Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Caz Festivali 2008


ZaugnaKhaldun

Öne çıkan mesajlar

  • 2 hafta sonra ...
  • 4 hafta sonra ...
Rufus, Marcus Miller, Pink Martini ve Hancock konserleri yorumları için:

http://www.siyahkahve.com/index.php?cmd=7&textID=9456


said:

Siyahkahve'nin müzik işlerinden sorumlu devlet bakanı olarak Caz Festivali'ne kayıtsız kalmam beklenemezdi elbette. Geçen sene olduğu gibi bu sene de festivalin ağır toplarının konserlerinde çalışıyorum, haliyle elimden geldiğince bu konserlerle ilgili yorumlarımı aktarmaya çalışacağım. Aşağıdaki konserlere ek olarak Önümüzdeki günlerde de Caetano Veloso ve Al Jarreau konserlerine gideceğim. Henüz kesinlik kazanmasa da, 14 Temmuz Pazartesi akşamı gerçekleşecek olan Yasmin Levy konserine gitmeyi de planlıyorum, herkese de tavsiye ediyorum kesinlikle.


Gelelim yorumlara:

Öncelikle, İKSV'nin geçen seneki aşırı popülist yaklaşımından vazgeçip caz severlere yönelik bir program hazırlamasına değinmek gerek. Bildiğiniz gibi geçen sene "Caz Festivali" adı altında Robert Plant'ten Bee Gees'e (Robin Gibb) dek alakasız isimleri programa dahil eden Vakıf'ın bu sene tercih ettiği grupların caz müziğin tam ortasında yer aldığını, türe (ve elbette yakın türlere) ilgi duyanları inanılmaz memnun ettiğini söylemem lazım.


2 Temmuz - Herbie Hancock

Açıkçası, benim için büyük bir hayal kırıklığı oldu bu konser. Bunda hem organizasyonun, hem de performansın bana göre vasat olmasının etkisi var. Oldukça sessiz bir konser gerçekleşecekken, saat 10'da Harbiye'nin arka tarafında inşaat makinelerinin çalışmaları, bu yetmezmiş gibi sahnenin arkasında kalan gece kulübü Cahide'nin Taksim'den duyulabilecek kadar yüksek sesli müzik yayını yapması sonucu seyircilerin hiçbiri konserden zevk alamadı. Buna Hancock'un da bozulmasını ekleyecek olursak - ki bu konserle birlikte fark ettim ki, Hancock parçaları albümde daha güzel - oldukça kötü bir Harbiye açılışı oldu festival için.


3 Temmuz - Tower of Power ve Marcus Miller

Senenin en iyi konserlerinden biri! Öncelikle Tower of Power'dan bahsetmek lazım, çünkü bu konseri benim gözümde efsane haline getirdiler kendileri. Bir klişedir tabi ki, Funk ve Soul müzik nerede olursa olsun seyirciyi coşturur, tabiri caizse "satar". Bunu bir kez daha gördük Tower of Power konserinde. Enstrümanlarına inanılmaz hakim müzisyenlerin ve sahne performansı muhteşem olan solistin, gece boyunca seyirciyi coşturmak için yaptıkları her şey gerçekten seyre değerdi. Hatta şunu söyleyebilirim, Tower of Power seyirciyi öylesine tüketti ki, Marcus Miller'da seyircide eşlik edecek güç kalmamıştı.

Marcus Miller'ın kalitesi için söylenebilecek pek bir şey yok herhalde. Slapping tekniğinin mucidi sayılabilecek olan bas gitar virtüözü, Tower of Power ile tam anlamıyla coşmuş olan seyircinin ateşini aldı. Perdesiz basıyla ve - 21 yaşındaki inanılmaz saksafoncunun da dahil olduğu - virtüöz kadrosuyla sahneye çıkan sanatçının, sahne için bir setlist hazırladığından şüpheliyim. Elbette önceden kararlaştırılmış birkaç parçayı çalacaklardı; ama onun dışında çalınan parçalara, ki bunların arasında Beatles - Come Together bile var, sahnede karar verildiğini fark etmek mümkündü. Karar verildi derken, bu kararı sadece Marcus Miller'ın verdiğini söyleyebilirim; zira dikkatli insanlar fark etmiştir, kendisinin grup üzerinde inanılmaz bir kontrolü var ve aralarındaki uyumun da Miller'ın bu liderliğinden kaynaklandığını iddia edebilirim.

6 Temmuz - Pink Martini

Harbiye Açıkhava Tiyatrosu'nda gerçekleşen 3. Caz Festivali konseri, Türkler'in yakından tanıdığı ve çok sevdiği bir gruba aitti: Pink Martini. Türkler'e, Türkiye'ye ve İstanbul'a karşı çok büyük bir sevgi besleyen grup; bu sevgilerinin karşılığını tam anlamıyla aldı 6 Temmuz akşamı Harbiye Açıkhava'da. Grup elemanları solo atarken
sahnedeki sandalyesine oturup fincandan - tahminen - çay içebilecek kadar "cool" solist China Forbes, seyircileri büyüledi resmen. Kariyerlerinin her döneminden parçalar çalan grup, arada Amerika Demokrat Parti başkan adayı Barack Obama'ya olan desteklerini belirtmeyi de ihmal etmedi (ki bunu festival boyunca daha çok göreceğiz sanırım).

Bir kez daha belirteyim: Pink Martini bizi ne kadar çok seviyorsa, Türkler de Pink Martini'yi o kadar çok seviyor. Her ne kadar ilginç bir şekilde önceki konserlere kıyasla daha az seyirci gelmiş olsa da konsere, gelen seyirciler bütün konser boyunca gerek şarkılara eşlik ettiler, gerekse büyük bir alkış yağmuruna tuttular grubu. Biste çalınan Katibim ile birlikte yaşanan curcunayı da üstüne eklersek, konserden her iki tarafın da çok mutlu ayrıldığını tahmin etmemiz güç olmaz.


8 Temmuz - Rufus Wainwright

Benim için Caz Festivali'nin en heyecan verici konserlerinden biri olan Rufus Wainwright konseri, yukarıdaki 3 konserden farklı olarak Topkapı Sarayı'ndaki Aya İrini Kilisesi'nde gerçekleşti.

Sahneye tek başına, tanıtım görsellerinden aşina olduğumuz pembe ceketiyle çıkan Rufus'un sıcaklıktan dolayı gömleğiyle - ve parmak arası terliğiyle - kalması için birkaç parçadan fazlası gerekmedi. Açıkçası, Rufus'un ses tonunu pek beğenmeyen birisi olarak, konserden ne beklemem gerektiğinden emin olamıyordum; ancak Rufus gerek parça tercihleri, gerek doğal, bir o kadar da kendinden emin sahne duruşuyla beklentilerimin oldukça üstüne çıktı. Şarkı aralarında sürekli konuşan Rufus, neler söylemedi ki! Boğaziçi Köprüsü ışıklandırmasının "gay" liğinden başlayıp, Barack Obama'ya geçen, kendi eşcinselliğinden duyduğu gururdan girip şarkı sırasında sahneyi basan kediyle dalga geçen Rufus, samimiyetiyle de seyircilerin hayranlığını kazandı. Bütün biletleri satılan konserin yaklaşık 1.5 saat sürdüğünü, ve Aya İrini atmosferiyle muhteşem bir uyumda olan; çok güzel bir şekilde yorumlanan Hallelujah ile sona erdiğini de detay olarak ekleyeyim.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

rufus cok iyiydi sahneye kedi falan cıktı hatta. Aralarda konusup durdu, "you have a gay-bridge" dedi, e dogru simdi ısıklar falan boyle yesil kırmızı pembe mor bir değişik. Komik adam vesselam. Ama onemli olan komikligi degil de sesini cok rahat kullanıyor nasıl bir sesi varsa oyle alkıslar rufus beyfendiye!
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...