sir Mesaj tarihi: Haziran 23, 2008 Mesaj tarihi: Haziran 23, 2008 anlayan anlıyo dillinger, yazmayıp sadece okuyanlar da var, mühim değil gerisi =) bi kişiyi bile farklı düşündürebilirsem o bana yeter. ayrıca daha ciddi tartışmalar için de bi altyapı sağlıyo bana bu tarz topikler. sg-1, bu "görmezden gelme" durumu yeni değil ki, ilk adımı atmak tabi ki "devletçi" yapıya düşüyo. eagle, konu hükumet ve icraatlarının bi eleştirisi değil ki, bambaşka bişeyi tartışıyoruz burda. demokrasi zaten bu ülkenin özünde, kuruluşunda yok. Atatürk'ün 6 ilkesinden biri demokrasi değil. ben yadsımıyorum modernlik ve batılılaşma adına yapılan devrimleri, medeni kanun olsun, seçme seçilme hakkı olsun, hilafetin kaldırılması olsun, bunlar tabi ki çok önemli inkılaplar. ama bu süreçten sonra iktidar devlette ve kurucu-elitte kaldı, halka inemedi ve egemenlik milletin olmadı. bırakmaları gereken yerde bırakmadılar. eleştiriye müsade etmediler, değişime karşı çıktılar. halbuki demokrasi dediğin her an kendisini yeniden icat eden, halkın taleplerine göre şekillenen bir sistem olarak tanımlanır. akp'yle alakası olmayıp da "travma"yı ve devrimleri eleştiren birçok insan var. ve herşey gibi o devrimler de gerek içerik gerekse uygulama yönünden eleştirilebilir, işte esas demokrasi geçmişle yapılan hesaplaşmayla, ve o yapılanlar yenilikse, onun da üzerine yenilikler getirerek gelir. 80 yıl öncesinin yenilikleri ve devrimi, bugün de hala geçerliliğini koruyo mu diye bakmak lazım. adı welat olduğu için ülkeye alınmayan çocuğa, başında bi örtü olduğu için üniversteye alınmayan kıza sormak lazım. bu ülkenin kuruluşu sırasında burada bulunan ama sonra kendi toprağını terketmek zorunda kalan, mallarını mülklerini kaybeden, asimilasyona uğrayan, kültürünü ve dilini kaybeden azınlıklara sormak lazım. bu ülkenin asli unsuru olan herkese sormak lazım kısacası. ab'den para alan STK'ları fişleyenlere de sormak lazım tabi, siz almıyo musunuz?. bi de laikliğin savunucusu olup, ölenlere "şehitlik" payesi verenlere sormak lazım, din nerelerde gerekli, nerelerde gereksizdir? edit: bu mesajı lathspell'in son yazdığını okumadan yazmıştım, şimdi onu da cevaplayayım. bu geri kalmışlıkta cumhuriyet devriminin kusuru hiç mi yok? hepsi bu gericilikte ısrar eden kötü niyetli pis şeriatçı şahısların suçu mu? buna cevap, demokrasiyle olacak. çoğunluğu müslüman olan bi ülkede gerçek bi demokrasi oturursa, bundan daha güzel bi cevap zaten olamaz. ama bu demokrasinin oturmasını istemeyen çok insan var. ve malesef demokrasi olmadan, silah zoruyla bu halk gelişemez, modernleşemez. hah, şimdi bu ülkenin ayak takımı bitti, avrupanın da ayaktakımına laf atalım =) sonuçta bu ülkeyi de, insanlarını da seven bi kitle mevcut batı dünyasında, onu demek istiyorum ben. hayali tehdit'ten kastım ise daha çok uluslararası politika bazında geçerli. orada baskıcı ülkeler olduğunu söyledim ben de zaten, ama bu ülkeler uluslararası arenaya baktığın zaman bence bir amerika, bir israil kadar büyük tehditler değiller. esas güce sahip olan ve amacına ulaşmak için her yolu mübah görenler tehlikeli bence..modern giyimli olmak ve ülkesinde demokrasiyi uygulamak, "niyetin" üzerini örtmüyor sonuçta. bugün iran mı bütün dünya üzerinde hakimiyet kurmaya kalkışıyo, abd mi? "şeriat getirmek" amacıyla dünyanın öbür ucunda, komşusu bile olmayan ülkeleri işgal eden, bombalar yağdıran, askerler yollayan bi islam ülkesi var mı? ama abd bunu "demokrasi getirmek" adına yapıyo. evet amerikada demokrasi kültürü gerçekten gelişmiş, ama silah zoruyla emperyalizm de devam ediyo bi yandan. demekki toplumların yaşantılarıyla ülkelerin politikaları farklı şeylermiş. ama bu nasıl değişecek? islam ne zaman bi tehdit olmaktan çıkacak? abd saldırgan tutumunu sürdürdüğü sürece, radikal islam da var olmaya devam edecek, bu ikisi diğeri olmadan var olamazdı zaten. işte bu gidişe "dur" demek de, çoğunluğu müslüman olan bi ülkenin tam bir demokrasiye geçmesiyle mümkün diyorum ben de. hatta bence abd de bunu istiyo, hatta fetoya bunu yaptırmaya çalışıyo. yoksa hem türbanlılardan tiksinip hem de feto gibi bi adamı neden topraklarında barındırıyo bu adamlar, manyahlar mı? tayyip ve akp benim için sivil siyasetin sembolü falan değiller. akp liberal sağ bir partidir ve tüsiad+yabancı sermayenin emrindedir. ama bu ülkenin muhafazakarları da o yabancı sermayenin tadına vardı, zenginliğin ve refahın islamda değil, AB'de, sermayede olduğunu gördü. artık devletler sermayeyi değil, sermaye devletleri yönetiyo. ve dış pazara açılmak için, dış ticarete atılmak için, küreselleşmeye entegre olmak için bizim AB standartlarını her bağlamda yakalamamız gerekiyo. halk da, bu AB sürecini en hızlı şekilde işletecek, demokrasiyi süratle yerine oturtmayı vaadeden partiye oy verecek her daim. bakın, üniversteye girmek için türbanını çıkarmayan kızlara gidin sorun, "AB'ye girmek için türbanı çıkarmanız gerekiyo" deseniz, evet bazısı canı cehenneme der ama çoğu da şak diye çıkarır, hatta aileleri de bunu destekler. ama AB özünde demokrasi olduğu için zaten toplumların değil, önce devletin ve kanunların demokratikleşmesi gerektiğini söylüyo. siz modern değilsiniz. çünkü bugünün "modern" dili, sizin dediğinizi demiyo. bugünün modern dili "bilim", "pozitivizm", "devlet" demiyo. bugünün modern dili "kimlik" diyo, "farklılık" diyo, "tercihlere saygı" diyo, "demokrasi" diyo.
burtonesk Mesaj tarihi: Haziran 23, 2008 Mesaj tarihi: Haziran 23, 2008 sir, harf devrimini kötü buluyorsan seçme seçilme hakkı gibi diğer devrimleri de en başta zaten yadsıyorsun sen.
Leopar Mesaj tarihi: Haziran 23, 2008 Mesaj tarihi: Haziran 23, 2008 sir said: abi inanılmazsınız, batıda da, doğuda da islamın modernleşmesini, dünyanın geri kalanıyla bütünleşmesini isteyenler mevcut. "müslümanlar şöyle, türkler böyle" demeleri bizim geri kalmışlığımız kadar, onların cehaletini de gösteriyo. sizce yabancılar tarafından bu kadar nefret edilen, hor görülen, "ıyy pis, baskıcı, dinci" denen ülke, bu kadar turist alır mı? AB böyle bi ülkeye ya da topluma adaylık statüsü verir mi? abyi unut, ab bizi basindan savdi. adamlar bizi gundeme ilk aldiklari gune lanet ediyorlardir eminim. bende ederdim, bu kadar oynak, bir dedigi digerini tutmayan 70 milyonluk bir ulkenin abye girmesi ZOR biraz. said: türkiyeye gelen turistlerin çoğu şaşırıyo "aa biz burayı dinci memleket sanıyoduk, meğer modernmiş" diyerek ayrılıyolar. abd'deki yaşamını bırakıp buraya yerleşen abd vatandaşları da mevcut, ve onlar türbanlıların, kürtlerin, farklı kimliklerin mücadelesini haklı görüyo, buyur burdan yak. katiliyorum, ama bu durum gercekleri degistirmiyor. nedeni bir sonraki cevapta. said: müslüman nefreti abd tarafından tıpkı "komünizm tehlikesi" gibi kullanılan bir koz bugünlerde. bir "hayali düşman", abd'nin ortadoğu petrollerini sağlama almak için kendi eliyle geliştirdiği bir yeni terörist. ve tabii ki medya da ortadoğuyu geri kalmış, dinci, baskıcı göstermek için elinden geleni yapıyo, tıpkı doğan medyası gibi. ha ortadoğuda baskıcı rejimler yok mu, var. ama nükleer silah üretmek bir tehdit unsuruysa, abd bugün dünyadaki en büyük tehdittir. buna kimsenin bisey dedigi yok. evet oyledir kakadir kotudur, evet fasizmdir onyargidir... ama gercektir.kahrolsun amerika demek gururumuzu oksasada su ara yapilacak en gercekci ve akillica hareket dunyanin dikkatini cekicek boyle cikislar yapmaktan KACINMAK olacaktir. ozellikle ustune gidipte (hakli ya da haksiz) herkezi gicik etmek degil. said: bugün dünyada sadece müslüman düşmanlığı yok, abd düşmanlığı da var, ve gittikçe de körükleniyo, abd'nin bu hukuk tanımaz, insanlık-dışı ortadoğu politikası devam ettikçe de o düşmanlık sönmeyecek. ama adamlar dunyanin en guclu ulkesi, biz ise onyargi manyagi olmus bir ORTADOGU (onyargi x1), MUSLUMAN (onyargi x 12412424) bir ulkeyiz. arada daglar kadar fark var. onlar yarin obur gun bi normandiya cikartmasi daha yaparlar o imaj onlari bi 50 sene goturur. biz agizimizla kus tutsak yaranamayiz. said: bu ülkeye gelince, bu ülkenin muhafazakarları değişiyo zaten, aylardır anlatmaya çalışıyoruz ama hala "gelişin, değişin" diyosunuz. bu gelişme ve değişme devlet eliyle olmayacak önce bunu anlayın. bu gelişme düşünürler, toplum önderleri, filozoflar ve din adamlarıyla olacak. ve eğer demokrasiye inanıyosanız, öncelikle gelişmesini istediğiniz tarafı muhattap alacaksınız, taleplerini dinleyeceksiniz, kimliklerini ve kıyafetlerini kabul edeceksiniz. daha sonra diyeceksiniz ki modern dünyanın gerekleri şunlar şunlardır. onlar da diyecek ki benim kendi yaşantımın gerekleri bunlar bunlardır. ve bu iki taraf arasında bi uzlaşı, bi sentez arayacaksınız. sizin ülkeniz bu, halkınız bu ve bu sentezi aramak hepimizin görevidir. ve bu sentezden hem bu ülke, hem de bütün dünya karlı çıkacaktır ve türkiye diğer ortadoğu ülkelerine örnek olacaktır. ben oyle bir gelisme gormedim. bircok insanda gormedi bu gelismeyi. haa evet bi gelisme oldu ama rtenin kastettigi gibi bir modernlesme gelismesi degil. parayi goren araplar bir anda nasil degistiyse (iyi yonde degil, hani cizgifilmlerde olur ya bir karakter cok para gorunce gozleri ($)_($) olur, iste oyle) iktidara gelen muhafazakarlarda o yonde degisti. dinle ilgili fikirleri hic degismezken (bakiniz yutturmaya cakistiklari zina yasasi ve bunun gibi bircok aciklama) nasil basardilarsa bu muhafazakarligin icine mazlum edebiyatini (%99 musluman olan ulkede kendi dinini yasayamadigini iddia eden bakan, ve bu sikayeti avrupalilara yapiyor. gulum benim.) ve nitelikli dolandiriciligida katmayi basardilar (sadece UNAKITAN desem yeter umarim.) dolayisiyla ne bu iktidara, ne degistiklerine, ne de gelistiklerine inaniyorum. dolayisiyla bu tiplerin elinden gelen ufurukten demokrasi safsatalarina da inanmiyorum, inanacak kadar bir guven olusturmadilar bende (ve benim gibi dusunen MILYONLARCA insanda). said: peki bu süreçte siz ne zaman gelişeceksiniz? siz ne zaman demokrasiye güvenmeyi öğreniceksiniz? siz ne zaman kendi halkınızdan tiksinmeyi bırakıp da sorunu çözmeye, karşı tarafı tanımaya çalışacaksınız? siz ne zaman "modern" olucaksınız? hiç öyle bi kaygınız yok bakıyorum, maşallah =) sonuc olarak karsi tarafi dinlemek gibi bir sikintim yok (karsi taraftan AKPyi kastettigini saniyorum) cunku dinlenmeyecek sekilde sacmaliyorlar. kendileri hicbirseyin suclusu degil, ulkede hersey cok super gidiyor, super gitmeyen seylerinde suclusu ya yargi ya ordu ya ulusalcilar...ya da ERGENEKON!!11. yapmayin gozunuzu seveyim. kendi halkimdanda tiksinmiyorum, sadece gozunu acip gercekleri daha iyi gormesini istiyorum. kucuk hesaplarin adami olmamasini, geleceginide dusunmesini istiyorum. halk olarak en buyuk sorunlarimizdan biri bu zaten, kucuk hesaplarin insaniyiz. plan-program yok, allah ne yazdiysa o olur.
LathspeLL Mesaj tarihi: Haziran 23, 2008 Mesaj tarihi: Haziran 23, 2008 sir said: ben yadsımıyorum modernlik ve batılılaşma adına yapılan devrimleri, medeni kanun olsun, seçme seçilme hakkı olsun, hilafetin kaldırılması olsun, bunlar tabi ki çok önemli inkılaplar. ama bu süreçten sonra iktidar devlette ve kurucu-elitte kaldı, halka inemedi ve egemenlik milletin olmadı. bırakmaları gereken yerde bırakmadılar. eleştiriye müsade etmediler, değişime karşı çıktılar. halbuki demokrasi dediğin her an kendisini yeniden icat eden, halkın taleplerine göre şekillenen bir sistem olarak tanımlanır. Bak bu dogru iste. Ama gelip sucu Ataturk'e atan yazilari okuyunca, bunu savunanlari gorunce deliririm. Ataturk'un yaptigi devrimlerden sonra devamini getiremeyen, halka inemeyenler utansin. Bu surecte 40'larda, 50'lerde basliyor zaten. Koy enstitulerini kapamak bunun bir ornegi degil mi? Halki egitme, gelistirme, bunca sene somur, sonra ulke bu duruma kadar dussun. Ama gozunu seviim, bu kadar dusmusken sende cat diye en rezil noktada halka verin sozu deme. Zaten kendi benligini bulamamis, kaybolmus bir halk var. Kendi kendine yetemiyor, hacilardan, hocalardan aliyor bilgiyi, bu durumda yetki verilemez.
sir Mesaj tarihi: Haziran 23, 2008 Mesaj tarihi: Haziran 23, 2008 bunun nedeni de halkta bir "demokrasi dilinin" oturtulmamış olması, daha da önemlisi devletin özünde de zaten böyle bir dilin varolmayışı. kurucu kesimi eleştirmek de işte bu yüzden. kendi kendini yenileyecek bi sistem oturmamış, sabit bi sistem oturmuş en baştan beri, ama bunu şekillendirmesi gereken de halk ve aydınlar. bugün birçok aydın statükoyu açıkça eleştirmekte, ama bazı aydın geçinenler statükoyu korumaya devam ettiği müddetçe de bu ülkede hiçbişey olmaz zaten.
di Mesaj tarihi: Haziran 23, 2008 Mesaj tarihi: Haziran 23, 2008 got korkusundan darbe yapmayip 61 anayasasini hakkiyla uygulayip milli egemenligi saglamalari lazimdi, dogrusu bu ama kalkip da sucu Ataturk'e ve cumhuriyete yikmayin bi zahmet.
Buyse Mesaj tarihi: Haziran 23, 2008 Mesaj tarihi: Haziran 23, 2008 cahillik diz boyu. tek bir yorum yapacağım bu konu hakkında. türk inkılabı (inkılap devrimle aynı şey değildir. bkz. sözlük) en abuzer tarihçinin de kabul edeceği gibi, halktan yöneticilere değil, yöneticilerden halka zorlanan bir inkılaplar bütünüdür. bu inkılapların halk tarafından çoşkuyla kabullenildiğini söylemek için en hafifinden aptal olmak gerekir. türkiyede serbest fırka, terakkiperver cumhuriyet fırkası, demokrat parti'nin etrafında bu kadar çok destek olmasının bir sebebi de türk halkının bu inkılapları hiç bir zaman tam olarak özümseyememesidir. eğer böyle olsaydı 80 yılın 80 i de chp iktidarıyla geçerdi. malum chp'nin amblemi 6 oktur. bu ülkede chp seçimle sadece "1" yazıyla bir kere iktidara gelebilmiş, geri kalan tüm iktidarları ya tek parti dönemi ya da darbe ertesidir. tarihi lise tarih kitaplarından öğrenince haliyle böyle bir zihin tutulması oluyor. normaldir. ayrıca şu forumda yozgat isyanını duyan var mı acaba? veya şapka takmadıkları için idam edilen yüzlerce insandan haberi olan. veya istiklal mahkemesi adlı dünyanın en hukukdışı kurumunun işleyişinden ve utancından haberi olan var mı? bunlar yazmıyor lise tarih kitaplarında malesef.
di Mesaj tarihi: Haziran 23, 2008 Mesaj tarihi: Haziran 23, 2008 ha cumhuriyetmis devrimmis hikaye yani. olmamasi gerekliydi bunlarin ? hertelden calan halka direk hadi toplanin bir karar verin de oyle olsun demek lazimdi. bunu mu anlatmak istedin yoksa ben mi yanlis anliyorum ? yanlis anliyorsam da aciklama rica edecegim.
ascraeus Mesaj tarihi: Haziran 23, 2008 Mesaj tarihi: Haziran 23, 2008 demokrat parti'nin destek görmesinin tek nedenini sadece devrimlerin kabullenmeyişine bağlamak inanılmaz sığ bir görüş. dönemin sosyoekonomik (sosyosundan çok ekonomik) durumunun bazı kişilerce güzelce siyasi malzeme yapılması ve dönemin toprak ve söz sahiplerinin halk üzerindeki etkisidir demokrat partiye iktidarı getiren. dönem hakkında daha derin bilgi sahibi olmanız gerek. bilginiz var da böyle söylüyorsanız. art niyetlisinizdir. bir de şu şapka takmadı diye öldürülen 100lerce insan kimmiş bi yazın bakalım nerden duydunuz. çanakkale'de ingilizleri yok eden bulut gibi bişey mi yoksa.
Buyse Mesaj tarihi: Haziran 23, 2008 Mesaj tarihi: Haziran 23, 2008 mesele bunun olup olmama gerekliliği değil. şu anda bu devrimler başarılıdır diyemiyorsa hiç kimse (hiç olmazsa olaylara objektif bakmayı becerebilenler) bu devrimlerin uygulanış biçimlerinde sorun var demektir. bu milletin hafızası kimi zaman balık hafızasıdır doğru, kimi zaman da hiç bir şeyi unutmaz. unutmuyor işte. unutamıyor. kurulan istiklal mahkemeleri ile yaşatılan terörü. tekrar diyorum eğer bu devrimler bu halk tarafından sorunsuz kabul edilseydi bu memlekette 80 yıldan beri bu devrimleri kendi şahsında toplamış olan chp'nin iktidar olması lazımdı. atatürk'ün partisi = chp atatürk ilkelerini simgeleyen 6 ok = chp 2 saattir konuşuyoruz bir kere atatürk demedik felsefesiyle gezinen çok insanlar var chp içinde. ve chp bu ülkede normal yollarla iktidar olamıyor. arkasında postal desteği olmadan olamıyor işte. gerçek bu. ben yazsam da gerçek bu. yazmasam da gerçek bu.
di Mesaj tarihi: Haziran 23, 2008 Mesaj tarihi: Haziran 23, 2008 boyle olmus soyle olmus yanlis bu demekten oteye gececek misin acep ? oturdun yazdin sayfalarda siddet teror halk kabullenmedi chp kotu, iyi olsaydi hep secilirdi vesaire. cozum nerde burda ? gelip ilkeler inkilaplar olmasa miydi diyorum mesele o degil diyorsun yine basa donuyorsun. e anladik sonra ? sonrasi yok ...
Buyse Mesaj tarihi: Haziran 23, 2008 Mesaj tarihi: Haziran 23, 2008 istiklal mahkemeleri hakkında ufak bir örnek. vicdanı ve internet bağlantısı olan herkes google ı dahi kullanıp istiklal mahkemelerinde neler yaşandığına ulaşabilir. ali fuat cebesoy, siyasi hatılar adlı eserinde ismail canbolat ve halis turgut'un idam edilmeleri kararını anlatırken dönemin ruhu hakkında da önemli ipuçları verir: "ambarda bundan sonra olacak hadiseleri beklemek herkesin asabı üzerinde tesirini gösteriyordu. istanbul mebusu ismail canbulat bey, hepimizin kolayca işitebileceğimiz bir sesle: - ben tekrar mahkeme huzuruna çıkacağım... dedi. bana haksızlık yaptılar. kendimi müdafaa edeceğim. ben on sene sürgün cezasına müstahak değilim. hakkımı arayacağım. arkasından sivas mesubu halis turgut beyin de itirazı yükseldi. o da on sene sürgün cezasına çarptırılmıştı. haksızlığa uğradığına inanıyor ve tekrar mahkeme huzuruna çıkıp suçsuzluğunu kabul ettirmek istiyordu. heyecan göstermekte haklıydılar. fakat her şeyi zamana bırakmak daha iyi olacaktı. ikisine de fikrimi söyledim: - siyasi mahkumiyetler zamanla halledilir. acele karar verip hemen harekete geçmeyiniz... dedim. dinlemediler. - töhmet altında yaşayamayız. kendimizi müdafaa edeceğiz, diye fikirlerinde ısrar ettiler. az sonra mahkeme mübaşiri ambarın kapısına gelip içeriye doğru bağırdı: - kendilerini müdafaa edecekler buyursunlar! ismail canbulat ve halis turgut beyler bir hışım gibi kapıya doğru atıldılar. altında ezildikleri ağır yükten bir an evvel kurtulmak ister gibi bir halleri vardı. arkalarından kapı kapandı. bir müddet sonra mübaşir tekrar geldi ve mahkeme heyetinin sabit beyi çağırdığını bildirdi. biz geride kalanlar bir müddet daha ambarda bekletildik... bir iki saat sonra da ismail canbulat ve halis turgut beylerin ellerine kelepçe vurularak umumi tevkifhaneye sevkedildiklerini haber aldım. buz gibi bir şey başımdam aşağı dökülmüştü. 10 sene sürgün cezasının ağırlığına tahammül edemiyen ve bunun için tekrar mahkemenin huzuruna çıkan bu iki arkadaşa verilen ceza korkunçtu: "idam." hüküm, diğerleriyle beraber o gece sabaha karşı yerine getirildi.
Buyse Mesaj tarihi: Haziran 23, 2008 Mesaj tarihi: Haziran 23, 2008 di said: boyle olmus soyle olmus yanlis bu demekten oteye gececek misin acep ? oturdun yazdin sayfalarda siddet teror halk kabullenmedi chp kotu, iyi olsaydi hep secilirdi vesaire. cozum nerde burda ? gelip ilkeler inkilaplar olmasa miydi diyorum mesele o degil diyorsun yine basa donuyorsun. e anladik sonra ? sonrasi yok ... çözüm? çözüm insanları dinlemek. fildişi kulelerden çıkıp insanları dinlemek. bu vatandaş ne istiyor diye bakmak. çözüm çoktan belli. daha çok demokrasi, daha çok özgürlük.
di Mesaj tarihi: Haziran 23, 2008 Mesaj tarihi: Haziran 23, 2008 fildisi kuleler. lol. peki sokaga cikayim kimi dinleyeyim ? her biri ayri telden calan, kimi seriat isteyen, kimi tayyip diyen, kimi idam diyen, kimi ekmegim yok diyen milyonlarca kisi. her biri ayri telden calacak. hangisini dinleyip hangisine karar vereceksin ? o kadar buyuk bir genelleme yapiyorsun ki aslinda sundugun bir cozum falan yok. dinleyeceksin diyorsun. hayir dinleyemezdin hepsini birden. kimisi sacmalar kimisi dogru der ama o dogrunun uygulanabilecegi ortam olmaz. salt mantik yurutulemez hic bir zaman politikada, ulke yonetiminde. ha yapilmasi gerek elbet ama hepsi ayni agizdan ayni seyi soylerse duyarim. diger turlu sonuna gelene kadar bastakini unuturum. halk gudulecek koyunlardan farksiz su anda ve cobanlar da pek art niyetli bilindigi gibi. iki ucu boklu degnek. ne halk yonetebilecek birini sececek kadar bilincli ne de yoneticiler buna izin verecek kadar halk taraftari. herkes kendi borum otsun istiyor. dinlemekle olacak is degil. bir de komik gercekten; istiklal mahkemeleri asti kesi, halkin istedigi olmadi, soyle oldu boyle oldu (burada kenan evren gidi kasaplar atlaniyor tabi direk, kenan evren ve ataturk arasinda kalan akli basinda olan ve katledilenler atlaniyor) ve sonra ama halk dinlenirse bu olay cozulur. oldu ki ne oldu.
Buyse Mesaj tarihi: Haziran 23, 2008 Mesaj tarihi: Haziran 23, 2008 bugün hasan bülent kahraman ne güzel yazmış. sadece ufak bir bölümü alıntılıyorum hasan bülent said: Türkiye bütün bu dönemleri 1960'tan başlayarak darbeler tarihi içinde yaşadı. Ordu daima kendi ideolojisini topluma egemen kılmak istedi. Bu maksatla Kemalizmin yeni türlerini üretti. Türkiye hep tek ideoloji kapsamında ve siyaset dışında bir ülke olarak düşünüldü. Toplumun erginleşebileceğine inanılmadı. Her defasında eli kolu bağlanmak istendi ve her defasında toplumun aldığı kararın yanlış olduğu öne sürüldü. Her defasında toplum darbelerle cezalandırıldı. Toplum "konsolide" edilmek istendi. işte demek istediğim tam da bu.
Buyse Mesaj tarihi: Haziran 23, 2008 Mesaj tarihi: Haziran 23, 2008 daha önce çok gördüğüm bir şeyi yapıyorsunuz yine. kenan evrenin idamlarını da 1960 idamlarını da deniz gezmiş'in idamlarını da istiklal mahkemesinin haksız idamlarını da lanetliyorum. bunu özellikle belirtiyorum.
aquatik Mesaj tarihi: Haziran 23, 2008 Mesaj tarihi: Haziran 23, 2008 Kansız devrim nerede görülmüş. İstiklal mahkemeleri o dönem için gerekliydi, daha çok asker kaçakları ya da vatana ihanet edenleri yargılamak için kurulmuşlardı. İnanılmaz zor koşullar içinde vatan kurtarılmaya çalışılırken kurulmuş mahkemelerdi, mutlaka yanlışlar olmuştur. Atatürk ve yaptığı devrimleri karalamak amaçlı sık sık ön plana çıkarılır bu mahkemeler. Yok şapka takmayan insanlar öldürülmüş bilmem ne, bunlarla da soslayarak üstelik. Atatürk'e, devrimlerine, laik cumhuriyete saldırmak moda ya, dönem dönem bunlar pişirilip sunuluyor. Atatürk yeni cumhuriyeti (dünyadaki tüm devrimler göz önüne alındığında) en az kanı dökerek kurmuştur. Edit:Bu şapka olayını da sadece Buyse'den duydum ayrıca.
Cuce Mesaj tarihi: Haziran 23, 2008 Mesaj tarihi: Haziran 23, 2008 sir said: yo çarşaf değil, ama mesela eski yazının kaldırılması yoluyla, eski kitaplar, tarihi belgeler, 900 yıllık falan bi kültür mirası bi anda reddedildi ve öğrenmek isteyenlerin de epey beklemesi gerekti. tarih de, din de sadece devletin onayından geçmiş çeviri ve belgelerden öğrenilebilirdi. bu süreçte yeni bir kültür ve ahlak yaratılamadı, yaratılan da tutmadı. çünkü içi boştu. çünkü felsefesi yoktu. şimdi trade off denilen bişe var bu alemde, toplumun kucuk bı kesımının anlayıp okuyup yazabildiği öğrenebildiği dunyanın buyuk bı kısmından kopuk bi alfebeyle o haldeki bir ülkenin ilerlemesi bilgiyi kendi icinde dağıtması pek mümkün değil. 900 yıllık eski mirastan sa, okur yazar oranı yüksek daha cok insanın kkültür üretebileceği bir topluluğu tercih ederim. içi boş felsefesi yok falan kısmıda acıkcası pek manalı gelmedi bana, keza hangi ahlakın kültürün felsefesine dayanarak yaşıyoruzki su andagloballeşmeyle üstümüze sıkılan kültürün ahlakın felsefesi varmı? felsefesi olmadığı halde gayet oturuyo üstümüze gayet tutuyo.
di Mesaj tarihi: Haziran 23, 2008 Mesaj tarihi: Haziran 23, 2008 Buyse said: bugün hasan bülent kahraman ne güzel yazmış. sadece ufak bir bölümü alıntılıyorum hasan bülent said: Türkiye bütün bu dönemleri 1960'tan başlayarak darbeler tarihi içinde yaşadı. Ordu daima kendi ideolojisini topluma egemen kılmak istedi. Bu maksatla Kemalizmin yeni türlerini üretti. Türkiye hep tek ideoloji kapsamında ve siyaset dışında bir ülke olarak düşünüldü. Toplumun erginleşebileceğine inanılmadı. Her defasında eli kolu bağlanmak istendi ve her defasında toplumun aldığı kararın yanlış olduğu öne sürüldü. Her defasında toplum darbelerle cezalandırıldı. Toplum "konsolide" edilmek istendi. işte demek istediğim tam da bu. demekki neymis ? ataturk,cumhuriyet, istiklal mahkemeleri sonrasinda halk belli bir noktaya gelmis, ama isin icine diktatorler girmis ve darbe yapilmis. iste bu noktada gelip de istiklal mahkemeleri kasaplik yapti, ataturk yanlis yapti, milletin gotunu gobegini acti diye ziplamak pek bi sacma pek bi komik oluyor.
Ekmek Mesaj tarihi: Haziran 23, 2008 Mesaj tarihi: Haziran 23, 2008 Buyse said: di said: boyle olmus soyle olmus yanlis bu demekten oteye gececek misin acep ? oturdun yazdin sayfalarda siddet teror halk kabullenmedi chp kotu, iyi olsaydi hep secilirdi vesaire. cozum nerde burda ? gelip ilkeler inkilaplar olmasa miydi diyorum mesele o degil diyorsun yine basa donuyorsun. e anladik sonra ? sonrasi yok ... çözüm? çözüm insanları dinlemek. fildişi kulelerden çıkıp insanları dinlemek. bu vatandaş ne istiyor diye bakmak. çözüm çoktan belli. daha çok para, daha çok imkan. Fixed. Bunları veremeyip dinle zart la zurtla uyutmaya da demokrasi diyoruz işte.
Mike Mesaj tarihi: Haziran 23, 2008 Mesaj tarihi: Haziran 23, 2008 dillinger said: Ben sir ` un sabrina sasiriyorum . Oss ye hazirlanan lise gencligin fikirlerinin forum okuyarak degismeyecegini anlamasi lazim . balonunun ucu gözüküyo çarşaf pls.
ascraeus Mesaj tarihi: Haziran 23, 2008 Mesaj tarihi: Haziran 23, 2008 suçsuz insanlar hep idam edildi tabi. mahkeme bunun adı. birilerinin ifadesiyle kararlar verilir. duyan da kafasına göre milleti asıyolar sanıcak. işte insan görmek istediği şekilde görür olayları derler ya. o hesap bazılarınınki. Terakkiperver Partisinin arkasında alınan ifadeler sonucunda İttihatçılar ve İttihatçıların eski bakanının varolduğu anlaşılıyordu.Bunlar İaşe Nazırı Kara Kemal,Maliye Nazırı Cavit Bey ve Maarif Nazırı Şükrü Bey’di.Bu gruba Kara Çete denmişti. Sivas Milletvekili Halis Turgut ifadesinde suikastle hiçbir ilgisinin olmadığını söyleyince Ziya Hurşit’le yüzleştirilecek ve Ziya Hurşit konuşmasında,İstanbul da Trabzon Milletvekili Hafız Mehmet Bey’in kendisini Şükrü Bey’le görüştürdüğünü sonra da Erzurum Milletvekili Rüştü Paşa ve Sivas Milletvekili Halis Turgut Bey ile görüştürdüğünü ve bütün konuşmaların suikast üzerine yapıldığını açıkladı. İsmail Canbulat Bey’de Kara Kemal’le ilgili bilgisi olmadığını,parti programında Kara Kemal’in yer almadığını belirtti. Hafız Mehmet Bey de Ziya Hurşit’in kendisine Rüştü Paşa,Halis Turgut ve Sabit ve Halet Beyler’in de onayı ile bir hükümet darbesi yapacaklarından söz ettiğini belirtti. İsmail Canbulat ve Halis Turgut Beyler önce 10’ar yıla mahkum olacaklar;bu karara itiraz etmeleri üzerine mahkeme ikisini de idamla cezalandıracaktı.
Buyse Mesaj tarihi: Haziran 23, 2008 Mesaj tarihi: Haziran 23, 2008 ekmek mesajını düzeltirsen sevinirim. sanki ben öyle yazmışım gibi gözüküyor.
Buyse Mesaj tarihi: Haziran 23, 2008 Mesaj tarihi: Haziran 23, 2008 ascraeus said: İsmail Canbulat ve Halis Turgut Beyler önce 10’ar yıla mahkum olacaklar;bu karara itiraz etmeleri üzerine mahkeme ikisini de idamla cezalandıracaktı. ne kadar güzel bir şey.
Cuce Mesaj tarihi: Haziran 23, 2008 Mesaj tarihi: Haziran 23, 2008 sir said: bunun nedeni de halkta bir "demokrasi dilinin" oturtulmamış olması, daha da önemlisi devletin özünde de zaten böyle bir dilin varolmayışı. kurucu kesimi eleştirmek de işte bu yüzden. kendi kendini yenileyecek bi sistem oturmamış, sabit bi sistem oturmuş en baştan beri, ama bunu şekillendirmesi gereken de halk ve aydınlar. bugün birçok aydın statükoyu açıkça eleştirmekte, ama bazı aydın geçinenler statükoyu korumaya devam ettiği müddetçe de bu ülkede hiçbişey olmaz zaten. iktidara laf atmanın ayıp olduğu bir ülke burası. sayın başbakanım deil tayyip, hatta başbakan diyince millet aha saygısız vurun kafasına diyo. bu ülkenin hatrı sayılır bir mizah dergisi gecmişi birikmişliği okuyucusu seveni sayanı var, hanı bu konuda gelişmiş bir ülkeyiz ama hala bu ülkede mizah dergilerine iktidar dava acıyo. halka egemenlik verilmemesinin devrimlerle ilgisi yok, halkta bir sünepelik var zamanında darbeyi destekliyende ananıda al git diyende "işci ölür normaldir" diyende hala başta, kültürle alakalı bir olay bu 900 yıllık mutlak hakımıyetin saltanatta olmasıyla ilgili, kac nesil gectiki saltanatın ustunden insanlar ellerinde güc olduğunu fark etsinler. hala devlet büyüklerimiz öle dediyse doğrudur denilen bir ülkede, egemenliğin halka inmeyişini devrimlerin yukardan aşağıya yapılmasına dayamak manasız.
Öne çıkan mesajlar