Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Devrim Arabaları


bLackcha0s

Öne çıkan mesajlar



Bugün çoğumuzun bilmediği, bilenlerin de “benzini bitip yolda kalan araba” olarak eksik bildiği dramatik bir hikayenin filmi...


Yönetmen: Tolga Örnek
Senaryo: Murat Dişli & Tolga Örnek
Yardımcı Yönetmen: Mehmet Öztekin
Görüntü Yönetmeni: Hasan Gergin
Otomobil Yapım: Erhan Akgün
Sanat Yönetmeni: Veli Kahraman
Ses Tasarım & Miksaj: Burak Topalakçı
Müzik: Demir Demirkan
Prodüksiyon: Amiri Burak Şenkal
Yapımcı: Türker Korkmaz & Tolga Örnek
Yapım: Ekip Film & Arti Film
Oyuncular: Taner Birsel, Ali Düşenkalkar, Halit Ergenç, Sait Genay, Altan Gördüm, Vahide Gördüm, Seçil Mutlu, Uğur Polat, Serhat Tutumluer, Onur Ünsal, Selçuk Yöntem, Haluk Bilginer




Konusu

16 Haziran 1961.

Cumhurbaşkanlığı konutunda verilen davette işadamları, gazeteciler ve darbe erkanı ülke kalkınmasını tartışırlar.

Bir ara Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel sinirlenip bu ülkenin otomobil bile üretebileceğini söyler. Bu iddia ciddi ciddi meydan okumaya dönüşür. Paşa emrini verir. Yaklaşmakta olan Cumhuriyet Bayramı’na ilk yerli otomobil yetiştirilecektir”.

Devrim Arabaları filmi bu sahneyle başlıyor. Çekimleri tamamlanan film, Devrim Arabaları’nı üretme görevini üstlenmiş 23 mühendisin, kariyerlerini ve aile hayatlarını riske atarak girdikleri macerayı, zamanla, yoklukla, politikayla, karşılarına çıkan sayısız engelle mücadelelerini anlatıyor.

Fragman

Fragman





/ Mustafa ile birlikte merakla beklediğim filmlerden biri.Fragmanı harika konu güzel , oyuncu kadrosu çok iyi. Umarım başarılı Türk Filmlerinden biri olur.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

İlk Türk otomobili olan Devrim'in çok da ironik bi hikayesi vardır, Vikipedi'den c/p;

said:
İlk fikri İ.T.Ü. Motor Kürsüsü öğretim üyesi Necmettin Erbakan tarfından ortaya atılan Devrim otomobili Cemal Gürsel'in konuyu dikkate almasıyla, ordunun binek otomobil ihtiyacını karşılamak amacı da güden, ilk yerli ve seri üretim hedefiyle başlanan otomobil projesi, dönemin rakamlarıyla 1.400.000 TL'ye malolmuş ve 4.5 ay gibi kısa bir süre içinde tamamlanmıştır.

Otomobil dönemin Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel'i Cumhuriyet bayramına götürerek hem tanıtımını hem ilk vazifesini gerçekleştirecek iken benzinin bitmesi nedeniyle sadece 100 metre gidebilmiştir. Cemal Gürsel tarafından "Garp kafasıyla araba yaptık, şark kafasıyla benzin koymayı unuttuk" mizahi tabirine de konu olmuştur.

İşin aslında, Eskişehir'den Ankara'ya tren ile taşınan devrim otomobillerine benzin konulmamıştır. Çünkü trende oluşabilecek bir tehlikede otomobillerin en az zararla kurtarılması düşünülmüş ve araçların ihtiyacı benzinin de Ankara'da konvoy yolunun üzerinde bulunan bir Mobil istasyonundan alınması, ve buraya kadar aracın ihtiyaç duyacağı benzinin mühendisler tarafından trene koyulması dahi mühendislerin en ince detayları dahi ne kadar düşündüğünü ve planladığını gösterir. Trenden indirilen arabalara çok daha sonradan Cumhurbaşkanı binmeden önce yapılan hazırlıklar sırasında neden benzin ikmali yapılmadığı bugün dahi bilinmez. Ancak konvoy Mobil istasyonuna uğrayıp vakit kaybetmek istemez ve böylelikle arabalar benzinsiz kalır. Gri olanda benzin vardır Cumhurbaşkanı gezisini bununla sürdürür. Anıtkabir'e ve tören alanına gider. Fakat gazeteler o zaman da ülke adına yapılan bu işin aleyhinde yayın yapmayı seçmiştir.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Bugun gittim filme benim hoşuma gitti. Yalnız çok bişey beklememk gerek. Öncelikle film , çıkışta müthiş tartışmalara gebe =) Saatlerce dehşet siyaset yapılabiliyor - ki hala bitmedi evde yankıları -

Filmden çok bişey beklememk gerek çünkü konu oldukça sığ ve kısa. Zaten bilindik bir hikaye yani araştıranlar için.Fakat "devrime benzin koymayı unutmuşlar o yüzden gitmemiş" diye bilenler daha iyi anlayabilecek durumu.

Konu derinlere indikçe muhteşemleşiyor. Basit bir otomobil öyküsü değil , Atatürk ten sonra Türkiye Cumhuriyet inin öyküsü halkın zihniyetinin öyküsü , amerika güdümlü yaşamanın öyküsü...

Çok şeyler beklemeyin sadece size bir az olsun birşeyler katacak film.Güzel film

İki söz ü çok beğendim...

Cemal Paşa nın "Garp kafasıyla araba yaptık ama şark kafasıyla benzin koymayı unuttuk"

ve Selçuk yöntem in " Zaten adı devrim olan arabayı sokaklarda yürütmezler"
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Spoiler olabilir, read at your own risk


said:
Benim oldukça beğendiğim bir film oldu. Gerçekten de çok bir şeyler beklememek gerek çünkü hikaye belli eninde sonunda; ne kadar iyi sunabildiklerine ve oyunculara bakmak gerek ki iki konuda da çok çok başarılı olduğunu söyleyebilirim filmin.

Zaten film yıldızlar kadrosu: Halit Ergenç, Selçuk Yöntem, Uğur Polat, (pek rolü olmasa da Haluk Bilginer) diye uzayıp gidiyor liste. Başrol sayılabilecek roldeki Taner Birsel muhteşem bir iş çıkartıyor diyemem ama başarılı; yukarıda saydığım diğer isimlerse ondan kat kat daha başarılı oynuyorlar, hepsinin eline sağlık.

Filmin neredeyse hiçbir açık kapı bırakmaması iyi oldu. Yani başından sonuna kadar gelen tepkilere, gazete haberlerine vesaireye yer vermesiyle olayın reddedilmesini basit bir "yolda kalma" hikayesinden ayırıp gerçek nedenlerine bağladı; ki hikayeyi de bilmeyen birisi için bunu açıklayan bir film seyretmek elbette çok daha aydınlatıcı olmuştur. Ve evet, bu proje iptali kararından, daha önceki uçak fabrikasının kapatılmasına ve günümüz durgunluğuna kadar pek çok şey üzerine tartışmalar başlatabilecek bir film olmasına rağmen hem yeterli reklamı yapılamadı, hem de yeterli ilgiyi göremedi diyebilirim. İstanbul Anadolu yakasında 6, Avrupa yakasında (bu yine iyi tabi) 17 salonda gösterime giriyor film ve hakkında konuşan oldukça az insan var gördüğüm kadarıyla.

Soundtrack de güzel olmuş, kim yapmış ki derken Demir Demirkan ismini gördüm, takdir ettim.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Bu kadar imkansızlık içersinde bu kadar büyük hayalleri çok büyük bir inançla bağlanmak sadece bizim milletimizdedir.

Ama aynı zamanda bu kadar çok içten fütursuzca kör zihniyetlerce çıkarcı zihniyetlerle vurulmak...

İzleyince filmi tekrar tekrar hayıflandım.

Filmde halkımızın ne kadar kolay silip attığını ne kadar kolay yargılayabildiğini açıkca gösteriyor.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

doğrusunu söylemek gerekirse imkansızlıklardan başarı çıkarmak hemen hemen her millette var. hatta amerikanın teknoloji devrimi garajında zevk için çalışan adamlar sayesinde gerçekleşmiştir geyiği bile var. zinhar doğru olduğunu düşünüyorum bunun. öte yandan bu hobi düşkünleri bile aradığı desteğe kavuşurken destek görmesi gereken kapsamlı projelerin minik bir hobiymiş gibi, bir zevk çalışmasıymış gibi kısa sürede silinip atılması ve hatta önünün tıkanması hep garip gelmiştir bana..

sonra türkiyede oturmayan, başkalarından destek alan ve hatta (nasıl oluyorsa bu artık, bilemiyorum ve anlamıyorum hiç) doğru düzgün türkçe konuşamayan adamları haberlerde "fransadaki ünlü türk mühendisin harika buluşu!" "türk doktorun amerikayı ayağa kaldıran icadı!" şeklinde övüyoruz ki göğsümüz kabarsın, egomuz tatmin olsun bilmem ne..

çok kızgınım bu konularda, akademik takılıp bişiler üretmek isteyenlere "hacı o işlerde para yok, zaten yapmak da zor" diyen mallar hâlâ aynı zihniyetin devamı değil midir?

filmin gün yüzüne çıkması ile birlikte o dönem kuyusunu kazmaya çalışan basının bugün filmin reklamını yapması da ayrı bir ironi aslında.. şakşuka basın bunu da yazın durumu sanki. trt2'de de ara sıra belgeseli dönüyor ki yakalarsanız izleyin ve hatta filmi izlemeden belgeseli izleyin bi
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

hani bilindik bi fıkra vardır. cehennemde her milletten yada ırktan insanlar ayrı ayrı kazanlardadır. ama içlerinden bir tek türklerin olduğu kazanın kapağı kapalı değildir.

işte bu fıkra bizi anlatmaya yeter.

türk e düşman ne gerek biz bize olduktan sonra.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

bLackcha0s said:
Bugun gittim filme benim hoşuma gitti. Yalnız çok bişey beklememk gerek. Öncelikle film , çıkışta müthiş tartışmalara gebe =) Saatlerce dehşet siyaset yapılabiliyor - ki hala bitmedi evde yankıları -

Filmden çok bişey beklememk gerek çünkü konu oldukça sığ ve kısa. Zaten bilindik bir hikaye yani araştıranlar için.Fakat "devrime benzin koymayı unutmuşlar o yüzden gitmemiş" diye bilenler daha iyi anlayabilecek durumu.

Konu derinlere indikçe muhteşemleşiyor. Basit bir otomobil öyküsü değil , Atatürk ten sonra Türkiye Cumhuriyet inin öyküsü halkın zihniyetinin öyküsü , amerika güdümlü yaşamanın öyküsü...

Çok şeyler beklemeyin sadece size bir az olsun birşeyler katacak film.Güzel film

İki söz ü çok beğendim...

Cemal Paşa nın "Garp kafasıyla araba yaptık ama şark kafasıyla benzin koymayı unuttuk"

ve Selçuk yöntem in " Zaten adı devrim olan arabayı sokaklarda yürütmezler"



bLackcha0s çok güzel açıklamışsın. Her Türk gencinin izlemesi gerektiğini düşünüyorum.


Sekçuk yöntemin o sözünden sonra bir garip oldum yalnız. Kötü hissediyor insan kendini.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

dün izledim, tek kelime ile mükemmeldi. resmen 1961 yılında yaşadığını hissediyor insan. birde salon boştu 6 kişiydik, mükemmeldi ortam, filmin yapımcılarına tşkler ^.^


makam arabası hiç beyaz olur mu ? siyahı hazırlayın :S:S:S:S:S

burada koptum ben :)
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

filmi dun izledim oncelikle gercekten isledigi konu bakımından turk sinemasının ihtiyacı olan bir konsept,sinema ve televizyon tarihimizle yuzlesmek ve insanlara sunulan varolmayan sanal gerceklik yerine yasanmıs hikayeler anlatmak icin etkileyici bi arac ve bunu kullanmak suphesiz cagın gereklerinden biri,bu ulkede yasayan ve emekleri her zaman cogu alanda egitim olsun is hayatı olsun bosa giden/harcanan insanlar olarak duygulanmamak ve bi seyleri degistirme istegi duymamak elde degil ki ben bi muhendislik ogrencisi olarak gercekten cok iyi islenmis bi konu ve kendimden mensup olacagım meslekten cok sey buldum,gidin kesinlikle izleyin en azından yasadıgımız toprakların ve duzenin nasıl isledigi hakkında bi fikir sahibi olursunuz
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...