Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

dövme için yazı


BaaL

Öne çıkan mesajlar

runelerden yazı hmm. buna bi bakiyim.
resim istemiyorum. resim yaptırıcak olsam.

şunu yaptırıcaktım omzuma, ki heath ledgeri 10 senedir severim ten things i hate about you dan beri. ama oda milletin msn profil fotosu oldu :d tadı kaçtı.
yazı istiyorum ya.
e bide agnostic bi insanım, dinlerden yazı da olmadı.
daha yaratıcı fikirler bekliyorum :p
bunu yazan tosun iyiydi mesela.

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Sly-One said:
lorem ipsum

dolor sit amet, consectetuer adipiscing elit. Sed viverra, risus a aliquet posuere, nisl tellus consectetuer tellus, ut auctor lacus dui nec eros. Pellentesque facilisis. Integer vitae urna sodales erat auctor ultrices. Duis tempor. Ut faucibus. Duis aliquam quam nec nisl. Donec eget sem quis libero dignissim ornare. Phasellus neque nisi, ultrices quis, gravida ac, malesuada eu, lectus. Vivamus ac dolor. Fusce pharetra justo ac metus. Nunc id turpis. Lorem ipsum dolor sit amet, consectetuer adipiscing elit. Cras molestie. Maecenas pellentesque.

yazdır gitsin bunu
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Greeny said:

Ben omzuma M.K. Atatürk' ün imzasını yaptırasım var, değişmeyecek şeyler bunlar. İyi düşün derim, film müzik vs şeyleri unut gitsin. Ömür boyu sevecek değilsin, ha belki seversinde ama risk biliosun.


bende enseme yaptırmak istiyorum Atatürk'ün imzasını;



bir arkadaşım gördüm çok güzel duruyor ama onda birazda atletik bir vücut var, ensesi kalın falan :/

edit: link.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

benim imzamdakini yazdır güzel sözdür =P

hatta olur da imzamı değiştiririm gider diye yaziyim şuraya

Rather than love, than money, than faith, than fame, than fairness...
Give me truth.



buarada dövme harbi güzelmiş ünide kollarım genişlerse az şöyle oturaklı bi yapım olursa bide dövme işine girersem yaptırırım belki böyle bişey =D
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Lorem ipsum dolor sit amet, consectetuer adipiscing elit. Vestibulum congue, pede id vulputate auctor, neque mauris ullamcorper nulla, quis adipiscing risus turpis ut odio. Aenean sit amet arcu quis neque gravida vestibulum. Class aptent taciti sociosqu ad litora torquent per conubia nostra, per inceptos himenaeos. Donec sit amet est. Mauris ultricies, odio a varius tincidunt, tortor magna vehicula mi, ut molestie nibh ante id nunc. Suspendisse vitae enim. Sed vel odio. Morbi molestie massa sit amet nulla volutpat viverra. Sed sapien nunc, aliquam ac, lobortis a, molestie ut, leo. Aliquam fermentum pellentesque purus. Integer vulputate ullamcorper massa.

Praesent at dolor id nisl suscipit elementum. Pellentesque habitant morbi tristique senectus et netus et malesuada fames ac turpis egestas. Nullam porttitor, nunc ut fermentum semper, nunc neque fermentum velit, a tempor ante turpis non nibh. Aenean eget nisl. In sit amet lacus quis velit tempus viverra. Cras non magna id pede fermentum aliquet. Mauris ultricies euismod sapien. Vestibulum eu lacus sed urna lacinia aliquam. Nulla eget massa. Morbi sagittis, arcu eu ullamcorper tempus, metus neque iaculis ligula, ornare congue nulla velit sed massa. Etiam ullamcorper vulputate est. Cras mi turpis, egestas at, placerat vitae, sodales ac, est. Cras at urna. Phasellus sit amet elit. Cras ullamcorper nisl in magna tristique sodales.

Nunc sed pede. Vestibulum interdum. Vestibulum commodo mauris ac tellus. Pellentesque feugiat pharetra quam. Etiam in diam. Pellentesque pellentesque interdum arcu. Nunc vel lectus vitae libero mattis pretium. Ut metus. Maecenas eu libero eu arcu aliquet blandit. Donec urna. Mauris pretium ultricies pede.

Sed semper. Sed semper, nulla in blandit suscipit, mauris quam aliquet turpis, vel dapibus odio enim eget elit. Vestibulum ante ipsum primis in faucibus orci luctus et ultrices posuere cubilia Curae; Curabitur erat mi, feugiat sed, dapibus sit amet, eleifend at, massa. Cum sociis natoque penatibus et magnis dis parturient montes, nascetur ridiculus mus. Pellentesque velit purus, congue sit amet, dignissim quis, pharetra a, libero. Fusce condimentum hendrerit ipsum. Donec odio sem, imperdiet in, bibendum ut, tempus ut, nibh. Nullam condimentum arcu in mauris. Suspendisse potenti. Vestibulum ante ipsum primis in faucibus orci luctus et ultrices posuere cubilia Curae;

Nullam hendrerit. Quisque ultricies, enim non tempor vestibulum, pede lorem consectetuer ipsum, sit amet pretium arcu enim et justo. Curabitur tincidunt, mauris ac sagittis ultrices, nunc odio scelerisque justo, sed commodo erat tellus non erat. Etiam ut nunc. Nunc erat. Nulla sollicitudin faucibus elit. Mauris purus dolor, placerat vel, auctor eu, feugiat sit amet, velit. Donec felis. Sed felis nibh, commodo ut, consectetuer et, congue ut, est. Curabitur eget felis. Fusce volutpat dictum purus. Sed scelerisque. Curabitur a lacus. Mauris nibh velit, vehicula eu, lacinia a, ullamcorper at, nibh. Sed convallis faucibus nisi. Etiam adipiscing fringilla ante. Phasellus ut ligula. Praesent est elit, sollicitudin ac, gravida vitae, convallis et, nunc.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Türk illerinde Türk oku ötmeyen, Türk kolu yetmeyen, Türk'e boyun eğmeyen bir yer yoktu. Bu durum yabancı kavimleri kıskandırıyordu. Yabancı kavimler birleştiler, Türkler'in üzerine yürüdüler. Bunun üzerine Türkler çadırlarını, sürülerini bir araya topladılar; çevresine hendek kazıp beklediler. Düşman gelince vuruşma da başladı. On gün savaştılar. Sonuçta Türkler üstün geldi.

Bu yenilgileri üzerine düşman kavimlerin hanları, beğleri av yerinde toplanıp konuştular. Dediler ki: "Türklere hile yapmazsak halimiz yaman olur"

Tan ağaranda, baskına uğramış gibi, ağırlıklarını bırakıp kaçtılar. Türkler, "Bunların gücü tükendi, kaçıyorlar" deyip artlarına düştüler. Düşman, Türkler'i görünce birden döndü. Vuruşma başladı. Türkler yenildi. Düşman, Türkleri öldüre öldüre çadırlarına geldi. Çadırlarını, mallarını öyle bir yağmaladılar ki tek kara kıl çadır bile kalmadı. Büyüklerin hepsini kılıçtan geçirdiler, küçükleri tutsak ettiler.

O çağda Türkler'in başında İl Kağan vardı. İl Kağan'ın da birçok oğlu vardı. Ancak, bu savaşta biri dışında tüm çocukları öldü. Kayı (Kayan) adlı bu oğlunu o yıl evlendirmişti. İl Kagan'ın bir de Tokuz Oguz (Dokuz Oğuz) adlı bir yeğeni vardı; o da sağ kalmıştı. Kayı ile Tokuz Oguz tutsak olmuşlardı. On gün sonra ikisi de karılarını aldılar, atlarına atlayarak kaçtılar. Türk yurduna döndüler. Burada düşmandan kaçıp gelen develer, atlar, öküzler, koyunlar buldular. Oturup düşündüler: "Dörtbir yan düşman dolu. Dağların içinde kişi yolu düşmez bir yer izleyip yurt tutalım, oturalım." Sürülerini alıp dağa doğru göç ettiler.

Geldikleri yoldan başka yolu olmayan bir yere vardılar. Bu tek yol da öylesine sarp bir yoldu ki deve olsun, at olsun güçlükle yürürdü; ayağını yanlış yere bassa, yuvarlanıp paramparça olurdu.

Türkler'in vardıkları ülkede akarsular, kaynaklar, türlü bitkiler, yemişler, avlar vardı. Böyle bir yeri görünce, ulu Tanrı'ya şükrettiler. Kışın hayvanlarının etini yediler, yazın sütünü içtiler. Derisini giydiler. Bu ülkeye Ergenekon dediler.

Zaman geçti, çağlar aktı; Kayı ile Tokuz Oguz'un birçok çocukları oldu. Kayı'nın çok çocuğu oldu, Tokuz Oguz'un daha az oldu. Kayı'dan olma çocuklara Kayat dediler. Tokuz'dan olma çocukların bir bölümüne Tokuzlar dediler, bir bölümüne de Türülken. Yıllar yılı bu iki yiğidin çocukları Ergenekon'da kaldılar; çoğaldılar, çoğaldılar, çoğaldılar. Aradan dört yüz yıl geçti.

Dört yüz yıl sonra kendileri ve süreleri o denli çoğaldı ki Ergenekon'a sığamaz oldular. Çare bulmak için kurultay topladılar. Dediler ki: "Atalarımızdan işittik; Ergenekon dışında geniş ülkeler, güzel yurtlar varmış. Bizim yurdumuz da eskiden o yerlerde imiş. Dağların arasını araştırıp yol bulalım. Göçüp Ergenekon'dan çıkalım. Ergenekon dışında kim bize dost olursa biz de onunla dost olalım, kim bize düşman olursa biz de onunla düşman olalım.

Türkler, kurultayın bu kararı üzerine, Ergenekon'dan çıkmak için yol aradılar; bulamadılar. O zaman bir demirci dedi ki: "Bu dağda bir demir madeni var. Yalın kat demire benzer. Demirini eritsek, belki dağ bize geçit verir." Gidip demir madenini gördüler. Dağın geniş yerine bir kat odun, bir kat kömür dizdiler. Dağın altını, üstünü, yanını, yönünü odun-kömürle doldurdular. Yetmiş deriden yetmiş büyük körük yapıp, yetmiş yere koydular. Odun kömürü ateşleyip körüklediler. Tengri'nin yardımıyla demir dağ kızdı, eridi, akıverdi. Bir yüklü deve çıkacak denli yol oldu.

Sonra gök yeleli bir Bozkurt çıktı ortaya; nereden geldiği bilinmeyen. Bozkurt geldi, Türk'ün önünde dikildi, durdu. Herkes anladı ki yolu o gösterecek. Bozkurt yürüdü; ardından da Türk milleti. Ve Türkler, Bozkurt'un önderliğinde, o kutsal yılın, kutsal ayının, kutsal gününde Ergenekon'dan çıktılar.

Türkler o günü, o saati iyi bellediler. Bu kutsal gün, Türklerin bayramı oldu. Her yıl o gün büyük törenler yapılır. Bir parça demir ateşte kızdırılır. Bu demiri önce Türk kaganı kıskaçla tutup örse koyar, çekiçle döver. Sonra öteki Türk beğleri de aynı işi yaparak bayramı kutlarlar.

Ergenekon'dan çıktıklarında Türklerin kağanı, Kayı Han soyundan gelen Börteçine (Bozkurt) idi. Börteçine bütün illere elçiler gönderdi; Türkler'in Ergenekon'dan çıktıklarını bildirdi. Ta ki, eskisi gibi, bütün iller Türkler'in buyruğu altına girdi
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

chesterfield said:
hiç bir anlamı olmayan tasarımcıların temsili olarak kullandıkları yazılar, di mi?


bende öyle biliyordum da mö 50lili yılarda çiçero denen elemanın de finibus bonorum et malorum adlı eserinde geçiyormuş lorem ipsum devamı da tabii ki
anlamı var yani. hatta zamanında ünlü kitapmış
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...