Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz'ün Gizli Kalmış 4 Yılı


Çokakýllýadam

Öne çıkan mesajlar

aydınlık'tan muazzam bi hizmet daha =)

gelin bir de zekeriya öz'ün baktığı diğer davaları ve sonuçlarını baskın oran'dan dinleyelim.

h
radikal2 said:
ocam sizce ülkenin geleceği nasıl ne düşünüyorsunuz''
Pazartesi, 14 Temmuz 2008 - (00:52)
Baskın Oran

Savcı benim Mülkiye’ye asistan olduğum yıl doğmuş. Çalışarak okumuş. İnternete girin bakın (haberaktuel, medyasozluk, vs.): Sosyeteye kokain davasına bakmış. Öğretmen kadını tecavüz edip öldürenler serbest bırakılınca tekrar tutuklattırmış. El Kaideci Sakka’ya müebbet istemiş. Kaçak elektriğe müdahale etmeyenlere görevi ihmalden soruşturma başlatmış. İstanbul’da araba yakan “Neronlar”a ilk davayı açmış. Son olarak da Ümraniye’deki “cephane ev” olayı. Buradan, Ergenekon’a savcı yazıyorlar. İttihat-Terakki’den beri herkeslerin “aman bana dokunmasın da!” dediği belaya bulaşıyor. Sadece ipiyle-kuşağıyla. Bir de, 2 adet korumasıyla. Hoş, şimdi artırılır, çünkü suikast timi ortaya çıkarıldı.


Bana yazan gençlerden Hüseyin “merhabba sayın hocam” deyip aynen bunu sormuş. Büyük harf, noktalama işareti falan aramayın. Kafası karışık. Çok doğal. En az dört gelişme nedeniyle:

1) Bu ülkede ilk kez üst düzey askerlere darbe suçlaması yapılıyor. Çok önemli: Davanın sonucu ne olursa olsun, artık “köpeksiz köyde çomaksız dolaşmak” bitti.

2) Olanlar AKP döneminde olduğu için insanların kafasındaki imaj: “Bir yanda askerî darbe, bir yanda İslamcılar”. Yani, kırk katır mı kırk satır mı? Acaba AKP, kapatma davasına karşı mı açtırdı Ergenekon davasını? (Baykal: “Ergenekon misilleme davası”, Radikal, 08.07.08)

Soru iyi de, ekseni kaymış. Çünkü kronolojiye bakınca tersi doğru. Ergenekon, AKP davasından çok önce: Mayıs 2007’de Cumhuriyet gazetesine bomba, arkasından Danıştay saldırısı. Dava sürerken 12 Haziran 2007’de Ümraniye patlıyor: Bir gecekonduda KKK’ya ait 30 el bombalık kasa. 3’ü eksik; Cumhuriyet’e atıldıkları saptanıyor. N. Hablemitoğlu suikastında adı geçen İ. Çiftçi’yi Ekim 2006’da öldüren el bombası da Ümraniye’dekilerle aynı seriden. Operasyonlar başlıyor, emekli subay ve astsubay evlerinden “Ergenekon” başlıklı belgeler çıkıyor. 22 Ocak 2008’de ilk tutuklamalar: E. Tuğg. Veli Küçük, Kemal Kerinçsiz, Susurluk hükümlüsü S. Hoştan (Bianet, 07.07.08). Gerisi malum.

Başsavcı A. Yalçınkaya’nın AKP’ye kapatma davası açması: 14 Mart 2008. Yani Ümraniye’den 9 ay 2 gün sonra. Artık, kim kimi doğurdu, siz bulun.

3) Darbecileri, başta CHP, “Kemalistler” cansiperane savunuyor. Olayı “darbe taraftarı-karşıtı” ekseninden “laik-dinci” eksenine çekiyorlar. Bunlar iki grup: a) AKP’den samimiyetle korkanlar; b) Demokrasiden korkanlar. Bu ikincilerin içinde “ulusalcılar” var, Atatürk tüccarları var, Taraf’ta yayınlanan ünlü Lahika-1’de geçen “iş yemeklerine” davet edilenler var.

4) Bilgi bombardımanı/kirliliği had safhada. Bunun üzerinde biraz duralım.

Kafalar karışık mı, karıştırılıyor mu?

“Photoshoplanmış” fotoğraf gördünüz mü? Güzel bir kadının önüne devasa alet montajı dahil, bununla yapılmayacak şey yok ve anlamanız mümkün değil. Şu anda kimi basın, politikacılar ve bürokratlar Ergenekon’u photoshoplamakla meşgul. Özellikle de Savcı Zekeriya Öz’ün çalışmasını.

“Ergenekon’un avukatı” Deniz Baykal TV’de kükrüyor (Milliyet, 05.07.08): “Nasıl olur da bir belge daha dosyaya girerken gazetelere düşer?” Ülkede istihbarat örgütü maşallah bol olduğu için, kim sızdırıyor anlamak mümkün değil. Bir de, hangi memleketteyiz yahu? Bu ülkede, üstelik sıkıyönetim varken (Kasım 79), Maltepe Askerî Cezaevi’nin kapısına Abdullah Çatlı askerî kamyon dayadı da tutuklu (M.Ali Ağca!) kaçırdı! Bir de, bu yapıldıktan altı ay sonra “Teröre kaynaklık ediyorlar!” gerekçesiyle üniversiteler iğdiş edildi!

Savcı Zekeriya Öz’ü bir halledebilseler, iş goley; başkası zor çıkar. Sürekli: “İddianame neden geciktiriliyor efendim! Nasıl iş! İnsan hakları!”.

Savcı benim Mülkiye’ye asistan olduğum yıl doğmuş. Çalışarak okumuş. İnternete girin bakın (haberaktuel, medyasozluk, vs.): Sosyeteye kokain davasına bakmış. Öğretmen kadını tecavüz edip öldürenler serbest bırakılınca tekrar tutuklattırmış. El Kaideci Sakka’ya müebbet istemiş. Kaçak elektriğe müdahale etmeyenlere görevi ihmalden soruşturma başlatmış. İstanbul’da araba yakan “Neronlar”a ilk davayı açmış. Son olarak da Ümraniye’deki “cephane ev” olayı. Buradan, Ergenekon’a savcı yazıyorlar. İttihat-Terakki’den beri herkeslerin “aman bana dokunmasın da!” dediği belaya bulaşıyor. Sadece ipiyle-kuşağıyla. Bir de, 2 adet korumasıyla. Hoş, şimdi artırılır, çünkü suikast timi ortaya çıkarıldı.

Sakıncalı savcı

Öldürülmeyi geçin, önünde “ibret-i alem” iki tane “meslekten ihraç” kararı varken. 2000’de Savcı Sacit Karasu K.Evren başta olmak üzere 12 Eylülcülere iddianame düzenledi diye. 2006’da Savcı Ferhat Sarıkaya o günkü KKK Büyükanıt’ın adını Şemdinli iddianamesinde geçirdi diye. İkisi de avukatlık bile yapamıyor, AİHM’ye başvuramıyor. Kararı veren HSYK; kimi kime şikayet ediyon?

Şunları şunları tutuklayın diye yazı yolluyor, burası Maalesef Türkiye olduğu için polisler 83’lük İ. Selçuk’u gidip sabahın köründe alıyorlar. Tabii ki rezalet. “Saatlerce ayakta bekletildiler!”. Tabii ki ayıp. Ama dikkatleri çeken şu ki, bu haberlere isyan edenler sürüyle rezalete (DEP’lilerin TBMM’de tutuklanması mesela) gıklarını çıkarmamış olanlar. Kimbilir nasıl dua ettiler İ. Selçuk içeride ölüversin, ölsün de açılamadan darmadağın olsun lanet dava diye.

Şimdi tahliye edildiğinde kanserden ölen K. Okkır’ı malzeme yapıyorlar (“CHP Okkır olayının peşini bırakmayacak, Milliyet, 08.07.08). Oysa mesela Siirt’te tutuklu 77’lik Ali Çekin kanser, yatalak, serumla besleniyor ve tahliye edilmiyor. İşkenceden felçli İnayet Mete ayda 4 kez hastaneye götürülüyor, ne hastalık ararsan var (Bianet, 09.07.08), tahliye yok. Bunlar Okkır’ın ölümünü hafifletmez; nitekim TİHV ve İHD derhal eşine sahip çıktı. Sadece photoshop’u ağırlaştırır.

“Heryerekon”

Kelime süslemek iyi de, konacak neresi var savcının? Genkur’a mı, basına mı, kamuoyuna mı, hatta yargıya mı güvenip konacak? Sürekli kanat çırpıyor. Dört bir yandan gelen baskıya karşı TCK 288’i yani “yargılamayı etkilemeye teşebbüs’ü bile işletemiyor: diğer savcılar tam siper. İstanbul Başsavcısı A. C. Engin ise çok ilginç: “ben bu işin dışındayım ha!” mesajını neşrediyor başından beri (bkz. Taraf, 09.07.08).

Buna rağmen Z. Öz, şu anda çok meşhur üç emekli generali “terör örgütü kurmak”tan tutuklattı. Temel dayanağı da, eski DKK Org. Örnek’in inkar ettiği ama bilgisayarından çıktığı bilirkişi tarafından kanıtlanan günlük. Bunu Org. Tolon bile doğruladı (Taraf, 09.07.08). Eh, bu kadar “ileri” gidince tabii ki aferin demeyecekler. Paşalarımız ifade için niye sıra bekletildi, niye telefonla çağrılmadı diye yazacak insan haklarını aniden hatırlayıverenler. CHP’nin Z. Öz hakkında suç duyurusunda bulunmasından sonra (Radikal, 05.07.08) E. Albay Erdal Sarızeybek de HSYK’ya şikayet dilekçesi verdi bile (Radikal, 07.07.08).

Bu durumdaki bir insanın günlük iş hacmini ve psikolojisini tahmin edin. Oyun oynamıyoruz, askerî darbe teşebbüsü için terör örgütü kurma iddiasından bahsediyoruz. İddianamenin geçen haftaki hacmi 2500 sayfa idi. Size bu kadar sayfayı fotokopi yaptırıver kardeş köşedeki kırtasiyeciden deseler, bir gözünüz şehla diğeri şaşı olur.

Tespih

Photoshop’a tipik örnek: Can Dündar 5 Temmuz günkü Milliyet’te yazıyor: “Ergenekon savcısının odasında 2,5 saat”. Ertesi gün kendisinin boy resmi “büyük gazete”nin birinci sayfasında: “Elinde tespih 2,5 saat anlattı”. Bütün yazıdan alınan, Can’ın bir cümlesi: “…gözümü 2.5 saat boyunca sürekli çektiği tespihinden ayıramayarak anlattıklarını dinledim”. Tespih. Dinciliğin alameti! Türkiye’de darbeciler yargılansın dedin mi AKP’nin adamısın. Kırk katır’la kırk satır. Yahu, benim ilk eşim bütün gün tespih çekerdi. Feyhan’ın rahmetli eşi, tırnaklarını yememek için, o da bütün gün çekermiş.

Tabii, bu “haber”in hemen üstünde, ana manşet: “Ziverbey Köşkü’ndeki gibi”. Bu köşk, 12 Mart 71’de İstanbul sıkıyönetiminin resmî işkencehanesi idi. Pes be birader. Üç harfli başka bir kelime yazmamak için pes dedim. Siz kardeşim, ya işkence görmediniz, ya yazı yazmasını bilmiyorsunuz. Muhtemelen ikisi birden. Üçüncü olasılık: Niyetiniz başka.

Maganda kendisinden ayrılmak isteyen nişanlıyı öldürüyor, “Çok seviyordum, vurdum abi!” diyor. Evindeki kasanın birinden altın, diğerinden 3 milyon Euro çıkan ASO Başkanı Sinan Aygün ise “Atatürk’ü çok sevmekten tutuklandım” diyor (Radikal, 02.07.08).

Genç arkadaşım Hüseyin. Bu kargaşada iki şeyi anla yeter: 1) Kırk katır’la kırk satır’a mahkum olmayacağız; 2) İnsan haklarını “devlet”e zarar sayanların insan haklarına zarar vermeden her şeyi aydınlatacağız.

Tamam mı?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

aa pardon o muazzam iddialara yanıt vermek gerekiyo di mi? evet iddialar büyük, ama ancak bir adet belge mevcut. eğer burada iddia edilen herşeyi yapmış olsaydı zekeriya özün çoktaan meslekten ihraç edilmiş olması gerekirdi, çok daha azını yapanların bile karşılaştıkları durumu biliyoruz. bu çapta bi davayı da alması mümkün olmazdı. tabii yine gereği yapılsın, adalet bakanlığına, hsyk'ya başvurulsun o "tek" belgeyle, veya tanıklar gitsinler konuşsunlar, bir başka savcı da zekeriya öz'e dava açsın. ama şurda gerçekten "o öyle dedi, bu böyle dedi" dışında somut bi kanıt göremedim.

sahi taraf'ın finansörleriyle ilgili belgeleri da açıklayacaktı aydınlık ama kaç ay geçti çıkmadı hala :/ pekaziz'in koyduğu yazıda bi tane bile belge yoktu, "bir bankacının dediğine göre" falan diyolardı. en azından şimdi resmi gazeteden bir tayin belgesi bulabilmişler, bu da bi başarı tabi.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Çokakıllıadam said:
Sevgili Sir, Zekeriya Öz hakkında İşçi Partisi yöneticileri tarafından üç kere soruşturma açılması istendi ama sevgili devlet bakanımız Zekeriya Öz'ün soruşturulmasına izin vermedi.

Vakit'te filan yazmıyordur bunlar.


inceleme yapıldı, soruşturma açılması gerekmediğine karar verildi. yeni delil olmadan bir daha inceleme de yapılmaz.

ki darbeyi savunan insanların hukuku kullanmaya çalışmaları baya ironik, ama tabii sizin işinize yararsa hukuk, yaramazsa gereksiz bir ayrıntı olabiliyor aynı şey.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

kim darbeyi savunuyor acaba?

benim gözlemlerimden çıkardığım darbeyi savunuyorsunuz tezi islami görüş diye tabir ettiğimiz kesimin elinde kullandığı bir koz, ama ben okuduklarımdan gördüklerimden 15 yaşındaki çocuklar hariç darbeyi savunan yok ?



hala bir imam hatiplinin nasıl oluyorda bu ülkede savcı olduğuna benim aklım ermiyor.Bu mudur eğitim anlayışı?


bide adalet bakanı inceledi gerek görmedi demişsin ama sen inanıyor musun buna acaba?

sen en yakın arkadaşın önünde sakız çalsa tutup onu bakkala
verir misin?

son birşey daha ekliyim, bugüne kadar ergenekon hakkında pek fikrimiz yoktu bilgi verilmiyordu bu nedenle ben şahse iyidir veya kötüdür bu dava demiyordum (abartılıyor diyordum bekleyip görelim diyordum bugune kadar) ama bahsedildiği gibi bu savcının fethullahla bağlantısı varsa ( ki dershanelerinde çalışmış olması benim için yeterli bir bağlantı) , bu davada ki kişiler ömür boyu ceza bile alsalar benim gözümde bir geçerliliği kalmadı davanın, o hakiminde fethullahın tarikatından olmadığını kim söylecek ? öyle bir yerleşmişler heryere.




editler typo etc..
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

aynı adalet bakanlığı şemdinlinin savcısının elinden avukatlık lisansını aldı.

o yüzden evet inanıyorum.

ayrıca darbe isteyenler 15 yaşında demişsin. bence de zeka seviyeleri 15 yaşında kalmış ama fiziksel olarak 15i geçen çok insan var. ya da içten içe "soft-darbe" olsun diyenler var. ekonomi iyice kötüye gitsin de akp bir daha seçilmesin diyenler var (ki akp bir daha seçilmese de olur bence de). var oğlu var. tanıyorum yani bu tür insanları.

keşke olmasa. ama var işte.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Baskın Oran'ı iyi biliriz, sir'i de. Yok uzun zamandır okuyorum. Neyse.

Jadelith said:
ki darbeyi savunan insanların hukuku kullanmaya çalışmaları baya ironik, ama tabii sizin işinize yararsa hukuk, yaramazsa gereksiz bir ayrıntı olabiliyor aynı şey.


Değil mi yau eheh. Ama "sizin" falan diyerek tek bir "tarafa" sokuşturmayın lütfen bunu. Açınız bakınız gözünüzü moda artık bu, bildiğiniz moda yani.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

GEd said:
şemdinlinin bu davayla alakası ve benzerliği yok ,örnek olarak gösterilmesi saçma, ayrıca benim için bu dava bitmiştir gerçekten bu savcının fethullah ile bağlantısı var ise, veya bağlantısı varolmuş ise.


şemdinli olayının ergenekon ile alakası benzerliği yok mu?

şemdinlinin ne olduğu hakkında bir fikrin var mı?

http://hrw.org/backgrounder/eca/turkey0707/4.htm

bilmiyorsun herhalde şemdinlinin ne olduğunu, al oku human rights watchdan güzeldir. (şemdinli bombing trial ı okuyabilirsin sadece istersen)

senin için dava bitebilir, bir önemi yok :)
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

şemdinli davasıyla bu dava arasında biçimsel ve boyut olarak fark vardır ,buda kıyaslama yapman için bir engel unsurudur.Küçük vs büyük.


dediğin gibi benim için davanın bitmesi pek farketmez, ama asıl sorun burda senin için hala birşeyler ifade ediyor olabilmesi ve bu davaya tarafsız bir dava gözüyle bakıyor olabilmen, ne yazık sana, ayrıca savcının fethullah tarikatı ile bir bağlantısı yoktur derseniz ben yine derimki bekleyelim ve görelim ne bilgiler sunulacak , ne yargılamalar yapılacak, çünkü bu bağlantı var ise davaya zarar verilmiştir diyorum ve yazdıklarından anladığım bunun aksi olmadığıdır, hatta bu kesimin hoşuna gittiğidir.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

şemdinli davası da büyüyebilirdi. iddianamede genelkurmay başkanının ismi geçecekti, daha ne kadar büyüyebilir ki? bombalamayı yaptıran insanların albay oldukları ortaya çıktı, savcı genelkurmay başkanını da iddianameye eklemek istedi, ve adamın avukatlık lisansını yediler.

ergenekon davası da "küçük" başladı, cumhuriyete atılan bombayla başladı yanlış hatırlamıyorsam. daha sonra bombaların nerden çıktıkları bulundu, ordan bombaların bir albaydan edinildiği ortaya çıktı, sonra o albayın evinden bir belgeler buldular. ordan devam etti.

iki dava da nerdeyse aynı şekilde başladı, aynı şekilde devam etti. birinde izin vermediler, diğerinde izin verildi, ki şemdinliye izin verilseydi aynı noktaya geleceğine inanıyorum (çünkü aşırı bir benzerlik var).

ilk olarak, iki savcının da fethullahçı olduğuna inanmıyorum. yani fethullahçı ise, ve de bu amaçla bu davalar açılıyorsa, neden biri adalet bakanlığı (akp) tarafından kapatıldı da buna izin veriliyor (soruşturmanın açılıp boş çıkması).

ikinci olarak, fethullah olmasa bile x insanı bence de bu davanın devamına izin veriyor (ki bence bu akp). çünkü türkiyede kolay değil askere ve derin devlete dava açmak. arkanda biri olmazsa imkanı yok açamazsın böyle bir dava; türkiye askere ve derin devlete karşı olunca hukuk devleti sıfatını kaybediyor malesef.

ki daha duruşmalara geçilmedi bile, bekleyin görelim. %100 objektif değilim, doğrudur, ama bu ülke derin devletten/ordunun belli kesimlerinden çok çekti. veli küçük için olan iddialar çok somut, en azından onun hapise girmesi gerektiğini düşünüyorum. hatta kenan evreni de bir şekilde hapse atsak tam olur :)

mesela ilhan selçuğu da hiç sevmem ama onun hakkındaki kanıtlar pek somut değil mesela. avukat değilim ama salınması gerektiğini düşünüyorum.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

aquatik said:
A: yav zekeriya öz hakkında şöyle iddialar var
B: darbecisiniz olm siz
A. şöyle de belgeler var
B: o zaman + ergenekoncusunuz
A: :S


Ahahahaha ya işte insanlar bölünüyor farkında olmadan birileri darbeci birileri yobaz birileri ergenekoncu birileri fetocu.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...