fenris Mesaj tarihi: Ekim 13, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 13, 2008 bi konu seçmem lazım ama pek karar veremiyorum daha önce yapan şu konu iiyidir, kaynak bulması kolaydır filan diyecek bi babayiğit var mı? dış ticaretle alakalı bişeyler mi seçsem diyorum... Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Genel Yönetici GERGE Mesaj tarihi: Ekim 13, 2008 Genel Yönetici Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 13, 2008 İktisat Tarihi için birşeyler yapmayı planlıyorum ben. Özellikle 17. yüzyıl. Kolay değildir ama. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
fenris Mesaj tarihi: Ekim 13, 2008 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 13, 2008 aslında tarih olduğu için nispeten kolay olabilir. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Genel Yönetici GERGE Mesaj tarihi: Ekim 13, 2008 Genel Yönetici Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 13, 2008 1600ler kolay değil abi. Sırf İngiltere cephesine baksana. Restoration, Cromwell, Glorious Revolution. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
fenris Mesaj tarihi: Ekim 13, 2008 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 13, 2008 yakın tarihi mi seçsem dedim.hani 80 ler darbe öncesi kriz filan...ama kurulda sunum yapacağım adamların hepsi bizzat yaşamış o dönemi.bi soru sorarlar apışıp kaırım diye korkuyorum :P veya kendileri bizzat yaşadıkları için o döneme karşı 1600 lere kıyasla daha sert yaklaşıp beğenmeyebilirler ödevi. kayıtdışı ekonomiyi düşündüm ama kaynak bulması çok zor olabilir ondada yaw. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
axedice Mesaj tarihi: Ekim 13, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 13, 2008 Ya ne öyle antin kuntin konularla uğraşıcan popüler bişey seç mesela cari açık ve finansmanı, işte özel sektörün ara mamül problemleri falan. Bana faydan olsun ben ilerde kullanırım bu konuyu mesela :P Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
fenris Mesaj tarihi: Şubat 14, 2009 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 14, 2009 axedice said: Ya ne öyle antin kuntin konularla uğraşıcan popüler bişey seç mesela cari açık ve finansmanı, işte özel sektörün ara mamül problemleri falan. ooo ne kadar orjinal, kimsenin aklına gelmemiştir bu konular :P hocalara milyon kez yapılmış şeyleri söyleyince dövecek gibi bakıyorlar. bi de "cari açığı bana verin kapatıyım" gibi iddialı ödevler komik olabiliyor. neyse bitirmem bu döneme kaldı. matematik hocasından aldım."ya aynı şeyleri yapıp durmayın" dedi, bi iki konu koydu önüme. bir tanesi eğitim sistemiyle alakalı. hocalar yurtdışında olduğu gibi sözleşmeli mi olmalı?böyle olursa performansları nasıl etkilenir? hocaların ünvanları ilerledikçe akademik çalışmaları ne oranda azalıyor veya artıyor? filan falan... bunları istatistik ve grafiklerle göstermem gerekecek sanırım. başka bir seçenek; hocanın elinde, 50 li yıllarda boğaziçi yle ankara üniversitesi arassında yapılmış bir anket var. bu anketi yap sonuçları karşılaştır dedi. gözüme iyi göründü de ankara üniversitesine mi gitmem lazım :S netten forumlarına filan atarım belki ama bizim üninin forumlarına kimse takılmıyor. onlarınki de öyleyse o iş yaş. akademisyen olmayı düşünenler filan (akademi dünyasını yurtdışındakiyle kıyaslayabilecek) varsa bunlardan bana ekmek çıkar mı, bi yorum yapıversinler? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
riglous Mesaj tarihi: Şubat 14, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 14, 2009 game theory Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
riglous Mesaj tarihi: Şubat 14, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 14, 2009 fenris said: akademisyen olmayı düşünenler filan (akademi dünyasını yurtdışındakiyle kıyaslayabilecek) varsa bunlardan bana ekmek çıkar mı, bi yorum yapıversinler?Burda ne demek istedigini anlamadim? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
fenris Mesaj tarihi: Şubat 14, 2009 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 14, 2009 öyle sayılmak için fazla basit kaçacak sanırım benimkisi... riglous said: fenris said: akademisyen olmayı düşünenler filan (akademi dünyasını yurtdışındakiyle kıyaslayabilecek) varsa bunlardan bana ekmek çıkar mı, bi yorum yapıversinler?Burda ne demek istedigini anlamadim? yani mesela yurtdışındaki sözleşmeli sistemle, bizdeki memuriyet tarzı maaş sistemi arasında pratik olarak (hocaların ders performansları, akademik çalışmaların niteliği ve niceliği gibi) farkların olup olmadığı...yani hocalar üzerinde ikisinin etkileri bi anlamda... pek bişey beklemiyorum; görüş ve gözlem varsa makbule geçer. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
riglous Mesaj tarihi: Şubat 14, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 14, 2009 Sen konu olarak mi bunu sectin yoksa bu konuda bilgi mi istiyosun onu anlayamadim ben... Ben yine de farkettiklerimi yazayim. Devlet memuru olunca isim garanti diyor insan. Prof'lar kapagi attik bundan sonra cok kotu bir ise karismazsam yerim saglam diye dusunuyor. Sozlesmeli olunca isler farkli; calismazsam sikayet gelirse sutlarlar korkusundan adam gibi is yapmak zorunda. Misal bitirme tezleri TR'de 90% Ingilizce'den cevrilmis yazilar. Ama sozlesmeli adamin boyle bir sey yaptigi ortaya cikarsa, universite tarihe karisacagindan, prof'u kontrol etmek zorunda kaliyor; prof da kontrol edilecegini bildiginden oyle salakca bir ise kalkismiyor. Ayrica devlet memurlugu icin gereksinimler cok az. Sozlesmeli oldugunda, ek madde gelebiliyor, "yilda uluslararasi konferanslarda su kadar makale, yerel konferanslarda su kadar makale yayimlatmak zorundasin" gibi. Haliyle profesor de oturup arastirma yapmak zorunda kaliyor. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Ardeth Mesaj tarihi: Şubat 14, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 14, 2009 hmm matematik ya da bilgisayar alt yapın varsa bence neural networklerle genetik algoritmalarla falan ilginç şeyler yapılabiliyor ekonomi dalında onlara bir bak Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
riglous Mesaj tarihi: Şubat 14, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 14, 2009 GA'nin ekonomide uygulanisi fazla cetrefilli. O islere girilmez. Su anda yapay zekaya en yakin ekonomide data mining uygulaniyor. Bunun icin de "Is Zekasi" (business intelligence, o "zeka" kelimesini koyani bi bulursam pataklayacam) kavramini incelemeni oneririm. Yanniz Turkce kaynaklardan bakma. Duzgun pek bir sey bulamazsin (anlatanlar cok yanlis anlatiyor) Bence game theory'e bakin biraz. TR'de fazla yaygin oldugunu sanmiyorum. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
fenris Mesaj tarihi: Şubat 14, 2009 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 14, 2009 @riglous yahu seçsem niye hocanın verdiği farklı iki seçeneği yazayım? :P konu olarak seçmeye değer mi sizce diyorum. yazdıkların için sağol. insan öyle tahmin de bulunuyor biraz zaten "sözleşme olunca sıkışırlar" diye. ek maddeler pek aklıma gelmemişti ama. onları araştırsam enteresan şeyler çıkar belki. lan baya bişey yazdım burada bizim hocalar ve okulla alakalı ama "ödevde kullanamam lan bunları diyerek" sildim. :P neyse devam edelim. Ardeth said: hmm matematik ya da bilgisayar alt yapın varsa bence neutral networklerle genetik algoritmalarla falan ilginç şeyler yapılabiliyor ekonomi dalında onlara bir bak bırak şimdi algoritmayı filan ardeth :P sen bana başka bi şekilde çok yardımcı olabilirsin. misal sen akademisyen olmaya niyetli biri olarak sistemlerden hangisini tercih edersin? (bunların dışında bişey varsa o da olur) asistanlar için arada fark var mıdır? prof ların arasında hiç sözleşmeli sistemden bahseden oldu mu, keşke şöyle olsa diye? bi anda sistemi değiştirsek nelerle karşılaşırız? mevcut sistemde maddi beklentilerin nedir? sözleşmeli sistemle arada büyük fark var mı? hangi sistem seni maddi ve akademik olarak motive eder? türkiye ye en uygun sistem sence nasıl olmalı? hocaların ünvanlarıyla akademik çalışmaları arasında nitelik ve nicelik olarak bi bağlantı var mı? yaaa, sen alakalı alakasız heryere "ben akademisyen olacam, bölcem çarpcam" , "ay türkiye deki okullar şöyle eğitim sistenmi böyle" diye yazarsan bi gün yakana yapışırlar :P yani bu soruları cevaplamak zorunda değilsin. ne aradığıma fikir olsun diye yazdım. sonuçta ben akademi dünyasıyla çok ilgisi olan bi insan değilim. o yüzden bazıları komiktir bile belki. ama ihtiyacım olan matematiksel şeyler değil burdan. akademik dünya da olup sistemle ilgili eleştirileriniz. kağıt üzerinde görünmeyen şeyler daha bile güzel olur (hocaların tavrı, kendilerine ve işlerine gösterdikleri saygı filan gibi...). yani kişisel görüş ve gözlemlerinizi arıyorum, araştırırken fikir olsun diye. matemetiksel zımbırtılara istatistiklere filan bi şekilde ulaşırım zaten.(ha istatistiklerin olduğu iyi bi adres yollayacaksanız hayır demem :P) riglous said: GA'nin ekonomide uygulanisi fazla cetrefilli. O islere girilmez. Su anda yapay zekaya en yakin ekonomide data mining uygulaniyor. Bunun icin de "Is Zekasi" (business intelligence, o "zeka" kelimesini koyani bi bulursam pataklayacam) kavramini incelemeni oneririm. Yanniz Turkce kaynaklardan bakma. Duzgun pek bir sey bulamazsin (anlatanlar cok yanlis anlatiyor) Bence game theory'e bakin biraz. TR'de fazla yaygin oldugunu sanmiyorum. ok saol. yabancı kaynaklar için hocayı sıkıştırırım. ama sizden istediğim kaynaktan çok kişisel gözlem ve görüşleriniz. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Ardeth Mesaj tarihi: Şubat 14, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 14, 2009 riglous said: GA'nin ekonomide uygulanisi fazla cetrefilli. zaten bitirme ödevi bu oturup GA ile bir ekonomi problemine saldırmasını beklemedim ben daha ziyade GA ve Neural network gibi şeylerin ekonomi alanındaki kullanışlarının bir "survey"ini yapmasını tavsiye ettim. ama hocanın bu konularda hiç bir fikri yoksa çok eğlenmeyebilir o heh. said: misal sen akademisyen olmaya niyetli biri olarak sistemlerden hangisini tercih edersin? (bunların dışında bişey varsa o da olur) asistanlar için arada fark var mıdır? prof ların arasında hiç sözleşmeli sistemden bahseden oldu mu, keşke şöyle olsa diye? bi anda sistemi değiştirsek nelerle karşılaşırız? yukardaki ödevlerden birini seçekeceksen ilkini seç bence ve git okulundaki profesörlerle, dekanlık yapmış insanlarla konuş fikirlerini al vs güzel bir proje bence yanlış kişiye sordun bence, ben buraya zaten dönmek istiyorum sistemden bağımsız olarak sadece tek endişem burda hocaların birbirine destek yerine köstek olması zaman zaman. asistanlar için türkiye yurtdışı farkı şu, burda sana iyi ders verebilecek hocalar mevcut ama harbiden araştırma yapan insan sayısı az (yurt dışına kıyasla), dolayısıyla burda mastera (ve yer yer doktoraya) kalan insanlar zaman zaman kendini lisans öğrencisi gibi hissedebiliyor çok uluslararası boyutlarda bir olaya girişemediği için. Bu olanak olmadığı için Türkiyede kalan insanların bakış açısı çok kısıtlı kalabiliyor, bunu yurtdışına gidip gelen bir çok insan söylüyor. hocaların ünvanları ile üretimleri arasında bir bağ yok zira sayı olarak az ama çok referans almış makaleyle prof olanlar var, sayı olarak çok ama bir işe yaramaz 30 makale ile prof olmuş insanlar var. yökte zaten sana ünvan sınavı yapan insanlar gelip senle dalga geçse daha iyi. bilgi üniversitesinde iyi bir eğitim almış ve konusunu iyi bilen matematikçi bir hoca var. Onun doçlik sınavına gelenler herhalde yayınladığı makaleleri okumamış sadece birinin başlığında "spectral theory" lafını görüp adama tahtada bir matrixin eigenvalue ve vektörlerini buldurmuş. Bu doktorasını yapan bir mühendise toplama ve çıkarmadan doktora sınavı yapmak gibi bir şey bu kadar mal insanlar var yani. benim fikrimi sorarsan, üniversitelerin tepedeki %15-20i kadarı yök'ten bağımsız kılınmalı (tepe kriterini belirlemek biraz zor ama yapılabilir), ve bunlar akademik üniversite olmalı. geri kalan %80-85 kadarı da daha ziyade "meslek üniversitesi" olmalı, yani özel sektörde ve akademik olmayan alanlarda insan yetiştirecek üniversiteler. Bu üniversiteler araştırmadan ziyade eğitime, staj olanaklarına ve özel sektörde tecrübe edinmeye odaklanacak, böylece araştırma fonları ciddi biçimde araştırma yapılacak akademik üniversitelere aktarılacak sadece vs. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
fenris Mesaj tarihi: Şubat 15, 2009 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 15, 2009 said: hocaların ünvanları ile üretimleri arasında bir bağ yok zira sayı olarak az ama çok referans almış makaleyle prof olanlar var, sayı olarak çok ama bir işe yaramaz 30 makale ile prof olmuş insanlar var. yok yani mesela bizde prof olunca "tamam lan zirveye geldim" işte diye bi nevi emeklilik gözüyle mi bakılıyor yoksa araştırma ve çalışmalar aynı hızda devam ediyor mu? said: yanlış kişiye sordun bence, ben buraya zaten dönmek istiyorum sistemden bağımsız olarak sadece tek endişem burda hocaların birbirine destek yerine köstek olması zaman zaman. sistemden bağımsız nasıl oluyor? said: benim fikrimi sorarsan, üniversitelerin tepedeki %15-20i kadarı yök'ten bağımsız kılınmalı (tepe kriterini belirlemek biraz zor ama yapılabilir), ve bunlar akademik üniversite olmalı. geri kalan %80-85 kadarı da daha ziyade "meslek üniversitesi" olmalı, yani özel sektörde ve akademik olmayan alanlarda insan yetiştirecek üniversiteler. Bu üniversiteler araştırmadan ziyade eğitime, staj olanaklarına ve özel sektörde tecrübe edinmeye odaklanacak, böylece araştırma fonları ciddi biçimde araştırma yapılacak akademik üniversitelere aktarılacak sadece vs. ya belki mühendislikte olur da iktisat fakültesinde yalan olur bu. zaten iş dünyasından filan anlaman lazım. nobel ödülü alan krugman (uluslararası ekonomi kitabı şahane. türkçeye çevrilmedi sanırım ama...) filan olayın teorisinde insanlar değil... bir de dandik hocalar piyasa ve gerçek hayata, akademik dünyaya olduklarından çok daha uzaklar. bilgisayar bişeyi bölümündeki arkadaşım dert aynıyordu "özel sektörde iş bulamayacak kadar beceriksiz olanlar bize kalıyor" diye. neyse sağolun baya fikir edindim. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Ardeth Mesaj tarihi: Şubat 15, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 15, 2009 ya akademik hayata hazırlanmakla özel ya da devletin şirketinde çalışma hayatına hazırlanmak çok farklı şeyler ondan ayrılması lazım ve insanlar genelde akademikten ziyade çalışma hayatına yönlendiği için onların sayısı fazla olmalı. iki alanda çalışacak insanlar aldığı eğitim daha değişik olmalı. sistemden bağımsız olarak dediğim çok ekstrem bir durum olmadıkça Türkiyeye dönmeyi düşünüyorum iyi ya da kötü olması fark etmez sadece işte direk doktorayı bitirip dönem yerine orda yapabildiğim kadar iyi bir şeyler yapıp dönmeyi düşünüyorum. Türkiyede iyi bir üniversiteye gitmezsen ordaki eski hocaların seni adam yerine koymaları zor zaten. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Volfied Mesaj tarihi: Şubat 15, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 15, 2009 madem ekonomi, niye mortgage crisis ustune bisi yazmiyosun amerikada olan ya da amerikaya koyiyim diyosan Japonya da olan housing bubble (ayni sey farkli isim) ustune yaz, hem de gunumuzun cok ilginc olan konularindan biri hakkinda cok sey ogrenmis olursun Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
fenris Mesaj tarihi: Şubat 15, 2009 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 15, 2009 fenris said: axedice said: Ya ne öyle antin kuntin konularla uğraşıcan popüler bişey seç mesela cari açık ve finansmanı, işte özel sektörün ara mamül problemleri falan. ooo ne kadar orjinal, kimsenin aklına gelmemiştir bu konular :P hocalara milyon kez yapılmış şeyleri söyleyince dövecek gibi bakıyorlar. hmmm çok enteresan bi fikir volfied, sağol. bizim fakültede kimsenin aklına gelmemesi de garip...Allah Allah... Ardeth said: ya akademik hayata hazırlanmakla özel ya da devletin şirketinde çalışma hayatına hazırlanmak çok farklı şeyler ondan ayrılması lazım ve insanlar genelde akademikten ziyade çalışma hayatına yönlendiği için onların sayısı fazla olmalı. iki alanda çalışacak insanlar aldığı eğitim daha değişik olmalı. yani dandik üniler piyasaya adam yetiştirsin gibi bişey oluyor. anladım teoride mantıklı da... dandik hocalar iş dünyasından da anlamıyorlar ki... yani aslında piyasaya adam yetiştirsin dediğin tipler, hiç birşey yetiştiremeyecek adamlar. zaten sorun orda. yani bizim hocaların bir bölümü akademi, bir bölümü piyasaya, iş dünyasına yakın olsa şahane olurdu ama çoğunluğu hiçbişeye yakın değil :P Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Volfied Mesaj tarihi: Şubat 15, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 15, 2009 yardim isteyip uzatilan elleri isirmak ne kadar guzel bir karakter biliyor musun, odevinde iyi sanslar :) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Ardeth Mesaj tarihi: Şubat 15, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 15, 2009 fena fikir değil aslında önce amerikadakini biraz çalışırsın sonra japonyadakini incelersin onun sonunda olabilecek şeyler hakkında tahmin yürütmeye çalışırsın falan böylece eğlenceli olabilir. tabi çok ciddi bir şey olmaz bitirme ödevinden ama yine de ciddi bir çalışmaya giriş olur heh Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
fenris Mesaj tarihi: Şubat 15, 2009 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 15, 2009 @volfied ısırmak ne kelime ham yaparım. hem ısırma demeyelim dalga geçme diyelim. karakterim de 90-60-90 dır benim. misal mortgage krizi iki hocaya da verdiğim konular arasında vardı. "ooof puuuffff" edalarıyla geri döndü. daha önce ne yazılmış bakmamış bile yaw... Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
fenris Mesaj tarihi: Şubat 15, 2009 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 15, 2009 fenris said: said: hocaların ünvanları ile üretimleri arasında bir bağ yok zira sayı olarak az ama çok referans almış makaleyle prof olanlar var, sayı olarak çok ama bir işe yaramaz 30 makale ile prof olmuş insanlar var. yok yani mesela bizde prof olunca "tamam lan zirveye geldim" işte diye bi nevi emeklilik gözüyle mi bakılıyor yoksa araştırma ve çalışmalar aynı hızda devam ediyor mu? şu kaynamasın yaw arada. belki absürd bişey soruyorumdur ama merak ettim. yayınlanan makale filan açısından asistan, doçent, prof luk filan arasında fark oluyor mu? gerçi yazdığından çıkardığım makalenin filan daha en başta türkiye de pek önemi olmadığı :P Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Ardeth Mesaj tarihi: Şubat 15, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 15, 2009 onu da direk açıklayayım, "prof oldum artık maaşım daha da yükselmez yapabileceğim tek şey sene de 4-5 tane dandik makale çıkarıp tübitaktan para almak" ha tabi bu benim karamsar bakış açım hepsi böyle değil ama profluğa gelip çalışmayı bırakan adamlar genelde "kapak attım" mantığı ile yaklaşıyor zira hem burda hem amerikada içinde bulunduğun bir okuldan kovulman çok çok zor, genelde kendi rızanla gidersin gidersen ama amerikada okullar bir şekilde stimüle ediyor işte burda stimüle etmiyor kimse adam gibi. ama temel bilimlere kıyasla mühendisler daha çok çalışıyor çünkü onlar aldıkları projeler üzerinden de para kazanabiliyorlar, ürettikleri projeleri falan satabiliyorlar vs. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
riglous Mesaj tarihi: Şubat 15, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 15, 2009 Satilan az proje var be hoca. Daha cok, hoca izin aliyor bir hafta, projeyi gelistirip sonra okula devam ediyor. Bir de sabbatical'da calisanlar var. Bunun gibi TR'de de danismanlik ucreti alanlar var. Bir de her yerde soyle bir durum soz konusu, dersten sorumlu hocalar, ogrencilerin yazdiklari makalelere iki goz atip dogrudan kendi isimlerini ekleyip yolluyorlar. Ogrencisiyle beraber calisan hoca gercekten az. Hos, bazen gercekten de gerekiyor boyle bir sey; konferansa makaleyi yollarken kendi isminin yaninda bir prof'un isminin de gozukmesi, konferans komitesini etkilemek icin yararli oluyor. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar