Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Türk halkı Atatürk devrimlerinde bir travma yaşamış!


sg-1

Öne çıkan mesajlar

Vatan said:
New York Times dün Sabrine Travernise imzalı haberinde AKP’nin kapatma davasını değerlendirdi. Gazetenin AKP haberlerleriyle ses getiren Türkiye temsilcisi Travernise, Türkiye’de laikler ile AKP taraftarları arasında yaşanan çekişmeyi “kan davası” olarak yorumladı. İşte “Bu acı kan davasının kökleri tarihe dayanıyor” başlıklı haber yorumda yer alan ifadeler:

* AKP’nin hükümeti, meclisi ve cumhurbaşkanlığını ele geçirmesi, daha önce hiç olmadığı kadar laik çevrelerin hakimiyetini kırdı. Hükümet içindeki İslami akımlara ilk karşı çıkanlar olan Türkiye’deki liberaller de kapatma davasına karşı seslerini yükseltti. Çoğu bunu ordu ve yargıdaki laik elitlerin son çabası olarak görüyor. Geçen yıl ordunun Erdoğan’a gözlerini dikmesi yerel seçimlerde geri tepti. Şimdi Erdoğan’ı durdurma görevi yargıdaki müttefiklerine bırakıldı. CHP ise Erdoğan’ın bakanlıklara kendi adamlarını yerleştirdiğini ve Türkiye’nin laik yapısının korunması için durdurulması gerektiğini savunuyor.

Sınıf ayrımı bugüne geldi

* Bugünkü kavgalar Türkiye’nin 1920’lerde başlayan olağanüstü tarihinin son halkası. Mustafa Kemal yüzünü Avrupa’ya dönmüş, Doğu’yla tüm bağlarını kesmiş, Latin alfabesine dönmüş, camileri devlete bağlamış ve dini kurumları ortadan kaldırmıştı. AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat bu durumu yorumlarken “Türk toplumu bir travma yaşamıştır. Bir gece içinde kıyafetlerini, dillerini değiştirmeleri istenmiştir. Dini yaşama biçimleri ortadan kaldırılmıştır. Bu travmayı yaşamayan toplumlar, insanların nasıl giyindiklerine ilişkin tartışmaları anlayamazlar” ifadesini kullanıyor.

* Türk siyasi sisteminin bir özelliği daha var: Yıllardır güçlü bir general ve yargıç zümresi perdenin arkasında ipleri elinde tutuyordu. 1960’dan beri dört kez seçilmiş hükümeti devirdiler. Ülkedeki sınıf ayrımı bugüne kadar geldi. Kalabalıkları temsil eden AKP, laik kadınlara hayat tarzlarını kaybetme korkusu yaşatıyor. Erdoğan’la ilgili bir diğer korku ise devlet içinde giderek kadrolaşması. Erdoğan’ın damadının yöneticiliğin yaptığı bir şirketin ihalesiz, rakipsiz olarak Sabah’ı satın alması da parti üyeleri tarafından bile açıklanamıyor.



Yazının orjinali için tık:
http://www.nytimes.com/2008/06/22/world/europe/22turkey.html?scp=3&sq=turkey&st=nyt
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

yo çarşaf değil, ama mesela eski yazının kaldırılması yoluyla, eski kitaplar, tarihi belgeler, 900 yıllık falan bi kültür mirası bi anda reddedildi ve öğrenmek isteyenlerin de epey beklemesi gerekti. tarih de, din de sadece devletin onayından geçmiş çeviri ve belgelerden öğrenilebilirdi. bu süreçte yeni bir kültür ve ahlak yaratılamadı, yaratılan da tutmadı. çünkü içi boştu. çünkü felsefesi yoktu.

cumhuriyetle beraber din ve dinle ilgili kuruluşlar da devletin hakimiyeti altına alındı, ya da kökten yasaklandı. bundan sonra din sadece devletin onayladığı biçimde yaşanabilirdi. dinin toplumdaki rolü önemli ölçüde sekteye uğratıldı. geleneklerine sıkı sıkıya bağlı bi toplum için bu müdahale, kuşkusuz bi travma getirmiştir. nasıl ki bugün laikliğin bi anda kaldırılıp bi dini düzenin getirilmesi bizde bir travma yaratacaksa, o zamanlarda da dini devletin kontrolüne almak da öyle bir travma yaratmış olabilir.

tabii ki laiklik açısından bu iyi bişey gibi görülebilir, ama gerçekten laik olma iddiasındaki bi devlet, dini kendi tahakkümü altında görmemelidir. siyasi ve devletle ilgili işlerden dini ayırmak tabi ki önemli, ama eşitlik için, toplumsal yaşantıya ve farklı kimliklere müdahale etmemek gerekirdi. bu bağlamda cumhuriyetle beraber dini iktidarın bi kısmı da devletin eline geçti.

cumhuriyet "projesi" gerçekten özgür bireyler yetiştirmiş olsaydı, şimdiye dek çoktan geçmişimizle hesaplaşmıştık. "padişah/halife kulluğu" kavramından "vatan millet sakarya" mantalitesine yatay geçiş yaptık. iki tahakküm de eleştirilemezdi, mutlaktı ve "kesin doğru" idi. bu çerçevenin dışında kalanlar otomatik olarak "vatan haini" ilan edilmekte, hala öyle. oysa ittihat ve terakkiyle, tek parti diktasıyla, idamlarla, darbelerle, baskılarla hesaplaşmadan bu ülkeye demokrasi gelmesi mümkün değil. ve cumhuriyet, çok partili sisteme geçerken öncelikle o dönemin tartışılmasını, eleştirilmesini mutlak surette yasaklamış ve böylelikle demokratik gelişimi önemli ölçüde engellemiştir. bu "eleştirilemez" çerçeveden bakıldığında, fırat'ın söyledikleri elbette vatana ihanettir.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Olmayacak şartlarda, olmayacak bir milli bilinç ve beraberlik oluşturup, milletin neredeyse tamamını (elitist laik bürokrat oluyor herhalde bunlar) arkana alıp, imkansızı gerçekleştirip, bağımsız, özgür bir ülkeyi bu milletin eline teslim et, yetmeyip ardından da ülke insanlarının karanlık, çağdışı bir ortamda değil de çağdaş, laik, demokratik, aydınlık bir ortamda yaşayabilmeleri için geceni gündüzüne katarak sanatın her alanından tut, hukuktu, siyasetti aklına gelen her konuda kitaplar devir, gördüğün, öğrendiğin güzellikleri halkının yaşam tarzının içine sokmak için inanılmaz çabalar sarfet, öldüğünde yurt içinde dışında milyonlarca insan (elitist laik bürokrat oluyor herhalde bunlar) yasını tutsun.

Aradan 80 küsur sene geçsin, yaptıklarını hala hazmedemeyenler, bu ülkeyi en basit terimiyle allahın belası ''ılımlı islam devleti'' haline getirmek istesinler, hala çarşaftı, türbandı diye tuttursunlar (arap harfleri diye neden tutturmuyorlar merak ediyorum)...

Ne kadar haklıymışsın be Atam kökten dincilik olayının bu kadar üzerine gitmekte, laik bir ülke oluşturma çabalarında. Sindiremeyenler, hazmedemeyenler şu anda bu ülkeyi idare ediyorlar, senin koltuğunda oturuyorlar, bu tür seninle övünen, gurur duyan gençlerin oluşturduğu sitelere gelip kendilerince irticayı hortlatmaya, taraftar kazanmaya çabalıyorlar.

Söylemeye gerek yok değil mi Atam? Bıraktığın ülke bizlere emanet, bize güven, gözün arkada kalmasın. Tüm varlığımızla biliyoruz bize güvendiğini zaten. Bu güvenini asla boşa çıkarmayacağız.

Edit: Ha bak eski yazıdan da dem vurmaya başlamışlar yukarıda..
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

nileppezdel said:
Bu halkın travma olmadan laikleşecek, mantıklı yaşama, hoşgörülü yaşama dönecek kapasitesi yoktu ki zaten. Hala yok..


hoşgörü derken? ithal edilen milliyetçilik çok hoşgörülü oldu cidden bu ülkede. cillop oldu. kendileri gibi yaşamayan, konuşmayan ve giyinmeyen herkese düşman gözüyle bakmak da mantıklı yaşamanın vazgeçilmez bi parçası şüphesiz.

aquatik said:

.. bu tür seninle övünen, gurur duyan gençlerin oluşturduğu sitelere gelip kendilerince irticayı hortlatmaya, taraftar kazanmaya çabalıyorlar..


ahahahahgkdşfl

eski yazıdan dem vurmamın sebebi, "hadi latin alfabesini bırakıp eski yazıya geri dönelim" falan değil. ama o yazı stilinin tamamen bırakılıp, öğretiminin dahi yasaklanmasıyla tarihten, kültürden muazzam bi kopuş oldu, onu anlatmaya çalışıyorum. yeniyi getir, ama eskinin yerine tam olarak ne koyacağını bilerek. çünkü giden, sadece kağıt üzerinde bitakım işaretler olmadı, hayvansı bi birikim oldu.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

sir neyi savunuyorsun artik ya

adam cikip vatanimi sattim dese, vatani satmaninda bir mantigi var diyeceksin birak artik .

ben net birsey soyliyim

bir adam gidip amerikan gazetesine boyle cumleler kurduysa
bilmemne cocugudur dahada ilerisi yok

savunmaya devam ediceksen bunu dusun

uc gun oncede ingiliz mandasi daha iyi olurdu diyen kizi savunmaya kalktiniz

kiytirik bir bez parcasi vatandan onemli olmus gozunuzde bu kadar dusmeyin ya.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

yok oyle birsey uydurmayin boyle yalanlar fatihin carsamba bolgesinden

devlet nikahinin kadina verdigi haklar agiriniza gittiginden boyle diyor olmayasiniz.

naraso said:
onu bilmem de günümüzde bile insanların çoğunun resmi nikaha devletin nikahı, imam nikahına da bizim nikah demeleri devrimlerin halkla ne kadar kaynaştığını açıklıyor.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...