Snefru Mesaj tarihi: Ağustos 26, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 26, 2008 Atatürkü dogmatik bir durumda seven insanları sapına kadar eleştirebilecek kadar objektif bir insan neden dogmatik bir sevginin kralı olan muhammed e laf söyleyemiyor? Ayrıca deliye silah verirsen babasını vurur.İnsanlar layık oldukları şekilde yönetilirler.Bu ülkede herkes otobüste bile kitap okumadıktan sonra kimse demokrasi üzerinden saçmalamasın. Kilit nokta demokrasi üzerinden argüman üreten kişilere bakmamız ile çözülecektir.Peki kimdir bunlar?Başta AKP ardından DTP ve ÖDP.Demokrasiyi savununca ülkede istediklerini hızlı yapma şansı kazanıyorsun + üzerinde pek baskı olmuyor ve laf salatası yapabileceğin birşey var ortada. Demokrasi zaten bazı kesimlerin hiç mi hiç işine gelmez.Misal sen atatürke rahatça küfür edebiliyorsun ve kimse seni öldürmüyor diyelim fakat başkası muhammed e küfür etse oracıkta akıtırlar pekmezini.Demokrasi demokrasi diyemeden adamı götürürler.Demokrasiyi akp tarafından savunan adamlar bilimum her tayyip konuşmasında "heyt höyt" diyen çiftçilerin korumalar tarafından direk alındığını bilmiyorlarmı acaba?Veya sadece derdini anlatmak isteyen bir adama "Ananı da al git" demek demokrasinin neresinde var?Ülkeyi soyup soğana çevirmek demokratik bir hareketmidir?Korkuya dayalı egemenlik yaratmak padişahlık sistemine girer.Bu sistemin neresin de demokrasi vardır?Salaklar ancak laflarıyla bu derece de çelişir :) Demokrasiyi ağzına alacak son adamların bu olay üzerinden prim yapması da çok üzücü.Aynı zamanda arkadaşların dediği gibi milliyetçiliği vs vs kullanarak kitle yaratan partilerinde akp den tek farkı kötünün iyisi olmalarıdır.Bu adamlarında ülkemize katacağı birşey yoktur fakat götürecekleri akp den daha azdır ona da eminim.Bulunduğumuz nokta da tüm partilerin başkanları "Tayyip yiyeceğine ben yiyeyim" modunda olduğu ülke kimsenin umrunda olmadığı için iş halka düşüyor.Halkın kendi kahramanını yaratması lazım çünkü bizim gibi kavimlerde kahraman olmadan tek kişi olmadan bu işler yürümüyor :) Ha birde araştırsan soylarında akraba evliliği çıkacak adamların da atatürke,atatürkün onlara sağladığı haklar ile küfrediyor olması bile atatürkün büyüklüğünü gösterir. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
sir Mesaj tarihi: Ağustos 27, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 27, 2008 eheh bunları bana mı yazdın bilemiyorum, ama otobüste bile kitap okumak??demokrasi?? muhammede laf söylemek mümkün, her türlü dogmaya laf söylemek mümkün. ama bazı dogmaların çağdaş, ilerici, modern olduğunu, diğer dogmalarınsa gerici, artniyetli olduğunu savunmak ve kimi dogmaları meşrulaştırırken kimisini lanetlemek etik bir duruş değil. yoksa insanın özgürlüğünü kısıtlayan, "birey" olmaktan çıkaran her düşünce tarzı bence sakıncalıdır. ancak dünya nüfusunun büyük bir çoğunluğu bi şekilde bu dogmalarda (din, ideoloji vs) huzur bulabilmekte ve hayatına buna göre yön vermektedir. burada dikkat edilmesi gereken, daha doğrusu hedeflememiz gereken şey, bi ideoloji veya dinin diğerinden üstün olmaması, olamamasıdır. herhangi bir din veya ideoloji yüzünden bi insanın devlet nezdinde bir diğerinden farklı uygulamaya tabi tutulmamasıdır.. şöyle bir örnek vereyim, geçenlerde bir arkadaşımla tartışıyoruz, tkp üyesi kendisi ve "stalinizmi" savunmakta. buna göre devrim için gerekirse şiddet kullanmak meşru. ona şunu sordum "peki 1 mayıstaki polis şiddetine ne yüzle tepki gösteriyosun? o da sistemin kullandığı meşru şiddete girmez mi? senin savunduğun da sistemin kendisini şiddetle koruması, işte tam olarak bu değil mi?" ve tabi tatminkar bi cevap alamadım. baskıyı, şiddeti, antidemokratik veya siyasetdışı yöntemleri "ideoloji aşkına" benimseyebilen bir zihniyet, aynı anlayışı gösteren bir başka ideolojiye ses çıkarma hakkına sahip değildir, çünkü burada ciddi bir "ilkesizlik" söz konusudur. kısacası, insanlar bir dogmaya, bir ideolojiye, bir dine inanabilir, onun en iyi, en kutsal olduğunu düşünebilir, kendi hayatına buna göre yön verebilir..ama iş başkasına dayatmaya, başkalarının haklarını kısıtlamaya geldiğinde orada durması gerekir. her meşru kanaldan gelen eleştiriyi kabul etmesi ve buna göre kendini demokratik yollarla savunması yahut ifade etmesi gerekir. önce demokraside uzlaşmak bu yüzden şart. bakın italyada "bölücü" parti var. belçikada da bi kesim bölünmeyi düşünüyo. ama orada bombalar patlamıyo, insanlar "vatan, millet, brüksel" muhabbeti çevirmiyo, dış mihrakların oyunu falan da demiyolar. neden? çünkü demokraside uzlaşmışlar bi kere..ülkede bi kısım insan bölünmeyi istese bile ortak bir düşünce platformunda biraraya gelebiliyolar, düşünsenize.. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Scheriff Mesaj tarihi: Ağustos 27, 2008 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 27, 2008 adam da diyor ki kitap okumayan yani cahil bilgisiz adam demokrasiden ne anlasın yazıyorsun da yazıyorsun hatta bayaaa yazıyorsun ama hala asıl konuya cevap vermemişsin türban ve dar etek nedir bi açıkla bana "bekir coşkun elitist hebele hübele" geçiniz. "muhammede laf söylemek mümkün" muhakkak! hayattan bezmişsen neden olmasın Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Horizon Mesaj tarihi: Ağustos 27, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 27, 2008 Onu bunu bilmiyorum da , acaba kimse Bekir Coşkuna sen nebiçim , müslümansın , nebiçim hristyansın , nebiçim ateistsin vs. gibi birşey demişmi acaba ? İnsanların dinlerini nasıl yaşadığından onane veya bunu tartışmak bize neyi kazandıracak merak ediyorum ? Ülke şekilci oldu çıktı. Her konuda önce şekle bakılıyor. Böyle zeka özürlü adamların yazıları ile de kafası fazla açık olmayanlar kin ve düşmanlık üretiyorlar diğer insanlara karşı. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
sg-1 Mesaj tarihi: Ağustos 27, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 27, 2008 @Horican, sg-1 said: aritra said: bana göre saçma ve çelişik bi görüntü olsa da özgür irade işte. bizi pek ilgilendirmemesi gerek sokakta falan gördüğümüzde. Evet, özgür irade. Ama benim için "ben vejetaryenim" deyip, ete tavuğa el sürmeyen, ama köfte yiyen, "köfteden birşey olmaz, kıyma çekilince böyle böyle oluyo, et özelliği kalmıyo" diyen kuzenim kadar samimiyetsiz, bilgisiz, vurdumduymaz. İnsanlarda güven uyandırmıyor. Sonuçta güvenemeyeceği insanların güç sahibi olduğunu gören her insanın yapacağı gibi ister istemez, doğru veya yanlış, tepki veriyoruz. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Aye Mesaj tarihi: Ağustos 27, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 27, 2008 babasının yanında o şekilde daracık etek kafada turban giyen gördünüz mü? eve yaklaşınca pardesuyu geçiriyorlardır sırtlarına herhalde. aile baskısı diyorum. bir kere sultanahmette rock konseri olmuştu bayağı eskiden. asker yeşili pardesuler giymiş turbanlı kızlar kafa sallıyorlardı. bildiğin headbang. saygı duydum. cep telefonları da kamerasız o zaman. ölümsüzleştiremedim o anı :| Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Horizon Mesaj tarihi: Ağustos 27, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 27, 2008 Kişisel olarak tepki verebilirsin , yadırgayabilirsin bunda herhangibir anormallik yok. Ama Bekir Coşkun'un , bir yazarın , halka seslendiği köşesinde bunu yapması normal bir yadırgama değil kasıtlı başka amaçta yapılan bir eylemdir. Bunu da biliyoruz. Saçma olan gereksiz olan bu. Kendisi kırmızı don giyorsa misal olarak ya da içinde kalp desenleri olan don giyiuorsa bu bizi nasıl ilgilendirmeyecekse bu da aynı şey. Yeni Türkiye diyorsun ve vatandaşın özel yaşamı ile bunu genelliyorsun. Aptallıktan başka birşey değil yazısı. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
sg-1 Mesaj tarihi: Ağustos 27, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 27, 2008 Hayır, o yazı kadının giydiği kıyafete karışmak değil, sadece bunu tespit etmek, açıklamak. Yani kadına "giyme" dememiş ki yazıda, "Yeni Türkiye'de böyle giyimlere alışın" demiş. Yazının tamamı orada olmadığı için (ve muhtemelen açıp okumadığınız için) şu kısmı gözden kaçıyor: said: AKP ile birlikte değişen Türkiye’nin yeni yüzüdür bu; türban ile pembe farların, tesettür ile sallanan kalçaların, haşema ile plajın, din ile ticaretin, ibadet ile arsa işlerinin, iman ile siyasetin birbirine karıştığı... Dinci iktidarın kendi sınıfını belirginleştirdiği... Giderek daha çok Arabistan’a benzeyen Yeni Türkiye... Burada anlatılmak istenen (yazar şunu demek istemiş: ) Acaba dindarlar mı zenginleşiyor, yoksa zenginleşmek için dini kullananlar mı? Yani, tamam, kimsenin giydiğine karışmayız, kafasının içini de bilemeyiz, ama samimi dindar da bunları yapmaz, bunun altında başka birşey var, bir şov var, bir sömürü var. B. Coşkun'un yukarıdaki paragrafı tam da bunu anlatıyor. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Scheriff Mesaj tarihi: Ağustos 27, 2008 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 27, 2008 OOOOOOOOFFFFFFFFFFFFFFFFFFFFFFFFF bak abicim kırmızı don giy istiosan tanga giy kotunun üstünden gözüksün rengi deseni kime ne! ne diyorsunuz türbanın bi mantığı var şu şu şu e bu şekil o mantıkla ters diyoruz hala freedooooommmmmmmmmm! diyosun istediğini giysin isterse giyinmesin banane ama türban siyasidir şöyledir böyledir denince HAYIIIRRRR diye anırıp işte dinimiz emreder biz böle namusluyuz şöyle überiz demesinler çizgi bi belli olsun Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
mani Mesaj tarihi: Ağustos 27, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 27, 2008 halen olayı anlayamamış zihinlerin "kişisel tercih" bahenesi arkasına sığınmasıda nekadar sığ bir mantıktır. türban ın anlamı ne ? daha doğrusu birileri tarafından ortaya konan anlamı ne ? kadınların bir tek saç teli gözükmesin diye kullanılan bir bez parçası değil mi ? Gözükünce ne oluyor. görenin ve gösterenin namusu gidiyor. Sizin önünüze türban bir namus unsuru olarak konuyor. E ozaman sen bunu takıp birde boyacı küpü gibi noyanırsan ne oluyor ? yada vücut hatlarını gösteren daracık kıyafetler girince. yada dini bir saç telini bile göstermemeye indirgeyip ama bunun karşısında dinin tamamen yasakladığı israf, gösteriş ve dürüstlük değerlerini yerle bir ediyorsan tabiki bir kadının başına taktığını ben tartışırım. Burda ne taktığı yada yakışığ yakışmadığı değil arkasında duran mantıksızlığı tartışırım. Bugün türkiyede inananından inanmayanına kurban bayramı sırasında insanların inançlarını yerine getirme yöntemlerini tartışıyorsa kafasına taktığı türbanın amacıyla, davranışları taban tabana zıt olan insanların mantıklarıda düşünceleride tartışılır. Kusura bakmayın ama ne demişti bir büyüğümüz "velevki simge" bende diyorumki velevki kapak. Sen türbanı simge yaparsın al bunlar oluyor işte. sen türbanı kişisel tercih olarak değilde namusun ölçütü olarak dayatırsan, mahalle baskısı uygularsan bunlar oluyor. Kimse kusura bakmasın ama bu durumu sizin nefret ettiğiniz "elitist, kemalist" ler değil tam tersi liboşlar ve yeşil sermayenin tadına doyamamış dinciler yapmıştır. Şimdi ortaya çıkan tabloyuda yadırgamayın. Zira siz istediniz amacınızda buydu. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
sir Mesaj tarihi: Ağustos 27, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 27, 2008 sen buna "mantıksızlık" diye sorguluyosan ben de insanların giyim-kuşam tercihlerini sorgulayan ve teftiş edenlerdeki elitizmi sorgularım..dahası bunu anlamaya çalışmak yerine yargılayan ve yadırgayan, ve her türbanlıyı rahatça aynı kefeye koymanın, bütün farklılıkları tek bir "zararlı" odağa indirgemenin kolaycılığını da sorgularım. bi insana güvenmek için kıyafetinin kendi değerlendirmenize göre tutarlılığına bakmanız kafi ise cidden müthiş bir niyet okuma gücünüzün olması gerek. ama bu zaten ulusalcılarda racial ability olarak geliyo =) türbanı bir "geçiş dönemi" kıyafeti olarak tanımlamak ve türban altına dar pantolon giyenleri de "arayış" içinde insanlar olarak görmek gayet mümkün, siz illa bi kötü niyet arıyosunuz ve bunun sorumluluğunu da hükumete yüklemeye uğraşıyosunuz; sanki onlar demiş türban altına dar pantolon giyin, makyaj yapın diye..ben bu kırılmayı gerçekleştirenleri desteklememiz gerektiğini düşünüyorum, çünkü bu tarz bir "aykırılıkla" büyüyen kızlar, ilerde kendi kızlarına türbanı dayatmayacaklardır ve belki kendi hayatlarını kurduklarında da türbanlarını çıkaracaklardır. sizin serzenişleriniz burnuna piercing yapmış emocu çocuğuna kızan emekli memur bir babayı anımsatıyo doğrusu =) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Vodan Mesaj tarihi: Ağustos 27, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 27, 2008 Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Zlaneth Mesaj tarihi: Ağustos 27, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 27, 2008 Hayır arkadaş, 20 yaşında adamın gelip Bekir coşkun'un köşe yazılarına laf etmesine hastayım. Adamın senin yaşın kadar senelik köşe yazarlığı var, 50 60 yıllık yaşanmış bir hayatı, bu ülkenin cumhuriyet sonrası geçirdiği değişimleri görmüş gözleri var. Bekir Coşkun'u kalkıp Emre Aköz gibi değerlendirip, saçma salak laflar etmek için ne kastınız kendinizi be. Neymiş Bekir Coşkun milletin donuna takmış, siz de bu milletin başına taktınız yıllardır, üniversiteye de sokalım, kamuya da sokalım. Erkekler de kapasın başını o zaman, susam sokağından fırlamış ecişler gibi gezelim ülkede, herkes kapalı, önünü göremeyen et yığını olarak 70 80 yılımızı yaşayalım. Bu dünyaya hiçbir şey bırakmadan göçüp gidelim. Sormazlar mı sana vücut verdik, beyin verdik, üstüne kullanma kılavuzu verdik sen ne yaptın? Kapadık amirim. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Flameoffear Mesaj tarihi: Ağustos 27, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 27, 2008 Bu tipler iki arada bir derede kalmış tipler. Aile baskısı falan filan sebep her neyse türban takıyorlar ama bir yerde de kendilerini göstermek istiyorlar. Sonucu bu oluyor. Neydi bir laf vardı "Üstü şişhane altı memişhane" diye. Kimlik arayışı değil bu, ikisinide yaparım mantığı. Ama olmuyor işte. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
sir Mesaj tarihi: Ağustos 27, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 27, 2008 eheh yıllarca gazetecilik yapmak bi ölçütse engin ardıç da mehmet barlas da nazlı ılıcak da bizim yaşlarımızdan çok daha uzun bi süredir gazetecilik yapıyolar. ama onlar liboş-dönek-mandacı-dinci oldukları için laf etmek serbest. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Snefru Mesaj tarihi: Ağustos 27, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 27, 2008 Bunların hepsi sonuca ulaşamayacağımız tartışmalar.Fakirliği ortadan kaldırabildiğniz an bu adamların da oy alacağı ve kandıracağı adamlar olmayacak.Kökten çözüm bu.Bu sistemi oturttuktan sonra nerden baksak en az 100 sene lazım kuşak değişimi yaşanmalı insanların mantığı değişmeli.Bunları nasıl yapacağımızı tartışmadıktan sonra şurada edilen lafların hiçbir önemi yok. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Scheriff Mesaj tarihi: Ağustos 27, 2008 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 27, 2008 Vodan said: etekli türbanlı resmi ahhahahahahh OF ahahahahahah Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
sg-1 Mesaj tarihi: Ağustos 27, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 27, 2008 sir said: sen buna "mantıksızlık" diye sorguluyosan ben de insanların giyim-kuşam tercihlerini sorgulayan ve teftiş edenlerdeki elitizmi sorgularım..dahası bunu anlamaya çalışmak yerine yargılayan ve yadırgayan, ve her türbanlıyı rahatça aynı kefeye koymanın, bütün farklılıkları tek bir "zararlı" odağa indirgemenin kolaycılığını da sorgularım. bi insana güvenmek için kıyafetinin kendi değerlendirmenize göre tutarlılığına bakmanız kafi ise cidden müthiş bir niyet okuma gücünüzün olması gerek. ama bu zaten ulusalcılarda racial ability olarak geliyo =) türbanı bir "geçiş dönemi" kıyafeti olarak tanımlamak ve türban altına dar pantolon giyenleri de "arayış" içinde insanlar olarak görmek gayet mümkün, siz illa bi kötü niyet arıyosunuz ve bunun sorumluluğunu da hükumete yüklemeye uğraşıyosunuz; sanki onlar demiş türban altına dar pantolon giyin, makyaj yapın diye..ben bu kırılmayı gerçekleştirenleri desteklememiz gerektiğini düşünüyorum, çünkü bu tarz bir "aykırılıkla" büyüyen kızlar, ilerde kendi kızlarına türbanı dayatmayacaklardır ve belki kendi hayatlarını kurduklarında da türbanlarını çıkaracaklardır. sizin serzenişleriniz burnuna piercing yapmış emocu çocuğuna kızan emekli memur bir babayı anımsatıyo doğrusu =) Türban geçiş dönemi kıyafeti, altına pantolon arayış. Neyin arayışı bu, neyin geçişi, öncesi nasıldı, bundan sonra nasıl olabilir? Şunu bi açıklasan da bi öğrensek. Konsepti bilmeden körükörüne savunduğunu biliyorum, ama konsept şudur, kadın örtünürse cinselliğini saklamak için örtünür. Bu olmuyorsa durum mantıksızlıktır, tutarsızlıktır, köfte yiyen vejetaryenden farksızdır. Bunu söylemek anca senin gözlüklerinle ırkçılık felan gibi görünebilir. "İçki içen halk değildir"i felan hesaba katarsan hiç istemediğin halde akp'ye nazi partisi felan demek zorunda kalabilirsin bu değerlendirmeyle, kıyaslayınca hangisi daha büyük ırkçılık ortaya çıkar. Ha, çevremde gördüklerimi sorguladığım için de elitist olacaksam, emekli baba olacaksam varsın olayım. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
sir Mesaj tarihi: Ağustos 27, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 27, 2008 doğuyla batı arasında, köyle şehir arasında, aileyle "sevgili" arasında, küresel olanla yerel olan arasında, modernle ananevi kavramlar arasında bir geçiş, bir arayış..bu zaten cumhuriyet tarihinin de arayışı değil midir? tam da doğuyla batı arasında kalmış ama ikisine de mensup olamamış bi ülkenin vatandaşının kolayca girebileceği bir ruh hali. ama pardon siz çoktan batılı olmuştunuz di mi? halkın geri kalanı da size ayak uydurursa herşey harika olacak.. boşu boşuna "entegrasyon" diye "demokratikleşme" diye yırtınmıyoruz, dünya şu an bu dinamikler üzerinde tartışıyo, siyaset hep bu çekişmelere dair talepler üzerinden gelişiyo. ama her zaman sizin siyasi talepleriniz öncelikli, çünkü onlar çağdaş-ilerici diğerleri hep gerici. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Sufi Mesaj tarihi: Ağustos 27, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 27, 2008 çocuklar biraz büyüyün para kazanın iş alemine girin insanlarla kaynaşın hiç ilginiz olmayan kesimlerle tanışın falan... 35 kişi çalıştırın bunlardan 3'ü kardeş olsun ve ilk 9'u aynı ölmüş anneden, sonraki 3'ü 2 milyara köyden yeni satın alınmış 2. anneden olan 12 kardeşin büyükleri olsun ve bunların "kahvehane yanık"çısı babaları gelip kapınıza yaşı tutmayan 2 çocuğu için "sokakta büyümesinler, burda sanat öğrensinler" desin. 35 kişinin 3'ü olan kız kardeşlerin hepsi türbanlı olsun ve bunlardan biri çay saatinde koşarak içeri girsin ve "kızlar koşun 4 kişi geçiyor hepsi de oğlan" diye bağırsın diğer kızlara sizin duyduğunuzu farketmeden. babaları da kahvede kozu saydım mı acaba diye düşüneduruken aklı 12 çocuğundan 7.'si olan yeni ergenlik çağına girmekte olan kızında olsun. "sigeller ooolum bunu sokağa çıkarsa" diye geçirsin aklından. kahve önünden geçen 17 yaşındaki kızın kalçalarına takılsın gözü. "analar neler doğuruyor" desin masadaki değer 3 kişiye. sonra tekrar konuşalım şeriat nasıl gelir diye. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Zlaneth Mesaj tarihi: Ağustos 27, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 27, 2008 Sufi said: babaları da kahvede kozu saydım mı acaba diye düşüneduruken aklı 12 çocuğundan 7.'si olan yeni ergenlik çağına girmekte olan kızında olsun. "sigeller ooolum bunu sokağa çıkarsa" diye geçirsin aklından. kahve önünden geçen 17 yaşındaki kızın kalçalarına takılsın gözü. "analar neler doğuruyor" desin masadaki değer 3 kişiye. sonra tekrar konuşalım şeriat nasıl gelir diye. Kara çarşafla kaplayınca kimse düşünmeyecek o "kalçaları". 1 adama 4 kadın, küçük bir harem, yeter mi o "kalçaları" düşünmemeye? Padişahlara yetmemiş, 4 değil 400 kadın almışlar ama gene de düşünmeşler nedense... Hatta bazısına kadın da yetmemiş oğlan almışlar hareme... Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
sg-1 Mesaj tarihi: Ağustos 27, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 27, 2008 Babamın yanında çalışan kalfa, kızkardeşi bi oğlanla kaçınca arayıp vurmak için babamdan silah parası istemişti, zar zor kafalamıştık elemanı, az daha kızı toprağa kendini hapse sokuyordu. Bu sayılır mı? Yani, cahilliğin diz boyu olduğunu, bu cehaletten nemalananlara güç kuvvet kudret verildiğini, ne isterlerse yapma yetkisi tanındığını, isterlerse şeri yasaları hukuka sokma yetisine sahip olduklarını biz zaten söylemiştik defalarca. Böyle küçük, sıradan, bol bulunan bir hikayeyi bizimle paylaştığın için teşekkürler Sufi. @Sir, yine işini genele vurdun, yine işi demokratikleşmeye getirdin, uçtun gittin. Biz ne diyoruz, kimsenin kılığı kıyafeti bizi ilgilendirmez diyoruz (bu arada çok güzel böldünüz memleketi biz-siz diye, ağzımız iyice alıştı valla, tebrikler). Ama o arayışın sonu zaten belli, evet, biz çoktan batılılaştık, taa kılık kıyafet devrimiyle. Sonunda gidip duracakları durak orası. Sokaktaki yarı türbanlı yarı kotlu kızlarla değil derdim. Komik olduklarını anladıkları anda şeklen doğru olan, ya batılı ya da muhafazakar giyim anlayışlarına döneceklerine eminim. Bence buraya kadar bir sorun yok. Şu resimdeki gibi gülüp eğlenme aracı olurlar bir süre. Benim esas derdim, bunun bir nemalanma aracı olarak kullanılması, dinimin böyle ellerde sömürülmesi. Yok benim dinimde böyle bi giyim tarzı, ananelerime hakaret eder gibi bi kilo makyaj, sonra g.t göbek meydanda düğünler, kutlamalar. Bu sonradan dindarların, şekilci dindarların, sömürgeci dindarların giyim tarzı oldu bir yanda. Ve evet, buna çanak tutan, yol açan, bunları destekleyen de hükümet ve onların badem bıyıklılardan kurulu bürokrasisidir. Yani bu dediğin geçiş-arayış halkın içinde kalsa amenna, ona bakarsan yüzyıl önce kara çarşafla dolaşan ninelerimiz bugün uzun manto, renkli eşarpla geziyorlar, bu da bir geçiştir, en azından şartlara uygun bir geçiştir. Ama bu eleştirdiğimiz kademe sömürünün temsiliyeti haline gelmiştir. Asla güven telkin etmemektedir. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Sufi Mesaj tarihi: Ağustos 27, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 27, 2008 işte sg-1 hep anlatmak istediğim konu bu. mesele şeriat değil... şeriat diye bir kavramın hiç olmamdığını düşün. herşey çözülmüş mü olacaktı? asla... herşey özünde şimdiki gibi olacaktı. işin dayanağı namus veya şeriat değil de cuti ve puti olacaktı (rep goes to: selçuk erdem) şeriat kavramının tamamen hayatımızdan çıktığını düşünün. bu durumda nirvanaya ermiş ulusalaklar* olmazdık. * ulusalak: liboş kelimesini diline pelesenk etmiş ulusalcı edit:imla. öğrencem klavyeyi 23 seneden sonra Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Sufi Mesaj tarihi: Ağustos 27, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 27, 2008 sg-1, şeriat yerine orisi da diyebiliriz mesela. önemli olan ori konuştuğu zaman facinate olup olamamaktır. biz 5 DC wisdom save'e bile fail veriyorsak etraf ori dolar. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
zydar Mesaj tarihi: Ağustos 27, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 27, 2008 abdi ipekçide bi maça gidiyoduk babamla, yandan aynen bu tarife uygun bi kadın geçmişti. yemin ediyorum tüm arabarladakiler oha demişti arkadaki öndeki vs. kadın bir sağ bir sol ile yürüyordu tamamen siyahtı başıkapalı ama yani bir sexilik hakimdi. istisnasız saçmaydı Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar