Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

pacman oynayan maymun; bonobo (evrim'e güzel bir kanıt)


karpuz

Öne çıkan mesajlar

evet hayatın bi anlamı olduğuna inanma isteği, bolukta olmama isteği, boşluğa bişeyleri tıkıp cevap olarak kabul etmek gibi duygusal yaklaşımları eleyince, şuur denilen şeyin olmaması aksine herşeyin basit bi olasıklık zinciri üstüne kurulmuş olması cok daha mantıklı.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Sonuçta bazı konularda kendimiz boşuna yoruyor olabiliriz. bir felsefecinin analojisi vardı. Eğer dünyadaki herkes etrafındaki herşeyi mavi gösteren lenslerle doğsaydı renk kavramını ve diğer renkleri asla keşfedemeyeceğimiz bir kalıpla yaşamak zorunda olabilirdik. Yani yeşil ve kırmızı renkler doğada var olmasına rağmen bizim aklımızda kurabileceğimiz tek ilişki mavi izlenmi ile mavi dalganın dalga boyu olurdu.

Şu an yaptığımız görünebilir ışık tanımı gibi. Misal gözlerimiz kırmızı ötesini görebiliyor olsaydı algıladığımız ışık dalgaları beynimizde nasıl bir izlenim yaratırdı acaba, bundan yeni bir renk doğar mıydı? Şu an tanımladığımız tüm renkler, tecrübe ettiğimiz renk spekturumunu açıklayacak bir model sadece: kategorilendirme modeli. Ama şuan ben kimsenin 800nm civarındaki dalga boylarının aklımızda canlanan
"kırmızı" ile alakasını açıklayabileceğini sanmıyorum. Bu ikisi arasındaki ilişki bizim aşamayacağımız bir kalıbın üzerinde bir bağlantı ile kuruluyor olabilir. Biz ise sadece bu ilişkiyi tecrübe ediyoruzdur o kadar.

Bizim üzerimize biçilen kalıplar bazı şeyleri anlamamızı imkansız kılıyor olabilir ama onun da ötesinde onların var olduğunu fark etmemizi bile engelliyor olabilir dolayısıyla onları açıklamaktan çok uzakta olabiliriz.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Cuce said:
evet hayatın bi anlamı olduğuna inanma isteği, bolukta olmama isteği, boşluğa bişeyleri tıkıp cevap olarak kabul etmek gibi duygusal yaklaşımları eleyince, şuur denilen şeyin olmaması aksine herşeyin basit bi olasıklık zinciri üstüne kurulmuş olması cok daha mantıklı.


Herşeyi tek bir modelle açıklamaya çalışmak doğru değil bence. Doğada determinizmin ağır bastığı fenomenler var, olasılığın ağır bastığı fenomenler var. Ama olasılık dediğin şey bile doğa'nın bugün gördüğümz şeklinde var olması yönüne çalışıyor. İki oksijen atomu etrafında yerleri kesin belli bir elektron grubu olması yerine, bu elektronların o iki atom etrafında bir yerlerde bir "bulunma olasılığı dağılımı" olması, o iki atomun birbirine bağlanma enerjisini oluşturan şey.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Benim de daha önce düşündüğüm bir noktaya geldin.İnsanın anlamasının bir sınırı vardır oda bu evren,
Zihnin üreteceği her düşünce önceden görüp,duyduğumuz,hissettiğimiz olgulardan bir parça taşır peki daha önce hiç karşılaşmadığımız ve hiçbirşeye benzemeyen bir varlığı anlıyabilir miyiz ?Hayır.
Kısacası bu evrenin sınırı dışına çıkıyorsak orda artık bilim yoktur sadece matematik vardır.Ben bu matematiğe din diyorum
Ha diyceksiniz bilimden konuş, ama o bahsettiğim matematik bilimi kabul eder ve bilimin buldukları olgularla denklemlerini kurar aha buda konunun bilimle ilintisi
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

owshit said:
Benim de daha önce düşündüğüm bir noktaya geldin.İnsanın anlamasının bir sınırı vardır oda bu evren,
Zihnin üreteceği her düşünce önceden görüp,duyduğumuz,hissettiğimiz olgulardan bir parça taşır peki daha önce hiç karşılaşmadığımız ve hiçbirşeye benzemeyen bir varlığı anlıyabilir miyiz ?Hayır.
Kısacası bu evrenin sınırı dışına çıkıyorsak orda artık bilim yoktur sadece matematik vardır.Ben bu matematiğe din diyorum
Ha diyceksiniz bilimden konuş, ama o bahsettiğim matematik bilimi kabul eder ve bilimin buldukları olgularla denklemlerini kurar aha buda konunun bilimle ilintisi


Matematik bile başta bazı kabuller yaparak yola çıkar her hangi bir matematiksel yöntemin kanıtlamayacağı ya da açıklamayacağı kabullerdir bunlar. Yapılan kabuller göz önüne alındığında matematik de mutlaktır, din de. Fakat matematikten farklı olarak din çok daha yüksek miktarda kabul üzerine dayanır ikisinin sistematiği farklı olduğu için ikisi arasında bir analoji kurmak zor.

İki sistematik arasındaki farkı ortaya koyabiliriz ama. Matematiğin doğa bilimlerine daha uygulanabilir bir alet (ve sanat) olduğunun göstergesi, doğa bilimlerinin matematikle beraber gelişebilmesi gibi matematiğin de doğa bilimleriyle beraber gelişebilmesidir. Bu ikisi arasındaki uyumu açıkça ortaya koyar. Din ise o kadar güçlü kabullere sahiptir ki, her şey dinle beraber gelişir ama din başka şeylerle beraber gelişmeye ihtiyaç duymaz tüm sistematiği tanımlıdır zaten. Çözülemeyen problemleri yoktur çünkü çözülemeyen problemlere karşı her zaman omnipotent cevapları vardır. Matematik amacına daha ulaşmamıştır, yani herşeye cevabı üretmemiştir. Fakat dinler üretildikten çok daha kısa bir süre herşeyin cevabına ulaşır çünkü din'in uğraştığı problemler, doğa bilimlerine kıyasla insan algısının çok daha üstünde problemler olduğu için çok büyük ve güçlü kabuller yapmak zorunda kalır. Bu da yine din'le doğa bilimlerinin uyumsuzluğunu ortaya koyuyor. Ama tabi ben dinle doğa bilimleri kesin olarak karışmaz gibi bir kalıbı kabul etmiyorum.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

İşte burda sen ve birçok insanın yanlış anlaması söz konusu, dindeki kabul edişlerin salt mantıksal tanımlamaları vardır, fakat ; bunlar günümüzde izdivaya çekilmiş alimler ve eski bilginler tarafından bilinmektedir .Din(gerçek manada din) bilimi kabul eder ama gelişmez, din bir matematiktir ama insanlar kendi matematiğini geliştirirken , din ulaşılabilecek en karmaşık denkleme ulaşmıştır zaten.
Deminde dediğim gibi dinin gerçekler çoğu insan tarafından bilinmiyor unutuldu,unutturuldu,kirletildi, insan önyargıları bu sahayı kapatıp aslında asırlardır var olan bilgileri yeni baştan kendi sistematiklerinde keşfettirdi, bunun adıda bilimdir.
Halbuki derin düşünen herkes gerçekte dinin son derece mantıklı olduğuna ve bahsettiğin kabullenmelerin rasyonel açıklaması olduğuna ulaşabilir.
Matematikte birim bazda açıklanamaz kabullenmeler var demiştin.Dinin kabullenmesi de önceki postta dediğim gibi akıl sınırı dışında bir olguyu anlıyamıyacağımızı kabul etmektir
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

owshit said:
İşte burda sen ve birçok insanın yanlış anlaması söz konusu, dindeki kabul edişlerin salt mantıksal tanımlamaları vardır, fakat ; bunlar günümüzde izdivaya çekilmiş alimler ve eski bilginler tarafından bilinmektedir


owshit said:
din ulaşılabilecek en karmaşık denkleme ulaşmıştır zaten.
Deminde dediğim gibi dinin gerçekler çoğu insan tarafından bilinmiyor unutuldu,unutturuldu,kirletildi,



Valla şu noktada tartışmaya herhangi faydası olacak bir bilgi sunmuyorsun. Bu argümanın birinin "din gerçek değildir bunu insanlar yaratmıştır" ya da "tanrı'nın gerçek olmadığını kanıtlamış bilim adamları vardır ama bunlar fikirlerini açıklamamıştır" deyip gitmesi kadar bilgi içeriyor.


owshit said:
Halbuki derin düşünen herkes gerçekte dinin son derece mantıklı olduğuna ve bahsettiğin kabullenmelerin rasyonel açıklaması olduğuna ulaşabilir.


Bu da az biraz birinin çıkıp "din'e inan insanlar kördür, kalıplar içersinde düşünür" demesine denk geliyor. Ya da "derin düşünebilen herkes din'in gerçek olamayacağını anlar" diye yeniden düzenleyebiliriz.

Bu tür argümanlar tartışmanın verimsizleşmesine sebep oluyor. Ben yukardaki argümana karşı ne diyebilirim ki.

Ama Matematikte de bazı kahinler vardır öyle ki bu insanlar zaman zaman onlar kadar zeki olmayan insanların anlayamayacağı kadar kısa ve basit bir şekilde bazı doğru sonuçlara varırlar. Ama matematik bu sonuçlarla yetinmez, o insanların belki bir kaç ayda kendi kanıtladıkları şeyleri kanıtlamak için senelerce belki bir yüz yıl boyunca uğraşır. Ben din açısından böyle bir çaba görmüyorum o yüzden matematikten bile daha fazla kabule dayandığını düşünüyorum.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Şimdi bu noktada hakikatten diyeceğim bir şeyim yok sana evrenin tarihini anlatmam lazım tatmin olman için, ama en basitinden şunu düşün şuursuzluktan , şuur doğmaz işte dinde bunu diyor ve herşey burda başlıyor,
Gerisinde bilim ve din paralel ilerliyor.Dediğin gibi herke ortaya argümansız bir fikir atabilir ama kusura bakma bu konudaki argümanlar bütün insanlığın tarih boyunca araştırdığı gerçekler yani sabaha kadar anlatırız
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Bu arada dinden kastım evrensel bir kalıptır.Kalkıp hristiyanlık,müslümanlıktan falan bahsetmiyorum olayı fikir kökeni olarak anlatıyorum tabiki insanların uydurduğu dinler var ama bu dinlerde esasında hep aynı gerçeği söyler, kısacası bütün dinler kökende aynıdır, bende o köken mutlak dinden bahsediyorum
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Ardeth said:
Ama şuan ben kimsenin 800nm civarındaki dalga boylarının aklımızda canlanan
"kırmızı" ile alakasını açıklayabileceğini sanmıyorum.


yanı acıklamasıda gerekmiyo bi noktada aslında, bir acıklamaya ihtiyacın varsa, osman teorisinin acıkladığını kabul edebilirsin veya mehmet veya ahmet, veya 800nm diye bişi var kırmızı diye bişi var bunlar ilişkili güzel ama kırmızı bi yandan kırmızı 800nm de bı yandan 800nm dir diyebilirsin umrunda olmaz sonucta. kırmızıda güzeldir 800nm de.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Flameoffear said:
Evrim= Canlının iyiye doğru gelişmesi.

Bu nokta da evrim vardır.
Darwin'in evrim teorisi kendi evrim teorisidir. Zaten çürümüş bir teoridir. De evrimi Darwin sanan zihniyet hala evrim yok demeye inat ediyor. Oda güzel.


Bugün bile evrim teorisi bazı insanlarca dine karşı bir liman olarak kullanıldığından bazı insanlar karşı çıkıyor. Yoksa hem dinin hem evrimin aynı anda varolması çelişki olurdu.

Evrim filan yok işte dağılın.



Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • 2 hafta sonra ...
Flameoffear said:
Evrim= Canlının iyiye doğru gelişmesi.


Aslında hep iyiye değil bazen de kötüye hatta bu sıralarda direk kötüye. bi video vardı maymun insan oluo sonra da obez oluo fln :)

evrim değil zaten bunun adı modifikasyon.
canlı ortama uyum sağlamak zorunda bu yüzden değişim oluor tabi.

bkz: emo
:D
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...