadar sevdiği Ata’sına bir film çekemedi diye... Başıma gelince anladım; çekmek mümkün değilmiş ki... Hakaret iddiası “Mustafa” konusunu kendimce kapatmıştım. Filme ilişkin polemiklere bu köşeyi ayırmamaya da gayret sarf ettim. Ama filmin “Atatürk’e hakaret” iddiasıyla soruşturulduğunu bu gazetede manşetten okuduğunuz için sonucu da bilmek istersiniz diye düşündüm. Bir “yakınıcılarlar” (“müştekiler” yani) , filmde “Atatürk’e hakaret suçu” işlendiği iddiasıyla savcılığa başvurmuş, savcılık da soruşturma açmıştı. Başvuruda “hakaret”in kanıtları nelerdi biliyor musunuz? - “Mustafa” demekle O’na saygısızlık ediyorduk. - Film müziği için “Ermeni asıllı Goran Bregoviç”i seçmiştik. (Bu iddia üzerine Goran’ı aradım; “Ermeni asıllı olduğunu biliyor muydun?” diye sordum. Bilmiyormuş. O kendini Boşnak sanıyormuş(!). Bir de Canan Arıtman’a sormaya karar verdik.) - Filmin dağıtımını dünya çapında Warner Bros firması üstlenmiş. Bu da “saygısızlığın yabancı destekli uluslararası bir programın parçası olduğunu kanıtlıyor”muş. - Filmde Atatürk’ün çocukluğunu Yunanlı ve Makedonyalı iki çocuk canlandırmış. “Yakınıcılar”, “Neden yabancılar?” diye soruyordu. (Sanki yıllarca Atatürk rolü için yabancı oyuncu aranmamış gibi...) Kanıtlar bunlardı. “Yakınıcılar”, bu verilerden “Amerikan destekli bir Ermeni-Yunan komplosu“ kokusu almış ve “Bunlar programlı, dış bağlantılı, ülkeyi parçalamak maksatlı, reklam kokan yayınlardır” sonucuna varmıştı. 7.5 yıla kadar hapsimi istiyordu. Hakaret ve aşağılama yok “Her ülkede böyle paranoyalar olabilir” diyebilirsiniz. Ama bizde savcılık dilekçeyi işleme koymuş ve bilirkişiye yollamıştı. Ben de gazetelerden öğrendim: İnceleme tamamlanmış. Bilirkişiye sorulan soru neydi: “Filmde Atatürk’e hakaret var mı?” Bilirkişi ne cevap vermiş: “Değerlendirmemi yapayım, siz karar verin.” Savcı da, sigara yasağının sinema filmlerini kapsamadığını, filmde senaristin kendi sübjektif yorumunu yaptığını ve “bu yorumda Atatürk’e hakaret veya aşağılama bulunmadığını” yazmış ve kovuşturmaya yer olmadığına karar vermiş. ‘Optik anlatım’ eleştirisi Buraya kadarı normal. Garip olan şu: Bilirkişi, son derece titiz bir çalışmayla hakaret iddiasını incelerken film eleştirisine de girişmiş. 76 maddelik bir rapor hazırlamış. Bunları da “yanlışlar”, “aykırı yorumlar” ve “eksikler” diye sınıflandırmış. Öyle maddeler ki, okudukça “Neden Sayın Bilirkişi, film eleştirmenliğine ya da bizzat yönetmenliğe soyunmuyor?” diye düşünmeden edemiyor insan... Çünkü 24 sayfalık raporda hem tek tek sahneleri eleştiriyor, hem de filmin nasıl çekilmesi gerektiğini anlatıyor. Mesela filmde “aydınlık bir optik anlatım” olmamasının, seyircide bir kasvet havası yarattığını yazıyor. Müziği “melankolik” buluyor. “Poz veren Atatürk’e hiç benzemiyor” diyor. Oyuncunun ellerinin Atatürk’ün ellerine benzemediğinden yakınıyor. Sofra sahnesindeki rakı kadehinin çok büyük boyutta ve sık sık yansıtılmasını eleştiriyor. Fikriye sahnelerini uzun, taarruz sahnelerini kısa buluyor. “Dansı, içkiyi severdi” sözümüz için, “Günümüz ortamında bu ifadeler uygun değil” notu düşüyor. Filmin sonundaki fotoğrafın 30 saniye ekranda kalmasını uzun buluyor. Kredilerin sonuna koyduğumuz cümleyi salon boşaldıktan sonra perdeye çıktığı için değersiz görüyor. Daha neler...neler... “Buyurun siz çekin!” Her bir maddesini tek tek tartışabileceğim bir rapor bu. Ama özünde, Bilirkişi’nin -mutlaka iyi niyetle- filmi yıllardır okullarda okutulan inkılap tarihi kitabına benzememekle eleştirdiğini söylemek mümkün. Oysa “Mustafa”, tam da bu benzemezlik üzerine kuruluydu; bir ders kitabı değil, süresi sınırlı bir sinema filmiydi; yönetmeninin öznel bakış açısını taşıyordu. Maddi hatalar varsa elbette eleştirilecektir, ancak “Bunu söylemenin sırası mı?”, “O plan niye 30 saniye?”, “O kadeh niye büyük?” gibi sorularla bir filmi yargılamayı, düşünce ve yaratım özgürlüğüyle açıklayabilir misiniz? 70 yıldır neden bir Atatürk filmi çekilemediğini şimdi daha iyi anlıyor musunuz? can dundar
kuþ Mesaj tarihi: Mayıs 12, 2009 Mesaj tarihi: Mayıs 12, 2009 cogitoz said: Hayır Sir'in orada anlatmak istediği zamanın CHP'sinin anti-demokratik bir parti olduğu. Şimdi bir kişinin dilini, kıyafetini yine o kişi belirler. CHP dil ve kıyafet yasağı yaparak bireyselliğe büyük zarar veriyor. Yeni bir dil oluşturursun, okullarını açarsın; şapkayı giydirirsin mahalle baskılarını yok edersin ama eskiyi yasaklamak halkta büyük tepkilere yol açmış. Ya karışık işler bunlar kaş yaparken göz çıkarmamak elde değil. kişilerin seçtiği yollar onları bireysellikten uzaklaştırıyorsa onu seçmelerine izin vermenin bir alemi yok. hadi 300 milyon nüfusun olur 2 milyon amishe tölerans gösterirsin ama 13 milyonluk ülkede 13 milyon talibana tolerans gösterilmez
cogitoz Mesaj tarihi: Mayıs 12, 2009 Mesaj tarihi: Mayıs 12, 2009 Talibancılığı ümmetçiliği denetlersin fakat kıyafete, dile falan karışmazsın.
Nomak Mesaj tarihi: Mayıs 12, 2009 Mesaj tarihi: Mayıs 12, 2009 Dynun said: Gazi Mustafa Kemal Atatürk Mustafa Kemal Atatürk Kemal Atatürk Atatürk mustafa .. bitti kalmadı Aynen dostum, işine geldiğinde güzel güzel eleştirir herkes ama zaman ilkeleri koruma, bırakılanı korumaya vs..vs... bık bık bık eder. Yada şöyle diyim lahanın sapına geldiğinde mee meee. Ne bileyim ek olarak çok detaylı konu, herkes hata yapar falan fistan normal şeyler bunlar ama bu adamı nasıl gördüklerine bağlı olarakda değişiyor.Adam dedim çünkü sıradan anybody moduna soktular Atatürkü. Atatürk neler yapmış kim için yapmış ne için yapmış ve gelecek için görüşleri neydi NE OLDU(K) üstüne belgesel yapsalardı ya. History of Unknown country diye...
kuþ Mesaj tarihi: Mayıs 12, 2009 Mesaj tarihi: Mayıs 12, 2009 cogitoz said: Talibancılığı ümmetçiliği denetlersin fakat kıyafete, dile falan karışmazsın. ümmeti besleyen dil ve kıyafet olunca karışırsın
evangel Mesaj tarihi: Kasım 9, 2009 Mesaj tarihi: Kasım 9, 2009 ZaugnaKhaldun said: İnternet tarihinin en kolpa yazarı Başak Seren Muyan'ı alıntılayıp, üstüne konuşmuşsunuz; şu başlığın 1 sayfayı bile geçmemesi lazım. Helal. Kesinlikle doğru tespit, benim ortaokulda tuttuğum günlük yazıları bile onunkilerden iyi. O gitsin seçilemeyeceği 317517416. güzellik yarışmasına katılsın.
Osuran_boga Mesaj tarihi: Kasım 10, 2009 Mesaj tarihi: Kasım 10, 2009 yanlız şu Atatürk ü Allah zannedenler lafı ne çok kullanılmış ya hani nerde o insanlar el kaldırsınlar da görelim varsa öle bişi çünkü ben daha öyle birisiyle hiç karşılaşmadım
canola Mesaj tarihi: Kasım 10, 2009 Mesaj tarihi: Kasım 10, 2009 uzaklarda aramaaaa çünkü sen içimdesiin taht kurmuşsun kalbime en güzel yerindesin
nileppezdel Mesaj tarihi: Kasım 10, 2009 Mesaj tarihi: Kasım 10, 2009 Bi kez daha demiştim yine söylüyorum, "Klark Kent" isimli film çekilmişse, neden uçmuyor rerörö diye eleştiri getirilemez. Filmin adı Superman değil Klark Kent'tir çünkü..
canola Mesaj tarihi: Kasım 10, 2009 Mesaj tarihi: Kasım 10, 2009 selamünaleyküm http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=12881914&yazarid=25&tarih=2009-11-07
Öne çıkan mesajlar