Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Recebin Tavuğu Emre Aköz Diyor ki...


Öne çıkan mesajlar

Mesaj tarihi:
Recebin tavuklarından güzide yazarımız Emre Aköz'ün bugünkü yazısı.

Yeryüzündeki melek Hayrünnisa Gül vurgusuna dikkat.


Emre Aköz said:
'O kadından nefret ediyorum'

The Times gazetesinden Janice Turner, ' İslam ve Türkiye'deki Büyük Türban Savaşı' adlı incelemesini hazırlarken birçok kişiyle konuşmuş. ( 18 Temmuz )
Bunlardan biri Prof. Aysel Ekşi.
Kimdir Aysel Ekşi? İngiliz gazeteci okurlarına onu şöyle anlatıyor: Çocuk ve genç psikiyatrı. 74 yaşında. International Hospital İstanbul'da çalışıyor. Eskiden İstanbul Üniversitesi'nde görev yapıyordu.
Ancak Aysel Hanımın bir özelliğini atlamış Turner: O aynı zamanda, Hürriyet gazetesinin başyazarı Oktay Ekşi'nin eşi.
Röportaj sırasında Aysel Ekşi'ye, o akşam Cumhurbaşkanının eşi Hayrünnisa Gül ile buluşacağını söylüyor Turner.
Bunun üzerine Aysel Hanım, hışımla masasına vurarak bağırıyor: " O kadından nefret ediyorum! "
(İngilizcesi: "When I say I will be taking tea with Mrs Gül that evening, Dr Eksi bangs her desk with passion and cries " I hate her !".)

Bir kişi, diğerinden kolay kolay nefret etmez. Çünkü 'nefret' ruhu 'kemiren', taşıması zor bir duygudur.
'Terzi kendi söküğünü dikemez' derler ama yine de bir psikiyatrdan bunu duymak garip gelebilir. " O anlamda söylememiştir " diye düşünebilirsiniz.
Ancak masaya da vurmasından anlıyoruz ki gelişigüzel kullanılmış, ağızdan kaçmış bir kelime değil bu. Gerçekten de Hayrünnisa Gül'den nefret ediyor Aysel Hanım. Hıncını masadan çıkartmaya çalışıyor.
Her şeye rağmen tuhaf!
Tuhaflık şurada: Sokaktaki bir vatandaş, Abdullah Gül'den nefret edebilir. Çünkü Gül bir siyasi aktör, bir karar verici. Dünden bugüne; yaptıkları ve yapmadıklarıyla nefret uyandırmış olabilir. Bu mümkün.
Peki ya Hayrünnisa Gül?
Bugüne kadar kimsenin tavuğuna kış dememiş bu hanımı sevmeyebilirsin. Hoşlanmayabilirsin. 'First Lady'liğe uygun bulmayabilirsin.
Hepsi tamam da, ondan nefret etmek için nasıl bir sebebi olabilir insanın? Hem de bir psikiyatrın?
Şaşırtıcı bir durum!


Ama biz bu durum karşısında hiç şaşırmıyoruz; değil mi arkadaşlar?
24 Şubat (2008) günü buradaki yazının başlığı neydi? Hatırlayalım: "Evet, nefret ediyorlar."
Niye yazılmıştı?
Çünkü Hürriyet'in yayın yönetmeni, "Laikler, dindarlardan nefret eder mi" diye sormuş ve etmediklerini öne sürmüştü. ( 23 Şubat )
Biz nefret ettiklerini biliyorduk elbette. Nedenini de anlattık. Yine de "Yok canım, niye etsinler" diyenler çıkmıştır.
Ama işte şubattan temmuza, sadece beş ay içinde, takke düştü, kel göründü:
Dindarlardan, türbanlılardan nefret ediyorlar ve bunu hiddetle ifade etmekten de çekinmiyorlar. (' Takkesi düşen laikçi': İmgenin komikliğine bakar mısınız?)
Bu durumda iki şık var: Ya yalan söylüyordu Hürriyet'in yayın yönetmeni ya da yakınlarının duygularını kavramaktan acizdi.
Oyum ilk şıkka: Herhalde bunca yıllık başyazarının eşini, sizden benden daha iyi tanıyordur; değil mi?

Bugünkü yazıyı da 24 Şubat'taki gibi bitirelim:
"Bir de 'Asıl liberaller, laiklerden nefret ediyor' diyorlar ki aymazlığın dik alasıdır. Liberal demokratlar, laikçilerden sadece darbe çığırtkanlığı yaptıklarında nefret eder.
Bunun haricinde dalga geçerler."
Not: Acaba Prof. Aysel Ekşi, International Hospital'a başvuran türbanlı gençlerin ruhsal sorunlarıyla ilgileniyor mu? Yoksa hastayı görür görmez, "Türbanını çıkar da gel" mi diyor? (Masaya da vurarak!)


E.Özkök'ün 23 Şubat yazısı:
http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=8294783&yazarid=10

Aköz'ün ertesi günkü yazısı:
http://www.sabah.com.tr/2008/02/24/akoz.html

Yaratılmak istenen savaş bu. Laik vs Dindar. Amaç sıradan dindar vatandaşı da siyasal islam savaşına sokmak.

Yazılarını yalanlarla bezeyen, ülkesini AİHM'e şikayet edecek kadar dava militanı bir H.Gül'ü savunacak kadar tavuklaşmış, siyasi islamla ve simgesi türbanla savaşı "laik vs dindar" diye toplumu bölecek şekilde genişletmeye cüret eden bir yazardır Aköz.


İşin ilginci orjinal yazıdaki bu kısmı
Turner said:
It is best to be honest and say that, as a Western, secular feminist, I abhor the headscarf. In London, I feel anger and dismay at eight-year-old British Muslim girls in hijab. If this is an act of sexual propriety, why is it now so often extended to prepubescent children, other than to render women hamstrung and invisible, almost from birth? Loose clothing, the covering of legs and arms, I can better understand. The invocation to Western women to look perpetually “hot” and up-for-it is depressing, too.
But the head is the site of our brains, our faces, our individuality. To cover it in public implies sublimation, a need to be hidden, disregarded, subordinate to male authority under the guise of religious observance. The degree to which women are covered in any Muslim country is a reliable index of their oppression.



veya bu kısmı
said:
“Women who wear headscarves have already been exposed to religious ideology. It affects the kind of things they want in life. They make more passive choices. Being a wife and mother is encouraged and there is nothing wrong with that. But equal choices are not given. They are not given any real, substantial options.” What has escaped attention is the role of the Department of Islamic Affairs. Set up by Atatürk to harness Islam, it has lately been used to promote it, building mosques, setting up Islamic schools and Koranic courses for children. The budget is equal to the cost of 22 Turkish universities.

And its imams - government employees - are not censored when they preach, for example, against women working. The department's website recently stated that the sexes should not mix outside marriage. “Women have to be more careful, since they have stimulants,” it said, referring to their bodies. “They should not show their ornaments and figure and they should cover in a fine manner.”



veya bu kısmı
said:
In this I am in accord with the Turkish secular republic founded by Mustafa Kemel Atatürk, who 80 years ago, in his rapid modernisation of what he saw as a backward, superstitious country, demanded that men remove their fez hats and women their veils. Atatürk, however, had no issue with the traditional Turkish headscarf, worn by grandmothers and villagers even today, knotted simply under the chin like Princess Anne at a horse trial, or even Hilda Ogden. It is a subtly different style that has enraged the upholders of the Turkish secular ideal, that uneasy alliance of feminists, left-leaning intellectuals, the wealthy and Western-facing “white Turks” - and the army, Nato's second largest, which has ousted four governments in 50 years. Like the scarf Zeynep wears, this is pinned carefully to conceal the neck, throat and hair. Non-native to Turkey, but favoured by the Middle Eastern countries that surround it, this style has become the symbol of political Islam.



görmezden gelme marifetini de sergiliyor yazarımız.


Yazının tamamı için:
http://women.timesonline.co.uk/tol/life_and_style/women/article4352789.ece
Mesaj tarihi:
eheh çok harika bi topik de yazının konusu aysel ekşi'nin h. gül'den nefret etmesi, yani siyasal islam, türban vesaire eleştirilir, sevilmeyebilir, ama kişisel bazda bir nefret gerçekten epey saçma, ve esas "bölücülük" bu "nefretten" kaynaklı. emre aköz de bunu anlatmış. ingiliz gazetecinin yazısının tamamını niye vermesi gereksin?
Mesaj tarihi:
laikçi diye bir tanım yapıyorsunuz, ne sınırları belli ne nitelikleri, dindarlardan nefret ederler diye üzerine bir argüman sunuyorsunuz; ayrımcının genelleştirmenin ve hatta ötekileştirmenin, düşman yaratmanın dik alası üzerine de tek "1" kadının garip bir lafını çıkartıp bu gerzekçe argümana destek diye sunuyorsunuz.

artık dayanamıyorum ve açık soruyorum abi siz gerizekalı mısınız?
Mesaj tarihi:
ahahaa bu mu şimdi karşıt fikrin?

"eskiden siyasetçiler münferit derdi şimdi de rahan münferit benzeri bir şeyler diyor demek ki rahan hatalı"

böyle bir fikir mi beyan ediyorsun? buraya kadar düştün mü sen şimdi?
Mesaj tarihi:
bu mu şimdi senin ötekileştirdiklerine faşizan güdülerle desteksizce bok atan bir söylemin karşısındaki duruşun?

olaya bak; kafalarına göre bir karşıtlık tanımlıyorlar, dindar vs dinsiz e tekabül eden, üzerine saçma sapan atıp tutup milleti kışkırtıyorlar, sonra kalkmış biz liberaliz bilmemneyiz.

yürüyün lan kdmn yalakaları, güce tapanları, oportünist zavallıları.
Mesaj tarihi:
çık bi dolaş hava al rahan ya, beyne oksijen gitmiyo galiba pek..yalanladığın şeyin benzerini kendin yapıyosun zaten şu saniyelerde =)
Mesaj tarihi:
olmadı çocuğum yine boş vurdun.

çünkü ben "bütün liberaller" hakkında bir yargıda bulunmadım.

temelsiz ve cahilce saçma örneklerle bir siyasi akımı izleyenlerle ilgili abuk ahkamlar kesenlere ve dayanak olarak da tekil kişileri gösterip kendilerini liberal zanneden garibanlara laf söyledim.

zira benim tepkimin hedefi olan kitle "yaptıkları" ile sınırlandırılmış ve ayrıca eleştirim yaptıklarının hatalı olduğuna dair.

entelektüel görünümün arkasına saklanıp ucu bucağı belirsiz bir kitleye açık faşizan hükümlerde bulunmuyorum.

dur bi de senin için ilkokul seviyesinde anlatayım;

liberallere liberal oldukları için kızmıyorum. kendini liberal zanneden faşizan garibanlara liberal olamadıkları için kızıyorum.
Mesaj tarihi:
du bakayım doğru anlamış mıyım..

toplumda bulunan bi "nefret" var, onun da apaçık göstergeleri var, (emre aköz önceki yazılarında da anlatmış, benim çevremde de, hatta bu forumda da gayet sık rastladığım örnekler)..bu göstergelere, örneklere dayanarak bu tip "katı laik" insanların, yani tahammülsüz, baskıcı ve elitist insanların, yani bu nefretlerini "laiklik" ilkesine dayandıran insanların dindarlardan, türbanlılardan nefret ettiği tespitine varmak, ve bu nefreti "haksız" bulmak, faşizan bir saldırı mı olmakta?

burada isim verilmemesi "bunlar şu kadar kişi, hepsi şu partiye oy veriyo veya şu stk'ya üye" denmemesi zaten özellikle hedef göstermemek, düşmanlığı körüklememek için, sizin yaptığınızın tersine yani. ama böyle bir kesim ve böyle bir nefret var, bunu da "laikçi" olmak diye bi terim uydurarak anlatmış. bir saldırı, veya herhangi bi faşizanlık yerine ben bizzat faşizanlığın, çarpık bir zihniyetin eleştirisini görüyorum bu yazılarda. kullandığın üsluba bakarak da sende de benzer bir çarpıklık, bir gereksiz, sadece kendi kendini yiyen bi nefret gördüğümü söylüyorum ayriyeten.
Mesaj tarihi:
@sir:

Dikkat edilmesi gereken nokta, tepkinin sadece Hayrünisa Gül için verilmiş olması.
Türban meselesi tartışılırken gayet makul argümanlar öne sürülürken ciddi tepki sadece Hayrünisa Gül için verilmiş.

Buradan anlaşılıyor ki verilen tepki türbanlılara yönelik değil Cumhurbaşkanı'nın karısına yönelik. Sebebi de büyük bir olasılıkla devletin başının eşi olması, tabii kaprisleri nedeniyle Abdullah Gül'ü zorla cumhurbaşkanlığı adaylığından çekmediğini de bazı kişiler yazdılar(erken seçim öncesi, tartışmalar olurken), belki cumhurbaşkanlığı meselesini sorun haline getiren kişinin Hayrünisa Gül olduğunu düşünüyordur, kim bilir.

Emre Aköz'ün "atladığı" nokta ise bu, yani tepkinin Hayrünisa Gül ile sınırlı kaldığı dolayısıyla söyleşinin devamındaki makul görüşlerin aktarılmadığı yorumu çok ta garip değil.
Mesaj tarihi:
heh bende nefret ediyorum hayrünisa gülden de abdullah gülden de. cumhuriyet tarihinin ilk geçmişi karanlık olan, dolandırıcı ve şeriat tutkusunu gazetelerde açıkça belirtmiş , demokrasi arkasına sığınıp, çarpık bir sistemle cumhurbaşkanı olmuş bir adamdan ve çevresindeki insanlardan nefret etmek için bir çok insanın yeterli sebebi var sanırım. ilk önce gitsin kayıp trilyonlar davasından aklansın.

hayrünisa gül içinde memleketinde milyonlarca insan açlık sınırında yaşarken, köşk tadilatı için hazineden 30 trilyon alan bir insandan tabi nefret ederim. sanki paşa babasının parasını kullanıyor. şimdi bu bütün türbanlılardan nefret ettiğim anlamına mı geliyor ?
Mesaj tarihi:
sir said:
toplumda bulunan bi "nefret" var, onun da apaçık göstergeleri var, (emre aköz önceki yazılarında da anlatmış, benim çevremde de, hatta bu forumda da gayet sık rastladığım örnekler).. bu göstergelere, örneklere dayanarak


örnekler yok orda örnek var. nefretin var olduğunu düşünmek ile var olduğunu objektif verilere dayanarak savunmak arasında fark var. neredeyse sosyoloji tezlerine konu olacak bir noktadayız artık.

ben de bülent arınç ve kitlesinde devasa bir nefret seziyorum ama kalkıp elde veri yokken, "dindarlar çok nefret dolu bak işte hede hödö ne yaptı" diye atıp tutmuyorum.

çünkü anlayamadığın şekilde: "BİLGİ İLE SEZGİ FARKLI ŞEYLER"

said:
bu tip "katı laik" insanların, yani tahammülsüz, baskıcı ve elitist insanların, yani bu nefretlerini "laiklik" ilkesine dayandıran insanların dindarlardan, türbanlılardan nefret ettiği tespitine varmak, ve bu nefreti "haksız" bulmak, faşizan bir saldırı mı olmakta?


katı laik ne demek ya? laikçi ne demek? laikliğin katısı yumuşağı mı olur? laikçi demek elitist mi demek?

bu herif yazısında yardırmış bir uçtan diğer uca laikçi diye bi bok. aynısını online komüniteler dahil, onlarca insan yapıyor.

kafanızda bir öteki prototipi oluşturmuşsunuz aynı prototip üzerinden atıp tutuyorsunuz.

kürtleri esmer kıllı tasavvur eden beyaz türkten, her orta doğuluyu terörist olarak resmeden pembe suratlı amerikalıdan hiç bir farkın yok.

ortalıkta bir nefret varsa bu nefretin kendisi tartışılır, sebepleri sonuçları görülür. çünkü insan dediğin varlığı, toplum dediğin yapıyı kafanda yarattığın gerzek modele küfür ederek açıklayamazsın.

said:
burada isim verilmemesi "bunlar şu kadar kişi, hepsi şu partiye oy veriyo veya şu stk'ya üye" denmemesi zaten özellikle hedef göstermemek, düşmanlığı körüklememek için,


ay saolasın.

said:
sizin yaptığınızın tersine yani.


siz kim ya? sen kimsin beni nerden tanıyorsun ki kalkıp beni ötekileştirdiğin bir gruba dahil ettin de hakkımda ahkam kesiyorsun??

said:
ama böyle bir kesim ve böyle bir nefret var, bunu da "laikçi" olmak diye bi terim uydurarak anlatmış.


at yalanını yiyeyim inananı! nereye uyduruyor??

laikçi bu konuya uygun olarak üretilmiş bir terim mi ???

laikçi "dindarlardan nefret eden" diye özel tanımlanmış değil.

laikçinin tanımladığı kitlenin tanımı sınırları, ucu bucağı yok. senin de az önce yaptığın gibi her zavallı kafasına göre "laikçi" prototipi yaratıyor.

yapılmış onlarca laikçi tanımının yarısında ben de varım. kimseden nefret falan ettiğim yok ama emre aköz beyin götünden yazdığı yazı sayesinde kafasında farklı "laik" imgeleriyle dolaşan 10 dindar kişiden 5 i için ben ondan nefret ediyorum??

dolayısıyla bana karşı olan nefreti meşru oluyor!

bu mu şimdi sorumlu anlayış? bu mu ayrımcılığa karşı çıkmak? bu mu anti-faşizan?

bu açık seçik kitleleri kışkırtmaktır.

"bak laikçiler senden nefret ediyor git otelde kıstır"

said:
kullandığın üsluba bakarak da sende de benzer bir çarpıklık, bir gereksiz, sadece kendi kendini yiyen bi nefret gördüğümü söylüyorum ayriyeten.


yek ya?
Mesaj tarihi:
sir sen yanlış duyumlar alıyorsun, burda bize vatan haini, irticacı, takiyyeci, atatürk ismi duyduğunda kaçacak delik arayıcı, dinci, fetocu yakıştırmaları yapan insanları nasıl örnek gösterebilirsin? bunların hepsi münferit olaylar.

ha bir de biz kışkırtıyoruz bunları hep liboş görüşlerimizle. nazileri de yahudiler kışkırtmıştı sonuçta, etme bulma dünyası.
Mesaj tarihi:
Sam said:
ha bir de biz kışkırtıyoruz bunları hep liboş görüşlerimizle. nazileri de yahudiler kışkırtmıştı sonuçta, etme bulma dünyası.


yok bebişim sizin gariban oportünist görüşleriniz daha çok; "yahudiler sizi aşşağı görüyor", "almanya'nın bu durumda olmasının tek sebebi ergenekon ay yok yahudiler", "elitist yahudiler size hiç şans tanımayacaklar" tadında gidiyor.

edik lan nası unuttuk: "yahudiler almanlardan nefret ediyor!"
Mesaj tarihi:
her konuda aynı geyikler , yine bende aynı geyiğimi atıp kaçıcam, her iki tarafta haksız ama sir ve sam in savunduğu düşünceler daha da haksız,özellikle ortaya çıkış biçimleri itibari ile.Açıklama yapmıyorum nasılsa sol kulak giriş sağ kulak çıkış oluyor.

selam ve dua ile bide
Mesaj tarihi:
nefretten arınmış onlar sam, herşeyi aşmışlar..şimdi biri çıkar ite it demek hakaret mi falan der..

bak yukarda adam açık açık nefret ettiğini söylüyo, ne güzel. herkes söylesin rahatlasın bence. ama bu nefrete işaret ediyoruz ve yadırgıyoruz diye faşizan davranan biz oluyoruz ya, en güzeli o.

son yazıda sadece tek örnek var, ama ya önceki yazılar, önceki tartışmalar?

ayrıca ilginç olan da bu "ötekileştiren" kesime işaret edilmesinden ve onlara "laikçi" denmesinden niye alınıyosun ki, adam "rahan katı laikçidir" falan yazmamış sonuçta, böyle bi kesim, böyle insanlar vardır yazmış, sonuna kadar da haklı, tezahürünü de hergün bu forumlarda görmek mümkün.

Viktor said:
biz konusunca fetocu oluyoruz diye agliyanlarin begenmedikleri kisileri hemen darbeci elitist diye etiketlemesi insanalrin ne kadar igrenc varliklar oldugunu gosteriyor


kullanılan üslupta, seçilen kelimelerde zihniyetin bi yansıması göze çarpıyo malesef viktor, bunu da gözardı edemiyorum yani. bak burda benimle taban tabana zıt düşünen drigeolf gayet düzeyli, seviyeli tartışmaya çalışıyo, ben de ona aynı düzeyde cevap vermeye çalışıyorum.

öte yandan slat, lathspell gibi adamlar açık açık faşizmi savunuyo, üsluplarında da ne denli ileri gittikleri, aldıkları banlardan ortada. yani kullanılan kelimelerin hakarete kaçma oranı kadar insanların faşizan düşünceye kaydığı, nefret beslediği, kin güttüğü sonucunu çıkarmam çok mu abestir sence?

karşı tarafı da kaale alan, fikirlerine önem veren, düşüncesi, ideolojisi (şiddet-baskı içermediği sürece) ne olursa olsun insan yerine koyan, söz hakkı tanıyan kişilere her koşulda saygım sonsuz. demokratlık bunu gerektirir zaten.

ama hakaretler, takılan isimler, küçümsemeler, yakıştırılan bi takım sıfatlar hangi eleştiriye sığıyo, hangi fikir teatrisinde meşru karşılanıyo? burada karşılaştığım aşağılamaları kaydetsem ciltler yaparım be..ben veya sam veya buyse kaç kez seviyeyi düşürmüşüz, kaç kez banlanmışız bi de ona bakıverin.

aslında biliyo musunuz ben de banlanmıştım bi ara..Atatürk'ün bursa nutkunu c/p yapmak yüzünden hem de =)
Mesaj tarihi:
sir said:
bak yukarda adam açık açık nefret ettiğini söylüyo, ne güzel. herkes söylesin rahatlasın bence. ama bu nefrete işaret ediyoruz ve yadırgıyoruz diye faşizan davranan biz oluyoruz ya, en güzeli o.


ben de sana türklerden nefret eden bir kürt gösterip üzerine de genelleme yapayım olur mu? bol bol var ortalıkta.

said:
ayrıca ilginç olan da bu "ötekileştiren" kesime işaret edilmesinden ve onlara "laikçi" denmesinden niye alınıyosun ki, adam "rahan katı laikçidir" falan yazmamış sonuçta, böyle bi kesim, böyle insanlar vardır yazmış, sonuna kadar da haklı, tezahürünü de hergün bu forumlarda görmek mümkün.


iyicene matematiksel anlatacağım.

ortaya atılmış laikçi diye bir tanım yok. laikçi olarak adlandırılabilmek için düşünülmesi gereken veya yapılması gereken gerek ve yeter koşullar sıralanmamış.

"marksist" nedir, marks'ın öğretilerini izleyen kişidir, milliyetçi nedir, milliyet kavramını insanları ayırdığına inanan ulusların yarıştığına savaştığına inanan insan-kabaca, anarşist nedir devletin varlığına karşı çıkan, sendikalist nedir devrima sendikalar yoluyla ulaşılacağına inanan bişi.

laikçi nedir? yok. böyle bir tanım yok. insanların kafalarında oluşturdukları bireysel imgeler dışında objektif bir şey yok.

laikçi senin için elitist ittihatçı bilmemne, vasat bir cahil için ateist veya laisisist olması yeterli, türbanlı bi kız için türban yasağını savunması yeterli, vakit okuyan rezil bi radikal için chp ye oy vermiş olması bile yeterli.

herkesin aklında laikçi diye bir küme var ama bu küme A ve B kişileri için birebir aynı kişileri ifade etmiyor.

sen eğer ki toplumda bir dindarlara karşı bir nefretin var olduğunu seziyorsan -ki bu nefret olabilir, sezilebilir- bu nefretin varlığına dair objektif veri toplarsın nedir bu: istatististiki veri. tek bir kadının saçmalığını alıp ortaya fırlamazsın sazan gibi.

sonra bu nefrete ortak olarak sahip olanların kümesine X dersin. en son ise bu X kümesiyle ilgili bir yargı belirlersin. işte benim takıldığım nokta burda emre aköz denen tavuk bu kümeyi laikçi olarak tanımlaması.

laikçi ne lan?? daha sınırları bile belirsiz.

her üyesi nefretle mi dolu?? nerenden uydurdun sen bunu???

nefretin var olup olmaması değil sorun, ne idüğü belirsiz bir tanımla eşleştirilmesi ve bunu yaparken toplumun en pislik dinamikleriyle oynadığının farkında olmayacak kadar şuursuz olunması sorun.

edik sonuç:

hükümetle benzer çizgide düşünen bir adamın elinde kendinden farklı düşünenler için; "onlar(laikçiler) benden zaten nefret ediyor, beni aşşaa görüyorlar" silahını verdin.

artık o da kendi nefretini meşru kılabilecek.
×
×
  • Yeni Oluştur...