gellidus Mesaj tarihi: Mayıs 29, 2008 Mesaj tarihi: Mayıs 29, 2008 o degilde adamin aciklamasinda gayrimuslum ler baska altinda ama muslumanlarda baski altinda yani iki tarafta esitsizlik yasiyor o zaman sorun yok demeye fln getirmis heralde..
SturmVogel Mesaj tarihi: Mayıs 30, 2008 Mesaj tarihi: Mayıs 30, 2008 Mustafa Mutlu / Vatan - 30.05.2008 Gammaz Bakan! Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Avrupa Parlamentosu’nda yaptığı konuşmada, “Türkiye’de sadece gayrimüslim azınlıklar değil, Müslüman çoğunluk da dini özgürlüklerle ilgili sorun yaşıyor” diyerek kendi devletini şikâyet etmiş... Bu sözlerle “bakanı olduğu ülkeyi yabancılara ihbar eden ilk devlet yöneticisi” olma unvanına erişmekle kalmıyor, aynı zamanda yalan söylüyor... Yalan söylüyor; çünkü bu ülkede namaz kılmak mı yasak? Hacca gitmek mi yasak? Zekât vermek mi yasak? Toplu halde dua etmek mi yasak? Cami kurmak mı yasak? Sünnet mi yasak? Cenazeleri İslami esaslara göre toprağa vermek mi yasak? Kur’an kursları mı yasak? İmam hatip liseleri mi yasak? İlahiyat Fakültesi mi yasak? Bunları geçtik; bütün devlet dairelerinde “mescit” açmadınız mı? Yasaların yasakladığı “tarikatlar” bile yüksek hoşgörünüz sayesinde cirit atmıyor mu her yerde? “Kurtarılmış bölgeler” de diledikleri gibi varlıklarını sürdürmüyorlar mı? *** Bu “ihbarcı Bakan”ın verebileceği tek yanıt var: “Okullarda ve devlet dairelerinde baş örtüsü yasağı var... Bu halkımızın dini özgürlüğünü yaşamasını engelliyor!” Hepsi bu işte... O zaman neden genelleme yapıyorsun? Sadece bu özel durumu vurgulasan olmaz mı? Olmaz... Abartacak, kanırtacak, büyütecek ki; nihai amaçlarına “Avrupalı engeli”ne takılmadan ulaşabilsinler! *** Bu “ihbarcı” arkadaşa, “Tayyip Erdoğan’dan sonraki Başbakan” gözüyle bakılıyor... Çünkü geçmişi, geleceğinin teminatı! Kim var geçmişinde? Örneğin, halası var! Türbanı bayrak yapan din tacirlerinin sembolü bir hanımefendi... Adı, Hatice... 1967’de Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde derslere başını örterek girmeye çalıştığı için okuldan ihraç edilen ilk Türk kadını... Böyle halanın da böyle yeğeni olur işte! Ey Ali Babacan: İhbarcısın... Gammazsın... Ve bu ülkeye zarar veriyorsun... Haydi dava aç hakkımda... Aç ki bu söylediklerim, mahkeme tutanaklarına da geçsin!
sg-1 Mesaj tarihi: Mayıs 30, 2008 Mesaj tarihi: Mayıs 30, 2008 Milliyet said: Ak Parti'nin MYK Toplantısının ardından bir açıklama yapan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, toplantıda son bir ayda iç ve dış siyasi gelişmeleri, sosyal ve ekonomi politiklaranı değerlendirdiklerini belirtti. Yaptığı açıklamanın ardından basın mehsuplarının sorularını cevaplandıran Erdoğan Dışişleri Bakanı Ali Babacan'ın yurtdışında yaptığı 'Türkiye'de müslümanlar da inaçlarını yaşamakta sorun yaşıyor' açıklamasını şöyle değerlendirdi: "Dışişileri Bakanı'nın açıklamalarını tam olarak bilmiyorum. Kendisiyle bu konuyu henüz görüşmüş değilim. Ülkemdeki değişik dini gruplar gibi bu ülkenin yüzde 99'unu oluşturan Müslümanların, yani bizler de zaman zaman yaşadığı sorunları dile getirebiliriz. Kimse Türkiye'de Müslümanların sorunları yok diyemez" dedi. Erdoğan inançla ilgili yaşanan sorunların neler olduğu konusunda ise Diyanet'i adres olarak gösterdi. Başbakan da olaya katılmış, din konuşulacak da başbakan eksik kalır mı, kambersiz düğün olur mu hiç?
Flameoffear Mesaj tarihi: Mayıs 30, 2008 Mesaj tarihi: Mayıs 30, 2008 RTE said: Erdoğan inançla ilgili yaşanan sorunların neler olduğu konusunda ise Diyanet'i adres olarak gösterdi. Yuh resmen ya. Cevabı yok çünkü verecek. Adres olarak gösterdiğin kurum bile fail. Ülkede ki kaynakları en çok kullanan devlet kuruluşlarından birisine "Bakın onlara sorun sorunları" demek nedir arkadaş.
Apache Mesaj tarihi: Mayıs 30, 2008 Mesaj tarihi: Mayıs 30, 2008 of ülkeye bak. yurt dışında,dış işleri bakanı ülkesini şikayet eder. yurt içinde,muhalefet partilerinin üst düzey kadroları dinlenir ve iç işleri bakanı telefonu açık unutmuşlar der. yargı gizlice dinlenir. ankaralılara deadly poison vuran kızılırmak suyu içirilir. diyanet özerkleşmeye başlar. fethullah gülen beyefendiler redaktörlükten emekli olur. emniyet çaktırılmadan tarikatlerin,cemaatlerin idaresine geçmeye başlar. her şey çok can sıkıcı. rönesans istiyorum acilen!
Bone Mesaj tarihi: Mayıs 30, 2008 Mesaj tarihi: Mayıs 30, 2008 BiTcH_oFBaT said: babacan said: Müslüman çoğunluk da dini özgürlükle ilgili sorun yaşıyor alevileri kastetmiş burda sanırım. suBzer0 said: yarım yamalak bilgilerle yarım yamalak yorumlar. Orda otele sıkıştırılan insanların yakılmasının altında ne gibi sebepler vardı biliyormusun? Okudun mu hiç o yakılma zamanında olan olayların iç yüzünü filan? Ergenekon yapmış onu da. muhakkak.
Bone Mesaj tarihi: Mayıs 30, 2008 Mesaj tarihi: Mayıs 30, 2008 sir said: şerif mardin'in konuşmasını hepiniz dinlediniz, yorumladınız diye varsayıyorum, orada dikkat çekilen nokta kemalizmin sığ ve derinliksiz kaldığıydı. e öyle diyecekler ya sir, "Kemalizm çok süper bişi, biz de bu ideolojiyi benimsemeyi düşünüyoruz" demiyceklerdi herhalde. Kemalizm akıl, bilim, hukuk üstüne kurulmuştur. Mevcut ülkenin diğer devletlerden bağımsız ve özgür olması bir odak noktasıdır. Amerika gibi diğer devletleri, diğer toprakları sömürerek, onların ham maddesini alıp işleyip geri onlara satarak, Emperyalizm ile topraklarını geliştirmek isteyen ülke düzenleri için elbette Kemalizm sığ kalmıştır, derinliksiz kalmıştır. Yeni dünya düzeni küreselleşmeye, kapitalizme ve emperyalizme odaklanmıştır. Kendi kültürünü, halkını, topraklarını korumak yerine, kendinden güçsüz devletlerin üstünden geçinmeyi amaçlamaktadırlar. Kızılay'da Aydınlık dergisi satanlar gibi konuşmak istemiyorum, ancak Birinci Dünya Savaşı ve İkinci Dünya Savaşı sonuçlarıdır bunlar. Diğer devletleri ezme, onların üstünden geçinme, sömürge, toprakları ele geçirme felan arzulanan şeyler. Sen tutup "hayır ben buna karşı çıkıyorum" dersen, o zaman "sığ düşünüyorsun derinliksizsin" diye suçlanırsın.
sg-1 Mesaj tarihi: Mayıs 31, 2008 Mesaj tarihi: Mayıs 31, 2008 Fikret Bila said: Baykal: Babacan’ın yaptığı gaf değil Dışişleri Bakanı Ali Babacan’ın Avrupa Parlamentosu’nda, Türkiye’de sadece gayrimüslimlerin değil, Müslümanların da dini özgürlüklerle ilgili sorun yaşadığını söylemesine tepkiler sürüyor. Ali Babacan bir gaf mı yaptı, yoksa Türkiye’yi şikâyet etmek mi istedi? CHP lideri Deniz Baykal, Babacan’ın gaf yapmadığını, aksine, taşıdığı zihniyeti bilerek yansıttığını, bu uğurda ülkesini bile şikâyet edecek kadar laiklik karşıtı bir kafa yapısına sahip olduğunu söyledi. ‘Vahim bir olay’ Baykal, dün bu konudaki sorularımı yanıtlarken, Ali Babacan’ın sözlerini şöyle değerlendirdi: “Önce şunu söylemeliyim ki, Ali Babacan, Dışişleri Bakanı sıfatıyla ülkesine bu kadar hakaret etmeyi nasıl içine sindirebildi? Bunun tarihte bir örneği daha yoktur. Hem Dışişleri Bakanı sıfatı taşıyacaksınız hem de ülkesini üstelik çok haksız yere yerden yere vuracaksınız; ülkenize hakaret edeceksiniz. Bu çok, ama çok vahim bir olaydır.” ‘Pes doğrusu’ Baykal, Babacan’ın bu sözleriyle Türkiye’yi iki alanda da haksız yere küçük düşürdüğünü şöyle ifade etti: “1- Babacan bir kere Türkiye’de gayrimüslimlerin baskı altında olduğunu söylemiş oldu. Böyle bir durum yok. Bir Dışişleri Bakanı, haksız yere gayrimüslimler baskı altında diyebilir mi? Babacan diyor. Çünkü onun derdi başka. 2- Babacan, öyle bir şey olmadığını bildiği halde Türkiye’de Müslümanların da baskı altında olduğunu söylüyor. İnsaf demek lazım. Türkiye’de neredeyse nüfusunun tamamı Müslüman olan halkın, ibadetini yerine getirme konusunda ne şikâyeti var? 80 bine yakın cami var. Her gün 70 milyona yakın insan ibadetini özgürce yerine getiriyor. Ezanı okunuyor, namazını kılıyor, orucunu tutuyor, bayramını yapıyor. Böyle olduğu halde Dışişleri Bakanı, Müslümanlar baskı altında diyebiliyor. Pes doğrusu!” ‘Bu bir itiraftır’ Baykal, Türkiye’nin İslamın en güzel yaşandığı ülke olduğunu de belirterek şöyle konuştu: “Türkiye İslamın en güzel, en temiz yaşandığı ülkedir. Bütün dünya da bunu biliyor. Türkiye İslamın, içten, temiz, coşkuyla yaşandığı bir ülkedir. Bayramlarımız da bunu gösterir. Buna rağmen Türkiye’de Müslümanların baskı altında olduğunu, dini özgürlüklerle sorunu bulunduğunu söylemek gaf yapmak değil, başka bir zihniyet, başka bir niyet taşımanın itirafıdır. Neyin itirafıdır? Kafalarında başka bir İslam olduğunun itirafıdır. Laiklikle sorunları bulunduğunun itirafıdır.” ‘Kafalarındaki nedir?’ Baykal, Babacan’ın sözlerinin başka bir zihniyetin ifadesi olduğunu öne sürerek şöyle devam etti: “Şunu sormak gerekir: Müslümanlara baskı yapan kimmiş? Eğer böyle bir baskı varsa 6 yıldır iktidarlar, neden bir şey yapmamışlar? Acaba Babacan’ın kafasında başka bir İslam mı var ki, şikâyetçi oluyor? Babacan’a yetmeyen nedir? Bu soruların yanıtı açıktır: Babacan ve AKP, laik cumhuriyetten şikâyetçidir. Bu tür sözler başka AKP yetkilileri tarafından da söylendi. Avrupa Parlamentosu’nun kulislerinde dillendirildi. Biz bunları duyar ve gerçekleri söylerdik. Şimdi Dışişleri Bakanı düzeyinde resmi ağız olarak söylenir hale geldi. Babacan’ın sözleri AKP’nin bugünkü laik rejimden rahatsız olduğunun kanıtıdır.”
sg-1 Mesaj tarihi: Mayıs 31, 2008 Mesaj tarihi: Mayıs 31, 2008 Y. Özdil said: Gafilcan... Ali Babacan haklı. Bu ülkede Müslümanlar sıkıntıda. * Mesela, türban takmıyorsan, seni Müslüman’dan saymıyorlar... Daha nasıl sıkıntı olsun? * Yalan söylüyor musun? Hayır. Rüşvet alıyor musun? Hayır. Ahalinin kıçında don yokken, sen parmağına kuru soğan büyüklüğünde, 70 milyar liralık yüzük takıyor musun? Hayır. Vatanı sattın mı? Hayır. Bırak şimdi bunları... - Türban var mı, türban? - Yok. - Olmadı ki... * Normal insan evladı gibi flört edersen, bu ülkenin Diyanet’i seni "zina" yapmakla suçluyor... Ama, "dindarım" ayaklarıyla, 9 yaşındaki kızı koynuna alırsan, çıt çıkarmıyor! Üç eşin, dört eşin varsa, normal... Tek eşin varsa, "kerhaneci" diyorlar... "Dini nikáh"ımızı "prezervatif" haline getirdiler... Takıyorsun, her türlü rezilliği yapabilme özgürlüğüne kavuşuyorsun! * "Ruhban sınıfı yok" diye gurur duyardık... İmam olmayana su yok! Takkeli, takunyalı cahil cühelanın "kanaat önderi" diye, eli ayağı öpülüyor. Camilere tezgáh açıp, "zihin makinesi icat ettik" diye para tokatlıyorlar. Devleti yönetenler, "Davul Tozu Minare Gölgesi Holding"lerin açılışlarını yapıyor. "Faiz haram"sa... Dünyanın en yüksek faizi nerede? * Ali Babacan haklı. "Samimi" Müslümansan eğer, şu anda dünyada dinimiz adına daha büyük sıkıntının yaşandığı bir ülke yok. İşte +1'lik bir yazı daha.
sg-1 Mesaj tarihi: Mayıs 31, 2008 Mesaj tarihi: Mayıs 31, 2008 Mehmet Y. Yılmaz said: Ustasından öğrendiğini yaptı DIŞİŞLERİ Bakanı Ali Babacan’ın, Avrupa Parlamentosu’nda "Türkiye’de Müslüman çoğunluk da dini özgürlükler ile ilgili sorunlar yaşıyor" sözleri, AKP’nin dış politikayı, iç siyaset için kullanma alışkanlığından başka bir şey değil. Hatırlayacaksınız, Abdullah Gül de, Dışişleri Bakanı olduğu dönemde, üniversitelerdeki türban yasağına değinmedi diye AB İlerleme Raporu’nu eleştirmişti. Yani Babacan aslında ustasından ne öğrendiyse onu yapıyor. Böyle davranıyorlar, çünkü esas ilgi alanları Türkiye’yi yönetmek değil, kafalarındaki gizli hedefi uygulamaya koyabilmek. Amaca ulaşmak için her türlü davranışın meşru görüldüğü bir anlayış. Bu arada birkaç "küçük yalan" söylenmiş, onlar için fark etmiyor. Öte yandan Türkiye’de, iktidar partisinin kafasındaki "Müslüman" imajı ile örtüşmeyen Müslümanların baskı altında olduğu da bir gerçek. Namazını herkesin önünde gösteriş için kılmayan bir memursanız, devlette ilerleme olanağınız yok. Kafanızı iktidar partisi ileri gelenlerinin eşleri gibi örtmüyorsanız, sizin sorunlarınız onları hiç ilgilendirmiyor. Müslüman Alevi iseniz zaten yok sayılıyorsunuz. Eğer onların kılıklarında dolaşmıyorsanız, tarikatların ele geçirdiği camilere girip, namaz da kılamazsınız. Dini inancını kendi içinde yaşamak isteyen Müslüman çoğunluğa, dinin belli bir yorumunun dayatılma çabası da bunların tuzu biberi. Baskı altındaki Müslümanlar! "UMREDEN dönen Müslümanlar", İstanbul-Ankara seferini yapacak uçaktaki yerlerini beğenmeyince, "umreden dönmeyen Müslümanlar" uçakta bir saat beklediler. Cidde’den gelen kafilenin, uçaktaki yerlerini beğenmeme gerekçeleri ilginç: Tanımadığımız yolcularla karışık oturmak istemiyoruz! Bu istek THY görevlileri tarafından da "makul" bulunmuş ve bir sonraki uçağa binmeyi kabul eden umre kafilesinin bagajlarının indirilebilmesi için uçak 1 saat rötar yapmış. THY’nin uçağa binmiş yolcuların yerlerini beğenmeyerek inmek istemelerine karşı uyguladığı prosedür demek ki buymuş! Uçak, yolcuların tümü indirilerek yeniden neden aranmamış, merak ettim. Bunun en temel güvenlik kuralı olduğunu THY bilmiyor mu? Bu arada "umreden dönmeyen Müslümanların" uçakta kaybettikleri vakti ve kaçırdıkları toplantıları saymıyorum tabii. Bir de şunu sormak istiyorum: Bu uygulama, uçaktaki yerini beğenmeyen her yolcu için geçerli bir uygulama mıdır? Yalnız dikkat ediyorum da konu demlenip Babacan'ın nasıl bir yalancı olduğu ortaya çıkınca "Babacan doğru demiş" diyen arkadaşlar da topikten elini çekti. Ama yeni haber/yorum geldikçe ben bu topiği havada tutacağım ;)
sir Mesaj tarihi: Mayıs 31, 2008 Mesaj tarihi: Mayıs 31, 2008 eheh aynı kafadaki bisürü insanın, tek elden çıkmış gibi görünen yazılarını koyun ve "gerçeğe" ulaştığınıza inanın. ben yapacağım açıklamayı yaptım bu topik için, babacan da kendi fikrini açıklamıştır ve tabii ki de kastettiği şey, gayrimüslimlerin sorunları olduğu gibi müslümanların da devletle ilgili sorunları olduğudur. devletimiz ve resmi ideolojimiz nasıl yaşamamız, nasıl ibadet etmemiz, nasıl giyinmemiz gerektiğini bize dikte etme hakkını kendinde gören bir yapılanma içindedir, kurulduğundan beri. devlet yapısı demokratikleşmedikçe de bu böyle olmaya devam edecektir ve "dışarıda" kalanlar, ötekileştirilenler de bu ülkede her zaman iktidarın en güçlü adayı olacaklardır (silah veya hukuk zoruyla devrilmezlerse tabi). bone, dediklerinin cevabı quote ettiğin postumun devamında mevcut zaten, hala yeterli gelmiyosa öm'den falan devam ederiz.
sg-1 Mesaj tarihi: Mayıs 31, 2008 Mesaj tarihi: Mayıs 31, 2008 Devletin dikte ettiği derken "flört zinadır, parfüm terbiyesizliktir"i kastediyorsan, evet, haklısın. Ama, yok, size göre devlet/ideoloji(adını bile yazmaya üşeniyorsunuz, gerçi yazmayın, lekeleyip durmayın) "dininizi bireysel olarak, dilediğiniz gibi yaşayın" derken halkın "ümmetleşme, kullaşma eğilimi"ne karşı gelmiş oluyor, cemaatler, tarikatlar bundan yara alıyor ve bu "demokrasi"ye uymuyor ne hikmetse. Ötekileşen sömürgeci tarikatların devleti yavaş yavaş ele geçirmesi de halkın "ümmetleşme eğilimi"ni demokrasi adı altın çok güzel sömürmesi zaten. Biraz ağırdan alsam daha iyi galiba, mazallah 80 bin caminin süngüsüyle saldırırsınız şimdi siz asdafsd Ayrıca nasıl giyinmemiz, nasıl yaşamamız gerektiğini bize göstermeyecekse, kurallar koymayacaksa devletin işi ne, anarşi olsun, takılalım kafamıza göre. Devletin nasıl ibadet etmemiz gerektiğini anlattığı anayasa maddesini ben kaçırmışım, onu bi ara quote'larsın. Gayrimüslimlerin tek sorunu da aşırı müslimlerin boğazlarını kesme endişesi sanırım.
sir Mesaj tarihi: Mayıs 31, 2008 Mesaj tarihi: Mayıs 31, 2008 ahahah ne de güzel çarpıtmalar bunlar böyle? yılmaz özdilden öğreniyosun bunları heralde ;) devletin dikte etmesi şöyle ki: "bu kıyafetle buraya giremezsin, meslek sahibi olamazsın, kamusal alana adımını dahi atamazsın. bu kıyafet müslüman kıyafeti değildir, örf ve adetlerde yoktur, sen bunu kasıtlı olarak takıyosun, neyin müslümanlığa uygun olduğuna biz karar veririz". yeterince açıklayıcı olabilmişimdir umarım. tarikatlar devleti ele geçirirken, özelleştirmelerle devlet küçülmekte. çok enteresan, ele geçirmek istedikleri şeyi niye satıyo bu adamlar yabancı sermayeye? türbanlılar da tarikat mensubu mu? niye evlerinde veya tekkelerde oturmak yerine alışveriş merkezlerinde takılıyolar, üniverstede okumak istiyolar? tabi hepsi bunların gizli ajandası, ele geçirme taktiği, haklısın. o yüzden AB'ye şikayet ediyoruz yeteri kadar demokrasi yok diye, ama aslında amacımız daha az demokrasi! o yüzden bu devlet AİHM'de en çok yargılanan ve mahkum olan devlet. akpden önce herşey sütlimandı. sokakta giyindiğin gibi üniversteye giremiyosun, hadi bi düşün. bi de irana çok kızıyosunuz herkesin zorla başını örtüyolar, teftiş ediyolar diye, burda da zorla açtırıyolar kamusal alanda, fark nerde?
Ardeth Mesaj tarihi: Mayıs 31, 2008 Mesaj tarihi: Mayıs 31, 2008 Efsane bakanlarımız var ya bir araya koyarsak bunları tepkimeye girerler mi acaba
Bone Mesaj tarihi: Mayıs 31, 2008 Mesaj tarihi: Mayıs 31, 2008 Ardeth said: Efsane bakanlarımız var ya bir araya koyarsak bunları tepkimeye girerler mi acaba supernova
sg-1 Mesaj tarihi: Mayıs 31, 2008 Mesaj tarihi: Mayıs 31, 2008 sir said: ahahah ne de güzel çarpıtmalar bunlar böyle? yılmaz özdilden öğreniyosun bunları heralde ;) devletin dikte etmesi şöyle ki: "bu kıyafetle buraya giremezsin, meslek sahibi olamazsın, kamusal alana adımını dahi atamazsın. bu kıyafet müslüman kıyafeti değildir, örf ve adetlerde yoktur, sen bunu kasıtlı olarak takıyosun, neyin müslümanlığa uygun olduğuna biz karar veririz". yeterince açıklayıcı olabilmişimdir umarım. tarikatlar devleti ele geçirirken, özelleştirmelerle devlet küçülmekte. çok enteresan, ele geçirmek istedikleri şeyi niye satıyo bu adamlar yabancı sermayeye? türbanlılar da tarikat mensubu mu? niye evlerinde veya tekkelerde oturmak yerine alışveriş merkezlerinde takılıyolar, üniverstede okumak istiyolar? tabi hepsi bunların gizli ajandası, ele geçirme taktiği, haklısın. o yüzden AB'ye şikayet ediyoruz yeteri kadar demokrasi yok diye, ama aslında amacımız daha az demokrasi! o yüzden bu devlet AİHM'de en çok yargılanan ve mahkum olan devlet. akpden önce herşey sütlimandı. sokakta giyindiğin gibi üniversteye giremiyosun, hadi bi düşün. bi de irana çok kızıyosunuz herkesin zorla başını örtüyolar, teftiş ediyolar diye, burda da zorla açtırıyolar kamusal alanda, fark nerde? Ben devlet kıyafet dikte ettirmiyor demedim ki, toplumsal yaşamı kontrol altına alıp hizmet alanların rencide olmasını engelleyecek şekilde düzenleyecek tabi. Sen nasıl karşında göbeği açık, punk saçlı, ayağında şortlu birini karşında memur olarak istemezsen başka biri de türbanlı ya da şalvarlı birini görmek istemeyebilir, madem illa ki özgürlük özgürlük yalanındasınız, alın size özgürlük. Neyin müslümanlığa uygun olduğuna da devlet karar veriyor zaten, bak orada kapı gibi diyanet, onu da eleştirsenize, aldığı bütçelere laf söylesenize hadi, madem istemiyorsunuz devletin din dikte etmesini. Özelleştirmelerle devlet küçülürken nedense Araplara, tarikatlara falan satılıyor satılanlar da ehüehe. Bişey farketmiyor yani, bi cepten çıkıp ötekine ;) Bi Tüpraş'ı kurtardık hiç olmazsa, ona paraları yetmedi. Daha fazla demokrasi isteyip daha rahat ümmetleştirmek fikrinin babası ben değilim, yanılıyorsun, hani şu durağa gelince inme mevzusunu kim söylemişti yav, Barbara Bush mu, yoksa Sean Connery mi? Hatırlayamadım şimdi.
sir Mesaj tarihi: Mayıs 31, 2008 Mesaj tarihi: Mayıs 31, 2008 hizmet verenleri düzenledi hadi neyse dedik geçtik, hizmet alanlara niye karışıyo? esas özgürlük punkçının da türbanlının da üniverstede öğrenci olabilmesidir ve devletin üniverste kapısına bekçi dikip insanları teftiş etmemesidir. diyanete başından beri karşıyım zaten, niye laf söylemiyim, laik bi devlette diyanet işleri olmamalı, özel yapılmalı bu işler. eğitime, bilime, sanata harcanacak bisürü para diyanete gidiyo..tabi haddinden çok daha fazla miktarda para da askeriyeye gidiyo o da ayrı mesele..camiiler özelleştirilsin hatta, devlete ne biçim para girer, iyi fikir bu bak =) satılanlar ayrı idaresi devredilenler ayrı, ülkemize giren tek yabancı sermaye arap sermayesi dersen kargalar bile güler buna yani =) ümmetleştirmek nedir? ulusallaştırmak gibi bişi heralde..elizabeth taylor söylemişti o bağlamda bişiler.
sg-1 Mesaj tarihi: Mayıs 31, 2008 Mesaj tarihi: Mayıs 31, 2008 Hizmet alanlara karışılmıyor devlet dairelerinde, sadece ünilerde sıkıntı var, o da başta din sömürücüsü bir parti olmasa çoktan çözülürdü ya, kaşıya kaşıya çıban ettiler orayı böyle. Camilerin özelleştirilmesi iyiymiş, yazıcılara 1000 tane, okuyuculara 1500 tane, nakşibendilerle aczimendilere 2500'er tane, süper olur ha, "camiler kışlamııııızzz..." ehüehe Ülkeye giren tek yabancı sermaye Araplar değil, ama büyük davetler alıyorlar, hatta ne daveti ayağına gitti ApoGül daha ne olsun. Telekom'u da verdik zaten. Oh mis. Ümmetleştirmek şimdilik şudur, "kul olun, namaz kılın, oruç tutun, para kazanın, zekatınızı öğrencilere(!) verin, fethullah babanın yayınlarını dinleyin, okuyun, okuyun, okuyun, bi halt anlamayacağınız şeyleri okuyun, okuyun da okuyun. Ama illa ki kızlar Türban taksın, o olmadan kılınan namazın da hükmü yok." Bunun sürüm 2.0'ı da yapım aşamasında, kısa zamanda piyasaya çıkacak.
Dregoth Mesaj tarihi: Mayıs 31, 2008 Mesaj tarihi: Mayıs 31, 2008 Diyanet işlerini savunmuşunuz? Çüş... Diyanet işleri denmemeli o kuruma, sünni müslümanlık kurumu olabilir yeni adı.
sg-1 Mesaj tarihi: Haziran 4, 2008 Mesaj tarihi: Haziran 4, 2008 Mehmet Y. Yılmaz said: AKP’yi ’kavga ederek kurtarmak’ istiyorlar DIŞİŞLERİ Bakanı Ali Babacan’ın, "Türkiye’deki Müslüman çoğunluk da dini özgürlükleriyle ilgili sorunlar yaşıyor" sözleri "politik bir gaf" değil. Tam tersine bilinçli bir politikanın ürünü. Başbakan’ın da Babacan’a açıkça destek olmasının nedeni bu zaten. Bu durum, genel seçim başarısını yönetme becerisini gösterememenin doğal bir sonucu. Seçim gecesi verilen bir sözün tutulmadığının görülmesi, AKP’ye oy verenlerin önemli bölümünde hayal kırıklığı yarattı. Bunun üzerine bir de kapatma davasının gelmesi ve AKP yöneticilerinin bu süreci de idare etmekte yetersiz kalmalarının doğal sonucu, AKP’nin güç kaybı oldu. Nitekim son araştırmalar bunu doğruluyor. İnsanlar, bir genel eğilim olarak bir topluma, gruba vs. bağlılıklarını en çok "saldırıya uğradıklarını düşündükleri" yönleriyle tanımlamaya eğilimlidir. Aynı kimliği paylaştığını düşünen insanların ortak paydaları "ezilen" olmaktır. Böyle grupların "öfkelerini" aynı amaç etrafında birleştirmek de "kavgacı önderlere" düşer. Ezildiğine inandırılan kitleler, o kavgacı önderin etrafında daha sıkıca kenetlenirler. AKP’nin bugün içine düştüğü durumdan kurtulmasıyla ilgili olarak tasarlanan bir strateji bu. Ve bunun için, "Müslümanlar dini özgürlüklerini kullanamıyorlar" söylemi icat edildi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, dün Başbakan’dan "Müslümanların hangi özgürlüklerini kullanamadıklarını açıklamasını" istedi. Bir yanıt alamayacak; çünkü bu, ülkemizde içi kolayca doldurulamayacak bir teşhis. AKP’nin etrafında birbirine sıkıca kenetlenmiş bir "mağdurlar" kitlesi yaratmayı hedefliyor ve bunun için söyleniyor. Özgürlüklerin kullanılması engellendiği için değil! Not: Bu konuyla ilgili ilginç bir çözümleme için Amin Maalouf’un "Ölümcül Kimlikler" isimli kitabını okumanızı öneririm. (Çeviren: Aysel Bora. Yapı Kredi Yayınları.)
GEd Mesaj tarihi: Haziran 4, 2008 Mesaj tarihi: Haziran 4, 2008 moonfall said: anlamıyorum sizin gozleriniz korelmiş. bu sistem ve onun ürünleri sana ne kazandırdı bugune kadar ailene ne kazandırdı ülkene ne kazandırdı. yaşam standartın ne kadar arttı okuduğun okulun bilimsel üretimi ne kadar arttı benzine suya elektrige odedigin para ne kadar değişti. oturdugun sokak ne kadar güzelleşti kendini ne kadar nitelikli örgütlü bi topluluk icersinde var edebildin? madem ülke icin halk icin var bu partiniz bunlarla yargılayın kendinizi. karşıt gorüslerin sozlerinin veya davranışlarının dogrulugu ya da yanlışlıgı sizin ne kadar dogru ve yararlı oldugunuzu kanıtlamaz. ne verdi sana akp şu 10 yıla yakın zamanda bunu soyle bana? katılmamak elde değil. aksine ülkedeki yozlaşma daha çok artmakta hatta, bu mudur iyi yönetim?
Horizon Mesaj tarihi: Haziran 4, 2008 Mesaj tarihi: Haziran 4, 2008 Üniversitelerde başını örten öğrencilerin eğitim alamaması çok küçük bir sıkıntı yani ki hiçbir sorun yok herkes istediği gibi yaşıyor deniyor. Hadi canım ? Herkes istediği dini yaşadığı içinmi gazetelerde türban türban diye boy boy bu insaları baskı altında bırakan fişleyen haberler görüyoruz ? Bu insanlar bizim insalarımız değil mi ? uzaylımı ? Bizim önümüze yenimi çıktı başı örtülü insanlar. Eskiden bukadar yaygın değildi deniyor hayır yaygındı ama toplumda genel bir baskı vardı başı örtülü heryere gidemezdi. Şimdi ne oldu çağdaşlaşmaya zamana ayak uydurma cesaretini buldular. Heryere girer çıkar oldular. Normali de budur. Siz kendinizi yerine koyun bakalım , kız üniversiteyi okuyamıyor bu nedemek ? hayatı demek HAYATI. Bir meslek sahibi olabilmek , akademik bir başarıya ulaşabilmek için zorla başını açması gerekiyor. Bu mu insanların rahat yaşaması dini ? O insanların hangi ruh halinde olduğunu ne sıkıntılar çektiğini biz orda olmadıkça bilemeyiz. Herneyse bu ülkede kim kime nasıl baskı uyguluyor herkes çok iyi biliyor. Ben zorla başını ört buraya giremezsin denilen bir kamu kurumu ile karşılaşmadım ya da üniversite ile. Ama tam tersi devlet tarafından yapılıyor. Eh işte üniversite , eğitim kurumunda laikliği çiğneyen bizzat devlettir.
Lopeth Mesaj tarihi: Haziran 4, 2008 Mesaj tarihi: Haziran 4, 2008 türbanın dini değilde siyasi olması yüzünden dini baskı yerine siyasi baskı diyebiliriz öyle demeye çalışıyorsan
Öne çıkan mesajlar