Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Şimdi de Dersim Katliamı (!?)


throne_eins_meister

Öne çıkan mesajlar



Bir süredir Avrupa'nın göbeğinde devam eden ve hükümetimizin sağolsun çok güzel seyirci kaldığı kepazelik büyüyerek sürüyor. Farklı bir topic'deki mesajımda panelistlerden birinin bir Taraf yazarı olduğunu söylemiştim. Şimdi de Tunceli belediye başkanı olacak kadın bakın Avrupalı muhabirlere neler anlatmış:

1930'lu yıllarda gerçekleştirilen Dersim harekâtının tekrarlanmak istendiğini iddia eden Abdil, daha sonra sözü PKK'ya getirdi. Teröristler için 'gerilla' diyen Tunceli Belediye Başkanı, şehirdeki güvenlik uygulamalarından yakındı. Abdil, kentin girişi ve çıkışında çok sayıda kontrol noktası olduğunu ve sanki başka bir ülkeye girildiğini söyledi. Avrupa Parlamentosu'nda yapılan 'Dersim soykırımı' konferansı için Brüksel'de bulunan Abdil'e, DTP milletvekilleri Şerafettin Halis ve Aysel Tuğluk eşlik etti. Diyarbakır Milletvekili Tuğluk, "Üstümüzden ordular geçti." derken, Tunceli Milletvekili Halis, Dersim isyanında Türk askerlerinin hamile Kürt kadınlarının karınlarını deşerek cinsiyet tespiti yaptıklarını iddia etti.

Avrupa Parlamentosu'nda ilk kez yapılan "Dersim soykırımı" isimli konferansa katılmak üzere Brüksel'e gelen Tunceli Belediye Başkanı Songül Erol Abdil, burada skandal iddialarda bulundu. Belediye Başkanı Abdil, AP Milletvekili Feleknas Uca ve DTP Tunceli Milletvekili Şerafettin Halis ile birlikte basın toplantısı düzenledi. Terör örgütü PKK üyeleri için "gerilla" ifadesini kullanan Tunceli Belediye Başkanı, iki vatandaşın asker tarafından tarandığını, Hasan Şahin isimli bir vatandaşın sırf bir PKK "gerillası" babası olduğu için öldürüldüğünü iddia etti. Kentin girişi ve çıkışında çok sayıda kontrol noktası olduğunu ve sanki başka bir ülkeye girildiğini ifade ederek, kendi makam aracının da asker tarafından sık sık durdurulduğunu söyledi. Telefonlarının dinlendiğini iddia eden Abdil, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Kürtlerin barış çağrılarına olumlu cevap vermediği için bölgeye ziyaretinde olumlu karşılanmadığını öne sürdü. Belediye Başkanı, konferansta yaptığı konuşmada ise terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan üzerindeki baskıların kaldırılmasını ve barış önerisinin kabul edilmesini istedi.

İki DTP'li milletvekili ile Tunceli Belediye Başkanı'nın katıldığı toplantıdaki yabancı konuşmacılar da şok iddialarda bulundu. Prof. Dr. Ronald Mönch, Dersim'de yaşananların 'insanlık suçu' olduğunu savunarak, Atatürk ve dönemin Bakanlar Kurulu üyeleri ile üst düzey askeri yetkililer için, "Yaşasalardı savaş suçlusu olarak yargılanmaları gerekirdi." dedi. (İçimizdeki liboşların sessizliğine selam olsun!) Taşnaklara yakınlığı ile bilinen Avrupa Ermeni Federasyonu Başkanı Hilda Çoboyan da konferansta yaptığı konuşmada, tartışılacak iddialarda bulundu. Çoboyan, "Dersim kızılbaşlığının, paganlık, Hıristiyanlık ve Alevilik karışımı" olduğunu iddia etti. Çoboyan, Osmanlı döneminde çok sayıda Ermeni'nin Dersim'e gelerek dinlerini değiştirdiklerini kaydetti. Toplantı sonrası kabul edilen sonuç bildirgesinde Dersim olayları "soykırım" olarak nitelendirildi ve Türkiye'nin "soykırım" mağdurlarına tazminat ödemesi, idam edilen isyanın lideri Seyit Rıza'nın mezarının tespit edilmesi, "soykırıma" ilişkin AB üyeleri, ABD ve Rusya'nın arşivlerini açması gibi talepler sıralandı.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Ama biz de b.k yedirmişiz adamlara, kabahatimiz o kadar büyük ki, kapanması için on yüz bin milyon türk askerinin daha ölmesi, sonra arkadaşlara "aferin iyi yaptınız" deyip önce eyalet sonra ülke tahsis etmemiz gerekiyor.

Atatürk savaş suçlusu ha.

Bazıları eserleriyle gurur duyuyordur herhalde.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

sg-1 said:
Ama biz de b.k yedirmişiz adamlara.


Bu bok yedirme olayına takıldınız :) bu bok yedirme olayı pkk dan önce olmadı, pkk varken olan bir olay. Bir tane TSK mensubu bu fiili, herhalde PKK lı sandığı köylülere uyguladı. Nihayetinde ne oldu, Türkiye insan hakları mahkemesinde yapılan yargılama sonucu Türkiye mahkum edildi.

Benim üzüldüğüm nokta bugüne kadar CHP nin kalesi olan Tunceli artık DTP li belediye başkanları çıkarıyor.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
Prof. Dr. Ronald Mönch, Dersim'de yaşananların 'insanlık suçu' olduğunu savunarak, Atatürk ve dönemin Bakanlar Kurulu üyeleri ile üst düzey askeri yetkililer için, "Yaşasalardı savaş suçlusu olarak yargılanmaları gerekirdi."


löl tamam, söylerim ellerinden öper.

Bu konuda ben hrant dink'in dediklerini mantıklı buldum. devlet kısmını es geçersek insani olarak iki tarafın halkı da kendi gurunu ve onurunu yüceltmek istiyor ama kimsenin bazı gerçekleri kabullenip ve sırtlanıp hayatına devam etmek gibi bir çabası yok.

Ve bence ek olarak, o sırada iki tarafın da halkı bariz bir şekilde insaniyetle ilgisi olmayan kişilerin malzemesi oluyor. Mutlaka ki o dönem ilkdan da ölen bir sürü insan olmuştur (ben bu konu üzerine daha derin bir tartışma yapacak kadar tarihsel bilgim olduğunu sanmıyorum dolayısıyla bilmeden atmayacağım) ama ozaman ölen herkes bunca insanın eline diline alet olduktan sonra mezarında ters dönmüştür o kesin.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

sir said:
ehah tepkiler süper, ama hiçkimse "böyle bişey yok, tamamen uydurma, safsata" diyememiş, herkes direk karşı atağa geçmiş. ne bu şiddet bu celal?


dememiş mi, yoksa zaten öyle olduğu için deme gereği duymamış mı?

karşı atağa geçerek direkman bi level sonrasına atlamışız.

asala'dan sonra pkk'yı da meşrulaştırmak için yapılanları alkışlayacak değiliz herhalde.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ha inkara bile gerek yok, öylesine imkansız, öylesine uzak bi ihtimal ki bunun yaşanmış olması, yalanlama gereği bile duymuyosunuz. ok.

peki ya bu bi meşrulaştırma çabası değilse? ya gerçekten devlet bu suçu işlediyse? o zaman bi "ayıp etmişiz, yazık etmişiz" der miydin, yoksa inkara devam mı ederdin?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

@sir:

Bir kere bu organizasyonu düzenleyenler ve katılımcılar o kadar şaibeli ki. DTP, yani PKK'lı kişiler(artık bir ayrımları kalmadı, Öcalan'a özgürlük söylemi,PKK "gerillaları" sonrası), Ermeni lobisi ve diğerleri. Bütün katılımcıların tek ortak noktası Türkiye'den (veya ordudan) nefret etmeleri.

Ayrıca, Ermeni soykırımı lafı 1915 yılında dahi Avrupa gazetelerinde yazılıyordu(eli kanlı kasap Türk karikatürünü görmüşsünüzdür, Ermeni lobisi pek sever). Bu kadar fazla insanın öldüğü savaş vb. olaylar haber niteliği taşır, binlerce kişi öldüğü için pek örtbas edilecek bir durum yoktur.

Dersim soykırımı lafı nedense yeni ortaya çıktı. Türkiye'yi yıpratacak her fırsatı kollayan Ermeni lobisi neden bu kadar sene bu soykırımı gün ışığına çıkarmak için beklemiş bunu sormak lazım.

Ayrıca lütfen sadece Taraf gazetesinden bir temsilci konuşma yaptı diye bu faşistleri savunmayın, bariz bir şekilde terör propogandası yapan insanlar da katılmışlar, lütfen biraz düşünün. DTP veya öncesinde kurulan onlarca parti, neler neler yaptılar da Dersim soykırımını mı açıklamaktan korktular? Ermeni lobisi neden bu kadar bekledi "gerçekleri" açıklamak için. "Soykırım"(bir ırkın sistematik bir biçimde katledilmesi) kelimesini gerçekten tek bir ilde yaşandığı iddia edilen olaylara dayanarak söyleyebilir miyiz?(cevabınız evetse soykırım ve katliam kelimelerinin anlamına bakmanızı öneririm).

Bu soruları sorduktan sonra halen Dersim soykırımı iddialarını ciddi ve makul iddialar olarak görebileceğinizi düşünmüyorum. Kaba bir dille ifade edecek olursak, samimiyetsizlik her yerinden fışkırıyor bu söylemin. Tekrar ediyorum, lütfen sadece okuduğunuz günlük gazetenin bir yazarı burada konuşma yaptı diye şu saçmalığı savunmayın.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

onca şey yazmana rağmen kişileri karalamak ve ermeni lobisini kötülemek dışında bişey yapmış değilsin.

bi kere bu toplantı avrupa parlamentosunda yapılmış. bütün parlamento da şaibeli mi diycez?

bakın öncelikle cevap verilmesi gereken tek bir soru var; bu iddia doğru mudur, yanlış mıdır. avrupa parlamentosunda dile getiriliyo bu iddia. bize düşen görev bu iddiada bulunanlardan kanıt istemektir, belge istemektir, tanık istemektir. eğer bunlar varsa, bu katliam olduysa da üzerimize düşen özür dilemektir. olmadığı ortaya çıkarsa, zaten dtp ve ermeni lobisi gücünü yitirecektir.

zaten sizinle şurada anlaşamıyoruz: eğer ortada bir "gerçek" varsa, onun ne zaman ortaya çıkarıldığı, ne zaman dile getirildiği, kimlerin işine yaradığı, kimlere zarar verdiği önemli değildir. vicdanınız varsa böyle bi iddiada bulunulmasından bile utanç duyarsınız, "benim devletim böyle bişeyi nası yapabilir?" diye sorarsınız. gerçek, size zarar verecek olsa da gerçektir ve gereği yapılmalıdır. bizim yapmamız gereken de iddiayı dile getirenlere saldırmak değil, gerçeğin ortaya çıkması için uğraşmaktır. saygınlık, demokratlık ve uygarlık bunu gerektirir.

ha bunun avrupanın üzerimizde oynadığı bi oyun olduğunu düşünüyosan, aynı avrupa fransa'yı da ruanda hakkında çatır çatır sorguluyo. yani kendi kendilerini de sorgulamayı öğreniyo adamlar.

bi de öyle bi yazmışsın ki sanki soykırım yerine katliam çıksa sevineceksin. halkı korumak için kurulan devlet göz göre göre masum halka zarar verdikten sonra adı katliam olmuş, soykırım olmuş, çok bişey farketmez.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Dakikalardır, bu heriflerin iddiası ne diye googledan bakıyorum daha 1 belge göremedim, hep Mustafa Amca şöyle dedi, bilmemkim şunu anlattı şeklinde ikinci elden duyumlar aktarılmış. Soykırımı kanıtlayan(güya)o günlerde yazılmış gazete küpürlerine baktım, bugün haberlerde çıkanlarla aynı gibiler, şurada çatışmaya girildi şu kadar isyancı öldürüldü şeklinde. Ne bir toplu katliam haberi ne bir şey yok. Şu an her gün(maalesef) gördüğümüz terör haberlerinden bir farkı yok. Bir isyan çıkmış ve bastırılmış, doğal olarak bir sürü insan ölmüş(bugün olduğu gibi, maalesef). Soykırımı kanıtlayan bir tane belge, bir eylem planı, bir mektup, hiç birşey yok. En azından Ermeni lobisi iyi kötü bir iki belge çıkartıyor ortaya, bunlarda o da yok. Varsa yoksa kişisel anektodlar. Kusura bakmayın ama bunlarla bir milleti suçların en aşağılığını(soykırım) yapmakla suçluyorsanız sizin samimiyetinizden şüphelenirim.

edit:
@sir
Bu mesajı yazdığım sırada mesajınızı görmemiştim, o arada bakıyordum iddialarını hangi belgelere dayandırdıklarını, dediğim gibi şaşırtıcı bir biçimde, Ermeni lobisinin aksine elle tutulur iki belge bile yok(varsa da internet sitelerine koymamışlar, ki bu pek mümkün gözükmüyor bu devirde).

Avrupa meclisinde her türlü fikir dile getirilebiliyor, bu fikrin orada söylenmiş olması Avrupa parlementosunun bu fikirleri onayladığı manasına gelmez, o yüzden Avrupa parlementosu hakkında bir şaibe göremiyorum.

Katliam çıksa sevineceksiniz demişsiniz, ama benim kastettiğim bu değildi. Soykırım insanlığın yapabileceği en korkunç suçtur ve tek bir ildeki olaylara bakarak bunu iddia edebiliyorsanız soykırım kelimesinin anlamını bilmiyorsunuz demektir. Yani iddiaları yapan kişiler soykırım kelimesini yanlış kullanıyorlar diyorum, bahsettikleri olay katliamdır. Tartışılması gereken böyle bir katliamın olup olmadığıdır. Bu "hatayı" bilinçli olarak yaptıklarını iddia ediyorum tabii ki.

edit2: Katliam konusunda eklemek istediğim bir not daha var, yanlış anlaşılmak istemiyorum, katliam tabii ki korkunç birşeydir ama ben bu adamların soykırım kelimesini seçerek bilinçaltına oynadıklarını düşünüyorum. Avrupa'daki insanların konudaki haklı duyarlılıklarını sömürdüklerini düşünüyorum, çünkü bilimsel bir araştırma yapan bir insanın tek bir ildeki olaylara bakarak soykırımdır bu demesi pek mümkün gözükmüyor. Yoksa oh katliam yapmışız ne güzel demek istemiyorum :).
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...