Antimodes52 Mesaj tarihi: Haziran 12, 2008 Mesaj tarihi: Haziran 12, 2008 "Devlet mekanizması direniyor. Türkiye’nin kendine özgü tarihi ve Kemalizm’in son kullanım tarihini çoktan aşmış uzun ömürlülüğü nedeniyle direniyor. Bu direniş karşısında bizler tarafsız değiliz; olmamalıyız. Sorunları çözülmesini istiyoruz; tarafız. Taraf olmak AKP’yi desteklemek, ona oy vermek anlamına gelmez. AKP’den herhangi bir beklenti içinde olmayı gerektirmez. Ama seçilmişleri devirmeye çalışanlara karşı olmayı, seçilmişleri ve demokrasiyi korumak anlamına gelir. * * * İktidarda kalsa bile AKP’nin bu sorunları çözebileceği çok kuşkulu. Kuşkulu, çünkü hükümet devlet mekanizmasıyla itişebilir (ve itişiyor), ama bu itişmede elleri bağlıdır, devleti fazla zayıflatmak, tümüyle etkisizleştirmek istemez. Hükümetin askere, polise, bürokrasi ve yargıya ihtiyacı vardır. Daha itaatkâr, daha esnek, daha az mankafalı olmalarını ister, bunu sağlamak için itişir, ama bir yere kadar. Hiçbir şey değişmedi. Abdullah Gül, 5759 sayılı “Türk Ceza Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u geçen ay onayladı ve 301. madde değiştirilmiş gibi yapıldı. Artık, “Türklüğü” değil, “Türk Milletini”, “Cumhuriyeti” değil, “Türkiye Cumhuriyetini” aşağılamak suç. Cezası da artık altı aydan üç yıla kadar değil, iki yıla kadar. Bir de, dava açılabilmesi için Adalet Bakanlığı’nın izni gerekiyor. Kısacası, hiçbir şey değişmedi. 301. madde olduğu gibi duruyor, aynı şekilde kullanılmaya devam edilecek. Ama bütün 301 tartışmalarında benim ilgimi çeken “Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”un değişiklik yapmaması değil, Gül’ün ettiği bir laf oldu. Hem Dışişleri Bakanı, hem Cumhurbaşkanı olarak, Gül 301’den memnun olmadığını defalarca ifade etti. Ve geçen ocak ayında şöyle dedi: “Şu açık ki, bu maddenin Türkiye’ye bir yararı yok. Ancak bu madde değişince her şey düzelecek gibi bir hava yaratılması fevkalade yanlış. Daha önce benzer başka maddeler vardı. Tek bir maddenin değişmesi her şeyi çözmez. 301 kalkar, başka bir maddeyi bulup getirirler. Bu yüzden ben diyorum ki, asıl önemli olan, zihniyetin değişmesi.” “Başka bir maddeyi bulup getirirler”! Allah, allah! Kimler getirir? Kim bu “bulup getirecek” olanlar? ALLAH’A GÜVENMEK Tevekkül, Allah’a güvenmek, O’nun hükmünün mutlaka meydana geleceğine kesin olarak inanmak ve bunu kabullenmek demektir. İnançlı bir Müslüman olarak, Gül tevekkül sahibidir elbet. Ama bu yukarıda alıntıladığım sözlerinde gösterdiği tevekkül, Allah’ın değil, başka birilerinin hükmünün mutlaka meydana geleceğini kabullenmek şeklini alıyor. Diyor ki Gül, Türkiye Cumhuriyeti’nin hükümeti bir yasayı değiştirir, Cumhurbaşkanı da bu değişikliği onaylar, ama hiçbir şey fark etmez. Başka birileri, bir başka güç, başka bir yasa bulup getirir, hükümetle cumhurbaşkanının yaptığını boşa çıkarır. Anayasa Mahkemesi’nin son kararının simgelediklerini, yani Türkiye’de 2002 seçimlerinden beri olup bitenleri bundan daha özlü bir şekilde ifade etmek zor olsa gerek. DEVLET MEKANİZMASI AKP hükümeti ve AKP’li cumhurbaşkanı 301’i değiştirmek istiyor. Niye? Demokrat oldukları veya insan haklarına önem verdikleri için değil. Kişi olarak demokrat olabilir ve insan haklarına önem verebilirler, ama bunu varsaymak, buna inanmak zorunda değiliz. Açık ki, AKP hükümeti ne demokrat, ne de insan haklarına önem veriyor. AKP’nin 301 ile sorunu, bizzat Gül’ün ifadesiyle, “Bu maddenin Türkiye´ye bir yararı yok”, yani Avrupa Birliği’ne girişi zora sokuyor. Dolayısıyla maddeyi değiştirmek istiyorlar, ama değiştiremeyeceklerini veya değiştirirlerse de birilerinin başka bir madde bulup getireceğini biliyorlar. Bu “birileri”nin kim olduğunu da kuşkusuz Gül ile Erdoğan iyi biliyor. Biz de biliyoruz: Silahlı kuvvetler, bürokrasi ve yargı. Yani biz marksistlerin ‘devlet mekanizması’ dediği aygıt. Makul memleketlerde, hem hükümet, hem devlet mekanizması bir başka gücün, memleketin gerçek sahiplerinin çıkarları doğrultusunda davranır. Bunlara genel olarak egemen sınıf veya büyük sermaye veya Fransa’da FSİAD, Çek Cumhuriyeti’nde ÇSİAD gibi isimler verebiliriz. Bire bir olmaz elbet, her şey demokratik bir görünümle “ülkenin” veya “halkın” çıkarları için yapılıyor gibidir, ama son tahlilde, ÇSİAD ana hatlarıyla kendi çıkarlarını belirler, hükümetle devlet mekanizması da koşullar elverdiğince bu çıkarları ana hatlarıyla uygulamaya çabalar. Memnun olan servetine servet katar, olmayan grev yapar, gösteri yapar, sosyal demokrat olur, devrimci olur filan. Mahzun vatanımızda ise bir zamandır işler tam da böyle gitmiyor. Sapla saman karışıyor, göz gözü görmez oluyor. TÜSİAD’ın ne istediği belli. Hükümetin bu istekleri yerine getirmeye çalıştığı da belli. Ama devlet mekanizması direniyor. Dişiyle tırnağıyla, küçük velileri ve büyük anıtlarıyla, Sayıştay hariç tüm taylarıyla, bombaları ve Glock’larıyla direniyor. TÜSİAD 301’in değişmesini istiyor, değiştirilemiyor. Aynı şey, daha pek çok konuda geçerli: TÜSİAD Kürt sorununa, Kıbrıs sorununa, Ermeni sorununa, demokrasi ve insan hakları sorunlarına çözüm getirilmesini istiyor, getirilemiyor. Devlet mekanizması direniyor. Türkiye’nin kendine özgü tarihi ve Kemalizm’in son kullanım tarihini çoktan aşmış uzun ömürlülüğü nedeniyle direniyor. TARAF TUTMAK Bu sorunlar konusunda ve bu direniş karşısında bizler tarafsız değiliz; olmamalıyız. Sorunları çözülmesini istiyoruz; tarafız. Taraf olmak AKP’yi desteklemek, ona oy vermek anlamına gelmez. AKP’den herhangi bir beklenti içinde olmayı gerektirmez. Ama seçilmişleri devirmeye çalışanlara karşı olmayı, seçilmişleri ve demokrasiyi korumak anlamına gelir. İktidarda kalsa bile AKP’nin bu sorunları çözebileceği çok kuşkulu. Kuşkulu, çünkü hükümet devlet mekanizmasıyla itişebilir (ve itişiyor), ama bu itişmede elleri bağlıdır, devleti fazla zayıflatmak, tümüyle etkisizleştirmek istemez. Hükümetin askere, polise, bürokrasi ve yargıya ihtiyacı vardır. Daha itaatkâr, daha esnek, daha az mankafalı olmalarını ister, bunu sağlamak için itişir, ama bir yere kadar. Bunun bilincinde olmak ve ama buna rağmen taraf olmak gerekir; AKP ile ilgili herhangi bir hayal beslediğimiz için değil, demokrasiden ve Kürt sorununun barışçıl çözümünden yana olduğumuz için. Solculuk, sosyalistlik, devrimcilik bunu gerektirir. “Darbeye hayır!” demeyen bir solcu, halkın seçilmiş bir hükümet tarafından değil, doğrudan asker, bürokrasi ve yargı tarafından yönetilmesini tercih ediyor demektir. Bu kişinin “solcu” olduğuna ancak bir zamanlar Türk Tarih Tezi’ne ve Güneş Dil Teorisi’ne inanılan bir ülkede inanılabilir." in b4 "taraf gazetesinin neci olduğunu biliyoruk bıdıbıdı"
sir Mesaj tarihi: Haziran 12, 2008 Mesaj tarihi: Haziran 12, 2008 taraf'taki "her taraf" kısmını herkes mutlaka okumalı, çok kaliteli yazılar çıkıyo hergün. +rep goes to antimodes
sg-1 Mesaj tarihi: Haziran 12, 2008 Mesaj tarihi: Haziran 12, 2008 Başlangıç paragraflarıyla bitiş paragrafları aynı mı, yoksa bana mı öyle geldi?
Rahan Mesaj tarihi: Haziran 12, 2008 Mesaj tarihi: Haziran 12, 2008 "bunlar böyle böyledir" diye tonlarca yargı belirtmek, algılanan gerçeğe atılmış ağlardan yalnızca biridir. bundan üç gün önce "ırkçılığa ve milliyetçiliğe" karşı savaşan "barışçıl evrensel ümmetçi" gözü yaşlı amcalardı akp nin yıldız demokratları. sonra birden "bürokrasiye aristokrasiye karşı savaşan halk" adamı demokrat oluverdi yıldızcıklarımız. birileri sürekli ayrı ayrı üniformalar dikiyor bu akp ye. heyecanlı liberaller her seferinde daha farklı yorumluyor akp nin beceriksiz ve umursamaz politikalarını. böyle yaldızlı pırıl şeyler ve bu benim hoşuma gitmiyor. "301'i derin devlet bombalarıyla bilmemneleriyle direniyor diye kaldıramadı demokratlar" teorisi bana açık açık aptalca geliyor. özellikle adalet bakanının 301 i savunan açıklamalarını hatırladıkça. kaldı ki maddenin uygulanmasını adalet bakanlığına (cumhurbaşkanı değil miydi) bağlayabilen bir güç rahatlıkla da kaldırabilirdi. "akp şeriat getirecek" "akp ılımlı islam cumhuriyeti kuracak" "bürograsi değişime direniyoğğr" "akp demokrasi için savaşıyoğğr" ve bilimum boktan teoriden bıktım. bezdim. salt gerçekler üzerinden tartışmak istiyorum, politik gruplaşmaların sahip olduğu kollektif komplo teorileri havuzundan apartılmış saçma argümanlarla değil.
byzasz Mesaj tarihi: Haziran 12, 2008 Mesaj tarihi: Haziran 12, 2008 Rahan said: "bunlar böyle böyledir" diye tonlarca yargı belirtmek, algılanan gerçeğe atılmış ağlardan yalnızca biridir. bundan üç gün önce "ırkçılığa ve milliyetçiliğe" karşı savaşan "barışçıl evrensel ümmetçi" gözü yaşlı amcalardı akp nin yıldız demokratları. sonra birden "bürokrasiye aristokrasiye karşı savaşan halk" adamı demokrat oluverdi yıldızcıklarımız. birileri sürekli ayrı ayrı üniformalar dikiyor bu akp ye. heyecanlı liberaller her seferinde daha farklı yorumluyor akp nin beceriksiz ve umursamaz politikalarını. böyle yaldızlı pırıl şeyler ve bu benim hoşuma gitmiyor. "301'i derin devlet bombalarıyla bilmemneleriyle direniyor diye kaldıramadı demokratlar" teorisi bana açık açık aptalca geliyor. özellikle adalet bakanının 301 i savunan açıklamalarını hatırladıkça. kaldı ki maddenin uygulanmasını adalet bakanlığına (cumhurbaşkanı değil miydi) bağlayabilen bir güç rahatlıkla da kaldırabilirdi. "akp şeriat getirecek" "akp ılımlı islam cumhuriyeti kuracak" "bürograsi değişime direniyoğğr" "akp demokrasi için savaşıyoğğr" ve bilimum boktan teoriden bıktım. bezdim. salt gerçekler üzerinden tartışmak istiyorum, politik gruplaşmaların sahip olduğu kollektif komplo teorileri havuzundan apartılmış saçma argümanlarla değil. bu ne güzel bir yazıdır
Slat Mesaj tarihi: Haziran 12, 2008 Mesaj tarihi: Haziran 12, 2008 Rahan (tu) Another sweet water leftist yazısı.. Kendilerine bir misyon edinmişler kafalarınca ama aslında tek yaptıkları iktidara çanak tutmak.. Bayılıyorum ben bu gazeteye.. En tiksinç solcu türü bunlar malesef.. Kemalizme saldırırlar, orduya saldırırlar, azınlık meselelerini sömürürler (misal Ufuk Uras Hrant Dink cinayetini çook başarılı bir şekilde sömürmüştür) şimdi de yeni modaları yargıya saldırmak.. Eee Tayyip kenk Ahmet Altan'ın kulağını çeker yoksa.. Neyse maşa olmaya devam, Altan biLaderlerin cepleri nasıl dolacak yoksa
Laurelin Mesaj tarihi: Haziran 12, 2008 Mesaj tarihi: Haziran 12, 2008 biri converselerimi getirsin genc sivillere katilicam
Slat Mesaj tarihi: Haziran 12, 2008 Mesaj tarihi: Haziran 12, 2008 Küçükken tatlı su kazanına düşen solcular bunlar.. Genç siviller de öyle ahah Ama Ahmet Altan tatlı para kazanına düşmüş bunlardan farklı olarak, o yüzden biraz paragöz böyle =/
Dregoth Mesaj tarihi: Haziran 12, 2008 Mesaj tarihi: Haziran 12, 2008 Komik saldırılar yapmışınız, eğlendim. Yazıda AKP açıkça 301 i değiştirmekle ilgili duyduğu sorumluluğun insan haklarından dolayı olmadığı için açıkça suçlanmış. Bunun üstüne gitmenin alemi nedir? Adamlar çok objektif bir şekilde demiş: İşlerine geldikleri için değiştiyorlar, ama böyle olsa bile bu değişikliğin önünü tıkamak salaklıktır.
eldar Mesaj tarihi: Haziran 12, 2008 Mesaj tarihi: Haziran 12, 2008 said: Silahlı kuvvetler, bürokrasi ve yargı. Yani biz marksistlerin ‘devlet mekanizması’ dediği aygıt Ben bu gazeteyi okumadım hiç, bunlar hakikaten marksist mi; yoksa espri mi bu?
Rahan Mesaj tarihi: Haziran 12, 2008 Mesaj tarihi: Haziran 12, 2008 Dregoth said: İşlerine geldikleri için değiştiyorlar, ama böyle olsa bile bu değişikliğin önünü tıkamak salaklıktır. bak ben ne demişim: "işlerine geldikleri için değiştirmiyorlar" ve bunun sorumluluğunu uydurdukları "ergenekonlara, aristokratlara, yüksek bürokratlara" atıyorlar. ayrıca kim karşı duruyor kim önünü tıkıyor? hani ben arada bişiler mi kaçırdım ne zaman 301 i kaldırmak istediler de veto mu edildi?? anayasa mahkemesi olmaz mı dedi? ayrıca ha kaldırmış ha kendi insiyatifine bağlamış ikisi de aynı şey. madem dev gibi derin devlet var, madem silahla el bombasıyla savaşıyor, madem akp 301 i bu yüzden kaldıramıyor, nasıl oldu da hükümet kullanımını kendi insiyatifine bağladı??
Slat Mesaj tarihi: Haziran 12, 2008 Mesaj tarihi: Haziran 12, 2008 bs said: Taraf olmak AKP'yi desteklemek, ona oy vermek anlamına gelmez. AKP'den herhangi bir beklenti içinde olmayı gerektirmez. Taraf olmak AKP'yi desteklemek, ona oy vermek anlamına gelmez. AKP'den herhangi bir beklenti içinde olmayı gerektirmez. Amma vurgulamışlar tamam anladık AKP'yi sırf "solculuktan" destekliyorsunuz, başka birşeyden değil.. Neden bu kadar vurgulama ihtiyacı hissetmişler anlamadım ki? =/ said: Hem Dışişleri Bakanı, hem Cumhurbaşkanı olarak, Gül 301'den memnun olmadığını defalarca ifade etti. Ve geçen ocak ayında şöyle dedi: "Şu açık ki, bu maddenin Türkiye'ye bir yararı yok. Ancak bu madde değişince her şey düzelecek gibi bir hava yaratılması fevkalade yanlış. Daha önce benzer başka maddeler vardı. Tek bir maddenin değişmesi her şeyi çözmez. 301 kalkar, başka bir maddeyi bulup getirirler. Bu yüzden ben diyorum ki, asıl önemli olan, zihniyetin değişmesi." Anayasa Mahkemesi'nin son kararının simgelediklerini, yani Türkiye'de 2002 seçimlerinden beri olup bitenleri bundan daha özlü bir şekilde ifade etmek zor olsa gerek. TÜSİAD'ın ne istediği belli. Hükümetin bu istekleri yerine getirmeye çalıştığı da belli. Ama devlet mekanizması direniyor. Dişiyle tırnağıyla, küçük velileri ve büyük anıtlarıyla, Sayıştay hariç tüm taylarıyla, bombaları ve Glock'larıyla direniyor. TÜSİAD 301'in değişmesini istiyor, değiştirilemiyor. Aynı şey, daha pek çok konuda geçerli: TÜSİAD Kürt sorununa, Kıbrıs sorununa, Ermeni sorununa, demokrasi ve insan hakları sorunlarına çözüm getirilmesini istiyor, getirilemiyor. Devlet mekanizması direniyor. İşte arkadaş.. Şu şerefsiz Yargıtay, AYM, TSK şeytan üçgeni olmasa ülkede neler olacak neler.. TÜSİAD gibi iğrenç bir topluluğu da hardcore solcu geçinen bu zibidilerin hayranlık duyması ayrı bir ilginçlik.. Tabii ülkenin bu halde olmasının sebebi de: said: Türkiye'nin kendine özgü tarihi ve Kemalizm'in son kullanım tarihini çoktan aşmış uzun ömürlülüğü nedeniyle direniyor. Denyolukta sağ sol farketmiyor işte..
Sparkcaster Mesaj tarihi: Haziran 12, 2008 Mesaj tarihi: Haziran 12, 2008 demokrasi geliyor kaçın lol
Laurelin Mesaj tarihi: Haziran 13, 2008 Mesaj tarihi: Haziran 13, 2008 mhp istemiyor 301 i kaldirmak akp li kenklerde malum muhafazakar ve 301 in kaymagini yediler muhalefet edenlere karsi fire verme korkusu var chp desen ayri hikaye bir DTP bide AKP icinde sayisi belli olmiyan kisiler istiyor 301 i kaldirmak o yuzden topu adalet bakanina atan bir degisiklik yaptilar "301 den dava acilicaksa biz acalim" mantigi yani misal 80 kusur yasinda olan cuneyt arcayurek 301 lik oldu kimsenin ruhu duymadi neden? cunki akp aleyhine konusurken 301 lik oldu ikiyuzluluk cok suepr bisey
Öne çıkan mesajlar