Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Zeitgeist


Penthesilea

Öne çıkan mesajlar

o kadar kolay konular degiller çünkü.hem de inanç meselesi "dogru,yanlış-gerçek,yalan" meselesi degildir.

inanmak için inanmak istemek gerektir, bir insan saçma birşeye bile inanmak istemişse ve kalpten inanmışsa, ona karşı propoganda yapmak onun tercihine saygısızlıktır.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

loserz said:
o kadar kolay konular degiller çünkü.hem de inanç meselesi "dogru,yanlış-gerçek,yalan" meselesi degildir.

inanmak için inanmak istemek gerektir, bir insan saçma birşeye bile inanmak istemişse ve kalpten inanmışsa, ona karşı propoganda yapmak onun tercihine saygısızlıktır.


Değildir.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Doğruya ulaşmak için Her türlü düşünce ve inancın sorgulanması gerekir.İnsanlar bütün hayatlarını din ve bu tarz düşünceler etrafına oturtuyorlar,sen yalan olan birşey üzerine hayatını kurmak istermisin?Yalan olup olmadığını anlamanın tek yoluda araştırmak.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

doğru şeye inanmak vardır, doğru olmayan şeye inanmak vardır. bir insan tüm hayatını doğru olmayan şeye adarsa doğruları farkettiğinde ne yapar?tüm hayatı boşa mı geçmiştir?işte bu yüzden herşeyi sorgulamak ve doğruluğunu araştırmak gerekir, bundan sonra da İNANMAK. kolay inanan insana saf derler...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

dogru şeyin inanması,inanmaması olmaz Dogru şey bilinir..
Dinlerin dogrusu yanlışı olmaz, bu yüzden dinler alternatiflidir, mesela bana göre budizm saçma bir dindir ama budizme inanana sonuna kadar saygı duyarım,budizme inanmasını da sonuna kadar savunurum.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

loserz said:
dogru şeyin inanması,inanmaması olmaz Dogru şey bilinir..
Dinlerin dogrusu yanlışı olmaz, bu yüzden dinler alternatiflidir, mesela bana göre budizm saçma bir dindir ama budizme inanana sonuna kadar saygı duyarım,budizme inanmasını da sonuna kadar savunurum.


Sen böyle diyorsun ama gerçekler böyle değil tabii ki, dinlerin çoğu hatta semavi(???) dinlerin hepsi kendileri gibi olmayanları
dolaylı olarak ta olsa yoketmemiz gerektiğini söylüyor.

Hadi yorum farkı falan diyebilirsin de yorum farkı 1 kişi 5 kişide olur, mesela arap dünyasının yarısının böyle düşünmesi yf değildir bence, orada o anlamın çıkarılması gereken seyler vardır ve insanlar o anlamı çıkarıyorlardır
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

fede said:
addendumu beğenmedim ben. çok fazla "sevgi, herşeyin başı sevgi, gelin canlar bir olalım" teması vardı


beğenip beğenmemek farklı. Addendum'da anlattığı şeyler doğruysa veya sen orda anlatılanların %50'sinden fazlasının doğru olduğunu düşünüyorsan, çok ciddi bir şekilde hayatını sorgulaman lazım.

Ben ne yapıyorum? Hayattaki amacım nedir? Doğduğumdan beri bana doğru olduğu söylenen şeyleri niye doğru diye kabul edip bağrıma bastım?

Doğduğumuzdan beri bize anlatılan/öğretilen bütün değerleri sarsan gerçekleri açığa çıkarıyor Zeitgeist. Sen Zeitgeist filmlerini birazcık olsun açık fikirlilikle dinlemişsen eğer, anlattığı şeylerin hakkaten gerçek olabileceğini düşünürsün aklının bi kenarında..

Ben aynen böyle izledim hepsini ve her 2 filmin de sonundaki görsel mesajlar baya bir anlam kazandı. Dikkat ettiniz mi bilmiyorum, Z1'de insanların gözleri açılmaya başladı. Z2 hayatımızı adadığımız.. hergün düşünüp kafa yorduğumuz ve NORMAL ZANNETTİĞİMİZ konseptleri sorgulattırdı. Yine sondaki görsel mesajlar çok yerindeydi.

Üniversite'den 3 ay içinde mezun olacak bir insan olarak bu film benim hayatımı değiştirdi diyebilirim. Bunun için bu 2 başyapıta karşı hissettiğim duygular "beğenmek" kelimesiyle anlatılamaz.

Peter Joseph izleycisini Zeitgeist'ta anlattığı herşeye inandırmaya zorlamıyor. İnsanlara "neden?" sorusunu sordurtuyor. Herşeyi olduğu gibi kabul etmenin ne kadar yanlış olduğunu gösteriyor.

İşte tam bu noktada Krishnamurti'nin sözleri O KADAR iyi oturuyo ki konuya:

Krishnamurti said:
What we are trying, in all these discussions and talks here, is to see if we cannot radically bring about a transformation of the mind.

not accept things as they are, bu to understand it, to go into it, to examine it; give your heart and your mind with everything that you have to find out.. a way of living differently.

But that depends on you and not somebody else. Because in this there's no teacher, no pupil,
there's no leader, there's no guru, there's no master, no savior..

you yourself are the teacher and the pupil and the master and the guru and the leader..

you are EVERYTHING!

and, to understand is to transform what is...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

herkes ilk bölüm en dandiğiydi demiş ama ben en cok o kısmı beğendim, ateizmi savunsada cok mantıklıydı önergeleri. keşke uzakdoğu ve maya medeniyetlerini, dinlerinide araştırsalarda bööle bi belgesel daha yapsalar kimbilir daha neler cıkar.
ancak şunuda unutmayalımki din gerekli bişeydir çünkü en ucuz ve mutlak "eğitim+kontrol" mekanizmasıdır. ve dünyadaki herkesi izleyen birer kamera olmadıkça gerekli kalacaktır... belkide son kısımda geçen çip veya onun dahada ilerde gelişmiş versiyonlarında düşüncelerimizi dahi beyinden okuyabilecek modellerinden sonra dinede gerek kalmayacak bilmemiz gerekenler o çiplere doğum sırasında yüklenecek, eğer anarşik bi beyin cıkarsa çat şalteri inecek falan yani tam bir matrix ortamı olacak. belkide insanlar ikiye ayrılacak çipliler ve gizli bi vaultta çipsiz doğanlar falan:D
gerçekten güzel bi belgeseldi insanı düşünmeye sorgulamaya çeken bi yapıt...(tu)
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • 9 ay sonra ...
izledim bugün 2 sini de ve gayet güzel olmuş ama tabi araştırmak lazım adamların doğru dedikleri doğru mu gerçekten. ekonomik kısımlara %100 katılıyorum fakat sunulan belgelerin doğruluğu araştırılması gerek. ayrıca dinle ilgili ilk filmde verilen astronomi muhabbeti de ilginç fakat araştırmak gerek yine. bu arada bu amcamın venüs project dediği harbi komünizm ama kendisi de bilmiyo, "çin komünistti olm ama amerika dan farkı neydi" diye soruluyo filmde :D. sorun olan şey ise şu venüs project le ilgili, bi nevi anarşizm (aka komünizm) propagandası yapıyo ama buraya nasıl ulaşacağımızla ilgili çözüm önerileri vermiyo. establishment olayına katılıyorum kesinlikle ama bu adamlar bu kadar güçlüyse sen nasıl bu istediğin sevgiyle dolu dünyayı kuracaksın amca diye sormak lazım. bizde buna sosyalizm deniyor, geçiş süreci. anarşizm de de yok böyle bir süreç kendiliğinden olacağı savunuluyor. addendum un sonunda verilen öneriler de biraz daha sivil itaatsizlik üzerine olduğu için anarşizm gibi bir ütopya olarak fakat yolu göstermeyen bir ütopya olarak kalıyor...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

efenim anarşizm ile komünizm aslında aynı şeylerdir. baktığınız zaman komünizm ile ilgili marx açık bir söylemde bulunmaz. hatta komünizmin şartları o günün insanları tarafından belirlenecektir der. marx ın asıl ekonomik ve politik önergeleri sosyalizm üzerinedir. anarşi ise bildiğiniz komünizmin marx tarafından belirtilmiş olan oldukça kısıtlı söylemleri üzerine kuruludur, örneğin devletlerin, sınırların, paranın, yasaların ortadan kalkması üzerine... Baktığımız zaman anarşi nin konünizm den tek farkı gidiş yöntemidir. söylemde anarşi ne olursa olsun devlet hakimiyetine karşı olduğunu bu yüzden proleterya diktatörlüğü de olsa her türlü devlet otoritesini reddettiğini söyler. yani gidiş yolu farklıdır. anarşi sivil itaatsizlik ile anarşiye ulaşılacağını söyler, komünizm ise sosyalizm yani proleterya diktatörlüğü ile. ulaşmak istedikleri noktada ise farklı hiçbir şey yoktur. var diyen çıksın söylesin...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

anarşizmle komünizm aynı şey değildir. bi kere hareket noktaları çok çok farklıdır; epistemolojisi farklıdır, özü farklıdır, yöntemi farklıdır, yaklaşımı farklıdır. sonunda elde edilecek olan "şey" de muhakkak farklıdır.

anarşide hümanizm vardır, devlet dahil her türlü baskı ve iktidar reddedilir, hatta sosyalizm de reddedilir. insan özünün doğayı ve çevresel koşulları değiştirecek gücü olduğuna ama bunun devlet-para-iktidar tarafından bastırıldığına inanır. anarşizmde sonunda ulaşılacak durum belli değildir, yalnızca kurumlara ve yerleşik düzene bir saldırı sistematiğidir. bir kehanet barındırmaz, aktif olmayı ve iktidarla mücadele etmeyi savunur.

komünizmse bambaşka bir yaklaşımla sermaye ve üretim ilişkilerinin insan davranışını belirlediğini savunur ve "bu gidişle" zaten kapitalizmin çökeceğini ve yerine önce sosyalist bir düzen sonra da devletsiz bir ortak yaşam kurulacağını söyler. bu sürecin hızlandırılması içinse bütün iktidar proleteryanın elinde toplanmalıdır vesaire. ama sonuçta bir kehanet söz konusu ve insan özünden hareket etmiyo, üretim ilişkilerinden hareket ediyo.

ben çok benzerlik göremiyorum hatta baştan aşağı farklılar.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

e ben ne demişim ki zaten yukarıda. yine benim dediğime geliyorsun. gidiş yöntemi olarak anarşi sivil itaatsizliği, komünizm ise proleterya diktatörlüğünü savunur. sosyalizm de devletin reddedildiği ise gerçekten komik. sosyalizm dediğimiz şey zaten devletin tüm kurumlara hakim olması özel mülkiyetin ortadan kalkması durumudur. hümanizmi öz olarak alır demişsin anarşi, bir bağ kuramadım ne alaka hümanizm, sivil itaatsizlikle hümanizm arasında dağlar kadar fark var.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...