Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

duygusal zeka İQ dan daha mı önemli


rainfall

Öne çıkan mesajlar

Departman mantığı göz önüne alınırsa, aslında bölümlere ayırmak ve belirli görevler ile görevlendirmek, karışıklığı önleyip, düzenlilik ve işlevsellik açısından muhtemelen yuzde 60 lara varan bir artış sağlar senin dediğine kıyasla :D

Of. İlginç bir savunmaydı :D
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

fede said:
insanlarla çalışırken de IQ lazım. çünkü IQ bana göre temeldir.
örnek vereyim;
4 işlem bilmezsen integral alamazsın.



İnsanları yönetmek için çokta yüksek IQ gerekmez. Matemetakiten yada teknolojiden çokta analamayn iyi yöneticiler de var. Ama buna karşın etrafımız IQ'su çok yüksek ama sosyal becerileri çok düşük olduğu için başarısız insanlarla dolu.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Mesele IQ 'nun düşük EQ'nun yüksek olması değil. Tabii ki en azından ortalama IQ lazım başarılı olmak için. Savunulan görüş şu ki; başarılı bir hayat için yüksek IQ tek başına yeterli değil...
Duygusal zeka aşağıdaki gibi açıklanıyor...

said:
Duygusal zeka, esas olarak iki yetkinliğin bileşkesidir. Bu yetkinliklerden birincisi ‘‘kişisel yetkinlik’’, ikincisi ‘‘sosyal yetkinlik’’tir.

KİŞİSEL YETKİNLİKLER

1. Kendiyle ilgili farkındalık: Kişinin kendi iç dünyasını tanıması, tercihlerini yapabilmesi, sahip olduğu kaynakların ve gücün farkında olması.
a) Duygusal farkındalık: Kişinin kendi duygularını ve bunların doğurduğu sonuçları farketmesi, bunları dile getirmesi.
b) Kendini değerlendirme: Kişinin kendi gücünü ve zayıflıklarını bilmesi, sınırlarının nereden geçtiğini farketmesi ve bunu kabullenmesi.
c) Özgüven: Kişinin yetkinliklerinin farkında olması ve bu yetkinliklerle ‘‘değerli olduğuna’’ inanması.

2. Kendini yönetme: Kişinin sahip olduğu dürtüleri, istekleri kontrol etmesi ve yönlendirmesi.
a) Kendini kontrol: Kişinin dürtülerini ve içinden gelen olumsuz duyguları kontrol edebilmesi; olumsuz duygularla başaçıkabilmek, duygusal olgunluk açısından çok önemli bir ölçüttür ve ayrı bir yazının konusudur.
b) Güvenilirlik: Ahlaklı, dürüst ve tutarlı olmak. Bu kavram Türk kültüründe ‘‘özü sözü bir’’ deyişiyle fade edilir.
c) Esneklik: Kişinin beklenmedik durumlara ve değişikliklere uyum sağlayabilmesi. Bu özellik stresle başaçıkma becerileri açısından da temeldir.
d) Yeniliklere açık olmak: Kişinin yeni bilgi, yaklaşım ve fikirlerden rahatsızlık duymaması.
e) Kontrol odağı içerde olmak: Kişinin ortaya çıkan sonuçlarla ilgili sorumluluk üstlenmesi, başkalarını suçlamak yerine kendini sorgulaması. Bu özellik, içselleşmiş sorumluluk anlayışının temelini teşkil etmektedir.

3. Motivasyon: Kişinin amaçlarına ulaşmak için duygularını yönlendirebilmesi.
a) Başarı yönelimi: Kişinin mükemmellik düzeyine ulaşmayı hedeflemesi ve sürekli gelişim çabası içinde olması.
b) Bağlılık: Kişinin içinde bulunduğu ekibin ve işletmenin amaçlarından ve hedeflerinden heyecan duyması.
c) Girişimcilik: Kişinin fırsatları farketmesi ve zorlukları fırsata dönüştürmek için harekete geçmesi.
d) İyimserlik: Kişinin engeller ve güçlükler karşısında amacını izlemek konusunda kararlı olması.

SOSYAL YETKİNLİKLER

1. Empati: Kişinin başka insanların duygularını, ihtiyaçlarını ve kaygılarını anlayabilmesi. Bu yetkinlik Türk kültüründe ne yazık ki en alt düzeyde mevcuttur.
a) Diğer insanları anlamak: Kişinin başka insanların duygularını ve bakış açılarını farketmesi, bu konuda duyarlılık geliştirmesi ve onların kaygılarıyla, yargılamadan ve savunmaya geçmeden samimi olarak ilgilenmesi.
b) Başkalarını geliştirmek: Kişinin birlikte çalıştığı insanların ihtiyaçlarını farkedip onları becerileri ölçüsünde geliştirmesi. Bu özellik, bir yöneticinin yönlendirme ve yol gösterme (coaching) becerisinin temelini oluşturur.
c) Hizmete yönelik olmak: Kişinin iç ve dış müşterilerinin ihtiyaçlarını farketmesi, karşılaması ve onları memnun etmekten mutluluk duyması. Bu yetkinlik, hizmet sektöründe çalışanlar için temel özelliktir.

2. Sosyal beceriler: Kişinin başka insanların davranışlarını kendi istediği yönde yönlendirebilmesi. Bizim kültürümüzde yaygın olan ‘‘tuttuğunu koparmak’’ yerine, istediklerini ‘‘zorlamadan ve zorlanmadan’’ elde etmesi.
a) İletişim: Kişinin karşısındaki kişiyi anlamak için dinlemesi ve karşısındaki kişiyi ikna etmesi için mesajın, üslubu kadar önemli olduğunun farkında olması.
b) Etki yaratma ve etkileme: Kişinin karşısındaki kişi veya grupta istek uyandırıp heyecan yaratması.
c) Çatışma çözümü: Kişinin anlaşmazlıkları müzakere ederek ve uzlaşarak çözüme yönelmesi.
d) İşbirliği: Kişinin başka insanlarla ortak amaçlar doğrultusunda işbirliği yapmaktan zevk duyması.
e) Ekip çalışmasına yatkınlık: Kişinin bir grupla birlikte olduğu zaman ortak amaçlar doğrultusunda sinerji yaratacak bir çalışmaya girebilmesi.
f) Liderlik: Kişinin başka insanları ikna etmesi, ilham vermesi, heyecan yaratması ve harekete geçirmesi.
g) İlişki kurmak: Kişinin sosyal, aile ve iş çevresinde anlamlı ve doyumlu ilişkiler kurması, gündelik ilişkilerde insanlarla ilişki kurmak ve geliştirmek konusunda zorluk çekmemesi.
h) Gücün farkında olmak: Kişinin içinde bulunduğu çevredeki güç sahipleriyle ilişkisini sağlıklı biçimde düzenlemesi. Gerektiği durumlarda uyum göstermesi, karşı çıkması gerektiğine inandığı durumlarda mücadelesini stratejik bir temelde sürdürmesi. Yetkinlikler açısından bakıldığında bu özelliğin karşılığı ‘‘kurumsal haberdarlık-organizational awareness’’tır.

Bu özellikler işletme literatüründe yumuşak beceriler (soft skills); planlama, karar verme, organize etme gibi beceriler ise sert beceriler (hard skills) olarak tanımlanır. Yirmibirinci yüzyılda kuruluşların başarısı, yöneticilerin ikincil kabul edilen becerilerindeki başarısına bağlı olacaktır.

Bir başka deyişle ikincil beceriler, birincil becerilerin yanında olacak ve onlar kadar önemli kabul edilecektir. Çünkü yirmi birinci yüzyılda bir kurumun başarısı, sadece çalışanlarının değil, aynı zamanda ‘‘kurumun’’ duygusal zekasına bağlı olacaktır.
KAYNAK: 6 Haziran 1999, Pazar Hürriyet İK


Prof. Dr. Acar Baltaş
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

abi EQ tabi ki daha önemli IQ dan (bence tabi) yani misal IQ yu nerede kullanıyorsun hayatında? karşıdan karşıya geçerken arabanın geliş hızına göre karşıya geçme zamanını hesaplarken. bakkaldan bişey alıcakken falan (tabi başka zamanlarda da). ama ya EQ??? hayatının her alanında kullandığın bir zeka türü. yani hayatının her alanında yaşadığın ilişkilerde, günlük insanlarla etkileşiminde vs vs. o yüzden bence önem olarak EQ>IQ
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ahada EQ unuzu ölçün


Duygusal zekanızın ne dunumda olduğunu bilmek istiyorsanız bu test tam size göre. Yapacağınız şey çok basit. Aşağıdaki cümlelere puan vermeniz yeterli. Her cümlede yer alan düşünceye aşağıdaki kutuda yer alan numaralarla puan verebilirsiniz. Önce 1,3,4.5 ve 8 numaralı sorulara verdiğiniz puanlan toplayın. Bu puandan 2, 6, 7, 9 ve 10 numaralı sorular sonucunda elde ettiğiniz puanı çıkarın.


1 - Ne hissettiğimi çok iyi biliyorum.
2- Duygularımı hiçbir zaman tam olarak diğer insanlara tarif edemiyorum.
3- Ruhsal durumumun değiştiğinin her zaman farkındayım.
4- Duygusal durumlarda vücudumdaki değişiklikleri fark ediyorum.
5- Eğer sinirlenmeye ve kızmaya başlarsam bunu karşımdakine söylerim.
6- Ruhsal durumumun değiştiğini karşımdakiler ben anlatmadan fark eder.
7- Duygu ve düşüncelerime çok dikkat etmem.
8- Duygularımı her zaman dinlerim.
9- Duygusal reaksiyonlarım beni bile şaşırtıyor.
10-Duygularımı ifade etmekte zorlanıyorum.



Puanlama(kutu)

Kesinlikle yanlış=1; Nadiren doğru=2; Bazen doğru=3; Genellikle doğru=4; Her zaman doğru=5





Sonuç:

15 ve üzeri: Pekiyi

Duygularınıza kulak veriyorsunuz. Fiziksel ve psikolojik değişikliklerinizi hemen fark ediyorsunuz.

10–14 arası: İyi

Duygulannıza dinliyor ve genellikle kendinizdeki fiziksel ve psikolojik değişikliklerin farkına varıyorsunuz. Öneri: Gün içinde duygusal değişimlerinizi not alın ve daha sonra bunlan analiz etmeyi deneyin.

1–9 arası: Orta

Duygulannızın genelde farkında değilsiniz. Duygularınızın değiştiğini etrafınızdaki kişiler sizden önce fark ediyor. Öneri: Vücudunuzu dinleyin ve değişiklikleri fark etmeye çalışın. Örneğin korktuğunuz zaman midenize kramp mı girdiğine ya da boğazınızın mı kuruduğuna dikkat edin.

8 ve aşağısı: Kötü

Duygu ve düşüncelerinizi hiç dinlemiyorsunuz. Duygusal reaksiyonlar veriyor ve verdiğiniz bu reaksiyonlara şaşırıyorsunuz.

Öneri: Etrafınızdaki kişilerden duygularınızı nasıl kontrol edebileceğiniz konusunda öneriler alın. Kendi duygularınıza daha fazla kulak veri
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...